vecd_ 166 Report post Posted February 18, 2012 YAKARIŞ... Ya Rab hemişe lutfunu kıl reh-nüma bana Gösterme ol tariki ki yetmez sana bana Kat' eyle aşinalığım andan ki gayrdır Ancak öz aşinaların et aşina bana Bir yerde sabit et kadem-i i'tibarımı Ancak öz aşinaların et aşina bana Yok bende bir amel sana şayeste ah eğer A'malime göre vere adlin ceza bana Havf ü hatada muztaribim var ümid kim Lutfun vere beşaret-i afv-i ata bana Ben bilmezem bana gereğin sen Hakim'sin Men' eyle verme her ne gerekmez sana bana Habs-i hevada koyma Fuzuli-sıfat esir Ya Rab hidayet eyle tarik-i fena bana Fuzuli GAZELİN AÇIKLAMASI Tanrım! Lütfunu rehber kıl daima bana ve sakın sana ulaşmayan yolu bana gösterme! Senden başka her şeyden dostluğumu kes benim; yalnızca kendi sevdiklerini sevdir bana! (Yalnız sana dost olan kişileri benim için dost kıl, sana dost olmayanlardan yolumu ayır.) İtibar ayağımı öyle bir yerde sabitle ki, orada yalnızca dinin yol göstericisine (Hz. Muhammed'e) uyulsun, sadece onun yolundan gidilsin. Yazık ki sana layık bir amelim yok benim. Eğer adaletin beni amelime göre cezalandıracak olursa benim vay halime!.. Hata ve buna bağlı korkular içinde kıvranıp duruyorum. Umarım, lütfun bana hatalarımın bağışlandığı müjdesini verir (yoksa halim haraptır.) Ben bana tam olarak neyin gerektiğini bilemem.Hakim (her şeyi bilen Allah) sensin; bana gerekmeyeni bana verme! Beni Fuzuli gibi heva (hevesler, istekler, ihtiraslar veya dünya ilgileri) içinde hapis bırakma! Tanrım! Bana fena (Senin aşkında yok olma) yolunda kurtuluş nasip eyle (veya bu kötü gidişime bir hidayet nasip et!) Quote Share this post Link to post Share on other sites
vecd_ 166 Report post Posted February 26, 2012 Beni candan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı Felekler yandı âhımdan murâdım şem'i yanmaz mı Kamu bîmârına cânân deva-yı derd eder ihsan Niçün kılmaz bana derman beni bîmar sanmaz mı Şeb-i hicran yanar cânım döker kan çeşm-i giryânım Uyarır halkı efgânım kara bahtım uyanmaz mı Gûl-i ruhsârına karşu gözümden kanlu akar su Habîbim fasl-ı güldür bu akar sular bulanmaz mı Gâmım pinhan tutardım ben dedîler yâre kıl rûşen Desem ol bî-vefâ bilmem inanır mı inanmaz mı Değildim ben sana mâil sen ettin aklımı zâil Beni tan eyleyen gafîl seni görgeç utanmaz mı Fuzûlî rind-i şeydâdır hemîşe halka rüsvâdır Sorun kim bu ne sevdâdır bu sevdâdan usanmaz mı Fuzûlî Günümüz Türkçesiyle: Sevgili beni candan usandırdı, cefadan usanmaz mı? Âhımdan gökler yandı, dileğimin mumu yanmaz mı? Sevgili, bütün hastalarının derdine ilaç veriyor, Bana niçin ilaç vermiyor? Beni hasta sanmıyor mu? Ayrılık gecesinde canım yanar, ağlayan gözüm kanlı yaş döker, Feryadım halkı uyandırır, kara bahtım uyanmaz mı? Yanağının gülüne karşı gözümden kanlı su akar (kan ağlarım) Sevgilim! Bu gül mevsimidir, akar sular bulanmaz mı? Ben gamımı gizli tutardım,”sevgiliye aç” dediler, desem o vefasız acaba inanır mı? İnanmaz mı? Ben sana meyletmiş değildim, aklımı sen yok ettin; Beni kınayan gafil seni görünce utanmaz mı? Fuzûlî çılgın bir rinttir, daima halkın diline düşmüştür; Sorun ki, bu nasıl sevdadır? Bu sevdadan usanmaz mı? 1 Quote Share this post Link to post Share on other sites
