nfk321 7 Report post Posted December 29, 2009 Perşembe akşamı yılbaşı gecesi... Aslında hatırlatmama lüzum yok, zaten bir aydır caddelerdeki, mağazalardaki hazırlıklardan; süslemelerden, hayali Noel Baba maskaralıklarından biliyorsunuz. Eskiden bu hazırlıklar üç büyük şehirde ve bu şehirlerin de bazı semtlerinde görülürdü. Bu şehirlerin ve bu semtlerin dışında oturanların yılbaşından pek haberleri olmazdı. Olsa bile bu sınırlı kaynaktan olurdu; TRTnin o meşhur yılbaşı eğlenceleri ile Millî Piyango çekilişi gibi. Son yıllarda artık bu sınırlı tanıtım ve sınırlı yılbaşı kutlamaları sınır tanımaz hale geldi. Sadece üç büyük şehir değil hemen hemen bütün şehirler hatta ilçeler ve kasabalar da bu kervana katıldı. Özellikle de büyük şehirlerimiz Avrupanın, Amerikanın şehirlerinden farkı kalmıyor yılbaşlarında. Artık TRT yalnız değil bütün, TVler yılbaşı yarışındalar!.. Gelinen nokta bu. Bazen gazetelerden okuyoruz: Afrikanın bir kasabasında veya köyünde oturan çok yaşlı Müslümanlar İstanbuldan gelenlere, hâlâ adına hutbe okuttukları Sultan Abdülhamid Hanı soruyorlarmış. Halifenin oturduğu İstanbul şehrini ve içinde oturanlar gibi olmak için insanların yaşayışlarını merak ediyorlarmış. BU GÜNLERİ GÖRSELERDİ... Bunları alıp İstanbula getirip, işte senin payitaht dediğin şehir burası. Ayaklarının tozu olabilir miyim, dediğin insanlar bunlar, desek acaba ne yaparlardı! Ya, inanmaz, siz beni Frenklerin şehrine getirdiniz der veya üzüntüsünden kıvrılıp oracıkta ruhunu teslim ederdi!.. Bu yılbaşı manzaraları, bu güzel Anadoluyu güzel ahlâkı ile kasaba kasaba, köy köy içeriden fetheden Alperenler, bu eşsiz beldeleri bize bahşeden Sultan Alparslan ve diğer Selçuklu sultanları; dünyanın incisi İstanbulu fethederek bizlere emanet eden Fatih Sultan Mehmet Han ve diğer Osmanlı padişahları görseler acaba ne derlerdi, üzüntüden hangi hale dönerlerdi! Bir kimsenin gittiği yoldan nereye gideceği belli olur. Biz 150 yıl önce nereye gideceğimize karar verip yönümüzü Batıya çevirmişiz. Batıyı değiştirecek gücün yoksa, onun örfü ile yaşamaktan başka çaren de yoktur. Bir milleti ayakta tutan, millet yapan onun kendi millî manevî değerleridir. Bugün tarihe mal olmuş, unutulmuş milletler, kendi orijinal değerlerini muhafaza edemedikleri için yok oldular. Bütün bunları bile bile Tanzimattan beri, öz değerlerimizden uzaklaşıp yabancıların değerlerine özenti hastalığına yakalandık. Bu özenti her yıl ilerleyerek, taklitten de çıkarak, dinleri de dahil artık tamamen onlardan olma şekline yöneldi. Nitekim, bir zamanlar o devrin adalet bakanı Mahmut Esat Bozkurt, Türkiyeyi İslâmiyetten ayırıp, çağdaşlaştırmak için nasıl Hıristiyan yapmamız lazım tartışmasını başlatmıştı. Bu günleri Resulullah Efendimiz haber vermişti zaten. Şöyle buyurmuştu: Yemin ederim ki bir zaman gelir siz, Hıristiyan ve Yahudilere öylesine tâbi olursunuz ki, âdetlerinin peşinde, karış karış, onların ardı sıra yürürsünüz, arşın arşın, saat saat, adım adım onları takip edersiniz hatta öyle olur ki, eğer onlar kertenkele deliğine girseler, oranın tehlikeli olduğunu, zehirli olduğunu düşünmeyerek siz de oraya dâhil olursunuz. (İmamı Süyûtî) ONLARIN YAPTIKLARINA ORTAK OLURLAR! Sultan Mahmud Hanın, Avrupalıların ilim ve tekniğini tatbik etmek şeklinde başlatılan batılılaşma hareketi, Mustafa Reşid Paşa ve diğer Tanzimat devri aydınlarınca; ilimde, teknolojide değil, örf ve âdette değişim şekline çevrildi. Konu aslından saptırıldı. Bu şekilde düşünmek aydın olmanın icabı sayıldı. Resulullah Efendimizin, Bir kavme benzeyen onlardandır! hadis-i şeriflerinde buyurdukları tehlikeye rağmen, onlara daha çok nasıl benzeyebiliriz, yarışı yapıldı. Bu yarışın insanı nereye götüreceğini, Peygamber Efendimiz bildirmiş: Bir kavmin ameline razı olan onların ameline ortak olur., Bir kavmin işini seven, o amelleri işlemese de, kıyamette onlarla haşr olur. Cenab-ı Hak, hepimizi Müslümanlarla haşreylesin! Quote Share this post Link to post Share on other sites
kvp111 7 Report post Posted December 29, 2009 mehmet oruç bu yola çok hizmet eden bir kimse...dilinin sertliğini ve yumuşaklığını çok kalite bir biçimde ayarlamakta...Allah razı olsun vesselam.. Quote Share this post Link to post Share on other sites
MEDDAN 0 Report post Posted December 29, 2009 mehmet oruç bu yola çok hizmet eden bir kimse...dilinin sertliğini ve yumuşaklığını çok kalite bir biçimde ayarlamakta...Allah razı olsun vesselam.. Anlayana bu kadar da yeter... Quote Share this post Link to post Share on other sites