Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Selahaddin

Kâbe İmamı-sapık İtikat Selefiyye

Recommended Posts

Kabe imamı selefi.

Selefi arkasında namaz kılmak caiz değil demişti sorduğum bir değil bir kaç hoca.

Kabe de namaz kılınması meselesi nolacak?

Bilgilendirirseniz müteşekkir olurum.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ehli Sünnet zatlar kılar gibi yapıpı ardından namazı kendi başlarına tekrarlıyorlar.

Zira vehhabilik Allahu Tealayı Gökte haşa bildiğinden küfür olduğu için bu namazda kabul olmaz.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Mahmud Efendi hazretleri kılmış ardından iade etmiştir..

 

Terk etmeyi meşru görmemiştir.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yavuzlenk kardeşim, tasavvuf büyüğü bir mübareğin sözünü naklediyorusn ama avatarında tasavvuf ehlini tenkit eden, selefiyi öven birinin resmi var, dikkatli olman dileğiyle...

Share this post


Link to post
Share on other sites
Yavuzlenk kardeşim, tasavvuf büyüğü bir mübareğin sözünü naklediyorusn ama avatarında tasavvuf ehlini tenkit eden, selefiyi öven birinin resmi var, dikkatli olman dileğiyle...

 

Esselamun Aleyküm

Malcolm X'e yönelttiğiniz bu ithamı vesikalarıyla ıspatlamak zorundasınız!..

Share this post


Link to post
Share on other sites
Esselamun Aleyküm

Malcolm X'e yönelttiğiniz bu ithamı vesikalarıyla ıspatlamak zorundasınız!..

 

Üslub meselesi güzel kardeşim.

Ben Türk'üm zorunluluk, gem, dinlemem.

 

Hakk(c.c.) katında biz doğruyu söyledik varsın halk katında yalan olsun :)

Share this post


Link to post
Share on other sites
Üslub meselesi güzel kardeşim.

Ben Türk'üm zorunluluk, gem, dinlemem.

 

Hakk(c.c.) katında biz doğruyu söyledik varsın halk katında yalan olsun :)

 

Esselamun Aleyküm

İddiacı iddiasını kanıtlamakla mükelleftir! İster Türk ol ister Arab ister Seyyid...

Müfteri damgası zor değil de bi' sabırla şu Hakk katındakine nasıl ulaştığını anlamaya çalışıyorum?

Evet, vesikalar neler?..

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yanılmışım.

Hakkını helal et.

Sadece kendimi mutmain etmek için kontrol ettim. O Malcolm X'e ait değilmiş, sadece paragrafta sunulmuş bir sözmüş.

 

Kusura bakma, tekrar tekrar özür dilerim...

Share this post


Link to post
Share on other sites

kabei muazzamada ve mescidi nebevide imamlık yapan hocaların tamamına yakını vahhabidir. yalnız oraların özel durumlarına binaen namazın iadesi şart değil diye biliyorum. elhamdulillah 2 kez o kutsal topraklara gitmiş biri olarak iade edilmesi lazım diye birşey duymadım ama iade edenler belki takva boyutundan ve azimeti tercihlerinden dolayı iade etmiş olabilirler.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Abdest alırken ayaklarını yıkamayıp yanlızca çorabın üzerine mesh etmekle yetinen, veyahut yanlızca ayakkabı üzerine meshedip ayakkabı ile namaz kılan müslümanlar var. Dört mezhepten birinde bunnlara cevaz var mıdır? Bu kimselerin ardında namaz kılınabilir mi?

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ehli Sünnet zatlar kılar gibi yapıpı ardından namazı kendi başlarına tekrarlıyorlar.

Zira vehhabilik Allahu Tealayı Gökte haşa bildiğinden küfür olduğu için bu namazda kabul olmaz.

 

1 "Vahhabilik"in böyle bir itikada sahip bulunduğuna kaynağınız nedir?

2 "Vahhabi" diye adlandırdığınız büyük bir coğrafya bu isnadı yapacak cesreti nereden buluyorsunuz?

3 Küfürle itham etmenin neticesini biliyor musunuz?

Share this post


Link to post
Share on other sites

 

1 "Vahhabilik"in böyle bir itikada sahip bulunduğuna kaynağınız nedir?

2 "Vahhabi" diye adlandırdığınız büyük bir coğrafya bu isnadı yapacak cesreti nereden buluyorsunuz?

3 Küfürle itham etmenin neticesini biliyor musunuz?

 

arkadaş üye olmadığından ben bildiğim kadarıyla cevap vereyim

 

nasıl ki bizde inkilap tarihi dersi olmazsa olmaz durumda ise Suudi Arabistanda da buna benzer "tevhid" adlı bir ders vardır. orada ikamet eden Türklerden bildiğim kadarıyla bu derste sorulan yine olmazsa olmaz bir soru vardır. "Allah nerdedir?" ve bu soruya onların istediği cevap (haşa) "Allah semadadır".

 

kaynağa gelince vahhabilik ile alakalı ehli sünnet alimleri tarafından yazılan kitaplar piyasada mevcuttur. ben elimde bulunan Yusuf Nebhani'nin "Şevahidul Hakdan Vehhabilere Cevaplar/Fazilet Neşriyat adlı kitabının, 208. sayfasında başlayan Allah'a Cihet(Yön) Tayin Etmek kısmını önerebilirim.(İstanbul 2009). Bu kitap anlatım olarak biraz ağır olmakla beraber vahhabiliği ana hatlarıyla ve ehli sünnetten cevaplarla açıklar mahiyettedir.

