Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
MÜNZEVİ

Kadın Nasıl Olmalı?

Recommended Posts

Birincisi ünlemi seviyorsun anladık. Ikincisi hakaret yapılmaz edilir, kırla değil gırla gitmek, tehtit değil tehdit. Hayır yani şimdi çoluk çocuk okur, yanlış öğrenmesinler. Üçüncüsü Topçu değil Topcu, ç'li olsa öyle yazardım zaten. Neyse.. Galiba öğrencilerimi özledim ben..

 

Sayın Hâcegân, sen büyüksün, sen haklısın, kesinlikle yanlış ifade etmezsin biz yanlış anlarız.. Allah'ım o ünlemi, o üç noktayı ne de güzel kullanıyor ve de ne demek olduğunu biliyor, çok zeki olmalı.. Önünde şapka çıkarıyorum haşmetlüm. Bu seferlik affediniz, ağzımı kırmayınız. Gelecekte sizi başbakan olarak görmek isteriz, ülke bu üsluba âşinâ nasılsa..

Topu aldım, göğsümde yumuşattım ve taca atıyorum. O top oyun sahasına dönmesin, maç tatil edilsin. :)

 

Ha hadise şimdi anlaşıldı. ''Topçu'' dan rahatsız oldunuz... Ama haklısınız tabi... Çünkü benim onu bilinçli yaptığımı düşünüyorsunuz ki, böyle düşününce sonuna kadar haklısınız. Ama ben hadiseyi şimdi fark ettim. Yani bu bir hata idi, bilerek yaptığım bir şey değildi. İmalı bir şey değildi. Sizin isminizi ilk aklımda kaldığı şekli ile yazmışım, oradan kaynaklanan bir hata oldu... Mesela Kılıçdaroğlu değil de Kılıcdaroğlu yazmam gibi... Bu hatamdan dolayı, yanlış anlaşılmalara da sebep olduğum için sizden özür dilerim.

 

Size kırgınlığımı da dile getirmek istiyorum. Her ne olursa olsun, karşınızdaki insanın eksikliğini yüzüne vurmayın. Hele bu kadar kişinin önünde. Bu durum beni çok üzdü. Ama dile getirdiğiniz bu durma da açıklık getirmek istiyorum. Bizim buralarda konuşma dili bu. Annem, babam ve ailem hep böyle konuşur... Ben de onların arasında yaşıyorum haliyle... İşte bundan dolayı yazdıklarımıza şive de karışıyor, ne kadar dikkat etsek de yazımıza karışıyor şive, bu elimde olmayan bir durum. Bizi böyle kabul etmeniz gerekecek.

 

Ha mesela bir resmi yazı yazarken, bir dilekçe yazarken bu hatalara düşmüyoruz. Orada dikkat ediyoruz... Ama sizin aranızda, bu sitede kendimizi serbest bırakmışım, öyle olunca bu hatalar kendiliğinden çıkıyor. Hele siz benim ailemi görseniz var ya, o zaman anaokuluna hasret kalacaksınız galiba. :)

 

Neyse... Şu son yazdıklarınız hiç hoş olmadı. Çok üzüldüm.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Biraz taşkınlık yaptım, bir anlık sinirle, kabul. Ama kırgınlık karşılıklı. Bu arada ben şiveli konuşanları çok severim. Memlekete gidince hemen oraya ayak uydururum. Ve soyadımı ç'li yazmanıza hiç kırılmadım. O sadece 3. Madde işte o kadarcık, madde olsun torba dolsun. Ben böyle madde dizdirmeyi severim. Aha bi daha yapacağım.

 

Bir siteye üye olmadan önce yapılması gereken 3 altın kural:

 

1) Dövüş Sanatları Dersleri Alınmalı. (Judo, taekwondo, karete Allah ne verdiyse.)

2) Sinirler aldırılmalı. (Böylece her denilene gülüp geçilir.)

3) Sitede dayın olmalı. (Şöyle arka çıkacak, sana laf ettirmeyecek.)

 

Not: Işte bunlar hep şaka. Yeminlen..