vecd_ 166 Report post Posted March 5, 2012 Hansı Gülşen 1-Hansı gülşen gülbüni serv-i hıramanunca var Hansı gülbün üzre gonce la’l-i handanunca var (Hangi gül bahçesinin gül fidanı senin salınan selvi boyun kadar uzundur? Hangi gül fidanındaki gonca senin gülen dudaklarına benzer?) 2-Hansı gülzar içre bir gül açılur hüsnün kimi Hansı gül bergi leb-i la’l-i dür-efşanunca var (Hangi gül bahçesinde senin güzel yüzün gibi bir gül açılır? Hangi gül yaprağı senin inci saçan kırmızı dudağın gibidir?) 3-Hansı bağun var bir nahli kadün tek bar-ver Hansı nahlün hasılı sib-i zenahdanunca var (Hangi bahçenin senin boyun gibi meyveli bir fidanı vardır.Hangi fidanın meyvesi senin çenenin elmasına benzer?) 4-Hansı huni sen kimi cellada olmuşdur esir Hansı celladun kılıcı nevk-i müjganunca var (Hangi katil senin gibi bir cellada tutsak olmuştur.Hangi celladın kılıcı senin kirpiklerinin ucu gibi sivri ve keskindir?) 5-Hansı bezm olmış münevver bir kadün tek şem’den Hansı şem’ün şu’lesi ruhsar-ı tabanunca var (Hangi toplantı senin boyun gibi bir mumla aydınlanmıştır? Hangi mumun ışığı senin parlak yanağın gibidir?) 6-Hansı yerde tapılur nisbet sana bir genc-i hüsn Hansı gencün ejderi zülf-i perişanunca var (Sana benzeyen bir güzellik hazinesi nerede bulunur? Hangi hazineyi bekleyen yılan senin dağınık saçlarına benzer.) 7-Hansı gülşen bülbüin derler Fuzuli sen kimi Hansı bülbül nalesi feryad-u efganunca var (Fuzuli, hangi gülbahçesinin bülbülünün sana benzediğini söyleyebilirler? Hangi bülbülün iniltisi senin bağırışın, haykıırışın gibidir? Quote Share this post Link to post Share on other sites
vecd_ 166 Report post Posted March 16, 2012 Su Kasidesi Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlara su Kim bu denlü dutuşan odlara kılmaz çâre su (Ey göz! Gönlümdeki (içimdeki) ateşlere göz yaşımdan su saçma ki, bu kadar (çok) tutuşan ateşlere su fayda vermez.) Âb-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem Yâ muhît olmış gözümden günbed-i devvâra su (Şu dönen gök kubbenin rengi su rengi midir; yoksa gözümden akan sular, göz yaşları mı şu dönen gök kubbeyi kaplamıştır, bilemem..) Zevk-ı tîğundan aceb yoh olsa gönlüm çâk çâk Kim mürûr ilen bırağur rahneler dîvâra su (Senin kılıca benzeyen keskin bakışlarının zevkinden benim gönlüm parça parça olsa buna şaşılmaz. Nitekim akarsu da zamanla duvarda, yarlarda yarıklar meydana getirir.) Vehm ilen söyler dil-i mecrûh peykânun sözin İhtiyât ilen içer her kimde olsa yara su (Yarası olanın suyu ihtiyatla içmesi gibi, benim yaralı gönlüm de senin ok temrenine, ok ucuna benzeyen kirpiklerinin sözünü korka korka söyler.) Suya virsün bâğ-bân gül-zârı zahmet çekmesün Bir gül açılmaz yüzün tek virse min gül-zâra su (Bahçıvan gül bahçesini sele versin (su ile mahvetsin), boşuna yorulmasın; çünkü bin gül bahçesine su verse de senin yüzün gibi bir gül açılmaz.) Ohşadabilmez gubârını muharrir hattuna Hâme tek bahmahdan inse gözlerine kara su (Hattatın beyaz kâğıda bakmaktan, kalem gibi, gözlerine kara su inse (kör olsa, kör oluncaya kadar