Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
Miralay

"''ecevit, Merve Kavakçı'ya O Çıkışı Yapmasaydı Belki Darbe Olacaktı. Darbecilerin Elindeki Bir Kozu Almış Oldu''

Recommended Posts

Gazeteci Yazar Hüseyin Gülerce, 28 Şubat sürecinde Zaman Gazetesi olarak, darbe olmaması için tansiyonu aşağıya çekmeye çalıştıklarını belirterek, ''Medyanın 28 Şubat'taki rolünden dolayı mesleğimden utandım'' dedi.

 

 

TBMM Darbeleri ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu, AK Parti İstanbul Milletvekili Nimet Baş'ın başkanlığında toplandı.

Komisyona bilgi veren Hüseyin Gülerce, Necmettin Erbakan'ın Libya gezisinde, Kaddafi'nin yaptığı konuşmada, yazılanlardan daha ağır bir hakaretler olduğunu belirterek, ''Refahyol hükümetinin düşürülmesi için düğmeye orada basılmış olabilir'' dedi.

Gülerce, o dönemde ABD Dışişleri Bakanlığı'nda Refahyol hükümetinin nasıl düşürüleceğinin tartışılığını ifade etti.

28 Şubat sürecinde medyanın daha önceki dönemlerden daha kötü bir şey yaptığını, ''hükümeti devirme işinde gönüllü cepheye koştuğunu, her şeyi abarttığını'' dile getiren Gülerce, ''Nijerya'ya giden Başbakan'a 'dikkat et yamyamlar seni yemesin' denir mi? Bu, gazetecilik mi?'' diye sordu.

Silahlı kuvvetleri, kurum olarak cuntacılardan ayırt etmek gerektiğini dile getiren Gülerce, ''Medya ile iktidar böyle dönemlerde sarmaş dolaş olmuşlardır ama herkes böyle değildir. Mesleğinin hakkını veren insanlar vardı. Medyanın külliyen suçlanması da doğru değil. Medya da Türkiye'nin demokratikleşmesine yardımcı olmuştur'' dedi.

''Yanlış atmosferden hepimiz etkilendik'' ifadesini kullanan Gülerce, o dönemde yazılarının büyük çoğunluğunda Erbakan'a uyarıların yer aldığını anımsattı.

Zaman Gazetesi olarak; darbe olmaması için tansiyonu aşağıya çekmeye çalıştıklarını ifade eden Gülerce, ''Medyanın 28 Şubat'taki rolünden dolayı mesleğimden utandım'' diye konuştu.

Zaman Gazetesi'ne o dönem baskı yapılmadığını, çünkü gazetenin ''yok sayıldığını'' söyleyen Gülerce, ''Herkesin bir demokratik tövbeye ihtiyacı var'' dedi.

Gülerce, ''Ecevit, Merve Kavakçı'ya o çıkışı yapmasaydı belki darbe olacaktı. Darbecilerin elindeki bir kozu almış oldu'' diye konuştu.

 

-''Lütfen dengeli olalım hocam''-

 

Dönemin Zaman Gazetesi imtiyaz sahibi Alaeddin Kaya da ''Türk basını Zaman gazetesinin yaptığının onda birini yapabilseydi bu olaylar yaşanmazdı'' dedi.

Medyanın işbirliği ile bu noktaya gelindiğini ifade eden Kaya, ''Bugün aynı medya dürüst davransa Türkiye'nin rengi değişecektir'' diye konuştu.

Tansu Çiller ile Fethullah Gülen'in İzmir'de bir program vesilesiyle bir araya geldiğini, Gülen'in bazı belgeleri Çiller'e vermek istediğini, Çiller'in ''lütfen dengeli olalım hocam'' diyerek odayı terk ettiğini aktaran Kaya, şunları söyledi:

''O günlerde yine bugünlerde olduğu gibi memleketsever insanların bize gönderdiği belge, bilgi ve kasetler oluyordu. Bunlardan biri, askeri şura öncesi askerlerin kendi arasındaki konuşmayla ilgiliydi. Şura daha başlamadan atılacakların sayısının 76 olduğu geçiyor o konuşmalarda. Ben bu kaseti Erbakan'a götürdüm ama Erbakan dikkate almadı. Erbakan, birinci gün şuraya gitmedi ikinci gün gitti. Erbakan sonraki günlerde yaptığı bir açıklamada, 'vallahi çok uğraştım, atılacakların sayısını 150'den 76'ya düşürdüm' dedi.''

