Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
trtrtrt

Kadir Mısıroğlunun Üstad Hakkındki Düşünceleri

Recommended Posts

kadir mısıroğlu'nun kitaplarını okumuşluğum vardır. tarihimizle alakalı kıymetli eserleri de vardır. örnek vermek gerekirse; "kurtuluş savaşında sarıklı mücahidler", "lozan, zafer mi hezimet mi?", "moskof mezalimi" bunlardan ilk akla gelenler arasındadır.

 

Üstad Necip Fazıl Kısakürek ile alakalı bu fikirleri yeni değildir. Kendisinin, Üstadın 10. ölüm yıldönümü vesilesiyle yazmış olduğu "Üstad Necip Fazıl'a Dair" adlı kitabında da(1993 basım) ,üstad hakkındaki bu fikirleri mevcuttur. (Bu kitabı 6.11.2004 tarihinde Sultanahmet kitap fuarında alıp kendisine de imzalatmıştım).

 

Şimdi mevzuya girmeden en baştan şunu belirtmeliyim. Peygamber Efendimiz sav, aralarında hz. ebubekir ra ın da bulunduğu sahabeden bir topluluğa hitap ederek: "Hepiniz hata edicilersiniz" buyurmuştur. Bu topluluk içerisinde hz. ebubekir ra ın da bulunuyor olması bu mevzu anlatılırken açıklanmak zorundadır. Bir gün Peygamber Efendimiz sav bir namazdan sonra cemaate dönerek sorusu olup olmayanı, ihtiyacı olup olmayanı, tabir edilecek rüyası olup olmayanı sormuşlardır. Bir kişi çıkıp benim bir rüyam vardır diyerek rüyasını anlatmış ve tabir edilmesini istemiştir. Peygamber Efendimiz sav tabir etmeye başlayacakken, Hz. ebubekir ra kendisinden sav müsaade isteyip rüyayı tabir etmiştir. Yalnız küçük bir hata etmiştir bu tabirde neticede Peygamber Efendimiz sav bu hatayı düzeltmişlerdir. İslam alimleri Hz. ebubekir ra ın hatasının bundan ibaret olduğunu beyan etmişlerdir.

 

Kainatın efendisi sav in "hepiniz hata edicilersiniz" hitabı bütün müslümanları kapsayan bir hitaptır. küçük büyük hepimizin hataları kusurları vardır, Allahu Teala bunun farkına varıp af dileyenlerden olmayı ve hatalarımızda ısrarcı olmamayı bizlere nasip eylesin. (amin)

 

Bu paralelde düşünüldüğünde Necip Fazıl Kısakürek gibi , maneviyat ve mukaddesat bağlısı bir gençlik oluşturmak için uzun yıllar çaba sarfetmiş, geride aşağı yukarı 100 ciltlik bir külliyatı bu gençliğe ve müslümanlara miras bırakmış bir büyük mütefekkirin az da olsa yanlışının olması gayet normaldir. ama bu yanlışarın hiçbirisi ehli sünnet vel cemaat itikadı ile alakalı, ehli sünnet vel cemaate ters düşen yanlışlar değildir.

 

mesela: Üstad Necip Fazıl Kısakürek Kanuni Sultan Süleymanı (bu benim kendi şahsi fikrimdir), yazılarında ve konuşmalarında çokça eleştirir. Halbuki ben Kanuni Sultan Süleyman Han gibi, yaptığı her işi şeyhülislam fetvası ile yapan birinin bu kadarını haketmediğini düşünürüm.

 

Üstad bir fikir adamıydı, dava adamıydı, mücadele adamıydı. Son nefesine kadar da bu heyecan ve coşku ile yaşadı. Kendisi bir tarihçi değildi muhakkak ama çok önemli tarihsel gerçekleri de ortaya ilk defa koyan kişidir. İlk defa sultan 2. abdülhamid e "ulu hakan" diyen necip fazıldır. Sultan vahdettine "vatan dostu" diyen necip fazıldır. "son devrin din mazlumlarını" yazan necip fazıldır. topyekün Türkün muhasebesini yapan necip fazıldır. ve deha pek çok önemli gerçeği ve tespiti ortaya koyan adamdır necip fazıl. Bunların yanında bazı yanlış tespitlerinin olması gayet normaldir ve onun necip fazıllığından bir şey de eksiltmez...

 

Zaten Necip Fazılı doğru okumayı bilemiz lazım öncelikli olarak. Eğer Üstad Necip Fazıl Kısakürek çok büyük mütefekkirdi (evet öyleydi) ve ne dediyse, söylediyse, yaptıysa doğrudur mantığı ile Necip Fazılı okursanız varacağını adres farklı bir yer olur. Necip fazıl Abdülhakim Arvasi hazretlerinin ks. mürüdiydi ama kendisi mürşit değildi ve böyle bir iddiası da asla olmamıştır.

