aslıhan 68 Report post Posted January 4, 2013 BENİM HAYATIM Uzaktan görenler mesut sanıyor, Bilmezler gözlerim hergün ağlıyor, İçimde dinmeyen yaram kanıyor, Bir meçhule döndü benim hayatım… Geceyi yaşarım, doğmaz güneşim, Zamansız küllendi yanan ateşim, Yarına çıkar mı bilmem gidişim, Mevsimsiz sarardı benim hayatım, Zamansız sarardı benim hayatım… Işıklar altında sönmüş gibiyim, Dostların içinde yalnız biriyim, Bilinmez yollara girmiş gibiyim, Nerede bitecek benim hayatım… Yorgunum, dertliyim, yürekten dayanmaz, Mutsuzum desem de kimse inanmaz, Maziyi ararım, böyle yaşanmaz, Çekilmez çiledir benim hayatım, Çekilmez çiledir benim hayatım… 1 Share this post Link to post Share on other sites
vecd_ 166 Report post Posted January 4, 2013 Ah anam ah Yine sana yazıyorum, yine sana döküyorum içimi, senden başka kim anlar ki beni. Dün o fırtınalı gecede eve giderken, karanlık kuytu bir köşede, bir adam çıktı karşıma "Beyim, beyim" dedi elindeki yarım sigarayı göstererek ateş istedi. Tam sigarasını yakıyordum ki, parmağından yüzüğü görünce, o buz gibi elleri ta ciğerimi yaktı. Bu yüzük dedim, kafasını kaldırdı, yüzüme baktı dokunma dedi. Hey Allah'ım bu o Amirim. Sarıldım boynuna, tanıyamadı, hatırlayamadı beni. Yalvara yalvara zor razı ettim eve gitmeye. Soğuktu. Bir Allah'ın kulu yoktu ortalıkta, Bizden ve peşimden ayrılmayan siyah kediden başka. Eve varıncaya kadar o günleri anlattım. Beni nasıl çatışmadan kurtardığını, yüzüğü de o günün hatırası olarak parmağına taktığımı daha başka Aydınlı plakacı 09 Osman'ı, Trabzonlu Laz Dursun' u, Maraşlı Ede Ökkeş' i, Erzurumlu Yanık Ömer'i, ama nerede, beni dinlemiyordu bile hep bir şeyler mırıldanıyordu ağırdan ve sessiz. Gidenler gelmeyecek, gidenler gelmeyecek amirim başka dünyalardaydı. Eve vardık, kediyi kucağına aldı, kediyi ısıtıyordu, halbuki kendi titriyordu. Sobanın farkında bile değildi garibim. Beraber çektiğimiz fotağrafları, bana hediye ettiği cevşeni gösterdim oralı bile olmadı tedirgindi, bir şeyler arıyordu, cebinden eski bir kağıt parçası çıkardı, baktı, baktı kül tablasına bıraktı. Fark ettirmeden aldım bir telefon numarası yazılıydı aradım. Telefona çıkan karısıydı. Amirimin yanımda olduğunu söyleyince kadın öyle bir çığlık attı ki, kalp atışını yüreğimde hissettim. Nasıl bu hale düştüğünü sorunca, kadın bir ah çekip anlatmaya başladı. Teskeresi 12 gün geçen fakat çatışmada olduğu için alayına dönmeyen evli, 27 günlük yeni bebeği olan, bir evin bir oğlu, Sivaslı Ali adında bir asker kucağında şehit olmuş o anda şuurunu kaybetmiş, velhasıl kafayı yemiş, vay be... Amirim ki -25 derecede Hakkari'nin dağlarında kara kışa ve haydutlara karşı meydan okurdu. Vatan dedi mi bir vatan daha çıkardı ağzından, zoru sevdirmişti, çileyi sevdirmişti. Ay yıldızlı bayrak için ölümü ölümü sevdirmişti Amirim. Lafın kısası güzel anam, biraz sonra kadıncağız 2 çocuğunun da alıp geldiler. O karşılaşma anı var ya vicdansızı merhamete getirecek bir an, karısını ve çocukları karşısında görünce, o umursamaz adam, doğruldu, kanatlanacak kuş gibi öyle bir atıldı ki çocuklarının üstüne, anlatamam. Ne kadar ısrar ettimse de kalmak istemediler,vedalaştık. Kapının önünde arkalarından bakakaldım. Kavuşmak ne güzel şey, ah bir de ben sana koşabilsem ey güzel anam. Amirim sanki bir şey unutmuş gibi birden geri döndü. Elini omzuma koydu, gözlerini gözlerime dikti, yutkundu yutkundu ve şu okkalı sözler döküldü dudaklarından : "Bir ağaçtan bir milyon kibrit çıkar, bir kibrit bir milyon ağacı yakar." MUSTAFA YILDIZDOĞAN Share this post Link to post Share on other sites