Kaya, o dönemde Başbakanlık'ta verilen iftar yemeğinin bir bahane olduğunu, o yemekte sıkıntı yaratacak, insanların hesaba çekilmesini gerektirecek bir şey olmadığını kaydetti.

28 Şubat'ta Zaman Gazetesi'ne bir baskı olmadığını kaydeden Kaya, ''Ancak Gülen okullarına her gün baskın yapılıyordu. Biz teslim olmaya hazırdık, okulları verip kurtulacaktık ama süreç daraldığı için gerçekleşmedi'' diye konuştu.

 

http://zaman.com.tr/null/huseyin-gulerce-medyanin-28-subattaki-rolunden-dolayi-meslegimden-utandim/2002929.html

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hiçkimse çıkıp Eceviti falan savunmasın. O Ecevit ki iki büklüm haline bakmadan Merve Kavakçı kürsüye çıktığında (şayet bir tepki verilecekse bunu da parti başkanından ziyade başkalarının yapması münasip kaçar), artık nasıl bir İslam düşmanlığına sahipse, bir anda içindeki öfke ve nefreti "burası devlete meydan okunacak yer değildir, bu hanıma haddini bildiriniz" diyerek ortaya dökmüştür. ecevit gibi bir İslam düşmanını yersiz bir şekilde savunmanın da geçerli bir tarafı yoktur. bazıları kendisinden bahsederken "rahmetli ecevit" derler bir de. Ya bu adam hayatında Allah düşmanıydı insan rahmetli derken bile Cenabı Haktan utanır...

 

Böylelerine denilecek en güzel söz "toprağı bol olsun!" olacaktır...

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

İmam Gazali Hazretleri başımızın tacıdır, Allah kendisinden razı olsun,Huccetül İslamdır sözüne de elbetteki itirazımız olamaz lakin belirtilmesi gereken noktalar var.

 

İslam büyüklerinin kitaplarını karıştırırsanız "Hubbufillah Buğdufillah-Allah için sevmek ve Allah için buğz etmek" konu başlığına sahip metinlere rastlarsınız. Hz. Musa as Tur Dağına çıktığında Cenabı Hak kendisine "Ya Musa benim için ne yaptın?" diye sorar. Hazreti Musa as da "Ya Rabbim, senin için namaz kıldım,oruç tuttum,vs..." yapmış olduğu ibadetleri sayar da Cenabı Hak "Ya Musa bunların hepsi senin içinde, benim için ne yaptın?" deyince Hazreti Musa as sessiz kalır ve Cenabı Hak "Benim için kimi sevdin benim için kime buğzettin?" der. Yani görüldüğü gibi Cenabı Hakkın rızasını kazanmanın yolu onun için sevmek ve onun için buğzetmekten geçmektedir. Siz buna anladığım kadarıyla kamil nefret demişsiniz, güzel bir tabir.

 

Ayrıca kimseye kafir dediğimiz falan da yok. İslamda "hüküm zahire göredir" kıstasına binaen gördüğümüz ve şahit olduklarımızdan ötürü Allah rızası için eceviti sevmediğimizi belirttik. Olay bundan ibaret. "Hükmün zahire göre" olması o kadar önemlidir ki Peygamber Efendimiz sav münafıkların tamamını bildiği halde onların münafıklıklarını yüzlerine karşı vurmamıştır. Adamların içi bozuk ama şeklen müslüman. Burada ise şekil ortada hüküm de ortada...

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

imam gazali hazretleri diyor ki; "bir insanın 1000 hareketinden 999'u islama aykırı olsa, 1 hareketi uygun olsa ve bu adam ben müslümanım dese, ben o adamımı kafirlikle itham etmem!"

 

tekfir, eğer yanlışsa zararı çok büyüktür. ama tekfir doğruysa faydası da yoktur.

