Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

mehmet

Admin
  • Content Count

    356
  • Joined

  • Last visited

Posts posted by mehmet


  1. Geleneksel iftar buluşmasına iştirak eden tüm katılımcılara biraz geç de olsa teşekkür ediyorum. Her ne kadar şahsi işlerim münasebetiyle muhabbete kopuk kopuk dahil olsam da gayet keyifli ve hoş bir buluşma oldu. Üsküdar ile özdeşleşen Aziz Mahmud Hudai Hazretleri'nin manevi sancağı altında yapılan muhabbetin tadına doyum olmuyor. Seneye daha kalabalık olmak temennisiyle, saygılarımı sunuyorum.

     

    Sigara kullanan biri olarak bu husustaki rahatsızlıkları nazara alacağımı şahsım adına garanti ediyorum.


  2. Programın ilanında ve sonrasında yaşanan bilgi aktarımı konusundaki noksanlıklar için herkesten özür diliyorum. Site yönetimi olarak bu programı iyi organize edemediğimiz aşikar. Ben belli noktalara açıklık kazandırayım ki kafalarda soru işaret kalmasın. Yukarıda da belirttiğim gibi programı Beykoz Belediyesi Kültür müdürlüğü ile ortaklaşa tertipledik ve gerçekten programın hazırlanma aşamasında ciddi bir mesai harcadık. Gelin görün ki öngörmekte zorlandığımız çeşitli sorunlar münasebetiyle bazı aksamalar oldu. Yer, gün ve saat hususları oldukça geç netleşti, elde olmayan sebeplerle. Tüm bu hususlarda da belediyenin olanakları ölçüsünde karar alındığından bizim site olarak esnek olmamız mümkün olmadı. Bunlara bizim yaşadığımız sıkıntılar da eklenince ilan ve organizasyon kısmı eksik kaldı ne yazık ki. Gelenler olmuş ise umarım beğenmişlerdir. Ben şahsen keyif alarak dinledim. Program saatiniz biraz geç olması ve havanın da yağışlı olması sebebiyle salon tam olarak dolmadı ama yine de hatrı sayılır bir kitlenin programa iştirak ettğini belirtelim.

     

     

    Malum olduğu üzere, eldeki kaynaklar kısıtlı olduğu için bu tarz programları belli kuruluşlar üzerinden gerçekleştirmek mümkün oluyor. Umulur ki ilerleyen dönemlerde tamamen kendi kontrolümüz altında ve site üyelerinin talepleri doğrultusunda programlar gerçekleştirebiliriz.

     

    Programla ilgili fotoğraf ve video görüntüleri hazır olduğunda üyelerimizle paylaşılacaktır.


  3. Yer: Anadolu Hisarı Feridun Karakaya Kültür Merkezi

    Tarih: 25 Mayıs Cuma

    Konuşmacılar: Vahap Akbaş-Dursun Gürlek

    Sanatçı: Aykut Kuşkaya

    Sunucu: Selahattin Kocaaslan

     

     

    Sitemizin Beykoz Belediyesi Kültür Müdürlüğü işbirliği ile tertiplemiş olduğu anma programı yukarıda bilgilerini paylaştığımız şekilde gerçekleştirilecektir. Her ne kadar programın yürütücüsü Beykoz Belediyesi olarak görünecek olsa da site yönetimi olarak programın hazırlanmasındaki emeğimizin büyük olduğunu belirtelim.

    Programın içeriğini; resim sergisi, şiir dinletisi, video gösterimi, Üstad’ın hayatından kesitlerin aktarılacağı konuşmalar ve küçük çaplı bir konser oluşturacaktır. Programın başında küçük ikramlarımız ve bitişinde ise “O ve Ben” adlı eser ile sitemiz tarafından hazırlanan CD dağıtımı yapılacaktır.

    Programın içeriğinin kesinleşmesinde yaşanan bazı gecikmeler dolayısı ile programın duyurusunu bugüne bıraktık. Bunun için de özür de affınıza sığınıyoruz.

    Tüm site kullanıcılarını anma programına bekliyoruz.

     

    Başlangıç saati : Kokteyl 19:30, Program : 20.00

    • Like 2

  4. Programa katılan herkese çok çok teşekkür ediyorum. İçeriğinin neredeyse tamamını bizim şekillendirdiğimiz bu program dolayısı ile olumlu tepkiler almak bizleri oldukça sevindirmiştir. Program evvelinde ve esnasında ortaya çıkan ufak tefek aksaklıklar dolayısı ile hepinizden özür diliyorum. N-f-k.com üyelerini orada buluşturmak icap ederdi ancak bizzat programın başındaki kişi olarak yoğunluğun verdiği unutkanlıkla bu hususu atlamış bulunduğumu itiraf etmeliyim. Bir dahaki sefere n-f-k.com grubu olarak programı takip etme imkanına sahip olacağız inşallah.

