Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
HİÇ

Yerini Bilmeyen Müslüman Kadın

Recommended Posts

Yerini Bilmeyen Müslüman Kadına

 

Müslüman toplumumuzun en önemli problemlerinden biri durması gerektiği yeri bilmeyen kadındır. İnsanların dünya ve ahiret saadetlerini hedef alan İslam dini erkeğe ve kadına görev ve sorumluluklar vermiştir. Erkek evin geçimini sağlamakla mükellef olup karısının ve çocuklarının maişetini temin için çalışır. Peygamber Efendimiz s.a.v. “hepiniz çobansınız ve güttüklerinizden sorumlusunuz” buyurmakta ve erkeğin ailesinden sorumlu olduğunu beyan etmektedir. Kadının ise geçim temini gibi bir yükümlüğü yoktur. Sadece, zaruri şartlar altında, mecburi durumlarda geçimini sağlamak için çalışabilir. Bunun haricinde keyfi olarak çalışma durumları söz konusu olamaz.

 

İslamda kadının yeri evidir ama maalesef günümüz toplumunda kadın artık toplumun her kademesinde kendine yer bulmaktadır. İşin garip tarafı bu genel daire içine dindar kesim de girmektedir. Çarşı ,pazar, resmi daireler, belediyeler, dolmuşlar, otobüsler, sokaklar, caddeler,vs… evden dışarıya çıkmayı kaybedilmiş bir hak bilip, sözde kendisine iade edilen hakkını arama sevdalısı kadınlarla doludur. Bu yazdıklarım için örnek isteyenler çok geriye gitmesinler. İslamı devlet nizamı olarak kabul etmiş, baştaki padişahından halkına kadar dinini bilen ve yaşamaya gayret gösteren, İslam dininin sancaktarı, Rasulullah sav ve onun sünnetinin tatbikçisi, ecdadımız, atamız olan Osmanlı en büyük örnektir. Şayet üzerinde düşünüldüğü takdirde Osmanlı Devleti’nde kadın ve bulunduğu ve bulunması gerektiği yer ile alakalı sonuca varmak zor olmayacaktır. Osmanlı Devleti zamanında yapılmış olan büyük küçük bütün camiler bu teşhisimizi kanıtlar özelliktedir. Osmanlı Devleti ki düşünce noktasındaki hassasiyetleri kaynaklarda mevcuttur. Yuvasız kuşları düşünüp onlara kuş yuvaları yapmıştır, aç kalan hayvanları beslemek için dernek ve vakıflar kurmuştur. Çevre temizliğine büyük önem vermiş şayet yere tükürülürse bunları kapatmak için sokaklarda tükrüğe kül basan kişiler görevlendirmiş, fakiri fukarayı gözetmiştir. Bütün bunları yapan ve daha sayamadığımız pek inceliği 600 küsür yıllık tarihi içerisinde barındıran Osmanlı neden yapmış olduğu camilerde kadınlara mahsus bölümler, abdesthaneler yapmamış. Herşeyi bu denli büyük bir hassasiyetle ele almış olan Osmanlı kadınların ibadetlerini mi düşünememiş. Elbette hayır. Bunun sebebi böyle bir durumun ihtiyaç dışı olması ile alakalıdır. Osmanlı da kadın yerini hududunu bilirdi. Osmanlı halkı dininin gereklerini yerine getirirdi. Dikkat edilirse camilerde kadınlara mahsus bölümler cumhuriyetle yapılmaya başlanmıştır. Ya bir perde çekilmiş veya bir paravan yapılmış kadınlara namaz kılma yeri ayrılmıştır. Osmanlı bünyesinde ortaya koyduğu eserlerle bütün dünyayı kendine hayran bırakan Mimar Sinan’ a değinelim. Kendisi büyük bir mimar ve mühendis olan Mimar Sinan’ın eserleri incelenirse çok büyük detaylarla bezeli olduğu ortaya çıkacaktır. Bu büyük ilim adamının eserlerinin teknik boyutu zaten o zamanki şartlar göz önüne alındığında bütün dünya mühendisleri ve mimarları tarafından takdir ve hayretle karşılanmaktadır. Bunun yanında Mimar Sinan ın eserlerini ortaya koyarken düşündüğü detaylar insanı kendisine daha da hayran bırakmaktadır. Mesela Süleymaniye Camii nden örnek verirsek; o zamanki devirde aydınlatmalar kandiller vasıtası ile yapılmaktaydı. Bu büyük camii aydınlatmak için de çok fazla kandil kullanılıyordu.Mimar Sinan çıkan isi bile hesaba katıyor ve camii içerisinde öyle bir hava akımı oluşturuyor ki bütün kandillerden çıkan isler camiinin kuzey kapısının üzerinde dar bir boğazdan geçiyor ve orada zamanla birikiyor. Daha sonra orada biriken kurum mürekkep yapımında kullanılıyor. Bunun gibi akıl almaz detaylar Süleymaniye Camii’nde mevcuttur. Olayı biraz daha geniş ele alırsak Süleymaniye Külliyesi malumunuzdur ki pek çok yapının bir araya gelmesi ile oluşmaktadır. Bu yapıları Mimar Sinan öyle bir yerleştirmiştir ki bu külliye bu kadar büyük bir alana oturmasına rağmen ekolojik dengeye bir zarar vermemiştir. Şimdi demek istediğim yukarda da belirtildiği gibi bu kadar inceliği, bu denli hassas bir şekilde , ekolojik durumları bile göz önünde bulunduran Koca Sinan Süleymaniye Camii ne kadınlara özel bir bölüm yapmaya mı unutmuş veya gözden mi kaçırmış? Bunu düşünmek nasıl bir abestir varın siz düşünün.

