Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
Miralay

Sizce Başbakan Adnan Menderes Gibi Hata Mı Yapıyor?

Recommended Posts

Son bir haftadır sizinde bildiği üzere ülkenen özellikle büyük kentlerinde sözüm ona bir isyan dalgası provası almış başını gidiyor.

Olayların nasıl ve ne şekilde geliştiğini herkesin bildiğini varsayarak bir daha bahsetme gereği duymuyorum.

İnsanın aklına gelmiyor değil, acaba Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Rahmetli Adnan Menderes'in yaptığı hataları tekrar mı ediyor?

Tarih tekrardan tekerrür mü ediyor diye insan kendine sormuyor değil...

Zaten gösteriler çığrından çıktıktan sonra, göstericilerin birinci amacı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı Başbakanlıktan düşürmektir,

Bunu açık açık yazmakta ve dile getirmekte beis görmüyorlar....

Birden gözümde Üstad'ın Necip Fazıl Kısakürek kitabı gözümün önünde canlandı...

Zaten az çok Adnan Menderes'in hayatını bilenler, onun aynı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan gibi, hizmetleriyle ön plana çıkmış ama malesef Üstad'ın değişiyle "fikirsiz gayret" ona gerçekten bu ülkede iktidar olma şansı vermemiştir.

Sonunda da, o kadar kolladığı ve titizlikle bu memlekete hizmet ettiği için çapulcular tarafından iktidardan uzaklaştırılmıştır...

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da, bol bol Rahmetli Adnan Menderes'in hayatını okuması gerekiyor...

Özellikle de, bu alandaki "Benim Gözümde Menderes" isimli Üstad kitabını hayatına enpoze etmelidir.

Adnan Menderes'in yaptığı "fikirsiz hamle" leleri yapmaması gerekir.

Darbeden belli bir süre önceki meşhur 555K eylemini az çok herkes bilir.

Son olan olaylar o istikamette değil fakat, başbakanın her olaya karşı uyanık olması ve hiç zaman yüzde 50 oy aldı diye kendisine de tabirimi mazur görün, bu çalışmalarda çok güvenmemesi gerekir.

Son olarak Şeyh Edebali Hazretleri'nin Osman Gaziye nasihatinden bir bölümle konumu bitirmek istiyorum.

Güçlü, kuvvetli, akıllı ve kelamlısın. Ama bunları nerede ve nasıl kullanacağını bilmezsen sabah rüzgarlarında savrulur gidersin.. Öfken ve nefsin bir olup aklını mağlup eder. Bunun için daima sabırlı, sebatkar ve iradene sahip olasın!.. Sabır çok önemlidir. Bir bey sabretmesini bilmelidir. Vaktinden önce çiçek açmaz. Ham armut yenmez; yense bile bağrında kalır. Bilgisiz kılıç da tıpkı ham armut gibidir. Milletin, kendi irfanın içinde yaşasın. Ona sırt çevirme. Her zaman duy varlığını. Toplumu yöneten de, diri tutan da bu irfandır.

Sizce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Adnan Menderes gibi, olmaması ve gerçekten tam anlamıyla iktidar olması için Üstadca neler yapması gerekiyor????

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

Menderes devrinde her şey çok güzel gidiyordu fakat ordunun içi pek bir vahimdi. O yüzden de toplumsal hareketler karşılığını askerî ihtilal ile buldu. Fakat bugün ordu da sağlamdadır artık. Bu yüzden cumhuriyet mitingleri, gezi parkı olayları, vs. ne olursa olsun bir karşılığı olmayacaktır. 11 senenin patlamasını yaşıyorlar. Normaldir. Bu bir süreç. Başbakanın son açıklamalarında dediği gibi, birkaç gün sonra etraf durulur.

 

Gül, Arınç, Bahçeli, vs. yatıştırıcı yaklaşıyorlar. Erdoğan yatıştırıcı yaklaşmıyor, dik duruyor, geri adım atmıyor fakat o da bir açıdan haklı çünkü haksızlığa uğrayan birisi var ise o da kendisi ve seçmenleri. Bu yüzden hem haksızlığa uğra hem geri adım at, olmaz. Ben başbakanımızı taktir ediyorum. Allah devletimize, milletimize, başbakanımıza, polisimize güç ve sabır versin.

