Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
Hâcegân

Milleten Habersizler...

Recommended Posts

“Eyvah, Cuma Namazı’na da gidemedik” yakınmaları kulaktan kulağa yayılıp, “ekran”lara yansıyınca, “CHP’nin ekonomi profesörleri”nden Hurşit Güneş, Sky TV’ye çıkıp, “fetva”(!) verdi:

 

“Arkadaşların, Cuma Namazı’na gidememek gibi bir sıkıntıları varsa, kaza etsinler!!!.. Cuma Namazı kaza edilmez diye bir kural yok ki!.. Her namaz gibi, Cuma Namazı da kaza edilebilir!!!”

 

Hasan Karakaya/Akit

 

Halbuki Cuma namazı kaza edilmez…

 

 

 

MHP Genel Başkan Yardımcısı Recai Yıldırım da, Adana’da yayın yapan yerel Akdeniz Televizyonu’nda katıldığı “Hodri Meydan” adlı programda ne demiş biliyor musunuz?..

“MHP’nin barajı geçemeyeceği” yorumlarına tepki gösterip, demiş ki;

“Milliyetçi Hareket Partisi’ni,

Nuh Tufanı bile yıkamaz!”

 

Hasan Karakaya/Akit

 

Bu düpedüz Allah’a isyandır…

 

 

 

Millete yabancı kalmış mon(şer)ler, milleti yönetme sevdasındalar…

 

 

 

Bu da Fatih Altaylı’dan gelsin…

 

Fatih Altaylı öğle namazına dört rekat diyen şüpheli şahıslara sahip çıkarken polislere de "enayi" diyerek yerin dibine sokmaya çalıştı. Fakat kendi sözleriyle bilgisizliğine yenik düştü..

 

F. Altaylı, "Yav kardeşim sen bu kadar mı cahilsin polis efendi! her mezhepte farklı kardeşim. ŞAFİLER DÖRT HANEFİLER BEŞ..." dedi.

 

Habervaktim.com

 

Millete yabancı cahiller…

 

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hasan Karakaya - Yeni Akit

2011-04-26

Feteva-yı Fatihiyye Hazretleri’ne soralım: Öğle Namazı kaç rekât? Atalarımızın, kulaklara “küpe” olacak çok güzel bir sözü vardır. Derler ki; “Biliyorsan konuş ibret alsınlar... Bilmiyorsan sus, adam sansınlar!”

Herhalde farkındasınız;

Son günlerde, bilen de konuşuyor, bilmeyen de... Ağzı olan herkes konuşuyor... Tabiî, hiç kimsenin ağzı “torba” değil ki, büzesin!..

Kimileri “ekran”lara çıkıp “ahkâm” kesiyor, kimileri de “köşe”lerinde!..

“Fetva”(!) veren verene!..

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu gibiler, “tam da Cuma Namazı saati”nde “bildirge” açıklıyor, bir “ekonomi profesörü” olan CHP’li Hurşit Güneş gibiler ise “dinin emirleri”nden bihaber olmalı ki, “N’oolacak canım” havasında “fetva”(!) veriyor:

“Cuma Namazı’nı kılamayanlar, kaza ediversin!!.. Cuma Namazı kaza edilemez değil ki!.. Her namaz gibi, Cuma Namazı da kaza edilir!!!”

Bu arkadaşa biri hatırlatmalı;

Biliyorsan konuş, “ibret” alsınlar,

Bilmiyorsan sus, “adam” sansınlar!..

ALTAYLI’NIN REYTİNGİ DÜŞTÜ MÜ?

“Adam” dedim de, aklıma geldi...

Hani, her köşe yazısının altında; “Ne Zaman Adam Oluruz?” diye sorup, cümle aleme “talkın” veren Fatih Altaylı var ya, galiba o da “fetva(!) modası”na uymuş!..

Olayı anlatmaya geçmeden önce; bir hususu özellikle açıklamak istiyorum...

Fatih Altaylı, son günlerde “yeni bir moda” başlattı... Eskiden beri sunduğu “Teke Tek”lerde kendisi sorar, “konuk”ları cevap verirdi...

Bu format, yıllar boyu devam etti...

Ama son günlerde;

Altaylı, “soru soran” olmaktan çıktı, “soru cevaplayan” oldu... Habertürk’ten Didem Arslan Yılmaz adlı bir bayan, soruyor Fatih Altaylı’ya, o da, “Benim adım Fatih!.. Ben, her şeyi bilirim” edalarında “gündemi yorumluyor!”

Al takke, ver külah!..

Hayır, “format değişikliği”ne hiçbir sözüm yok!.. O, Turgay Ciner’in problemi... Fatih Altaylı da onun sağ kolu!..

İster “soru” sordurtur!..

İster “yorum” yaptırtır!..

“Televizyon” da onun,

“Para” da!..

Ama; ya “Altaylı’nın performansı”nda bir düşme olmuş, ya da “ekran yüzü” eskimeye başlamış olmalı ki, eskisi kadar “reyting” alamıyor gibime geliyor... Belki de, “format değişikliği” bu yüzden!..