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

çok alıngan gördüm sizi arkadaşlar.....

relax pls..... :) arada yanlış anlaşılma-lar olur. kimsenin art niyetli olcağı kanısında değilim. ama an geliyorki aynı dili konuşamıyor olabiliyoruz. büyütmeye gerek yok

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Çok haklısınız. Ama kırgınlık geçti diye umuyorum. Hem n'olmuştu ki ya, unutmuşum. :)

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

"-Dünkü kadın, mahfaza içinde mahfaza, perde ardında perde, binbir
mefkureleştirme vasıtasının sakladığı sonsuz bir kıymet gibi, erkek
ruhuna nakşedilmiş, çözülmesi gereken bir şifre, bir bilmece, bir
sırdı. Bugün ise 50-60 kilo, derisi yüzülmüş cılk et ve bütün tılsım
nahiyeleri galiz birer maddecilik halinde, sadece gaseyen ettirmeye
memur bir cifedir.

-Bugün, devrim Türkiyesinde, büyük bir gençlik yığınının yalnız
hazmi ve tenasuli cihazlarıyla yaşamasındaki hiçbir şeyle kıyas
kabul etmez müthiş felaket, çekilmiş bir su dibinden çıkan pislikler
ve leşler gibi, iman denizinin neleri örttüğüne ve başını alıp
gidince meydanı nelere bıraktığına en canhıraş şahittir.

-Bugün güya gasbedilmiş haklarını kendisine verdiği için
herkesten fazla devrimci geçinen Türk kadını bilmelidir ki aynı
devrim kendisine kadınlığını kaybettirmiştir.

-Plakalarında "İslam" yazılı itfaiye otomobilleri ve onların
gökdelenleri deviren hortumlarıyla bu yangının üzerine varmadan,
Türkiye'de insan ormanlarındaki yangını söndüremezsiniz!"


Necip Fazıl Kısakürek-Türkiye'nin Manzarası(Kadın)

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

Tazir hocam, ne diyebilirim ki size; yine taş gediğine oturdu. Üstüne tek heceli laf dahi edilemez.

 

Üstad her defasinda ilk okunuyor etkisini nasıl yaratıyor hayret ediyorum! Ne çarpıcı ifadeler bunlar! Şimdi tüm yangın kadının evde oturmasıyla mi nihayete erecek? Tamam ilmek ilmek kendini, yavrusunu ve beyini işlesin.. Bu ulvi istidat salt evde oturmakla mi oluyor?yine ve hala kabullenmek zor geliyor.

 

Emir telakki ederim üstadimin sözünü yalnız kadına biçilen rolün dört duvar arasi olmadığını zikreden de yine merhum ustadimizdir. Ben bocaladım şu an..

Share this post


Link to post
Share on other sites

 

Müennes bir mümine olması gereken müzekker mümin, yukarıdaki pasajdan kadının dört duvar arasında kalması sonucunu nasıl çıkardın, doğrusu hayretteyim. (Biraz da ben şok olma eylemini gerçekleştireyim.) :)

Üstadın bahsettiği müptezel kadınlar, Cunhuyet kadınları, sen gibi Osmanlı kızı değil be heyyyy ( Fatih Tezcan efekti de vereyim.)

Neyse sen daha çok bildiğin için bocalıyorsun. ;) Zîrâ çok bilen çok yanılırmış, tecrübeyle sabit tatlim ;)

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites
Selamlar,


Mesajlarımızda kullandığımız üsluba biraz dikkat edelim. Forumun ruhuna, çizgisine, benimsediği anlayışa uygun olmak kaydıyla kaba, nahoş ve müstehcen ifadelere yer vermeden fikir beyanında bulunalım. Aynı hassasiyeti diğer paylaşımlarda da göstermemiz yerinde bir davranış olacaktır.


Saygılarımızla..

Share this post


Link to post
Share on other sites
Guest ibrikçi

Şimdi ecdadımız hanımlarına "avrat" diyerek hakaret mi ediyorlardı?

 

İnsanlar sevmediği insanların doğrularında hata arar, sevdiği insanların hatalarında doğru arar.

Eğer sitenizin böyle bir iki yüzlülüğü varsa hemen üyeliğimi silmenizde sakınca yoktur. Emekler zai edilmeden...

 

Sizi ecdadımıza saygısızlıktan uyarırım.