 

Yeni Anayasa, Barış Süreci, dünya çapında kalkınan ve büyüyen Türkiye, tarihimizle ve dinimizle yüzleşip barışmamız, ortadoğunun liderliğine doğru gitmemiz, şeriata daha da yaklaşmamız, cuntacı kemalistlerin yargılanması, Osmanlı hanedanı şehzadelerinin ortaya çıkması ve hatta siyasete yeltenmeleri, Atatürk'ü Koruma Kanunu'nun ve inkılapların tartışılmaya açılması, tekke ve zaviyelerin kapalı olmasının sorgulanması ve daha birçok mühim tekâmül olayları gerçekleşmektedir. Herhangi bir İslamcının önderliği ile bu süreçler bir özgüven ile başlayamazdı, ancak Recep Tayyip Erdoğan gibi birisi bunları ve daha fazlasını başarabilirdi. Merhum Necip Fazıl eğer görseydi rahmetli Menderes'ten kat be kat daha fazla severdi ve daha çok umutlanırdı Büyük Doğu için diye düşünüyorum.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sevgili Kardeşim ben bu konuda değindiğiniz bazı noktalarda sizinle hem fikir değilim.

Ak Parti aynı Rahmetli Menderes'in partisi gibi hazır bir şekilde, bedavadan bu koltuğa konmuştur.

Demokrat Parti , halkta biriken Chp düşmanlığından seçimi kazanmıştır,

Ak Parti ise 2002'de dağılan koalisyon hükümetinin başarısızlığından seçmi kazanıp buralara gelmiştir.

Recep Tayyip Erdoğan'ın bazı konularda Adnan Menderes'ten dersler çıkardığı bir gerçek, fakat ben tam olarak yaptıklarına bakıyorum da, çok fazla ders çıkardığını düşünmüyorum.

Ak Parti'ye baktığımız zaman, fikri ve ideolojik bir duruşunun olmadığını görürsünüz.

Her telden çalan insanların bu partide mevcut olduklarını görürsünüz.

Komünisti var, ateistl var, eski solcusu var, liberali var, ülkücüsü var, Milli Görüşcüsü var, var oğlu var....

Bunlar kabul edelim, bu ideolojideki insanlar, menfaatleri olmadan asla bir araya gelmeyecek insanlardır...

Ak Parti tek başına hükümetin verdiği güçle bu insanları bir arada tutabilidi, ama şunu da unutmamak gerekir, bu insanlarla birlikte ortak bir medeniyet tasavvur etmek, hayata geçirmek de imkansız gibidir.

Bir konuda birinin a dediğine, birisi kesinlikle b diyecektir.

2*2: 4 kadar net bir olgudur.....

Allah Menderes'e verdiği gibi, rakiplerini, hasımlarını, düşman ideolojileri yok etmesi için Ak Parti'ye bir fırsat verdi.

Malesef bu zamana kadar çok konuda Menderes'in yaptığı gibi, hep orta yollu halletmeye çalıştı...

Ayrıca Başbakan Recep Tayyip Erdoğan aynı Menderes gibi hizmet yaparak(yol, hastane, okul, hızlı tren, baraj v.b), ülkeyi kalkındırarak bazı şeyleri koruyabileceğini düşündü...

Unuttuğu birşey vardı, "dindar gençlik" dönüşümüne öncülük edecek bir gençlik kadrosuyla çalışmıyordu.

Fikirsiz gayret ile ancak bir yerlere kadar gidelebileceğini ama onun ötesinde asla muktedir olmadığını göstermiştir bence...

Bence bu olaydan Başbakan'ın dersler çıkarması gerekiyor, aldığı oy oranına bakarak karşı tarafı çok fazla küçümsemeden....

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

Fikir ile yürüyenleri gördük. 28 Şubat tecrübesi ile sonlandı.

 

Komünizme geçiş evvelinde sosyalizmden bahseder solcular.

 

AK Parti de sosyalist süreç gibi bir süreç, bu yüzden de muğlak duruyor, zemini hazırlıyor, bundan sonra asıl gayeye erişilecek. Şu anda bazılarına sert gelse de yumuşak geçişler yapıyor.

 

Erbakan ehl-i sünnet olan tarikat ehlini köşke davet etti de ne oldu? Adamlar darbe yaptı.

 

AK Parti fikirsiz gibi durabilir fakat alttan alta gayet fikirlidir. Başbakan Erdoğan, Üstad Kadir Mısıroğlu gibilerinin elinde büyüdü. O yüzden başbakandan şaşmamak lâzım.

