Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
yunuscoskun

Diyanet : İslamda Dini Nikah Yoktur...

Recommended Posts

Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu'na bilgi veren Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Eğitim Uzmanı İbrahim Ural İslam'da dini nikah zorunluluğu olmadığını söyledi. CHP'li Arıtman da bunun halka anlatılmasını istedi...

AK Parti İstanbul Milletvekili Güldal Akşit başkanlığında toplanan TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu, AB Türkiye Delegasyonu Siyasi Müsteşarı Diego Mellado ve Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Eğitim Uzmanı İbrahim Ural'dan bilgi aldı.

 

Mellado, Nisan veya Mayıs aylarında hazırlanacak yeni Lizbon Antlaşmasında yeni stratejilerin belirleneceğini, bu stratejiler arasında kadın erkek fırsat eşitliğinin önemli bir yer tutacağını bildirdi.

 

Kadınların istihdamda eşitliği, istihdama erişiminin önemine değinen Mellado, strateji belgesinde ekonomik krizin aşılması kapsamında kadınların istihdama eşit erişiminin sağlanmasının öngörüleceğini söyledi.

 

AB'ye üye 27 ülkede siyasete katılan kadınların oranının, o ülkedeki demokrasinin gelişmişlik oranıyla paralellik gösterdiğini belirten Mellado, AB'nin demokratik platform alanı kapsamında kadınların siyasete erişiminin de kolaylaştırılacağını bildirdi.

 

Mellado, ''Ceza hukukunda sürdürülen çalışmalarla, kadınlara yeni yetkiler tanınması öngörülüyor. AB, kadın erkek fırsat eşitliği konusunda yetkisini daha da artırmış olacak. Türkiye'yi de artan kadın erkek fırsat eşitliğiyle AB'de görmek istiyoruz. Komisyonunuz, Türk mevzuatındaki uygulamalarında itici bir güç olabilir'' diye konuştu.

 

ARITMAN'IN SÖZLERİ GERGİNLİĞE YOL AÇTI

 

CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman, Türkiye'de erkeklerden çok kadınların AB'ye üye olunmasını istediğini ileri sürerek, üye olunması halinde kadın haklarında ilerleme olacağını savundu.

 

Arıtman'ın ''Türkiye'nin AB'ye sırt çevirip, yüzünü Arap ülkelerine dönmeye başladığını, Türkiye'deki kadınların Yemen, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirliklerindeki kadınlarla aynı durumda olduğunu'' söylemesi üzerine AK Parti'li komisyon üyeleri tepki gösterdi.

 

''Kimi kime şikayet ediyorsun'' diyerek tepki gösteren AK Parti Samsun Milletvekili Fatih Öztürk, Arıtman'ın söylediklerinin gerçeği yansıtmadığını söyledi.

 

Canan Arıtman, Türkiye raporunun çok sağlıklı oluşturulması gerektiğini, namus ve töre cinayetlerinde öldürülen kadınların sayısının AK Parti iktidarı döneminde arttığını iddia etti.

 

AK Parti'li Öztürk, Arıtman'ın yanlış bilgi verdiğini belirterek, ''İktidara karşı mücadele eden son donkişottur; tektir. Görüşleri, Komisyonumuzun görüşünü yansıtmamaktadır'' dedi.

 

AK Parti Malatya Milletvekili Öznur Çalık, AK Parti döneminde kadın erkek fırsat eşitliğine yönelik çok sayıda yasal düzenleme yapıldığını anımsatarak, Türkiye'nin AB sürecinde tüm fasıllarda müzakereye başlaması gerektiğini söyledi.

 

AK Parti Aksaray Milletvekili İlknur İnceöz ise Türkiye'nin birilerine şikayet edilmesi yerine durumun daha iyi noktaya getirilmesi için çalışmalar yapılması gerektiğini belirterek, töre ve namus cinayetlerine ilişkin komisyonun ilk kez AK Parti döneminde kurulduğunu, hazırlanan rapor doğrultusunda genelge yayımlandığını bildirdi.

