Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

Recommended Posts

Şiirsizlikten de Ölünür

 

Hiçbir şiir bizi duyacak değil

Dokunmuyor hiçbir şiir içime

Ne açan güneş, ne doğan rüzgar

Gün daha açık olabilirdi sanki

Açın pencereleri açın

Bu rutûbet ve köhne

Alacak gibi ruhumu

Deyin daha erken doğsun güneş

Hiçbir şiir yetmiyor artık

 

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yine itaat biçer zalimin namlusunda can vermiş adamın kadınının elleri

Başı dik, gögsü dik, gözyaşıyla temizler yavrusunun kanını

 

Irzına geçilmiş coğrafyalarda Meydan okuyusum, nefsime Küffara,

Semaya erişmis sesim, yalvarışım

Yine itaat biçer elim, varlığım

Bu topraklarda seni yaşatmadan ölmeyeceğım Esmam, Rabiam

Sevgiyle, sabirla, aşkla dırencın efsanesini yazacağım

Ve benim ellerimi hep itaat biçerken bulacaksın

Kurşunlar kulaklarımda türkü söylerken bile

Share this post


Link to post
Share on other sites

Gecmis gözümde öyle yok ki

İnsanlar bile kısalıyor anlayamazsın

Artık farklı müellifler okuyorum

Sigara hala hayatımda yok

İçene de saygı duymuyorum

Bir kaç siyonizm kitabı aldım

Daha da artsın istiyorum kavgalarım

Ekmeğin tuzu yerinde, keyfim tuhaf

Kırmızı kart görmüş gibiyim

Daha başka yüzyıl olsun isterdim

Hürriyetin özgür olduğu, burs çıktığı

Ne bileyip karışmak gibi olmasın ama

Ben kendime yakışmıyorum

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bir imtihan gecesi can sıkılır şiir yazarsa işte şöyle bir şey çıkar, yenidir.

 

 

şiir denemeleri I

 

hep bir kör noktaya cümle kuruyor zihnim

bütün fiilleri rehin vermişim vehmime

meğer ben kendime eziyetmişim

meğer ben etmişim ne olduysa kendime

 

cevheri çalınmış ruhun arda kalanı

sabahı yitik gecenin soğuk yatağı

insandan yoksun şehrin garip sokağı

meğer ben kendime misafirmişim

 

bir derin elem üzre sevinir idim

en güzel ağlar iken devinir idim

gelmelere ramak kala uyanır idim

meğer gidenler hep benmişim

 

şimdi zaman kuru, sular bulanık

bilgem suskun, cehlim uyanık

bir dalgınlık içinde elden tutmayıp

kendi elimden kaçan benmişim

 

şiirde devam edecek bir ritim var gibi ama daha çıkmıyor :)

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

İnsanda acıya müptela olma hali nedir çözemedim. Acı da kalıtsal olsa gerek. Hiç yoktan yere bir işkence psikolojisi üretip içinde savrulup gitmek. Bende yani bana göre acı, ıstırap dedikleri şey insanda doğurganlığı tetikleyen sebeplerden.Mesela kendimi ölçüyorum mutlu olduğum zamanın kalemime sağladığı pek bir ürün göremiyorum. Ama suni bir acı atmosferinin içinde içime hiç yoktan ateşler salıp (bilemiyorum bu bedduanın getirisi de olabilir :) kulaklığı kulağıma takıp klavyenin başına geçtiğimde bir hezeyan aman Allahım sanki dünya başıma yıkılmış, çaresiz aşklara düşmüşüm bir keder bir hüzün sarmalı. Ölüyorum acıdan falan. Ya da hikaye yazma kabiliyetim var bilmem o da bir ihtimal. Her neyse değindiğim gibi oluşturduğum, kendimi zorladığım bir atmosferin ürünü olarak geceye şu notu düşmek isterim. Demincek yazdım:

 

"Her şeyin her şeyin bir dili var. Deniz altında hürriyete ermiş balığın, göğü paraşütsüz uçan kuşun, sulara gömülmüş kumun, çamur besleyen yeryüzünün, yüreği tüy gibi hafif insan bedenine yüklenen milyonca melekcik tanelerinin tümünün tümünün ve hatta sarp kayaların bile.. Sana bu sefer bilmediğin dilden hitap edeceğim..

 

Bunca dile bürünmüş, lisan yağmuruna yakalanmış iken alem, neden susuyorsun? Ateşler salınası yürekler kül olurken, ben bunca ağırlığın altında buzul kürecikleri gibi sicim sicim yok olurken, sen ey gönüller yağmacısı neden susuyorsun?"

 

 

Ta liseli iken hep bir mektup yazma hayalim vardı. Okuduğum romanlardan havsalam etkilenmiş olsa gerek. Burada sadece içimden konuşmalarım belki yer yer mahrem..Sizleri kendime, içime şahit tutuyorum.Sadece dinleyin olur mu, karışmayın ama. Gecenin bu saatinde konuşacak insan bulmak pek zor. Aslında başta da dediğim gibi, sadece yazmak istiyorum, gerisi bahane. Yaşadıklarımı mı yazıyorum yaşamak istediklerimi mi benim bile cevabını bulamadığım bir sual.

 

Her neyse desem, her neyse.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sevgili dostum Fazilet

 

İçimde delice yazma isteği, beni sadece senin anlayabileceğini sanıyorum.

 

Kulağımda Yedi Güzel Adam Müziği ve ben kendimi keşfediyorum.

 

Bugün seni gördüğümde gözümün ışıması, elini aşk ile kucaklayışım.Arkadaş diyor ki beni gördüğünde öyle teveccüh etmedin. Ben ne memnunum Fazilet'im böyle zahir olmasından sevgimin. Dostum, narin edalı kardeşim içimde delice yazma isteği beni anlayacağını umuyorum.

 

...

 

Belki de sadece bu sevmek hissi sadece bu sevmek hissi beni bu maceraya çeken. Gönlün sevme istidadına ihtiyacı.

Faziletim faziletli olanım dostum bu gece yine kendime erdim. Köşe köşe yüreğimi kuşatan bu ince sızı bana eşsiz mutluluk bahşediyor.

 

Yazmak istedim, yazmak istiyorum. Ve aslında ikimiz de biliyoruz ki şahısların çapından büyük bu içimizdeki aşk bizi insan kılan tek şey. İnsana duyulan aşk, ağaca duyulan aşk, dostluğa ve aşka. Aşka aşk duyuyorum sevgili dostum aşka ben.

 

 

Hamiş:Dost dosta böyle nâme dizer içindeki ateşten..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...