Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Mirkusto

Büyük Doğu Fikir Ocaklarından Seçimle İlgili Basın Açıklaması

Recommended Posts

BÜYÜK DOĞU FİKİR OCAKLARI

 

Konu: 2011 Seçimleri ile alakalı basın açıklaması

 

Basına ve Kamuoyuna;

 

12 Haziran 2011 Pazar günü gerçekleştirilecek seçimler öncesi hem kurumsal yapımız olan Büyük Doğu Fikir Ocakları’nın siyasi tercihini hem de siyasi seçimler sonucu oluşacak yapıdan beklentilerimizi dile getirmek gayesi ile bu açıklamayı yapıyoruz.

Seçim arifesinde bulunduğumuz şu günler de, seçime giren on küsur partiyi bizler ikiye ayırıyoruz CHP zihniyeti ve diğerleri.

Bunlardan birincisi yani Cumhuriyet Halk Partisi, Üstadımız Necip Fazıl’ın tabiri ile “Türk Milletinin var olma iradesiyle şahlandığı ve Hak sayesinde kendi kendisiyle ölümü yendiği, maddede kurtulmuş nimeti üzerine devşiren ve bu nimeti güya maddede kurtardığı milleti ruhta batırmak için kullanan imha ocağının adıdır… O bir parti değil, Türk’e dinini, dilini ve özünü kaybettirmeye memur, manevi bir katliam müessesesidir.”

CHP’yi bu şekilde tarif eden Üstadımızın, tarifinden bugüne CHP’de değişen hiçbir şey olmamıştır. CHP yine İslam düşmanlığının adresi olarak görülmekte, Anadolu topraklarını manasızlaştırmak için çaba gösteren her türlü faaliyetin içinde boy göstermektedir. CHP, kuruluş gayesi ve parti programı Anadolu halkının hiçbir değeri ile uyuşmayan, bulunduğu her ortam da İslam dinine ve ahlaki değerlerimize saldırmayı kendisine ilke edinmiş, halk partisi ismiyle halk düşmanlığı yapmanın adı olarak zihnimize kazınmıştır. CHP zihniyetinin akıllarda kalan faaliyetleri; Ayasofya’nın kapatılması, Dersim Katliamı, Türkçe Ezan, açlık ve sefalet, buhran ve bunalım, baskı ve faşizm, komünizm, eşitsizlik, haksızlık, zulüm, halkı hor görme fiillerinde yerleşik Müslüman milletimizin idrakinin iğdiş edilmesi.

Bugün CHP’ye oy verme sebebini, Ezanın yüksek sesle okunmasına, sokaklarda başörtülü insanların çokluğuna, Anadolu’nun Muhafazakârlaşmasına bağlayan bir kitle türemiştir. Anadolu Milletinin gelenek ve görenekleri ile ahlaki değerleri ile alakası olmayan batıcı bir medeniyetin inşası ve ihyası yolunda bu parti adres gösterilmektedir. Ve yine sürekli mevcut iktidarı Amerikancı diyerek suçlayan bu parti, seçim beyannamesinde “halktaki Amerikan karşıtlığını giderme” vaadinde bulunan tek partidir.

Müslüman Türk’ün ruh köküne musallat, her sahada Küfür ve delalet ocağı Cumhuriyet Halk Partisi’nin, Müslüman milletimiz tarafından, Anadolu topraklarından ve siyaset arenasından derhal silinmesi, ülkemizdeki birçok facianın ortadan kalkmasını sağlayacak en büyük girişim olacaktır. Varlığını ruh ve mana kökümüze saldırıda bulan bu zihniyet, yokluğunu da Müslüman Türk milletimizin iradesinde bulacaktır. Anadolu’yu buhran ve bunalıma sürükleyen bu zihniyet yaptıklarını 10 yıl ara vererek unutturup, tekrar gün yüzüne çıkmaktadır. İşte böyle bir ortam da yani CHP zihniyetinin Anadolu’ya yaptıklarının unutturulmaya çalışıldığı bir süreçte seçimlere giriyoruz. Bizler Büyük Doğu Fikir Ocakları olarak Müslüman Milletimizi bu büyük tehlikeye karşı uyarıyoruz. İstiklal Mahkemelerinde asılan binlerce Müslüman’ın, Dersimde katledilen binlerce mazlumun, 80 olaylarında şehit edilen 5000 Ülkücünün kanı hala bu zihniyetin üzerindedir.