 

Türkiye'nin yönünü ne tarafa çevirdiğini AB'nin çok iyi bildiğini ifade eden İnceöz, Türkiye'nin dünyadaki her ülkeyle iletişime açık olduğunu dile getirdi.

 

Komisyon Başkanı Akşit, sunumun ardından söz alan Arıtman'ın soru sorma yerine görüşlerini açıklamasına müdahale etti. ''Provokatörlük yapmayın'' diyen Akşit, Arıtman'ın mikrofonunu konuşmaya kapattı. Akşit, Komisyon üyelerini toplantının kurallarına uymaya davet etti.

 

Arıtman, normal şartlarda Komisyondan ayrılması gerektiğini belirterek, mücadele etmek amacıyla Komisyonda kalacağını söyledi.

 

''DİNİ NİKAH ZORUNLU DEĞİL''

 

İslam açısından küçük yaşta evlendirilmenin değerlendirmesini yapan Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Eğitim Uzmanı İbrahim Ural, evliliğin karşılıklı bir akitten ibaret olduğunu, bunun karşılıklı irade beyanıyla yapıldığını söyledi.

 

Ural, evlenmek isteyenlerde ''akıl baliğ'' denilen ergenlik çağına gelme şartı arandığını, İslam dininde akıl baliğ olmamış kişilerin evlenmesinin söz konusu olmadığını belirtti.

 

1917 tarihli Osmanlı Hukuk-ı Aile Kararnamesinde yer alan erkeklerde 18 yaş, kadınlarda ise 17 yaş şartının genel olarak dünyada kabul gördüğünü anlatan Ural, Osmanlı dönemindeki evliliklerin mahalli kadılar tarafından ve ''izinname'' adlı belge düzenlenmek suretiyle yapıldığını, nikahın ilan edilip, düzenlenen törenlerle de topluma duyurulduğunu söyledi.

 

Günümüzde beşik kertmesi, akrabalıkların yakınlaştırılması veya fakirlik sebebiyle evliliklerin yapılabildiğine dikkati çeken Ural, İslam'a göre küçük yaşta iradesi dışında evlendirilen kişinin, akıl baliğ olduktan sonra zorlamayla yaptığı evliliği tek taraflı feshedebildiğini bildirdi.

 

İbrahim Ural, şöyle devam etti:

 

''Küçük yaşta evliliklerin, İslami geleneklere yüklenmesinin ilmi dayanağı yoktur. Dini nikah zaruri olmadığı gibi nikahta akit, ilan, tescil aranıyor. İslam'da 'imam nikahı' veya 'dini nikah' kavramı yok, sadeci nikah var. İki şahit huzurunda, irade beyanıyla evlilik gerçekleştiriliyor. Toplumda evliliğin ilan edilmesi, törenlerle yapılıyor. Resmi nikah kıyılmasıyla İslam dininin evlilik şartları yerine getirilmiş oluyor. Dini nikah daha çok örf, adet ve geleneklerden kaynaklanıyor. Dini nikahta, nasihatler yapılıyor, tövbe istiğfar ediliyor, topluca dualar yapılıyor, dini mesajlar veriliyor. Resmi nikah yapılmasıyla evlilik aktı gerçekleştirilmiş olur.''

 

Ural, evlilikle ilgili toplumda yanlış ve yaygın bazı geleneklerin ıslahı konusunda yoğun çalışma içerisinde olduklarını, illerin 4'te 3'ünde kurulan Aile Büroları aracılığıyla halkın bilgilendirildiğini söyledi.

 

ÖRF VE ADETLERİN DEĞİŞTİRİLMESİ

 

Komisyonu Başkanı Güldal Akşit, belli değerleri değiştirmenin, ortadan kaldırmanın hiçbir topluma fayda getirmeyeceğini savundu.

