Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
panturk

PANTURK YAZI VE ŞİİRLERİ

Recommended Posts

Selamlar,

 

Panturk'ten ciddi bir şiir okumak da nasip olacakmış demek :) Ellerine sağlık Panturk... Devamını da iştahla bekliyoruz.

 

Saygı ve selamlarımla

Share this post


Link to post
Share on other sites

şiiiiişşş var kebab var bir şey demedim tamammı.. sabah sabah arızayım zaten...

şu düzenleme adı altı tepkinizi çekecek dörtlüğü ilave etmedim onu eleştirin hemen silerim..zaaten.. konu değil ancak düzenlenebilir bi şeye benzetilebilir belki kimse gücendirmeden.. fikir verin.. bura atölye olsun ben oluyum yada olmayım ilkin hatalı yanlış sonra düzgün imalata gidelim..

süküt .. sukut.. sükut.. sükuut irkardar ik rar dan sayılırmış aldım yukarı ikinci kıtaya iyi yada kötü yaptım şu saate dek konuşmayan ebeddiyete dek sussun..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Selamlar

 

Burada yayınladığın şiirlerin hangisi ciddiydi panturk? Seni üzmüşüm, ama gerçekler acıdır, ben sadece elçiyim.

 

Şiir ciddi olursa "huşuu"u devreye sokabiliriz, şiirin ciddi olmayıp diğer yandan da güzel olduğu demler insanın içinden saldırmak geliyor şiire, ağzının suyu aka aka, iştah içre..

 

Maymun oynatılmadığını da biliyoruz zaten, estağfurullah.

 

Saygı ve selamlarımla

Share this post


Link to post
Share on other sites

herkes fikir diye orta yere bir şey atma zorunda değil bence.. ciddi değildi ciddiydi diye sınıflandırma yapılsın diye yazılmaz şiir .. kimi ayakta yaşayan canlı ölüdür üstüne ölü toprağı serpilmesinden ölülüğünün muhafaza edilmesinden hoşlanır.. kimi cıvıl cıvıldır güler oynar oyun havası dinler.. kimide müslümcüdür.. kimi kendini asar murat göğe bakancı .. müzik bu sesler toplamı bütünüdür.. bence kanımca.. şimdi kalksam bende .. çıksam bura cenaze evi değil adam gibi şiir yazın şöyle neşeli oynak yazın desem bir yakının kaybetmiş dostu ölenler ağlar.. o için bir şeyin ciddi olup olmadığına şiir olup olmadığına kafa yorma yerine okuyup geçmeli beğenmediği yerine eleştiride bulunmalı ancak insafsızca ciddi idi değildi ikiye ayrılmamalı şöyle olursa iyi böyle olursa kötü diye laf konuşmamalı ima etmemeli bence.. gerçektende o an morali bozuk olur birisi gelir moral bulur.. berikide az efkarlanma isteyense yumulur ötekine.. kendince ağırbaşlı olanına.. sana ağırbaşlı olan berikine sulu gelir senin sulu gördüğün ötekince ağırbaşlı kabul edilebilir bence... gerçektende bir saytada h.. böceği gördüm karafatma isminden rahatsız oldu halbuki kara olan böcek değildi bence.. o için yukarı ile araya kimse girmemeli.. arada aracı olmamalı.. huşuu içinde dinlenmesi gerektiği yargısına vardığında ona göre tavır almalı o kanıya erişmedi ise erişebilir birinede huşuuluk değil diye tavsiyede bulunmamalı .. bu gün sevindirik yazsada yarın üzündürük yazabilecek biri peşinen kategorize edilip damgalanmamalı .. bu güne dek ler için bakın geçmişdeki sulu algılansada ciddi olanı bakın bir hayli ciddi düğün kutlaması bir hayli acıklı kaçan balığım kana çocukları ..bakın kişi istedikden sonra çaba gösterirse dilini tutabilir ki en güzel huşuu budur bence.. ve ne olursa olsun tekrardan kaçınmalı bu konuda daha önce verdiğim yanıtlar ruhun kirden arınışı gözden geçirilmeli çenem yorulmamalı.. sanal bir alemde yüzünü dahi görmediğim neyin nesi kimin fesi olduğunu bilmediğim kendini gerçek kişiliğini rahatca gizleyecek birine kimle tanışma isderdünüz forum başlığı açıp ay ben bunla tanışıp görüşme istiyom çoh seviyom tarzı insan olmadığımdan dolayı üzüleceğim yargısına kapılınmamasını belirtir ..yaş itibarı daha ayağı yere basar insan olduğumu hatırlatır.. dikkat ettiniz ise kişiliğini gizlememiş o an ne ise o olduğunu belirtir selam saygı sepet ederim.. bütün buna rağmen yine yanlızca ..yanlış anlayıp vah vah darıldı diyeceklere kırılacağımı arzederim. kırılsam söylerim niye kırılıyım... taleb doğrultusunda ciddileştimde o için .. BAŞKA DEYİŞLE hiç hazzetmediğim halde şu şu şekilde olusa iyi olu hapı enjekte edilmiş gibi hisseddim kendi kendim aldım hapı iyileştim ciddileştim... :) hah şu pişmiş kelle logomu nedir ilave edeyim az kasavet dağılsın.. yanlış anlamadım hih hih hih ..

 

şiirin ciddi olmayıp diğer yandan da güzel olduğu demler insanın içinden saldırmak geliyor şiire, ağzının suyu aka aka, iştah içre..

 

teşekkür ederim teşekkür ederim..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Selamlar

 

Fikir diye orta yere bir şey atma zorunluluğunun olmaması "fikir kat'iyen ortaya atılmaz" anlamına mı gelir? Eleştirmen kelimesi neden böyle bir işle ilgilenen insan güruhunu karşılıyor o zaman?

 

Ciddi kelimesinden kasıt şiirin oynak olup olmamasıydı, anlaşılamamış demek ki.

 

Ayrıca ben "şöyle olsaydı daha iyi olurdu, böyle olsaydı daha nefis olurdu" gibi bir şey söylemedim. Siz de söylediğimi söylemediniz, doğrudur ama imadan söz etmişken biraz imalı geldi bu sözünüz, ihtiyatlı davranmak lazım.

 

Benim mesajım sadece bir durum tespitiydi, nitekim buraya yazdığınız diğer "şiir"leriniz incelendiğinde bundaki ciddi hava (şiirin kendi ciddiyetinden değil, muhtevasıyla taşıdığı ciddiyetten söz ediyorum) teneffüs edilemeyecektir. Böyle bir şiirle, börtü-böcekten neşeli bir üslupla bahsedilen bir şiiri aynı kefeye koyamayız. Koyabilseydik, şiirler hiciv, kaside, ağıt, güzelleme, koçaklama (divan ve halk şiiri türlerinden bi karışım yaptık) gibi türlere ayrılmazdı. Takdir edersiniz ki bu türlerde de "ciddi" olarak nitelenebilecek şiirler verilmiştir, fakat mesela taşlamalar tabiatı gereği muhtevasıyla bir ağıt kadar ciddi olamaz. (Ciddi kelimesini iki anlamda da kullandığım kaçırılmasın)

 

Amma kırılganmışsınız yahu... :)

 

Son olarak ilk mesajımı cümleleriyle, smiley'leriyle hüsn-ü zan içinde yorumlamanızı isteyeceğim.

 

Saygı ve selamlarımla

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ellerine sağlık Panturk... Yukarıda yazılmış 3-5 mesajı göz ardı ediiyorum ve, Ciddi bulduğumum şiiirinizin mükemmel olduğunu üstüne basa basa yazıyorum... :) Gerçekten mükemmel.. Ha, diğerleri de güzel, güzel amma bunu diğerleri ile kıyaslamak yanlış olur.

 

Selametle..