uğraşsa yine de) gubârî (yazı)sını, senin yüzündeki tüylere benzetemez. ) Ârızun yâdıyla nem-nâk olsa müjgânum n'ola Zayi olmaz gül temennâsıyla virmek hâra su (Senin yanağının anılması sebebiyle kirpiklerim ıslansa ne olur, buna şaşılır mı? Zira gül elde etmek dileği ile dikene verilen su boşa gitmez.) Gam güni itme dil-i bîmârdan tîgun dirîğ Hayrdur virmek karanu gicede bîmâra su (Gamlı günümde hasta gönlümden kılıç gibi keskin olan bakışını esirgeme; zira karanlık gecede hastaya su vermek hayırlı bir iştir.) İste peykânın gönül hecrinde şevkum sâkin it Susuzam bir kez bu sahrâda menüm-çün ara su (Gönül! Onun ok temrenine benzeyen kirpiklerini iste ve onun ayrılığında duyduğum hararetimi yatıştır, söndür. Susuzum bu defa da benim için su ara.) Men lebün müştâkıyam zühhâd kevser tâlibi Nitekim meste mey içmek hoş gelür hûş-yâra su (Nasıl sarhoşa şarap içmek, aklı başında olana da su içmek hoş geliyorsa, ben senin dudağını özlüyorum, sofular da kevser istiyorlar.) Ravza-i kûyuna her dem durmayup eyler güzâr Âşık olmış galibâ ol serv-i hoş-reftâra su (Su, her zaman senin Cennet misâli mahallenin bahçesine doğru akar. Galiba o hoş yürüyüşlü, hoş salınışlı; serviyi andıran sevgiliye aşık olmuş.) Su yolın ol kûydan toprağ olup dutsam gerek Çün rakîbümdür dahı ol kûya koyman vara su (Topraktan bir set olup su yolunu o mahalleden kesmeliyim, çünkü su benim rakibimdir, onu o yere bırakamam.) Dest-bûsı ârzûsıyla ger ölsem dostlar Kûze eylen toprağum sunun anunla yâra su (Dostlarım! Şayet onun elini öpme arzusuyla ölürsem, öldükten sonra toprağımı testi yapın ve onunla sevgiliye su sunun.) Serv ser-keşlük kılur kumrî niyâzından meger Dâmenin duta ayağına düşe yalvara su (Servi kumrunun yalvarmasından dolayı dikbaşlılık ediyor. Onu ancak suyun eteğini tutup ayağına düşmesi (yalvarıp aracı olması bu dikbaşlılığından) kurtarabilir.) İçmek ister bülbülün kanın meger bir reng ile Gül budağınun mizâcına gire kurtara su (Gül fidanı bir hile ile (meşhur gül ve bülbül efsanesindeki gibi yine) bülbülün kanını içmek istiyor; bunu engelleyebilmek için suyun gül dallarının damarlarına girerek gül ağacının mizacını değiştirmesi gerekir.) Tıynet-i pâkini rûşen kılmış ehl-i âleme İktidâ kılmış târîk-i Ahmed-i Muhtâr'a su (Su Hz. Muhammed'in (s.a.v) yoluna uymuş (ve bu hâli ile) dünya halkına temiz yaratılışını açıkça göstermiştir.) Seyyid-i nev-i beşer deryâ-ı dürr-i ıstıfâ Kim sepüpdür mucizâtı âteş-i eşrâra su (İnsanların efendisi, seçme inci denizi (olan Hz. Muhammed'in s.a.v) mucizeleri kötülerin ateşine su serpmiştir.) Kılmağ içün tâze gül-zârı nübüvvet revnakın Mu'cizinden eylemiş izhâr seng-i hâra su (Katı taş, Peygamberlik gül bahçesinin parlaklığını tazelemek için (ve onun) mucizesinden dolayı su meydana çıkarmıştır.) Mu'cizi bir bahr-ı bî-pâyân imiş âlemde kim Yetmiş andan min min âteş-hâne-i küffara su (Hz. Peygamberimiz'in mûcizeleri dünyada uçsuz bucaksız bir deniz gibi imiş ki, ondan (o mucizelerden), ateşe tapan kâfirlerin binlerce mâbedine su ulaşmış ve onları söndürmüştür.) Hayret ilen barmağın dişler kim itse istimâ Barmağından virdügin şiddet günü