 

Amaçlarının gelenekleri değiştirmek olmadığını, yanlış bilgiler konusunda halka doğruların anlatılmasını sağlamak olduğunu belirten Akşit, din adamlarının yaptığı bilgilendirmelerin halk tarafından dikkate alındığını, bu bilgilerin kabul edildiğini söyledi.

 

Erken yaşta evliliklerin, sağlık ve eğitim alanı başta olmak üzere çok sayıda sorunun kapısını araladığını ifade eden Akşit, ''İnsanların sahip olduğu değerleri ortadan kaldırmak doğru değil. Dini nikahın zorunlu olmaması ayrı, dini nikahın yok sayılması ayrı şeyler. Net bir şekilde, geçerli bir evliliğin nasıl yapılacağı vurgulanmalı. Aslolan resmi nikahtır, nikahı geçerli hale getiren dini nikah değildir'' diye konuştu.

 

CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman, ''İslam'a göre dini nikah yaptırmanın gerekli olmadığının'' topluma anlatılması gerektiğine dikkati çekti. Arıtman, insanların bilgilendirilmesiyle yanlış örf, adet ve geleneklerden uzaklaştırılacaklarını söyledi.

 

Arıtman, Komisyon Başkanı Akşit'in ''örf ve adetlerin değiştirilmemesine'' yönelik tutumuna katılmadığını söyledi. Örf, adet ve gelenekler değiştirilmeden çağdaşlaşmanın mümkün olmayacağını savunan Arıtman, bazı toplumlarda uygulanan kız sünnetlerinin son derece vahşi olduğunu, o toplumları bu geleneklerden uzaklaştırmanın gerekli olduğunu söyledi.

 

DSP İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş, resmi ve dini nikah konularının vatandaşa anlatılması gerektiğini söyledi. Ağırbaş, din adamlarının görevlendirilmesinin doğup büyüdükleri yerin dışına yapılması gerektiğini, aynı yörede yetişen imamların oradaki gelenek ve görenekleri özümsediğini dolayısıyla bazı yanlış gelenekleri topluma anlatamayacaklarını söyledi.

 

Akşit, CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin'in ''ağır ve tehlikeli işler yönetmeliği konusunda çalışma yapılmasına'' ilişkin başvurusunun kısa sürede gündeme alınarak görüşüleceğini bildirdi.

 

AA

Share this post


Link to post
Share on other sites

"İslam'da 'imam nikahı' veya 'dini nikah' kavramı yok, sadeci nikah var. İki şahit huzurunda, irade beyanıyla evlilik gerçekleştiriliyor. Toplumda evliliğin ilan edilmesi, törenlerle yapılıyor. Resmi nikah kıyılmasıyla İslam dininin evlilik şartları yerine getirilmiş oluyor. Dini nikah daha çok örf, adet ve geleneklerden kaynaklanıyor. Dini nikahta, nasihatler yapılıyor, tövbe istiğfar ediliyor, topluca dualar yapılıyor, dini mesajlar veriliyor. Resmi nikah yapılmasıyla evlilik aktı gerçekleştirilmiş olur.''

 

Selamun Aleykum. Benim de kulağıma böyle olduğu gelmişti. Açıkçası bu konuyu araştıracak fırsat da bulamadım. Bu sözlerde nasıl bir sakınca var izah edebilir misiniz? Biz de istifade etmiş oluruz. Selamlar...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sevgili kardeşim...

