Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
muhalif

Alın Size Kindar Bir Nesil!

Recommended Posts

Can Dündar'ın bu yazısı beni çok duygulandırdı. Üstad'ın yıllardan hamurunu yoğurduğu bu gençliğin artık geldiğini ondan duymak hakkat manidar. Millet duydunuz mu, biz gelmişiz..

 

 

Dün Ahmet Şık’la konuşurken, dedi ki:

“Kızım dişine tel taktırmış. Benimle görüşe gelirken annesine ‘Acaba güvenlikten geçerken öter mi’ diye sormuş. 12 yaşında bir kıza bunu düşündürenleri unutabilir miyim?”

Biz konuşurken Nedim Şener ekrandaydı.

Ayşenur Aslan’a cezaevinin nasıl gri bir tabutluk olduğunu anlatıyordu. Onun kızı da babasının tutsak gözü farklı bir renk görsün diye masmavi eteğini giyerek gitmiş görüşe… Etekteki üç metal düğme yüzünden detektöre takılmış o da...

Giriş aramasında Doğan Yurdakul’un eşine yapılanları anlatırken gözyaşlarını tutamadı Nedim

Ağladı, hepimizin yüreğini kanata kanata…

 

* * *

 

Kısakürek’in “Gençliğe Hitabe”sinden “kininin davacısı bir gençlik” idealini damıtanlar, asıl bu cenaha nasıl kin tohumları ektiklerinin farkında mı acaba?

Ahmet’in, Nedim’in kızları, babalarına, ailelerine yapılanı affeder mi sanıyorlar?

Balbay’ın, Tuncay’ın çocukları babasız bırakıldıkları yılların hesabını sormayacak mı?

Müyesser Yıldız’ın oğlu, annesini koğuşta tek başına soğuğa terk edenleri unutacak mı?

Ya Zeynep Altıok?

Babasına kıyanların “Kaçarsan yırtarsın” düzeni içinde affedildiğini, bir insanlık suçunun zamanaşımıyla örtbas edildiğini sesi yettikçe haykırmayacak mı?

Önceki gün Ankara’da Adliye önünde gazla dağıtılan, acımasızca coplanan gençler, polisin aynı cengâverliği niye Sivas’ta Madımak önünde göstermediğini sorgulamayacak mı?

Bu öfke, onlarla birlikte büyüyüp çoğalmayacak mı?

 

* * *

 

Zaman aşınır, izan aşınmaz.

Hukuk unutsa, insanlık unutmaz!

Bakın, 1944 Mayıs ayında, faşist Almanya’nın işgali altındaki Letonya’da yaşanan bir katliam, 66 yıl sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne geldi ve AİHM, “İnsanlığa karşı suçlarda ‘Kanunsuz ceza olmaz’ ilkesi işlemez” kararı aldı. Zamanaşımı da işlemedi, katliamcıların cezası onandı.

“Kononov-Letonya kararı” olarak literatüre geçen bu kararı, Sivas mağdurlarının avukatları mahkemeye hatırlattı.

Ankara’nın katliamda zaman aşımı uygulaması, muhtemelen AİHM’nden dönecek.

Hem de 2. Dünya Savaşı’ndan kalma bir katliam örneğiyle…

Türkiye için yeni bir kara leke…

 

* * *

 

Neyse ki unutmuyor insanlık…

Bir Letonya köyündeki katliamın hesabını 66 yıl sonra da olsa soruyor.

Sivas da öyle olacak; Madımak’ın tetikçilerinden sonra katliamı tezgâhlayanlar, göz yumanlar da mutlaka yargılanacak.

Nevruz’da “üç kibrit çöpü” ile hatırlanan Diyarbakır Cezaevi’ndeki 12 Eylül zulmünün de hesabı sorulacak.

12 yaşında bir kız çocuğunun diş teli, diğerinin mavi etekliği, karanlık bir dönemin simgelerine dönüşüp sorumlulara her daim hatırlatılacak.

 

* * *

 

Mahkeme önünde de söyledim; karşılaştırma yanlış:

Madımak’ı yakanlar tinerciler değil, dincilerdi.

