Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
Murat Aydın

Meseleler

Recommended Posts

İsmet Özel – Üç Mesele (Teknik - Medeniyet - Yabancılaşma)

13.Baskı Şule Yayınları

 

İslâm’ın Yeri

 

İslam kavrayış seviyesi ne olursa olsun her insanın bir gelişme yoluna girmesini mümkün kılması bakımından tek düşünme biçimidir. Özgünlüğü ve gerçekliği buradadır. Oysa insani endişelerle türetilmiş düşünce sistemlerinde teori ve pratik arasında bir mesafe söz konusu. İslam’da birini diğerinden ayırmak mümkün değil.

 

İslam dünya olayları karşısında edilgen kalmayı, iyilik ve kötülüğe karşı müdahaleci bir tutum takınmaktan geri durmayı kabul etmiyor. Kulluk yalnızca hukuki tasarrufların bütününden doğmuyor, aynı zamanda kul olmanın bilinci, yani kalbin insan davranışlarını anlamlı kılması gerekiyor. İyiliğe yönelmek, kötülükten kaçınmak yalnızca somut, gözlenebilir davranışların ortaya çıkması ile olup bitmiyor, iyiliğe yönelmenin ve kötülükten kaçınmanın niyeti de aranıyor. Yani kör bir eylem değerli değil, İslam açısından inançtan soyutlanmış eylemi tamamlanmış sayamıyoruz. (s.23)

 

-

 

İslam’ca yaşamak dünya ve hayat karşısında etkin bir tavır takınmakla gerçekleşebilir (s.24)

 

 

Rüya ve Siyaset

 

Siyaset her ferdin inancına ödediği bedeldir. Siyaset içinde insan, inancı ve davranışı arasında uyum sağlama şansına kavuşur. Düşünce namusu tabiri ile ifade edilen, söylediğinin yaptığı ile tutarlı olması hali, inanç sahibi siyaset adamı açısından çok daha yüksek bir seviyede önem kazanır.

Hiç gözden kaçırılmaması gereken nokta, siyasi mücahedenin birlikte, topluca yapılıyor olması ve nutuk irad etmekle, bu yolda hamallık yapmanın aynı siyasi kaliteye sahip olmasıdır. Eğer siyasi mücahede içindeki müminler topluluğunda, görevi gereği komuta mevkiinde olanla, o komutu yerine getirecek olan arasında mücadele şuuru bakımından farklılık varsa, diyelim ki komuta etmenin daha yüksek kalitede bir siyaset olduğu kanaati doğmuşsa inanç hareketini dünyevi endişelerin istila etmesinde müsait bir gedik açılmış demektir. (s.32)

 

-

 

Peygamberimizin, esnemeyi kınayan, aksırmayı güzel gören tutumuna dikkat çekmek isterim. İmana yöneliş, her zaman dikkat, dirilik, kafa dinçliği silkiniş duygularına denk düşen bir yöneliştir. (s.33)

 

Karanlık Çağ

 

Bize bilgi sunacak kurumların ve kitapların bilginin yanı başında niyet de sunmadıklarını kimse iddia etmiyor. (s.41)

 

İnsanoğlu kendinden başkasını yabancı ve kendine düşman bildiği ortamda çaresizlik içindedir ki batının ahlaki görüşleri en sonunda buraya varır.(s.42)

 

Seçmecilik

 

İslami olmayan bir yaşama biçimiyle İslam prensiplerini uzlaştırma gayreti, bana kalırsa iman zaafının bir bahanesi olabilir. Şöyle ki, inanç seçmecinin indinde vazgeçemediği bir duygu olarak kalır ama hal ve şartların hâkimiyetini ruhunda ezici bir biçimde duyar. (s.51)

 

-

 

Müslümanlar hem o (batılının) müesseselerini reddedip hem de o müesseselerin ürünü olan teknik ve bilimsel yapıyı nasıl kendi hayatlarına adapte edeceklerdir? Açıkça ve şuurlar kavramamız gereken nokta, Batı’nın inancı, felsefesi, bilimi ve tekniğiyle bir bütün olduğu ve reddedilecekse tümden, kabul edilecekse yine tümden kabul edilmesi gerekeceğidir. (s.52)

 

Toplumun Kökleri

 

Batı insanının kendi kültür köklerine olan sadakati her ne kadar bir kuvvetin vesilesi ile olsa da onun kurtuluşunun dayanağı olamadığıdır. Batı kafa yapısının bugüne kadar hiçbir ciddi dış engele rastlamadan yayılıp hâkimiyet elde edişi, onun kendi geleneğine köklü yani onu tümden yok etmeye matuf bir eleştiri yönelmesine ihtiyaç doğurmamıştır. (s.60)

 

Batı’nın Sağlam Temelleri

 

Hiç akıldan çıkarılmamalıdır ki Batılı anlayış, kendi kaynaklarına gösterdiği sadakat sayesinde her meselesini çözmenin yolunu bulacaktır. Çünkü onu çözmek için kullanacağı metodla meseleyi ortaya çıkaran kaynak birbirleriyle uyuşma halindedir. Kâfir meselesinin kâfirce halleder. Batı’nın sağlamlığını, çürüklüğünü kendi şartlarında değerlendirmek bizi muallâkta kalan yargılara varmaktan alıkoyar. (s.69)

 

Yabancılaşmanın Ötesinde

 

Müslüman çağ karşısında son derece aktif, ilgili, müdahaleci bir tutum içinde olması mecburiyetine rağmen, çağın mantık örgüsünün dışında bir zihni yapıya sahip olma durumundadır. (s.79)

 

Çağa yabancı olma çağdan bihaber olma anlamına gelmez. Tam tersine çağ hakikatine yabancı kaldığı için hakikat adına yola çıkanlar, çağın bir unsuru olmayı reddeder ve çağa onun tanımadığı doğrular getirirler. Bu getirme çabası (tebliğ) ancak çağın üstünde vasıflara sahip insanlar tarafından gerçekleştirilebilir. Bu insanlar çağlarına, çağlarının akıl düzenine, iktisadi ve toplumsal işleyişine yabancı kalmayı seçmişlerdir. Daha doğru bir deyimle ‘‘yabancılaştırılmışlardır’’. (s.80)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...