 

Eğer resmi nikah dini nikahın yerini alabilecek olsaydı.. Peygamber efendimiz (sav)... Bize bu konuda bir emir vermiş midir ? Alternatif nikah... İsviçre medeni kanunuyla amel edip onu islamın önüne geçirmek , yerine koymak sizce ne kadar doğru... DÜşünmek gerek...Vesselam

Share this post


Link to post
Share on other sites

"İslam'da 'imam nikahı' veya 'dini nikah' kavramı yok, sadeci nikah var. İki şahit huzurunda, irade beyanıyla evlilik gerçekleştiriliyor. Toplumda evliliğin ilan edilmesi, törenlerle yapılıyor. Resmi nikah kıyılmasıyla İslam dininin evlilik şartları yerine getirilmiş oluyor. Dini nikah daha çok örf, adet ve geleneklerden kaynaklanıyor. Dini nikahta, nasihatler yapılıyor, tövbe istiğfar ediliyor, topluca dualar yapılıyor, dini mesajlar veriliyor. Resmi nikah yapılmasıyla evlilik aktı gerçekleştirilmiş olur.''

 

...

 

Yukardaki görüşü ilk dile getiren Hayrettin KARAMAN...

 

Üstad tarafından fırçalanan ve "halt" ettin KARAMAN makamına yükselen "alim".. : )))

Share this post


Link to post
Share on other sites
Sevgili kardeşim...

 

Eğer resmi nikah dini nikahın yerini alabilecek olsaydı.. Peygamber efendimiz (sav)... Bize bu konuda bir emir vermiş midir ? Alternatif nikah... İsviçre medeni kanunuyla amel edip onu islamın önüne geçirmek , yerine koymak sizce ne kadar doğru... DÜşünmek gerek...Vesselam

 

S.a. yok yok. onu demek istemedim. yani İsviçre kanunları olsun manasında söylemedim. demek istediğim, Nikah demek iki kişinin evlendiğini çevrelerine duyurmak demek midir? ya da İmam Nikahında İmam dua okumaktan başka birşey yapıyor mu? Tabiki Dua Okunması Güzel. ki gereklidir de. yalnız demek istediğim yani bu işin Nikah sayılabilmesi için imam şart mı yoksa en önemli şartı kişilerin nikahlandıklarını çevrelerine duyurmaları mı? Tabiki herşey usulünce yapılmalı. Ama kafama takıldı işte. selamlar..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yalnız iki şahit kâfi...

 

Mezhep iznine göre, anne baba rızası da gözetildikten sonra; erkeğin hanımı zevceliğe; hanımında erkeği zevcliğe kabulünü, iki aklı selim duysa ve şahit olsa, nikah tamamdır.

 

Gerisi, halka ilan....

 

Nİkah duası, sünnetlerdendir.. Yapılmaması nikahı sakıt kılmaz.. Duayı bilen herhangi birisi de yapabilir. Hoca Efendi-İmam kısmından kimse olmasa da olur..

 

.............

 

Resmi nikahta, Allah katında sahih olan nikahlardandır. Her ne kadar, nikah esnasında şeriata aykırı topluluk olsa dahi, nikah batıl değildir.. Yalnız iki şahit kafi...

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

1- Mesele islami tüm gelenek, örf ve teamülleri cemiyet kayatından dışlamak...

 

2- Üstad da biliyordu ki islami nikahta o saydığınız unsurlar yeterli...

 

3- Lakin -di li geçmiş zaman kullanmak ( -aldım, -vardım ) ve mihr tayin etmek gibi müesseseler laik nikahta yok !?

 

...

 

Hülasa değerlerimize sımsıkı sarılarak, kalemizin her burcunu tahkim ederek başyücelik'e ulaşabiliriz...Bu mevzuu da -mühim gözükmese bile!- o değerlerimizden biri..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Nikah nasıl kıyılır

 

 

Sual: Nikah nasıl kıyılır?

CEVAP

Nikah şöyle kıyılır:

Nikah yapacak efendi, önce zevcenin adını, Mesela Fatıma bint-i Ahmed yazar.

Sonra zevcenin vekilini, Mesela Ali bin Zeyd yazar.

Sonra iki erkek şahidin adını yazar. Sonra zevcin adını, Mesela Ömer bin Hüseyin diye yazar.

Sonra, zevc yoksa zevcin vekilinin adını yazar.

