Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
MÜNZEVİ

İlim Ve Zühd Semasından Bir Yıldız Kaydı

Recommended Posts

ABDURRAZZAK_HALEBI-260x200.jpg

350′ye yakın insanın şehid edildiği 1500′e yakın kişinin yaralandığı Hums/Hâlidiyye katliam haberlerinin sosyal paylaşım sitelerinde yankılandığı o meşum gecenin sabahı bir diğer acılı haberle sarsıldı dünya Müslümanları.

Hocaların hocası, Hanefî fakihi, Emevî Camii baş müderrisi, el-Fethu’l-İslâmî Enstitüsü’nün kurucusu, Şam’ın büyük âlimlerinden Abdürrazzâk el-Halebî hoca, 4 Şubat 2012 (12 Rabîu’l-Evvel 1433) Cumartesi günü Sabah namazı öncesinde vefat etti. el-Halebî hoca 89 yaşındaydı.

Hocanın naaşı aynı gün Şam, el-Adevî’deki es-Senâ Camiinde öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından ed-Dahdâh mezarlığında defnedildi.

es-Senâ Camii’ndeki cenaze merasiminde önce Abdülfettâh el-Bezm hoca bir konuşma yaptı. Ardından, kürsüye gelen Küreyyim Râcih hoca yaptığı konuşmada el-Halebî hocayı anlattı.

Hayatta kendisiyle ünsiyet kurduğu ve sırrını açtığı son dostunu da kaybettiğini belirten Kureyyim Râcih hoca, ‘Ümmetin yalnızca sağdan soldan topladıklarıyla birçok eser telif eden âlimlere değil, hakkı haykıran, zalime zalim olduğunu söyleyen, onu zulümden nehyeden, Allah yolunda kınayıcının kınamasından korkmayan önder âlimlere ihtiyacının olduğunu’ söyledi. “Asıl ölüler bizleriz. Ey ulema! Sizden bizden hoca olur mu?!… Kimimiz canına, kimimiz ailesi ve evlâdına, kimimiz makamına, kimimiz de medresesine-müessesesinin başına bir iş gelecek korkusuyla susuyoruz. Hani nerede candan, maldan, dünyadan geçip bir tek Allah için var olmak/konuşmak?! Allah’ım, Abdurrazzak el-Halebî’nin canını bu gece Hama’da, Humus’ta katledilen şehitlerin arasına ilhak et. Hakkı söylemekten korkmayan âlimlerin sayısını arttır. Müslümanlara âcil kurtuluşlar ve zaferler bahşet…” şeklinde ağlayarak duâ etti.

Kureyyim Racih hoca ayrıca Baas rejiminin katil devlet başkanı Beşşar Esed ve askerlerine zulmü ve kan dökmeyi durdurma çağrısı yaptı.

Sâriye er-Rıfâi hocanın yaptığı duayla buradaki merasim sona erdi.

On binlerce insanın katıldığı cenaze merasimi adeta rejim karşıtı bir protesto gösterisine dönüştü. Yoğun güvenlik önlemleri alınan cenazede sık sık “Lâ ilâhe illa Allah, ve’l-Esed Adüvvullah!” sloganları atıldı.

Abdürrazzâk el-Halebî hocanın dünyanın her tarafından talebeleri olduğu gibi Türkiye’den de talebeleri var. Hiç şüphesiz bunların başında, ülkemizdeki Hanefî fıkhı âlimlerinden Mehmed Savaş hoca gelmektedir.

el-Halebî Şam, Emeviye Camii’ndeki odasında kendisini ziyaret eden Türkiyeli Müslümanlara iki kişiyi sorardı… Birisi talebesi Mehmed Savaş hoca, diğeri ise yakın dostu Mahmud Efendi (Ustaosmanoğlu).

Dâru’l-Hikme olarak hocamıza Allah’tan rahmet; yakınları ve talebeleri başta olmak üzere dünya Müslümanlarına sabır diliyoruz.