İşte bu sebepten ötürü Milliyetçi, Muhafazakâr, Mukaddesatçı, Müslüman Türk Milleti’nin CHP zihniyetine teveccühü veya oy vermesi mevzu bahis olamaz.

Müslüman Türk Milletinin Ruh köküne karşı saldırıyı kendisine ilke edinen CHP gibi, Müslüman Kürt halkının Ruh köküne karşı saldırıyı kendisine ilke edinen ve sözde Kürt halkının temsilcisi gibi görünen Barış ve Demokrasi Partisi de bizim nazarımızda CHP ile aynı misyonu temsil etmektedir. Müslüman Kürt Halkının iradesini, seçime girmediği illerde CHP’ye transfer eden bu zihniyet kendini ele vermektedir. Her ikisi de, İslam düşmanlığında buluşmuş aynı zihniyetin iki farklı fraksiyonudur. BDP’liler, Doğu Anadolu illerinde, İmam Hatip Liselerine ve öğrenci pansiyonlarına saldırıp Kürt halkına zarar vererek sözde Kürt halkının mücadelesini sürdürdüğü iddiasında bulunmaktadırlar. Aynen eşdeğer partisi olan CHP gibi, halk düşmanlığı ile halkçılık yaptıklarını zannetmektedirler.

İnsanımızın bağlı bulunduğu ruh kökünün bir gereği olarak, iradesinin tecelli edemeyeceği/ etmemesi gereken nefret kutbunun iki zeminini bu şekilde işaretlerken, bunlar değilse hangisi sorusuna vereceğimiz cevaba gelince.

CHP zihniyetinin dışındaki partiler bir çokluk vehmettirseler bile millet nezdinde daima CHP zihniyetinin karşısında olan bir tek parti şeklinde kabul edilmiş ve isimleri değişse de daima biri diğerinin devamı olarak kabul görmüştür. Milletin bu anlayışından görülebileceği gibi milletimiz, CHP altı ok rejimini yıpratacak, hareketsiz ve çaresiz bırakacak hamle ve ruhu hangi partiden ümid ettiyse ona yönelmiş ve tavrını kesintisiz bir biçimde ümidine eş bir şekilde sürdürmüştür. Bugün açığa çıkan bin bir türlü entrikaların, her türlü darbe, parti kapatma, sindirme ve susturma faaliyetlerinin milletin bir türlü ele gelmez, cebren batı dünyası eliyle kabul ettirilmiş demokratik (!) rejim şartlarında büsbütün bertaraf edilemez, milletin İSLAM bağlılığından kopmayı red etmek muhtevalı bu tavrından doğduğunu özellikle CHP zihniyeti dışında olduğunu vehmettiren partilerin güdücülerinin görmesi gerekir. Yani görülmesi ve anlaşılması gereken şudur; CHP altı ok rejimi İSLAM karşıtı olduğu için demokratik rejime tahammül edememektedir. Demokratik rejim -yani diğer partiler- milletin İslam iradesinin tezahür zemini olabildiğince her türlü yolla bertaraf edilmesi gerekendir. Aksine bu böyle olmasa CHP altı ok rejiminin demokrasiyle bir meselesi yoktur!..Sonuçta temel mesele demokrasi mi yoksa askeri rejim mi meselesi değildir!!!. Mesele Müslüman ANADOLU'nun tarihî İslamî misyonuna yepyeni bir devlet nizamıyla tekrar dönmesinin yolunun açılıp açılamayacağı meselesidir.