Sonra, iki tarafa sorarak, uyuştukları mehr-i müecceli ve mehr-i muacceli yazar.

Sonra, istiğfar okur. Euzü Besmele okur.

(Elhamdü lillahillezî zevvecel ervâha bil eşbâh ve ehallennikâha ve harremessifâh. Vessalâtü vesselâmü alâ resûlinâ Muhammedinillezî beyyenel-harâme vel-mubâh ve alâ Âlihi ve Eshâbi-hillezîne hüm ehlüssalâhi velfelâh) der.

 

Euzü Besmele çekip, Nur suresinin otuzikinci âyetini okur, (Sadakallahül’azîm) der, sonra, kâle Resulullah, (En-nikâhü sünnetî femen ragibe an sünnetî feleyse minnî) sadaka Resulullah. (Bismillâhi ve alâ sünnet-i resûlillah) der.

 

Sonra zevcenin vekiline dönüp:

(Allahü teâlânın emri ve Peygamber efendimizin sünneti ile ve amelde mezhebimizin imamı, imam-ı a’zam Ebu Hanife hazretlerinin ictihadı ile ve hazır olan Müslümanların şehadetleri ile, vekili olduğun Fatıma bint-i Ahmedi, şu kadar altın mehr-i müeccel ve şu kadar altın muaccel ile, talibi olan Ömer bin Hüseyine tezvice, vekaletin hasebi ile, verdin mi?) der.

 

Sonra zevcin vekiline dönüp, yine (Bismillâhi ve alâ)dan başlayıp okur. Sen dahi, Fatıma bint-i Ahmedi, şu kadar altın mehr-i müeccel ve aralarında malum olan mehr-i muaccel ile, vekili olduğun Ömer bin Hüseyine, vekaletin hasebi ile, aldın mı?) der.

[Zevcin kendisi varsa, bunları kendisine sorar.]

 

Her ikisine üçer kere sorar ve cevap alır. Ben dahi akd-i nikah ettim der. Sonra, şu duayı okur:

 

(Allahümmec’al hâzel akde meymûnen mubâreken vec’al beyne-hümâ ülfeten ve mehabbeten ve karârâ ve lâ tec’al beyne-hümâ nefreten ve fitneten ve firârâ. Allahümme ellif beynehümâ kemâ ellefte beyne Âdeme ve Havvâ. Ve kemâ ellefte beyne Muhammedin sallallahü aleyhi ve sellem ve Hadîce-tel-kübrâ ve Âişe-te ümm-il mü’minîne radıyallahü anhümâ. Ve beyne Alîyyin radıyallahü anh ve Fâtıma-tez-zehrâ radıyallahü anhâ. Allahümme a’ti le-hümâ evlâden sâlihan ve ömren tavîlen ve rızkan vâsi’an. Rabbenâ heb lenâ min ezvâcinâ ve zürriyyâtinâ kurrete a’yünin vec’alnâ lil müttekîne imâmâ. Rabbenâ âtinâ fiddünyâ haseneten ve fil âhıreti haseneten ve kına azabennâr. Sübhâne rabbike rabbil’ızzeti ammâ yesıfûn ve selâmün alel mürselîn velhamdülillahi rabbil’âlemin. El-fatiha).

Share this post


Link to post
Share on other sites

Allahın adı anılmadan yapılan nikah geçersizdir diye biliyorum...

 

tam da diyanete uygun bir açıklama olmuş üzerinde sırıtmıyor...

 

diyaneti ben şahsen hiçbir zaman baz almadım almam da, beni temsil etmiyor bu laik sistem içerisinde etmesi zaten düşünülemez, fetvaları da kendini bağlar müslümanları bağlamaz, kendisi çalsın kendisi oynasın...

 

Merhum üstadımıza Allahu Teala gani gani rahmet eylesin, diyanetle alakalı ne de güzel hüküm vermiş "Cinayet İşleri" diye..

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...