 

 

Share this post


Link to post
Share on other sites
Guest ibrikçi

Şimdi ecdadımız hanımlarına "avrat" diyerek hakaret mi ediyorlardı? "avrat" Köylerde ak sakallı dedelerimizin kullandığı bir kelimedir. Sitenizde taşralı ayrımı var mı ? Hani , cumhuriyetin ilk yıllarında şehre köylüleri sokmazlarmış ya , burada da böyle bir uygulama mı var? İnsanlar sevmediği insanların doğrularında hata arar, sevdiği insanların hatalarında doğru arar. Eğer sitenizin böyle bir iki yüzlülüğü varsa hemen üyeliğimi silmenizde sakınca yoktur. Emekler zai edilmeden...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Şimdi ecdadımız hanımlarına "avrat" diyerek hakaret mi ediyorlardı?

"avrat" Köylerde ak sakallı dedelerimizin kullandığı bir kelimedir.

Sitenizde taşralı ayrımı var mı ? Hani , cumhuriyetin ilk yıllarında şehre köylüleri sokmazlarmış ya , burada da sinsice böyle bir uygulama mı var?

 

İnsanlar sevmediği insanların doğrularında hata arar, sevdiği insanların hatalarında doğru arar. Eğer sitenizin böyle bir iki yüzlülüğü varsa hemen üyeliğimi silmenizde sakınca yoktur. Emekler zai edilmeden...

Es Selam

Share this post


Link to post
Share on other sites
Selamlar,


Sitemizde herhangi bir ayrım söz konusu değildir. Böyle bir kanıya varmanızı gerektirecek bir açıklama yapılmadığını da dikkatlerinize tekrar sunuyorum. Sadece kullanılan üsluba yönelik ikazda bulunarak dikkat edilmesi gerektiğini vurguladım. Sizi tanımadan hakkınızda hüküm vermemiz, dışlamamız doğru olmayacağı gibi sizin de, site hakkında iki yüzlü ifadesi kullanmanız pek yakışık almadı. İkili ilişkilerde insanların birbirlerine nasıl hitap ettikleri, ak saçlı dedelerin, amcalarımızın, babalarımızın hanımlarına nasıl muamele ettikleri, site kurallarımızı belirlemez ve bunlara da müsamaha göstereceğimiz anlamına gelmez. Her sitenin kendine münhasır kuralları ve prensipleri vardır. Yöneticeler de dahil olmak üzere her kullanıcı bu kurallara riayet etmek zorundadır. Müsterih olunuz köylü kentli ayrımı yapmıyoruz böyle bir şeyi de tasvip etmiyoruz, zira ayırım mevzubahis olsaydı ben de bir köylü olarak bu sitede yer alamazdım.


Saygılarımla...

Share this post


Link to post
Share on other sites

aleykümselam.

 

Niye çelişkili cevaplar veriyorsunuz açık konuşmuyorsunuz anlamıyorum. Kurallarda bayanlara "avrat" demek suç mu ?

Cevabınız : evet veya hayır

 

Eğer cevabınız "evet" ise sizi yalnış almamış olmuyorum. Ki ben de hala dahi kaba ve müstehcen konuşmamam gerektiği ile uyarılmama göre cevabınız evet.

 

"avrat" kelimesinden neden rahatsız olduğunuzu açıklarsanız daha çok anlamlı olacak benim için.

 

Sizi açık konuşmaya davat ediyorum. Buna göre biz de gerçek bir yüzle muhattab olmayı bekliyoruz tabiki.

 

Belkide taşra uslubunun kabul edilmeyişi açık ve anlaşılır olmasıdır...

 

 

Olabilir köylü veya taşralılar bazı yerlere kabul edilmeye bilir. Cumhuriyette yaşanmıştır böyle şeyler. Kıyafetinden dolayı , konuşmasından dolayı hor görülüp şehirlerden uzaklaştırılmıştır... Yaşanmamış şeyler değil bunlar.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Tazir hocam, ne diyebilirim ki size; yine taş gediğine oturdu. Üstüne tek heceli laf dahi edilemez.