 

aynı kitabın 225. sayfasında ise "cihetle hüküm verenlerin ve mutezile gibi bidat sahiplerinin tekfir olunmaması" adlı bir başlık var ki bu da mütereddid kardeş senin dediğin gibi ihtiyatlı davranmayı gerektirir.

 

bu kısımda gözüme çarpan şu bölümü de mevzu ile alakalı olduğu için aktarıyorum: "İbni Teymiye'nin kitaplarından biri de Arş kitabıdır. Keşfuzzunun'da denilmektedir ki:O (yani ibni Teymiye), bu kitap içinde noksanlıktan münezzeh bulunan Allah'ı;Arş üzerinde oturmaktadır,boş bir yer daha bırakmıştır ki orada da Resulullah (sav) birlikte oturur, diye zikretmektedir"

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Abdest alırken ayaklarını yıkamayıp yanlızca çorabın üzerine mesh etmekle yetinen, veyahut yanlızca ayakkabı üzerine meshedip ayakkabı ile namaz kılan müslümanlar var. Dört mezhepten birinde bunnlara cevaz var mıdır? Bu kimselerin ardında namaz kılınabilir mi?

 

günümüzün en büyük hastalıklarından biri de Kuranı Kerimde geçen bir manayı olduğu gibi alıp hayata tatbik etme hezeyanıdır. Kuranı Kerimde maide suresi 6. ayette cenabı hak "Ey iman edenler! Namaz kılmaya kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip, topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın). " buyurmaktadır. burada ki mes verme işlemini baş ve ayak için bir tutan günümüzün sivri zekalı hocaları, ayak için mes vermenin farz, yıkamanın ise sünnet olduğunu söylemektedirler.(mustafa islamoğlu). halbuki Peygamber Efendimiz sav ki baştan sona Kuranı Kerimi hayatında yaşayıp, açıklayıp bizlere öğretmiştir, kendisinden gelen sahih bütün rivayetlerde ve yalanda birleşmesi mümkün olmayan onlarca sahabe efendilerimizin rae aktarımıyla her zaman abdest esnasında ayaklarını yıkamıştır. hiç bir yerde (mes kullanmaya ait özel durumlar hariç) ayağına mes verdiği rivayet edilmemiştir. şimdi hiçbir mazereti yokken üşengeçliğinden(başka bir açıklaması yok) ayaklarını su ile yıkamayan biri abdest almış olmaz. bunu apaçık bilen birinin de böyle bir kimsenin arkasında namaz kılması doğru olmaz lakin, sizden başka, bu şahsın abdestinde kusuru olduğunu bilmeyen cemaat varsa benim bildiğim fitneye sebebiyet vermemek için o namaz kılınır ardından da tarafınızdan iade edilir. bu adamı da niye böyle yapıyorsun diye uyarmak lazım, sessiz kalmamak lazım.(emri bil maruf nehyi anil münker vazifemiz var). mümkün mertebe böyleleri imamlık yaptığında mescidde veya camide bulunmamaya da çalışılmalı.

 

şiilerde abdestte ayaklarını meshederler.onlarda ayeti olduğu gibi aldıklarından bu hataya düşmüşlerdir. ehli sünnet çizgisinde 4 mezhebe mensup bir müslüman abdestini Peygamber Efendimiz sav in aldığı gibi alır namazını da o Rasulullah sav nasıl kılmışsa o şekilde kılmaya çalışır. 4 mezhepte uygulama böyle, değişmez...

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

İslamoğlunun böyle bir fetva verdiğini bilmiyordum. Türkiye'de ayağını mesheden kimseye rastlamadım ancak Lübnan, Filistin, Pakistanlı müslümanlarla karşılaştım. Zannedersem Şafidirler. Ama neye isnaden yapıyorlar bilmiyorum.

Share this post


Link to post
Share on other sites

İslam tarihinde sadece hariciler cemaat böldüler. Çok hassas olmak lazım çok. Hele ki ümmetin tevhidini sembolize eden bir mekanda... Türkiye müslümanlarının gündemi, anlayışı hatta yaşam tarzı okadar farklı ki başka bir müslüman memlekete gittiğimizde dumura uğruyor, şaşıp kalıyoruz. Size bir örnek vermek istiyorum, Bosna'ya İsmailağa Cemaatinden biri geldi. Orada bir dernek açıp kalıcı olmak istiyorlarmış. Oturduk konuştuk. Neler yapılabilir diye istişareler ettik. Ancak şunu farkettim, ilk dakikadan ayrılana kadar ağzından çoraba mesh ve vahhabilik düşmedi. Cahilliği okadar açıktıkı bu sebepten cesurdu da... Burdaki vahhabilere dikkat edin bunlar ingiliz ajanı falan dedi :D Yahu bizim bir hademe var adam selefi. O geldi gözümün önüne :) hadi o küçükbaş, büyük başları Bosnada savaşıp şehid oldular. Bazıları gazi oldu hapse tıkıldı. Hani Türkiyeden şöyle düşünürüz. Ulan Suudlar b.. gibi para yatırıyor bu adamlara :) Bunların çoğu ya köyle ya hademe :) Sonra ne mi oldu? 4 ay kalıp gittiler :) Diğer memleketlerdeki müslümanların gündeminden okadar uzağız ki anlaşamıyoruz. Sonra burada kabede imama uyulur mu diyoruz. Üstelik böyle bir sorguya düşen insanlar Muhammed eşittir Allah diyen adamların arkasında namaz kılmaktan hiç tereddüte düşmüyor. İlk mesaja baktım bir tekrar da güldüm, İmam Ebu Hanife'nin ve diğer selef-i salihin imamlarının o meselelerde neler dediklerini bilselerdi...

