Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
nfk321

Kadına, Savaşa Gitmeden şehit Sevabı!

Recommended Posts

Dün de bahsettiğimiz gibi, ailede huzurun sağlanması; aile fertlerinin görevlerini eksiksiz yerine getirmelerine, kendi sınırlarını aşmamalarına bağlıdır. Bunun sağlanmasında, evde kadın büyük rol sahibidir; iyi yönde rol alırsa kendisi de ailesi de kazanır.

Her şeyden önce kadın bu önemli rolünü hakkıyla yerine getirebilmek için evde olmak zorundadır. Örneğin çocuklar günün yarısından fazlasında başkasının elinde ise çocuğun eğitiminde ve sevgisinde eksiklik var demektir. Son yıllarda, küçük yaştaki çocukların dengesiz davranışları, silahla birbirlerini taramaları üzerine kendisini suçlayan basına ABDli silah tüccarının söylediği şu sözler üzerinde düşünmeye değer: Esas suçlu, kadını evden uzaklaştırıp, çocukları şunun bunun eline bırakan zihniyettir, anlayıştır. Çocuk anne şefkati, merhameti görmeyince, toplumu düşman görüyor, intikam alma hissi ile büyüyor.

 

RESULULLAHIN GÖREV TAKSİMİ

Dinimiz ailenin huzuru, sağlamlığı için kadının evde bulunmasına önem vermiştir. Nitekim Resul-ü Ekrem efendimiz, Hazret-i Ali ile Hazret-i Fatımanın evliliklerinde görev taksimi yapmıştır. Dışarı işlerini Hazret-i Aliye dahili işleri de Hazret-i Fatımaya vermişti. Hazreti Fatıma, yemek pişirir, çamaşır yıkar, el değirmeninde un yapar, ekmek pişirir ve benzeri ev işlerini bizzat kendisi yapardı.

Dinimiz bazılarının beğenmediği, burun kıvırdığı ev işlerini, dikiş, nakış, örgü gibi işleri ibadet kabul etmiştir. Resulullah Efendimiz kızı Hazreti Fatımaya bu konuda şöyle buyurmuştur: Ya Fatıma, ne mutlu o kadına ki, kocası ondan razı olur. Allahü teâlânın farz kıldığını yapmaktan ve kocasına itaatten sonra kadınlar için, yün eğirmekten, iplik bükmekten üstün iş yoktur. Bir saat yün eğirmek, iplik bükmek veya dokumak, kadınlar için bir yıl ibâdet etmekten daha sevabdır. Dokudukları her iplik için amel defterlerine bir şehid sevabı yazılır.

Dinimiz kadının namazını bile, gözden ırak tenha bir yerde kılmasını istemektedir: Hadis-i şerifte, Kadınların, evinin en mahrem yerinde kıldığı namaz, salonda kıldığı namazdan efdaldir. Salonda kıldığı namaz ise, camide kıldığından efdaldir buyuruldu.

Kadın, ayıplanma korkusu ile kocasından gücünü aşan şeyler talep ederek onun helakine sebep olmamalıdır. Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur: Ümmetimin başına, bir zaman gelecek ki, insanın helaki karısının, çocuklarının, anası ve babasının elinden olacak. Çünkü, bunlar onu fakirlikle ayıplarlar. Gücü yetmeyecek şeyleri teklif ederler. Teklif edilen şeyleri helal yoldan elde edemeyince, meşru olmayan kazanç yollarına tevessül eder. Bu yüzden helak olur.

Kadının evinde kocasına karşı süslenmesi, güzel giyinmesi, bakımlı olması vaciptir. Resulullah Efendimiz, İsrailoğullarının kadınları evlerinde süslenmedikleri için onların erkekleri zinaya düşmüştür buyurmuştur. Maalesef birçok kadın, evde giyimine, kuşamına süsüne dikkat etmiyor. Evde rastgele pespaye bir şekilde giyiniyor. Sokağa çıkarken ise en yeni, en güzel, en şık elbisesini giyiyor. Halbuki bu haramdır.

 

ŞEHİDLİK Mİ EŞİTLİK Mİ!

Bir kadın Resulullah Efendimizin yanına gelerek sordu: Ben kadınları temsilen geldim. Allah cihadı erkeklere farz kılmıştır. Savaştan sağ çıkarlarsa gazi, ölürlerse şehid oluyorlar. Biz kadınlar da onlara yardımcı oluyoruz. Bize bu konuda mükafat, bir bedel var mı?

Resulullah Efendimiz şöyle cevap verdi: Karşılaştığın her kadına söyle: Kocaya itaat etmek, hakkını yerine getirmek onun yaptıklarının hepsine bedeldir. Ancak içinizde bunu yapanlar pek azdır.

