Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
HİÇ

Artık Mahzun Ayasofya'nın Yüzü Gülsün!

Recommended Posts

Mahzun Ayasofya

 

Takvimlere baktığımızda; Bakanlar kurulunun 24 kasım 1934 tarihli kararıyla müzeye dönüştürülen AYASOFYA CAMİİ’nin 1 Şubat 1935 te müze olarak ziyarete açıldığını üzülerek görüyoruz. Yarın maalesef müzeye çevirilişinin 79.yıldönümü.

 

Fatih Sultan Mehmet Han’ın İstanbul’u fethinin sembolü olarak camiye tahvil edip, tezyin edip tam 560 yıl önce içinde ilk Cuma namazı eda edilmesiyle Müslümanların ma’bedi olarak vakfettiği tarihî AYASOFYA; tam 79 yıldır boynu bükük MAHZUN AYASOFYA.

 

Sevgili Peygamberimizin (s.a.v.) müjdesine mazhar olmak için, Köhne Bizans’ın surlarını aşarak İstanbul’u fetheden Güzel komutan, Fatih Sultan Mehmet’in büyük gayretleriyle camiye çevirdiği ve 5 asır boyunca Müslümanların içinde ibadet ettiği, hemen yanıbaşında bulunan SULTANAHMET CAMİİ’ne âdeta imrenerek bakan ve hüzünlenen MAHZUN AYASOFYA’da ilk Cuma namazının kılındığı tarih, 1 Haziran 1453 tür.

 

O gün Hz.Fatih büyük bir kalabalıkla AYASOFYA’ya gelip, burada ilk Cuma namazını kılmış ve AYASOFYA resmen cami olmuştu. AYASOFYA’da kılınan bu ilk Cuma namazında hutbeyi bizzat Hz.Fatih okumuş, namazı da hocası Akşemseddin Hazretleri kıldırmıştı. AYASOFYA’yı baştan aşağı tâmir ettiren ve bahçesine bir de Medrese yaptıran Sultan Fatih; buranın kıyamete kadar câmi olarak kalmasını yazılı bir vasiyetname ile vakfetmişti.

 

Hatta Sultan Fatih, sanki 5 asır önce bu günleri görüyor, seziyor ve bu vakfiyesinde, “Vâkıfın şartlarına uymayarak, Ayasofya’yı câmi olmaktan çıkartacaklara lâ’net ediyordu.”

Ayasofya’yı câmi olmaktan çıkaranların bunu neden ve niçin yaptıklarını irdelemek istemiyorum. Bu konuda çok şey söylenmiş ve yazılmıştır. Yakın tarihimizi analiz eden ciddî araştırmacılar; Ayasofya’nın mahzenlerindeki gizli anlaşmalardan söz etmektedirler. Naçiz kanaatime göre; biz geçmişe takılmak yerine, geleceğe bakmalı ve bugün boynu bükük AYASOFYA’nın hürriyetine nasıl kavuşacağını düşünmeliyiz.

 

Tarihçi Yusuf b.Abdullah’ın “Tevârih-i Âl-i Osman isimli eserinde şöyle yazar: “Muhammed Mustafa (s.a.v.) dünyaya geldiğinde Medâyin’de Nuşirevan’ın köşkünün kubbesi zelzeleden göçtü. Acem vilâyetinde ateşperestlerin ateşi söndü. Ayasofyanın kubbesi çatladı. İmparator o kubbeyi tekrar yaptırdı ve her yaptırışında yıkıldı. Neticede âciz kaldılar ve râhipler ittifak edip imparator’a gelerek durumu anlattılar: “Arap diyarında bir Peygamber zuhur etmiştir, adı Muhammed’dir, onun dünyaya gelmesiyle bu kubbe yıkılmıştır, derman ancak ondan gelir.” Dediler.

 

İmparator Herakliyus hemen itibarlı bir elçiyi hediyelerle Hz.Muhammed’e gönderdi. Elçi mektupla varıp durumu bildirdi. Muhammed Mustafa (s.a.v.) mübarek ağız suyunu alıp güzel bir taşa sürdü ve elçiye verdi:”Bu taşı kubbeye koyunuz.” Buyurdu. Elçi de taşı Herakliyus’a götürdü. Herakliyus taşı ustalara verdi, onlar da kubbeyi yeni baştan inşa ederken bu taşı kubbeye yerleştirdiler. Kubbe bir daha yıkılmadı.”

 

Velhâsıl, fetih sembolü olan ecdat yâdigârı AYASOFYA; buraya yazamayacağımız pek çok esrar, keramet ve mucizelerle doludur. Yeteri kadar çile çekmiş, mahzun kalmıştır. İbadete açılmasının zamanı gelip geçmiştir. Müslümanların gönlünde bir hançer yarası gibi saplanmış duran AYASOFYA ACISI artık sona ermelidir.

 

Ülkemizdeki ve dış dünyadaki pek çok vakıf eseri onarıp ihya eden, yeniden şaheser nitelikte câmiler inşa edilmesine öncülük eden hükümetimizin, başta sayın Cumhurbaşkanımız ve sayın Başbakanımız olmak üzere ilgili tüm devlet adamlarımızın AYASOFYA MESELESİNİ gündeme alıp cami olarak ibadete açmalarını bekliyoruz.

 

Bu çok önemli ve tarihî kararın şerefini ve ağırlığını müdrik hükümetimizce, hiç zaman kaybetmeden, ibadete açılışının 560. sene-i devriyesi olan 1 Haziran 2013 günü AYASOFYA’nın ibadet, irşat ve ihya hizmetlerine açılmasını istiyoruz. Yazarlarımızı, Diyânetimizi, Sivil toplum önderlerini ve tüm Müslümanları bu konuda gayret göstermeye dâvet ediyorum.ARTIK MAHZUN AYASOFYA’NIN YÜZÜ GÜLSÜN.

 

Şevket Tandoğan

 

http://www.habervaktim.com/yazar/57381/mahzun-ayasofya.html

Share this post


Link to post
Share on other sites

Üstadın ayasofya konferansından,

"Fakat Ayasofya açılacak!.. Türk'ün bu vatanda kalıp kalmayacağından şüphesi olanlar, Ayasofya'nın da açılıp açılmayacağından şüphe edebilirler.

 

Ayasofya açılacak... Hem de öylesine açılacak ki, kaybedilen bütün mânalar, zincire vurulmuş masumlar gibi onun içinden fırlayacak!.. Öylesine açılacak ki, bu millete iyilik ve kötülük etmişlerin dosyaları da onun mahzenlerinde ele geçecek..."

 

Beni çok etkileyen ve bana göre bu davanın temeli olan bir düşüncedir.

Konunun bamtelidir.

Ne kadar süslü ve uzun edebi cümlelerle anlatılırsa anlatılsan bana göre, konunun özünü hiçbir zaman bu şekilde yakalayamazsınız!!!

Biz görürmüyüz bilmem fakat, Ayasofya açıldığı zaman bunların olacağından kimsenin şüphesi olmasın!!

Share this post


Link to post
Share on other sites

kim ki Ayasofyayı Fatihin vasiyetine uygun olarak camiye çevirirse büyük bir hayır işlemiş olacaktır. Ayasofyanın ne büyük bir mana taşıdığını Üstad Ayasofya Hitabesinde mükemmel bir şekilde dile getirmiştir. Kendi elimizle işlediğimiz bu cinayetten AKlanmanın zamanı hükümet eliyle artık gelmiştir diye düşünüyorum.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...