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

 

1 "Vahhabilik"in böyle bir itikada sahip bulunduğuna kaynağınız nedir?

2 "Vahhabi" diye adlandırdığınız büyük bir coğrafya bu isnadı yapacak cesreti nereden buluyorsunuz?

3 Küfürle itham etmenin neticesini biliyor musunuz?

 

 

- Vehhabiler, Allah’ı insana benzeterek (Allah Kürsüye oturmuştur) diyorlar. (Feth-ul-Mecid, Abdurrahman bin Muhammed bin Abdulvahhab. s.256. Darusselam Yayınevi Riyad)

- Allah zatiyle Arşın üstündedir. (Hac Dergisi Yıl 49 11. bölüm s. 73–74 H. 1425 Mekke)

 

-Allah yukarıdan aşağıya ve aşağıdan yukarıya hareket eder. (Fetava-i el-Akideh, s.742)

 

- Cehennem yok olacak ve kâfirlerin azapları sona erecek. (El-kavlul-Muhtar Lifenai el-Nar, Ateşin Faniliği İçin Seçkin Söz, Abdulkerim Elhamid. S.7 Riyad)

 

- Âdem ne nebi, ne de resuldür. (Peygamberlere Cümleten İman etmek, Abdullah bin Yezid, El-Mekteb El-İslami, Beyrut)

 

- Ebu Leheb ve Ebu Cehil bile, la ilahe illallah Muhammedün Resulullah dediği halde, evliya ile tevessül eden Müslümanlardan daha çok muvahhid ve imanları daha ihlâslıdır. (Tevhidi nasıl anlarız? Muhammed Başemil s.16, Riyad)

 

- Eş’ariler ve Maturidiler Ehl-i sünnet vel cemaat olarak adlandırılmayı hak etmez. (İslam’da Meşhur Müceddidler. İbni Teymiye ve Muhammed bin Abdulvehhab s.23 Müftülük Genel Başkanlığı, Riyad)

Yukarıdaki âlimler, Eş’arileri tekfir etmiştir. (Feth-ul-Mecid, Abdurrahman bin Muhammed bin Abdulvahhab. s.353 Darusselam Yayınevi Riyad)

 

- La ilahe illallah diye zikretmek bid’at ve şirktir. (Yasak Halkalar, Husam el-Akkad.s .25 Dar el-Sahaba, Tanta)

 

- Yahudilerden önce tasavvufla savaşın; çünkü onlarda Mecusi ruhu vardır. (El-Mecmua el-Mufid min akidet el-tevhid, s.102 Mektab Darül-fikr, Riyad)

 

- Şaban ayının 15’ini namaz ve oruçla geçirmek haramdır. (Et-Tevhid, s.101, Riyad)

Peygamberin mevlidini kutlayarak Yahudiliğe benziyorlar. (Et-Tevhid, s.115-116; Et-Tehziru min el bid'a, s.5, Riyad)

Dini geceleri kutlamak haramdır. (Et-Tevhid, s.120, Riyad)

 

- Peygamber kabrinin ziyaretiyle ilgili rivayet edilen hadisler yalandır. (Et-Tahkik vel İzah li-Kesir min Mesail el-Hac vel-Umre vez-Ziyare, s.89)

 

- Hacı olsa da uzaktan Medine’ye Peygamberin kabrini ziyaret için gelmek haramdır. (Et-Tahkik vel İzah li-Kesir min Mesail el-Hac vel-Umre vez-Ziyare, s.88, 89, 90)

 

- Peygamberin kabri de olsa, kadınların kabir ziyareti büyük günahtır. (Fetavel Mühimme, s.149–150, Riyad)

 

- Erkeğin sakalını az da olsa kesmesi haramdır. (Et-Tahkik vel İzah li-Kesir min Mesail el-Hac vel-Umre vez-Ziyare, s.16)

 

- Camilere minare yapmak münker iştir. (Tevcihat İslamiyye, s.123. İslami İşler Bakanlığı Baskısı, Riyad)

 

- Kabir başında Kur’an okumak haramdır. (Tevcihat İslamiyye, s.137. İslami İşler Bakanlığı Baskısı, Riyad)

 

kaynak :dinimizislam.com

Share this post


Link to post
Share on other sites

Aaaah ah! Şu siteye ilk geldiğim zamanlarda dinimizislam.com'dan yaptığım her alıntı için pişmanlık duyuyorum. Şimdi oturup yukarıdaki kaynakları açıp baksak ben eminim yarısı eklemek yarısıda makaslama olur. Hiç itiraz etmeyin var bunlar. Hakikat yayınevi elinizin altında. Ben Saadet-i Ebediyye kitabında teşehhüde parmakla işaret etmenin haram olduğunu okuyunca kahkalar atmaya başlamıştım. Altındada İmam-ı Rabbani yazıyor :D Aslında başka bir adamdan alıntı da yazıları bitişik yapmışlar ki İmam-ı Rabbani zannedilsin :D İngiliz casusunun itirafları :D