"Siz, güneşi ceketinizin astarı içinde kaybetmiş marka Müslümanlarısınız! Gerçek Müslüman olsaydınız bu hallerden hiçbiri başımıza gelmezdi" diyecek bir gençlik istiyordu değil mi Necip Fazıl?

Bu lafı üstünüze almıyor, “kininin davacısı” bir nesil istiyordunuz; değil mi?

İşte yetiştirdiniz.

 

Dün Ahmet Şık’la konuşurken, dedi ki:

“Kızım dişine tel taktırmış. Benimle görüşe gelirken annesine ‘Acaba güvenlikten geçerken öter mi’ diye sormuş. 12 yaşında bir kıza bunu düşündürenleri unutabilir miyim?”

Biz konuşurken Nedim Şener ekrandaydı.

Ayşenur Aslan’a cezaevinin nasıl gri bir tabutluk olduğunu anlatıyordu. Onun kızı da babasının tutsak gözü farklı bir renk görsün diye masmavi eteğini giyerek gitmiş görüşe… Etekteki üç metal düğme yüzünden detektöre takılmış o da...

Giriş aramasında Doğan Yurdakul’un eşine yapılanları anlatırken gözyaşlarını tutamadı Nedim

Ağladı, hepimizin yüreğini kanata kanata…

 

* * *

 

Kısakürek’in “Gençliğe Hitabe”sinden “kininin davacısı bir gençlik” idealini damıtanlar, asıl bu cenaha nasıl kin tohumları ektiklerinin farkında mı acaba?

Ahmet’in, Nedim’in kızları, babalarına, ailelerine yapılanı affeder mi sanıyorlar?

Balbay’ın, Tuncay’ın çocukları babasız bırakıldıkları yılların hesabını sormayacak mı?

Müyesser Yıldız’ın oğlu, annesini koğuşta tek başına soğuğa terk edenleri unutacak mı?

Ya Zeynep Altıok?

Babasına kıyanların “Kaçarsan yırtarsın” düzeni içinde affedildiğini, bir insanlık suçunun zamanaşımıyla örtbas edildiğini sesi yettikçe haykırmayacak mı?

Önceki gün Ankara’da Adliye önünde gazla dağıtılan, acımasızca coplanan gençler, polisin aynı cengâverliği niye Sivas’ta Madımak önünde göstermediğini sorgulamayacak mı?

Bu öfke, onlarla birlikte büyüyüp çoğalmayacak mı?

 

* * *

 

Zaman aşınır, izan aşınmaz.

Hukuk unutsa, insanlık unutmaz!

Bakın, 1944 Mayıs ayında, faşist Almanya’nın işgali altındaki Letonya’da yaşanan bir katliam, 66 yıl sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne geldi ve AİHM, “İnsanlığa karşı suçlarda ‘Kanunsuz ceza olmaz’ ilkesi işlemez” kararı aldı. Zamanaşımı da işlemedi, katliamcıların cezası onandı.

“Kononov-Letonya kararı” olarak literatüre geçen bu kararı, Sivas mağdurlarının avukatları mahkemeye hatırlattı.

Ankara’nın katliamda zaman aşımı uygulaması, muhtemelen AİHM’nden dönecek.

Hem de 2. Dünya Savaşı’ndan kalma bir katliam örneğiyle…

Türkiye için yeni bir kara leke…

 

* * *

 

Neyse ki unutmuyor insanlık…

Bir Letonya köyündeki katliamın hesabını 66 yıl sonra da olsa soruyor.

Sivas da öyle olacak; Madımak’ın tetikçilerinden sonra katliamı tezgâhlayanlar, göz yumanlar da mutlaka yargılanacak.

Nevruz’da “üç kibrit çöpü” ile hatırlanan Diyarbakır Cezaevi’ndeki 12 Eylül zulmünün de hesabı sorulacak.

12 yaşında bir kız çocuğunun diş teli, diğerinin mavi etekliği, karanlık bir dönemin simgelerine dönüşüp sorumlulara her daim hatırlatılacak.