Share this post


Link to post
Share on other sites

gerçektende köşe başı yazarın babasının malımıdır her aklına düşeni ağzına geleni söylemelimidir esas tartışılacak konu budur... kaldıki binilen dal kesilip kırıldıktan sonra su içilen testi delindikden sonra su tutmaz eskisi gibi .. birde özür denilen kabahat vardır ki ufak görüldüğünden ismi pek anılmaz bıçağı adamın göğsüne saplayıp çıkarıp afedersiniz sizi üzdüm demeye benzer gerçektende.. bu bu gibi .. eleştiriyi hazmedemeyen kişiden iyi kumaş çıkmaz bence .. o içinde oh oh çoh çoh güzel olmuş yerine şura şöyle olsa daha iyi olurdu diyen birine -çok biliyorsan sen yaz deyip kafa göz girişmeli sonra patlamış dudağa şişmiş göze kırık burna şiir yazmalı bence.. ve en güzel malzemede yüzlercesi binlercesi yazılmış şiire konu olan inci diş kalem kaş kara göz de değilde dağılmış parçalanmış surattadır kanımca.. sıra dışı olmuş olana yazılanlar da sıradışı olur zannımca.. gerçektende daha önce çok söyledim bu konuda .. artık gına gelmedi gerçi söylemekten henüz de.. yanıyorum sevdiğim sana ölüyorum bitiyorum çok seviyorum aşkından eridim küle döndüm gölgende yayılırım ayağın altına düşer bayılırım gibi aşırı sevgi gösterilmesi dolayısıyla sulanan şiire birde dini unsur eklenir iş içine erenler katılınca ciddileşirsede.. güzel olanı sulu sanılan taşlama hicivde acıklı unsur olmasa kalkıp koca kafalı savcıya kafa tutulmayıp padişaha meram anlatılmayacağı başka tür ciddiye alınmayacağı.. gerçeği vardır birde.. bakınız tayyip kene ilişkisi ciddi ciddi 25 kaatı tahsil etmiştirde.. nitekim ekmek isteyen birilerini ciddiye alıp pasta yeme teklif edilemeyeceği gerçeği ile kel alaka gibi görünsede konuyu ele alış biçimi her ne olursa olsun ister ciddi ister sulu densin ekmek isteyişin pasta teklif edişin dışında başka sıfatla anılmaması gerektiğini söyler.. geçmişte söylediğim 'OLUŞ VE HAREKET GÖRÜNTÜDEN İBARETTİR VARLIK ASLA DEĞİŞMEZ der üşenmeyip o kadar yazı yazışın eleştirişin bile ciddiye alma olduğunu belirtip daha önce şuranın ciddiyeti bozulur bir börtü böcekten mana çıkaran daha büyükçe kuştan alınabilir diye tırsıp yayınlamaktan kaçındığım yazıyı verir .. bu vesileylede affımı istirham edip özür dilerim.. şöyle ciddi gördüğünüz şiirime böyle yazı eklediğim için ancak bana göre eklediğim yazıda konuda bir hayli ciddi bence size göre sulu görünsede... yaağni kısaca özetçesi daha anlaşılır şekilde daha türkçesi şaha kalkmış atında türkçenin daha açıkçası ahçı denen kişi yanlızca mükellef değil kuru fasulye pilav pişirmekle.. onun olmalı başkaca da işi bir gün verirsede lahana diğer gün iskender düşürebilmeli sana.. gerçektende hergün aşırı şekilde kebab pişirirse içi bayar bazende sulu yemek hazırlıyabilmeli o için portakal kabuğunda mantarlı kaşarlı zeytin peynirli tavuk kızatıp kotarmış birine hayırdır bu kez kuru yemek hazırlamışsın dememeli ne konmuş sofraya yemeli yeyip beğenmediğin unsur varsa fasulye diri kalmışsa eleştirmeli bunun yanında salata ne iyi giderdi demeli pastırmalı baklava yapmasının gereksizliği vurgulanmalı bu bu gibi bence... neyse selam sabah saygı gine çokca.. similey mi mümüleymi ne haspaysa baktım pek ciddiyette göremedim açıkcası...

...............................

 

 

kovaladıkça kaçan angut kuşumusun

 

Herkesin (Haksız bir şekilde) kullandığı bir ifadedir "Angut".

 

Birisi bir salaklık yapınca, bir laftan anlamayınca,

böle boş boş bakınca hemen "Angut' musun" der günümüzün insanı..

Angut'un aslında bir kuş olduğunu bilmeyen bir ton "Angut!" var

ülkemizde..

 

Angut kuşu'nun eşi öldüğü zaman (yanına o anda başka bir

yırtıcı hayvan veya bir insan gelse dahi) gözlerini bir

dakika bile eşinin ölüsünün üstünden ayırmadan o da ölene kadar

onun baş ucunda bekler..

 

İşte bu canlının yaptığı en büyük "Angut"luk budur..

Ayrıca bu olay bütün Angut kuşları için geçerlidir,

arada bir görülen bir şey değildir.. Çok ürkek bir hayvan

olmalarına rağmen eşinin ölüsünün başında bekleyen Angut kuşuna

elini uzatsanız dahi oradan kaçmaz..

Hani derler ya "Angut gibi bakmasana"..

 

keşke herkes Angut gibi bakabilse değer verdiklerine..

 

Bundan sonra bazılarına "Angut" demeden önce bir kere daha düşünün..

 

Bir "Angut" bile olamayan o kadar çok insan var ki artık günümüzde...

................................

 

dostum alakaya maydanoza teşekkürler

 

keşke herkes angut gibi bakabilse değer verdiklerine...

gerçektende bir insana hıyar derken bile.. soğuk bir kış günü iyi kötü pişirilip kotarılan tahrana çorbası yanında yediğimiz bol marul karalahana içinde turfanda olsa dahi paraya kıyılıp alınan pintilikten kaçınılıp doğranan bir domates yanısıra kabuğu bazen soyulup bazen soyulmayan bu soyuş soymayış bile kendine verilen değer ile orantılı oluyor olmuş olan ... üstüne gezdirilen az zeytin bulamazsak ayçiçek yağı ve damlatılan limonla farklı boyut kazanan salatamız içinde tükettiğimiz.. soframızda olmazsa olmaz tuzumuz biberimiz çatalımız kaşığımız denli bizden... ve yaz sıcaklarında.. ince kıyım doğranıp sarmısakla gelin edilmiş yoğurttan bir gelinlikte... şöyle büyüceğinden derince bir tasta gerdeğe girmiş.. yüreğimizi soğutmaya bilhassa pilav bulgur yanında.. tenimiz etimiz gibi bizden olan... ve langalarda bedensel bozuklukları ile alay ettiğimiz fiziğine takılı kalıp yamukluğunu başına kaktığımız.. bir pazar esnafı kadar olamayıp badem badem diye bağrımıza basamadığımız... hıyarlar bizim hıyarlarımız... isim adına kendisine verdiğimiz adda bile sebebsiz ön yargılarımız aşağılamamız hakaretimizle.. bir kez olsun aynaya kendimize bakmadan .. gördüğümüz her kimseye yapıştırdığımız el altı demirbaş kolay akla gelici emre amadelikleriyle... bilhassa sahip oldukları d vitamini ile yüzümüzdeki kırışıklıklara derman yaptığımız.. ve o maymuna dönmüş suratımızda dahi kabuğunda fazla ıslaklık yokta içi daha yararlı olabilir diye dilim dilim doğradığımız.. zavallı hıyarlarımız demeyi bile şu dakkadan sonra kendime men ettiğimiz salatalıklarımız sizlere bizlere nispeten o kadar soylu asilsinizki... :0((

 

ve tarlada gezerken deneğinde görüp en tazesi körpesi ahacık bu diye üstüne atladığımız.. bir çakı ile boyuna dörde bölüp sonra içine tuz serpip ağız tadı ile yeme lüksünden yoksunken bile hemen oracıkta vahşice kütürdete kütürdete iç ettiğimiz... ve turşularında kışlık bidonumuzun annelere --aman körpece ufaklarından olsun diye tembih ettiğimiz... buz dolabının en alt köşesindeki yerde mutfağımızdaki yeri tavuğun kirli yumurtası bölümünden bile altta kalan.. ve o yeşil biberli domatesli soğanlı karışıma genel ad olarak verirken kendisininde onlarla birlikte anılmasına rağmen ayrı bir kişiliği olduğunu bile bir an düşünmediğimiz... ve okul dönüşü dolapta zırnık peynir bulamadığımız gün hemen alel acel böldüğümüz bir parça ekmek sağ elde iken sol elimizde kalemimiz silahımız kadar bizimle dost ekmek yanında katığımız.. birlikte sokağa arkadaşlarla oyun oynamaya fırladığımız ... hıyarlar hıyarlarımız..

.......ve yaradılışı sorgularken ilkel beynimizle mermerleri oyup yontup put çıkarırken orta yere insani tahayyülümüzden öte geçemeyip insanlaştırdığımız venüsleştirip afroditleştirdiğimiz.. yada ne bileyim belkide olsa olsa hayvandır değip mısırlıların papirüslere resmettiği kartal başlı aslan suretli yarı insan yarı hayvan.. ve hatta ve bu ile bir .. bu ile birlikte... olabilir neden olmasın şeklinde boynuzu teki üstünde dünyayı döndürme misyonu yüklediğimiz ve yine utanmasız arlanmasızca depremlerden yer sarsıntılarından ayağı tekini değiştirmesi nedeniyle sorumlu tuttuğumuz...ve beğenmediğimiz aşırı alık bulduğumuz insanlara madem yıllardır dünya taşıyor kaldırıyor kendi adının bu zeki adama verilmesinide kaldırır diye ahmaklara enayilere hemen yapıştırıverdiğimiz el altı yaftası öküz öküzler öküzlerimiz...

ve tarlalarımızı sürdürdüğümüz kağnılarımızı çektirdiğmiz ve dövenlere koşarken arkasında döven üstünde bey paşa gibi kurulduğumuz oturağımızda kısa saplı bir kürek ile kuyruğunu kaldırdığı esnada taneyi sap samanı batırmasın diye küreğe sınai hamlemiz gelişimimize katkı sağlayıcı ziraii katı atığını alıp kenara koyup sonradan bilahere değerlendirdiğimiz etinden derisinden gücünden her bir şeyinden yararlandığımız .. sevgili dostlarımız yararlı kutsal hayvan asil soylu öküzlerimiz...