 

velhasıl lüzumsuz bir konu. ve hatta büyük zararlara yol açabilecek bir konu. allah adına konuşmamak gerek!

 

adam açıkça ben kafirim dememişse, isteyen rahmet de okur, isteyen toprağı bol olsun da der. dua ve temenniler de mi hipotek altında yoksa.

 

duygularını ve hislerini en ince teline kadar sorguya çeken üstadın adının geçtiği bu platformda şunda da dikkat edilmesi gerekir. ecevit'in arkasından konuşurken nasıl hareket etmemiz gerektiği telkin edilirken, acaba ecevit'ê duyulan nefretin etkisi mi(yani nefs), yoksa allah rızası için duyulan kamil nefret mi etkili?

 

not: hayatımın hiçbir döneminde ecevit'le uzaktan yakından bağım olmamıştır. hatta "merhum" hakkında en çok kelime yaktığım konu da iş bu yazıdır. vesselam.

 

öte yandan ecevit bir siyasi aktördür. hareketleri, davranışları, söylemleri, vs. toplumu ilgilendirdiği için dış yüzüne en insanfsızca eleştrilebilir tabiki. ama bırakın da içler allah teala'ya kalsın!

 

 

Konuşmayı iyi izle, bunun başka açıklaması varsa gel bana söyle.

Gülen cemaati bu konuda samimi değildir, sırf kendi cemaatlerine yakınlık gösterdi diye bunu bile savunmaya kalkıyorlar.

Cemaat taassubu olmadan lütfen konuşmayı baştan bir daha izleyiniz.

Bu konuşmanın tevil edilecek hiçbir yanı yoktur, adam açık açık ben İslam düşmanıyım diyor.

İslam düşmanı ve kini olan adam neyle nitelendirilirse bu adam da o şekilde nitelenmelidir.

Allah aşkına burda sıradan bir insandan bahsetmiyoruz, hayatı boyunca üst makamları işgal etmiş bir zat-ı muhterem kişiden bahsediyorum.

İslami mücadele için verdiği bir tek örnekten bahsedebilir misin?????

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sanki Merve Kavakçı'nın yapmış olduğu hareket çok doğru idi. Bu tepkiyi alacağını bilmiyor muydu ? Zemin'in bu harekete hazır olmadığı bir gerçek. Şu an bile yeteri kadar hazır değil. Ben burada Merve Kavakçı'yı suçlu buluyorum. Bu hareketin bedeli dolaylı olarak ülkemiz ödedi.

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

açılan konu merve kavakçıdan ziyade ecevitle alakalı olduğu için şahsen o konuya hiç değinmedim. şayet değineceksek de sayın adıgüzele katıldığımı beyan ederim. Üstad "Son Devrin Din Mazlumları" adlı kitabının Şeyh Said bölümünün kıymet hükmünde; Şeyh Said'in kendi namına vazifesini yaptığını ancak uyuyan fitneyi uyandırarak da pekçok müslümanın bundan zarar gördüğünü söylemektedir. Merve Kavakçının yaptığı da budur. Kendi namına haklılık payı var mıdır bu da tartışılır!

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sanki Merve Kavakçı'nın yapmış olduğu hareket çok doğru idi. Bu tepkiyi alacağını bilmiyor muydu ? Zemin'in bu harekete hazır olmadığı bir gerçek. Şu an bile yeteri kadar hazır değil. Ben burada Merve Kavakçı'yı suçlu buluyorum. Bu hareketin bedeli dolaylı olarak ülkemiz ödedi.

 

Burada tartışılan Merve Kavakçı'nın yanlış yerde doğru hareketi yapması değildir.

Burda Bülent Ecevit'in, milyonların izlediği şekilde, "Bu bayana haddini bildirin demesidir"

Amaç, yanlış hareketi doğru yerde yapmak, veya doğru hareketi yanlış zamanda yapmak değildir.

Tartışılan konu, Ecevit'in "Meclise Başörtüsü ile Girilmesi Olayına" verdiği tepki ve Nur Cemaatinin bunu bile sırf kendi cemaatlerinin yararına olduğu için tevil etmeye çalışmalarıdır.

Ben açılan konudan bundan başka birşey anlamadım.