 

* * *

 

Mahkeme önünde de söyledim; karşılaştırma yanlış:

Madımak’ı yakanlar tinerciler değil, dincilerdi.

"Siz, güneşi ceketinizin astarı içinde kaybetmiş marka Müslümanlarısınız! Gerçek Müslüman olsaydınız bu hallerden hiçbiri başımıza gelmezdi" diyecek bir gençlik istiyordu değil mi Necip Fazıl?

Bu lafı üstünüze almıyor, “kininin davacısı” bir nesil istiyordunuz; değil mi?

İşte yetiştirdiniz.

 

 

15.03.2012

Share this post


Link to post
Share on other sites

Aa ne kadaar ayıp! Bakın adam haklı ışte şol yazıda adam içi köz gibi yanıyor sizin dediğiniz sömürü,cık cık olmadı. Kin bürümüş ışte vicdanınızı kin. Hem yazık değil mi a kıymetli askerimiz Dursun Çiçek'in annesi vefat etmiş adamcagız son anlarında yanında olamadı 4 günlüğüne mapustan başka gün yüzü görecek bizim vatansever askerimiz. Bunlar var ya bunlar benim vicdanimi delik deşik ediyor a. Siz nasıl sömürü dersiniz? Yarın var ya yarın bu içerideki adamların uşaklari susturucularla devlet adamları bir gecede haklayacaklar. Yerde kalmaz ha. Bak ne oldu Menderes ve diğerlerini bir günde hallettiler. Kimin sesi çıktı? Çıkmaz bu millet saftirik. Hem onların çocukları biliyor musun yağ ve bal ülkesinde yaşadılar. Devlet baba sıcaklığını aldı elinden ama kimseye muhtaç etmedi. Oturdukları evin bile tapusunu mu aldılar. Sus sus devlet baba öyle yapmaz. Devlet babadir candir bir tanedir o. Ha sonra dövülerek öldürülen camdan atılan emniyet genel müdürü vardı değil mi? Tamamen aspragas. Ağzınızdan yel alsın. Tarih intikam mi alıyor ne? Ya da ilahi adalet tecelli mi ediyor. Ama o küçük kız ama dişindeki teller,mavi elbise. Heyy gidi dündar hey bir yolun düşsün Yassıada'ya eline al bir oku Yassıada'nin Sessiz Tanıklar'ini... Tarih yemiyor biliyor musun tarih kimsenin yemini yemiyor. Bana yarın geri gelirim diye giden sonra eve cenazesi gelen Tevfik Ileri'yi anlat.. Öküz arabası tipli seni, Balbay'in oğlu evladıymis.. Diğerlerinin ki can değil miydi,onları babaya ihtiyacı yok muydu? Mektuplarla bir evlada sarılmak nedir bildin mi sen? Ya sen yazarsan kafani kuma mi gömüyor resetleniyor musun nedir? Sadece şunu demeye hakkın var? Hakkı hukuk madımak davasını böyle zaman aşımına tıpatıp. El-cevap;olmayan hukuk. Ama ergenekon adamlarını ele alman tam bir basiretsizlik. Ya bu adamlar yazar ya gazeteci yani. Tanrım beni de gör.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Böyle ‘kindar’ yazı görmedim

 

 

 

Ahmet KEKEÇ

 

 

Sivas’ta “canlar” yakıldığında Süleyman Demirel’iniz Başbakan’dı Can Dündar...

 

 

 

Erdal İnönü’nüz Başbakan Yardımcısı’ydı.

İsmet Sezgin’iniz İçişleri Bakanı’ydı.

Gerekli cengâverliği göstermeyen, göstermek istemeyen polis de, İsmet Sezgin’inizin polisiydi.

Üstelik, otelde mahsur kalanlardan Aziz Nesin, telefonla Erdal İnönü’yü arayıp yardım istedi...

Erdal İnönü’nüz, durumun vahametini çözecek “esenliğe” sahip değildi...

Saatlerce kılını kıpırdatmadı.