     

    Programa katılım noktasında bir sıkıntı yaşanmadı çok şükür. 150 kişiye yakın bir genç izleyici kitlesine programı sunma imkanına kavuştuk. Program, davetiyede de yazdığım üzere açılış konuşması ve video gösterimiyle başladı, akabinde Hocamızın ve Adminimizin konuşmaları ile devam etti. Şiir dinletisi kısmında da 2 genç arkadaşımızdan 4 şiir dinleme fırsatı yakaladık. Anneme Mektup, Şarkımız, Sakarya ve Destan şiirlerini özellikle seçtik. Programın kapanışını ise Üstad'ın kendi sesinden okuduğu Gençliğe Hitabesini video gösterimi şeklinde sunarak yaptık. İçerik itibarı ile dolu ve tatmin edici bir program olduğunu sizlerin ağzından duymak bizim için çok önemli. Gelecekte tertip edeceğimiz programlar sizlerin de desteği ile çok daha güzel olacak inşallah.

     

    Program çıkışında Üstad'ın kaleme aldığı piyesler ve Üstad'ın 27. Doğum ve Vefat Yıldönümü hasebi ile bastırılan dergiler dağıtıldı. Umut ediyorum ki buradan programa katılıp da bu eserleri alamayan olmamıştır. :)

     

    Prorgramla ilgili fotoğraf ve video görüntüleri elime geçtikçe bu başlık altında sizlere ulaştıracağım. Ayrıca bazı yerel gazetede çıkacak haberlerin linklerini de buradan ilan edeceğim.

     

    Katılımlarınız ve verdiğiniz destek için tekrar hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bundan sonraki organizasyonlarda buluşmak dileği ile...


  5. aaapx.jpg

     

    Ak Parti Beykoz İlçe Gençlik Kolları'ndan gelen talep üzerine sağlamış olduğumuz katkı neticesinde tertip edilen" Üstad Necip Fazıl Kısakürek'i Anma ve Anlama" programına tüm üyelerimiz davetlidir. Kıymetli adminimizin de Mehmet Niyazi Özdemir Hoca ile beraber konuşmacı olarak katılacağı programa hali-vakti müsait olanların iştirak etmelerini gönülden dilerim. Her platformda Üstad'ı anlatmayı kendine gaye edinmiş sitemizin ve yöneticilerimizin bu programa katkılarının ve iştiraklerinin altında hiçbir siyasi mülahaza yatmadığını da özellikle beyan etmek isterim.

     

     

    Yer: Ahmet Mithat Efendi Kültür Merkezi ( Anadolu Hisarı- Beykoz)

    Tarih/ Saat: 26.05.2010 Çarşamba / 19:30

     

     

    Not: Bu başlık altında programa katılacağını yazan üyelerimize detaylı bilgi ve iletişim numarası ÖM yolu ile bildirilecektir.


  6. Kitapların fotoğrafları birkaç gün içerisinde Mehmet tarafından paylaşılır sanırım

     

    Geç de olsa Yunus Çoşkun abimize teslim etmiş olduğumuz kitapların fotoğraflarını paylaşalım. Yaşanan gecikme dolayısı ile herkesten özür diliyorum. Bu vesile ile, kitap dağıtım projesinde emek sahibi herkese teşekkür ederim. Üyeler ile böyle büyük çaplı bir organizasyon çerçevesinde birlikte olmak ayrıca gurur verici.

     

    picture_00483.jpg

     

    picture_00484.jpg

     

    picture_00485.jpg


  7. Merhamet üzerine yazılmış olan eserlerin belki de en tepesinde yer alan " Reis Bey" 'in Dadaşlar diyarı Erzurum'da sahnelenecek olması sevindirici bir hadise. Erzurumlu tüm dostlarımızın bu nimetten istifade etmelerini temenni ediyoruz. Ayrıca, oyunu ücretsiz olarak sahneleyen Palandöken Belediyesi'ne de şükranlarımızı sunalım.

     

     

     

    Reis Bey filmini sitemizden izlemek için buraya, eser hakkındaki incelemeyi okumak için buraya, eserden bazı kesintilere ulaşmak için ise buraya tıklayabilirsiniz.