 

Üstad eleştirilebilir ve eleştirilmelidir de lakin bunu yapacak kişi ergenekon terör örgütünü öven sahte şeyh nazım kıbrisi'nin dizinin dibinden ayrılmayan kadir mısıroğlu değildir. Evet, kadir mısıroğlu avrupada bulunduğu süre zarfında bu nazım kıbrisi ile irtibata geçmiş ve kendisinin takipçisi olmuştur. şimdi arkadaşlar doğru oturalım doğru konuşalım. yazımın başında söyledim, kadir mısıroğlu da kitaplarıyla belli bir oranda insanlara fayda sağlamıştır ama şu anda geldiği hal ve bulunduğu konum itibariyle sözüne itibar edilecek adam olma hususiyetini kaybetmiştir. Üstad hakkında haddi olmadan konuşacağına önce peşinden gittiği adamın yanlışlarını söylemekle işe başlarsa ortaya bir samimiyet koymuş olacaktır.

 

 

burda da sahte şeyh nazım kıbrisi kadına elini öptürüyor ve el şakası yapıyor

 

http://www.youtube.com/watch?v=qEGR8YHpGww

 

burada da takipçisi kadir mısıroğlu ile beraber...

 

 

yorum sizin arkadaşlar...

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kadir Mısıroğlu ile alakalı bir kaç başlık olacaktı buralarda. Bu denli ağır tenkid edilmesini doğru bulmuyorum. Tamam Üstad hakkında menfi görüşleri olabilir ki dedikleri kısmen doğru. Kumar oynamadı mi sigara içmedi mi üstad? Olayları basiret krizi içinde değerlendirmeyelim. Nazım Kıbrısi'ye bağlandığıni bilmiyordum henüz öğrendim. Ama arifan dergisinde yazı yazmış ve Kıymetli Eygi hocam ile Müdafaa dergisinde beraber yazmaktalar. Ben ehli sunnete mugayir lafını okumadım görmedim. Benim kıstasım ehli sünnet nazaridir ki Mısıroğlu bu yolun mazlumlarındandir. Insaflı olalım. Ayrıca Kıbrısı yeni yeni sanırım suyu bulandırdı başta ehli sünnet hocalarca kabul görülen saftaydı. Hemen çizmeyelim üstlerini insanların. Bunlar aynı davanın adamlarıdır. Ben Mısıroğlu hocadan pek istifade etmiş biriyim. Üstad Necip Fazıl da canımdır, Mısıroğlu hocam da değerlidir. Birinin diğeri hakkında zemmi ötekini kerih kılmaz. Velhasılı Mısıroğlu hocam günümüz gencine çokça emeği dokunan değerli bir isimdir. Ezmeyin, silmeyin,karalamayın.

Share this post


Link to post
Share on other sites

muhalif kardeşim en başta belirttim. kadir mısıroğlu'nun özellikle tarihi mevzularla alakalı kıymetli eserleri vardır ve burada ki pek çok arkadaşımız hiç değilse bir tanesini okumasa bile eline almıştır. ben kendisinin tarihi mevzulardaki fikirlerine bir şey söylemedim ve o kitaplardan istifade edilebileceğini beyan ettim kendimde bazı kitaplarını okudum. burda silip atma yok, sadece ikaz var, diyorum ki böyle bir adamla(nazım kıbrisi) diyalog içerisinde.

 

kadir mısıroğlu ile alakalı aklınızın kenarına bir soru işareti iliştirmeniz de bir zarar olmaz aksine bu hepimizin faydasına olacaktır.

 

istifade noktasında son olarak şunu ilave edeyim. birinden öyle ya da böyle , az veya çok istifade etmiş olmamız, o kişinin her halukarda haklı olduğu sonucuna bizi götürmez. çok uç bir örnek olacak ama yeri gelmiş şeytanda doğruyu söylemiştir. hz. ebu hureyre ra. şeytanı 3 gün arka arkaya zekat mallarını insan kılığında çalar vaziyette yakalayınca, şeytan kendisini bırakması karşılığında , hz ebu hureyre ra a önemli bir bilgi vereceğini söyliyor ve kendisine ayetel kürsinin faziletini anlatıyor.

 

muhalif kardeşim insan şu ahir zamanda kimi dinleyeceğini, kimi okuyacağını inan ki şaşırıyor. yıllarca müslümanlar tarafından takip edilen, sevilen sayılan, sözüne itibar edilen kişiler bile zamanı gelince içlerindeki zehri acımasızca müslümanlara zerkediyorlar. Allahu Teala hepimizin böylelerinin şerrinden muhafaza buyursun. ahir zamanın fitneleri konusunda Peygamber Efendimiz sav ümmetine tavsiyede bulunuyor bunların şerlerinden muhafaza için dua hususunda.

