Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
Eşref Bey

Yavuz'un Küpesi

Recommended Posts

Cihan padişahı Yavuz'u kulağında küpe ve diğer Osmanlı padişahlarında görmediğimiz şekilde boynundaki kolyeyle tasvir eden bir resim var macarlı bir ressama ait.Yavuz'un sadeliğe ne kadar düşkün olduğunu oğluna çok süslü giyindiği zaman "anana giyecek bişey bırakmamışsın Süleyman"demesinden anlıyoruz.Büyük sultanın Allah ve Peygamber sevgisinden dinimizce caiz olmayan hiçbirşeyi yapmayacağını da biliyoruz.Fakat yine de bunu sağlam bir ağızdan açıklayacak arkadaştan bir cevap ve sizin bu konudaki görüşlerinizi bekliyorum.Saygılarımla...

Share this post


Link to post
Share on other sites

İstediğiniz nitelikte bir cevap verebileceğimi sanmıyorum ama; pek çok tarihi nüktede o portrenin Şah İsmail'e ait olduğu, asıl Yavuz Han'ın potesinde ise bıyıklarının şeklinin dahi küpeli portreye benzemediğni vazıh bir şekilde görebiliriz.

 

http://tarihimiz.net/v3/images/stories/yav...ltan%20selm.jpg

Share this post


Link to post
Share on other sites

teşekkür ederim bende bu resmin Yavuz'a ait diğerinin şah ismaile ait olduğunu sanıyordum ama bir tarihçinin açıklaması daha cazip gelirdi yine de uğraşınız için Allah razı olsun.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bu konuda bazı tarihçilerimizin görüşleri;

 

Murat Bardakçı: Yavuz Sultan Selim'in adı geçen her ders kitabında ünlü bir resmi yer alır. Yavuz, pala bıyıklı ve küpelidir. Oysa resim aslinda Yavuza değil can düşmani olan Şah İsmail'e aittir. Küpede hayderi ve kalenderi derviş olmasinin sembolüdür.

 

Prof. Akgündüz : 1- İslam Hukuku'nda erkeklerin kulağını deldirmesi caiz değildir. Selim de bu şer'i hükmü bilen bir padişahtı. 2- Minyatürlerde ve elimizde bulunan diğer resimlerde Yavuz'un küpeli olduğu bir üçüncü örnek yoktur. 3- Yavuz, sadelikten hoşlanan, süsten uzak bir hükümdardır.

 

Prof. Akgündüz, Yavuz'un "Allah'a kul olma" düşüncesini yansıtmak için küpe taktığı fikrini de zayıf bir ihtimal olarak görüyor.

 

Yavuz'un sade bir insan olduğunu belirten tarihçiler, küpenin yabancı ressamların yorumu olabileceğini söylüyor ve bir anekdot anlatıyorlar: Yavuz, mısır seferinden döndüğünde oğlu Süleyman'ın şatafatlı giyimini görür ve çok kızar; "Bre Süleyman! Sen böyle giyinirsen anan ne giysin!"

 

Prof. Dr. Yusuf Halacoğlu: Topkapı Sarayı'nda sergilenen resimde Yavuz'un başında 12 dilimli bir taç bulunur. Ancak yavuz, 12 dilimli taç giymez. Şii'likteki 12 İmam'ı temsil eden taç Şah İsmail'e aittir. Bunun gibi hatalar çok oluyor. Yavuz, minyatürlerde tablolardakinden çok farklı resmedilmiştir. Kulağında küpe yoktur minyatürlerde. Sadece Batı kaynaklı gravürlerde küpeli görünür. Bu da batı yorumu olarak yansımıştır resimlere. Doğruyu yansıtmaz.

 

Dr. Necati Ulunay Uzunsatar : Avrupa müzelerinde Yavuz'a ait onlarca resim gördüm ama hiç birinde küpeli bir tablosuna rastlamadım. Yavuz'un sert mizacı ve önderliği onu küpe takmaktan alıkoyacak özelliklerdir. Yavuz, belâgati ve hitabeti güçlü, asaleti olan ve askerine önem veren bir önderdi. Ayrıca gerek İslam'da gerekse ordu içi gelenekte erkeğin süslenmesi uygun değildir. Avrupalı ressamlar kendi yorumlarını katmışlardır bu gibi çoğu resme.

