-
Content Count
948 -
Joined
-
Last visited
-
Days Won
92
Posts posted by HİÇ
-
-
400-500 sayfalık bir kitapta nasıl bir parağraf bütün bir kitabı ihanet vesikası haline getirirse aynı şekilde İslam adına konuşan birisinin söyleyeceği yanlış bir söz ya da sünnete muhalif bir hareket de o şahsın İslam adına konuşma kimliğini ve güvenilirliğini yerle bir eder...
-
tek kelimeyle muhteşem bir konferans, Ahmed Şimşirgil Hocadan Allah razı olsun, bütün arkadaşlarıma tavsiye ediyorum. zevkle dinleyeceğinizden eminim...
-
bahsi geçen metin "O ve Ben" adlı eserde (Ağustos 2007, 25. baskı, sayfa 180) geçmektedir. Burada bilmediğimiz ve görmediğimiz bir husus hakkında fikir beyan ettiğimizi belirtmekte fayda var. Ancak Abdülhakim Arvasi Hazretleri'nin mertebesi ve makamı düşünüldüğünde Neslihan Kısakürek'e elini öptürdüğü ihtimalini konuşmaya bile gerek yok.
Peki hazretin elini kim öptü o zaman?
"Neslihan, ben, Şakir ve o delikanlı, bir arada oturduk. Akit temellendirildikten ve iş belediye dairesindeki tescile kaldıktan sonra, birden bire efendi hazretleri, evden çıktılar ve yanımıza gelmeden bahçe kapısına doğru yürümeye başladılar. Arkalarından ilerledik ve ellerinden öptük"
Burada hazretin ellerinden öpenler Neslihan Kısakürek haricindeki 3 kişi olmalıdır diye düşünüyorum. Aksini düşünmek mevzu bahis değildir.
-
Üstad'ın Eserlerinden "HİKAYELERİM" in tanıtım yazısı;
Necip Fazıl Kısakürek2in 1925 yılından başlayarak çeşitli gazete ve dergilerde yayınlanmış ve bir bölümü 1933'de "Bir Kaç Hikaye Bir Kaç Tahlil", bir kısmı da 1965'de "Ruh Burkuntularından Hikayeler" ismi altında kitaplaşmış, bütün hikayaleri...
1983'de "b.d. yayınları" tarafından eksiksiz olarak bütünleştirilmiş ve son şeklini almıştır.
(Büyük Doğu Kataloğu'ndan)
Hikayelerim adlı eseri okudum, burada da belirtildiği gibi Üstad'ın yazmış olduğu hikaye kalıplarına uygun yazıları burada tek parça olarak toplanmıştır.
Şunu da konu açıldığı için belirtmekte fayda görüyorum. Görüldüğü gibi Üstad edebiyatın pek çok alanında eserler vermiş ve bu özelliği ile de tüm zamanların edebiyatçıları içerisinde de müstesna bir yere sahip olmuştur.
Roman, hikaye, tiyatro eseri, bibliyografya, otobiyografi, makale, fıkra, tarihsel araştırma, dini ve tasavvufi eser, anı, konferans, şiir,...
şu anda aklıma gelenler ki muhakkak unuttuklarım olmuştur.
muhteşem...
-
bir ara bırakmıştı sonra tekrar dönüş yaptı sonra yine bıraktı...