 

11 ay sonra seçimler var. CHP'nin kendi anketlerinde bile seçimlerde AK Parti birinci çıkıyor. Bu yüzden de Kılıçtaroğlu'nun koltuğu sallantıda. Tutuştular. Karışıklık çıkarmaya çalışıyorlar ama yemezler. Sol kesim 11 ay daha sabretsinler. Ondan sonra sandıkta yine cevaplarını bulurlar inşallah!

Share this post


Link to post
Share on other sites

basbakan uslup sorunu yasiyor. Ağa gibi pasa gibi ulke yonetiyor. Her defasinda muhalefeti eziyor. Al sana en kallavi muhalefet halkın çıktı. her ne kadar kopuk kesim olsa da. Cumhurbaskani mesaj alindi diyor o da hala seçim sandiktir ben bir mesaj almadim. Akli selim tutum mu bu allah aaskina? Simdi oyle birden yurt disi gezileri Yapar Iste.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kısa geçeiyorum, şu zamazingo yüzünden tam da sınav zamanı dünyanın vaktini kaybettim zaten. Olayların öncesine gelirsek, Tayyip Erdoğan'ın fazla sert gittiği ve 'napıyor lan bu' dedirttiği doğru. Yalnız bu adımların önemli bir kısmı, bugün tam da onu 'Yeaa çok sert bu Tayyip' diye eleştiren radikal Müslüman ve milliyetçi-mukaddesatçı kesimin hoşuna gidecek, 'kaç yıldır iktidardasın niye yapmıyosun?' diye suçlandığı konularda atılmış adımlardı. Bu adamın üslubu bu, bu adamın tarzı hep böyle olmuştu ve bu sayede Türkiye gibi bölük pörçük, dünya kadar baş belası olan bir ülke içinde biz bugüne gelebildik. Cumhuriyet tarihinin en sorunsuz gibi duran dönemine geldik belki. Partinin tonla başarısını da, bazı yanlışlarını da saymama gerek yok. İslam'ı yaşama konusunda, isteyene iyi fırsatların doğduğuna ve 80 yıllık rüzgarın ters esmeye başladığına da inanıyorum. İslami konuda herşeyi mükemmel yapmadılar ve eksikleri mutlaka var. Fakat, kat edilen mesafeyi görmemek haksızlık olur. Birkaç yıl öncesinin en büyük davası olan başörtülü öğrenciler sorununu, kurban derisi gasplarını, hatta yavaş yavaş kamuda başörtülü çalışma mevzuunu, ne bileyim 28 şubat aktörlerinden hesap sorulmaya başlanmasını yok saymak yakışık almaz. Tam bir İslami hükümet bekleyen varsa boş beklentilere kapılmasın. Mevcut şartlar altında bekleyebileceğimiz en iyi yönetimi de bir kitle partisinden beklememeliyiz. Demiş ya miralay 'partide herkes var' diye, malesef olacak, çünkü demokrasilerde istatistikteki medyan'a oynanır. Yani en çok kişi neredeyse, en çok oyu nasıl toplayacaksan, belli ölçülerde kalmak ve yola çıktığın kimlikten ciddi sapmalar göstermemek kaydıyla buraya doğru kaymalar olur. Bunun sayesinde de parti 3 seçimdir oy arttırıyor ve şu anda başka bir alternatifle yönetilmeyi ben bir Müslüman olarak asla sindiremiyorum. Bu yüzden partinin kitlesini oluşturan asli parçalardan biri olup kendi inançlarımın ağırlığını o kitlenin içinde korumayı, marjinal çevrelerde gezinmekten daha mantıklı buluyorum. Biliyorum ki ben girmezsem, girecek olan ya kendi menfaatini kurtarmak için yamanan o 'her devrin adamı', yahut liberal-solcu-angut bilmem ne olacak. Siz bunu mantıklı bulmuyor olabilirsiniz, buraya girmeyelim, bu bir metod tercihidir.

Off lafı uzatıyorum. Şu son olaya gelirsek, Tayyip Erdoğan ilk geri adımı atar gibi olduğunda 'kazanıyoruz, düşüreceğiz' gibi bir gaz oluştu. Böyle de olacaktı, çünkü olaylar büyümeye meyyal şekilde gelişiyordu ve ben o iğrenç cuma günü yaşanmadan önce, 60 takipçili gariban bir twitter kullanıcısı olarak dahi olayların nereye gidebileceğini farkettim. Hatta çekinmeden üstü kapalı küfredecek oranda Canım sıkıldı o gün. Belliydi, gümbür gümbür geliyor ve insanlar provoke ediliyordu.