 

 

Prof. Dr. Kemal Çiçek: Kaynaklarda Yavuz'un küpe taktığına dair bir bilgi yok. Ayrıca Yavuz, Fatih gibi doğrudan portresini yaptırmış bir padişah değildir. Bazı portrelerinde şatafatlı bir giyim tarzı içinde resmedilir, oysa oğlunu giyim konusunda uyardığı bilinir. Bu şekilde resmedilen başka padişah yok tarihimizde. Avrupalı ressamlar bu şekilde çizmiş, Osmanlı minyatürlerinde tam tersine, sade görünümlü. 12 dilimli sarık da resmin orjinal olmadığı fikrini güçlendiriyor.

 

(Alıntıdır)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bütün dünyaya ihtişam ve sadeliğin harikulade örneklerini sunan bir imparatorluğun en önemli padişahlarından birisi olan Yavuz Sultan Selim Han küpe takmış mıydı?Bu soru özellikle muhafazakar kesimde kulaklarını deldirip küpe takmak isteyen yeni yetme delikanlıların,arkasına sığındığı uydurma bir hikayeden de geliyor biraz.Senelerce karalanmak istenen Osmanlı Padişahları hakkında da kafalarda oluşturulacak soru işaretleri de cabası.

Yok efendim padişah yaşadığı bir olay üzerine kulağıma küpe olsun diyerekten taktırmıştır da küpeyi,hatta o deyim de oradan gelmektedir.Bazı rivayetlere göre de Yavuzun bu küpesini Allah a kul olma özelliği olarak taktığını ve bununla Cihan hâkimi olmasına rağmen âciz bir kul olduğunu göstermek istediğini anlatmaya çalıştığı için taktığı söylenir.

Yavuz gibi celaletiyle dünyaya nam salmış bir padişah bu nedenden dolayı küpe takacak öyle mi?Biraz insaf ve akl-ı selime çağırıyorum bu görüştekileri.

 

yavuz-sultan-selim.jpg

Yavuz'a ithaf edilen resimde ki küpe dışında dikkati çeken unsurlardan birisi de beyaz tülbent içerisindeki kırmızı başlık ve krallara benzetilmiş taçtır.Bu tacı Osmanlı padişahları değil İran şahları takarlar.Yukarıda ki tarihçilerimizin görüşleri de takmadığı yönünde zaten.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Alışılagelmiş tuhaf hasletlerimizden biriside böylesi büyüklerimizin ve cihan sultanlarının o kadar faziletli yönleri dururken uç noktaları kurcalıyor olmamız

 

Sözüm meclisten dışarı, birileri kendisine hisse çıkarmak, durumdan vazife çıkarmak adına tabiri diğerle yapacağı işe cevaz bulma zemin hazırlama adına böylesi hadiseleri ön plana çıkarmaktalar. Bu olay belki bir hakikat belki de bir rivayet olabilir ama bu mevzuya itibar edilmelimidir tartışılıtr.

Cihan sultanının diğer yönleri üzerinde de hatrı sayılır bir tetkik yapsak ve kendimize bu cihanşumul davranışları örnek alabilsek.Bunları gündeme taşıyabilsek

Konyalı bir vaizin onun hakkında O hidayete ermiş bir Allah dostudur.

Velayet makamının hissedarlarındandır o bir velidir dediğini işitmiştim Allah dostlarından bahsetmek ise benim haddim değil araştıranlarca durum aşikardır.

Nitekim bazıları Rasulallah (s.a.v) içinde o dört kere evlenmiştir biz de evlenelim dedikleri gibi onun da sadece bu yönünü ele almaya kalkışmışlardır.Güzel ahlak bahsinde bir rivayette 150 bir rivayette 360'a yakın şubenin bulunduğu ve bunların hepsinde de Efendimizin kemal sahibi olduğunu Ehli sünnet alimleri ifade etmişlerdir ama biz bunları değilde sadece evlenme kısmını ele alıyoruz nedeni ise ehlince malum...