... ve yine kutsal metinlerde gözünden birisi sarkıkca kayıkca olacak diye bahsedilen anılan deccalı bile algılamaya çalışırken tahayyülümüzde insan gibi canlandırıp felanca feşmekanca olabilir diye ete kemiğe büründürmeye çalıştığımız ... kutsal kitap metinlerde.. ONUN DOĞRU DEDİĞİ YALAN YALAN DEDİĞİ DOĞRUDUR diye bahsedilen DECCAL bence sanırsam kanımca gerçekte bizlerin ÖN YARGI larından başka bir şey değildir.. ve ve gerçekte esas itibarı ile halü hazırda ön yargı ötesinde ele alınan nesnenin özünde gerçek kendisinde tüm önyargıdan müreffeh ne ise o öz itibarıyle iyi yada kötü bütün diğer hilkat gibi güzel yada çirkin bir yaratılım yaratılma gayesi toplum içinde kendi çapınca bir iyi tarafı yararı vardır bence yada hiç değilse dekor olarak kullanabiliriz dünya içinde.. o için bir hamam böceğini aşağılarken .. meydanlarda ulu orta birine armut angut öküz ayı manda sığır mal inek derken ağaç kereste odun hıyar oğlu hıyar davar oğlu davar beton mermer diye hitap ederken bir kez daha düşünmeli ona göre seslenmeliyiz bence......

Share this post


Link to post
Share on other sites
Ellerine sağlık Panturk... Yukarıda yazılmış 3-5 mesajı göz ardı ediiyorum ve, Ciddi bulduğumum şiiirinizin mükemmel olduğunu üstüne basa basa yazıyorum... :) Gerçekten mükemmel.. Ha, diğerleri de güzel, güzel amma bunu diğerleri ile kıyaslamak yanlış olur.

 

Selametle..

Selamlar

 

Padişahım çok yaşa...! :)

 

Göz ardı ettiklerine dön de bir bak, belki aynısını görürsün. Kıyas mı? Elma ve armutun farklılığını beyan ne kadar kıyassa, o kadar...

 

Bu cidden nefis eseri gölgeleyecek derecede can sıkıcı boyuta ulaşmış sözlere canımız ciğerimiz, hem ciğerimizin tam da köşesi, medar-ı iftiharımız, gözümüzün feri, çayımızın şekeri, gitarımızın teli, burnumuzun direği, çorbamızın tuzu, Şubat ayının otuzu, damağımızdaki lezzet, edamızdaki letafet, sofralarımızdaki bereket, kusursuzluk abidesi, ciddiyet nişanesi, bir nefes sıhhat gibi, mahşerde şefaat gibi, lafı istediğine çekmekte halat gibi, pek bi alıngan, bi okadar da kırılgan, kıymettar ağabeyimiz, yüce üstadımız, kısaca herşeyimiz Pantürk hazretlerinin, derinliği Mariana Çukuru'na denk bir dörtlüğüyle, bir eseriyle, bir şaheseriyle tatlı bir nokta koymak istiyorum:

 

gunler gecti aylar gecti gecti haftalar

kiymalari var bizim kiymayaya benzemez

kurutmuslar takir takir sira sira raftalar

mundarmi mismilmi bilinmez kofteleri var bizim kofteye benzemez

 

Afiyet olsun efendim...

 

Her ne kadar sürç-ü lisan eylediysek, kalp kırdıysak, affedilelim. Seviyoruz panturk abimizi..

 

Ve evet, saygı ve selamlarımla...

Share this post


Link to post
Share on other sites

damatlarımız var gelin kız değil

mağaradan köye verilir sanma

düşüpte patlamış karpuz değil

ortadan ikiye yarılır sanma

 

henüz çürük değil sağlam kaporta

dilediğince bin üstünden inme

ince kabuk değil bizde yumurta

çatırdar ortadan kırılır sanma

 

sırtına vurursan bıçakla çakı

emer senin gibi çamuru lökü

geniştir toprağa çakılı kökü

yıkılır sökülür devrilir sanma

 

bir tarafa bırak kızılı alı

aldığımız fiyat hayli pahalı

değil hasır kilim yahutta halı

ayağın altına serilir sanma

 

taskebabı pişer kavrulur etten

abcını çağrırız yukarı kattan

değiliz sap saman değiliz ottan

rüzgara kapılıp savrulur sanma....

 

...eyvah karnı tok olmayan anlamında acını diyecek yerde .. eyvah silme tuşu çalışmıyor.....eyvah internet kahve haanesi kapanıyor .. eyvah eyvah..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Biz Var Ya Biz

 

zor çeker.. merdiven kursam olmazmı...

 

dama kurdum merdiven

kısa gelir eldiven

bağıma üzüm ektim

bahçemize erguvan

 

ipliğimi katlarım

iğnesine saplarım

sana gider toplarım

caneriği mürdüven

 

ayakta durmasana

yanıma otursana

gider bulur gelirim

kanepe koltuk divan

 

turnalara tutun gel

aspirinin yutun gel

yarım alma bütün gel

içmene var şadırvan smile.gif

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sayın Hörmetli Sitem

 

 

varsa vaktim azda cebimde cukka

gider net kahvede biraz eğleşirim

forumlar başında yerim musakka

grekoromen ve serbes güreşirim

 

uyarı yollamış adminle modum

bu ikiside birbirinden odun

faydası yadsınmaz tuzda iyotun

guatıra karşı kor savaşırım

 

emrin olur beyim silerim hemen

sonrada çalarım mandolin keman

diyarbakır bitlis muş adıyaman

ardında gezer peşin dolaşırım

 

inan çok ciddiyim bakma güldüğüm

kapıdan kovmasın diye öldüğüm

yaş dökmekte içim boğaz kördüğüm

şaşkın hah hah hay halde ağlaşırım

 

ne demezsin paşam eğilmemmi hiç

gelsen suyunu iç açarım avuç

tarladan sökerim lahana havuç

sana aş etmeye uğraşırım

 

hizmete amadeyim her daim hazır

haşmetlü sultanım devletlüm vezir

bıyığın kırparım saçların kazır

tıraş yapar yüzünü doğraşırım

 

ağam hazretleri ey paşam beyim

kıral namzetleri muhtarı köyün

arzu et olurum yalakan neyin

ne demezsin canım el bağlaşırım ...

 

gerçektende kristianlık yahudilik dinsizlik ateistlik kalkmalımı diye başlık açmak yerine islam kalkmalımııı kız ayoool.. türkler zekiimii.. aşkta maydanozun önemiii.. kaçtane zarı üstüste koysak kaç milim eder türü forum başlığ açmaktan kaçınmayan bu ısrarı sürdürmekte devam eden ekolaycılara bundan keylim kaşımı çatmamaya karar verdim.. şimdiden sonra dümen sularına gidecem hah hah haay.. kimsede kalkıp yanlış anlamasın.. nasıl olsa biz yanlış anlarız diye mahsus böyle yazıyor aslında bu admini pek hazzetmiyor anlaşılan gibi yanlış düşünce içine girmesin.. çok ciddiyim sularına gidecem.. bir forum başlıklarını kaldırdılar ben yüzünden ideali bir kaç ay sonra yeniden verdiler..ginede benden vazgeçmeyen bu forumdan ben hiç vazgeçmem.. hah ha haay..yanlız yazılarımı yayınlamıyorlar.. bari ilk göz ağrıma uğrayım dedim sivii bayağı bi rahatsız heral.. temin bi geçmiş olsun diyecektim baktım hastanede zaar evde kimse yok buraya aldım ..sel sepet.. hah hah haa..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Güzellik On Para Etmez Azda Ruh Güzel Olmalı

 

bana çirkin diyen beğenmeyen kız

 

ettin ya ağzına alemin sakız

 

bulunur seninde talibin öküz

 

yüzünü sürecek eşik kalmasın

 

 

 

kırılmışım sana hayli bayağı

 

bir daha kapına atmam ayağı

 

bütün gün yiyesin koca dayağı

 

aşın diri olsun pişik kalmasın

 

 

 

çirkinin yerine başka deseydin

 

tipim değil diye kısa kesseydin

 

şişmansın utanma daha yeseydin

 

düşmanı olduğun kaşık kalmasın

 

 

 

yanılarak sana dünür gelince

 

naz eder görünüp baban verince

 

salınarak yürü selvi dalınca

 

topuklu giy boyun düşük kalmasın

 

 

 

yüz yüze benzesin tüyü aldırda

 

gerdanı gerdirip burnu kaldırda

 

porotez tak yahut dolgu yaptırda

 

dişlerinde delik deşik kalmasın

 

 

 

duymasın komşular damat ağıtı

 

dilersen vereyim bir dost öğüdü

 

geçir suratına kesekağıdı

 

yada söndür mumu ışık kalmasın

 

 

 

hayli geçkin yaşın kaç asırlığın

 

sakın belli etme hiç kısırlığın

 

gebelikten hariç yok kusurluğun

 

evde salıncak beşik kalmasın

 

 

 

bekarlık sultanlık bekarlık başka

 

insan kırk yıl bekar kalaymış keşke

 

lanet etsin kocan böyle bir aşka

 

intihardan gayrı hiç şık kalmasın smile.gif

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

sevgili istakoz isabet buyurdunuz.. şiir başka saytalarda.. çiyan gözleeeriniii sevmeeediğim dilbeeer başlığı ile orta yere sürülürken.. buranın kapı eşikte.. aman içerde uyuyan neyi olur sinirlenir kızar korkusuna az ehlileştirildi.. sevgili cihat nezaketen tebriğine teşekkür ederim.. sevgili sevda yolcusu..