 

Necip Fazıl Kısakürek'in de (Allah rahmetiyle muamele etsin) hataları olmuş olabilir ama şu husus çok iyi bilinmelidir ki Üstadın itikadı bozuk kişilerle, İslamın içine sızıp, İslama içinden darbe vuranlarla bir diyaloğu olmamış, tam tersine Üstad yazdığı kitaplar ve konferanslarla böylelerine karşı ehli sünneti savunmuştur. mevzunun can alıcı noktası budur.

 

bunlar benim şahsi görüşlerim olmakla beraber, katılan da olacaktır katılmayan da olacaktır...

 

Lakin "haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır" hadisi şerifi mucibince , burada gündeme gelen şahıslarla alakalı bildiklerimi beyan etmem gereklidir...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Üstad'ın Kadir Mısıroğlu hakkında düşüncesi ne peki bilen var mı ? 25 yıl yanındaymış Üstad'ı en iyi kendisi tanırmış .! Üstad'ın bu zata kıymet vermediğinden dolayı yüzüne birşey söylüyemeyen Mısıroğlu vefatından sonra sallamaya başladı.İngiltere dönüşü yanılmıyorsam 1991 yılında Üstad hakkında iftira dolu kitabıyla piyasaya çıktı. Hele fikrin " f " sinden anlamayan Kısıroğlu 'nun Üstadı fikir yoksunu göstermeye kalkması tam bir ahmaklık...

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ben Üstad'ın kitaplarından muhteşem fikirler edindim. Hayat görüşümde köklü değişikliklere vesile olmuştur. Ancak herkesin yeri farklıdır. Herkesten alacağım şey, hatalardan beri olan şeylerdir. Tazir Gönüldaşım güzel ve edebli bir eleştiri yazısı yazmış. Maşaallah kardeşim allah razı olsun. Hatasız kul olmaz eyvallah. Ancak karşı tarafı da okumak lazım. Doğrusu bu iddialara Üstad'ı hepimizden iyi tanıyan NFK-Fan kardeşimizin cevabını sabırsızlıkla bekliyorum. Eğer mesele adamlar değil de davaysa Allah razı olsun diyorum.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kadir Mısıroğlu son zamanlarda gerçekten benim gözümde değeri iyice düşmeye başladı.

Bu yaptığı eleştiriler Üstad hayattayken yapılsaydı, bu kelimeleri kullanmazdım. Necip Fazıl Kısakürek, ebediyette gittikten sonra hakkında yok Necip Fazıl şöyleydi, yok Necip Fazıl okumayı sevmezdi, yok Necip Fazıl'ın kitaplarında çok hata vardı. Adama sormazlar mı, neden pekela Necip Fazıl Kısakürek, hayatta iken, bu dediklerini söylemedin.

Aslında başta söylenmesi gereken, dillendirilmesi gereken budur. Kendisi Mehmet Akif Ersoy hrakkındaki görüşleri, Necip Fazıl hakkındaki görüşlerinden dolayı malesef, birçok konuda kendisi hakkında olumsuz bir fikir beyan etmeme neden oluyor.

Üstad Necip Fazıl Kısakürek'in benim okuduğum kitaplarından onun asla Kadir Mısıroğlu gibi, monoton tarih kitabı olarak kitap yazmadığını, tarih mevzusuyla ilgili yazdığı kitaplarda bile tefekkür, düşünce, fikir belirtisi içerdiğini ve gelişmenin ve yenilginin asıl sebeplerine eğildiği için Necip Fazıl Kısakürek, benim gözümde okunur olmuştur.

Üstad'ın ne kadar bizde Osmanlı'yı sevsek de, Osmanlı hayranı olsak da yanlış mıdır?

Öncelikle onları bilmemiz gerekir.

Üstad'ın Kanuni Sultan Süleyman Han hakkındaki eleştirileri(ona da eleştiri dersek tabiki) yanlış mıdır?

Devlet Kanuni Sultan Süleyman Han devrinden sonra, büyük bir hızla hem ahlaki sevyide, hemde ekonomik ve askeri alanda en büyük olmasına rağmen gerilemeye başlamadı mı?

Bence Üstad'ın eleştirdiği budur.

Yoksa, Kanuni'nin şahsını ve kişiliğini eleştirdiğini tahmin etmiyorum.

Üstad'ın bir diğer eleştirdiği kurum, Yeniçeri askeri kurumu hakkındaki düşünceleri hatalı mıdır?

Üstad'ın yeniçeri kitabını okudğum zaman bunu malesef bende düşünmüştüm.

O kitabı ilk okuyanlar, Üstad'ın yeniçerileri ve yeniçeri kurumunu neden eleştirdiğini net bir şekilde anlayabilirler.

İlk başta şunu belirtiyor Üstad, Yeniçerililer dünya tarihin ilk düzenli ordu teşkilatıdır.

Kendi ihtiyaçları çerçevesinde kendi öz bünyesinden, kendi özünden çıkmış bir ordu olduğu belirtiyor.

Ondan sonra, bu teşkilatın amacından saptığını ve neşter vurulup kökünden kazınması ve yerine aynı bunun gibi kendi öz bünyesinden çıkan yeni bir ordunun kurulması gerektiğini söylüyordu.