Tayyip Erdoğan'dan bir II. Abdülhamid olmasını beklememeliyiz ve onun şahsen atacağı her geri adım bu cesareti verecek. Çünkü Tayyip Erdoğan demek, bu dik duruşlu adam demek. Bu adam bu yüzden Perez'e yedi düvelin önünde posta koydu, bu direnci yüzünden öyle veya böyle İsrail'e özür diletti. Bu duruşu yüzünden de yurt dışında herkes şu an elini ovuşturuyor ya zaten. Yurt dışındaki dezenformasyonu görseniz pek çoğunuz çıldırırsınız, 1 yıldır apolitik takılırken bir anda beni militana çeviren inanılmaz bir tahrif, inanılmaz bir haknaşinaslık ve hatta devletin parasıyla burada okuyan insanların hainliği olarak niteleyebileceğim şeyler izliyorum. Şu anda enternasyonal anlamda Öyle bir üşüşme var ki, normalde 'dış devletlerin işleri' tarzlı yorumlara çoğu zaman 'yav he he' deyip geçen birisi olarak, bu hissi resmen, şahsen yaşıyorum.

Tayyip Erdoğan bazı konularda daha müsamahalı olmalı, katılıyorum fakat bu olayda geri adım atması intiharıdır, mahvıdır. Ülkecek mahvımızdır, çünkü onun geri adımı sanıyor musunuz ki kalabalıkları teskin edecek? Adınız gibi emin olun ki ters etki yapacak. Fakat onun değil de Abdullah Gül'ün, sulugöz Bülent'in yumuşatıcı adımlar atması da doğru. Böylelikle hem Tayyip Erdoğan'ın ülke itibarı için lüzumlu olduğuna inandığım imajı korunuyor, hem de iktidar belli ölçülerde gaz alıyor. Yurtdışı gezisi bir kaçma değil, daha önceden planlanmış bir organizasyon. Başbakan hem olağanüstü bir durum olmamış izlenimi vererek çok alakasız bir yere 8 bakanıyla beraber gitti, hem de ortalığı daha sükunet sahibi adamlara bıraktı ve en iyisini yaptı. Gider ayak Reuters muhabirine verdiği ayarla da, yurt dışında dezenformasyonun kralını gören şahsımı resmen zevkten on dört köşe etti.

Ha bu olay hükümete birşeyler söylüyor elbette. Birincisi Erdoğan'ın projelerini kendi fikriymiş gibi göstermekten biraz uzaklaşıp farklı iletişim teknikleri kullanması gerek. Bu kadar germemeli, 28 şubat ruhu hala içimizde, yamyam gibi tencere ayini yapıyor. Polis de her şeye ağız burun girmemeli. Dağıtma emri geldiğinde fişekleri insanların kafasına nişan alarak atan polisler el çektirilmeli. -malı -meli üslubundan o kadar tiksinirken nasıl da bu tuzağa düştüm. Neyse :) İkincisi, şu koskoca hükümetin sosyal medyada inanılmaz zaafı var. Cuma akşamı 235 kişilik facebook'umda sadece müridle ben dezenformasyona ve provokasyona karşı birşeyler yazabiliyorduk. Bu iktidarın büyük eksiği. Kol kola gezdiğim, arkasında namaz kıldığım adamlar yandan yemiş Robespierre gibi devrim naaraları patlatırken, nereye varacağı apaçık belli olaylar karşısında kimse karşı koyamadı. Hele de daha önemlisi, hiçkimse bu olayları sezemedi. Burada kendimi çok küçümseyerek söylüyorum, benim gördüğümü o Topbaş denilen adam göremedi ve iş işten geçtikten sonra tenezzül buyurarak açıklamalar yaptı. Üçüncüsü, hükümet mal gibi adamlarla çalışıyor afedersiniz. Mesela o Topbaş'ın 'biz projelerimizi anlatamadık, halbuki Taksim projesini maketlerle vb. anlatsaydık halkımız ne olacağını görecekti' demesi öyle böyle bir kepazelik değil. Ulan bugün tırnak makası üreten bir firma bile pazarlama, reklam gibi çalışmaların önemini bilirken, sen, ey koca belediyeyi, ey milyarlarca lira parayı yöneten adam, senin bu kadar gafil olma hakkın var mı?.. Uzatmamak adına geçiyorum, dördüncüsü hükümetin insana yatırımı yok. Adam gibi müslüman da yok piyasada. Hükümetin beslemesi olan onlarca aydın, hemen hep bir ağızdan polise küfrederek nefreti körükledi. Devlet otoritesini aşağılayıcı şeyler söyledi ve %50'lik bir kesimi temsil edebilen hiçbir kalem erbabı, hiçbir ileri görüşlü adam bunlara dur diyemedi. Çünkü hükümetin aydınları ya solcu, ya liberal, ya malum cemaatçi, ya da Menteş gibi yavşağın önde gideni tipler. Partinin çekirdeğine, yani hafif bir milli görüş yaklaşımına bağlı olan bir aydın kitlesi yahut münevverler tabakası yok hükümetin. Kitle partisi olmak bu aristokrat grubu oluşturmayı zorlaştırsa da imkansız değildi. Aynı olay CHP'nin başına gelse, durum çok farklı olurdu inanın. İspat isteyen 28 şubata dönüp baksın... O kepazelik döneminde aciz mi kalmışlar, daha mı arsızlaşmışlar, görün.