-
Nûr-ı âlemsin bugün hem dahi mahbûb-ı Hudâ
Eyleme âşıkların bir lahza kapından cüdâ
Gitmesin nâm-ı şerîfîn bu dilimden dem-be-dem
Dertli gönlüme devâdır cân bulur ondan safâ
Umaram her bir adın başka şefâat eyleye
Ahmed ü Mahmûd Ebu'l-Kâsım Muhammed Mustafâ
Çünkü denildi ona "Ve'ş-Şems" dahi "Ve'd-Duhâ"
Rûyuna alnına mihr ü mâhı benzetsem nola
Bu libâs u hây hûy u tantana nedir dilâ
Eğnine hil'at yeterken bir palâs u bir abâ
Cürm ü isyanım bir birundur gerçi hadden serverâ
Sen şefaat kânısın geldim sana şefkat uma
Bu MUHIBBÎ tövbe eyler tövbesin eyle kabûl
Fitne-i şeytândan sakla onu yâ Rabbenâ
(Kanuni Sultan Süleyman)
- 1
-
Sâyesi düşmez yere bir böyle nahl-i Tûrsun
Mihr-i âlem-girsin başdan ayağa nûrsun
Târik-i gülzâr-ı âlem mâlik-i mülk-i adem
Münkirîne mahz-ı mâtem müminîne sûrsun
Sensin ol şâh kim Süleymanlar kapında mûrdur
On sekiz bin âleme hükmetmeğe memûrsun
El benim dûmen senin ey rahmeten lil-âlemin
Şöhretim isyan benim sen afv ile meşhûrsun
Padişah-ı evvelîn ü kıblegâh-ı âhirîn
Evvel ü âhir imâmul-enbiya mezkursun
Ya Resûlallah umarım diyesin rûz-ı cezâ
Gerçi cürmüm çoktur ammâ, Itrîya mağfûrsun!ITRî
GAZEL AÇIKLAMASI
Gölgesi yere düşmez böyle bir nahl-i Tûr'sun
Âlemi tutan güneşsin baştan ayağa nûrsun
Dünyanın gül bahçesini terkeden, yokluk mülkünün sahibi
Seni inkâr eden azabı hakeder; sana îman edene şefaat edensin
O şâh sensin ki Süleymanlar kapında karıncadır
On sekiz bin âleme hükmetmek için vazifelendirilmişsin
Ey Âlemlere Rahmet, el benimse etek senin
İsyânıyla bilinen benim ama sen affetmek ile meşhûrsun
Sen önce gelenlerin sultanı ve sonra gelenlerin de yöneldiği kıblesin
Ezelden gelmiş geçmiş bütün nebilerin imâmı olarak yazılmışsın
Yâ Resûlallah gerçi suçum çoktur ama
Umarım mahşer gününde, "Ey Itrî affedildin" diyesin. -
Gözüm, aklım, fikrim var deme hepsini öldür
Sana çöl gibi gelen O göl diyorsa göldür...
(Üstad Necip Fazıl Kısakürek)
- 1
-
Bu iş ne tamamen akılla olur ne de akılsız...
şu girift bir mevzu değil mi akıl?
ipi eline verirsen çok farklı yerlere varırsın. nerede koşturacağını ve nerede frene basacağını bilebilmeli.
Üstadın İmamı Gazali Hazretleri hakkındaki akıl örneği geldi aklıma.
ve Hz. Aliden bir söz:"Bu din akılla olsaydı ayağın üstüne değil altına mes verirdik"
çok ince mesele bu akıl...
- 1
-
Sultan 2.Selim Han kendisinden önceki 10 muhteşem Osmanlı sultanı kadar devlet yönetiminde dirayetli ve yetenekli değildi ancak durumun bu şekilde olması kendisine iftira atılmasını haklı çıkarmaz. Devrinde Sokullu gibi bir sadrazamın bulunması devletin huzurla yönetilmesinin en büyük sebeplerindendir.
iftiraları bir kenara bırakalım da tarih konuşsun,
"Alimlerle konuşup hoş vakit geçirmeyi çok sevdiği gibi soytarılarla de eğlenmesini bilirdi. Fakat bütün bunlara karşın, beş vakit namazını da muntazaman yerine getirirdi. Yeni bir şey söylemiş olmak için okurlarına yaranmak isteyen bazı tarihçiler, Selim'in sofuluk bahanesiyle, sırf şarap içmek ve başka dünya zevklerinden yararlanmak için, Sarayın gizli dairelerine çekildiğini söylerler. Gerçek olan şudur ki, Selim görünüşte son derece dindar gözükürdü"
(Osmanlı Devleti'nin düşmanı ve devlet adamı bir tarihçi olan Dimitri Kantemir'in 2.Selim hakkında söyledikleri, Ahmet Akgündüz-Said Öztürk/Bilinmeyen Osmanlı/İstanbul/2000/Sayfa 164)
Kıymet Hükmü:Şanlı Osmanlı Devleti'nin tarihini cumhuriyet ağzıyla yazanlardan ve televizyon dizilerinden öğrenenlerin vay haline!
-
400-500 sayfalık kitap içerisinde 1-2 cümle...
yahu 400-500 sayfalık bir kitapta 1-2 cümleden ne olur? ben okurum doğruları alırım, yanlışları da ayıklarım (artık ne seviyede bir ilmim varsa kimse bana yutturamaz)
işte gönüldaşlar en büyük yanlışımız bu bizim. sırf bu 1-2 cümleden dolayı bu kitap imha edilmeyi hak etmiştir ve bu yazar yazdıklarından alenen tövbe etmediği müddetçe yazılarının ve fikirlerinin zerre kıymeti yoktur.
anlamadığımız, anlamayı istemediğimiz ya da anlayamadığımız husus bu işte. bu örnek bu platformda tartışılan malum zevatlar hakkındaki fikirlere de ışık tutacaktır.
İslam adına konuşan adamın hata hakkı yoktur hata ederse hemen bu hatasından dönmelidir, gerçek alime düşen de budur.