Biliyorum, birçok kimse, ama zamanımızın şartları, erkeklerin durumları... gibi mazeretler sıralayacaklardır. Cenab-ı Hakkın Kuran-ı kerimde Evleri huzur ve sükûn yeri yaptık buyurmaktadır. Bunun şartlarını da bildirmiş. Her olumsuzluğun bir çaresi vardır. Hiçbir mazeret bu ilahi hükmü değiştiremez; değiştirirse dünya ve ahirette bunun bedelini ödemeye hazır olacak! Bana şehidlik değil, eşitlik lazım diyene ne denir!..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Aybüke kardeşim bu yazıları siz yazıyorsanız tebrik ederim elinize yüreğinize sağlık çok güzel yazılar... Eğer birisinin yazılarını buraya taşıyosanız Yine Allah sizden razı olsun böyle güzel yazılarla bizi tanıştırıyorsunuz...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Teşekkür ederim ama bu yazı bana ait değil başlık açıklamasında da yazarın adını yazmıştım zaten görmediniz sanırım.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Benim gibi dikkatsiz adam için sıradan bir durum yanıbaşımda bina yükselir aylar sonra fark ederim... Beni mazur görün...

Share this post


Link to post
Share on other sites
Benim gibi dikkatsiz adam için sıradan bir durum yanıbaşımda bina yükselir aylar sonra fark ederim... Beni mazur görün...

 

Estağfurullah hocam siz beni mazur görün yeni dikkatimi çekti,altlarına yazarların isimlerini koymuyormuşum...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Üstad'ın bu mevzuya dair İdeolocya Örgüsü'nde geçen çok güzel tesbitleri vardır:

"İslam kadının en yüksek ve ulvî mevkiini, onun ve erkeğinin yuvası olarak göstermiştir.

Bizim inkılâbın kadınları, esasta, muazzez ve münezzeh ev kadrosunun ve aile çerçevesinin sultanı olacak, hayatın yırtık seciye emredici iş sahalarından hiçbirinde görünmiyecektir."

 

Kainatta her zerrenin bir görevi var, ne zaman ki görevlerin ifa edilmesinde bir aksaklık zuhur ederse, o vakit düzen mefhumuna bağlı olan her şey de bozulmaya başlıyor. Kadınların, erkeklerin vazifelerine yönlendirilmeleri, erkeklerin iş dünyasının kadınlara 'sevimli' gösterilmesi, daha ilkokuldan itibaren sorulmaya başlanan 'büyüyünce ne olacaksın suali' kadını bir çıkmaza, kendi fıtratı dışına çıkmaya itiyor. Başta eğitim sistemi, sonrasında da televizyonda örnek olarak sunulan hayatlar, kadını evden uzaklaştırmaya, iş dünyasının kollarına atmaya gayret ediyor ve gayet de başarılı oluyor. Kadınlar dışarıda, erkeklerin dünyasında çalışmaya programlanıyor. Ve durup düşünmeyen, dünyaya gelişinin ve dünyadan ötesinin farkında olmayan bir kadın da bu akıntıya kapılıp gidiyor nefsine de hoş geldiği için. Diğer tarafta İslam şuuruna sahip olduğu halde diğer türlü sözleri -cemiyete faydalı olma, İslam'a faydalı olma, Allah'ın rızasını kazanma vs. gibi- doğru bulduğu için bu çarkın içine giren kardeşlerimiz de mevcut. İş dünyasının yollarında yürürken kadının harama bulaşmaması neredeyse imkansız olduğu için bir de geleceğin mübarek anneleri olması gereken kadınlar haramlarla da hemhal olmuş oluyorlar. Milli ve manevi değerleri çöpe atan Cumhuriyet devri ile kadınların rotası fıtratlarına ve cemiyetin huzuruna aykırı şekilde değiştirildi, şimdi gelinen nokta hiç de iç açıcı değil. Müslüman bir devletin müslüman evlatları için, müslüman kızları için özel olarak tasarlanmış projeleri olmalıydı. Karma olmayan okullara giden, öğretmenleri de hemcinsleri olan, İslam'ın yasaklamadığı şekilde bilhassa eğitim ve sağlık sektörlerinde çalışmak ve eğitim almak isteyen kızlar için yapılan özel okullar ve çalışma sahaları ve bu sahalardan hizmet almak için gelen salt müslüman hanımlar. Böylesine intizam dolu bir cemiyette yaşamıyoruz, ne zaman biteceği belli olmayan ve Üstadın tabiriyle bir sigara içiminden daha kısa olan dünya hayatını Allahü teala'nın rızasına uygun olarak geçirmek için de dış dünya kadınlar için hiç uygun değil. Allahü teala razı olduğu yola razı olarak uyanlardan eylesin.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...