Neyse bu dağınık yazıyı olay sakinleşince, sınavları savınca belki toparlarım. Cevap vermemi gerektirecek bi şey yazmayın rica ediyorum, çünkü yazamam :)) Kısa mı geçiyordum ben? Afedersiniz.. Dolmuşum demek ki :)

 

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Başbakan bu "uslup" ile tabuları yıktı, zincirleri kopardı...Taksim burjuvazisinin arkasındaki abd-ing.-almanya-rusya-iran-suriye-İP-İT ve bir kısım Ahmakları görmedi mi ?

 

Tavır sadece eylemciye değil, arkalarındaki güçlere...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Mümin'e katılmıyorum... Trradomir, sana aynen katılıyorum...

 

O ilk gün, yani hadiselerin ilk günü sosyal paylaşın sitelerinde ne yalanlar, ne yalanlar... Adamlar eylemlerini yalanlar üzerine kurmuşlar... Bu açık bir adiliktir, dostlar... Şimdi o büyük yalanları buraya yazmayayım, gerek yok...

 

Bu süreç içerisinde Twitter belasına girmedim trradomir, ama benim de iki yüz bilmem kaç arkadaşımın olduğu face sayfamda bu yalanlara elimden geldiğince karşı koymaya çalıştım... Yahu ne aptallar var, bunlardan polis araçlarının egzozuna ıslak bez tıkayın diye yazan bile vardı ve hatta bir silahlı kalkışmadan bile dem vurdular... Aaaaaa, La Havle...

 

Şimdi... Bu Taksim Gezi Parkı, ağaç meselesi filan değil... Bu, evet bu sandıkla deviremedikleri bir hükumeti böyle alaverelerle devirme kalkışmasıdır... Niye??? Ulan bu Taksim Projesi 2011'in işi... Yıl 2013... Şimdi aklın başına geldi de bir kaç ağaç için yollara mı yığıldın??? Yahu bir kaç ağaç yüzünden ülkeyi ne hale getirdiniz... Geçelim...

 

Gelelim Başbakanın üslubuna... Aaaa güzel eylemciler, siz bu işi saf niyetlerle yaptınız... Ne güzel, arabaları ters çevirdiniz, cam, çerçeve indirdiniz... Camileri kirlettiniz... Ne istiyorsunuz güzel eylemciler... Adamı deli etmeyin, Erdoğan'a sabah akşam hakaret ediyorlar, adama demediklerini bırakmadılar, yazarı ile, aydını ile, eylemcisi ile... Adamı diktatör yaptılar, hanımına türlü hakaretler, ona oy verenlere hakaretler... Ay üslup, ay yumuşaklık, ayyyy... Hadi oradan, kimse çapulculara yumuşaklık beklemesin...

 

Medyaya bakıyorum da... İnsanın midesi kaldırmıyor... Bu kartel medyasına bakarsan, ay bu eylemciler ne cici insanlar, hem çok okumuşlar canım... Eğleniyorlar, ortalığı da temizliyorlar... Polis de has durduk yerde bu cici eylemcilere saldırıyor... Sen demokratik hakkını kullanan, eylem yerinde kitap okuyan adama niye müdahale ediyorsun, polis? Haaaa... Bu karteli takip edersen böyle düşünürsün, Erdoğan'a da, ay üslup, diye çatarsın... Yahu madem öyle de, o kadar zararı bu ülkeye ben mi verdim, o arabaları ben mi devirdim, o binalara ben mi zarar verdim, o kaldırım taşlarını ben mi söktüm, he ben mi o haltları yetim???