vecd_ 166 Report post Posted January 22, 2013 Bekleyenler için Bir ayak sesi duymayayım Kapıya koşuyorum Gelen sen misin diye Bir sarı saç görmeyeyim Yüreğim burkuluyor Ağlamaklı oluyorum Her şey bana seni hatırlatıyor Gökyüzüne baksam Gözlerinin binlercesini görürüm Bir rüzgar değse yüzüme Ellerini düşünmeden edemem Yaktığım bütün sigaraların dumanları sana benzer Tadı senden gelir Yediğim yemişlerin İçtiğim içkilerin Ve içimdeki bu dayanılmaz sıkıntı Bu emsalsiz hüzün Seni beklediğim içindir Resmine bakamaz oldum Uykulardan korkuyorum artık Utanıyorum odamdaki bütün eşyalardan Şu sedir hala gelip oturmanı bekliyor Şu ayna karşısında güzelliğini seyretmeni Şu kadeh dudaklarına değebilmek için duruyor masada Ve şu saat geldiğin anda Durabilir sevincinden Zaman çıldırabilir Çünkü benim dünyamda Ölümsüzlük, seni sevmek demektir. Bir çocuk doğmayı bekler Bir ağır hasta ölmeyi Bitkiler yağmur ve güneşi bekler Yalnız bir kadın sevilmeyi Ve düşün ki bir adam İçinde bütün bekleyenlerin korkusu ve ümidi Seni bekler Asılmayı bekleyen bir idam mahkumu gibi Sen gelinceye kadar Pencerem kapalı duracak Rüzgar gelmesin diye Artık perdeleri açmayacağım Gün ışığı girmesin diye Sonra kahrolacağım Bu karanlıkta, bu derin yalnızlıkta Ve günlerce gecelerce haykıracağım Nerdesin diye, nerdesin diye Bir gün bu kapıdan sen gireceksin Biliyorum Ergeç bu bekleyişin bir sonu gelecek Yıllarca sonra Öldüğüm gün bile gelsen Bütün bu bekleyişlerimi ve öldüğümü unutup Çocuklar gibi sevineceğim Kalkıp sarılacağım ellerine Uzun uzun ağlayacağım Ümit Yaşar OĞUZCAN Share this post Link to post Share on other sites
emir abdulkadir 80 Report post Posted January 22, 2013 hezar gıpta eder o devri kadim efendisine ne kendi kimseye benzer ne kimse kendisine (bilmiyorum) Share this post Link to post Share on other sites
mumin 414 Report post Posted March 15, 2013 “Zâlim beni söyletme, derûnumda neler var” Leylâ Hanım 1 Share this post Link to post Share on other sites
mumin 414 Report post Posted April 1, 2013 Yiğitler Bulup unuttuğum mısra nerdesin İçimden kaçıran hangi uçaktır O tepe baştepe yabancıların Onlarca aldatış utkudur taktır Kanımın nehriyle cetvellediğim Bu toprak söyleyin neden çoraktır En kara putların saldırısından Yurdumun ki alnı ay gibi aktır Anamı sorarsan büyük doğudur Batı ki sırtımda paslı bıçaktır Yiğitler yol alsa destana doğru Şehitler gözümde aynen bayraktır Gel kurut bu çağın kargaşasını Seninle beklenen şimdi şafaktır Akif İnan Share this post Link to post Share on other sites
vecd_ 166 Report post Posted June 21, 2013 Sen eski bir sevda şiirisin.. Bir koku var sende, Sıcak yaz akşamlarına mahsus.. Ellerinde mi, Saçlarında mı, Gözlerinde mi Bilmem.. Bir koku var sende, Sıcak yaz akşamlarına mahsus.. Muzaffer Tayyip Uslu Share this post Link to post Share on other sites
vecd_ 166 Report post Posted July 8, 2013 GÜLÜ İNCİTME GÖNÜL Çiçeklerle hoş geçin,Balı incitme gönül.Bir küçük meyve içinDalı incitme gönül.Konuşmak bize mahsus,Olsa da bir güzel süs,‘Ya hayır de, yahut sus,’Dili incitme gönül.Sevmekten geri kalma,Yapan ol, yıkan olma,Sevene diken olma,Gülü incitme gönül.Başın olsa da yüksek,Gözün enginde gerek,Kibirle yürüyerekYolu incitme gönül.Mevlâ verince azma,Geri alınca kızma,Tüten ocağı bozma,Külü incitme gönül.Dokunur gayretine,Karışma hikmetine.Sahibi hürmetineKulu incitme gönül.Bestami YAZGAN 2 Share this post Link to post Share on other sites
