Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
sark

Bir Adam Yaratmak'tan

Recommended Posts

Bir dakika sabret! Biradzan hiçbir şey anlamayacaksın. Bendeki bu ruh her şeyin iç yüzünü kurcalıyor, tırmıklıyor. Gözü bağlı hiçbir isteğe izin vermiyor. En sevdiği şeylerden bir anda iğreniyor. En düşünülmeyecek yerde, birdenbire düşünmeğe, hesap yapmaya kalkıyor. Kendisine göre, kanunları, ölçüleri var. Müthiş bir çirkinlik korkusu ve güzellik kaygısı içinde çırpınıyor. Aradığını bulamıyor. Bulduğuna razı olamıyor. Saadetlerin yüzde yüzü olan hayvani saffetleri, bir sansarın pilici boğması gibi boğuveriyor.

 

************************

 

Muvazenemi kaybediyorum öyle mi? Muvazene dediğin ne? Dünyamı kaybediyorum. Dünya benim için artık o dünya değil. Kırk sene içinde yaşadığım alem, o alem değil. Kırk sene inandığım hakikatler, başımı bir yastık gibi dayadığım emniyetler, üstüne binalar kurduğum nisbetler, avucumda kayıp gidiyor. Hiç bir şeye eskisini andırmıyor. Her şeyin içinden bir başka yüz çıkıyor.( Titreyen parmağını eşyanın üzerinde dolaştırır.) Şu koltuk, koltuğa; şu ayna, aynaya benzemiyor. Hangi dünya doğru, bu mu, evvelkisi mi?

 

**************************

 

Ben ne yaptım?Bir hududu zorladım. Kendimin dışına çıkmak isterken, kendime rast geldim.(Bir adım atar ve bir mecnun haliyle gittilçe açılan gözlerini, Mansur'un korkulu gözlerine diker.) Meğer kul olduğumu anlamak için Allahlık taslamalıymışım! (Yüzünün ifadesi büsbütün mecnun, orta yerde döner) Ben ne yaptım? En sağlam basamağı ayağımdan kaydırdım. Körlüğe zedeledim. Şimdi görünen şeye nasıl bakayım? İnsan kaderini bir rüya gibi uykuda bulur. Bu rüyayı uyanık nasıl seyredeyim? Allahla kalabalık arasında kaldım. Boşlukta nasıl durayım?

 

*****************************

 

Anlayın bu azabı!Bir azap ki, kul olduğum için çekiyorum, çekmemek için Allah olmak lazım. İnsana göre değil bu; yok bunu çekecek aza insanda! (Birdenbire ok gibi fırlayıp kollarını iki yana açar) Yetişir! Gelsin artık her şey yerli yerine! Verin bana artık, dünyamı! Salıverin beni kaldırımlara!

 

******************************

 

Osman, hiç bıçağın deştiği yerden kan akmaz olur mu? Benim de beynimden kan akıyor. Ben düşünmüyorum, beynim kanıyor. Görüyorum, gözlerimi yumunca görüyorum.Beynimin etten yuvarlığı üstünde her düşünce bir damla siyah kan gibi yuvarlanıyor. Ben istemiyorum Osman! Fakat hiç bıçağın deştiği yerden kan akmaz olur mu?

 

******************************

 

Herkesi düşündürmeğe çalış, düşündüremezsin. Beni düşündürmemeğe çalış, yine elinden bir şey gelmez! Ben başkalarının düşünmemeğe mahkum olduğu kadar düşünmeğe mahkumum. Osman! Pencereleri açmak istiyorum. Başımı soğuk havaya uzatmak ve köpekler gibi haykırarak halkı penceremin altına toplamak istiyorum. Osman, düşünmek istemiyorum! Düşünmek istemiyorum.

 

*******************************

 

