Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
Eşref Bey

Mehmed Niyazi

Recommended Posts

Tarihi çarpıtmak zordur

 

 

Ahmet Turan Alkan hem kıymetli bir dostumuz hem de yazılarını lezzet duyarak, zevk alarak okuduğumuz birkaç yazardan biridir. Üslup sahibi bir muharrir olarak meselelerin en mizahi vechelerini dikkate sunarken bile sahibi olduğu ilmi birikimi ve terbiyeyi elden bırakmaz. Onu gündelik kısır tartışmaların geveze taraflarından biri olarak göremezsiniz. Her yazısından payınıza bir hikmet düşer, mutlaka bir şeyler öğrenirsiniz.

 

Sayın Alkan yakınlarda Levon Panos Debboğyan'ın 'Tarihin Işığında Ermeni Meselesi ve 1915 Kaosu' adlı eserini değerlendirdi ve şöyle yazdı: "Sinan devşirildiğinde etnik manada Türk olmadı; Müslüman oldu. Ermeni vatandaşlar, eğer istiyorlarsa Sinan'ın etnik köküyle iftihar edebilirler, en tabii haklarıdır. Biz ise Sinan'ın yaptıklarıyla gurur duyuyoruz; bu da bizim en tabii hakkımızdır." Alkan'ın sözünü ettiği Sinan, klasik Osmanlı mimarisinin en güzide eserlerini inşa eden gözbebeğimiz Mimar Sinan'dır. Çok doğru bir bakış açısını ortaya koyduğu yazısında sevgili dostumuz son derece İslami, insani ve haliyle medeni bir ölçüye istinad ediyor: "Etnik köken bir kaderdir; oysa bir insan daha çok tercihleriyle değerlendirilmelidir."

 

Ahmet Turan'ın vizyonunu yeterince anlayabilsek, yıllardan beri içinde bulunduğumuz felaketten de kurtulabiliriz. Bir düşünelim: Bu dünyadan gelip geçen sayısız Ermeni varken neden tek bir Sinan vardır? Ahmet Turan Alkan'ın yürüttüğü muhakemeye, kendisinden güç aldığı kaidelere ve kuşatıcı düşüncesine iştirak ediyoruz fakat onun da müsaadesiyle mevzunun gençlerimizin zihninde karışıklık husule getirmesi muhtemel bir boyutuna değinmek istiyoruz.

 

Tarihimizin muhtelif muvaffakiyetlerle nam salmış meşhur şahsiyetlerinin etnik kökenleriyle alakalı tartışmalar başlatmak günümüzün bir modası haline geldi. Bunların başında da Mimar Sinan geliyor. Öyle ki tarihî meseleler hakkında kalem ve dudak oynatan hemen herkes kulaktan dolma bilgilerle Sinan'ın Ermeni kökenli olduğunu peşinen kabul etmiş görünüyor. Bu iddiayı ortaya atanların iki dayanağı var. Birincisi: Şair ve Nakkaş Sai'nin Tezkiretü'l Ebniye adlı eserinde Sinan'ın babasının adının 'Abdülmennan' olduğunun belirtilmesi. İkincisi: Sinan'ın o dönemde Ermeni nüfusun yoğun olarak yaşadığı Kayseri Ağırnas'ta doğması.

 

Osmanlı döneminde ihtida edenlerin 'Abdülmennan', 'Abdullah' gibi isimler aldığı doğrudur; fakat bu isimlerin sadece onlara mahsus olduğunu düşünmek komik olur. Yüzyıllardan beri Müslüman olduğu bilinen pek çok mütedeyyin aileler de çocuklarına bu adları vermişlerdir. Bu kişiler zahmet edip Sinan'ın dedesinin ismini araştırırlarsa aydınlanmaları kolay olur; çünkü Yusuf Doğan'dır. Doğan, Türkçe ve Türklere has olan bir addır. Dedesinin adı Yusuf Doğan olan bir insanın babasının adı Abdülmennan olunca nasıl ihtida etmiş olur? İkinci iddiaya gelince, arşiv belgelerini inceleyenler, Ağırnas'ta o dönemde yalnızca Ermenilerin yaşamadığını görürler. Ayrıca unutmamak lazımdır ki özellikle ilk dönemlerde ihtiyaca binaen Türk çocukları da devşirilmiş ya da eğitilmiştir.

 

Bir başka hakikat ise şudur: Osmanlılar zimmilik ve mevlalık hususunda İmam-ı Şafii'nin içtihadını benimsemişlerdir. Buna göre Osmanlılar İslamiyet gelmeden önce Hıristiyanlığı benimsemiş olan topluluklarla, İslamiyet geldikten sonra Hıristiyanlığı benimsemiş olan tebaaları arasında hukuki bakımdan bir farklılık görmüş ve bunlardan birinci gruba girenlerin çocuklarından devşirme almamışlardır. Yahudiler ve Rumlar gibi Ermeniler de zimmilik hakkından yararlandırılmış ve Ermeni çocukları kesinlikle devşirilmemiştir. Bu gerçek apaçık ortada iken Sinan'ın Ermeni kökenli olduğu nasıl iddia edilebilir? İddiamızı ispat eden bir başka misal de şudur: Kıbrıs fethedilince uygulanan iskân politikasının tezahürü olarak adaya Anadolu'nun Müslüman Türklerinden bir grup gönderilir. Sinan'ın amcasının oğlu gönderilenlerden biridir. Bunun üzerine Sinan, II. Selim Han'a; "Dünyada bir amcamın oğlu var, onu bana bağışlayamaz mısınız?" diye mektup bile yazar.

 

Bunları yazmaktaki hassasiyetimiz, tarihin ideolojiye feda edilmesini istemememizdendir. Velev ki Sinan Ermeni asıllı olsaydı bile bu onun Osmanlı olduğu, medeniyetimizin mimar ve banilerinden biri olduğu gerçeğini değiştirmeyecektir yani Ahmet Turan dostumuzun değer ve muhakemesi meselenin özüne izan ve insafla işaret etmektedir.

 

 

09 Ağustos 2010, Pazartesi

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...