Share this post


Link to post
Share on other sites

İslam tarihinde sadece hariciler cemaat böldüler. Çok hassas olmak lazım çok. Hele ki ümmetin tevhidini sembolize eden bir mekanda... Türkiye müslümanlarının gündemi, anlayışı hatta yaşam tarzı okadar farklı ki başka bir müslüman memlekete gittiğimizde dumura uğruyor, şaşıp kalıyoruz. Size bir örnek vermek istiyorum, Bosna'ya İsmailağa Cemaatinden biri geldi. Orada bir dernek açıp kalıcı olmak istiyorlarmış. Oturduk konuştuk. Neler yapılabilir diye istişareler ettik. Ancak şunu farkettim, ilk dakikadan ayrılana kadar ağzından çoraba mesh ve vahhabilik düşmedi. Cahilliği okadar açıktıkı bu sebepten cesurdu da... Burdaki vahhabilere dikkat edin bunlar ingiliz ajanı falan dedi :D Yahu bizim bir hademe var adam selefi. O geldi gözümün önüne :) hadi o küçükbaş, büyük başları Bosnada savaşıp şehid oldular. Bazıları gazi oldu hapse tıkıldı. Hani Türkiyeden şöyle düşünürüz. Ulan Suudlar b.. gibi para yatırıyor bu adamlara :) Bunların çoğu ya köyle ya hademe :) Sonra ne mi oldu? 4 ay kalıp gittiler :) Diğer memleketlerdeki müslümanların gündeminden okadar uzağız ki anlaşamıyoruz. Sonra burada kabede imama uyulur mu diyoruz. Üstelik böyle bir sorguya düşen insanlar Muhammed eşittir Allah diyen adamların arkasında namaz kılmaktan hiç tereddüte düşmüyor. İlk mesaja baktım bir tekrar da güldüm, İmam Ebu Hanife'nin ve diğer selef-i salihin imamlarının o meselelerde neler dediklerini bilselerdi...

 

 

ilk önce kendi cahilliğinizi ortaya koyduğunuz için teşekkür ederim .. şehit bayram hocanın sözüymüş gibi " muhammed eşittir Allah " kelamını yayınlayıp bu sözün daha imamı rabbani hz. sözü olduğunu bilmicek kadar cahilsin ! bu yüzden insan cahilliğinin sınırlarını zorlamamalı !

 

kafirlerin oyunlarıyla oluşmuş şia vehhabilik gibi sapkın mesheplerden bi haber olup efendimiz s.a.v ve ashabının yolu olan ehli sünnet vel cemaati temiz sahasını korumaya çalışan insanları tenkit ediyorsun!

 

ayrıca üye olduğun necip fazılın vehhabilik ile ilgili yazısını okumanı tavsiye ediyorum forum da olması gerekiyor hizmet ehli bir kardeş yayınlarsa sevinirim...

 

başlığı açan kardeş, kılarsın fakat yine namazını kendin iade edersin uzun bir mevzu çok muhallif şeyleri vardır .. inşallah detaylı bir şekilde uygun bir vaktimde yazarım...

 

ismailağa cemaatine laf atmadan önce ehli sünneti öğren .. ehli sünnet ne demek onu bi bil sonra benim karşıma çık olur mu ?

Share this post


Link to post
Share on other sites

Tamam ben cahilim ve ehl-i sünnet'i öğrenmek istiyorum. Allah seni razı olacağı işler üzerinde kılsın. Kimi okuyup öğrenebilirim? Hangi alimin kitabını okurum da uluhiyyet, ubudiyyet, isim-sıfat tevhidini en iyi şekilde anlayabilirim? Bana selef-i salihinden bir tane kitap öğütlersen inşaallah onu okuyup cahilliğimden sıyrılacağım.

 

Vahhabiliğe gelince... Bana ne vahhabilikten Allah aşkına! Mesele tartışılan bir konu ise Selef-i Salihine bakarım, Mesele itikad ise selef-i salihine bakarım, mesele fıkıh ise selef-i salihine bakarım ve mesele cemaat ise orda da selef-i salihine bakarım. Bana ne vahhabilikten! Neden dağınık haldeki meselelere bir yahta bulup sonra beğenmediğimiz yahut fikrini benimsemediğimiz her adamı onun altında mahkum ederiz ki?

 

İmam Rabbani'ye gelince... Allah seni ıslah etsin! O söz kimin azından çıkarsa çıksın küfürdür! Bunu bizatihi İmam Rabbani söylüyor: 393. Mektub. Ayrıca şu yazıyı okursan sevinirim:

http://www.habervakti.com/?id=4264&page=articles

 

AYNÜ'L-KUZAT'ın TEMHİDAT'ında geçen, şu ibareden sormuşsun:

"O ki, ilâh olarak bilirsiniz, bize göre Muhammed (sav) olmaktadır. O ki, Muharrîmed (sav) olarak bilirsiniz, bize göre yüce Sultan İlâh'tır.