Rahmetli çünkü, nasıl derler, biraz “geniş” bir adamdı.

Müdahale etme gereği duyduğunda iş işten geçmiş, yangın Madımak Oteli’ni çoktan sarmıştı.

Bir anekdot anlatayım da, mahut “genişliğe” ilişkin fikir sahibi ol...

Biraz geriye saralım:

Ermenistan Karabağ’ı işgal etmiş, katliam yapıyor... Türkiye ayakta... Mitingler düzenleniyor, yürüyüşler yapılıyor, protesto gösterilerinin biri bitiyor biri başlıyor...

Gazeteciler Erdal İnönü’yü yakalayıp Karabağ’daki durumu sordular.

Rahmetli, dudağının kenarında ironik bir kıvrım, geniş ve mütebessim bir çehreyle gazetecileri süzdü. Sonra da aynen şunları söyledi: “Ermenistan ordusu Karabağ’ı işgal etmiştir. Azerbaycan’daki yurttaşlarımıza başarılar dilerim...”

Böyle geniş ve rahat bir adamdı işte...

Diyorum ki, Aziz Nesin telefonla yardım istediğinde, “Madımak’ta mahsur kalan yurttaşlarımıza başarılar dilerim” demiş midir?

Demişse, şaşırmam.

Romantik isyankâr arkadaşımız Can Dündar, Madımak yazısı yazmış.

Katliamın hesabını AK Parti iktidarından soruyor. Oradan Silivri’ye atlıyor. Silivri’den “Oda TV soruşturmasına” gidiyor. Oradan da Nedim’le Ahmet’e geliyor

Nedense, Demirel’den hiç bahsetmiyor.

Erdal İnönü’nün ismini ağzına almıyor.

İsmet Sezgin’in ne iş yaptığını hatırlamak istemiyor.

Bir de sinik ki, sormayın... Hem sinik, hem “kindar...”

Efendim, “kininizi eksik etmeyin” deyip “dindar gençlik”ten bahsedenler eserlerini görmeliymişler... Çünkü, Madımak Oteli’ni tinerciler değil, dinciler ateşe vermiş... “Dindar nesil yetiştireyim” derken, acaba, cani bir nesil mi yetiştirilmiş?

Katliamları ve netameli olayları “ideolojik paylaştırmaya” mı tabi tutacağız bundan sonra Can Dündar?

Bu “cin fikirler”le mi geçmişin hesabını soracağız?

Madımak’ı dincilere yazacaksak, Ergenekon ve sair oluşumları da tinercilere mi yazacağız? Kendini savunusuna adadığın mümtaz darbeci generallerimiz bu durumda “tinerci” mi oluyor?

Başbağlar’ı nereye yazalım peki?

Hrant’ı nereye yazalım?

Danıştay cinayetini nereye yazalım?

Bombaları, darbe planlarını nereye yazalım?

Romantiksin, isyankârsın filan da... Aynı zamanda uyanıksın...

Sivas’taki korkunç katliamla Oda TV soruşturmasının ne alakası var? Oda TV soruşturmasıyla dindar gençliğin ne alakası var?

Dindar gençlikle, Nedim ve Ahmet’e yapılanların ne alakası var?

Ne zaman cesaret ve celadet sahibi oldun da, Sivas katliamı üzerinden operasyon yazıları yazıyorsun? Biz senin netameli zamanlarda ortalıktan toz olduğunu hatırlıyoruz oysa... Yanlış mı hatırlıyoruz yoksa?

Ne yani, Mustafa Balbay’ın, Tuncay Özkan’ın, Nedim Şener’in, Ahmet Şık’ın çocukları, “babasız bırakıldıkları yılların hesabını”, aynı zamanda Madımak’ı yakan “dindar gençliğe” mi sorsunlar?

Bunu mu demek istiyorsun?

Bunu demek istemiyorsan, “Madımak yazısı”nda Nedim’le Ahmet’in işi ne? Müyesser Yıldız’ın işi ne?

Bunu demek istemiyorsan, ne demek istiyorsun?

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...