 

Günümüzün kadını en başta eğitim ile sokağa alıştırılmaktadır. Üniversitenin artık toplumumuzda olmazsa olmaz görüldüğü bu hastalıklı yapı içerisinde Müslümanlar bir yerlere gelmeli, onun için de kız çocukları okumalı mantığı başörtülü, türbanlı, çarşaflı kısaca az çok dini hassasiyeti olan bütün kız çocuklarını üniversitelerin kapısından içeriye sokmuştur. Bunu yaparken de malum olduğu üzere Allahu Teala nın emirlerini belirttiğim sebepler için üniversitenin girişine bırakıp, o şekilde bu tahsili yapmaktadırlar. Bunun adına da İslam için hizmet demektedirler. İslama ; İslama muhalif, İslamın kabul etmediği, Allahu Tealanın ve Rasulunun sav yasakladığı yollarla hizmet edilmez. Müslümanların artık gözünü açması lazım. Bu yanlış yönlendirmelerden kendini kurtarması lazım. İslama hizmet, İslamı tebliğ ancak İslamı yaşayarak yapılır. Biz dinimize sarılmadan, dinimizi tatbik etmeden nasıl olur, hangi yüzle İslamı isteyebiliriz. İslamın metodu peygamber metodudur. O sav in metodu haricindeki metodlar çıkmaz sokaktır ve insanı hiçbir noktaya vardırmaz ancak doğru yolundan saptırır.

 

Mevzuyu dallandırıp budaklandırmadan sonuca bağlayalım. Üniversite ile başlayan bu süreç üniversite diploması alındıktan sonra şu şekle bürünür. Ben o kadar üniversitede dirsek çürüttüm, kaç yıllık emeğim var, biz de çalışmayalım başkaları mı çalışsın, bir yerlere gelsin mantığıyla harmanlanınca hemen bir iş arama sevdası karşımıza çıkmaktadır. Veyahut günümüzde çok yaygınlaşmış durumda olan meslek edindirme kurslarıyla, vakıf ve derneklerle, hanımlar lokalleriyle Müslüman kadınlar hedef alınmış ve bunda da başarı sağlanmıştır. Büyüklerin “zehri altın kapta sunarlar” sözü bu vasıtayla bir kez daha ispatlanmış bu tür boyalı cilalı tabelalarla kadınlar hedef alınmış ve onlar, ait oldukları yer olan evden koparılmış ve sosyal saha içerisine çekilmiştir.

Zamanımız ahir zaman. Peygamber Efendimiz sav ahir zaman peygamberi, biz ahir zaman ümmetiyiz. Kıyametin küçük alametlerinin görülmeye başladığı günümüzde İslamı ve İslami yaşantıyı hedef alan her türlü fitneden korunmaya çalışmamız gerekir. Rasulullah sav “fitne zamanında oturan ayakta duranda, yatan da oturandan hayırlıdır” buyurmakta. İçi boşaltılmış hedefler peşinde koşmak yerine dinimizin emirlerini tatbik etmeye çalışsak bizim için en hayırlısı bu olacaktır. (Yazı içerisinde genellemeler mevcuttur, bu genellemelerin istisnaları da mevcuttur. Allah onlardan razı olsun, sayılarını arttırsın inşallah.)