 

Polis zavallı... Yaralı onlarda daha çok... Polisi de hiç kimse savunmuyor... Ulan onlar bu ülkenin evladı değil mi? Bu arkadaşlar ölünce şehit olmuyorlar mı?

 

10 ay sonra seçim var, rahatsızsan bu hükumetten seçimleri beklersin, böyle ortalığı birbirine geçirmezsin, o kadar...

 

Yahu en çok neye şaşırıyorum, biliyor musunuz? Erdoğan'ın üslubuna takanların, karşısındaki azgınların üslubuna kör olmaları... Ulan Erdoğan robot mu??? O da insan lan...

 

Adamlar bir de 7 madde sunmuşlar... Lan siz başka ülkelerin ajanları mısınız???

 

Aşama aşama konuşalım, ilk önce bu teröristlerin ülkeye verdiği zarardan başlayalım... Bu teröristlerin yaptığı adilikleri yazalım... ondan sonra bakalım kimde üslup ne şekilde kalıyor...

Share this post


Link to post
Share on other sites

basbakanin balkon konusmasini hatırlayın Sevgili arkadaslar. Ben bana oy vermeyenlerin de basbakaniyim demisti. Tum milleti sahiplenmisti. Simdi bir kaç çapulcu, yok tencere tava aynı hava soylemleri kucumser eda halkı kiskirtmatır. Onu demek istiyorum. Ben bu kabine hakkında bir takım tereddutleri olan biriydim. Bu hadise bana yine bu partiye oy vermem gerektiğini gostermistim artık kaniyim yalnız sayın erdogan uslubuna ayar vermelidir. Evet yabancı uyruklu ajanlar saptanmistir dis mihenk ortalığı karistirma derdinde ama basbakan bunlara dolaylı cevap vermek yerine direk açıklasin ve halkının demokratik hakkı olan ayaklanmasini mesru yollarla bastirsin. Ben sadece uslup ayari cekilsin diyorum. Cumhurbaskanina bile dinlenmez ama uslup

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

cumhurbaskanina bile dıklenemez. Demek istedim. Telefondan yazdığım için bir takım yazim yanlısı oluyor mazur gorunuz.

Tvden meclisi seyrediyorum da bu muhalefet ustune akp ne kadar gelse basa hakkidir ama halkının oy aldığı kesim kadar diğer cephesini de memnun etmelidir ki bu ulke bir daha boyle kaos yasamasina. Bence bu iyi bir ders olmalıdır.

Share this post


Link to post
Share on other sites

basbakan uslup sorunu yasiyor. Ağa gibi pasa gibi ulke yonetiyor. Her defasinda muhalefeti eziyor. Al sana en kallavi muhalefet halkın çıktı.

 

Başbakan üslup sorunu yaşıyor? Nasıl olmalıydı üslubu peki?... Şu anda muhatap alınmak istenen çapulcu arkadaşlar, öyle bir güruh ki, başbakan kaale alıp ya da geri adım atmayı deneyip anlaşma şartları sorsa, kendi aralarında iç savaş çıkartılar.

 

Hangi halk burada mevzu bahis ayrıca? Başbakan evlerinde zorla tuttuğum %50'lik kesim derken, eleştirenler çok oldu, ama iş bi güç gösterisine, sokaklara kimin daha çok adam dökeceğine girerse, ben ortaya gerçek halkın o zaman çıkacağına inanıyorum. Evet %50'lik bir kesim var. Evlerinde zorla tutulan Başbakan'dan gelecek ufak bir hareketi bekleyen bir kesim. Başbakan sert giriyor, doğru. Fakat o bu şekilde girmese malum sağ kitle hala şaşkınları oynayacak, polisin avrupa bilmem ne haklarına aykırı olduğunu iddia ettiği uygulamalarını sosyal medyada eleştirmeye devam edecekti. Toparlanma sağladı. Başbakan bu üslubuyla, toparlanmamızı sağladı. Kafasında henüz birkaç kişi haricinde kimsenin tam olarak çözemediği planları olduğuna eminim. Onu dünyaya tanıtan en önemli özelliği stratejik hareketlerindeki başarısıyken, benim senin onun kısacası halkın gördüğünü görüp de anlayamayacak, kadar basit adımlar atacağını açıkçası benim kafam almaz. Muhalif de olsam, apolitik de olsam almaz.