Ey mahdum,

Bu misillu ibareler, tevhidden haber verip sekrin galebesi hallinde meşayihten sudur etmektedir. O sekrin galebesi dahi, cem mertebesi olup ondan:

-Tarikat küfrü... diye anlatılır.

 

Hepsi bir tarafa, Vallahi Billahi Allah bu dini korumasaymış biz İslamiyeti Hristiyanlık ve Yahudilikten beter edermişiz!..

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sevgili Yusuf'un zindandaki bahti kardesim. Hic dolastirmadan soruyorum neden bu kadar agresifsin ? Neden karsidakini saniyenin milyonda biri bile dusunmeden cahillikle sucluyorsun ? Kuyuyu zehirlemeden once birazcik dusunmemek neden ? Adam bi konu hakkinda gayet mantikli bi sekilde kendi deneyimlerini anlatiyor ve ben kendisini, ne demek istemis oldugunu cok iyi anladim, ayrica da sonuna kadar katiliyorum. Senin de varsa bir bildigin, guzel guzel anlatirsin. Yav arkadas buraya gazli gazli cevaplar yazarken arkada ne dinliyosunuz da bu kadar doluyosunuz anlamiyorum.

 

Selmanbey'in o kadar kelamindan neler anladigini gorunce acikcasi asil cahilin kim oldugu noktasinda pek suphem kalmadi. Bak ben o uslubundan neyi anladim: Kafanda atesli atesli savunmak istiyakiyle yanip tutustugun belli konular var ve aktive olmak icin sadece bazi "anahtar kelimeleri" duyman yeterli. Icerik muhim degil.

 

Bu uslup ile cok tutunamazsin haberin olsun. Derdin birilerini terslemek degil de bi meselenin yanlis oldugunu dusundugun yanlarini aciga cikarmaksa biraz daha tutarli olmaya davet ediyorum. O heyecanli, cengaver tavirlarin asil muhatabi musluman bir kardesin olmamali bence.

Share this post


Link to post
Share on other sites

sayın NEFRAZDE ! agresiflik konusunda, haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır hadisince kendime hakim olamıyorum evvela burada sizinle hemfikirim...

benimde merak ettiğim bir konu var . sadece taraf olmak maksadıyla konunun daha ne olduğunu bile bilmeden tartışmaya kendinizi dahil etmeniz , tartışmaya girerken tartışma konusuyla ilgili bir görüş belirtmeyerek sadece kişileri baza alarak yorum yazmanız sizin bu konuları anladığınızı doğurur mu ? diyelim SELMAN beyin görüşüne katılıyorsun peki selmanbeyin görüşü nedir ? ne anladınız mesela ? bunlara açıklık getirin sizinle ilmi mukayese edelim ... benimle gereksiz tartışmalara girmeyin lütfen bu konuda sizi ne yazık ki muhatap alamıyorum sizde ilmi bir lisan göremedim aksi olana kadar size cevap vermicem saygılar....

Share this post


Link to post
Share on other sites

Tamam ben cahilim ve ehl-i sünnet'i öğrenmek istiyorum. Allah seni razı olacağı işler üzerinde kılsın. Kimi okuyup öğrenebilirim? Hangi alimin kitabını okurum da uluhiyyet, ubudiyyet, isim-sıfat tevhidini en iyi şekilde anlayabilirim? Bana selef-i salihinden bir tane kitap öğütlersen inşaallah onu okuyup cahilliğimden sıyrılacağım.

 

Vahhabiliğe gelince... Bana ne vahhabilikten Allah aşkına! Mesele tartışılan bir konu ise Selef-i Salihine bakarım, Mesele itikad ise selef-i salihine bakarım, mesele fıkıh ise selef-i salihine bakarım ve mesele cemaat ise orda da selef-i salihine bakarım. Bana ne vahhabilikten! Neden dağınık haldeki meselelere bir yahta bulup sonra beğenmediğimiz yahut fikrini benimsemediğimiz her adamı onun altında mahkum ederiz ki?

 

İmam Rabbani'ye gelince... Allah seni ıslah etsin! O söz kimin azından çıkarsa çıksın küfürdür! Bunu bizatihi İmam Rabbani söylüyor: 393. Mektub. Ayrıca şu yazıyı okursan sevinirim:

http://www.habervakt...4&page=articles

 

AYNÜ'L-KUZAT'ın TEMHİDAT'ında geçen, şu ibareden sormuşsun:

"O ki, ilâh olarak bilirsiniz, bize göre Muhammed (sav) olmaktadır. O ki, Muharrîmed (sav) olarak bilirsiniz, bize göre yüce Sultan İlâh'tır.

Ey mahdum,

Bu misillu ibareler, tevhidden haber verip sekrin galebesi hallinde meşayihten sudur etmektedir. O sekrin galebesi dahi, cem mertebesi olup ondan:

-Tarikat küfrü... diye anlatılır.

 

Hepsi bir tarafa, Vallahi Billahi Allah bu dini korumasaymış biz İslamiyeti Hristiyanlık ve Yahudilikten beter edermişiz!..