 

 

nfkkfn / tazir nisan 2011

  • Like 6

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kadınların camilerde abdest alma, tuvalet ve namaz kılma sorunları sık sık gündeme geliyordu. İstanbul Müftülüğü bu sorunları araştıran 60 kişilik bir ekip kurdu ve 2.751 camide inceleme yaptı. Çıkan rapora göre camilerin üçte birinde kadınlar için abdest alma bölümü ve tuvalet yok. Var olanların bir kısmı da pek iyi değil.Son yıllarda sıkça gündeme gelen camilerde kadınların namaz kılma ve abdest alma sorunu ile ilgili Diyanet İşleri Başkanlığı 'Camilerin kadınlar bölümünün güzelleştirilmesi projesi' başlattı. Proje kapsamında İstanbul Müftülüğü de camilerin durumunu görmek için İstanbul'un camilerini mercek altına aldı. 60 kişilik bir ekip, 2 Mayıs-15 Haziran tarihleri arasında İstanbul genelinde 2.751 camide kadınlara ayrılan mekânları, abdest alma yerlerini ve tuvaletlerin durumunu tek tek inceledi. Camilerin durumu görsel kayıt altına alınarak raporlarlaştırıldı.....

 

yazının devamı Linktedir

 

 

Heyhat Heyhat Heyhat!!!

 

ah bizim zavallı diyanet, ah ki ne ah. Bizim bu diyanet üstadın tabiriyle cinayet işleri akı kara göstermekte pek bir maharet kazanmaya başladı. Adamlara bir bakın, hakikatleri nasıl da perdeleme işine girişmişler. Alayına Yazıklar Olsun! Biri de çıkıp şunu demiyor: "Yahu bizim ecdad bunu böyle yaptısa yani kadınlara has camilerde tuvalet, abdest alma yeri, namaz kılmak için ayrı bölme yapmamışsa vardır yahu bir bildiği".

 

Olayın hakikatini bir anlat millete, doğrusunu bir söyle, kırk yılın başında bir işe yara. De ki "Ey Kadınlar! Sizin yeriniz evinizdir. Gördüğünüz gibi ecdadımız size özel yerler yapmamış camilerde, ki dinimize göre de sizin için en makbul ibadet yeri evlerinizin en ücra köşesidir hani, o bakımdan oturun evinizde. Bakın bu rejim argümanlarıyla geldi, onlardan biri de sizi sokağa dökmekti. Vazgeçin bu sevdadan. Dört bir koldan sokağa itilmektesin. Yazık etme kendine ve nesline. Ceddin Osmanlıya bak, onu örnek al ve dinini yaşamaya bak....

 

Bu yara kanar da kanar...

 

Bu mevzunun kısmen de olsa değerlendirilmesi yukardaki yazıda fakir tarafından yapılmıştır. Daha fazla yazamayacağım...

 

Allahu Teala şu mübarek ramazan gününde bizlere akıl fikir ihsan eylesin...(amin)

  • Like 4

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kadınlar Caminin İçine Erkekler Avlusuna

 

DİYANET'in emriyle Hacıbayram camiinin içi yatsı ve teravih namazlarında erkeklere kapatılmış, yasaklanmış; Ankara'nın bu tarihî mâbedi (Ramazan'da yatsı vakti) kadınlara tahsis edilmiş.

 

Yeterli kadın cemaat olmadığı için dışarıdan otobüslerle, minibüslerle kadın cemaat getirilmiş.

 

Doğrusu çok garip bir durum.

 

1400 yıllık İslam tarihinde böyle aykırı bir vak'a görülmemiştir.

 

Ortada çok vahim bir ayırımcılık vardır.

 

Kadınları erkeklerden üstün görme...

 

Feminizm...

 

Böyle bir şey dinimizin ruhuna aykırıdır.

 

İleride bu konuda uzun bir yazı kaleme almayı düşünüyorum. Bugün, haberi olmayan Müslümanların dikkatlerini çekmek maksadıyla şu birkaç satırı karaladım.

 

Bendeniz Ankara'da yaşasam ve yatsı/teravih namazı için Hacıbayram camiine gitsem, cami içine sokulmasam, protesto eder ve yakındaki başka bir camiye giderek namaz kılarım.

 

Eğer kadın cemaat çoksa ki (değildir, dışarıdan taşınmıştır) caminin yarısında erkekler, yarısında kadınlar namaz kılar.

 

Camiye erkekleri sokmamak çok ama çok garip ve acayip bir iştir.

 

Neler oluyor?

 

Bu işlerin sonu nereye varacaktır?

 

M.Ş.EYGİ

 

 

  • Like 3

Share this post


Link to post
Share on other sites

Geçmiş zaman içinde iştirak ettiğim bir cemaat toplantısında "kadının cemaat ve imamette ki yeri" adı altında düzülen bir sürü safsataya müşahid oldum. Hatip bayan ile yaptığım konuşmada, dinimizde böyle bir usul ya da kaide olmadığını belirttim.