  8. Kaynağı belirtilmemiş nüktelerin çoğunluğunun, kime ait oldukları ispat edilemeyen ve birtakım kimselere atfen anlatılagelen nüktelerden teşekkül ettiklerini görüyoruz. Mesela achartave'nin linkini kopyaladığı nüktenin birçok kimseye atfedildiğini fakat gerçek manada, kime ait olduğunun bilinmediğini NFK- Fan aynı başlıkta izah etmiş. Ancak şu var ki, Üstad'a atfen hazırlanmış sitemizde bu türden konuların paylaşılmasında ve bu konular etrafında yorumlar yapılmasında aşırıya kaçılmamak ve ilgili kişileri, ikmal ettikleri hayatları sebebiyle haketmedikleri muamelelere tabi tutmamak kaydıyla bir yanlışlık göze çarpmaz. Bahis mevzusu kişilerin bu türden mukabeleleri hakettikleri; davaları, fikirleri, yaşamları ya da yaptıkları göz önünde tutulduğunda bedahettir. Bu nüktelerin paylaşılmasından ötürü vehme kapılmamak lazım gelir. Çünkü bu nükteler, karşı taraftaki kişilerin gerçek kimliklerinin teşhir edilmesi bakımından da önemsiz sayılmazlar. Aynı nüktelerin tersine çevrilerek anlatılması ihtimali sözkonusu olabileceği gibi şu vakitten sonra o nüktelerin ne derece muteber kabul edileceği muammadır. Ayrıca, küfür etmek isteyenlerin akıllarına bu nükteyi tersine çevirmekle uğraşana kadar daha orijinal birşeyler uydurmaya çalışmak gelecektir sanırım. Bu nüktenin ise, konu mesajında da görüldüğü gibi, kaynağı açıkça belirtilmiştir.

     

    Adalet mefhumunu diriltileceği yerde diriltmesini biliriz.


  9. Toplantıya iştirak etmiş birisi olarak iftar buluşması hakkında bir iki cümle de ben yazmak istiyorum. Hakikaten Mübarek Ramazan ayının kıymetine yakışır güzellikte, sohbet ve muhabbet dolu bir buluşma gerçekleştirdik. Katılan herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum, katılamayanları ise bir sonraki buluşmamıza şimdiden davet ediyorum. Toplantıdan sadır olan güzide fikirlerin yeri ve zamanı geldiğinde hayata geçirileceğini ve hayırlı neticeler getireceğini umuyorum.

     

    İnşallah Erzurum, İstanbul'a ihtiyaç duymaksızın kendi iftar programını tertip edecek çapa ulaşır. :)


  10. Gereken izahat yapılmış olmasına rağmen anlayışsızlık konusunda inatçılığına şahitlik ettiğimiz kvp111'in bu tavrı yerilmeyi fazlasıyla haketmektedir. Daha evvelden 10-15 günlük süre zarfında değerlendirilmesi öngörülmüş olan yazıların tasnif ve puanlama işinin çeşitli marüzatlar hasebi ile öngörülen süreyi aşması bu denli bir tepkiyi gerektirecek mevzu olmamalıdır. "10-15 günlük süre içerisinde değerlendirilmesi beklenmektedir" şeklinde tahmine dayalı bir cümleden verilmiş bir vaat anlamı çıkarılamayacağı gibi, beklenmeyen olaylar sebebi ile öngörülen süreyi aşmış olmakla da yarışmacılara yapılmış bir ayıptan bahsedilemez. Yarışmacılara yapılmış bir ayıp varsa, ki böyle birşey kat'iyyen olamaz, onlar da kendi hür iradeleri ile, herhangi birinin aracılığına yahut avukatlığına ihtiyaç duymaksızın bunu belirtebilir hatta yarışmadan çekilebilirler. Gönül isterdi ki öngörülen süre zarfında bu iş nihayete erdirilsin, fakat gelin görün ki bazen herşey planlandığı üzere gerçekleşmeyebiliyor. Böyle bir vaziyette kvp'nin namünasip bir eda ile ortalığı velveleye vermesi asla tasvip edilemez, iyi niyetle bağdaşmaz. Tamamen halis niyetlerle ve uğrunda maddi-manevi çeşitli fedakarlıklara katlanılarak ortaya çıkarılan bir proje, böyle küçük ve lüzumsuz bir teferruat vesilesi ile sabote edilmeyi haketmemektedir. Bu en başta yönetime yapılmış bir terbiyesizliktir ve asıl ayıp olan da budur.


