Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
HİÇ

Bu Da Türk Sarkozy...

Recommended Posts

Türkiye, “soykırım yoktur” demeyi bile suç saymaya hazırlan Fransa'ya karşı ayağa kalkarken, Milliyet Yazarı Can Dündar, 1915 olaylarını “kanlı bir kıyım” olarak değerlendirdi.

 

 

Dündar, bu tartışmada “vicdan”ın eksik olduğunu ileri sürerken “Yüz binlerce insanın öldüğü kanlı bir kıyımdan söz ediyoruz” diye yazdı.

Türkiye'nin “Arşivleri açalım, tarihçilerden komisyon kuralım, onlar neyin ne olduğunu ortaya koysun” teklifini ve bu teklifin reddedildiğini görmezden gelen Milliyet Yazarı'nın, Ermeni Diasporası'nın tezlerini andıran yazısı şöyle:

“Bu tartışmada eksik olan şey, vicdan...

Yüz binlerce insanın öldüğü kanlı bir kıyımdan söz ediyoruz.

Sen kendine bak”, “Kabul edersem toprak isterler” vs. lafları, en azından 1915'te ölenlerin anısına saygısızlık...

Çareyi dışarıda değil, içeride aramalıyız.

Türkiye, artık tarihin aynasına bakıp mazisindeki bu kara sayfayı açmak, gerçeği vicdanıyla bulmak zorunda...

Bunu ne “Soykırım vardır” diyeni taşlayanlar yapabilir, ne de “Soykırım yoktur” diyeni cezalandıranlar...

Hele elinde 20. yüzyıldaki günahlarının kanı bulunan Fransa ve Libya'daki ikiyüzlülüğü tescilli Sarkozy hiç yapamaz.

Kimse de “vardır-yoktur” deme hakkımızı elimizden alamaz.

Sorun, bizim sorunumuz.

1915'te ne yaşandığını gerçekten biliyor muyuz?

Bunu okullarda okutup özgürce tartışabiliyor muyuz?

Yaşananlardan dolayı samimiyetle üzüntü duyuyor muyuz?

Ölenlerin acısını, kalanların yasını paylaşıyor muyuz?

Onlar anısına bir anıt dikebiliyor muyuz?

Önemli olan budur.

Asırlık bir kini, ancak böyle bir kardeşlik dili söndürebilir.

Hükümetlerin ruhsuz dili çok konuştu; sonuç daha kötü...

Şimdi vicdanların konuşma zamanı...”

 

Habervaktim.com

Share this post


Link to post
Share on other sites

Can Dündar'ı pek sevmem. Yazılarını da çoğu zaman sert şekilde çevremde eleştririm. Eleştririken önce yazıyı sonra yazarı eleştirmekte fayda vardır. Bu yazıda eleştirilecek birşey göremiyorum ben. Yaşanmış bir şeyler var. Yaşananların adının ne olması gerektiğine biz ve Ermeniler karar vermeli. Bunun için her iki taraf da adım atmalı.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sayın Dervish, evet yaşanmışlıklar var? Ama hakikatın boyutunu anlaşılan anlayamayangillerdensiniz. Evet bir kıyım vardı lakin kime? Yıllardır sürelehen sözde ermeni soykırımı bilakis Türk'e uygulanmıştır. İyi araştırın iyi okuyun, yabancı birliklerden gelip bizzat ölü sayımı yapılmış Türklerin öl sayısı daha fazla çıkmıştır. Adamın adını unuttum şimdi. Bir heyetin geleceğini haber alan ermeni olancak kafirler mezarlardan ölü adamı çıkarıp sayıma katmış ve hatat hastalıktan öleni dahi Türk'ün katlinden göstermiştir. Bu soysuzluktur. Sarkozy af buyurun öküzünün Türk düşmanlığı zaten oldum olası biliniyor. Türk bayrağının bile semalarında dalgalanmasından nefret duyan bir uyuz köpektir o! Ne zaman siyasi başarısızlığa yakalansa ya sözde Ermeni soykırımını ele alıp oy toplama kampına giriyorlar. Bunlar tarihten zerre idraki olmayan uzun kafalar. Kalkıp da malesef bizim içimizden de onların yandaşlarının çıkması acı bir çerçevedir.