İnnâ lillâh ve innâ ileyhi râci’ûn…

Share this post


Link to post
Share on other sites

Abdürrazzâk el-Halebî hoca kimdir:

Büyük mürebbi, fakih ve şeyh Abdürrazzâk b. Muhammed b. Reşîd b. Hasan b. Ahmed el-Halebî el-Hanefî hoca Aslen Halepli olmakla birlikte, 1925/1343 yılında Şam’da, el-Kaymeriyye semtinde dünyaya gelmiştir. Babası ticarî işlerinin yanı sıra Şam ilim meclislerine mülazemet eden bir şahsiyet; annesi, Şam müftüsü allâme Muhammed Atâullah el-Kesm (rh. a) hocanın kızıydı.

Abdürrazzâk el-Halebî hoca 8 yaşına geldiğinde, 1933 senesinde babası vefat etti.

Babasının vefatından sonra el-Halebî hocanın eğitim ve yetişmesiyle, amcası Muhammed Îd el-Halebî hoca meşgul oldu. İlk tahsiline, 1933 yılında Şam’daki er-Reşîd medresesinde başladı. 1938 yılında bu medreseden mezun oldu.

 

Okumayı bırakan hoca, tekstil imalatı yapan bir atölyede çalışmaya başladı.

Yaklaşık bir yıl sonra 1939 yılında Muhammed Sâlih el-Ferfûr hocayla tanışan el-Halebî hoca tekrar ilim tahsiline başladı. Bundan sonra Muhammed Sâlih el-Ferfûr hocanın ders halkalarını hiç kaçırmadı… Muhammed Sâlih el-Ferfûr hoca 1986 yılında vefat edinceye kadar onun yanından ayrılmadı… Onun Emevî Camii’nde, el-Fethiyye Medresesinde ve evinde verdiği derslere hiç aksatmadan devam etti. Bu süreçte el-Ferfûr hocadan Şer’î ve Arabî ilimleri tahsil etti. 1984 yılında hocası, bir grup talebe arkadaşı ve Şam tüccarlarıyla birlikte önce el-Fethu’l-İslâmî Vakfı’nı; ardından el-Fethu’l-İslâmî Enstitüsü’nü kurdular. Gerek bu vakfın gerekse enstitünün idare ve eğitiminde hocası Sâlih el-Ferfûr’un âdeta sağ kolu oldu… Sâlih el-Ferfûr hoca kendisine makul ve menkul ilimlerde icâzet-i âmme verdi.

 

Kur’ân-ı Kerim ve Kıraat İlimleri’ni Mahmud Fâyiz ed-Dîratânî ve Muhammed Saîd el-Halevânî ve Hüseyin b. Rıdâ Hattâb hocalarda tahsil etti.

Kur’ân-ı Kerim ve Kıraat İlimleri’ne Mahmud Fâyiz ed-Dîratânî hocada, eş-Şâtibiyye’yi ezberleyerek başladı. Ancak bu sırada ed-Dîratânî hoca vefat edince bu alandaki tahsilini Saîd el-Halevânî hocayla devam ettirdi… Bu sürede ed-Dürra’yi ezberledi ve Kur’ân-ı Kerim’i hocasının gözetiminde, farklı kıraatlerle defalarca hatmetti. el-Halevânî hoca vefat edince bu sahadaki tahsilini sürdürmek için Hüseyin Hattab hocaya gitti. Hüseyin b. Rıdâ Hattab hocaya Kur’ân-ı Kerim’i kıraat-i aşera ile baştan sona okudu. Bunun üzerine hocası, kendisine kıraat icazeti verdi.

el-Halebî hoca ayrıca, Şam müftüsü Muhammed Ebu’l-Yüsr Âbidîn, Beyrut Fetvâ Emîni Muhammed el-Arabî el-Azûzî, Muhammed Atâullah el-Kesm ve Molla Ramazan el-Bûtî hocalardan icazet aldı. Yine yakın zamanda vefat eden Muhammed Dîb el-Kellâs, Muhammed b. Alevî el-Mâlikî, Ebu’l-Hayr el-Meydânî, Mekkî el-Kettânî ve İbrahim el-Ğalâyînî hocalardan icazet aldı, kendisi de onlara icazet verdi.