Tüm bu olaylar başlamadan birkaç gün önce saatlerce arkadaşıma Ak Parti’nin yanlış bulduğum uygulamalarını anlatmıştım. Ufak çapta da bir tartışma yaşamıştık. Oy kullanmayı falan düşünmüyordum ki tüm bunlar patlak verdi. Başbakan’ın her hareketine gözü kapalı ‘he’ diyelim’i savunmuyorum ben. Bunu yapanların da muhakeme gücünü kaybetmiş şu anda sokaklara dökülmüş güruhtan hiçbir farkı olmadığına inanıyorum. İnsandır yanlış yapabilir, yaptığı yanlış da eleştirilir/melidir de. Fakat şu anda olaylar, sebep sonuç ilişkisi, amaç bu kadar açık ve netken, -sağ ve müslüman kesimin asla kabullenemeyeceği şekilde- netken. Hala ‘Efendim halkın istediği de, paşalık da, diktatörya da bilmem ne de’ diye muhalifliği sürdürme çabaları pek mantıklı gelmiyor bana.

 

Tüm bunların iyi bir ders mi yoksa Başbakan'ın ve Davutoğlu'nun kafasındaki planların bir parçası mı olduğunu zaman gösterecek sanırım. Şimdilik seyirde kalmak en güzeli. :)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Halkı kışkırtmak mı??? Hangi halk!?! Sen de İhsan Eliaçık'lardan mısın???

 

Bu nasıl bir anlayış, anlamak zor!!!

 

Orada halk falan yok, oradaki kalkışmanın halk tabanında herhangi bir karşılığı yok...

 

Ağa gibi, Paşa gibi ülke yönetiyormuş da... Ver örneklerini... Ne yapmış, hangi insanın özgürlüğüne el koymuş, kimin önüne engel olmuş... Hangi kesime zulümde bulunmuş??? Ne yapmış yahu bu adam, söylesene ne yapmış??? Yok ağa gibi, yok paşa gibi... Siz ağa da, paşa da görmemişsiniz, siz zulüm görmemişsiniz...

 

Sen ilk önce al da eylemcilerin hükumete verdiği maddeleri oku, üslubu orada gör, emi...

 

Tabi, bu ülkenin köprüler neyine...

Hava alanları,tüp geçitler falan... Hiç...

IMF'ye borç ödenmiş... Niye ödedin Erdoğan???

Ülkeyi belli bir seviyeye getirmiş, değmez...

 

Bir filmde adam bir dövüş kursuna gidiyor... Dövüş hocası bir şeyler anlatıyor, dövüşün hangi şartlarda kullanılacağını filan... Böyle anlatıyor işte, karşı taraftaki ne yaparsa sabredin, diye...

Adam, yani kursiyer diyor ki hocasına:

-İşte bize ne yaparsa karşılık vermeyelim mi?

-Evet, diyor hoca...

- Yani bize küfür etse de mi?

-Evet, diyor hoca ve işte dövüşün kutsal amaçlarından söz ediyor...

Kursiyer, peki deyip küfür ediyor hocaya, hem de ana avrat... Hocadan ses yok... Kursiyer devam ediyor küfürlere... Hoca salak gibi bakıyor, kendi anlattıklarını yalamak istemiyor... Kursiyer baktı ki hoca hiçbir tepki vermiyor, hocaya şöyle sesleniyor:

- Sende de amma geniş....

Devamını getirmeyeyim...

 

Kimse Erdoğan'ı o hoca yerine koymaya kalkmasın...