 

Gazetede'de okudum sözde Ermeni soykırımını reddedenlere hukuku işlem uygulanacakmış yok Memmet ağanın bıyığı.. N'oluyoruz siz kimsiniz yahu?! Bu bildiğin yaptırım, uluslararası sahada Türkiye'nin yükselen statüsünü (akıllarınca) baltalamaktır.

 

Evet bir kan dökme söz konusudur, ama bizim keyfi halimizden kaynaklanan bir durum söz konusu değildir. Millet-i Sadıka olarak anılan Ermeni'nin sonradan neden birden yeryüzünden kaldırılması planlansız? Zorunun adı ne demezler mi adama? Ne zaman ki yabancı gavurlar kanlarına girdi, ne zaman ki kendilerine has toprakları olsun diye yıllardır ekmek yediği tasa tükürdüler o zaman karşılıklı bir katl başladı. Ve dediğim gibi mezardaki ölülerini bile tabiri cazise tekrar öldüren adam bunlar. Rica ederim iyi bilgi doğru tahlil.

 

Erdoğan'dan Sarkozy'ye mektup

 

16 Aralık 2011 Cuma / Saat 17:56

 

Başbakan Erdoğan, "1915 Ermeni soykırımını reddetmeyi suç kabul eden" yasa tasarısının Fransa parlamentosuna gelmesiyle ilgili olarak Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'ye bir mektup gönderdi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'ye, "1915 Ermeni soykırımını reddetmeyi suç kabul eden" yasa tasarısının Fransa parlamentosuna gelmesiyle ilgili olarak bir mektup gönderdi.

"Sonuçları vahim olacağı gibi sorumluluğu da girişim sahiplerine ait olacaktır"

Erdoğan, Fransa'da, 1915 Ermeni soykırımını reddetmeyi suç kabul eden yasa teklifiyle ilgili sürecin Türkiye tarafından dikkatle izlendiğini de hatırlattığı mektubunda, "Bu tür adımların ileri noktalara varmasının, Türkiye ile Fransa arasındaki siyasi, ekonomik, kültürel tüm alanlardaki çok yönlü ilişkileri bakımından sonuçları vahim olacağı gibi sorumluluğu da girişim sahiplerine ait olacaktır" uyarısına yer verdi.

Fransa'da Türkiye karşıtı girişimlerin olduğunu söyleyen Erdoğan, Sarkozy'nin daha önce yaptığı görüşmede, 2006 yılında Fransa Ulusal Meclisi'nde kabul edilen yasa teklifini Senato'ya götürmek gibi bir niyeti olmadığını, olayları daha vahim hale getirmek istemediğini söylediğini dile getirdi.

Başbakan Erdoğan, bu hususun Sarkozy ile birlikte kurduğu, üst düzeyde görüşmeler yapan "Özel Temsilciler" mekanizması tarafından da teyid edildiğini belirtti.

"Yasa teklifi Türkiye'yi, Türk ulusunu ve Fransa'da yaşayan Türk toplumunu hedef almakta"

Yeni girişimin kendilerini hayrete düşürdüğünü söyleyen Başbakan Erdoğan, mektupta şöyle dedi: "Söz konusu yasa teklifinin yasalaşması yönündeki çalışmaları dikkatle izlediğimizi bilmenizi isterim. Bu yasa teklifi Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni, Türk ulusunu ve Fransa'da yaşayan Türk toplumunu doğrudan hedef almakta ve hasmane bulunmaktadır. Bu noktada açıkça ifade etmek istiyorum ki bu tür adımların ileri noktalara varmasının Türkiye ile Fransa arasındaki siyasi, ekonomik, kültürel tüm alanlardaki çok yönlü ilişkileri bakımından sonuçları vahim olacağı gibi sorumluluğu da girişim sahiplerine ait olacaktır. Dönemsel ve sürekli olarak karşımıza çıkarılan ve her defasında ilişkilerimizi yaralayan inkarcılık konulu yasa tekliflerinin, düşünce ve ifade özgürlüğünü de ihlal ettiği gibi Fransa'nın savunduğu ilkelerle çeliştiğini düşünüyorum. Böyle bir yasanın kabulü, Ermeni meselesine farklı perspektiften bakan kişilerin ifade özgürlüğünün ciddi şekilde kısıtlanmasına yol açacaktır. Ayrıca bu nitelikte girişimlerin, Türkiye ve Ermenistan arasında tarihe ilişkin ihtilafın diyalog yoluyla görüşülmesine de yapıcı bir katkıda bulunmadığı gibi aksine gerçekliğin ortaya çıkmasına engel oluşturduğunu düşünüyorum."