-
eğitim sistemine neşter şart. lise öğrencilerine yılda 3-5 kitap okutuyorlar (ki belki bazılarının hayatlarında okuyacakları son kitap bunlardan ibaret olacak) onu da gereksiz, lüzumsuz ve zaman kaybı oluşturacak eserlerden seçiyorlar.
adamakıllı bir liste yapacaksın ve ilkokuldan lise son sınıfa kadar program dahilinde öğrencilere bu kitapları okutacaksın. okuttuğun kitapların özünde tarih bilinci olacak. tarihi romanlar okutarak destansı tarihimizi genç dimağlara öğretip, bizlere yıllarca aşılanan gerileme psikozundan bu gençliği kurtaracak hamleyi yapacaksın.
ah bu güneş dolu tarihimiz yok mu! ceketimizin astarı içerisine saklayanlara yazıklar olsun!
yapılan listeye gelirsek, objektiflikten uzak olduğunu söylemem gerek. tipik Avrupalı zihniyeti. kendisinden hariçtekileri yok sayan o aşağılayıcı ve kendini beğenmiş tavrıyla yapmış yine listesini. bir tane Müslüman yazar göremedim, gözümden kaçtıysa bilmiyorum.
medeniyet adına neyiniz varsa Müslümanlardan aldığınız halde (arada hakikati teslim eden batılılar da çıkmakta az da olsa onlar hariç) bu cakanız kime bilemiyorum? ama suç bizde. yine aynı noktaya geldik. şayet biz şanlı tarihimizi gençliğe anlatmadığımız takdirde bizim gençlik alt çenesi dizine kadar düşmüş vaziyette (Üstadın bu tabirini de çok severim) hayran hayran batı seyrine devam edecektir.
iyi seyirler...
-
cevap basit; Başbakanın, cumhurbaşkanının, ve pek çok bakanın alnı secdeye gidiyor da ondan. 90 yıllık Türkiye tarihinde örneği yok da ondan. ve bu durum İslam düşmanlarını, bu ülkeden İslamı kazımayı kendilerine hedef tayin edenlerin ağırına gidiyor.
-
şu eski yorumlarımı derleyip kitaplaştırasım var, iyi yazmışız vakti zamanında :)
olayın acı da olsa özü şudur ki "Başbakanımız yalnız arkadaşlar", kadro iyi gibi gözükse de çürük adam çok etrafında. zaten yıllardır "kahtı rical" sıkıntısı çektiğimizden ötürü değil midir ki bu millet başbakanını bağrına basıyor.
-
Fazlurrahman mı???
"Kuran'daki kanunlar, şer'i emirler; o sırada mevcut olan toplumu, başvurulacak bir örnek olarak kısmen kabul etmek zorunda kalmıştır. Bu açıkça demektir ki, Kuran'daki emir ve yasaklar ebedi değildir."
(Fazlurrahman/İslam,(çev.Mehmet Dağ, Mehmet Aydın), 1992, shf 54)
"Hak Dini Batıl Yorumlarına Cevaplar" adlı değerli eserden alıntıdır.
Fazlurrahman "din tahripçisi" olma hüviyetine haiz bir şahıs olduğundan ötürü tavsiye edilmesi "bence" uygun düşmemektedir.
-
"Başbakanı hiç tanımasam,yüzünü bile bilmesem,düşmanlarına bakarak,yine onu tutarım!.."
(Mehmet Kısakürek)
- 1
-
güzel paylaşım, Allah razı olsun
Aşksızlara verme öğüt,
Öğüdünden alır değil.
Aşksız kişi hayvan olur,
Hayvan öğüt bilir değil.
(Yunus Emre)Yunus Emre Hazretlerinin en beğendiğim mısralarındandır...
-
programın tamamını buradan izleyebilirsiniz
http://www.youtube.com/watch?v=BN3JgQMjMWI&feature=c4-overview&list=UUiHWQTYAMwNZ8kjVIZ-DwIw
- 1
-
İstanbul'da bulunanlar için bulunmaz bir fırsat. Asırların nadir yetiştirdiği bir büyük zatı, kendisinin "en emin ihvanım" olarak buyurduğu Muhterem Ömer Muhammed Öztürk Ağabey'den dinlemek gerçekten bir ayrıcalıktır.
-
evet arkadaşlar belki biz Kadır Mısıroğlu'nu hakikaten tanımıyor olabiliriz, peki Üstadın yanında yıllarını geçiren, en büyük evladı Muhterem Mehmet Kısakürek de mi tanımamıştır acaba...
Mehmet Kısakürek'in Kadir Mısıroğlu hakkındaki beyanları;
"Hala kaşınıyor! Eskiden,müslüman kanıyla beslenen o rezil kafirler içinde bile,Kadir denen müfteri kadar Üstaddan nefret edene rastlamadım!"