Allah'ım ben yok olamam! Her şey olurum, yok olamam. Parça parça doğranabilirim. Nokta nokta lekelere dönebilirim. Tütün gibi kurutulabilir, ince ince kıyılır, bir çubuğa doldurulur, içilir, havaya savrulabilirim. Fakat yok olamam. Madem ki bu kadar korkuyorum, yok olamam. Eczane camekanlarında, ispirto dolu bir kavanoz içinde, düşürülmüş bir çocuk ölüsü gibi, yumruk kadar bir et parçaçasına inebilir, bir şişeye hapsedilebilirim. Fakat şişenin camından yine dışarıyı seyreder, önümden geçenleri görür, kendimi bilir ve duyar, kendimi ve Allah'ımı düşünebilirim. Razı değilim Allah'ım! Yok olmamaya, kalmamaya, gelmemiş olmaya, mevcut olmamaya razı değilim. Bu dünyada bırakmayacağım hiçbir şey yok. Ne deniz, ne ağaç, ne şehir, ne ev, ne kadın, ne de ben.(Eliyle göğsüne çarpar.) Bu kalıbım, bu zarfım, bu kafesimle ben. Onların hepsini bırakabilirim. Fakat şuurumu, bilmek, duymak, var olmak şuurumu bırakamam. Razıyım bir toz parçası olayım. İnsanlar üzerime basarak geçsin. Canım acısın, duyayım. Canımın acıdığını duyayım. Razıyım bir kentenkele olayım. Kızgın yaz günlerinde bir bahçe duvarına tırmanayım. Tırnaklarımı tuğlalara geçireyim. Yeşil ve ıslak sırtımı güneşe vereyim. Fakat güneşle sırtım arasındaki öpüşmeyi duyayım. Tuğlaların incecik zerrelerini sayayım. Kovuklardaki böceklerin, bir boru içinden bakar gibi bana baktıklarını göreyim ve düşüneyim. Razıyım bir nokta olayım.. Fakat o noktaya bütün kainat, bütün mevcudiyle dolsun. Ben yok olamam. Ağlarım, tepinirim, çatlarım, çıldırırım, ölürüm, fakat yok olamam. Her şey benim olsun, vereyim, gökler, yıldızlar, gökteki samanyolu, ay, dünya vereyim. Fakat aklım bana kalsın! ( Acı acı ulur) Aklım bana kalsın! Aklım!..

 

******************************

 

BU SÖZLER BENİM DEĞİL, OSMAN!

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

İnsanın elini kolunu bağlayan, hıfzındaki tüm kelimeleri unutturan, kendinden bir cümle yazdırmaya aciz bırakan bu deruni mana alemi.. İnsanın su gibi içesi geliyor. Okudukça beyninin terlediğini hissediyor insan adeta. Bu zamanda çile erbabı geçinenlerin eline verilecek muazzam bir yol haritası. Sarıp sarmalayan, aklı emanet alan, hasseleri yıkıcı, dimağda azami safhada rönesans yapan bu eşsis tiyatro eserini her Üstad severin kesinlikle (bırakın okumayı) hıfz etmesi lazım! vesselam

Share this post


Link to post
Share on other sites

iyi günler acaba üstadın "bir adam yaratmak" kitabı ile filmi arasındaki farkları bana yazarsanız çok sevinirim

Share this post


Link to post
Share on other sites

Geçtiğimiz günlerde tamamını değil de bir kısmını izledim. Karelerde, kitapla tenakuz içinde kalan ya da esere tabiliğinde herhangi bir nakıs yer görmedim. Tabi geneli adına bu yorumu yapamam. Eğer tamamını izleyen arkadaşlar varsa size daha net bilgi verecekleri kanısındayım.

 

Bu arada sitemizin download bölümünde "Bir Adam Yaratmak" piyesi bulunmakta. Kendiniz de bizzat izleyip eser ile mukayesesini yapabilirsiniz.

Share this post


Link to post
Share on other sites

beyin tırmaladığı doğrudur. insanların şehvetle kediler gibi birbirini tırmaladığı bu geoid şekilli dünyamızda, ki bugün deprem olmuş diye duydum tüm insanlık alemine geçmiş olsun. hele ki caponlar bize yakın millettir. severim onları. bela geliyor işte. demek ki bi nane yemişler caponya'da. neyse konumuz bu değil.

 

üstadın bir adam yaratmak adlı eseri insanı aslında o küçücük dünyasından alıp başka alemlere götüren, oralara götürmekle kalmayıp, lan hakkaten şu kafatasımın içinde duran beyni tırmalamak vakti geldi diye insanı harekete geçiren çok nadide ve kıymetli bir eserdir. ha bizim ülkemizde pek bi kulak ardı edilir fakat bu zaten üstada karşı uygulanan afbuyurun ama demeden edemeyeceğim yavşakça izalasyonun sadece bir cüzüdür. mesele keşke bir adam yaratmak'la kalsa yine iyi. üstad büsbütün izalasyona tabi tutuluyor. bunun başını da hele şu son zamanlarda kendisini islamcı entel diye gösteren zevat çekiyor ki alayına dümdüz kayıyorum. içimden lan kızmayın hemen.

 

eseri okumayanlar okusun, okuyanlar bir daha okusun. hüsrev iyi adam aslında. nesli raskolnikov'a uzanan bi adam. incir ağacıyla takıntısı eski mesele, karıştırmayın..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Paylaşım için teşekkürler;Elinize sağlık.

 

Selametle kalın;

 

Saygılarımla...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ne de kolay ağlıyorsunuz! Siz bir takım insanlar ne de kolay ağlıyorsunuz!

 

Gözyaşlarınız olmasaydı neyle müdafaa edecektiniz kendinizi?

 

- Bir takım insanlar da var ki, ağlayamıyorlar. Ağlamak onlara zor geliyor.

 

Bir incir ağacına asılmaktan daha zor!

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...