Bayanın bana yanıtı şu idi: Şu an şartlar buna müsaid olmadığı için böyle bağnaz düşünüyorsunuz,gün gelecek gerekli zemin olgunluğu zuhur edince ne kadar yanlış düşündüğünüzü algılamış olacaksınız!

Yok canım bayan kahin değildi hele ehl-i gayb hiç değil!

Belli ki son zamanlarda şahid olduğumuz akıl ve nutuk tutulması yaratan bu olaylar,"gerekli zemin"oluştu(ruldu)ğu için sistematik şekilde perdeye konmakta. Dinimizde "kadının mescidinin hücresi yani odası olduğunu belirten sevgili Peygamberimiz (s.a.v) kadını,gerek bireysel gerek toplumsal yapıda onu ruhi ve manevi çöküntüye sürükleyecek her rol ve görevden arındırmıştır.Lakin evindeki odasından başka kendini her zemin ve modaya yakıştıran "kadın"çağımızın ılımlı,çağdaş,yenilikçi islam rolunde de yerini almış payına düşen "kadükleşmiş" yapısını tüm vicdan ve akıl züğürtlüğü ile meydana sermiştir. Ne diyelim camiyi fethettiler sıra mihrapta, yakın zaman da cübbesi ile kamet getiren "imameler"görürseniz hiç şaşırmayınız!

  • Like 4

Share this post


Link to post
Share on other sites

kadınlar saçma sapan işler yapmada erkekleri çok ama çok geride bırakıyor. hele kendisine bidat bir sıfat olan 'islamcı' tabirini yakıştıran kızlar, kadınlar, aplalar, hanımlar bu işi iyice abarttılar. yani erkekler bu kadar değiller. noluyoz lan, bi kendinize gelin. sanal alemdeki rahatlığınızı bari sokağa dökmeyin diye birilerinin onlara söylemesi gerekiyor. bunu söyleyecek kimdir? evvela babası, anası, abisi, şusu busudur tabi. ama yok işte böyle bi kontrol mekanizması kalmadı, daha doğrusu eskisi kadar aktif uygulanmıyor. nikon marka fotoğraf makinası alıp fotoğraf çeken, tırnak dışında islamcı derneklerin organizasyonlarında boy gösteren, erkek arkadaşlarıyla nargile keyfi yapan bu tiplerin durumu içler acısı. vebal hepimizin üstünde. eğer bir kardeşsek, abiysek, babaysak, anaysak, ablaysak vebalmiz var demektir.

  • Like 3

Share this post


Link to post
Share on other sites

İslamın özünü bozmak maksadıyla planlanan oyunlar yavaş yavaş sahneye konuluyor. uzun vadeli bir çalışma olduğu belli. yavaş yavaş, müslümanların içine işleye işleye, onların hiç düşünnmeden kabul etmesine imkan tanıyıcı, ahir zaman hoca bozuntularının da fetva desteğiyle, İslamı yaşamayan bir toplum portresi gözler önünde...

 

Mabed kardeşin de belirttiği gibi kimbilir daha neler göreceğiz neler? Neler önümüze getirilecek?

 

Allahu Teala basiret gözümüzü açsın. (amin)

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

KADINLARIN CEMAATE GELMELERİ GEREKİR Mİ?

 

Ümmü Seleme (r.anhâ)’nın nakline göre Hz. Peygamber (s.a.v.) söyle buyurmuştur: “Bir kadının geceledigi odasında kılacağı namâz, evinde (sofa) kıldığından daha hayırlıdır. Evinde kıldığı namâz konağında kıldığı namâzdan daha hayırlıdır. Konağında kıldığı namâz, kavminin mescidinde kıldığından daha hayırlıdır.”(Münziri, Tâberânî)

Hz. Âişe (r.anhâ) söyle demiştir: “Hz. Peygamber (s.a.v.) kadınların kendisinden sonra ortaya çıkardıkları (zînet, güzel koku, güzel elbise gibi) şeyleri görseydi İsrailoğulları kadınlarına yasak edildiği gibi onların mescide gelmelerini yasaklardı.” (Müslim)

Ebû Amr es-Seybânî’nin, Abdullâh’ı bir cuma günü kadınları mescidden çıkarıp “Evinize gidiniz, bu sizin için daha hayırlıdır” derken gördüğü nakledilmiştir. (Tâberani)

Yukarıdaki hadîsler, kadının mescid dışında evinde kılacağı namâzın mescidde kıldığından daha fazîletli olduğuna delîldir.