Üstad her defasinda ilk okunuyor etkisini nasıl yaratıyor hayret ediyorum! Ne çarpıcı ifadeler bunlar! Şimdi tüm yangın kadının evde oturmasıyla mi nihayete erecek? Tamam ilmek ilmek kendini, yavrusunu ve beyini işlesin.. Bu ulvi istidat salt evde oturmakla mi oluyor?yine ve hala kabullenmek zor geliyor.

Emir telakki ederim üstadimin sözünü yalnız kadına biçilen rolün dört duvar arasi olmadığını zikreden de yine merhum ustadimizdir. Ben bocaladım şu an..

İşlenilen amellere karşılık verilen mükafat veya ceza açısından kadın erkek arasında fark olmamakla birlikte iffeti ve hicabı muhafaza etmenin sosyal hayata dönük yüzünde cazibe merkezi olma sebebiyle kadının daha çok dikkat olması gerekir. Kadın sosyal yapıda İslamın kendisine verdiği değeri, itibarı, şerefi, haysiyeti ve onuru ayaklar altına alacaksa evet evinde yerli yerinde otursun. Bu onun şerefini alçaltmaz, aksine yükseltir. Günümüz toplumunda kadının sosyal-leşme sevdası kadını iyiden iyiye leşleştirmeye başladı zira.

  • Like 3

Share this post


Link to post
Share on other sites

Günümüz toplumunda kadının sosyal-leşme sevdası kadını iyiden iyiye leşleştirmeye başladı zira.

 

müthiş.....

  • Like 3

Share this post


Link to post
Share on other sites

Aziz Kardeşlerim bidatlerin hiçbirisinde nur yoktur.
Bayanların herhangi bir yerde yöneticilik yapması bence bir felakettir.

Başörtüsü konusundaki hassasiyet nicin Bidatler için gösterilmiyor?

 

Bidatlerin kapısını açan bir başörtüsü düşüncesi olabilir mi?

Ne yazıkki zannımca bir çok önemli yerlerde Erkek yöneticiler Kadınların etkisi altında kalmıştır.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hep kadın zaten bütün musebbib kadın. Erkeği konuşmayalım, ideal adam kimdir konuşmayalım. Erkek yöneticiler kadın etkisinde kalmış çapsızın biri o zaman. Adam olaymış. Şimdi arkadaş bahsetti, beş yıllık bir ilişki ve beyfendi kendisine faceden gelen mesaja kayıtsız kalamıyor. Oturun bunu konusun o hayvan iştahı nedir onu tartışın. Kadının basortusu, toplum içinde durusu, ağzındaki sigara, dilindeki argo size pelesenktir. Ne güzel. Ama hiç erkek ne ile kayıt altına alınmalıdır. Nasıl terbiye edilmelidir demeyin.

 

Korkunç ya!

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites
Aziz kardeşlerim etrafıma baktığımda kendi çapımda bazı toplumsal tranvalar görüyorum. İnsanlar zıttına benzemeye başlıyor.

Yani zengin kesim sosyete kesim hep akp düşmanı , aslında sabahtan akşama kadar onlara çalışıyor devlet. Neden şikayetçiler anlamak zor. İşçi kesimi savunuyor sosyeteler. Acıyormuş da perişanmışız da aslında bir bakıma da haklılar...

Bu bir tatmin mi acaba , yani sosyetenin fakiri siyasi alanda sahiplenmesi , normalde sosyete "yaralı parmağa ......." Özl seektörde milletin sırtına çıkıp bu şekilde de kendini rahatlatıyor olmalı. Hatta "has oluyor bunlara" diyen bile vardır.

Şimdi bu işçi toplumun yükünü çeken kesimde bu şekilde sosyeteden intikam alma peşinde gibi. Sosyete çaresiz kaldıkça fakirler de basıyor kahkahayı...


Yani acaba yalnış mı yapıyoruz çünkü bu hareketler her işimize yansıyor. Bu tepkiler her insan ilişkisine yansıyor. Erkek - avrat ilişkisinde de aynen. avratlar , erkekliğe özenmiş intikam alırcasına saldırıyor, erkekler zaten yelkenleri çoktan suya indirmiş . O onu beğenmiyor , o onu beğenmiyor...