Ensâr'a su (Mihnet günü Ensâr'a parmağından su verdiğini (bir mucize olarak parmağından su akıttığını) kim işitse hayret ile (şaşa kalarak) parmağını ısırır.) Dostı ger zehr-i mâr içse olur âb-ı hayât Hasmı su içse döner elbette zehr-i mâra su (Dostu yılan zehri içse (bu zehir onun dostu için) âb- ı hayat olur. Aksine düşmanı da su içse (o su, düşmanına) elbette yılan zehrine döner.) Eylemiş her katreden min bahr-ı rahmet mevc-hîz El sunup urgaç vuzû içün gül-i ruhsâra su (Abdest (almak) için el uzatıp gül (gibi olan) yanaklarına su vurunca (sıçrayan) her bir su damlasından binlerce rahmet denizi dalgalanmıştır.) Hâk-i pâyine yetem dir ömrlerdür muttasıl Başını daşdan daşa urup gezer âvâre su (Su ayağının toprağına ulaşayım diye başını taştan taşa vurarak ömürler boyu, durmaksızın başıboş gezer.) Zerre zerre hâk-i dergâhına ister sala nûr Dönmez ol dergâhdan ger olsa pâre pâre su (Su, onun eşiğinin toprağına zerrecikler halinde ışık salmak (orayı aydınlatmak) ister. Eğer parça parça da olsa o eşikten dönmez.) Zikr-i na'tün virdini dermân bilür ehl-i hatâ Eyle kim def-i humâr içün içer mey-hâra su (Sarhoşlar içkiden sonra gelen bat adrysını gidermek için nasıl su içerlerse, günahkârlar da senin na'tının zikrini dillerinde tekrarlamayı (dertlerine) derman bilirler.) Yâ Habîballah yâ Hayre'l beşer müştakunam Eyle kim leb-teşneler yanup diler hemvâra su (Ey Allah'ın sevgilisi! Ey insanların en hayırlısı! Susamışların (susuzluktan dudağı kurumuşların) yanıp dâimâ su diledikleri gibi (ben de) seni özlüyorum.) Sensen ol bahr-ı kerâmet kim şeb-i Mi'râc'da Şebnem-i feyzün yetürmiş sâbit ü seyyâra su (Sen o kerâmet denizisin ki mi'râc gecesinde feyzinin çiyleri sabit yıldızlara ve gezegenlere su ulaştırmış.) Çeşme-i hurşîdden her dem zülâl-i feyz iner Hâcet olsa merkadün tecdîd iden mimâra su (Kabrini yenileyen (tamir eden) mimara su lazım olsa, güneş çeşmesinden her an bol bol saf, tatlı ve güzel su iner.) Bîm-i dûzah nâr-ı gam salmış dil-i sûzânuma Var ümîdüm ebr-i ihsânun sepe ol nâra su (Cehennem korkusu, yanık gönlüme gam ateşi salmış, (ama) o ateşe, senin ihsan bulutunun su serpeceğinden ümitliyim.) Yümn-i na'tünden güher olmış Fuzûlî sözleri Ebr-i nîsândan dönen tek lü'lü şeh-vâra su (Seni övmenin bereketinden dolayı Fuzûlî'nin (alelâde) sözleri, nisan bulutundan düşüp iri inciye dönen su (damlası) gibi birer inci olmuştur.) Hâb-ı gafletden olan bîdâr olanda rûz-ı haşr Eşk-i hasretden tökende dîde-i bîdâra su (Kıyamet günü olduğu zaman, gaflet uykusundan uyanan düşkün (yahut aşık) göz, (sana duyduğu) hasretten su (gözyaşı) döktüğü zaman,) Umduğum oldur ki rûz-ı haşr mahrûm olmayam Çeşm-i vaslun vire men teşne-i dîdâra su (O mahşer günü, güzel yüzüne susamış olan bana vuslat çeşmenin su vereceğini, beni mahrum bırakmayacağını ummaktayım.) Şair Fuzuli 2 Quote Share this post Link to post Share on other sites