"Türkiye-Fransa ilişkileri üçüncü tarafların taleplerine tutsak edilmemeli"

Mektupta Başbakan Erdoğan'ın, "Artık Türkiye-Fransa ilişkileri üçüncü tarafların taleplerine tutsak edilmemelidir. Bu konu hassastır, ciddidir. Sağduyunun siyasi hesaplara üstün gelmesi önemlidir. Tüm bu nedenler ışığında, bu tür mevzuat çalışmalarının sonuçlandırılmayacağı yönünde verdiğiniz sözü tutacağınızı ve telafisi mümkün olmayacak adımların atılmasını engelleyeceğinizi samimiyetle umuyorum" ifadelerini de kullandığı kaydedildi.

 

Kaynak: AA

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

İnkılap hocamın çok yerinde bir tetkikini paylaşmak istiyorum:

 

Sen kalkıp bir başbakan olarak vakti zamanında milletini katlettiğini itiraf edersen, vesikaları tarihçi perspektifine sunmadan gösterir faş edersen, Fransa da kalkar Ermenilere soykırım uyguladığını iddia eder.

 

 

Adam haklı. Bu hal elbet kuru politika girişimi ama biz bir devlet olarak kendi tarihimizde, müslümanlara bir katl uyguladıysak (başta hangirejim ya da hangi ideolojik ayrım olursa olsun) elin Fransızı da bir kaç vesika gösterir, belge uydurur ve bizden de sizin katledici, soykırımcı ruhunuza tasdik diye uluslararası sahada tabiri caizse madara eder.

 

Kabullenem ki muhalefeti rencide etmek adına, halkıyla yıllardır süren küslüğü izale etmek adına uygulanan o metod beynelmilel sahada ayakbağımız, çirkin ördek yavrumuz olmuştur.

 

Buradan da ikazımızı yapıyoruz, lütfen Sarkozy telefona bak, Sarkozy telefonu aç, Sarkozy seninle konuşmalıyız!

 

Abdullah Gül arıyor arıyor ama zati alilelerine ulaşamıyormuş.

 

Kaypak herif!

Share this post


Link to post
Share on other sites

@ekbem

 

Kardeşim yazdığımı iyi oku istersen. Can Dündar'a bu başlıkta yapılan haksızlıktan söz ettim.

 

Ek olarak yaşananlar içerisinde kanlı kıyımlar vardır.

 

Haklılık, haksızlık tartışmasına girmedim. Asla bir soykırım olduğuna inanmıyorum, büyük çaplı ve karşılıklı katliamlar yapıldığını iddia edenlerdenim. Kim daha fazla insan öldürmüştür? Bunu tarihçiler belirlemeli. Kim haklıdır? Türkler, asla haksız değildiler onları öldürdüklerinde.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Açıkçası bu adam bana hiç de samimi gelmiyor.Söylediği çoğu şeyin çarpık bir zihniyetin ürünü olduğunu düşünüyorum.Ayrıca burada söz konusu olan soykırım neden Ermenilere gelince soykırım oluyor da neden bize gelince hiç kimse birşey demiyor anlamıyorum.Bu tarihneden hep madalyonun tersinden gösteriliyor bize anlamadım?

 

Soykırım bunların dediği şey değil aslında."ırk, milliyet, etnik ve din farklılıkları nedeniyle insan gruplarının yok edilmesi"demektir.Soykırım dediğimiz zaman,nazilerin Yahudilere ve diğer etnik gruplara karşı giriştikleri kitlesel kıyım gelmeli akla bence.1939-1945 yılları arasında 5-6 milyon Yahudi, 3 milyondan fazla Sovyet savaş tutsağı, birer milyondan fazla Polonya ve Yugoslavya sivil halkı, 200.000 civarında Çingene ve 70.000 özürlü insanın canı hunharca katledilmiştir.İşte asıl soykırım budur.