Bu kıyamet alameti olabilir. Kaddınların erkekleşmesi - Erkeklerin kadınlaşması...


Mesela çelik bilekli yiğitler beğenilmek için fino köpeği oluyor...


Bu durumdan kurtulmanın tek yolu yine resulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimize uymakla olur.

"Ey avrat ne kadar caziben olsada bak senin yerin na şurası , bir adım öteye zinhar gidilmeye"


Bunu diyeceksin , sonuçta oklava da yesen kafana diyeceksin.


3 türlü direniş var


1) içinden buğuz edeceksin

2) Dilinle uyaracaksın

3) Elinle tutacaksın.


yani ben düşünüyorum aklım bilgim buna yetiyor. Belki çok kaba bir fikir . Aklı kullanmak gerek birlikte düşünmek lazım.

Şaka maka Türk milletinin savaşçı özelliği elden gitti

Normalde Türkler için sevgi önemlidir. Kadın seviyorsa iş bitmiştir. Ne olursa olsun buluşursun Cengiz Han filminde var. Ama kadın istemiyorsa iş bitmiştir . Kesinlikle Türkler Kadın için kan dökmez. Zorlama yoktur...


Sevgi mühessesesi gereklidir. Bu zıtlıklar intikamlaşmalar her iki tarafın da kaybıdır.


Şimdi uyanık olmak lazım aziz kardeşlerim. Zamane zibidi sosyete kızlarını eleştirirsen zaten artı puan alırsın. Çünkü gerçek ev hanımları olsun Annelerimiz bacılarımız olsun bu zibidi bayanlardan bizden daha çok rahatsızlar.


Tabi zinetini açması onu utandırır en çok....

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sevgili mümin kardeşim,

Öncelikle sert girersem fikrimi daha iyi savunurum düşüncesinden kurtulmalısınız. Yargılayıcı da olmamalısın. Her kadın birbirinin aynısı olmadığı gibi her erkeğe de "Hepiniz aynısınız." muamelesi yapmak takdir edersin ki yanlış bir tutumdur.

Şuna katılıyorum: Kadın nasıl kendini sakınıyorsa erkek de sakınacak. Orta çağın kadını şeytan ilan ettiği gibi şimdi de suçher dem kadında bulunmayacak. Zaten dini vecibelerini güzelce yerine getiren her Müslüman da sosyal ilişkilerin ne boyutta olması gerektiğini bilir.

Merhaba demekten bile çekinen tavırlara gerek olmadığı gibi tokalaşmaya da gerek yoktur. Dengeyi kurmak elzem vesselam..

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sert gireyim ki galibi ben çıkayim falan değil. Zikrettiğim hususta tatsız örnekler çoğalınca yine sinirlendim. Burada da yok yöneticiler kadın etkisi altında diye okuyunca. Genelleme elbette yanlış yalnız problemin başı olarak sürekli kadının lanse edilmesi yanlış.

 

İbrikçi kesinlikle toplumsal travma içinde olduğumuz doğrudur. Evlenmeden ziyade boşanmanın yaşandığı bir ülkede devlet hala üç çocuk diyor. Aile değeri erimeye durdu. Hatta değer dahi değerini yitirdi. Bizim ele almamız. Gereken problem salt kadın sorunu değil kadın erkek sorunu.

 

Ayrıca eşinin isteği doğrultusunda biraz törpülenmek neden fino köpek olarak değerlendiriliyor? Ne kadar yakışıksız. Oklava yese de yeri orası öyle mi?hayır aynı mesajda sözde hadisten alıntı var ya o garibime gitti.

 

Ha fatma dindar olan ne yapacağını bilir değil kuzum. İmam nikahı diyor, hatta nikah demeden de. İçim karardı. Bir evlilik danışmanından dinledim "parası var yapar gerekçesi dindar yapmaz cümlesi ile birebir eşittir" dedi. Çok korkunç mide bulandırıcı ihtimaller bunlar. Allah sonumuzu hayr eyleye.