vecd_ 166 Report post Posted March 18, 2012 Aşka Sevdalanma Can verme sakın aşka aşk afeti candır Aşk afeti can olduğu meşhuru cihandır Sakın isteme sevdayı gam aşkta her an Kim istedi sevdayı gamlı aşk ziyandır Her ebrulu güzel elinde bir hançeri honriz Her zülfü siyah yanında bir zehirli yılandır Yahşi görünür yüzleri güzellerin emma Yahşi nazar ettikte sevdaları yamandır Aşk içre azap olduğu bilirem kim Her kimseki aşıktır işi ahü figandır Yadetme güzel gözlülerin merdümi çeşmin Merdüm deyip aldanma kim içtikleri kandır Gel derse Fuzuli ki güzellerde vefa var Aldanmaki şair sözü elbette yalandır. Şair Fuzuli [/left] Quote Share this post Link to post Share on other sites
MÜNZEVİ 202 Report post Posted March 21, 2012 Ney gibi her dem ki bezm-i vaslını yâd eylerem Tâ nefes vardır kuru cismümde feryâd eylerem... (Fuzûlî) 1 Quote Share this post Link to post Share on other sites
vecd_ 166 Report post Posted March 21, 2012 Aşk Belasına At Beni Tanrım Yâ Rab bela-yı aşk ile kıl âşîna beni Bir dem bela-yı aşktan kılma cüdâ beni (Ya Rab aşk belasıyla içli dışlı kıl beni, bir an bile ayırma aşk belasından beni) Az eyleme inayetini ehl-i dertten Yani ki çoh belâlara kıl müptelâ beni (Az eyleme yardımını dertlilerden, Yani çok aşk belaları ver bana) Gittikçe hüsnün eyle ziyâde nigârımın Geldikçe derdine beter et müptelâ beni (Gittikçe artır sevgilimin güzelliğini, Bana gelince onun derdine daha çok müptela et beni) Öyle zaîf kıl tenimi firkatinde kim Vaslına mümkün ola yetürmek sabâ beni (Onun ayrılığında öyle zayıflat beni ki Saba yeli beni ona ulaştırabilsin) Nahvet kılıp nasîb Fuzuli gibi bana Yâ Rab mukayyed eyleme mutlak bana beni (Ya Rabbi bana Fuzuli gibi gurur verme beni bana asla bırakma) Şair Fuzuli Quote Share this post Link to post Share on other sites
vecd_ 166 Report post Posted March 26, 2012 Sevgiliden bir parça sevgi alıp bana verenler, Buna karşılık canımı alıp sevgiliye verdiler. Quote Share this post Link to post Share on other sites
vecd_ 166 Report post Posted April 11, 2012 Mihnet-i aşk ey dil âsândur diyü çok urma laf Aşk bir yükdür ki ham bulmuş anun altında kaf Fuzûlî (Ey gönül aşkın sıkıntısı kolaydır diye çok konuşma; zira aşk öyle bir yüktür ki kaf, onun altında bükülüp kalmıştır.) Quote Share this post Link to post Share on other sites
HİÇ 542 Report post Posted April 12, 2012 Fuzuli mevzubahis olunca da Peygamber Efendimiz sav için yazmış olduğu "Su Kasidesi" nin yeri ayrıdır... Yâ Habîballah yâ Hayre'l beşer müştakunam Eyle kim leb-teşneler yanup diler hemvâra su (Ey Allah'ın sevgilisi! Ey insanların en hayırlısı! Susamışların (susuzluktan dudağı kurumuşların) yanıp dâimâ su diledikleri gibi (ben de) seni özlüyorum.) 1 Quote Share this post Link to post Share on other sites
vecd_ 166 Report post Posted April 17, 2012 Kıldı zülfün teg perişan halimi halin senin Bir gün ey bi-derd sormazsın nedir halin senin Gitdi başından gönül ol serv kaddin sayesi Ağla kim idabara tebdil oldu ikbalin senin Zinet için cism divarında etmezdim yerin Çekmeseydi aşk levh-i cana timsalin senin Dam-gah-ı aşkdan tut bir kenar ey mürg-i dil Sınmadan seng-i melametden per ü balin senin Saye-veş çoktan Fuzuli hak-i kuyun yastadır Ol ümid ile ki bir gün ola pamalin senin GAZELİN AÇIKLAMASI Ey âşıklarını dert edinmeyen sevgili! Senin bu umursamaz tavrın halimi perişan eyledi. Bir gün olsun ''Ne