şiir daha güzel şeyleri ifade etmek için kullanılmalı fikrinize katılmıyorum.. belki tıp alanında bir cerrahi müdahelede birisi çıkar hastanın yanlızca kalbine müdahele edilmeli midesine pankreasına bağırsağına yanaşmamalı diye tez atar yada bir diş hekimi ortodonti yanlızca süt dişlerini kapsamalı azı dişlerine ilişmemeli diyebilir.. bu onun hakkıdır.. ancak konu şiir gibi duygu ifadesi olan bir alana kayınca şu duygu kontrol altına alınıp şu duyguya ilişmemeli diye bir söz hakkı olduğunu sanmıyorum.. o duygu bir padişah fermanına duyulan isyanla.. yeri gelir kalktı göç eyledi avşar illeri derken yeri gelir padişahınada fermanınada kafa tutar.. ölen ölür kalan sağ bizimdir derken.. yeri gelir bir anzak ordusunu yamyama benzetir o duygu en güzel eseri ifşa edebilir.. gerçektende biz aşık edebiyatımıza baktığımızda esef verici gelişme hiç bayan ozanımızı göremezken.. tek yönlü perspektifte bir kadının bayanın sevme hakkı yokmuşça erkeklerin üstlendiği sevgiliye şiir yazma işinde.. en yüceltilen duygu sevme sevilme işini görüyoruz ağırlıklı.. halbuki.. romantizm adı ile anılan bir akımda.. romanlara özgü aşklar sevgiler ayrılıklar dışında gelişen bir yaşamda herkes maalesef dört dörtlük çokda yakışıklı güzel olamıyabiliyor.. bu için olduğu gibi veren gerçekçilik.. katı gerçekçilik.. daha sonraları ise gerçeküstücülük doğmuştur.. gerçektende eğer dil iyi terbiye edilip edeb çizgisinde içte birikeni kağıda dökerse kötü diye çirkin diye bilinen şeyide güzelleştirebilir bence.. esasen neyin iyi neyin kötü hangisinin güzel hangisinin çirkin olduğu göreliliğinin yadsınamaz olduğu bir ortamda.. genel yargı çirkin diye anılan kargayada güzel şiir yazılabilinir bence.. veya tam tersi sırf güzel şey diye baz alınıp sevgiye sevgiliye yazılı bir şiirde belli klişe dışına çıkamayıp seviyorum ölüyorum yanıyorum döngüsünde çok kötü çirkin de yazılabilinir.. bilmiom bilemiom kişisel düşüncem olduğu için doğru veya yanlış olduğuna karar veremiyorum.. eleştiriniz için teşekkürü borç bilirken ... hepinizin affına sığınarak az ramazan baş döngüsü ile çok kötü yazılmış ...( ancak çok kötü oluşuna rağmen içinizdeki öfkeyi yanlış yere birilerine akıtmak yerine bir maçtaki kötü hakeme kötü oyuncuya atıp nötralize olduğunuz gibi bir kötü şiire şaire hemde doğru hedefe akıtıpda nötralize olma mümkün bence.. esasen edebiyatın işide bu olmalı.. şair duygudan kurtulurken okurda o duyguyu yaşamalı içte öfke duygusu varsa atmalı gülme duygusu çoğaldıda çıkamıyorsa gülmeli ağlaması için az bi duygulu şiire ihtiyaç varsa höykürmeli bence sanırsam kanımca..)... kötü ötesi çirkin bir şiirimi daha verir.. bu vesile ilede.. burdan o bayana seslenir.. bundan sonra hakkımda öyle çirkin mirkin şeyler dediğini duyarsam şiirle miirle afişe etmekle yetinmiyeceğimi köyünün adını babası anası kendi adı ile afişe edeceğimi intikamımın korkunç olacağını beyan eder.. başta sevdayolcusu cihat mresit gardenya acharte serdengeçti istakoz olma üzere şurda adını saysak ayrı şiir çıkcak cılkı çıkıcak hepinize selam sepet eder mübarek ramazanı şeriflerinizin hayırlara vesile olmasını temenni ederim ... fakir..

--------------------------------------------------------------------------------

 

gün karardı güneş tepeye çıktı

içte yanar ateş semaya çıktı

nikotin tükendi suyunu çekti

açkarna bütüngün ölümüz çıktı

 

ramazan vaktidir

tam ezan vaktidir

az tez ol hocam

suizan vaktidir

 

kopardım yaygara ayyuka çıktı

aldığım yufkalar pek yuka çıktı

canım bugün müthiş musakka çekti

menüde şansıma fasulya çıktı

 

ramazan vaktidir

tam ezan vaktidir

az tez ol hocam

suizan vaktidir

 

susuzluk şahlandı çatıya çıktı

yar misafir geldi yatıya çıktı

elini tutmamı kötüye çekti

o bakir ben bekar canımız çıktı

 

ramazan vaktidir

tam ezan vaktidir

az tez ol hocam

suizan vaktidir

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sevdayolcusu saptaman gerçekten çok yanlış.

Şiiri sadece mutlu anlarda bulutların üzerinde yapılan bir sanat olarak görüyor ve en güzel yanının sadece güzel olanı vurgulamasının gerektiğini söylüyorsun .

Oysa şiirin en güzel taraflarından biri mevcut olanla yetinmek yerine ideal olanı aramasıdır.

Şiir bir arayıştır.Hemde ardı arkası kesilemeyen.

Panturk'unda dediği gibi duygunun yoğun olarak dile getirildiği en etkili araç şiirdir.Ve öfke ve kızgınlık hislerin had safaya ulaştığı ,kelimelerin paralandığı durumlardır.İşte bu anlarda kelimenin ötesine geçmek için en güzel köprü şiirdir.

 

Umarım anlatabilmişimdir...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Enstantaneler

-------------------------------------------------------------------------------

 

.Niçin böcek yemiyoruz?

 

Böcek yeme fikrinin insanda oluşturduğu tek duygu iğrenme duygusudur. İnsanların gıda tüketim alışkanlıklarını, kalori değerleri ve beslenme dengesi değil, dinler, gelenekler kısacası kültürler belirler.

 

Günümüz insanları sadece birkaç omurgalı, yumuşakça ve kabukluları yemesine karşın, atalarımız böcek yiyici idi. Böcekler bol miktarda protein ve yağsız sığır etinden daha az yağ içerirler, içlerinde bol miktarda kalsiyum, demir, çeşitli mineraller ve vitamin vardır.

 

Protein içeriği bakımından, çekirge yüzde 50-75, örümcek yüzde 64, karınca yüzde 24, tavuk yüzde 23, balık yüzde 21, sığır eti yüzde 20 ve kuzu eti yüzde 17 zengindir. Avrupalılar böcek yemez ama Afrika'da değişik çekirge türleri ve iri kelebek tırtılları yenir.

 

Tayland'da bir tür iri su böceği, Yeni Gine'de ağustos böceği, Japonya'da kızartılmış yaban ansı, yalnız veya diğer besin maddeleri ile veya soslarla karıştırılıp yenmektedir.

 

Halen dünyamızda, insan gıdası olarak 500 civarında böcek türü yenilmekte, bunun yüzde 40'ı Meksika'da tüketilmektedir. İnsanların böcek yeme alışkanlığım kazanamamalarının sebebi muhtemelen, böceklerin boyutlarının küçük, dolayısıyla tüketim için gerekli olan miktarın temininin zor olmasından kaynaklanmaktadır.

 

Bundan sonra söyleyeceklerimiz, bizi dikkatli okuyan ve evlerindeki kalorifer böceğinin ekonomik değerini anlayan okurlara; Eğer böcek yemeye karar vermişseniz, onları sağlıklı olarak yakalamalı ve derhal işleme koymalısınız, çünkü ölü böcekler çok çabuk bozulurlar. Karasinekler ve hamamböcekleri gibi böcekler çoğunlukla bakteri taşırlar, bunları yememek gerekir. Aslında Öyle veya böyle bütün böcekler parazit taşıdıklarından, iyi bir pişirme gerekir.