Dikkat ederseniz ondan sonra "Avrupa Takliti" Asakir-i Mansure-i Muhammediye ordusunu da eleştiriyor. Sırf Avrupa taklit edilerek yapıldığı için, taklitten bir hayır gelmeyeceğini düşündüğü için

Ama, yeniçeri konusunda baktığımız zaman, safliyetini ve davasını kaybettiği için eleştiriyor Üstad yoksa sırf eleştirmek için eleştirmiyor.

Monoton Osmanlı koruyuculuğu yaptığı için malesef Kadir Mısıroğlu'nun Üstad'ı anlama şansı yoktur.

Üstad'ın kitaplarını okuyan, bizim gerçek anlamda yükselmemizin nedenleri, yıkılmamızın sebeplerinin kaynağına inmeye çalıştığı ve buna ilk kez tedavi yöntemi uygulamaya çalıştığını görür.

Doğru veya yanlış insan Üstad'ın kitaplarını okuduğu zaman bunu net bir şekilde hissediyor.

Bozkurt kardeşim çok güzel bir yere temas etmiş.

Üstad'ın yanında 25 yıl geçirmesine rağmen ben okuduğum kitaplarında Üstad'ın Kadir Mısıroğlu hakkında olumlu veya olumsuz bir düşünce beslediğini görmedim.

Üstad'ın yanında 25 yıl geçirdiğini söyleyen Kadir Mısıroğlu ve Üstad'ın yollarının hangi durumlarda keşiştiği ve Üstad'ın Kadir Mısıroğlu hakkındaki düşünceleri nelerdir?

Bilenler varsa bizimle paylaşırsa seviniriz.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Üstad'ın gölgesinde kalan pek çok şahıs gibi...

 

Bundaki aşırı kıskançlık diline vuruyor, dengesiz !

Share this post


Link to post
Share on other sites

N.Fazıl'da çelişkili durumlarda fazlaymış. Mısıroğlu'nun videoda 50. saniyeye dikkat edelim. 43 Büyük Doğularında diye başlayan cümleyi dinleyelim. Peki ne olduda sonradan koyu muhalif kesildi?

Share this post


Link to post
Share on other sites

Dehanın çocukları hep böyledir...

 

Yalnız Kadir hocanın tutumu yanlış tıpkı bir zamanlar Üstadın, Mehmet Akif Ersoy'u eleştirmesi ve Merhum Menderes ile Erbakan hoca içinde hicivler sözlü ve yazılı neşretmesi gibi... yahut Cemil Meriç'in Üstadımızı anlamaması gibi...

 

kaba hatlarıyla böyle düşünüyorum detaylara girsem sanırım bayağı yer tutar...

 

muhabbetle...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Üstad'ın Yeniçeri kitabını ve daha nice kitaplarını okumuş bir insan olarak Osmanlı'ya olan hayranlığım etrafımdaki herkesçe bilinir, kadir mısırlıoğlunu beğenerek dinledim ama son zamanlarda ki çıkışları ve kıbrısi gibi bir adama bu denli yakınlığı beni teessüf ettirdi, madem ki Üstad'a bu kadar yakındın şu fikirlerini bir kerecik dile getirse idin yanında da bak seni nasıl ikna ediyordu o yüce insan, olmuyor kadir bey olmuyor lütfen.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ustad Necip Fazila son zamanlarda ozellikle muhafazakar kesimlerden ciddi hakaretler gelmektedir. Bazi beklemedigim kisilerden saskinlikla dinledigim hakaretler geldi.

Elestirmek ayri bir mevzudur. Ancak hakaret etmek baslibasina incelenmesi gerekli bir konu.

 

Kadir Misiroglu Hoca da elestiriden oteye gecenlerden, ciddi hakaretleri var. Kadir Hoca dan herkes cok sey ogrendi, ve hizmeti takdire sayan ve kitaplari - ozellikle cumhiriyete donuk- eserleri ciddi bir cabanin urunu. Kadir Hoca bir ilim deryasi bunda suphe yok. suphe eden onu okumamistir.

 

Ancak Ustad Necip Fazil dedigimiz zaman bir kere degil iki hatta uc kere durmamiz icap eder. Birincisi Ustad bu memlekete Peygamber olarak gonderilmedi. Ustad bir fikir adami ve dava adamiydi. Daha da onemlisi Ustad bir buyugun terbiyesinden gecti.

 

Hic kimsenin konusmadigi ve hic kimsenin cesaretin c sinden dahi haberdar olmadigi bir devirde cikti ortaya. dikkat edin kimse yoktu! Sonra ondan goren devrin gencleri gayrete geldiler ve bir akim basladi. Peki hersey bir tarafa ustad olmasaydi ne olacakti? Iste asil analiz edilmesi gerekli mevzu bu. Ustadin olmadigi bir senaryoda korkak bir nesil yetisecekti. Hepimiz sinmis ve korku ile sesimizi asla cikaramayacaktik. Bugun milliyetci ve muhafazakar insanlar ayrica cemaat ve tarikat insanlari en rahat bir sekilde ne isterlerse konusmaktalar. Peki bunu kime borclular?