Bunun sebebi, -uzak bile olsa- fitne çıkma ihtimâlidir. Bu ihtimal, yakın ve beklenen bir şey olsa veya bilfiil gerçekleşmiş bulunsa sakınca daha ağır olur ve kadının evinde kılması fazîlet olmaktan çıkar, vâcib ve tek seçenek haline gelirdi. Bundan dolayı Hz. Âişe (r.anhâ) ve Ebû Amr (r.a.) hadîsinde olduğu üzere sahâbîler kadınların mescide gitmelerini yasaklamışlardır. İbn Mes‘ûd (r.a.), yemin ederek ve yemininde ağır ifâdeler kullanarak şöyle derdi: “Bir kadın için -hac veya umre hali hâriç- evinden daha hayırlı namâz kılacak bir yer yoktur. Ancak kocaya gitme yaşı tamamen geçmis, dönüşte olan kadınlar bundan müstesnâdır.” Kendisine “Dönüşten kasdın nedir?” diye sorulduğunda: “Bir ayağının çukurda olmasıdır.” diye cevâb verirdi. (Taberani)

Ancak kadınların hacc veya umrede tavaf için mescid-i Haram’a veya Peygamber (s.a.v.)’e salât ü selâmda bulunmak için Mescid-i Nebî’ye gelmiş olan bir kadının, bu mescidlerde tahiyyetü’l-mescid namâzı veya farz namâzı kılmalarında herhangi bir sakınca yoktur.

 

(Eşref Ali et-Tehânevî, Hadislerle Hanefi Fıkhı 3.c. s.324-326)

 

23 Şubat, Mevlâna Takvimi

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

Mim"siz medeniyet, tâife-i nisâyı yuvalardan uçurmuş, hürmetleri de kırmış, mebzul metâı yapmış. Şer'-i İslâm onları Rahmeten dâvet eder eski yuvalarına. Hürmetleri orada; rahatları evlerde, hayat-ı âilede. Temizlik zînetleri; Haşmetleri hüsn-ü hulk, lûtuf ve cemâli ismet, hüsn-ü kemâli şefkat, eğlencesi evlâdı. Bunca esbâb-ı ifsad, demir sebat kararı Lâzımdır, tâ dayansın

Tesettür risalesinden.

 

Üstad kadının yerinin nerde olması gerektiğini söylemiş.

Bunu uygulayan hanım kardeşlerimizin sayılarının çoğalması duasıyla...

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hanımlar! Asli vazifenize dönün

 

 

Biliyorum, bu beyanlarımızı marjinal bazı kesimler sindiremeyecek, bundan dolayı da feveran edecekler. Olsun varsın, bizim vazifemiz hakikatları gizlemeksizin duyurmaktır. Yaptığımız budur.

 

Allah (C.C.) kadın ve erkekleri farklı özelliklerde ve özelde de farklı vazifelerle görevlendirmiştir. Mesela çocuğu kadın doğurur; rızkını temin etme görevi de erkeğindir. Böyle olunca kadının vazifesi çocuğunun anası, kocasının da karısı/eşi olmasıdır. Bu vazifeyi ikinci plana atan her kadın helak olmaya mahkum olmuştur.

 

Bir kadın:

 

• Evin yerine sokağı;

 

• Mutfağı yerine büroyu;

 

• Anneliğin yerine sekreterliği;

 

• Mahremiyetin yerine teşhiri tercih ediyorsa, böyle bir kadın normal bir hatun değildir. Kişiliğini örtüp, dişiliğini ön plana çıkarmıştır. Fıtratından uzaklaşan kadın erkekleşir. Erkekleşen kadın toplumu helak eder, ediyor da.

 

Çağımızda kadın;

 

a- Ya elinden tutanı bulunmadığından;

 

b- Veya kocasının getirdikleriyle yetinmeyen bir açgözlü olduğu için çalışmaktadır. Bu sınıfa girenler nefislerine tapınanlardır.

 

Kadınlar konfeksiyonlarda, marketlerde, bilmem ne işyerlerinde çalışmak için değil ana olması için yaratılmışlardır.

 

Kadın, çalışma hayatına çekilince;

 

• Tüketim hızlandı;

 

• Moda yaygınlaştı;

 

• Tesettürsüzlük çoğaldı;

 

• Kozmetikler moda oldu;

 

• Kreşler-yuvalar çoğaldı;

 

• İslah evlerinin sayısı arttı;

 

• Hapishaneler her yıl katlanarak çoğaldı;

 

• Hastaneler, akıl hastaneleri önünde kuyruklar oluştu;

 

• Eşler arasında iletişimler bozuldu;

 

• Kadının yapısında bozulmalar devamlı artıyor oldu.