 

Aslında bizim yaptığımız Ermeni iddia ve yalanlarının aksi yönde olarak,1915 yılında Doğu Anadolu bölgesindeki Ermenilerin daha güvenli topraklara göç ettirilmesi uygulaması, Ermenilerin ve cephelerin güvenliğini sağlamaya yönelik bir harekettir ve soykırımla hiç bir ilgisi yoktur. Ermenilerin Doğu Anadolu'da savaş ve göç sırasında kayıplar verdikleri doğrudur. Ancak bu kayıplar, Doğu Anadolu'da yaşanan savaş ve isyanlar nedeniyle asayişin sağlıklı olarak sağlanamaması, araç, yakıt, gıda, ilaç yetersizliği, ağır iklim koşulları ile tifüs gibi salgın hastalıklar nedeniyle meydana gelmiştir. Hiçbir şekilde kasıtlı ve planlı bir katliam söz konusu değildir.Amaç sadece onları korumaktan başka bişey değildir.Ama anlayana..

 

Hem Ermeni tarihi incelendiği zaman bu gibi bir çok göç olayı vuku bulmuş tarihlerinde...İyi de arkadaş tarih boyunca sayısız sürgüne tabi olan bu Ermeniler,bunların hiç birini görmezlikten gelip de nasıl oluyor da sadece 1915 tarihinde Osmanlı'nın yaptıoğı son derece haklı sebeplere dayanan mübadeleye tabi tutulmaları hangi akla hizmet "Soykırım"diye adlandırılıyor bunu anlayamıyorum.Bu saçma ve akıl almaz tavır yüzünden Türkiyemizin bütünlüğünü bozmaya yönelik bir politika ürünü değil de nedir?Hem de Balkanlarda yaşanmakta olan "Gerçek"soykırım hareketlerine karşı seyirci kalıp da bu adamın Ermeni soykırımına destek olma çabası nedir anlam vermiş değilim.Bu destek bu politikanın apaçık göstergesidir bence.O yüzden de bu Can Dündar olacak adamın samimiyetine inanmıyorum...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bu arada o kadar sinirlendim ki yazarken unutmuşum...Arkadaşlar bu vb adamlara verilebilecek en önemli cevabı başbaban verdi bugün zaten

 

''1492 yılından itibaren, yani 15'inci yüzyılın sonlarından itibaren binlerce Musevi aile, İspanya'dan engizisyondan kaçarken onlara Osmanlı devleti, yani bizim dedelerimiz kucak açtı. Bunu söylediğimizde bazı Museviler bundan rahatsız oluyor. 'Niye ikide bir bunları hatırlatıyorsun-' diye... Tarih bilmiyorsunuz da onun için. Eğer Sarkozy Türkiye tarihine bakarsa, eğer kendi ailesine, kendi aile şeceresine şöyle bir derinliğine bakarsa, orada Türkiye'nin, Türklerin yardımından, hoşgörüsünden, şefkatinden başka hiçbir şey görmez ve göremez.'' Size birde tarihi bir belge göstermek istiyorum. Türkiye ziyareti esnasında Sarkozy’e de hediye etmiştim. Sanırım okumamış.

 

 

.

Fransa'nın Cezayir'de yaptığı soykırımı babana, Türkiye'nin kurtardığı Musevileri de dedene sor Sarkozy

 

diyerek vermiştir...

 

https://www.facebook.com/photo.php?v=333597476668276

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

Keşke bu ve benzeri şahıslara cevap vermek yerine daha somut adımlar atsaydı uluslar arası platformlarda. Çünkü Fransa meclisi bu yasa teklifi ilk defa gelmiyor. Her geldiğinde benzeri hazır cevaplılık la bir takım güruhları susturmaya çalıştı.

 

A kanalda bir eski Fransız büyük elçimiz entrasan bir anekdot anlatıyor. Diyorki onlar Türkiyeyi havlaması bol ısırması olamayan bir köpeye benzetiyorlar. Ve bu gibi kararları alırken de Türkler biraz havlar ama ısıramaz biz bu kararları bal gibi çıkarırız diyorlarmış ne alçaltıcı bir ifadedir bu. Bunu bizim dış işlerimiz duymuyormu? hala siyasi nezaketten mi bahsedilecek merak ediyorum.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...