Çok partili rejime, soğuk savaş döneminin zoruyla dâhil olmaya icbar edilmiş Türkiye'nin o günden açılmış bu iki kutuplu temel siyasî manzarası, milletin değişmez iradesinin zoruyla CHP karşıtı hükümetlerin devlet kurumları içine işlemiş CHP genleriyle oynamasına kadar vardırılabilmiş fakat nihaî sonucu alıcı hamleyi henüz görebilmiş değildir. Bunda başlıca amil, CHP karşıtı tutumun liderliğini ele alabilmiş partilerin bu temel meselenin idrakinden yoksun, basiretsiz ve korkak tavırlarıdır. Buna rağmen millet CHP altı ok rejimine karşı daha köklü bir tavır almakla iltifatını kazanabileceğini gösterdiği diğer partileri o günden bugüne zorlamanın imkânını kullanmış ve bugün ki mevziisini elde edebilmiştir. Yani millet batının kendi iç zorunun gereği olarak açtığı demokrasi çığırını, İslam hasretini temelli dindirmenin aracı olarak kullanmak istemiştir.

Esas mesele ve manzara böyle iken.. 80 yıllık millet muhalefeti altında bugün çözülen ve zincirlerinden boşalan CHP altı ok rejiminin bu manzarası karşısında, sanki millet diktaya karşı sivil irade, demokrasi ve hatta ileri demokrasi istermiş gibi bir vaziyette resmedilmek istenmektedir. Çünkü Demokrat Parti'den bugün AK Parti'ye uzanan çizgisiyle istisnasız bütün diğer partiler nihaî darbeyi millet adına vurmak cesaret ve ferasetinden uzak olduklarından, milletin bu 150 yıllık iman öfkesini istismar etmek ve boyuna bu madeni işletmek tezgâhının ancak ileri demokrasi yaveleriyle meşrulaştırılabileceğini bilmektedirler. CHP altı ok zihniyetinin, İslam dışı her türlü rejime göz kırpmaya hazır ESAS kimliği dikkate alındığında, doğrudan iktidar olamamaktan kaynaklanan mızmızlanmalarının perdelediği memnuniyeti açıkça görünmektedir.

12 Haziran Seçimleri bu tasvir içinde anlaşılacağı üzere, demokratik rejim imkânları eliyle milletin CHP altı ok rejimini geriletebileceği, diğer partilerin de daha ötesini vaad edemeyecekleri nihai bir noktada gerçekleşecektir.

Öyle ise; Milletimize ilan ederiz ki, bu nokta artık batı eliyle açılmış demokratik particilik üzerinden bugüne kadar yürütülmüş bulunan tarihî kutuplaşmanın millet lehine bir karış bile ilerletilmesinin mümkün olamayacağının anlaşılacağı tarihî bir yeni dönemin kapısını aralayacaktır. Bu yeni dönem seçim mantığını aşmasını ihtar eden sonuçlarıyla milletimizi tarihî hesaplaşmanın kapısının önüne getirecektir. Uyarıyoruz ve gereğine hazırlanması için tüm mukaddesatçıları ve mazlûmlarıyla milletimizi gereklerine davet ediyoruz. Ve diyoruz ki;

Doğsun Büyük Doğu Bizden Doğarak!..

Ülkenin her alanda ve her manada kurtuluşunu mukaddesatçıların birleşmesinde gören ve bu birleşme zeminin temini gayesine bağlı olarak kurulmuş teşkilatımızdan, mukaddesatçı kesimin teveccüh gösterdiği herhangi bir partiden yana tavır alması, herhangi bir partinin isim olarak işaret edilmesi beklenmemelidir.

İdeale bağlı siyaset anlayışımız gereği, devleti sermayenin organizasyonundan ibaret sayan ve bütün bir anlayışı ihtiva etmekten uzak partilerde iktidar ruhunu ortaya koyacak aksiyon halini görmüyoruz.

Bu durum karşısında toprak seviyeli bu siyasetten beklentimiz ise, mukaddesatçıların, oy vermek kaygısından ziyade, “oy vermenin iktidara katılıcı aksiyon şartlarının temini” noktasında kafa yormaları ve oluşa giden yolda her daim bu halin idrakinde olmaları zaruretidir.

Zaman “Allahın nurunu tamamlayacağı” noktaya doğru akmaktadır.