Nereden mi biliyorum?..

Geçtiğimiz Perşembe akşamı, Didem Hanım’la karşılıklı oturup, yine olayları yorumlamış Altaylı...

İşin garibi, Cuma akşamı da o programın “tekrarı” yayınlanmış!..

Ne yalan söyleyeyim;

“Ben” seyretmedim!..

“Bizim kesim”den de hiç seyreden olmamış ki, kırdığı “pot”tan, devirdiği “çam”dan, verdiği “fetva”(!)dan hiç kimsenin haberi olmamış!.. Hem de, program “iki defa” yayınlandığı halde!..

Pardon, pardon;

“1 kişi” seyretmiş...

O okurum da, telefon etti;

“Bugün yazarsın, yarın yazarsın diye 3 gün bekledim... Baktım ki yazmıyorsun, herhalde gözünden kaçtı diye düşündüm... Bu malzemeyi nasıl kaçırırsın abi?..”

Sonra, olayı anlattı...

Efendim, olay şu:

Hani, BDP’nin kışkırttığı insanlar Diyarbakır ve Van’da “Vur-Kır-Yak”lı gösteriler yapmışlardı da, Van’da “polisten kaçan” göstericilerden bazıları “cami”ye sığınmışlardı ya, etraflarını kuşatan polis, onların “kaçmak” için mi, “namaz” kılmak için mi camiye girdiklerini anlamak için “Öğle namazı kaç rekât?” diye sormuş, bilemeyenleri “gözaltı”na almıştı ya; eski “sorgucu”, yeni “yorumlayıcı” Altaylı, işte bu olayı yorumlamış!..

MEZHEBE GÖRE DEĞİŞİRMİŞ!

Telefon eden “bir tek okurum”un uyarısı üzerine “programın kasedi”ni buldurdum ve Altaylı’nın “fetva”(!)sını kendi kulaklarımla duydum.

“Teke Tek’in yeni sunucusu(!)” olan bayan Didem Arslan Yılmaz soruyor Altaylı’ya;

“Polisin Van’daki gösteri sırasında cami çıkışında gösterici olduğunu iddia ettiği kişiye ‘öğle namazı kaç rekât’ sorusuna verilen ‘dörttür’ cevabı, bazı medya organlarında neden yanlış değerlendirildi?”

Altaylı’nın tam “beklediği” soru!..

Tam “uzmanlık” alanı!..

Öyle bir “pas” ki, tam “gol”lük!..

Altaylı’dan böyle bir “fetva” istenir de, vermez mi hiç?.. Kaçın kurrası o...

Ekranından kimler geçti, kimler?..

Yaşar Nuri Öztürk’ler, Zekeriya Beyaz’lar, Bayraktar Bayraklı’lar, Cübbeli Ahmet Hoca’lar!..

Ehh, bu kadar “hoca”dan, herhalde bir “kırıntı” kalmıştır dağarcığında!..

Öyle ya;

Bu kadar “hoca tedrisatı”ndan sonra, “Öğle namazının kaç rekât olduğunu”, o bilmeyecek de kim bilecek?..

Ama önce, “polise çakması” gerekir!..

O da, çakıyor;

“Polisin yaptığı enayilik!.. Orada bir kısım gösterici camiye sığınmış... Orada kim gösterici, kim vakitçi anlamak için, camiden çıkanlara namazın kaç rekât olduğunu soruyor... Yahu polis efendi, sen bu kadar mı cahilsin?!?”

Demek ki, “cahil”miş polis!..

Öyle ya; “cahil”(!) olmasa, “4 rekât” diyeni, “Allah kabul etsin!.. Alın bu arkadaşı” deyip, hiç gözaltına alır mıydı?..

Ben polis olsam; anında “Feteva-yı Fatihiyye Hazretleri”ne telefon açar, sorardım!..

Neyse, hiç kimsenin sormasına gerek kalmadı... Didem Arslan Yılmaz sordu, Fatih Altaylı da anında verdi “fetva”yı:

“Yahu kardeşim, sen bu kadar mı cahilsin polis efendi?..

Her mezhepte farklı kardeşim!!!..

Şafiîler DÖRT,

Hanefîler BEŞ REKÂT kılar!..

Şimdi, camiden çıkan Şafii ise elbette 4 rekât diyecek... Polis, ŞAFİİLİĞİ BİLMİYOR ise, vaayy yanlış diyerek alıp götürecek!..

Şafiî Mezhebinde 4 rekât!..

Hanefî Mezhebi’nde 5 rekât!..

Bunu bilmeyen bir polis, göstericiyi alıp götürecek, olacak iş mi?!?..”

Duydunuz “zil”in, pardon “fetva”nın sesini!..

Müjdeler olsun ey halkım;

Alem-i İslâm, “Feteva-yı Fatihiyye Hazretleri” gibi çağdaş bir “alim” ve “fetvacı”(!)ya daha kavuştu ki, ne kadar sevinsek azdır!..