Siz anladıysanız, bana söyleyin.

Siz olaya İslami açıdan yaklaşıyorsanız, Müslüman bir bayanın devlet yönetiminde sorumlu olmasını tartışmanız gerekirken, siz olaya bana göre çok yanlış olan, fitne ve fesat ekseninden değerlendiriyorsunuz.

Müslüman bir bayan başörtüsünü takacak, bunun şurası burası yoktur.

Müslümanın her şekilde şahsiyetli duruş sergilemesini fitne ve fesat olarak algılarsak, hiçbir şekilde gerçek İslami bir rejimi kuramayız.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ben de olayı farklı perspektiften değerlendirmek istedim. Vuku bulan olaya sadece islami açıdan bakmam. Siyasi konjonktür ve sistem açısından değerlendirim.

 

Keza, Nur Cemaatini yaftalamanız ve belirli suçlarla etiketlemeniz ve ardından şahsiyetli bir duruştan bahsetmeniz, gerçekten büyük hezeyan. Belki sizin de değerlendirdiğiniz fitne ve fesat açısından da bakıyorum olabilirim. Çünkü Şeriat hükümlerini içselleştiren bir fıtratım mevcut değil.

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

 

sevgili kardeşim!

 

"allah düşmanı", "islam düşmanı" tabirlerinin kafirlik ithamından bile ağır olduğunu söyleyebilirim. zira nice kafirler vardır ki, sadece inkar ederler, sağa-sola sarkmazlar. düşmanlık etmezler. kendi içlerinde çelişkiye düşmüşlerdir ve yokluk cehenneminde mahsur kalmışlardır. bunlar için hidayet dilemekten başka elimizden birşey gelmez. ama "düşman" kelimesi aynı zamanda bir hareket, bir eylem barındırır içinde. yani hem inkar der, hem de zarar vermeye çalışır. o yüzden islam düşmanı, allah düşmanı dediğimiz zaman (bence) tekfirden de öte bir durumdur bu.

 

ecevit "bu kadına haddini bildirin" demiş. bunlar yeni konular değil. bildiğimiz, duyduğumuz, işittiğimiz şeyler. mesela geçen gün kadının biri "içkimi de içerim, namazımı da kılarım" diyordu. kimileri ise "elhamdülillah müslümanım ama şeriat istemem" diyor.

 

örnekler arttırılabilir. üstadın bir cümlesi şöyle diyordu; "inkarı da imanı da zayıf nesiller"

 

yani imanları da zayıf nesilleriz biz. bunun nedenleri türlü türlü. şimdi tahlil etmenin lüzumu yok. bunu şundan dolayı dedim. islamın, müslümanlığın ne demek olduğunu tam bilmemekle beraber "müslümanlığımızdan taviz de vermiyoruz."

 

ecevit'e allah düşmanı veya islam düşmanı demek sana birşey kazandırmaz. zaten geçmiş, gitmiş. esamesi bile okunmuyor. ama iman etmiş bir insansa sana çok şey kaybettirir. yoksa aman efendim ecevit ne hoş konuştu, doğru bir konuşmaydı o, falan filan demiyoruz. yanlış her zaman yanlıştır. yanlışları meşrulaştırıcı bir hareket içinde de bulunmayız inşallah. ama hata/günaha meyil insanın fıtratında var.

 

öte yandan "cemaat tassubu" gibi "TAASSUP" VE "ÖNYARGI" içeren ithamlara da bir cevap vermek isterim.

 

afedersiniz ama siz "İDRARDAN KARAKTER TAHLİLİ" mi yapıyorsunuz? nereden çıktı cemaat, hocaefendi? benim böyle bir beyanım olmadı...

 

işte bahsettiğim bu mantelite idi. zanlardan ibaret eğreti bir temel üstüne bina edilen mesnetsiz fikirler. zannetmeyin kardeşlerim, zannetmeyin. zannederek iş yapmayın. bırakın zanı, aleni görseniz, gördüğünüze inansanız dahi bir insanın kusurlarını ifşa etmeyiniz.