 

Hicaz’a gittiğinde oradaki bir çok âlimle tanıştı. Muhammed İbrahim el-Fadlî el-Hitenî hoca kendisine hadis münavelesi yoluyla bazı kitap ve risaleler hediye etti. Muhammed Abdülbâkî el-Ensârî el-Leknevî’nin Neşru’l-Ğavâli mine’l-Esânîdi’l-Avâlî ve el-İs’âd bi’l-İsnâd risaleleri bunlar arasındadır.

el-Halebî hoca 90 yıllık ömrünü ilim ve tedrisle geçirdi. Gece-gündüz demeden, bıkmadan-yorulmadan ilim okuttu. Farklı ilimlerdeki ana metinleri defalarca okuttu.

İlk dersine Emevî Camii’ndeki Kubbetü’n-Nesr (Nesr Kubbesi) altında 1949 yılında başladı. Bu derse, hocası Muhammed Hâşim el-Hatîb de el-Halebî hocayı teşvik etmek için katıldı.

Derslerinin büyük çoğunluğunu Emevî Camii’nde yapıyordu. Sabah namazı sonraları ve akşam yatsı arasında burada yaptığı derslere 60 sene devam etti. bununla birlikte, el-Bâdirâiyye Camii, el-Kattât Camii, Kumeyriye’deki Fethî el-Kalânisî Camii, eş-Şâğûr’daki el-Yâğûşiyye Camii başta olmak üzere bir çok camide ders okuttu. Kuruluşuna katkıda bulunduğu el-Fethu’l-İslâmî Enstitüsü’ndeki derslerini ise âhir ömründe rahatsızlanıncaya kadar sürdürdü.

Bu ilmî süreç içinde okuttuğu kitaplar nerdeyse sayılamayacak kadar çoktur. Talebelerinin anlattığına göre hoca, kitapları okuturken aşağıdaki hususlara riayet edermiş:

Ana metinleri, özellikle de mutavvelleri tercih ederdi.

 

Seçtiği kitabı serden okur, müşkile yerleri açıklar, bunun dışında itnab ve şerh yapmazdı.

Bir kitap için belirlediği süre içinde o kitabı bitirmeye ihtimam gösterir ve bu yüzden dersleri hiç aksatmazdı.

Mühim kitapları iki defa, üç defa ya da daha fazla okuturdu.

Okuttuğu kitapların bir kısmı şunlardır:

en-Nesefî Tefsiri

el-Hâzin Tefsiri

el-Kurtubî Tefsiri

el-İtkân fî Ulûmi’l-Kur’ân

Kütüb-i Sitte

Muvatta-ı Mâlik

Müslim’in Nevevî Şerhi

Bezlü’l-Mechûd Şerhu Süneni Ebî Dâvud

Câmiu’l-Usûl

el-Beykûniyye

Tedrîbü’r-Râvî

el-Elfiye

Merâki’l-Felâh

Hâşiyetü’t-Tahtâvî

El-Kudûrî

Mecmeu’l-Enhur

el-İhtiyâr

Hâşiyetü İbn Âbidîn

El-Menâr

el-Hediyyetü’l-Alâiyye

Keşfü’l-Hakâik Şerhu Kenzi’d-Dekâik

İbn Nüceym’in el-Eşbâh ve’n-Nezâir’i

el-Meğinânî’nin el-Hidâye’si

Şerhu Katri’n-Nedâ

Şerhu Şüzûri’z-Zeheb

Muğni’l-Lebîb

Şerh İbn Akîl

el-Kâdî Iyâd’ın eş-Şifâ’sı

İhyâu Ulûmi’d-Dîn

er-Risâle el-Kuşeyriyye

Vasfetü’s-Safve

Nevâdiru’l-Usûl

Şerhu Ayni’l-İlmi ve Zeyni’l-Hilmi

el-Halebî hoca ayrıca, yüzlerce Kur’ân hafızı yetiştirmiştir. İslam dünyasının hemen her ülkesinden gelip kendisinden Hafs rivayetiyle kıraat icazeti alan talebelerinin sayısı belli değildir.

el-Halebî hocanın el-Fethu’l-İslâmî Enstitü ve Vakfındaki çalışmaları:

Yukarıda da işaret ettiğimiz üzere el-Halebî hoca arkadaşı Remzî el-Bizm hocayla birlikte vakfın ve Enstitü’nün kuruluşunda ve yürütülmesinde hocası Muhammed Salih el-Ferfûr’un sağ koluydu.