 

 

selefi salihinden bahsettiğine göre ehli sünnet itikadına sahip olduğunu beyan ediyorsun peki bu zıt fikirleri doğuran bakış açın neden ? bir kaç araştırma neticesinde edindiğim bilgilerle bir şeyler yazdım umarım konuya açıklık getirir. başlığı açan kardeşimden evvela özür diliyorum zira konu farklı bir tarafa kaydı ....

 

 

Sorduğun mevzuya gelince ,geniş bir izahı var ,hemen açıklık getireyim

 

Rahmetli şehid Bayram Ali Öztürk tanıdığımız sohbetleri dinlediğimiz bir hoca efendiydi

Çok ibadet eden çok zikreden , sünnet-i seniyeye azami uyan ve her kesin ayaklı kütüphane dedikleri çok bilgili bir alimdi. Son zamanlarında Allah a olan aşkı , Resulullaha olan aşkı, o kadar çoğaldı ki bir mecnun gibi içten samimi duygularını şiirlerle ifade etmeye başladı . herkese nasip olmayan bir cezbe !

 

Bayram hocanın eski ciddiyetini bilenler bu halini şaşırıyolardı. Bayram hocanın internetteki sohbetlerine bakmakta fayda var konu o zamn daha iyi anlaşılır...

 

Bir insandan küfür sözü duydugumuz zaman şerri ölçüde önce onu sorgulamak gerekir.

 

Bayram Hocamızın, Muhammed = Allah sözünü söylediği zaman kendisi tepki almıştı. Şerri ölçüde bunu sorgulamak gerekiyordu sorgulama cemaatin ileri gelenleri tarafından zamanın da yapıldı.

 

Bayram Hoca o anki duygularını yanlış ifade ederek maksadını aşan kelimelerle ağzından çıktığını öyle bir inanca sahip olmaktan Allaha sığınırım diyerek hatalı olduğunu söyleyip hatasından dönmüştür. Binlerce Müslüman bayram hocayı tanıyor müslüman olduğuna şahitlik ediyorken hala onu tekfir edenlerin hali ne olucak? düşünmek bile istemiyorum..

 

Şehid Bayram Hoca Kendisi yaptığı bu hatayı, yine bir sohbetinde uzunca anlatarak düzeltmiştir. Bu hadiseye, o cemaaten şahit olanlar vardır. O sohbetinde İmam-ı Rabbani Hz.leri inin öyle bir söz söylemediğini sadece sekr manevi sarhoşluk ile öyle söyleyen bir kişinin halini açıkladığını ifade ederek olayı anlattığını anlatmıştır.

 

İmam-ı Rabbani Hz.leri in , Şeyh Hamid Nehari'ye yazdığı . 393. Mektupta Aynü'l-kuzat'ın, Temhidat aldı eserinde söylenen:

 

"O ki, siz İlâh olarak bilirsiniz, bize göre Muhammed (sav) olmaktadır.

O ki, siz Muhammed (sav) olarak bilirsiniz, bize göre yüce Sultan İlâh'tır"

 

Diye söyleyenlerin sözünün açıklanmasını İmam-ı Rabbani Hz.leri şöyle açıklıyor . Bu misillu ibareler, tevhidden haber verip sekrin galebesi hallinde meşayihten sudur etmektedir. O sekrin galebesi dahi, cem mertebesi Bu Tarikat küfrü... diye anlatılır.

Bu halde iken bu makamda olanlar sekrin galebesi hallinde Allah tan başka birşey görmezler onun için zahirde küfür gibi gözüken acayip sözler söylerler

Yukardaki sözü söyleyenler şöyle hissederler. "sizin Allah ve Muhammedi farklı görmeniz bize göre öyle değildir . İkisi birbirinin gayrı değildir. birlerden bi bir değil ikincisi olmayan(ehad) bir olarak görüyoruz. İkincisi olmaktan münezzeh görüyoruz" diyorlar." Yani, ikinci bir varlık olmadığına göre hz. Muhammed ondan nasıl ayrı olabilir " diyorlar diyor İmam-ı Rabbani Hz.leri .

"evvel,ahir,zahir,batın Allah cc olduğuna göre ikinci bir varlığa mahal kalmıyor demek’’ cem’ül-cem makamındaki bir hal, salik tamamen bir gaybûbet halindedir. Kendini böyle bir duyma ve hissetme zemzemesi içinde bulan hak yolcusu, artık ne başkalarını ne de kendini duymaz hissetmez.

Hak’tan gayri her şeyi, O’nun ziya-i vücudunun bir gölgesinin gölgesi olması itibarıyla unutur ve bütün benliğiyle asla yönelir. O halde Allah cc başka bir varlık düşünemez İşte bu haldeyken, ikinci bir varlığı göremediği için Hz.Muhammed Allah cc den nasıl ayrı olabilir diyerek bir görüyolar " . bu bir görme bizim anladığımız eşit anlamında deyildir.

Hallac-ı Mansurun da bu makamdan çıkıp normale dönmesi lazımdı. Dönemediği için yargılandı öldürüldü .Fakat O kararı veren tasavvuf alimeri ve diğerleri Hallac-ı Mansuru tekfir etmedi

 

Bu makamından çıkamıyan Hallac-ı Mansur "Enel-Hak dedi. Bu sözün anlamı, (Ben Hakkım) demek ise de, (Haktan başka hiç kimse yok) demek istemişti.