 

Bu olumsuzluklardan dolayı diyoruz ki:

 

Yaratan’ın yaptığı vazife taksiminde, vücut teşekkülü ve ruh muhtevası bakımından taşıdığı özellikler sebebiyle, kadına 4 büyük vazife verilmiştir ki, bunlarda kendisiyle kimse rekabet edemez:

 

1- Hamile olmak;

 

2- Doğum yapmak;

 

3- Çocuk emzirmek;

 

4- Terbiye etmek.

 

Bu vazifeleri yapmanız için hanımlar dışarıda yıpranmayın. Lütfen asli vazifelerinizin başına dönün.

 

Mevlüt Özcan/Milli Gazete

 

http://www.habervaktim.com/yazar/57142/hanimlar-asli-vazifenize-donun.html

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

Camiler erkeklere yasaklanacak!

 

 

 

Bütün Türkiye’de kadınları camiye teşvik etmek, hatta zorlamak, kendilerine farz olmadığı hâlde onları Cuma ve cenaze namazlarına götürmek için Diyanet İşleri Başkanlığı, bünyesinde kadrolaşan Feminist, Mutezileci (Mu’tezilî) ve Fazlurrahmancı tahrifçiler eliyle bir seferberlik başlattı.

Basından takip etmişsinizdir. Ankara, İstanbul, İzmir gibi birçok şehirde müftülükler, kendilerine gelen emirler doğrultusunda otobüslerle kadın toplamaya, onları şehrin mutena camilerine Cuma namazlarına götürmeye başlamışlardı. Gelenler de genelde namazla alakası olmayan sosyetik tipler idi. Fakat dökme su ile değirmen dönmeyeceği için bu uygulama muvakkaten bırakıldı.

Otobüsle kadın cemaat toplama girişimi inkıtaa uğradı, ama camilerin üst katları erkeklere kapatıldı. Bugün Türkiye’nin pek çok şehrinde özellikle büyükşehirlerdeki merkez camilerde hatta mahalle aralarındaki küçük mescitlerde bile erkeklerin üst kata çıkmaları yasak. Yine büyük camilerin bazıları, kadınların Cuma namazına gelme ihtimalleri olduğu için, perdeyle ikiye ayrılmış vaziyette. Neymiş kadınlar oralarda Cuma namazı kılacaklarmış.

Vatandaşlar muztarip, cemaat öfkeli. Cuma günleri camide yer bulamayan cemaat önceleri hiç olmazsa üst katta namazını kılabiliyordu. Şimdilerde üst kat yasaklandığı gibi bazı camilerin yarısı paravanlarla kapatılıp erkeklere yasaklandı. Bütün bu uygulamalar Diyanette yuvalanmış Feministler ve tahrifçilerin çabaları ile yapıldı.

Sonuç, hüsran. Üç beş Feminist dışında kadınların Cuma namazına filan geldiği yok. Camiyle cemaatle ilgisi olmayan, ömründe Caminin kenarından bile geçmeyen Feministlerin hatırına, camilerde fitne çıkarılmak isteniyor.

Tekrar ediyorum: Mahalle mescitlerinde dahi erkek cemaat üst kata çıkarılmıyor. Büyük camilerin bazıları ikiye ayrılmış durumda. Sebeb, oraların Cuma namazı için kadınlara ayrılmış olması. Oysa kadınlardan Cuma namazına gelen yok. Üst katlar ve ayrılan bölümler bomboş duruyor. Erkek cemaat dışarıda soğukta perişan bir hâlde namazlarını kılmaya çalışıyor. Kılınan bu namazda da ihlâs filan kalmıyor.

Fitnenin girmediği tek yer camilerdi. Şimdi camilerde de huzur kalmadı. Müftülükler bu konuda bir şey yapamaz. Zira emir devletten geliyor. Sabık Devlet Bakanı Mehmet Aydın döneminden beri devam eden uygulamanın merkezinde modern tahrifçi ekolü var. Bu ekolün neresi olduğu da cümlenin malumu.

AB Bakanlığı işin içinde. Devlete emri veren de AB’den başkası değil. Diyanet ve müftülükler de emre amade bekliyor. Hayır paraları ile lüks otellerde basın toplantıları düzenleyen, camilerde toplanan paralarla makam arabalarının yakıt paraları karşılanan müftüler ne yapabilir ki! Kendileri o çarkın içine girmiş bir kere…

Müslümanlar kendi mescitlerini mi oluşturmalı yoksa?

Diyanetin gidişi hayra alamet değil. Benden söylemesi. Hükümetin Diyanet konusunda yaptığı tek hayırlı iş, imamların maaşlarını yükseltmek oldu. Yoksa merkezî ezan sistemi aynen devam ediyor. Camilerin mahallelinin hizmetine verileceği, mabetlerin tarihsel misyonlarına geri döneceği konusu tamamen teoriden ibaret kaldı.