Görüyorsunuz ya;

“Feteva-yı Fatihiyye Hazretleri”nin fetvasına(!) göre, “namazın rekâtları, mezheplere göre değişiyor”muş!..

Öğle namazı, “Şafii”lere göre “4 rekât”mış, “Hanefi”lere göre ise “5 rekât!”

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

İşin şakası bir yana;

Bu adamlar topluma yön veriyorlar, kitlelere “öncülük” edip, onları yönlendiriyorlar!..

“Ne zaman adam oluruz” bilmem ama, “fetva” vermeye kalkışan bir adam, ilk önce “dinî kitap”lar okumalı, ya da bir bilene sormalı!..

Hadi, diyelim ki; “irtica bulaşır”(!) diye “İlmihal” gibi “dinî kitap”lar okumuyorsunuz, o zaman girin “internet”e ve “namaz rekâtlarının mezheplere göre değişmediğini” öğrenin!..

Bana bak, Fatih Efendi Hazretleri;

Öğle namazı, bütün mezheplerde “10 rekât”tır... Bunun 4’ü “sünnet”, 4’ü “Farz”, 2’si de “son sünnet”tir!..

“Farz” nedir, “sünnet” nedir bilmiyorsan, onu da ayrıca anlatırım... Ama, şimdilik şu kadarını bil: “Namazın rekâtları, bütün mezheplerde aynıdır, hiç değişmez!”

Haa, bazı durumlarda, “sünnet”leri terkedip, “sadece farzları” kılanlar olabilir, o da ayrı mesele!..

Ama, öğren artık!..

Bak, “saçının kılları” ağardı, hâlâ “rekât”ları öğrenemediysen, acırım sana!

“Ne zaman adam oluruz?” biliyor musun; “bilmediğimiz konularda susmasını öğrendiğimiz” zaman!

CAN ATAKLI’NIN POTU!

Bilmem hatırlar mısın;

Vakt-i zamanında, Sabah yazarı Can Ataklı da böyle bir “pot” kırmıştı...

O da, “farz” nedir, “sünnet” nedir, “seferilik” nedir bilmediğinden “Erbakan Hoca ve kurmayları”yla “alay” etmek istemiş ama kendisi “komik” durumlara düşmüştü!..

Yanılmıyorsam, bir Uzakdoğu seyahatinde Erbakan Hoca ve “Refah kurmayları”nın “uçakta akşam namazı” kılmaları, şöyle yazılmıştı Can Ataklı tarafından:

“Akşam namazı 5 rekât olduğu halde, Erbakan ve heyettekiler 3’er rekât kıldılar!”

Gülmüş ve biraz da acımıştım o zamanlar... “Vah zavallılar” demiştim, “Bunlar, seferilikte kılınan namazdan da habersiz. Seferilik durumunda, sadece farz namazların, o da yarısının kılınacağını bile bilmiyorlar!..”

Bereket ki; uçaktaki o namaz, “ikindi namazı”na denk gelmemişti!.. Yoksa, “farzın 2 rekâtı”nı kılıp, selâm verselerdi, herhalde, “Namazı 6 rekât eksik kıldılar!” diye yazardı Ataklı!..

Eee, “cehalet” başa dert!..

Ne diyeceksin?!?

Hatırlıyorum da,

Şimdi “Sabah’ın magazin ilâvesi” olan Günaydın, bir zamanlar “çok satan bir gazete” idi!..

Aklımda yanlış kalmadıysa, bu gazetenin 1981 veya 1982 yılında “M.Mutlu” adlı bir elemanı vardı...

İşte bu eleman;

“Namazın sünnet”ini kılan bir grup vatandaşın fotoğrafını çekip, altına da şöyle yazmıştı:

“Bunlar toplu halde ibadet ediyorlar, ama aralarında uyum yok!”

Şaşkaloz adamın;

“Cemaatle kılınan namaz”daki “uyum”dan haberi var, ama “sünnet”lerin “bireysel” kılındığından haberi yok!..

Yine hatırlıyorum da;

Aynı şaşkoloz, yine aynı yıllarda şöyle bir haber/yorum yazmıştı:

“Kâbe’yi niye Türkiye’ye taşımıyoruz?!? Mukaddes Emanetler’i getirdik de bir şey diyebildiler mi?!? O halde, S.Arabistan’dan da Kâbe’yi getirelim, yine bir şey diyemezler!”

Ne diyeceksin?..

“Cehalet” başa belâ!..

İnsan, cahil olmayagörsün, “saçmalama”da sınır tanımıyor işte!..

Neyse ki; Can Ataklı, hiç olmazsa “namazın rekâtları”nı biliyormuş... Ama, onun da “seferilik” durumundan haberi yok!..

Yine de; Fatih Altaylı’ya nazaran, “ileri”de sayılır.

Çünkü Altaylı;

Bırakın “seferilik” durumunu, “rekât”ları bile bilmiyor!..

İnşaallah, o da öğrenir!..

“Otomobil”lerden fırsat bulabilirse!..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...