Hülasa meseleye işimize geldiği gibi bakıyoruz canımızın istediği gibi mütaala ediyoruz.

Bütüne değil parçaya bakıyoruz zora değil de kolaya mı talip oluyoruz.

NOT: Forum mensuplarını tenzih ederim.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bu yazıyı yanlış anşaılmık olmak hasebiyle yazıyorum.Bir OSmanlı hayranı,Osmanlı tarihini pek çok kaynaktan okumaya çalışmış biri olarak Yavu'un küpe takmış olmasına ihtimal vermem düşünülemez.Fakat birkaç yerde okuyup güvenememem dolayısıyla forumdaki sizlere güvenerek bu soruyu surmuş bulundum.Osmanlı tarihini anlatan kaynaklarda bu konu sınırlı yada üzerinde pek durulmamaış.Yakın zamana kadarda üzeri açılmış değil.Birkaç yalan yanlış hikayelerele kapatılmış ya da öyle olduğuna inandırılmaya çalışılmış.Bu son yapılan çalışmalardan haberi olupta yardımcı olabilecek arkadaşlar cevap versin diye böyle bir konuyu buraya taşıdım.Sormamın sebebi Cihan padişahının bu kadar çok yaptığı dururken küpesli resmine takılmak değil elbette.

Çevremde bazı kişilerce giriştiğimiz tartışmalarda bu konuya değinilmiş olması beni bu soruya yöneltti.Forumda cevap yazan arkadaşlara teşekkür ederim.Her ne kadar bizleri tenzih eden yazılar olsa da bu cevabı yazmam gerektiğini düşündüm.Ayrıca tarihçilerden yorumla cevap veren arkadaştan cevabımı aldım teşekkür ederim.Osmanlı bir derya okumakla araştırılmakla bitmez.Allah'ın selameti üzerinize olsun.Saygılarımla...

Share this post


Link to post
Share on other sites
Her ne kadar bizleri tenzih eden yazılar olsa da bu cevabı yazmam gerektiğini düşündüm.Ayrıca tarihçilerden yorumla cevap veren arkadaştan cevabımı aldım teşekkür ederim.Osmanlı bir derya okumakla araştırılmakla bitmez.Allah'ın selameti üzerinize olsun.Saygılarımla...

 

Değerli kardeşim serden_geçti vermiş olduğum cevapta size en ufak bir imada dahi bulunmadım fakat böyle algıladı iseniz veyahutta sizle alakalı bir söz sarfettiğim kanaati hasıl oldu ise hakkınızı helal ediniz.

Belkide söyleceklerimi tam olarak ifade edememişimdir zira bu konuda çokda mahir değilim.

Konuyla alakalı olarak arkadaşlar fikirlerini beyan etmişler size olduğu gibi onlara da katılıyorum bende meseleye farklı bir zaviyeden baktım ve başlığa uygun olduğunu düşünerek bir şeyler paylaştım böyle bir konunun açılmasından yanada ayrıca memnunum.

Esasen bu konu yeni bir konu değil sizinde ifade ettğiniz gibi bu noktada mutabıkız.

Sizden öncede gerek akrabalarımdan gerekse çevremden bir çok kişi bu noktaya temas edip duruyorlardı eleştirel yaklaşımımın ana sebeblerinden biride onlardı.

Her ne sebebten olursa olsun benim tarafımdan kimsenin incinmesine tahammül edecek kadar metanetli bir insan değilim.Kusurumuz oldu ise affola...

Saygı ve muhabbetlerimle...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Estağfurullah size karşı bir ithamda bulunmuş değilim.Sadece konuyu neden açtığıma dair belki başka arkadaşlarında kafalarına takılır düşüncesiyle açıklık getirdim benden yana bir düşünceniz olmasın hakkımız helaldir evelallah sizleri incitti isek siz hakkınızı helal ediniz.Konu çok önemli değil fakat çeşitli yerlerde açılıp Osmanlı'ya karşı bir malzeme olarak kullanılınca bunu sorma gereği duymuştum.Saygılarımla...

