Hocam bu ne Allah aşkına ya. Gülsem mi ağlasam mı bilemedim. Ne bunlar şimdi.
Yerden yükselmek için ayağını yere bas
Sonra fırla göklere haykır orada bas bas
Şınav, barfiks, mekik derken kolların olur hep kas
Dünya nedir, diye sorarsan hemen cevap vereyim :
İçinde kuru üzüm olmayan bir tas.
Al işte bir tane de ben yazdım. Çok basit değil mi? İşte ortalama bir Necip Fazıl okuyucusunun sinir sistemini geren nokta bu. Üstad bu kadar basit yazamaz. İstese de yazamaz. Kalbindeki ve kalemindeki zeka ve estetik buna müsaade etmez. Kimseyi yeteneksizlikle suçlamıyoruz bu arada. Şu yukarıdaki şiirlerin ortalama bir şairin ellerinden çıkması doğal. Bunu Can Yücel yazdı diyebiliriz mesela; sorun olmaz. Jean Claude Van Damme yazmıştır diyebiliriz. Hatta Rus Çariçesi II.Katerina bile yazmış olabilir diye tahmin yürütebiliriz. Uzatmaya gerek yok; Beklenen’i, Çile’yi, Sakarya Türküsü’nü, Kaldırımlar’ı yazan birinin şu yukarıdakileri de yazdığını iddia etmek; söz ordusunun en rütbeli komutanlarından biri olan William Shakespeare’in herhangi bir Kanal D dizisini izlemesi kadar zekice, akıllıca ve dahicedir!