 

Tüylü böcekler boğazı tahriş eder, renkli böcekler ise çoğunlukla zehirlidir. Şaka bir yana, insanlar sağlıklı bir şekilde böcek yiyebilme alışkanlığına kavuşsalardı, besi hayvancılığına ayrılan otlaklar bugün orman olarak korunabilecekti! ...by kant.. d. dinlerinden

.................................................. ...

efendiler ey kutsal ötüken ormanı halkı.. insanın yeme içme alışkanlıkları temelinde ekseriyetle din duygusu ağırlık basar.. hatırlayan varsa bir yazımda tutki dünyaya salınmış ilk insansın yayılan sürü gördün köpek var koyun var niye hemen koyun diyon köpeğide yiyebilirsin deredeki kurbağayıda deyip.. insanın yeme içme alışkanlığını belirleyici kriterlerin en başında gelen bazı dinlerin vejeteryanlığı salık verirken kimi dinlerin ineği kutsal yapıp yeme içme alışkanlığına ket vurduğunu bazılarının şunu şunu şunu yeme içmede engel görmediğini belirtmiştim...gerçektende tabiatta bazı canlılar vardır bir canlı onu tüketirken yemesinde sakınca yokken diğer canlı yese ölebilir söz temsil en kokuşmuş pis şeyleri yiyerek yok eden bir sinek gibi beslenmeye çalışsak hastalanabilir ölebilir çok zehirli bir bitki sütleğen otuna tünemiş iştahla yiyen kurtcukları görüp aşka gelsek cartayı çekebiliriz.. yine bazı tür yeşillikleri tüketmek için işkembe adı verilen bir donanımla donatılmadığımız için geviş getiremeyebilir mide fesadından.. cık cık cık..

 

gerçektende doğrudur bunlar dışında yılan gibi kara topraklada bir süre beslenebilir insan.. örneğini gördük kısa süre önce meksikalı iki balıkçı on ay süre ile yanlız balıkla yaşadı iki arkadaşları dayanamadı öldü ikisi sağ kurtuldu şimdi adalet önünde arkadaşlarını yemek için öldürüp yedikleri suçu ile hesap veriyorlar.. ve börtü böcek zehirsiz olma şartı ilede envai çeşit göğerti ot püsürlen beslenebilir bittabi.. ancak lakin ve lakin.. arab yarım adasını aydınlatan nur'a nazil olan ayette açıkca beyan edildiği gibi sizlere sağlıklı temiz olanı helal kıldım diye islam dini büyük bir ön görü ile besin zincirinin ilk halkası olan bu böertü böceği yasaklayıp.. ikinci halka olan.. kurdun kuşun rızkı olan bu taamlara göz dikmemizi engellemiştir... gerçektende günümüzde.. envai çeşit sinek öldürme ilaçları ile belediyele araçlarının arkalarında tor tor çalışan motor kılıklı bir şeyle. beyaz duman şeklinde sıkılan zehirler yetmez.. hergün onca sinek yanında bal arılarını onca balığa yem olmuş çekirgeleri..toprağı havalandıran besine artı değer katan solucanları yok eden eksoz dumanı.. git gide çoğalan zina bina yüzünden yaşam alanları daraldığı gölleri ırmakları zehirlendiği için zaten git gide bitmiş tükenmiş ( yalanım varsa çıksın o kişi.. boğazlanmış çocuğun kanı gibi aktı zamandada söyledim suya taş atıp çırpıntısı ile balık yakaladığımız yirmi sene öncesi kiymir çayının en az zehirlenmiş başında çatak tarafında bile balık gören tutabilen kaldı ise çıksın) birde açlık tehlikesi çeken bu zavallı doğa yaban hayvanları.. bilinçsizce ithal et ile öldürülmüş hayvancılık.. o hayvan ardında gübreden zebeblenemeyen kurt böcek onu yiyemeyip darılmış kuşlar o kuş ile beslenen tilki çakal insanın yemesi yasaklanıp kartala karga akbaba kurtlara yiyecek olmuş çabuk çoğalıp çok doğurup taam olmuş yaban domuzları ekolojik bağlamda besin zincir halkası iken .. aman devir kötü deyip yakında buda karaborsaya düşer deyip.. sokaklarda çöpöğütme makineleri çıkalı beri açlıktan deri kemik kalmış sokak köpeklerimize kedilerimize saldırmamalı bu börtü böceğe göz dikmemeliyiz bence kanımca sanırsam... altta bi eski yazımın formatıda veriyimde tükenen kaynaklara alternatif buğday gibi bire on onbeş yerine mısır gibi bire beşyüz veren taamlara neyi yönelelim oturalım oturduğumuz yerde.. cıvıklaşmayalım çok recaağ ederim..

 

......................................

şimdi tabiata baktığımız zaman ot yiyen hayvanlar efendim nedir bunlar?

koyun geçi dana sığrı maaal davar efendim ökuz eşşek efendime söyleyeyim

manda katır beygir bunlar zağten ismindende anlaşılır deve buzağ inek gibi

hayvanlar ot yerler ve bunların içerisine son model bi arabayla da da da

daaaaat diye bi avaza gorna çala çala dalın bunlar bel bel yüzünüze baka

baka geviş getirirlerde az bi popomuzu oynatak yol verek de geçsin demez

düşünmez bunlar yaa gerçektende ömrü çayır çimen içre yayılmakla geçer

uyuşuk mıymıntı uyuz olurlar .kazara daldınız bunların familyadan

mandagillere bas kornaya sona kadar manda idraki diye bilinir ( idrak:

bir olay bir konu bir şeyi anlıyabilme algılayabilme yetisi yeteneği

kaabiliyeti) köyde yaşayanlar bilir bunun malak diye adlandırılan

yavrusunu salarlar bu iki saat anayı cork cork emer manda kalın deri kalın idrak

farkedemez 2 saat boyunca emildiğini neden sonra anlayıp sütü salar yavru

hayvan karnını öyle doyurur gecde olsa deri gibi kafada kalın .. Da da da

daaaaat diye korna öterken siz sinirden morarmış direksiyon simidini

ıssırırken bu hiç oralı olmaz yol kenarındaki yeşilliği yer yayılır bi 30

dakika sonra sırasıyla bunun kulak , örs, çekiç, salyangoz, duyum merkezi

,beyne giden sinir, beyin zarı,beyin çeperi ,beyin hücresini geçip idrak

merkezine ulaşıp yankılanan daaaaaat sesiyle bu ürküp birden MAAAAK

diye bağırarak korkuyla panik halinde koşup kaçmaya başlar yolu açar siz ağlıya ağlıya gözyaşları içinde yolunuza devam edersiniz .

hindistan cevizi muuuz findik fıstık gibi besin değeri yüksek gıdayla

beslenen maymun bunlara nispeten biraz daha zekiysede ( aman ne kadarda

zeki tüh tüh tüh nazar değmesin inşallah ) gerçekte zeki kurnaz akıllı

olnaları etle beslenen aslan kaplan tilki çakal panter kedi v.b dir

bunların hem beyne bol protein gidip gözlere fosfor ulaşıp daha sonrası

içinde avı görür yakalar atik çevik olurlar av yapma yeteneği veren

güçlü pençe soğuktan koruyan gür kürkü esnek yay gibi kas dokuyu hep ete

borçludurlar ...

efendim gidin bakın amerikan capon gavuruna dört yan deniz bol bol balık

yer bunlar beyinli olurlar bakın misal bizim lazlar hamsi yer kafalarıda

müthiş çalışkan olur frenk gavurları bebe beliği bilgisiz kalmasın diye

ders kitaplarında okutup buğdaydan hazırlanan şarklılara özgü bir tür

besin diye eğitirler kendileri sofraya koyupta tatmaz bol et tüketirler

biz türkler bir koyun inek yetiştirip senede bir doğum bir yavru alırkan

onlar bir domuz dan yılda üç dört doğum her doğumda 10- 15 yılda 50-60

yavru alıp bol et yer tüketirler

EFENDİLER! EY KUTSAL ÖTÜKEN ORMANININ HALKI! ne

gelişmiş batı memleketleri bol bol domuz yetiştirip domuz yiyyo sizde

yeyin ...diyecek.. denli görgüsüz ..

ne de mahalle arasında sümüklüböcük satılamayacağını bilmiyecek denli

yurduna memleketine soyu sopuna yabancı biriyim

o için illede et yiyeceksek GEYİK yesek olmazmı bakın o da her bir

doğumda 4-5 yavru yapıp yılda 2- 3 doğum gerçekleştiriyor üretken ve

verimli gidin! dilediğiniz hacısına hocasına danışın sorup soruşturun geyik

mısmıl bi hayvan eti yenir yok yaağni benimki bi fikir bi görüş belirtimi

gızmayın recaağ ederim

 

 

 

müftüye gitsek salyangoz doğurgan bi hayvandır desek

mısmıl diye izin alsak satış işini ferrari ile gerçekleştirsek klakson

çala

çala gitsek ne olurdu? unrealized cw den..