 

kadı ki, cemaat mensubu olmak, hocaefendiyi sevmek suç, kusur veya hata da değildir. ben bir cemaat mensubu değilim. olsaydım iafde etmekten de çekinmezdim. bırakın sizi, karşımdaki allamei cihan olsa yine çekinmezdim. çekinilecek veya utanılacak bir mesele değil çünkü... hele korkulacak hiç değil!

 

BAK ŞİMDİ SENİN METDOUN OLAN ZAN İLE SANA BİR CEVAP VEREYİM.

 

(alttaki yazı, tamamen zan içeriklidir, herhangi bir somut delile dayanmamaktadır.)

 

bırakın büyük adamlar büyük işlerini yapsınlar. internetten cihad yapıyorsunuz ya, akşam yatarken vicdanınız rahat demi. bordo kalvyeliler, klavye delikanlıları...

 

ne yaptınız islam için şimdiye kadar? akşam çayı demleyip pc başına geçip üstaddan bir-kaç iktibas yapmak dışında? ırak'a mı gittin, somaliye mi, myanmar'a mı, bosna'ya mı, malezya'ya mı, filiStine' mi??? belki arada bir sms ile 5 tl bağışlayıp vicdanını soğuutun öyle mi... artistsin ya, burada kendini bir islam mücahidi gibi gösteriyorsun. bu ayaklardan paça olmaz onu söyleyeyim. burada birkaç yazı yazıp, kızlarla mesajlaşmakla olmuyor islam davası!!! bari elini taşın altına koyanlara mani olmayın. siz mesajlaşın yine kızlarla, kızlar da erkeklerle; ondan sonra sen islam mücahidi ol, öteki de abd ajanı...

 

"BU TAKSİMİ KURT YAPMAZ, KUZULARA ŞAH OLSA!!" (eleştirirken vicdanına sor.)

 

--------

 

nasıl "zan" ile yorum yemek güzel oluyor mu?

 

 

Sevgili kardeşim,

Ben kesinlikle karakter tahlili yapmıyorum.

Fethullah Gülen Cemaatinin, en tepesindeki kişilerden biri olan Hüseyin Gülerce ve Ecevit hakkında konuşuyoruz.

Cemaatin bu seviyesindeki bir kişinin bunu şekildeki açıklaması cemaati bağlar mı?

Bu sorulabilir fakat, bende bu açıklamayı cemaatin düşüncesinden farklı bir şekilde düşündüğü için yaptığını zannetmiyorum.

Tartışılan konuda, kabul et veya etme Fethullah Gülen Cemaati, direk konunun muhatabıdır.

Verdiğin örneklere gelecek olursak

ecevit "bu kadına haddini bildirin" demiş. bunlar yeni konular değil. bildiğimiz, duyduğumuz, işittiğimiz şeyler. mesela geçen gün kadının biri "içkimi de içerim, namazımı da kılarım" diyordu. kimileri ise "elhamdülillah müslümanım ama şeriat istemem" diyor.

Bir kişi haramı helal, helali haram bilmediği müddetçe, işlediği günahlardan ötürü(işlediği fiillerin günah olduğu bilecek), günahkar olur.

ikinci verdiğin örneğe gelecek olursak, samimi bir şekilde, içten gelerek bunu söylerse kesinlikle kafir olur.

http://www.sorularlaislamiyet.com/article/9384/kahrolsun-seriat-ifadesini-kullanmak-dogru-mudur.html

Share this post


Link to post
Share on other sites

Merve Kavakçı'nın hareketini yersiz zamansız filan buluyorsunuz ama iş sadece Merve Kavakçı hadisesi değil...

Bir zaman diliminde türlü tahriklerle olay başlartılmış, köpürtülmüş, bir mukavva katlanmış ve kutu haline getirilmiş, kutunun içi doldurulmuş ve en sonunda kutu en kötü iplerle her yönden sarılmış... Kutunun en üst noktasına da bir düğüm atılmış... İşte o düğüm, Ecevit'in meclis kürsüsünden salya sümük haykırdığı o ifadelerdir.