haldesin? '' diye sormuyorsun ya asıl dert bu. Ey gönül! O servi boylu sevgilinin himayesi üzerinden gitti. Artık ağlama vaktidir, çünkü yükselmen, alçalmağa (talihin talihsizliğine) döndü. Ey sevgili! Aşk ta ezel gününde can levhasına senin suretini çizmeseydi, beden duvarını süslemek üzere sana itibar etmez, oraya seni desenlemezdi. Ey gönül kuşu! Ayıplama ayıplama taşı ile kolun kanadın kırılmadan evvel aşk tuzağından kurtulmaya bak. Zavallı Fuzuli, bir gün gelir de sevgilinin ayağının altına serilirim diye, hayli zamandır senin semtinin toprağın gölge gibi uzanmış kalmıştır. Quote Share this post Link to post Share on other sites
vecd_ 166 Report post Posted August 28, 2012 Vefasız Dünyanın Vefasız Sevgilisi Vefa her kimseden kim istedim ondan cefa gördüm Kimi kim bîvefa dünyada gördüm bîvefa gördüm (Her kimden vefa istediysem ondan cefa gördüm; kimi gördüysem vefasız dünyada, onun vefasızlığını da gördüm) Kime kim derdimi izhar kıldım isteyip derman Özümden bin beter derd ü belaya mübtela gördüm (Kime derman için derdimi açtıysam, onu benden bin beter dertli gördüm.) Mükedder hatırımdan kılmadı bir kimse gam def'in Safadan dem uran hemdemleri ehl-i riya gördüm (Kederli gönlümden kimse üzüntülerimi gidermedi. Esenlikten dem vurarak beni teselli edecek dostlarımı iki yüzlü gördüm) Ayak bastım reh-i ümmide, sergerdanlık el verdi Emel serriştesin tuttum elimde ejderha gördüm (Ne zaman umut yoluna ayak bastım, başım dönüp durdu. Emel ipinin ucuna yapıştım elimde ejderha gördüm) Fuzuli ayb kılma yüz çevirsem ehl-i âlemden Neden kim her kime yüz tuttum andan yüz bela gördüm (Ey Fuzuli, artık insanlardan yüz çevirirsem beni ayıplama. Çünkü kime yaklaştıysam ondan belanın yüz türlüsünü gördüm) Şair Fuzuli Quote Share this post Link to post Share on other sites
vecd_ 166 Report post Posted August 28, 2012 Bin cân olaydı kâş men-i dil-şikestede Tâ her biriyle bir kez olaydım fedâ sana (Keşke bin can olaydı, şu kalbi kırık bende; tâ ki her biriyle bir kez olaydım fedâ sana.) -Fuzûlî- Quote Share this post Link to post Share on other sites
sahnıseman 14 Report post Posted September 10, 2012 Edebiyat dersinde işleyip benim hayran kaldığım kaside...Fuzuli'den Peygamberimiz'e mükemmel bir kaside... Şiir: Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlare su Kim bu denli dutuşan odlara kılmaz çare su Âb-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem Ya muhît olmuş gözümden günbed-i devvâre su Zevk-i tiğından aceb yok olsa gönlüm çâk çâk Kim mürûr ilen bırakır rahneler dîvâre su Suya versin bağ-ban gülzar-ı zahmet çekmesin Bir gül açılmaz yüzün tek verse bin-gülzâre su Ohşadabilmez gubârını muharrir hattına Hâme tek bakmaktan inse sözlerine kare su Ârızın yâdiyle nem-nâk olsa müjgânım n'ola Zayi olmaz gül temennâsiyle vermek hâre su Gam günü etme dîl-i bîmardan tiğin diriğ Hayrdır vermek karanû gecede bîmâre su İste peykânın gönül hecrinde şevkim sâkin et Susuzum bu sahrede benim'çün are su Ben lebim müştâkıyım zühhâd kevser tâlibi Nitekim meste mey içmek hoş gelir huş-yâre su Ravza-ı kûyuna her dem durmayıp eyler güzâr Âşık olmuş gâlibâol