...........................

 

hay bin yaşa unrealized yaa şimdi gerçektende dilim varıp

söylüyemiyodum .. atsak kaynar suya kabukları çıkıncası bassak orta

yerine hamuru kızartsak ayrı tavada tereyağ içre salça pul biberi alsak

bunları süzgece süzsek yaysak tepsiye samırsaklı yoort ekle ... üzre

pul biberli mis kızarık tereyağ gezdirtsek cızır cızır ıccak ıccak cozurdasa

..

mantının maliyetce ötekinden düşük proteince zengin olanı senin el benim

ayak bağlasak gaşıklasak yesek ne olurdu..

...........................................

yalakalık ırsiimidir sonradanmı yalaka olunur...

 

yağni doğuştan kazanılan genlerle ilgili bir kazanımmıdır yoksa sonradan elde edilen bir edinimmidir... hastalık olarak mı görülmeli ( manevi olarak) yoksa sağlıklı bir durumdurda bu yeteneği kazanamamış insanlardamı poroblem vardır.. biz kimlere yalaka kimlere yalaka değilsiniz diyeceğiz.. gözlemlenebilinir bir bakışta şıp diye anlaşılır kriterler varmıdır.. yalakalığa bir kez bulaşmış biri sonsuza kadar bu illeti taşırmı.. kurtuluş yolu yokmudur.. yalaka yanında neye dikkat etmeli.. her yalaka zararlımı yararlı yalaka yokmu.. ilginize aydınlatınıza şimdiden teşekkürler..

.........................

 

yalaka olunur doğulmaz bence nasıl insanlar sonradan ş..siz oluosa aynen öyle biz doğarken tertemiz saf oluyoruz büyüdükçe kişilik oluşuyo iyi ya da kötü yalakalık da bu kişilik huylarından biri.. nefret ediyorum yalaka erkeklerden,kızlardan,sahibinin yüzünü yalayan kedi ve köpeklerden,yalak hocalardan,yalak olan her şeyden iğreniyorum by burcu...

.........................

 

kedi köpek onu vefa borcu ile yaparken insanın vefa borcunuda öderken bir nebze buna meyletmesini kabul görebilirim.. ancak sanırım yalaka tüm bunlardan münezzeh sadece çıkar elde edim öncesi yalama eylemi yapan bence.. kedi köpek gibi karnı doyum sonrası değil... çünkü bu yalaka takımı karnı doyunca babasını tanımaz bence.. ancak doğuştan gelen bir kazanım değilde sonradan elde ediliyorsa yalaka kadar YALAKALIK YÜKSEKOKULU olmadığı halde bu eğitimin alınmasına olanak tanıyan çevreninde etkin faktör olup.. ufak tefek sağdan soldan toplanan birikimin birisinde göze batar denli toplanıp açığa çıkıp.. yalaka nitelendirmesine zemin hazırladığı görüşündeyim... esasen .. yalakalığın.. bir çeşidi olan .. basında açık tirübünlere oynayım diye nitelenen.. benim memurum benim vatandaşım tarzı bir yalakalığında.. genelde çoğunlukca kabul gördüğü benimsendiği.. bu tür yalakaların pirim yaptığı... televizyon adlı ahmak öldürende fink atan hokkabazların şarlatanların gösteri sonrası.. alkışlarınıza desteğinize burdan çok teşekkür ediyom halkım siz için varım tarzı çıkışların.. nabza şerbet verimi olduğunu.. yaağni kısaca.. aşırıya gitmeden yapılan ufak tefek yalakalıkların kimseye zararı olmadığı görüşündeyim.. ancak dozaj arttıkça yalaka itibar kazanıp otorite yanında saygın konum edinip alt mahiyettekileri fişfiklemeye ispiyonlamaya ezmeye hor görmeye başlayınca yalakalık rahatsız haale geliyo.. bide tam tersi durum yalaka olmadığı halde.. işinde görevinde yükselip.. yalaka herif şefin müdürün göze girmeyi başardı diye haksızca yalaka lanse edilenler var bence.. esasen çok yönlü olarak ele alınması gereken yalakalıkta.. takım yalakalığından parti yalakalığına.. şarkıcı film artisi yalakalığına.. mahalle muktarı yalakalığı tırafik polisi yalakalığı.. zengin yalakalığı.. komser çavuş yalakalığına dek geniş yelpazede ele alınması gereken bir konu iken.. hatta suyu çıkıp admin mod yalakalığına kadar iş uzanmışken.. ben şöyle kısaca bi göz atiim dedimidi..

 

.........

insanın yaşamı onu yalaka olmaya yöneltebilir.tabi içinde de olması gerek yalakalığın.. by thechat

...............

bir bölümü bu yönlendiren baskılara direnirken.. seninde doğru tesbitinle.. içtede olması gerek ..diye belirttiğin gibi içte bu dehayı taşıyan arkadaş.. şıpın işi dalarken yalakalığa.. aslında ekonomik durumu neyi bozuk olup yalakalık yapması gereken biri hatta yalakalık yapsa bile kimsenin onu ayıplamayacağı biri hatta ve hatta el öpmekle dudak aşınmaz köprüyü geçene dek ayıya dayı diyecen diye gaz verdikleri biri tüm ihtiyacına bunu yapmak istemesine rağmen içte bir miktar maya olmadığından bunu başaramamaktadır..

 

........

bide bu yalakaların yalaka olduklarının farkında olup olmadıkları sorunu vardırki.. üç bilinmeyenli denklem gibidir... gerçektende yalaka olduğu su götürmez herhangi bir yalakaya - afedersiniz kardeş siz yalakamısınız?? .. diye soru yöneltseniz kesinlikle yalaka olduğunu kabul etmemektedir...

 

bilimsel bulgulara gerek kalmaksızın çıplak gözle rahatça gözlemlenebilen yalakalık şerefi ile onurlanmış insanlara baktığımızda.. kilo ortalamasının genelin hayli üzerinde olduğunu farkettiğimiz gibi .. ne hikmetse yaş ortalamalarıda bir hayli yukarlardadır... bunun temelinde sağlıklı beslenmenin önemi yadsınamazsada.. kanaatimce.. kafalarının .. geçim maaişet gibi kaygulara fazla takılı kalmamasıda bu skoru etkilemektedir... iyi bir yalakanın olmazsa olmaz şartlarından biri olan gelene ağam gidene paşam için bir miktarda hitabet sanatına.. neyi nerde kullanacağını hangi sözcüğün daha şık olduğunun muhasebesi gibi ince ayarlar varki... başlangıçtada değindiğim gibi doğuştan kazanılan bu özellikle üstesinden gelinirken... esasen hep merak ettiğim tatlı yiyelim tatlı konuşalım sözü ile yalakalık arasında bir bağ olup olmadığıdır.. gerçektende tatlı yiyen bir insan tatlımı olur.. ben yıllardır ağızda diş kalmamaya.. bilhassa şeker bayramlarında.. avuç avuç şekeri iç ederken.. kendimde bu güne değin böyle bir nitelik göremedim...

 

birde yalakanın yalakası konumu oluyorki... bilhassa daha kalabalık ortamlarda yalakaların sıklıkla bulunduğu mekanlarda.. bir baş yalaka var ise bu baş yalakanın bir alt kademesinde.. ondan biraz daha az yalaka olan yalaka oluyor.. bunları numaralandırma sıralamasına soktuğumuzda bir numaralı yalaka iki numaralı üç numaralı dört numaralı gibi sayısal olarak ifade ettiğimizde numaraca burun farkıyla önde olan yalaka ne hikmetse kendinden az geride yalakanın kendisinin ilerisine geçmesine tahammül edememekte bir hıyararşik düzen ile mevkiilerini korumaktadırlardır... bu dışında daha yalakalar hakkında söylenecek çok şey olduğuna inanıyorum

Share this post


Link to post
Share on other sites

Abartmayın çok Rica Ederim

 

kuğu boynuna gerdanlık

incilerden dizme aldım

yaptım bağ bahçe fidanlık

bir elime kazma aldım

 

yetiştirdim dil kabartan

çıkmasın şurdan abartan

bir dal yeşil cin biberden

yetmiş kazan ezme aldım

 

tek lokmam geçmez ümükten

korkarım yalan yamuktan

iki tutam ak pamuktan

otuz arşın yazma aldım

 

yara bere sağı solu

incinip kırılmış beli

bir topal arıdan balı

elli bidon süzme aldım

 

ürünümü ey ahali

satıpta ucuz pahalı

eve yolluk kilim halı

ayağıma çizme aldım

 

mintanı giyerim allı

severim hep kısa kollu

kapattım pek ucuz yollu

bir heybeden bozma aldım

 

mübağlağ etmeyin onca

koparman yaygara bunca

bir bu ramazan ayınca

zeytinyağı sızma aldım

 

fazla büyütmeyin ecik

paramdan az artıncacık

yarin burnuna incecik

kırk ton altın hızma aldım

Share this post


Link to post
Share on other sites

hocam gerçekten çok güzel..