Bu makamda Hak’tan gayri her şeyi, O’nun ziya-i vücudunun bir gölgesinin gölgesi olması itibarıyla- unutur ve bütün benliğiyle asla yönelir.

Hallac-ı Mansur O halde Allah cc başka bir varlık düşünemediği için kendini de yok gördüğü için . Ben hakkım derken kendini deyil Allah cc i kasdetmiştir . Çünkü Allah cc başka bir varlık düşünmüyo görmüyodu Bayram hoca hakkında da .bir kişi

yukarda anlatılanları bilmediğinden , yada art niyetli kimseler olduğu için böyle konuşuyorlar.

Bu sözlere küfür denilebilinir. Ama o sözü söyleyenleri şirk ile tekfir etmemek lazım .

Hz Yusuf un güzelliği karşısında kendinden geçip ellerini kestiklerini bile hissetmiyorsa o kadınlar . (bilindiği üzre aşırı şehvetten hayız olanlar, ölenler....) Manevi bir makamda Hak’tan gayri her şeyi, O’nun ziya-i vücudunun bir gölgesinin gölgesi olması itibarıyla unutup ve bütün benliğiyle asla yönelerek

 

Allah cc den başka bir varlık düşünemeyen o Allah dostlarının hallerini ve kendinde olamayışlarını düşünmek lazım.

 

Kişi bilmediğinin düşmanı dır . Bu halleri bilmeyen , yaşamayan , anlıyamıyan günümüzde(buraya dikkat) selefiler ve vahhabiler adam kazanmak munazarada haklı çıkmak için tasavvufu kötü göstermek için ,belden aşağı vurarak

 

Allah dostları büyük velilerden sadır olan sözleri araştırmadan, diğer sohbetlerini dinlemeden , eski kitablarına bakmadan , tevil etmeden bilerek veya bilmeden sekir halindeki o sözü değil .

Geçmişteki ve gelecekteki bütün hayatını Kişiliğini itikatını hepsini hemen tekfir ediyorlar .

 

Tasavvufta Allah’ın veli kulları, gerek manevi şarhoşluk, gerekse zahirde küfür gibi gözüken sözlerin birçok manası, aslında dışarından gözüktüğü gibi değildir. “Taptığınız ayağımın altında”daki gibi.

 

Zaten hayatlarını devamlı namaz, oruç, zikir ve ibadet ile geçiren o Allah dostlarını küçük bir çocuğun bile söylemeyeceği o küfür sözlerini söylediğini düşünmek o kişinin tasavvufu veya o kişinin yaşadığı o cezbe halini bilmediğini, anlamadığını gösterir.

 

Bayram hocayı söylediği sözden dolayı tekfir edenler ,yukarda anlattıklarımızı bilmiyo olabilirler. Fakat Ehl-i Sünnet itikadı gereği tekfirden uzak durup o sözü tevil etmeleri gerekirdi . Nasıl tevil edilebilinir ki biz tevil edemiyoruz derlerse o zaman şu kısa açıklamayı yapmamız gerek

 

Bayram hoca başka bir sohbetindede Allah cc tarif edilemediği gibi resulullah manevi yönleriyle tam manasıyla

 

Tarif edilemez tarif edilememe yönüyle Allah cc gibi aynıdır ,eşittir demek istenmiş.

 

Muhammed Mustafa nın müşebbehün bih yoktur.

Muhammed Mustafa, Muhammed Mustafa’nın benzetilebileceği hiçbir bir varlık yoktur. Sözüyle de

 

Allah cc nun da benzetilebileceği hiçbir varlık olmadığı gibi Muhammed Mustafa Muhammed Mustafa’nın benzetilebileceği hiçbir bir varlık yoktur. Benzetilememe yönüyle birdir , benzer, aynı, eşittir demek istemiştir bayram hoca diyerek tevil etmemiz lazımdır

Mevla teala cc nun ilahlık yönüyle benzeri; Muhammed Mustafanın mahlukat (yaratılmış) ların içinde benzeri olmadıgı yönüyle eşit (aynı,gibi ) olduğunu demek istemiştir.

Ehl-i Sünnet itikadı gereği aşağıda İmam-ı Âzam hazretlerinin yaptığı gibi tekfir etmeden önce tevil etmek lazımdı o sözü .

 

 

İmam-ı Âzam hazretlerine bir kişi, onu aciz bırakmak için bazı sorular ayarlayıp sormak için, huzuruna geldi. Dedi ki: Ya imam, bir kişi şöyle diyor:

 

“Cennet’i ümit etmiyorum, Cehennem’den korkmuyorum, Allah’tan korkmuyorum,

ölü eti yiyorum, rükû ve secdesiz namaz kılıyorum, hakka buğzediyorum,

fitneyi seviyorum, yahudi ve hristiyanları tasdik ediyorum, görmeden şahitlik yapıyorum.

” Bu adam hakkında ne dersiniz? İmam Âzam hazretleri, adamın kendisine: Senin, bu hususta şahsî bilgin nedir? diye sordu. Adam: Ben bir şey bilmiyorum, deyince talebelerine sordu.

 

Onlar: Bu sayılan şeyler küfür alâmeti olduğu için, bu sözleri söyleyen adamın felâketine delalet eder, dediler.