serv-i hoş reftâre su Su yolun ol kûydan toprağ olup tutsam gerek Çün rakîbimdir dahi ol kûya koyman vare su Dest-bûsı arzûsiyle ger ölsem dostlar Kûze eylen toprağım sunun anınle yâre su İçmek ister bülbülün kanın meger bir reng ile Gül budağının mîzacına gire kurtâre su Tînet-i pâkini rûşen kılmış ehl-i âleme İktidâ kılmış tarîk-i Ahmed-i Muhtâr'e su Seyyid-i nev'i beşer deryâ-yi dürr-i istifâ Kim sepiptir mu'cizâtı âteş-i eşrâre su Kılmak için taze gül-zâr-i nübüvvet revnakın Mu'cizinden eylemiş izhar seng-i hâre su Mu'ciz-i bir bahr-i bî-pâyan imiş âlemde kim Yetmiş andan bin bin âteş-hâne-i küffâre su Hayret ilen parmağın dişler kim etse istima Parmağında verdiği şiddet günü Ensâr'e su Eylemiş her katrede bin bahr-i rahmet mevc-hîz El sunup urgaç vuzu-ı için gül ruhsâre su Hâk-i pâayine yetem der ömrlerdir muttasıl Başını taştan taşa vurup gezer âvâre su Zerre zerre hâk-i der-gâhına ister salınûr Dönmez ol der-gâhdan ger olsa pâre su Zikr-i na'tın virdini derman bilir ehl-i hatâ Eyle kim def-i humar için içer mey-hâre su Yâ Habîbâ'llah yâ Hayr el-beşer müştâkınım Eyle kim leb-teşneler yanıb diler hem vâre su Sensin ol bahr-i kerâmet kim Şeb-i Mi'rac'da Şeb-nem-i feyzin yetirmiş sâbit ü seyyâre su Çeşm-i hûr-şidden her dem zülâl-i feyz iner Hâcet olsa merkâdin tecdîd eden mi'mâre su Bîm-i dûzah nâr-i gam salmış dîl-i sûzânıma Var ümîdim ebr-i ihsanın sepe ol nâre su Yümn-i na'tinden güher olmuş Fuzûlî sözleri Ebr-i nîsandan dönen tek lü'lü-i şeh-vâre su Hâb-ı gafletten olan bîdâr olanda rûz-ı haşr Hâb-i hasretten dökende dîde-i bîdâre su Umduğum oldur ki Rûz-i Haşr mahrûm olmayam Çeşm-i vaslın vere ben teşne-i dîdâre su Açıklama: Ey göz! Gönlümdeki ateşlere su saçma. Çünkü bu kadar tutuşan ateşe su çare olmaz. Dönen kümbetin rengi su rengi midir bilmiyorum. Yoksa gözümden çıkan su mu dönen kümbeti doldurmuştur. Kılıcının zevkinden gönlüm parça parça olsa şaşılmaz. Çünkü devamlı geçmekle su duvarda yarıklar bırakır. Yaralı gönül senin peykanının sözünü korkuyla söyler. Her kimde yara varsa o suyu ihtiyatla içer. Bahçıvan gül bahçesini suya versin, boşuna zahmet çekmesin Çünkü o bin gül bahçesine su verse bile senin yüzün gibi bir gül açılmaz. Kalemin bakmaktan gözlerine kara su inse bile, yazar gubar hatlı yazısını senin ayva tüylerine benzetemez. Senin yanağını anarak kirpiklerim ıslansa ne olur gül beklentisiyle dikene su vermek boşuna değildir. Gam günü hasta gönülden kılıcını esirgeme Karanlık gecede hastaya su vermek sevaptır. Ey gönül, onun peykanını iste, ayrılığında benim ona karşı olan arzumu sakinleştirsin. Susuzum, bu sahrada bir kez de benim için su ara. Ben senin dudaklarının tutkunuyum, zahidlerse kevser istiyor Nitekim sarhoşa şarap içmek hoş gelir ayık insana su. Su galiba o hoş yürüyüşlü serviye aşık olmuş ki, her an onun köyünün bahçesine gidiyor. Toprak olup suyun yolunu tutup o köye varmasını engellemem gerekir. Çünkü su benim rakibimdir. Bırakmam ki o köye varsın. Ey dostlar! Eğer onun elini öpmek arzusuyla ölürsem, toprağımdan testi yapıp onunla yare su sunun. Servi kumrunun duasına karşı aksilik eder Su onun eteğini