 

Evet, Ustad kendi zamaninda ki arkadaslari ve taniyanlari icin ters bir insan aksi bir insan olabilir. Bazi tarihi meselelerde eksik birakmista olabilir. Ama onun davasi vardi. Davanin unsurlarini yerine getirmek adina herseyi yapti. Bir ton laf soyledikleri tarihi kitaplarindaki eksikleri icin acaba o kadar dusunduler mi ki bunu yazdigi zamanda kimin eli kaleme degebiliyormus? Asilamak istedigi duygularini hizli kaleme almis olabilir ama amacina ulasmis davasinin sonucu gormek adina ugrasmis bir insandan bahsediyor. Dava adami diyoruz.Bu bir insanin oturacagi en buyuk tahttir.

 

Yikmaya calisilan adam bu adamdir. Kadir Misiroglu Hoca kalplerde yer etmis bir dava timsaline laf etmekte onu yikmaktadir. Evet gunah sevab dengesi diye birsey var ancak ustada kimse Peygamberdir demiyor ki be hocam.Necip Fazil olmus hatasinin gunahinin karsiligini hesabini Allaha verir ancak geriye biraktigi mirasi da siz baltalamaya calisiyorsunuz. Hemde o davanin bir neferi olarak.

Share this post


Link to post
Share on other sites

bu meseleye hassas yaklaşmak icab ediyor.elhamdulillah kesip atan bir iki istisna dışında yorum yazanlar gerekli hassasiyeti göstermişler.

 

öncelikle kadir mısıroğlu kimdir.bunu anlamamız lazım.kendisi her ne kadar tarih alanında meşhur olsa da ehli sünneti müdafaa hususunda da ciddi çabaları olan birisidir.çıkarmış olduğu ehli sünneti müdafaa dergisi, dinlerarası diyaloga karşı yazdıkları,islamoğluna karşı tavrı, darulhikme ihsan şenocak,mehmet şevket eygi, ali nar gibi ehli sünnet kaygısı taşıyan kişi ve kuruluşlarla olan müsbet ilişkisi buna örnektir.

 

şeyh nazım kıbrısinin yanlışlarını söylemediğini söylemişler.bu bilgide yanlıştır. bizzat bulunduğum bir mecliste kendisi şehy nazım kıbrısinin ve cemaatinin yaptığı yanlışlardan ve yanlış uygulamalardan bahsetti.ancak yanlışlarının olması tamamen silmesini gerektirmez benzerinde birşey dedi.zaten kendisi üstadı da tamamen silmiş birisi değildir.

 

üstad hakkındaki eleştirilerine gelince.söz konusu eleştirilere katılmıyorum.çünkü kadir mısıroğlunun hatıralarına güvenmiyorum.bildiğiniz üzere kendisi yaklaşık seksen yaşında.ve bu durum hafızasında bazı değişikliklere yol açmış.haşa bunamış filan demiyorum.ancak hafızasındaki bazı şeyler, özellikle hatıralar durumla örtüşmemektedir.

 

beni bu düşünceye sevkeden amillerden birisi deya müdafaa dergisinde veya rıhle dergisinde gördüğüm düzeltme veya özür yazısı gibi bir şeydi.söz konusu yazı anadolu gençlik derneğinin bir üyesi tarafından mısıroğlu hocanın yazdığı bir yazı hakkındaydı.sizlerde çok özür diliyorum metni ve kişilerin ismini hatırlayamadığım için.malesef elimde dergiler de yok.

yazıda mısıroğlu hocanın önceki sayıdaki yazısında bahsedilen bir olayın hiç olmadığını bahsedilen kişinin mısıroğlu hocanın bahsettiği makamda hiç bulunmadığı ifade ediliyor.kadir mısıroğlu hocaya saygılar sunuluyordu.yazıyı yazan kişi mısıroğlu hocaya ciddi bir saygı duyuyordu.

 

üstadla 25 yılını beraber geçirdiği nakledilmiş.üstadın kendisi hakkındaki görüşleri sorulmuş.

"Üstad'ın yanında 25 yıl geçirdiğini söyleyen Kadir Mısıroğlu ve Üstad'ın yollarının hangi durumlarda keşiştiği ve Üstad'ın Kadir Mısıroğlu hakkındaki düşünceleri nelerdir?"

bu meseleyi (çoğunluk tanımıyordur büyük ihtimalle ama tanıyanlar için yazıyorum) islami edebiyat vakfi merkezinde bulunduğum bir sırada malatyadan gelmiş bir abimiz sordu.soru şu mealdeydi:hocam kadir mısıroğlu birşeyler söylüyorlar siz ne düşünüyorsunuz?