Diyanet ne kadar rejimin temsilcisi olsa, ibtida gizli ajanda sahibi olarak tesis edilse bile yine de Müslümanların göz ardı etmemesi gereken bir kurum. Tabii ıslah edilmesi şartıyla.

2010’da otuz yıldır beklenen Diyanet teşkilat yasası yürürlüğe girdi ama değişim müspet mânâda olmadı. Akılda kalanlar, Sayın Başkanın Patriği ziyaret etmesi, televizyonlarda sıklıkla arzıendam etmesi bir de Yargıtayın Cemevleri ile ilgili olarak sorduğu soruya kurumun yanıt vermesi oldu, o kadar.

Müftülerin halkla bir olma adına yaptıkları şey, siyasîlerin yoğun olarak katıldıkları temel atma ve açılış törenlerinde kurdele kesmekten öteye gidemedi. Bugün Diyanet hangi esaslı probleme çözüm getirdi. Halkın hangi yarasına merhem oldu?

Burada Feminist (kadın ırkçısı) olan ve dindarlığı da bırakmak istemeyenlere şunu söylemek istiyorum: Kadınların dindarı; aile kuran, ailesinin yıkılmaması için çalışan ve çocuklarını İslam’a göre yetiştirendir. Bunları yapmayıp da Feminist olmayı tercih edenlere diyeceğim şey sadece şudur: Allah bu milleti Feministlerin şerrinden korusun!.

SAHTE PEYGAMBER EYLEME GEÇTİ

Pek çok insanın haberi olmadı. Ocak ayı içinde Türkiye’nin pek çok şehrinde hatta ilçe ve kasabalarında eş zamanlı olarak tek merkezden idare edilen birçok program düzenlendi.

Temel teması sözde tasavvuf olan bu programları, kurdukları paravan dernekler ile sahte peygamberin müritleri gerçekleştirdi. Bu yıl onların eylem yılı.

ABD’de bulunan İskender Evrenosoğlu müritleri aracılığıyla Türkiye’de dernekler kurdurmaya başladı. Bunların merkezinde Bursa’daki Tasavvuf Derneği var. Aynı şekilde Konya Tasavvuf Derneği de bu misyonla kurulmuş.

Bursa’da bulunan Tasavvuf Derneği birçok şehirde konferanslar tertip etmiş. Bu programlarda İskender Evrenosoğlu telekonferans yöntemi ile konuşma yapıyormuş. Eş zamanlı olarak Türkiye’nin birçok yerinde program tertip etmişler. Mesela Siirt Kurtalan’daki programı vatandaşlar protesto etmiş. Konya’da Konevi Kültür Merkezinde ise sorunsuz program yapmışlar. Milletin zihnini bulandıracak bu tür programlara belediyelerimizin salon tahsis etmeleri hayra alamet değil.

Peygamberlik (resullük) iddiasıyla ortaya çıkan bu kişi ABD’de yaşıyor. Fakat Türkiye’deki faaliyetleri daha organizeli ve legal bir şekilde hızla devam ediyor.

Burada Diyanet İşleri Başkanlığına iş düşüyor. Fakat Diyanetin, Feminist ve modernist tahrifçilere yaranma manevralarından dolayı bu tür önemli işlere fırsat bulacağını sanmıyorum.

 

Mustafa Durdu

 

http://www.habervaktim.com/yazar/57505/camiler-erkeklere-yasaklanacak.html

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hanımlar! Asli vazifenize dönün

 

 

Biliyorum, bu beyanlarımızı marjinal bazı kesimler sindiremeyecek, bundan dolayı da feveran edecekler. Olsun varsın, bizim vazifemiz hakikatları gizlemeksizin duyurmaktır. Yaptığımız budur.

 

Allah (C.C.) kadın ve erkekleri farklı özelliklerde ve özelde de farklı vazifelerle görevlendirmiştir. Mesela çocuğu kadın doğurur; rızkını temin etme görevi de erkeğindir. Böyle olunca kadının vazifesi çocuğunun anası, kocasının da karısı/eşi olmasıdır. Bu vazifeyi ikinci plana atan her kadın helak olmaya mahkum olmuştur.

 

Bir kadın:

 

• Evin yerine sokağı;

 

• Mutfağı yerine büroyu;

 

• Anneliğin yerine sekreterliği;

 

• Mahremiyetin yerine teşhiri tercih ediyorsa, böyle bir kadın normal bir hatun değildir. Kişiliğini örtüp, dişiliğini ön plana çıkarmıştır. Fıtratından uzaklaşan kadın erkekleşir. Erkekleşen kadın toplumu helak eder, ediyor da.