tutsun ve ayağına düşüp yalvarsın. Bir hile ile bülbülün kanını içmek istiyor. Su gül budağının mizacına girsin ve bülbülü kurtarsın. O güzel ahlakını insanlara ilan etmiş. Su seçilmiş Ahmet’in yoluna tabi olmuş. O insanoğlunun efendisidir. Seçilmiş incilerin deryasıdır. Ki onun mucizeleri kötülerin ateşine su serpmiştir. O peygamberlik bahçesinin parlaklığını tazelemek için, mucizeyle mermerden su çıkarmıştır. Onun mucizesi alemde öyle sonsuz bir denizmiş ki o denizden binlerce ateşe tapan kafirin ibadethanesine gidip ateşlerini söndürsün su. Onun savaş günü parmağından Ensar’a su verdiğini kim işitse, hayretinden parmağını ısırır. Onun dostu yılan zehri içse, içtiği zehir ab-ı hayat olur. Düşmanı su içse içtiği su yılan zehrine dönüşür. O abdest almak için gül gibi olan yüzüne eliyle su serptiğinde, o suyun her damlasında binlerce rahmet denizi dalgalanmıştır. Onun ayağının toprağına erişeyim diye su, ömür boyu başını taştan taşa vurup avare gezer Su, onun türbesinin toprağına zerre zerre salınmak ister. Su parça parça da olsa o dergahtan dönmez. Sarhoşun baş ağrısını gidermek için su içtiği gibi, günah işleyenler de senin na’tının zikrini daima dillerinde tekrarlamayı dertlerine derman bilirler. Ey Allah’ın sevgilisi, insanların hayırlısı, susuzluktan yanıp dudağı kuruyanların su istemeleri gibi ben de seni özlüyorum. Sen o keramet denizisin ki, Miraç gecesinde senin feyzinin çiğ taneleri, sabit ve seyyar bütün yıldızlara su eriştirmiştir. Senin mezarını onaran mimara su lazım olsa güneş çeşmesinden her an çokça saf ve tatlı su akar. Cehennem korkusu, yanık gönlüme gam ateşi salmıştır. Senin ihsan bulutunun o ateşe su serpeceğini umuyorum Seni övmenin bereketiyle Fuzuli’nin sözleri, nisan bulutundan düşüp büyük inciye dönen su damlası gibi birer inci olmuştur. Mahşer günü gaflet uykusundan uyanıp gözünden hasret göz yaşı döktüğü vakit. Senin yüzünü görmeye susamış Fuzuli’yi vuslat çeşmenden mahrum etmeyeceğini ummaktayım. Quote Share this post Link to post Share on other sites
vecd_ 166 Report post Posted September 19, 2012 Yine ol mah benim aldı kararım bu gece Çıkacaktır feleğe nale-i zarım bu gece Var idi subh visaline Fuzuli ümmid Çıkmasa hasret ile can-ı figanım bu gece O ay yüzlü sevgili şairin aklını başından almıştır ve şairin ağlamaları, aşk derdi ile inleyişleri bu gece gökyüzüne kadar çıkacaktır. Ey Fuzuli, sabah kavuşma için ümidim var idi eğer bu gece yaralı incinmiş canım hasret ile çıkmasaydı. Cümle-i halk bana yar için ağyar oldu Kalmadı kimse bana yar Hüda’dan gayrı (Halkın hepsi bana sevgiliye duyduğum aşktan dolayı yabancı oldu. Bana Allah’tan başka yakın hiç kimse kalmadı.) Fuzuli rind-i şeydadır, hemişe halka rüsvadır Sorun kim bu ne sevdadır bu sevdadan usanmaz mı (Fuzuli çılgın bir aşıktır, bunun için halka her zaman rezil olmuştur. Sorun ki bu nasıl bir sevdadır, Fuzuli bu sevdadan usanmaz mı?) Quote Share this post Link to post Share on other sites
vecd_ 166 Report post Posted February 20, 2013 Avâreler felekzedeler mübtelâlarız Alemde bir muhabbete kalmış gedâlarız Quote Share this post Link to post Share on other sites