Bu manada bağlı bulunduğumuz Büyük Doğu fikrinin ana ölçüsü bellidir “Pazarlıksız İslam… Allah ve Resulü… Gerisi topyekûn batıl”. Allah’ı ve resulünü bilmeyen zihniyetler nefret kutbumuzdur. Ve Üstad Necip Fazıl’ın, partiler ve bizim tavrımızla ilgili tabiri “Şahadet kelimesini getirecek, ondan başka bir âlem ve âlemin Eskimolara kadar şamil mimari ve aksiyonunu benimseyecek parti her kimse, neyse ve neredeyse biz onun beraberindeyiz”.

12 Haziran seçimlerinde ortaya çıkacak neticenin başta Anadolu’da yerleşik Müslüman Milletimiz olmak üzere Türk-İslam âlemi hakkında hayırlara ve İslam’ın cihan hâkimiyetine vesile olmasını yüce Allah’tan diliyoruz.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Zaman “Allahın nurunu tamamlayacağı” noktaya doğru akmaktadır.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bu noktada Üstadı doğru anladıklarını söylemeliyim...Ama genel manada bakıldığında yanlış düşünceleri de var...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bu noktada Üstadı doğru anladıklarını söylemeliyim...Ama genel manada bakıldığında yanlış düşünceleri de var...

 

Buyur kalem senin..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bir dakika ben birşey anlamadım, anlamadım bir şey ben. Tamam baştan neredeyse son paragrafa kadar CHP'yi yerin dibini sokup sokup çıkarmışsınız da; neticede işaret edilecek bir partinin var olmadığını, ya da işaret edilmemesi gerektiğini dile getirmişsiniz. Gayet kallavi;

 

Doğsun Büyük Doğu Bizden Doğarak! E tamam bunu da öpüp başa koyarız da şimdi yani Allah ve Resulü'nden gayrısı batıl ise, yani bir de kafamızdaki ideal parti gelene kadar biz gözlerimizi yollara dikip bekleyeceksek; seçmen kağıtları koleksiyonu mu yapalım şimdi? Ya hu ben mi düşük voltla çalışıyorum, ya da Üstad'a yeretince vakıf değilim /ki evet toyum/ ama bu seçim mevzusunda ben soru işaretleri ile boğuşuyorum. Vermeyelim mi oy falan kıymetli derneğim, sayın ocağım Büyük Doğu? Deyiniz.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Buyur kalem senin..

 

Kalem beyni fikir tutan herkesindir kardeşim. Kısaca şunu özetleyeyim. Necip Fazıl Kısakürek beni ben yapan en önmli isimlerdendir. Üstadı ben şöyle değerlendiriyorum ve değerlendirmemiz gerektiği kanaatindeydim. Üstad mürşit değildi o da bağlı olduğu ocağın müridiydi. Bu sebeple bütün fikri doğrudur, sözleri doğrudur, yazdıkları doğrudur, yaşantısı doğrudur şeklinde bir düşünce dediğim gibi bana göre doğru değildir. İnsanı bir yere kadar götürür bir yerden sonra da şarampole yuvarlar Allah muhafaza. Üstad tam bir mücahiddi, küfre karşı kükremiş bir aslandı, herkesin sustuğu devirde o İslam dedi, Allah razı olsun.

 

Bir de Üstadın fikriyatını devam ettirme iddiasındaki kimseler arasında şu düşünce mühim bir yere sahip. İntihar saldırıları ve İslamın müsaade etmediği şekliyle bir cihat anlayışını benimsemeleridir. Bu fikrin önderlerini de mücahid olarak görmeleridir. Benim söylemek istediklerim bunlardır...

Share this post


Link to post
Share on other sites

"Bu seçim Ak partiye verilsin, ondan sonra kim nereye veriyorsa versin!"

Ben böyle bir açıklama beklerdim. Yeni anayasa fırsatı meselesinin ehemmiyetini, kıl payı kaçırdıktan sonra anlayacağız herhalde.. Ne bu kayıtsızlık bilmem ki!

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...