öksürseniz şiir oluyor..

 

ama söylediklerim 'nezaketen' değil hakikaten..

 

 

saygılar

Share this post


Link to post
Share on other sites

anlatmanıza gerek yoktu sayın cihat bey....çünkü onları bende biliyorum....ve ben asla şiiri sadece güzel duyguları ifade etmek için yazılan bir edebi tür olarak görmüyorum... bence şiir hangi duygu anlatılırsa anlatılsın o kadar ağır kelimeler kullanılmadan duyguların ifade edilebilmesidir....yani kızgınlıkların dahi yumşak bir şekilde anlatılabilmesi sanatıdır....

 

umarım anlatabilmişimdir.........

Share this post


Link to post
Share on other sites

kendini ille de degerli ruhlarin tasvirine vermek icin o pek yavan gercekligi insanligin onurunu dusuren ve bu onuru iki paralik eden soguk kisilerde fellik fellik kacan: boyuna degisen tasvir anaforu icre ne yapip edip birkac ender ayricaligi secen: sazinin yuksek perdesini hic degistirmneyen.. hic zavalli insanlara inmeyen...ve yerden gok ulkesine ucan yazarda mutludur...

bu yazar iki yonden talihlidir: kendini bu seckinler arasinda sanki kendi ailesi icindeymis gibi bulur bu bir. ... birde zaferinin yankilari dort bir yanda cinlar bu iki... gercegi kendilerinden gizleye gizleye yanlizca gercegin buyuklugunu ve guzelligini gostermek icin insanligin kusurlarini ele vermeden insanlari over ve sarhos eder.. herkes onu alkislar ve zafer arabasinin ardina takilir.. ona buyuk sair derler.. kartal nasil yuksekten ucan butun kuslarin ustunde yol alirsa deha yolunda onunda obur iyi akillilari gectigini soylerler.. adi gecince genc yurekler titrer.. her gozde sevgi yaslari parlar.. kimse onun gucune erisemez.....

yasamimizin icine yuvarlandigi alcakliklarin o korkunc fanusunu yerinden oynatma tutup ( o kimi zaman pek guc gelen pek aci gelen dunya yolculugumuzda her adimda rastladigimiz) soguk miskin bayagi kisilerin ucurumuna dalma cesaretini gosteren ve kayitsiz gozlerimizin goremedigini acimasiz bir kalemle gun isigina cikaran yazari ise bambaska bir yazgi bekler...

boylesi halktan alkislar.. sevgi gozyaslari ortak bir heyecan dalgalari gormeyecek onalti yasindaki kizlarda hic bir kahramanlik atesi uyandirmayacak kendi sozlerinin buyusune kapilip gitmeyecektir.. en sonunda guzel yapitlarini seytanca ve garipce yazilar diye dillerine dolayacak kahramanlarinin kusurlarini ona yukleyecek ondaki butun kalbi butun ruhu ve tanri vergisinin kutsal isigini yatsiyacak olan iki yuzlu ve duygusuz cagdaslarinin yargisindan yakasini kurtaramayacaktir... cunku cagdaslarimiz.. gozle gorulmeyecek kadar ufak bocuklerin kimildanislarini olcup bicmeye yarayan camlari.. gunesi incelemeye yarayan camlarla bir tutuyor.. hor gorulen yasamdan alinmis bir sahneyi isiklandirmak ve bundan bir basyapit yaratmak icin buyuk bir anlayis gucunun gerekli oldugunu yadsiyorlar..yaratmak: coskun bir kahkahanin guzel bir lirik davranisi destekledigini ve boylece bir kahkaha ile maskaraca bir siritis arasinda bir ucurum oldugunu yadsiyorlar.. bunca seyi yadsiyan zirzoplar taninmamis yazarin yapitlarini alaya alacaklardir.. hic bir ses onun sesine karsilik vermeyecektir.. yolun tam ortasinda tek basina kalacaktir.. isi zor .. yanlizligi yurekler acisidir.. ...xoxol mertoviy dushi ... olu canlar...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Zavallı Köpek

 

var idi bir köpek ne tüyler parlak adeta ipek

ne bel onaş pak.. yaani.. şakülüde doğru değildi pek

sabahtan akşama dek yemez ne yal ekmek ne kepek

dirayetine şaşan derdi bu tam köp oğlu köpek

 

katiyen yemez aş.. daima aç karna gezer tozar

yetinir ayda bir sefer onuda yer azar azar

her çeşit kasap var.. artan yeter.. gitse çarşı pazar

gitmez.. orda burda dolanır.. sürter.. zayıf ve nizar

 

hint fakiri gibi sapkın gafil yaşardı düşkünce

diğer çoban köpekleri yerken sıcak aş pişkince

bu salak bakar uzaktan şaşkınca açlık aşkınca

ibadet sanır.. onca.. nefse ederdi işkence

 

aklınca yemediği rızka olur olmaz bir şükür

başlardı ulumaya.. şeytan der.. git yüzüne tükür

karşı cins köpekler bile görürdü bunu hakir

geçer giderdi ahir ömrü bi izdivaç vü bakir

 

açlıktan nefesi kokar idi leş gibi her zaman

yanaşmaz yanına kimseler.. hep derdiler el aman

tut ki yanaştın.. uyuz yelesinde kıl tüy bulaman

kuyruktan tutayım de.. kopar gelir ele dolaman

 

gözlerinin içinde ne fer ne ufak bir pırıltı

yanlız boğazını tırmalar içten gelen hırıltı

bir viran avlusunda yatar kalkar durur sığıntı

derisini al sırtından.. işte kemikten yığıntı

 

deri dediğime bakmayın .. o dahi öyle piskin

her daim taşırdı.. bulaşıcı hastalık riskin

kendini bu miskin kilom iyi der ederdi teskin

açlıktan dökülmüş dişten kalanlar değildi keskin

 

keskin olmadık dişle.. biri salsa sürü ardına

gerçi gitmez de.. ilk bu kurban olur yaban kurduna

baktı ki kurt.. dek gelmedi.. bir bahadır merdine

o da takar peşe sürü.. yan artık kendi derdine

 

sinek acır haline.. öte ki kalkmadan konmazdı

kemikten gayrı yok bilir karga üstünde dönmezdi

ölüp gitse gübre dahi olmaz.. bitki de onmazdı

solucan kemirse hoşnut kalmaz.. içine sinmezdi

 

ömrü geçti beyhude.. kimseye sağlamadı yarar

böylesi müptezeli.. kim kapısına kor.. kim arar

demek ki neymiş.. aşırı tokluk gibi açlık zarar

o vakit bul ortasını.. ye iç.. gönlünce bir karar

 

köpeğe gelince.. üstünde o kadar durmayın pek

buldular bir sabah.. gömdüler.. bolca kireç serperek

doldurarak kara toprak.. çukur da oldu bir topak

zaten yaşarken ölmüştü.. bakımsız zavallı köpek..

 

... şimdi yaa.. gerçektende.. islam dini.. ne yüce kutsal bir din ki.. israiliyat edebiyatı ile.. sonradan.. bidat türünde.. islama maledilmeye çalışılan bir çok saçmalığa cevaz vermeden.. ne bir post yeter şabalıklığı ile.. salkım saçak pejmürdeliği.. ne.. yahudiler gibi sahura kalkmamazlık etmeyin nasihati ile.. nefse zulmü.. salık verir.. hoş aşırıya kaçın yüklenin bedene.. her biri kuru yük gemisi şilep .. kendi çapında.. birer capon sumo güreşçisi elde edelim diye.. aşırı tüketin aşırı sarfedin demez elbette.. ama.. biz size helal kazancınız ile.. yemeniz için nice meyvalar taamlar var ettik görmezmisiniz der..