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Devlet kesinlikle yanlış yapıyor, 3 çocuk az :)

Boşanmaların çoğalmasının 1. etkeni bence kadınlar. Ekonomik özgürlüğünü eline alan kadın en ufak bi anlsşmazlıkta mahkemeye götürüyor işi. Tahammül yok, karşılıklı anlayış yok. Aldatma hususunda da ben hakiki bir dindar erkeğin aldatacağına inanmıyorum. Toplumsal yapımızdaki dejenerasyonun nedenleri araştırılmalı. Islamdan uzaklaştıkça sıkıntılar çoğaldı. Dizi ve filmler ahlakî yozlaşmaya neden oluyor. Ya da gençler oradaki gibi bir aşk umuduyla evleniyor sonra tek celsede boşanıyor. Evlilik gerçekten çok düşünülüp öyle adım atılması gereken bir müessese. Fikri, ruhu uyuşacak kişilerin önce. Üstadın evliliğini yine bu sitede okudum ve Neslihan Hanım'ın nasıl sabrettiğini gördüm. Şimdikilerde sabır da yok. Hayırlı, kaliteli evlatlar yetiştireyim düşüncesi de yok. Şu an garip ve isyankar bir ruh hali içerisindesin ya da öyle hissediyorum. Allah temizleri temizlere nasip eder, bu minvalde bir ayet vardı sen daha iyi bilirsin.

 

Konuyu derinlemesine işlemek isterdim seninle ama burası yeri olmayabilir. Sonra mesajlarımıza dikkat etmemiz hususunda uyarılar alıyoruz falan hiç gerek yok yani :)

  • Like 3

Share this post


Link to post
Share on other sites

 

 

İffet mücahideleri

Nurettin Yıldız

 

 

Müslüman insanın, insan olarak ortaya koyduğu en açık farklardan birinin iffet olduğu tartışılamaz bir hakikattir. Müslüman erkeğiyle kadınıyla iffetlidir. İffet bilhassa kadın üzerinde çok daha açık bir farktır. Müslüman kadın iffetlidir. Üzerinde izlenebilen iffetli şahsiyeti onun karakteridir. Erkeklerin veya kadınların iffetten taviz vermeleri ve neticede de iffet sorunlu şahsiyetler olarak yaşamaları, yeryüzünü imar etmek için görevlendirilmiş bir ümmetin en öncelikli sorunlarından biridir. İffetin ağırlıklı yörüngesi kadındır. Bu ümmetin Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem den sonraki en büyük fitnesi olan kadının iffetten taviz vermesi sadece kadın ekseninde kalabilecek bir sorun olamaz. Kadın, erkeğin de aslı olması açısından, kaybettiği değerlerinin bedelini kadın olarak kendisi ve erkek aynı anda ödeyecektir. Ne kadın tek başına düşünülebilir ne de erkek tek başına yaşama iddiasında bulunabilir. Birbirini tamamlayan iki parçadan biri için bütünlük iddiası olamaz.

İffet:

- Nefsin hayvanî isteklerine karşı kendini koruyabilmektir.

- Şeriata aykırı olan şehevî isteklere karşı kişinin kendisini dengede tutabilmesidir. Şehvetleri tamamen köreltmeden ama onlara esir de olmadan yaşayabilmektir.

- Nefsin haram isteklerine karşı kendini koruyabilmektedir.

- Yeme ve cinsel şehvet konusunda aşırıya kaçmamayı becerebilmektir.

- Helal ile yetinmek, haramdan uzak kalmaktır.

Müslüman kadının iffeti, İslam’ın insan üzerindeki ilkelerinin ne denli korunduğunun göstergesidir. Kadının veya erkeğin iffetli olması, özellikle de kadının iffeti ile bilinirliği bir toplumda şu hususların aktif olarak bulunduğunu gösterecektir:

İffetin korunması, Allah’ın haramlarının çiğnenmediğini gösterir. Başta zina olmak üzere haramların aşılmaması, kişiler ve toplum açısından Müslümanca yaşama, Allah’ın Şeriat’ını esas almaktan kaynaklanacaktır. Bu da İslam’ın yaşanan bir din olduğunu ispat eden delillerden biridir. Yükselen ezanlara rağmen ulu orta işlenebilen haramlar ise tam bir çelişkiyi gösterir. İslam’ın ezan iddiasının, ezana iman edenler arasında kimlik oluşturacak bir etkiye sahip olmadığı bu çelişkiden anlaşılabilir. Ya da, ezana iman edenler, haramları ulu orta işleyebilenlere karşı, engelleyici nitelikte bir güç sahibi olamadıkları da bu çelişkiden anlaşılabilir. İffeti dikkate alan bir anlayışın üstün tutulduğu toplum, bu çelişkinin yaşanmayacağı toplumdur. Adına `İslam’ takısı getirilebilecek toplum da o toplum olmalıdır. Böyle bir toplumun, iffet üzerindeki emellerini canlı tutan her kadın, sonuç olarak `İslam’ vasfının bir toplum üzerinde izlenmesine etki eden tutumuyla toplumun dinamiği durumundadır. İffetli kadın, haramlarla mücadele eden kadındır. Haramlarla mücadele de İslam’ı yaşamanın en belirgin örneklerindendir.

İffet cihadında cepheler:

En önemli cephe cinsellikle alakalı konulardaki cephedir.

Onun ardından mide cephesi gelir.

Bütün çeşitleri ile haramlardan korunmak da iffet uğruna yapılan mücadeledendir.

Seviyesizliklere karşı seviyeli duruş da bir iffet mücadelesidir. Bu mücadele, bir Pazar yerindeki ilişkiden siyasete kadar insanın bulunduğu her yerde vardır.

Dil iffetinden de söz edebiliriz. Meleklerin konuşulan her şeyi yazdığına inanarak konuşmak bu anlayışın ürünüdür.

Bakarken göz iffetine sahip olmak mü’min insandan beklenendir.

İffetin korunduğunun en belirgin göstergesi hiç şüphesiz, erkek kadın ilişkilerinde din kurallarının esas alınmasıdır. İffetin sadece halk arasında `namus’ olarak adlandırılan bölümü ile ele alınması yeterli değildir. Elbette iffet, namus konusu olarak bilinen düzeyi de ihtiva etmektedir. Onunla beraber kadını, kadın yapan, erkeği de erkek olarak şekillendiren ve cinsellik etrafında dolaşan her konu iffet konusu olmalıdır.

Kadının bakışı, konuşması, giyimi ve onu erkekten farklı yapan her meziyeti iffetinin arandığı alan olmalıdır. Basit bir telefon görüşmesi üzerinden kadının iffet mücadelesi izlenebilir. İffetli bir kadın, herkesin rahatlıkla en azından sakıncalı veya ayıp görebileceği düzeydeki konularla iffetliliği belgelenirse bu düzey, İslam Düzeyi değildir. İslam, sıradan bir sistem olmadığı gibi ona iman edenlerin üzerindeki ilkelerinden biri de sıradan kurallarla belirlenemez. Müslüman kadının iffeti, yürüyüşündeki sadelik ve vakar ile anlaşılabilir. Konuşurken kullandığı kelimeler hatta kelime kullanma tarzı bile özenle seçilmiş olmalıdır. Bu da bir mücadeleyi gerektirmektedir. Kız çocuğu olarak doğduğu andan itibaren Müslüman bir hanımefendi olarak ortaya çıktığı zamana kadar iffet onun yaşam tarzı olmalıdır. Böylece Müslüman kadın, erkeklerin onun uğrunda meydanlarda yaptıkları cihadın ruhunu oluşturan kimliğini korumuş olur. Bu da onun cihadıdır. Biz buna, meydanlardaki cihadın alt yapısı da diyebiliriz. Kadın böylece, Uhud’dan Çanakkale’ye kadar bütün cihatların alt yapısı durumuna gelmiş olur.

Hayâ, iffetle beraber kullanılabilecek en yakın kavramlardan biridir. Erkek veya kadın, her mü’min hayâyı imandan bir parça olarak görür. İmanını koruduğu gibi hayâsını korur. Hayâ gittikten sonra iman zarar göreceği için iffetin de anlamı kalmayabilir. Özellikle kadınların hayâyı koruması, tam anlamıyla insanı ve insan üzerinden dini korumadır. Hayâyı koruma ve hayâlı kalma mücadelesi veren kadının, şeytana karşı en önemli cephelerimizden birindeki mücahide olarak görülmesi kadar tabii ne olabilir?

 

 

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...