Muhammed Salih el-Ferfûr hoca vefat edince el-Halebî hoca, vakfın başına getirildi. el-Ferfûr hocanın gerek talebeleri, gerekse evlâd u iyâli el-Halebî hocanın bu görevini gönül rahatlığıyla kabul etti. Evlad u iyal, el-Halebî hocayı önemli idârî işlerde ve ilmî meselelerde kendisine danışılacak yegâne otorite olarak kabul ettiler. el-Halebî hoca vefat edinceye kadar bu konumuna devam etti.

 

Hocanın ilmî dirayeti:

el-Halebî hoca Şer’î ilimlerin hepsinde yed-i tûlâ sahibi, mütemekkin bir âlimdi. Ittılaı geniş, hafızası güçlü ve zekası keskindi. Bir çok metin ve ulema ifadesi, ezberindeydi. İhtiyaç halinde o metni ya da ifadeyi âdeta kitaptan okur gibi okurdu.

Aynı zamanda içinde yaşadığı çağı tanımaya çalışırdı. Bu yüzden Fransızca ve Türkçe öğrenmişti. Bazen Türkiyeli ve Fransalı talebeleriyle bu dillerde konuşurdu.

Okumayı ve mütalaayı çok severdi. Her fırsatta mutlaka okur ve kitap mütalaa ederdi… Yaşı ilerleyince kendisine kitap okuması için bir adam tutmuştu.

 

Talebeleri:

İslam dünyasının hemen her tarafından kendisine teveccüh edip ilim okuyan talebelerinin sayısı belli değildir. Talebe profili açısından uluslararası bir hüviyeti olan el-Fethu’l-İslâmî Enstitüsü’nün kuruluşundan itibaren burada okuyan herkes hocadan da ders okumuştur. Hocanın ayrıca Emevî Camii başta olmak üzere camilerde ve evinde yaptığı derslere katılan talebeleri vardır. Hocadan icazet alan talebelerinin sayısı da hayli fazladır. Mesela el-Fethu’l-İslâmî Enstitüsü’nün hocalarının hemen hepsi, hocanın mücazlarıdır. Türkiye’den Mehmed Savaş hoca ve Abdurrahman Ercan Elbinsoy hoca da el-Halebî hocanın talebelerindendir.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hayatta kendisiyle ünsiyet kurduğu ve sırrını açtığı son dostunu da kaybettiğini belirten Kureyyim Râcih hoca, ‘Ümmetin yalnızca sağdan soldan topladıklarıyla birçok eser telif eden âlimlere değil, hakkı haykıran, zalime zalim olduğunu söyleyen, onu zulümden nehyeden, Allah yolunda kınayıcının kınamasından korkmayan önder âlimlere ihtiyacının olduğunu’ söyledi. “Asıl ölüler bizleriz. Ey ulema! Sizden bizden hoca olur mu?!… Kimimiz canına, kimimiz ailesi ve evlâdına, kimimiz makamına, kimimiz de medresesine-müessesesinin başına bir iş gelecek korkusuyla susuyoruz. Hani nerede candan, maldan, dünyadan geçip bir tek Allah için var olmak/konuşmak?! Allah’ım, Abdurrazzak el-Halebî’nin canını bu gece Hama’da, Humus’ta katledilen şehitlerin arasına ilhak et. Hakkı söylemekten korkmayan âlimlerin sayısını arttır. Müslümanlara âcil kurtuluşlar ve zaferler bahşet…” şeklinde ağlayarak duâ etti.

 

 

Rabbim bu alimlerin sayısını artırsın.

inna lillahi ve inna ileyhi racıun.

 

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...