  11. Değerli kullanıcılarımız,

     

    Meselenin yeterince uzadıgını ve gelişmelerin git gide çığrından çıktıgını görüyorum. Elbette ki insanlar kendi görüşlerini ifade edecektir fakat bu bir inatla devam ettirilmemeli ve karşı taraf bu kadar tahrik edilmemelidir. Üslûplar itidali kaybetti. Bu kadar uzatilan meselenin aslına dair pek bir şey de yazılmamaya başlandı. Bir ilerleme görülmeyen konuyu açık tutmanın bu noktada iyi olmayacağına karar verdik. Konu kilitlenmiştir. Pomak22, ve Zulkarneyn nickli kullanıcılar bir ay süreyle forumdan uzaklaştırılmış, Roxio nickli kullanıcımız ise atılmıştır.

     

    Selametle.


  12. Üstad aynı manaya gelen cevabı bir ordinaryusa da vermiştir ama ismini şu anda bulamadım. Yalnız Bab-ı Ali isimli hatıratındaki şu paragraf ilginizi çekebilir. Üstad, Bab-ı Ali'de bu paragraftan önce, paragrafta ismi geçen şahsiyetin DP iktidarı esnasında Menderes'e, çıktığı CHP kültürüne sadakat göstermesini tavsiye ettiğini yazar ve ardından şu paragraf gelir:

     

    Üstad'ın bahsettiği ordinaryusun ismine "Hesaplaşma" kitabında rastlamak mümkün. Üstad'ın bir mücerredi bir muşahhastan ayırt edemeyen Ordinaryus bedbahta mukabelesindeki şahaneliği hep beraber görelim:

     

    "Sene 1941- 42... O zaman Dil-Tarih'te hocaydım. Maarif Vekilinin Hususî Kaleminde kabul edilmeyi bekliyordum. İçeriye biri girdi. Şimdi onu ismiyle duyacak ve hayretler içinde kalacaksınız!.. Bu bir Ordinaryüs Profesör... Geldi elimi sıktı. Pek muhabbet gösterdi.

     

    «" Necip Fazıl Bey; bugün İslâm gazetesi görmekteyim... Bunu takdir etmekteyim ama, söyleyin; insan bu devirde secdeye varıp da başını ikiyüzelli gram tozla nasıl kaldırır?..»

     

    «"Sen hoca olacak adam değilsin! dedim; değil hoca olmak, hademe olamazsın!.. Sen bir müşahhası bir mücerretten ayıramıyorsun!.. İslâmın sana emrettiği namaz bulutlar üstünde kılınan, doktorların antiseptik pamukları gibi tertemiz bir zemin üzerinde kılınandır!.. Öyle kılanlar vardır diye sen namaza mı karşı çıkıyorsun, onlara karşı çıkmak dururken?..»

     

    Bu ordinaryüs, bir devrin Başbakanı Sadi Irmak!.. Tekrar ediyorum, hiçbir isimle dâvamız yok, has isimle... Hiçbirini çürütmek, büyütmek dâvasında değiliz... Tekrar ediyorum; bu adam bugünün Profesör geçinen "sıfat bulamıyorum" nesneleri önünde en hafifidir yine... En hafifi... Gerisini düşünmeniz için onu misâl diye verdim.

     

    Ve bu felâketi anlatamıyorsunuz... Kâfire anlatamadığınız gibi mümine de... İslâm senin gösterdiğin gibi değildir!.. Müberrâdır, münezzehtir ve senin ifadenin çok üstündedir! "


  13. Istırap... Istırap... Istırap... Malatya Müdafaası'nda tavanlar sarktı. Fakat tesir edemedik.

     

    Tesir nasıl olur, şimdi göreceksiniz. Meşhur müdafaam... (Amerikan radyolarının verdiği)... Bu hareket benim yazılarımdan mı oldu?.. Yoksa kendi başına bir hareket midir?.. Serseri bir hareket... Hâkime dedim ki:

     

    «— Siz de dahil, hepiniz bu harekette methaldar olabilirsiniz!.. Yalnız ben olamam!.. Çünkü ben tertipleseydim böyle enayice tertiplemezdim. Yarım fincan kan akmazdı. Buradan belli ki, benim eserim değil... Sonra, ben eğer bir dâvayı telkin ediyorsam, o dâvanın 100 bin tane bağlısı var... Biri üzüm satın alırken; be hey insafsız Allah'tan kork dese, onu duyan başka biri de üzümcüyü vursa, Allah'tan kork diyen mi mesuldür?»