aslıhan 68 Report post Posted July 9, 2013 bu bir ilk mi bilmem...sIrri ask olan hallerimi dildara diyemem..söylemeye gerekmi hallerim..yoksa karsidan anlasilirmi siretim..dil lafzin hasmetiyle yanmakta..gonul bu hale seyirci kalmakta..zira sirri aska dil ne hacet..siret yeter gerisi aska ihanet... 1 Share this post Link to post Share on other sites
vecd_ 166 Report post Posted July 27, 2013 Gün olur ki ne gökyüzü para eder, Ne deniz kenarı, ne bağlar bahçeler. Gün olur ki ne kız, ne rakı, ne şiir, Hiçbir şey insanı sarmaz, kandıramaz; Her çeşmeden boş döner, elindeki tas. Gün olur ki çıldırmak işten değildir. Cahit Sıtkı TARANCI Share this post Link to post Share on other sites
vecd_ 166 Report post Posted August 14, 2013 Bilmezler yalnız yaşamayanlar,nasıl korku verir sessizlik insana.İnsan nasıl konuşur kendisiyle,nasıl koşar aynalara,bir cana hasret,bilmezler... Orhan Veli Kanık 1 Share this post Link to post Share on other sites
mumin 414 Report post Posted September 14, 2013 Ben Bosna'lı çocuk: -Muslumanlar! Size şarkımı emanet ediyorum. Bir de uçsuz denizlere akan nehrin Sularina salıverdigim ellerimi Bileklerinden kesilmiş Erdem Bayazıt Share this post Link to post Share on other sites
mumin 414 Report post Posted December 5, 2013 Ölü kalbimiz dirileydi hakka dönüp sadakayla yıkanaydık dünyaya hiç meyletmeyeydik. Yalnızlığıma zalimce bir hayranlık duyuyorum. "Neden?" diye sormayın hemen. Onu ben kendi kendime de açıklayabilmiş değilim henüz. Burası benim için bir gün, içimdeki bütün ölüleri gömüp gideceğim bir mezarlık. Cahit Zarifoğlu Share this post Link to post Share on other sites
vecd_ 166 Report post Posted March 18, 2014 Mavi Gök Orda mıBakıyorsun kuşlar Hazır Sokak lambaları yanık unutulmuş Bir Kadıköy vapuru hınca hınç insan Çok geçmeyecek Martılar beyhude turlar atacak Kıyılar lağım konserve kutuları Mısır koçanları Sevgi aranabilir yine Korkusuzca say koskoca kederlerini Bir kuyu bulunabilir Aklımdan çıkmıyorsun Sen hâlâ dizüstü Bunca anıyı besleyerek Sokaklarda avaz avaz konuşarak kendi kendinle Mektupları öpebilirsin kırmızı dudaklarınla Görür gibi olarak açıp baktığımı Bense şöyle diyorum: Buradan bir acı kanamış boyuna Kuşlar hazır Öncü havalanmak üzre Şehri gelen bir mevsime bırakıyorlar O vapur hâlâ hınca hınç Kimbilir her biri hangi dünyaya sağır Çok geçmez aradan Kadınlar kapı önlerinde Ellerinde meşalelerle Aydınlatırlar gelip geçen erkek suratları Yorgun bir sarıyla ben de Geçeceğim önlerinden Aklımdan çıkmıyorsun dedim Başka türlüsünü yorgunum anlatmaya Telefonlar yan hücrede çalışıyor Bense kurşunî bir dere Ağaçlar hayvanlar bile kaygılı Onu bir mersedesten indirdi kalçasına kadar açılarak Yapyaşlı bir rum kadın Her şeyde yanıp sönen bir kıyamet algısı Haydi koşayım diyorum belki dağılır Koşuyorum Sancağımda kendi rüzgârımla ölgün kıpırtılar Hayır daha sevgili daha sevimli değil Ne başka bir gün ne başka bir zaman Çok geçmeyecek aradan Şöyle diyeceğim: Bulutlar açmadı Mavi gök orda mı Cahit ZARİFOĞLU Share this post Link to post Share on other sites
mumin 414 Report post Posted August 23, 2014 Ölmek kaderde var, yaşayıp köhnemek hazin Buna bir çâre yok mudur yâ Rabbel âlemin Yahya Kemal Share this post Link to post Share on other sites
ibrikçi 47 Report post Posted August 24, 2014 Bak bu hava yağar işte, göğe bakıp gülüşüme İbrikçi Share this post Link to post Share on other sites