 

İmam hazretleri ise:

 

— Aksine, bu sözleri söyleyen adam Allah dostlarındandır. Bakın bunların manalarını açıklayayım, diyerek

şu açıklamayı yaptı:

 

Cennet’i ümit etmiyor, yani Cennet’in Rabbini ümit ediyor.

 

Cehennem’den korkmuyor, Cehennem’in Rabbinden korkuyor.

Allah’tan korkmuyor, çünkü Allah’ın rahmetle muamele edeceğini ümit ediyor.

 

Ölü eti yiyor, yani balık eti yiyor. Rükusuz, secdesiz namaz kılıyor, yani cenaze namazı kılıyor.

Hak’ka buğzediyor, ölüm haktır, ona buğzediyor, yani daha fazla yaşayarak daha fazla ibadet etmek istiyor.

 

Fitneyi seviyor, çünkü Kur’ân-ı Kerîm’de (meâlen): “Evlatlarınız sizin için birer fitnedir (imtihân vesilesidir).

” (Enfal suresi 28 ayet ) buyuruluyor. O şahıs çocuklarını seviyor.

Yahudi ve Hıristiyanları tasdik ediyor, yani onların birbirleri hakkında söylediklerini tasdik ediyor.

Görmeden şahitlik yapıyor ki, onun da manası şudur . Allah’ı görmediği halde Allah’ın varlığı hakkında şahitlik yapıyor.

Ehli sünnet itikadının imamlarından imamı azam ebu hanife, zahirdeki bu küfür sözlerini zahirine göre tekfir etmeyip tevil ettiği için bizde bayram hocanın sözünü tevil ediyoruz.

 

Şimdi ne olucak ?

 

Selefilerin ve vehhabilerin internette gazına gelerek yukarda anlattıklarımızdan habersiz yüzlerce müslüman hatasından dönmüş olan bayram hocayı hala tekfir ediyor. Ne kadar büyük bir hata içinde olduklarını bilmiyorlar.

 

Rasulullah (s.a.v.): "Herhangi bir kimse, din kardeşine "Ey kafir!" derse, bu tekfir sebebiyle ikisinden biri muhakkak küfre döner. Eğer o kimse dediği gibi ise ne ala. Aksi takdirde sözü kendi aleyhine döner." buyurdular. (Müslim 1/319)

 

Tekfir sebebiyle ikisinden biri muhakkak küfre döner, ifadesinin manası tekfiri kendine döner, kendisi kafir olur, demektir. Zira eğer kafir diyen sözünde sadıksa(doğruysa) muhatabı kafir olur.

 

Din kardeşine kafir demek akibet kendini küfre götürebilir. Çünkü "Günahlar küfrün postasıdır." derler. Bu sözü diline dolayanın akıbeti küfür olacağından korkulur. Bu nedenle hiç bir mümine kafir dememek gerekir.

 

 

Tarikata tasavvufa bu makamlara inanmayan bilmeyenlere bunları anlatmak anlamalarını beklemek elbette mümkün değil Bu halleri yazıyla anlatılabilmesi imkansızdır. O hali yaşamayana masal gelir.

Mesela aşkı hiç bilmeyen birine aşkı anlatsanız öyle saçmalık mı olur niye kendini bile bile zelil ediyor,niye durduk yere acı çekiyor,yüzlerce insan varken neden bir tanesi dışında kimseyi gözü görmüyor der.

 

Bunun gibi hallerde subjektiftir.herkesin anlamasını bekleyemeyiz.Ama kalbinde Cenabı hakka yakınlık isteyenleri O yollarına iletir.

 

Tasavvuf erbabı geçmiş ve şimdiki alimlerinden bu tür sözleri işitildiği zaman bu sözleri normal görmemeliler. Bilmeden o sözleri savunmaya kalkıp karşı tarafı tekfir etmemeliler.

O sözün küfür sözü olduğunu kabul etmesi gerek .Yoksa her cemaat alimlerini körü körüne savunursa kötü niyetli şeyhlerin , ajanların islama zarar verecek sözleri bazı cemaatler tarafından güzel görülebilinir. Buda zamanla islama büyük zararlar verebilir . Bu caiz olmayan hoş görüyü malasef bazı tasavvuf ehli müritler yapmaktadırlar.

 

Biz Ehli Sünnet vel Cemaat Mezhebi mensupları olarak, o küfür sözlerinden dolayı, o sözleri söyleyenleri tekfir etmeyiz. Tekfir etmememiz, o sözlerin küfür sözleri olmadığı anlamına gelmez.

O sözler haddi zatında küfür içerikli sözlerdir. Fakat biz Ehl-i Sünnet itikadı gereği tekfirden uzak dururuz. Bunun için o sözlerin aslını araştırıp tevil etmeye çalışırız.

İmam-ı Rabbani Hz.leri cem makamını geçerken söylenen sözlerin Şeriate uymadığını Şeriate uymayannın da hakikat olamıyacağını söylediği gibi biz tasavvuf ehli olarak Şeriate uymayan hiç bir sözü kim söylerse söylesin kabul etmeyiz hoş görmeyiz.bu nedenledir ki zaten o sözün söylenmemesi lazımdı lakin’bu sözü söyleyen hocanın tasavvuftaki yerini bilmeden ona bunca isnad niye!o yüzdendir ki bir hocayı tekfir etmeden evvela onu tanımalı sohbetlerini dinlemeliyiz.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...