     

    «— Yok, dediler; Efendim, cebinden Büyük Doğu çıktı!..»

     

    Ve şöyle dedim mahkemede:

     

    «— Dünyada kıskançlığın en büyük eseri (Şekspir)in (Othello)sudur. Bir adam karısını vursa ve cebinden (Othello) çıksa, — kaytan bıyıklı bir savcıları vardı— şu (emprezâl - bar artisti toplayanlar) kılıklı ve kaytan bıyıklı savcı (Şekspir) in iskeletinin tevkifi için Londra'ya müzekkere mi yazacaktır?..»

     

    Ve (emprezâl) kılıklı savcıyı göstererek devam ettim:

     

    «— Muhterem Reisim, ne oluyor?.. Boyuna eteğinizi çekiyor, susturuyor... Bundan sonra o da bizim gibi parmak kaldıracak, söz alacak ve öyle konuşacak!.. Savcılar mahkemede taraflardan biridir ve onların yeri, dünyanın her yerinde sanıkların yanıdır!.. Yanınızda oturduğu o bar gibi tezgâh değil!.. Eğer şu ânda orada oturuyorsa, bu sadece bir doğramacı, bir marangoz hatâsındandır!..»

     

    .....

     

    (Hesaplaşma)


  14. "Osmanlı Arması" isimli nükteyi bir Üstad'ın ağzından dinleyelim:

     

    "1954'de haftalık Büyük Doğu'yu çıkardık. Güya serbest devirdeyiz... Bir işleme koyduk kapağa... Yeşil bir işleme... Çarşıda turistlere satılan işlemelerden... Üstünde Osmanlı arması var.

     

    «— Vay efendim; saltanatçı!» Diye kapattılar. Savcı benimle konuşurken: «— Aşağı kadar iner misiniz?» Dedim.

     

    «— Bu ne demek?» Diye mukabele etti.

     

    «— Efendim, dedim; müdafaa... Aşağı kadar ineceksiniz!..»

     

    Ve gösterdim.

     

    «— Bakın, dedim; kapıya!.. Hâlâ o arma duruyor. Kapınızın resmini koysaydık saltanatçılık mı etmiş olacaktık?..»

     

     

    ( "Hesaplaşma"dan)


  15. Üstad aynı olaydan " Hesaplaşma" konferansında şu şekilde bahsediyor:

     

    .............

     

    "Bir geceyi hatırlıyorum. 1943'de bir gece... İstanbul'un bir köşesinde, Beylerbeyi'nde, birkaç genç etrafımda, sabaha kadar konuşulan, sabahleyin gözyaşlarıyle yola çıkılan bir gece... Ve onun peşinden 1943'de ilk Büyük Doğu çıktı. Bu ilk Büyük Doğu zayıf ve kekeme bir ses getirdi. Cumudiye... Buz dağı... O devir buz dağı devriydi. Kir de görünmüyordu, temizlik de... Her şey donmuştu. Şöyle ki; «Allah ve ahlâktan bahsetmek yasaktır!» diye gazetelere tamim gelen devir... Ben o zaman Akademide Batı Edebiyatı hocasıydım. Bunu, bu tamimi bir Fransız gördü ve dedi ki: «Yeryüzünde hiçbir hükümet, hiçbir rejim bu kadar alçalmamıştır!»

     

    O zaman bir hadis neşrettik. Şöyle, odanın baş köşesine değil de, bir kenarına sıkıştırılmış gibi, gayet mahçup, gayet mütevazi bir köşede, bir hadis meali:

     

    «Allah'a itaat etmeyene itaat edilmez!...»

     

    Hemen tuttular, Vekiller Heyeti karariyle gazeteyi kapattılar — o zaman o selahiyet vardı— ve beni, —hoca olduğum için askerden muaftım— asker ettiler, Eğridir dağlarına sürdüler. Şöyle ki, müessesenin mesulü bana Maarif Vekilinden gelen bir mektubu gösterdi:

     

    «— Büyük Doğu'yla hocalık arasında bir tercih yapmanızı ihtar ederim!»

     

    Ve kâğıt kalem istedim, yazdım Maarif Vekaletine:

     

    «— Elli küsur kişilik sınıfımdan ziyade bütün vatan sathını kaplayan talebelerime hitap etmek üzere hocalığı bıraktığımı ihtar ederim!» "

     

    ...........

×
×
  • Create New...