"Müfteriye,hapse girmesin diye deli raporunu bile Üstad almıştı.Adli Tıp başkanı demişti ki:O zaten zırdeli Üstadım;size ihtiyacı yok!.."
"Gençler,yolunuzu kesiyorlar!Teşkilatlı planda sığı ve dar anlayışlı cemaatçiler,fert olarak da Mısıroğlu gibi sahtekarlar!Kendinizi koruyun!"
"Osmanlı'cı(!) K.Mısıroğlu isimli maskaraya gelince.Bir gece kapıyı ona ben açtım.Köyünden bavuluyla doğru bize gelmişti.Yedi,içti,semirdi ve Yediği ekmeğe bile ihanet etti.Üstada karşı duyduğu kıskançlığı,yüzyüze saklamayı becerdi de O'nun gözünde mısır koçanı kadar değeri olmadı. Turistleri bile güldüren fesi ve bastonuyla,Osmanlı hamamında tellak bile olamaz!.."
"Babam hapisteyken alçak Kadir(Mısıroğlu)oğlağımı kör bıçakla neden kesti?Yıllardır anneme niçin sormadım da aklıma şimdi geldi?.."
-
Bendeki 6. baskıda ilgili kısımlar şu şekildedir;
Ne bulduk parti parti
Eyledik de tecrübe?
Bir kısmı Ebu Cehil
Bir kısmı İbn-i Sebe
Her türlü sahteliği
Yıkmak sana vecibe!
Bu işi ne temizler,
Hangi ok, hangi harbe,
Hangi yel, hangi ateş,
Hangi söz, hangi hutbe?
Allah sizden de razı olsun.
- 1
-
Elimde Üstad'ın "Öfke ve Hiciv" adlı eserinin Büyükdoğu Yayınevi Temmuz 2004 6. Baskısı mevcut.
bu eserde "Berat Gecesinde" şiirinde ilgili mısra;
"Yerle gökte melekler hep ordu ordu erat" şeklinde geçmektedir.
burada kastedilen "yer ile gökte melekler" manasıdır. hece ölçüsünü tutturmak için yer ile yazılmamış yerle yazılmış.
"Kıbrıs" şiirinde ise ifade,
"Ay-yıldız gökten insin" şeklinde geçmektedir. kökten insin tabiri manasız. ayrıca bu eser 6. baskı, hataen yazılmış olması kabul edilemez çünkü önceden 5 baskı geçirmiş, muhakkak farkedilir ve değiştirilirdi. bu yüzden doğrusu "gökten insin" şeklidir.
-
Ahmet Hamdi Tanpınar / 5 Şehir
her ne kadar kitap içerisinde yerinde tespitler olsa da kullanılan uygunsuz benzetmeler ve söz öbeklerinden ötürü öneremeyeceğim bir kitaptır.
Aytunç Altındal/ Bilinmeyen Hitler
sıkıcı bir kitap, Hitler'in "Hitler" olmasını sağlayan gizli örgütler hakkında yazılmış bir kitap. İlgisi olan okuyabilir.
-
rahmetle anıyoruz Üstadı, mekanı cennet olsun inşallah. şu yazar paçavralarını gördükçe, İslam düşmanlarını gördükçe özlemimiz daha da artıyor kendisine.
- 2
M.esad Coşan Hz'lerinin İbni Teymiyye'ye Bakışı
in İslâmî Konular
Posted · Report reply
dur bakalım heyecanlı arkadaş! ağır ol!
burada karşına aldığın ve muhattap olduğun insanlar müslüman!
sen önce müslümana kafir denmeyeceğini ve eğer denilirse diyenin kafir olacağı hükmünü öğren ondan sonra diğer konularda ahkam kes!
ben senin bu hitabına bir müslüman olarak itiraz ediyor ve müslümanım elhamdülillah diyorum.
Peygamber Efendimiz sav kafirun suresini kafirlere karşı okudu,... karşısındaki topluluk kafir topluluğuydu, müslümanlara okumadı kafirun suresini.
hem gelin bir olalım diyorsun hem de tövbe haşa bu topluluktakileri farklı dinde görüyorusun, sen nasıl bir düşüncenin mahsülüsün? bu kadar kısacık yazıda nasıl böylesine akılalmaz tezatlara varabiliyorsun, bırak Allah rızası için sen tevhidi falan konuşma, başka hususlarla ilgilen, bırak bu işleri.
bu kadar cehalet ve cüret...
Allah Rasulu sav in şu hadisi şerifini anımsattın bana
"Cahil cesur olur!"