 

ali nar hoca da şöyle cevap verdi:" kadir mısıroğlu toplumumuzda yer etmiş birisi.kendisini üstad necip fazıl da kabul etti"

 

böyle insanları sokaktaki bir adamı değerlendirir gibi değerlendirmemeliyiz diye düşünüyorum.elbette hataları yanlışları belki de suçları vardır.ancak bu kimseler ömürlerini adadıkları dava sebebiyle hürmetimizi, saygımızı haketmişlerdir.açıkça davaya ihanet sayılmayacak kusurlarını mazur görmemizi gerekir.bu memlekette müslüman nesillerin bilinçli bir şekilde yetişmesine vesile olmuş, bu davanın çilesini çekmiş dava adamlarına ahir ömürlerinde hürmet etmemiz, en azından bir kaç kusuru var diye isimlerini lekelememiz bir vefa borcudur diye düşünüyorum.

 

bütün bunları kadir mısıroğlunun hayranı filan olduğum için yazmadım.bahsettiğim meclis kadir mısıroğlunu ilk ve tek ziyaretimdi.üstelik kendisi beni iyice azarlamış nefsime ağır gelen ifadeler kullanarak o mecliste rezil etmişti.aynı duruma tekrar düşmemek için bir daha ziyaretine gitmedim.ancak ömrünün nerden baksan kırk yılını bu davaya hizmete adamış ve hala da bunun için çabalayan birisini şahsi bir mesele yüzünden karalayamazdım.yine ömrünü adadığı aynı davadır ki bu davaya kendisinden kat be kat büyük hizmetlerde bulunmuş ömrünü bu davaya adamış üstadıma ağır hakaretler etmesine rağmen kendisini silmeme engel oluyor.

 

bu arada merak edenler vardır ali nar kimdir diye.

 

kendisi islami edebiyat vakfı başkanı, islami edebiyat dergisinin genel yayın yönetmenidir.yetmiş küsür yaşındadır.ahmet davutoğlu hocanın talebelerindendir.edebi, fikri eserleri, ve ehli sünneti müdafaa amacıyla yazdığı dini eserleri tercüme eserleri mevcuttur.

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yazılanları ve paylaşılanları gözden geçirdiğimizde "Nazım Kıbrisi" nin Allahu Tealanın haram olarak tayin ettiği bir ameli helalmiş gibi göstermeye çabaladığına şahit olmaktayız. Bir müslüman herhangi bir haramı, haramlıktan çıkarır da helal olarak görmeye başlarsa sonucunun ne olacağını tahmin edersiniz.

 

Nazım Kıbrisi gibi böyle bir adama hürmet gösteren,selam veren,saygı duyan,muhabbet besleyen,oturan kalkan,hizmetinde bulunan dinin yıkılmasına yardım etmiş olurlar!

 

 

«Sizden sonra öyle insanlar gelecek ki,

türlü ve zevkli yemekler yiyecek,

renkli ve rahat binitlere binecek,

rengârenk ve güzel kadınlarla evlenecek,

kat kat ve nefis kumaşlar giyecektir.

Onların bir mideleri var ki az ile doymaz, onların bir istekleri var ki çoğa da kanaat etmez. dünyaya bağlanmışlar, Akşam-sabah düşündükleri ve taptıkları dünyalıktır. Onu, Allahü Teâla’nın dışında ilâh ve Rablerinden başka rab kabul ederler. Bütün çabaları dünya içindir.

Yalnız hevâ ve heveslerinin peşinde koşarlar. Abdullah’ın oğlu Muhammed’in kat’î sözü şudur ki; sizin veya onların peşinden, sizden sonra veya onlardan da sonra gelenlerden o güne yetişenler,

bunlara selâm vermesin,

hastalarını ziyaret etmesin,

cenazelerine gitmesin ve

büyüklerine hürmet göstermesinler.

Zira bunları yapanlar, İslâmiyet’in yıkılmasına yardım etmiş olurlar.»

(Hadisi Şerif-Taberâni Ebû Ümame'den rivayet etmiştir.)

 

Allah Rasulu sav Efendimiz dünyaya bağlananlara yakınlık gösterenler için bu şekilde ağır sözler beyan etmişken Nazım Kıbrisi'nin haramı helal sayan bu hareketlerini görünce ne yapılması lazım geldiğini siz düşünün...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Üstad Kadis Mısıroğlu resmi face sayfasında Merhum Turgut Özal'ın şşu cümlesi dikkate değerdir:

 

"Kadir Bey !.. Sen çuvalın en dibindesin. Bu çuval yakında alt üst olacak, o zaman sen en üste çıkacaksın !.. Ne biliyorsan yaz !.. Ben arkandayım"

Share this post


Link to post
Share on other sites

kanijeli mahlaslı arkadaşın mesajına cevaben:

şeyh nazımın el öpme meselesi üzerindeki izahından bahsediyorsunuz galiba.o konuşmayı dinledim.elbette söyledikleri yanlış ve saçma sapan şeyler.ancak bunları haram olduğunu net olarak bildiği birşeyi helal kabul etmek olarak görmek yanlıştır.zira söylenenlerden anlaşılacağı üzere bu sözlerin sebebi cehalettir.cehaletin mazeret sayılmadığı durumlar vardır ancak şeyh nazımın sözkonusu konuşmadaki tavrı gibi şeyler bildiğim kadarıyla bunlara dahil değil.çünkü cehaletin mazeret sayılmadığı meseleler genellikle itikat alanında.

onun için helali haram haramı helal kabul ettiği gerekçesiyle tekfir etmenin yanlış olduğunu düşünüyorum.siz de kafir olur ifadesini kullanmak istemediğinizden sonucu bize bırakmışsınız galiba.

her ne kadar söyledikleri ciddi yanlışlar olsa da bazılarının kendini tasavvuf ehli gibi gösterip "bizim manevi derecemiz sebebiyle bizden teklif düşmüştür, bundan böyle bize ne haramlardan kaçınmak ne farzları yapmak gerekir.zaten o tip emirlerin gayesi insanın bizim bulunduğumuz makama ulaşmasıdır.gaye hasıl olduktan sonra bunlar kişiden düşer" tipinden sözler sarfetmeleriyle veyahut hıristiyanların domuz eti ve şaraba dair incildeki açık yasaklara rağmen pavlos'un "yahudilerin şeriatı sizden düşmüştür" sözünü bahane olarak kullanıp bunları helal saymalarıyla, ve yahut mürcienin bir kısmının "küfürle birlikte hayır fayda sağlamayacağı gibi imanla birlikte günah da kişiye zarar vermez " demeleriyle bir tutulamayacağı açıktır.

üstelik bu meseleyi bu şekilde ele alırsak, adetli kadının oruç tutmasına, namaz kılmasına, tavaf yapmasına cevaz verdikleri için mustafa islamoğlunu ve abdulaziz bayındırı tekfir etmemiz lazım.ancak öyle yapmıyoruz.bu görüşleri kendilerini bidat ehli yapıyorsa da küfre düşürmüyor.küfre kadar varan başka görüşleri olsa da bu fetvaları sebebiyle küfürle itham edilmiyorlar.




bir de kadir mısıroğlunun şeyh nazım kıbrısi hakkındaki bir konuşmasını ekliyorum aşağıya. biraz uzun ama belki ilginizi çeker.
http://www.kadirmisi...azmkibrisi.html

Share this post


Link to post
Share on other sites

"her ne kadar söyledikleri ciddi yanlışlar olsa da kendini tasavvuf ehli gibi gösterip"

 

burada "olsa da" ile "kendini" arasında "bazılarının" ifadesinin bulunması gerekiyordu.yazmayı unutmuşum.düzeltirseniz müteşekkir olurum.

Share this post


Link to post
Share on other sites
Guest isimsiz

arkadaşlar hangimiz kadir msıroğlunu şahsen tanıdık ve yanında 25 sene gibi bir süre kaldık? Kadir mısıroğlunun tarih ve insanlar üzerindeki fikir beyanında onlara asla ahirette vereceğim bir hesap yoktur diyor çünkü hepsi belgeli.kadir mısroğlu necip fazılı eleştirirken kitaplarda yaptığı yanlışlarını anlatarak onun o yüzden çekeceği günahı hafifletmek için bunu yapıyorum diyor.kadir msıroğlunun 25 sene berarber olduğu bir adam hakkında uydurma yada şahsi bir hırs olarak söz söyleyeceğini sanmıyorum.oadam şunu iyi bilin hak meselesinde bu kadar özen gösteren bir insandır.mesela nacip fazıl kitabında abdulazize sirk hayvanı demiş.hemde islama döndükten sonra.şimdi bunu söze bakıp o kitabı okuyanlar abdulazize sirk hayvanı gibi bir yakıştırma yapmasın diye bunu dile getiriyor.hem sizin hemde üstadın çekeceği azabı hafifletiyor.

Share this post


Link to post
Share on other sites

evet arkadaşlar belki biz Kadır Mısıroğlu'nu hakikaten tanımıyor olabiliriz, peki Üstadın yanında yıllarını geçiren, en büyük evladı Muhterem Mehmet Kısakürek de mi tanımamıştır acaba...

 

Mehmet Kısakürek'in Kadir Mısıroğlu hakkındaki beyanları;

 

 

"Hala kaşınıyor! Eskiden,müslüman kanıyla beslenen o rezil kafirler içinde bile,Kadir denen müfteri kadar Üstaddan nefret edene rastlamadım!"

 

"Müfteriye,hapse girmesin diye deli raporunu bile Üstad almıştı.Adli Tıp başkanı demişti ki:O zaten zırdeli Üstadım;size ihtiyacı yok!.."