Share this post


Link to post
Share on other sites
evelallah sizleri incitti isek siz hakkınızı helal ediniz.Konu çok önemli değil fakat çeşitli yerlerde açılıp Osmanlı'ya karşı bir malzeme olarak kullanılınca bunu sorma gereği duymuştum.Saygılarımla...

 

Allah razı olsun kardeşim varsa hakkımız helal olsun.

Selam ve dua ile...

Share this post


Link to post
Share on other sites

yavuzkc.jpg

 

 

Resmi görür görmez YAVUZ SULTAN SELİM dediniz içinizden değil mi? Ama yanlış. Pala bıyıklarıyla, kulağında tek küpesiyle Yavuz Sultan Selim ile özdeşleştirdiğimiz bu resim O'na ait değil !

 

 

 

Peki kimin, işte Iskender Pala'nın yazısı.

 

 

 

Yavuz'un resimlerini çizenlerden çoğu onu burma pala bıyıklı ve tek kulağında küpe ile çizerler. Pala bıyıklar ile Yavuz'un tarihî kimliği arasında zihinlerde hemen bir bağ kuruluvermesi insanlara bu resimleri hoş gösterir.

 

 

 

Eh, durum böyle olunca kulağındaki küpeye de bir efsane uydurulmasında ne mahzur olabilir ki?!..

 

 

 

Hani kutsal toprakları aldığı zaman oradaki idarecilerin kullandığı Hakimü'l-Haremeyn (Kutsal beldelerin hakimi) sıfatını uygun görmeyip kendini Hadimü'l-Haremeyn (Kutsal beldelerin hizmetkârı) ilan etmiştir ya, buna bir ilave de halk yapmış ve orada gördüğü kulağı küpeli siyahi köleleri örnek alarak kulağına küpe taktırdığını ve bununla kendisini din uğrunda bir köle mesabesinde telakki ettiğini imaya yöneldiğini uydurmuştur.

 

 

 

Oysa Yavuz'un minyatürlerinde hiçbir zaman pala bıyık veya küpe yoktur. Tarihî bilgiler onun kişiliğinde sadelikten yana olduğunu ve giyiminde de çok sade tercihlerde bulunduğunu söylerler.

 

 

 

Nitekim Topkapı Sarayı'ndaki en sade kaftan onundur. Mısır seferi dönüşünde Edirne'de kendisini karşılayan tek şehzadesi Süleyman'ın süslü elbiselerini görünce ona, "Bre oğul, sen böyle giyinirsen anan ne giyecek!" diye ikazda bulunması da bunu pekiştiren bir tarihî gerçektir.

 

 

 

Keza aynı seferden gelişinde İstanbul'a gireceği sırada büyük bir zafer kutlaması tertipleneceğini duyunca israfı önlemek üzere bir gece vakti gizlice Topkapı'ya girdiği de bilinir.

 

 

 

Bütün bunlardan daha önemlisi Yavuz'un küpe taktığını söyleyen hiçbir tarih satırı, hiçbir belge yoktur.

 

 

 

Küpeli uydurma resimlerde ise resimdeki kişinin başında beyaz tülbent içinde kırmızı bir başlık ve üstünde de krallara benzetilmiş bir tac vardır. Bu tür kızıl börk ve tacı İran şahları kullanır. Osmanlı sultanları tac giymezler.

 

Sonuç şu, küpe takmak gibi bir hafifliği, azametiyle öne çıkan Osmanlı sultanına, hele de Yavuz gibi celalli bir adama yakıştırmak yanlıştır. O zaman da akıllara bir soru takılır:

 

 

 

Kimdir bu küpeli, taclı adam? Söyleyelim; Yavuz'un "Paymal eyleyelim kişverini sürhserin" diye üzerine yürüdüğü Sürhser (Kızılbaş) Şah İsmail'indir ve başındaki kızıl börk ile tac da Kızılbaşlığın simgesidir.

 

 

 

Ne garip tecelli; Yavuz Çaldıran'da, Şah İsmail de resimlerde birbirlerine külahları ters giydirmişler.

 

 

 

 

İskender Pala

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...