 

Çağımızda kadın;

 

a- Ya elinden tutanı bulunmadığından;

 

b- Veya kocasının getirdikleriyle yetinmeyen bir açgözlü olduğu için çalışmaktadır. Bu sınıfa girenler nefislerine tapınanlardır.

 

Kadınlar konfeksiyonlarda, marketlerde, bilmem ne işyerlerinde çalışmak için değil ana olması için yaratılmışlardır.

 

Kadın, çalışma hayatına çekilince;

 

• Tüketim hızlandı;

 

• Moda yaygınlaştı;

 

• Tesettürsüzlük çoğaldı;

 

• Kozmetikler moda oldu;

 

• Kreşler-yuvalar çoğaldı;

 

• İslah evlerinin sayısı arttı;

 

• Hapishaneler her yıl katlanarak çoğaldı;

 

• Hastaneler, akıl hastaneleri önünde kuyruklar oluştu;

 

• Eşler arasında iletişimler bozuldu;

 

• Kadının yapısında bozulmalar devamlı artıyor oldu.

 

Bu olumsuzluklardan dolayı diyoruz ki:

 

Yaratan’ın yaptığı vazife taksiminde, vücut teşekkülü ve ruh muhtevası bakımından taşıdığı özellikler sebebiyle, kadına 4 büyük vazife verilmiştir ki, bunlarda kendisiyle kimse rekabet edemez:

 

1- Hamile olmak;

 

2- Doğum yapmak;

 

3- Çocuk emzirmek;

 

4- Terbiye etmek.

 

Bu vazifeleri yapmanız için hanımlar dışarıda yıpranmayın. Lütfen asli vazifelerinizin başına dönün.

 

Mevlüt Özcan/Milli Gazete

 

http://www.habervakt...nize-donun.html

 

Hiçbir şekilde rahatsız etmedi. Acaba okulu da mı bıraksam ,alın oturtun hanımları :yes: Beyler bu hususta daha hassas. Rabbim kadınlarımıza da şuur nasip etsin. Amin.

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Twitter'da Zehra Yavuz diye feminist islamcı bir abla var. Haber 7'de yazmış zamanında, postalanınca Radikal'de başlamış. Ev hanımlarına ve Türk erkeklerine karşı ayrı özel bir atara sahip. En sonunda o ablaya bu sayfanın linkini kopyalayıp vereceğim. O olacak. Biraz da siz uğraşın.

Share this post


Link to post
Share on other sites

 

Hiçbir şekilde rahatsız etmedi. Acaba okulu da mı bıraksam ,alın oturtun hanımları :yes: Beyler bu hususta daha hassas. Rabbim kadınlarımıza da şuur nasip etsin. Amin.

 

hiç tastik ve tercih etmediğim feminstlik konusu okumak denince birden içimde doğar ve hemen kendimi frenlerim ama tabi kafi olmuyor lakin bu yazıyı okuyuncada aynı sen gibi düşündüm ve kendime şaşırdım acaba neden dedim kendi kendime çünkü bu benim için imkansız gibiydi ve kendimde bulduğum cevapta;

 

''hakikatlerin bu kadar açık ve net olarak önümüze konmasııdır ''diyede bi düşündüm

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bu site bizi asimile ediyor farkında değiliz :)

yaa sonumuz öyle herhalde :shiny: neyse hayırlısı diyelim :yes:

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Aslında bu konunun çok değişik nedenleri var.

Nedenlerden birisi de, bana göre en önemlisi, biz Müslüman ailelerin bu konudaki bakış açısıdır.

Söylediğimi açarsak;

Bizim büyüklerimizle zaman zaman konuştuğunuz zaman, her zaman şu serzenişte bulunduklarını görürsünüz.

"Kızım senin annen çok istemesine rağmen, okuyamadı ama sen öyle olmayacaaksın, elimden geldiğince, bütün imkanlarımı seferber ederek seni okutmaya çalışacağım."

Baştan bu düşünceyle yetiştirilen birisi islami bir eğitim alsa bile, bunu hayatına geçirmesi mümkün değildir.

En başında anne-baba her türlü krediyi sağlamıştır.

Eğitim esnasında, kız sorar "baba-anne bilmem ne tiyatro kursu var, bütün arkadaşlarım gidiyor ben de gitmek istiyorum, lütfen bende gideyim, lütfen lütfen" der.

Baba da kızı okuyacaktır ya, büyük adam olacaktır ya, kızını kırmaz.

Hemen hemen ilkokuldan üniversiteye kadar kızının bütün isteklerini, bir dediğini iki etmemeye çalışır.

Her ne olursa olsun kızı okuyup iş sahibi olacak ya!!!!

Ne demişler, rüzgar eken, fırtına biçer!

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...