 

"Gençler,yolunuzu kesiyorlar!Teşkilatlı planda sığı ve dar anlayışlı cemaatçiler,fert olarak da Mısıroğlu gibi sahtekarlar!Kendinizi koruyun!"

 

"Osmanlı'cı(!) K.Mısıroğlu isimli maskaraya gelince.Bir gece kapıyı ona ben açtım.Köyünden bavuluyla doğru bize gelmişti.Yedi,içti,semirdi ve Yediği ekmeğe bile ihanet etti.Üstada karşı duyduğu kıskançlığı,yüzyüze saklamayı becerdi de O'nun gözünde mısır koçanı kadar değeri olmadı. Turistleri bile güldüren fesi ve bastonuyla,Osmanlı hamamında tellak bile olamaz!.."

 

"Babam hapisteyken alçak Kadir(Mısıroğlu)oğlağımı kör bıçakla neden kesti?Yıllardır anneme niçin sormadım da aklıma şimdi geldi?.."

Share this post


Link to post
Share on other sites

Mehmet Kısakürek abimizin ayıp ettiğini düşünmüyorum. Bir kere mevzu bahis Üstad Necip Fazıl Kısakürek ve Mehmet Kısakürek de onun oğlu. Kadir Mısıroğlu diye de biri var ve Mehmet Kısakürek'in babası hakkında yani Üstad hakkında ileri geri, lafın önünü arkasını düşünmeden amiyane tabirle "destursuzca" ağzını geleni söylüyor. Sabır, sabır, sabır ve nihayet o kibar ve latif insanın dudakları arasından bu tür ifadeler çıkmış. Düşünün siz olayın vehametini. Mehmet Kısakürek gibi biri bile bu şekilde düşüncelerini ifade etmek ihtiyacını hissediyorsa daha bizim bilmediğimiz kim bilir neler var!

 

İnsanların kızdığı temel husus şu. Mısıroğlu'nun Üstad hakkındaki düşüncelerini Üstadın ölümünden sonra kitaplaştırmasıdır. Madem ki sen dava arkadaşısın ve İslam adına tarih adına konuşma iddiasındasın neden Üstad hayattayken fikirlerini beyan etmedin. Ayrıca velev ki Üstad belki senin eserlerinde yazdığı gibi biriydi, "Müslüman Müslümanın ayıbını örter" hükmünden de mi haberin yoktu?

 

yazacak husus yine çok da neyse!

 

ve neyse!

 

ve yine neyse!

Share this post


Link to post
Share on other sites

Mehmet Kısakürek abimizin ayıp ettiğini düşünmüyorum. Bir kere mevzu bahis Üstad Necip Fazıl Kısakürek ve Mehmet Kısakürek de onun oğlu. Kadir Mısıroğlu diye de biri var ve Mehmet Kısakürek'in babası hakkında yani Üstad hakkında ileri geri, lafın önünü arkasını düşünmeden amiyane tabirle "destursuzca" ağzını geleni söylüyor. Sabır, sabır, sabır ve nihayet o kibar ve latif insanın dudakları arasından bu tür ifadeler çıkmış. Düşünün siz olayın vehametini. Mehmet Kısakürek gibi biri bile bu şekilde düşüncelerini ifade etmek ihtiyacını hissediyorsa daha bizim bilmediğimiz kim bilir neler var!

 

İnsanların kızdığı temel husus şu. Mısıroğlu'nun Üstad hakkındaki düşüncelerini Üstadın ölümünden sonra kitaplaştırmasıdır. Madem ki sen dava arkadaşısın ve İslam adına tarih adına konuşma iddiasındasın neden Üstad hayattayken fikirlerini beyan etmedin. Ayrıca velev ki Üstad belki senin eserlerinde yazdığı gibi biriydi, "Müslüman Müslümanın ayıbını örter" hükmünden de mi haberin yoktu?

 

yazacak husus yine çok da neyse!

 

ve neyse!

 

ve yine neyse!

 

Benim de takıldığım noktaya temas etmişsiniz....

Üstad hayatta iken, yüzüne karşı söyleyemediklerini, Üstad ebedi aleme göçünce kitaplaştırıp, sözüm ona Üstad'ı kendince tanıttığını söylüyor...

Bence burası çok yanlıştır...

Sizin dediğiniz gibi, bu ülkeye şuanki sözüm ona milyonlarca bağlısı bulunan cemaatten bin kat daha fazla emeği geçmiştir..

Bunun hatırına Üstad hakkında söyledikleri doğru olsa bile, susması gerekirdi...(biz inanmayız ama)

Ama şunu da unutmamak gerekir, Mehmet Kısakürek'in beyanatı da bana göre hoş olmamış...

Velev ki onlar da doğru olsa bile....

Bana göre bize düşen yangına körükle gitmek değil de, elimizden geldiğince ateşe su dökmek olmalıdır...

Share this post


Link to post
Share on other sites

×
×
  • Create New...