 

Olaya sadece mecliste meydane gelen hadise sınırları içerisinde bakarsak, çok şeyleri kaçırırız... Merve Kavakçı hiç rahat bırakılmadı, kendisine her uğradığı yerde baskı uygulandı, çocuklarına okullarda neler yapıldı, neler... Dahası evi polisler tarafından baskına uğradı... O zamanın yüksek yargısı bir yerlerden aldığı talimatlarla Merve Kavakçı'nın üzerine saldırdı... Bunların çok az bir kısmı bize uygulansaydı, biz şu yazdıklarımız nasihatlar kadar yumuşak olabilir mi idik? Kaldı ki, Merve Kavakçı o dönem bu zulümlere karşı, zülm edenler gibi çirkinleşmedi.

 

Düşünebiliyor musunuz, bir kadın vekil adayı oluyor, YSK buna sesini çıkaramıyor. Seçimler oluyor ve o kadın meclise giriyor. Meclisteki odasında genel kurula giriş yapacak, bekliyor. Genel kurula giremiyor çünkü tepkilerden korkuyor. Hatta girmeme kararı alıyor... Yanıdakiler ve özellikle Nazlı Ilıcak devreye giriyor, kadını yüreklendiriyorlar ve nihayet meclis kapısından içeriye giriyor kadın... Sonra mecliste CeHaPe ( O zamanon CeHaPe'si) sıralarından türlü itirazlar yükseliyor ve malum Ecevit hadisesi oluyor.

 

Sadece Ecevit'in kürsü konuşmasını ele alarak hadiseyi bir hükme bağlarsak, işte bu aradaki süreci göremeyiz.

 

Necip Fazıl'ın bir eserinden gösterilen misalin şartları ile bu olayın meydana geldiği şartlar bir değildir. Zira Üstad da öyle sivri çıkışlar yapmıştır ki, o vakit onu da eleştirmek gerekir. Üstadın çıkardığı dergilerin birinin kapağında 'Kulak İstiyoruz!' ifadesi geçiyordu. Yine üstad masonları yerden yere vuran yayınlar yapmıştı, devlet ileri gelenlerden gördüğü baskılara rağmen o yayımlara devam etmişti. Bu mantıkla İskilipli Atıf hoca da suçlu... Başına şapkayı geçirseydi. Said Nursi ise hep suçlu...

 

Çocuklarına okullarda hakaret edilen bir kadın...

 

O değil de Merve Kavakçı meçlise girmeseydi... O zaman 28 Şubat olmayacak fikrine mi sahipsiniz?

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sorun bence ne ecevit ne merve kavakçı ne h.gülerce nede f(nokta)gülen

sorun Müslümanların bakış açısında Türkiye'de evet birtakım gerekçeler ile islami fikir siyaset ve Müslümanca bakış konusunda eksik bırakıldık doğrudur fakat bu mazeretimiz geçerli bir sebepmi yoksa uyanmak istemeyişimiz mi

bizler küçük parçalarla oyun oynarken o oyuncakları hazırlayıp elimize tutuşturanlar uyutmayıda biliyor oynatmayıda biliyor oynatıyorlar çünkü suni meselerle günlerimiz yıllarımız geçiyor uyuyoruz ne vakit uyanma belirtisi göstersek hemen bir dadı tutuyorlar onunla tekrar uyutuyorlar

Türkiye'de islami diye bilinen bir cemaat oluşturuluyor sonra hertürlü olanak ve imkanlar hazır ediliyor ekonomik siyasi toplumsal her çeşit araç ve gereçler temin ediliyor sonra yandaş siyasi partiler bunların karşısına birkaç aksi görüşte parti ve kurumlar sonra birkaç zıt fikirli oluşumlar ve demokratik laik bir devlet sistemi bu sisteme binaen eğitim ve toplumsal yaşantı kuralları ve bunların arasında ezilmiş Müslüman halk ne farkı var baykalın ecevitten, ecevitin gülerceden, gülercenin gülenden, gülenin aydın doğandan, aydın doğanın erdoğandan, erdoğanın kılıçdaroğlundan, kılıçdaroğlunun atatürkten, soruyorum size sizce herbiri aynı sisteme hizmet etmiyormu değilmi ki nihai amaç bu sistemi laik demokratik devleti yıkılmadan ayakta tutmak.