.. hiç kitap okumadı isen.. sünnet demi bilmezsin ey kişi.. severek et yemeğini parmakları ile yerdi.. bununla beraber nefsi terbiyeyi elden bırakmaz arpa ekmeği tüketir disipline ederdi derler..

gerçekten de.. türk toplumunu bozmak için.. hristiyan formatlarda seçmece.. zayıf beden deri kemik .. bedenler teşhir edilirken.. bundan yirmi sene kadar evvel.. kıtlığın telef ettiği.. avrupa sofraları 4 öğün tüketsin diye.. sömürdükleri.. çaresiz zavallı iken.. o halde.. olduğu halde kontrolsüzce şuursuzca.. üreyen..çoğalan.. kendi nefslerini terbiye edememiş.. kişileri hayal ederek.. geleceği..yutkunmakta zorluk çeken.. nesillere çevirmemek.. anlamsız uydurma boş hurafelerle.. kendimize.. mazbut pejmürde.. manasız.. hayat seçmektense.. dengeli sağlıklı.. beslenip gürbüz.. bedeni daha fazla çalışmayı götürüp daha fazla çalışıp.. daha çok kazanıp.. civarında.. yoksul sakat iş göremez insanları ihya edebilecek nitelikte.. varsıl olmayı.. farz kılan.. kafa yapısı ile olduğu kadar.. beden yapısı ile de aklı başında insanları gerektirir geleceğin.. akıllı yürünecek yolları.. o için.. yeyip içtiğinizin.. benim kursağıma gitmiyeceği.. bilinci ile.. sizi bozmak.. çökertmek için.. cebimden.. onca para harcayıp.. şurda .. kendi boğazıma yiyeceğim parayı kalkıp..sizlerin sağlıklı yetişmesi için öğüt niteliğinde.. yazıya ayırıyor isem.. yanlışa kaçmadan.. yanlış anlamadan.. elde olduğunca.. harama meyletmeden.. beriki baktın on kağıda alıp.. et yiyor senin gücün yetmedi.. iki kağıda tatlı su sazanı alır bir de sarmısak döğer.. karnın doyar kalkarsın.. haa.. beriki aç duruyor bende aç duruyum demenin sana ona faydası olacağına inanmış isen.. müstesna.. yeme.. aç dur.. ama kendini kurtarabildikten sonra.. başkalarına iş verebilecek yapılanmaya gider.. onlara kapı aralayabilirsin bence.. efendiler.. o için.. yeyin bence.. yok nedamet.. acep darıldı gücendimi ki.. yazdığıma bi bakiim gücendi ise gönlünü alıyım diye gelirken.. yolda bi köpeğe rasladım.. gel kuçu kuçu dedim çağırdım simidimin ucundan böldüm verdim kokladı yemedi.. şaayet.. zengin iti idi daha iyi şartlarda karnını doyurdu ise.. günahı boynuna.. yok ben kendime bu tür yaşam tarzı benimsedim.. hacı bektaştaki delikten çok zayıf olursam geçeceğime inanıyorum derse.. hakkımı helal etmem.. içim gittiği halde.. yerden alıp simidi tekrar.. yemedim alıp yükseğe koydum garga guş yesin dedim müstehakdır.. itoğlu ite.. akşam akşam.. gerçekten de.. bi kaç sene evvel beni öldür simit yiyemezdim ne oldu bana.. kahvaltıda simit öğlen simit.. ve hoşuma gitmeye başladı.. canım çekiyor yiyorum aabi.. varmı öte yanı.. selam sepetle..

Share this post


Link to post
Share on other sites

öh be panturk!

nasıl bi psikolojidir bu!

 

sözün bittiği yemeğin başladığı noktadır.

cümleten afiyet olsun!!..

Share this post


Link to post
Share on other sites

amin.. olmayana da versin.. kimseyi açlıkla terbiye etmesin.. ninemin hep bu duası ile büyüdük.. açlıkla terbiye etme ya rab.. açlık kadar kötü şey varmı acaba dünyada?.. aç kimse kendine eziyet ettiği kadar.. sağlıklı düşünemeyen doğruyu yanlıştan ayıramayan beyni ile.. her tür yanlış işe meyleder yapıda oluşu itibarı ile başkalarına da çile çektirir.. hırsızlık arsızlık her tür dalavere aç insan beyninin ürettiği.. salt karnı doyurmak nefsi köreltmek amacı ile fırından kapılacak bir sıcak somun.. çok zorda kalırsa.. camide abdest almakta olan vatandaşın ceketi hafifçe düzeltiyor gibi yapım pilanı kurar.. yol keser.. haraca bağlar.. gerçektende atalarımız boş yere dememiştir bana zenginden zarar gelmez fakirden gelir diye..

 

.. meşru olan.. açlık sınırına çizgisine yanaşmadan.. çalışıp çabalayıp.. bir şey üreterek.. elde variyet bulundurmak.. eğer yıllık kazancından artan miktar var ise.. bunun bir bölümünü bu imkanı yakalayamamış yoksulllara onların onurunu kırmayacak biçem gece vakti kimseye görünmeden.. kapısını çalıp sessizce kim olduğunu belli etmeden.. kapı önüne gönülden kopan ayni yada nakti yardımı bırakıp sıvışmak olmalı.. kuru söz ile..nafile.. kendin işitip kendi kendini tatmin edeceğin.. şekilci yaklaşımlara girip.. hah sesimi duydu.. mutlaka karşılığında bana da bir parça başımı sokacak yer verir diğer tarafta.. biçemciliğinden kaçılmalı öze inmeli.. şükrün edası için.. israftan kaçınmalı ekmeğe saygı duyulmalı.. ihtiyaç nispetinde alınmalı..bayatlar değerlendirilmeli çöpe katiyen atılmamalı.. çok istisnai durumda.. yenilmiyecek halde ise.. iyice kurutulup.. bozulmayacak hale getirilmeli kışın .. karlı havalarda taam sıkıntısı çeken karga kuşa balkona bahçeye sepelenmeli.. onların dostluğu kazanılmalı.. hayatta kayda değer.. bir başarılı işim yok isede gururla söyleyebilirim.. bu ekmeğe saygı konusunda çok titizimdir.. bir kaç yıl önce.. her nasıl olduysa.. bir artan ekmeğimiz oldu izmitte çalıştığımız yerde.. vahdet abi dedi atalım çöpe çok bayat dedi.. gönlüm istemeye istemeye atarken abi dedim inanırmısın hiç ekmek arttırmam.. hep değerlendiririm hiç çöpe atmam dedim.. onunda aynı ben olduğuna şüphe etmediğim halaoğlum da yaa inan bende öyleyim de şimdi biz bunu yeyip zehirlensek ardımızda çoluk çocuk aç kalsa daha mı iyi artık oldu bir sefer dedi.. o dalgınlık unutma sonucu artırdığımız gibi istisnai durum dışında.. katiyen çöpe atmam..

 

.. gerçekten de.. gıda gitmeyen beyin dimağı vazife yapamaz.. açlık ile uyuşan beden iş göremez.. evde boş boş pinekler..üstte başta olmaz.. kendine emanet edilen bedeninin kapasitesini kullanamaz.. dedikodu üreten.. dizi seyreden.. laf sözleri salt..kişilerin düzeyine inip onlardan olay çıkaran konu mevzuu peşinde.. gereksiz söz dizini üretir ..yararsız..banal şahıslar ortaya çıkar.. ne yazıktır onlara .. cehennemi de hep bunlar doldurur.. ömürleri faidesiz işlerle geçip günah kazanırlar.. bunların ardın da iz de kalmaz.. bir kimsesiz mezarı çukurunu doldurur.. sağlığında bir şey bırakmadığı çoluk çocuğu.. gelip mermer taş da bırakmadığı kabrinde otları ile baş başa bırakır bunları.. hatta nerdeyse.. eğer bunları geçmiş hayatlarında lanetlememiş olsa idi.. bunlar bu ezaya layık olmazdı.. boşver abi acıma müstehaktır pırasa sapı toplaması gereken çöp arasında ..bunlara dedirtir türdedir.. bunların.. fakri.. elbet sözünü ettiğim sakatlık dul yetimlik hastalık neticesi acizleri kaplamıyor.. bahsettiğim.. sizde çevrenizde görüyorsunuz.. iş beğenmeyen.. büyük kentte en basitinden git akşam şişe kağıt alimünyum teneke topla.. sat.. yapmaz.. ama on çocuk yapar.. eline peçete selpak tartı tutuşturur eğitimini sağlamaz sorumsuzlara.. lafım.. salar sokağa tinere.. uhuya serserile.. lanet olsun onları göz göre göre buna iten sorumsuz.. onursuzlara.. sözüm ona ebeveyne..

 

.. efendiler ey kutsal ötüken ormanı halkı.. asil soylu türk milleti.. sizler.. genç beyinler.. bir tık uzağınız da iletişim imkanı ile.. artık her an eliniz altında.. mevcut fıkıh bilgisi.. ilmihal bilgisi ile.. sakın ola gaflete düşüp.. kendinize.. pejmürde.. hippi vari yaşam tarzları seçmeyin.. size emanet bedenlerinizi.. harama.. meyletmeden.. meşru olan.. kazanç kapılarına amade edip... helalinden temin ettiğiniz rızk ile.. bedeninizi.. aşırı yağlanmaya.. kımıldamıyacak hale sokacak kilolanmalara gitmeden.. üstünüze farz olan.. oruçlarınızı aksatmadan.. oruç sonrası gelen bayramda da inadına.. oruç tutmanın kati surette yasaklandığı.. haram kılındığı bilinci ile.. kendinize müşküle sokmayın.. yeyin için.. israf etmeyin.. bence.. elbette afiyet olsun demek düşer zannımca.. afiyet sağlık para iş versin amin.. :)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...