Bu şahısların veya oluşumların her birinin ayrı ayrı usta olduğunu var sayalım ortak amaç bir bina meydana getirmek kimi su tesisatını yapıyor kimi elektriğini kimi duvarını örüyor kimi çatısını yapıyor vesayre vesayre peki yapılan bina ney ? Yüz küsür yıl önce kurulmuş sakat devlet sistemini ayakta tutmak ortak amaç bu.

Başroldekiler ve figuranlar arada kostümler değişiyor sadece senorya hep aynı gelin seneryoyu değiştirelim figuranlar kendiliğinden değişiverecek yeterki o istikamette bakalım olaylara

 

Sevgili Kardeşim,

Aklıma şu geldi, Üstadın söylediğiyle ne kadar çok örtüsüyor değil mi???

920_10151059157311671_1957878327_n.jpg

Share this post


Link to post
Share on other sites

Gemuhluoğlu'nun "Dostluk Üzerine" eseri malumdur. Timaş baskısı ve Seçil Ofset baskısı mukayese edildiğinde esere sansür uygulandığı ortaya çıkıyor. Timaş'ın kestiği ve konu ile de kısmen ilintili olan kısım şudur:

 

“Fikret’ten Bülent Ecevit’e kadar olan zevatı, zevat-ı kiram demiyorum, onlar da küfür vazifelerini, nifak vazifelerini yapmışlardır. Bilmezsiniz, tarihe dost olamazsınız. Ali Süvai kendisine, yanına, koynuna verilen kadınla birlikte ajandır. Prens Sabahattin, Ermeni komitecileri ile Paris toplantıları yapan, prens olmayan ama bir prensesin çocuğu olan, yani eski Türk ahlakına göre, töresine göre yabgu ancak olan, ama kendisini prens olarak takdim eden Prens Sabahattin; Edmond Demolins’nin, yani “science sociale”i (Frédéric Le Play’nin sosyoloji ekolünü) getirmek isteyen Prens Sabahattin’in de Katolik Kilisesi’nin ajanı olduğuna ait vesikalar vardır. Katolik Kilisesi’nden maaş almıştır.”

“Türkiye’de küfür ve Türkiye’ de nifak kemalini bulmuş ve zevali olmuştur. Tekrar söyleyeyim, bu beldenin üstünde, bu Belde-i Teyyibe’ nin üzerinde küfür ve nifak hükümlerini irca’ etmişlerdir.”

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hiçkimse çıkıp Eceviti falan savunmasın. O Ecevit ki iki büklüm haline bakmadan Merve Kavakçı kürsüye çıktığında (şayet bir tepki verilecekse bunu da parti başkanından ziyade başkalarının yapması münasip kaçar), artık nasıl bir İslam düşmanlığına sahipse, bir anda içindeki öfke ve nefreti "burası devlete meydan okunacak yer değildir, bu hanıma haddini bildiriniz" diyerek ortaya dökmüştür. ecevit gibi bir İslam düşmanını yersiz bir şekilde savunmanın da geçerli bir tarafı yoktur. bazıları kendisinden bahsederken "rahmetli ecevit" derler bir de. Ya bu adam hayatında Allah düşmanıydı insan rahmetli derken bile Cenabı Haktan utanır...

 

Böylelerine denilecek en güzel söz "toprağı bol olsun!" olacaktır...

O dönemde şimdiki cumhurbaşkanı Abdullah Gül de ve fazilet partisinden diğer siyasiler de yemin etmemesini ortamı germemesi açısından uygun bulmuşlar ve kendisine söylemişlerdir.Son derece hassas bir dönemde daha aklı selim hareket edilebilirdi. Politika devlet kurumuna karşı inat edilerek yürütülebilecek birşey değildir.Ecevitin de hizmetleri vardır bu memlekete. Yurt dışındaki türk okullarını desteklermesi olsun, Kıbrıs politikasında orada haklarına tecavvüz edilen insanlarımıza yardım için döneminde yapılmış olan çıkarma ve barış harekatı olsun, görmezden gelinecek şeyler de değildir.Biz her ne kadar alnı secdeye giden yöneticiler istesek bile her dönem illa aksaklıklar olacaktır. Allah alnı secdeye giden yöneticiler nasip etsin inşallah.

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...