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

sizler beni yanlis anliyorsunuz.ben uslubunu kastediyorum.akli selim bir yonetici o sekilde konusmamali.evet eli silahlı teroristte oradaydi yabancı ajani da komunisti de.marjinal grup diye nitelediğı bu vatanın suyunu içiyor. asla halk birbirine dusurulmemeli. Lise ogrencileri bile meydanda ya hu bunlar benden ne istiyorlar sikayetleri nedir diye bi kulak verse kotu mu olur? Kraldan kralci elbet değil ama tek parti gibi bir devre geçirdik. Elbette daha iyi ama fazla ben dilini konusuyor. O avm Açıklamasını birak topbas yapsin vali konussun. Hep ben ben.. Biraz gizli kahramani oynasin. Ihsan dağı olmalı milleti iki yuzlu olmaya zorluyor millet gerçeği soylemeye korkuyor diyor. Herkeste bir otorite korkusu olusturdu. Simdi hak tellalı kesildi millet. Tamam halk onunla ama kalkıp sen kimsin lise ogrencisiniden medet uman bilmem ne derse bugun polisini sehit verirsin. Asla sağduyuyu elden birakmamali. Bu ulkeyi yonetiyorsun sen rus rulettı mi bu canım. Egosunu tatmin aracı olamayızz. Ben bu halkın hizmetkariyim diyor eyvallah ama herkesi bir çatı altında demokrasi çizgisinide toplamalı. Ben dindar olduğu için diğeri demokrat olduğu için sevsin. Zina serbest adam içkiyi yasaklamaya calisiyor. Al sana genc gibidi kalksin elinde içki ayağında ayakkabi camiye girsin. Bu ulke bizim ıstedığımiz sekle daha hazir değilmiz onu anladik. Ayrıca orada gerçekten saf vatandas da vardi çevreci olan. Provokatorleri genellememeş lazim.

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Başbakanın hangi sözü, hangi üslubu yanlıştı? Söylemleri üzerinden konuşalım da konu muğlak kalmasın.

 

Sevgili kardeşim Başbakan söylemlerinde bana göre hatalı değildi...

Sosyal medyayı az çok takip edersen, adamın ne anasına küfür etmedikleri kaldı, ne bacına...

Karşındaki kişiler bu şekilde bir halet-i ruhiyye ye sahip olurlarsa emin olun ki, sizin de bir yerden sonra çatlarsınız...

Milletvekile denen bir müsvedde kameraların önünde kahvedeki kişilerin bile çoğu zaman ağızlarına almaktan çekindikleri küfürleri alenen söylüyor...

Pankartlara baktığın zaman her tarafta küfürlü yazılar...

Ama ilginç olan bunların yaptığı, barışcıl bir söylem oluyor, ama Başbakan'ın "çapulcu" sözü hakaret oluyor...

Ben onlara sadece Rahmetli Erbakan Hoca'nın tabiriyle "hadi oradan" diyorum...

Sonuçta o da bir insandır, bu lafları taşlara söyleseniz onlar kahrından, sinirinden çatlar, bu adam az bile dayanıyor diye düşünüyorum....

Tabiki, bozuk saat nasıl ki, günde iki kere doğruyu söylerse adamların da haklı olduğu yönler, yani Başbakan'ın da haksız ve Ak Parti icraatlarının da hatalı olduğu yönler vardır...

Bunu zaten kimse inkar etmiyor,...

Ama adamların hedefi bu değildir, üzüm yemek değil, bağcıyı dövmektir...

Baktığın zaman, son zamanlarda yapılan ve yapılmaya çalışılan bütün projeleri bitirmezseniz eylem artarak devam edeceğini söylüyorlar...

3.köprü olmasın, 3.havaalanı, Kanal İstanbul, Nükleer ve hesler iptal olsun...

Tamam iptal olsun da, peki sizin bu konudaki alternatifiniz nedir..

Türkiye'nin artan enerji ve ulaşım ihtiyacına karşı sizin öneriniz nelerdir?

İstanbul'un nüfusu kimilerine göre, bende onlardan biriyim, 20 milyona yaklaştı...

Bu kadar kalabalık bir nüfusun da kendine göre ihtiyacları vardır.

Artık 2 köprünün de yetmediğ besbeli....

Bunun için sağır sultan olmaya gerek yok.....

Ben istemezukcülerin bu konuda aynı yeniçerileri gibi, istemezuk da istemezuk" den başka hiçbir şey söylediklerini görmüyor...

Tamam diyelim bunlar olmasın ama, artan enerji ve ulaşım ihtiyacını nasıl çözmeyi düşünüyoorsun...

Maskat üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek değil, bağcıya akılları sıra bir ders verme niyetidir...

Ama her olayda olduğu gibi, bizim hayır gördüğüm şer, şer gördüğümüz hayır olabilir...

İnşallah da bu olay da şer görüdğümüz hayırlardan olur

Share this post


Link to post
Share on other sites

Mümin kardeşim, sen herhalde laftan anlamıyorsun... Sana bir şeyler anlatamıyoruz herhalde... Hala üslup diyor yahu, aha burada fıtık oldum yahu, nefes almakta zorlanıyorum...

 

Ay bu eylemciler ne istiyor, onların dediğine bir bak, bilmem ne, bilmem ne!!! Aaaa, üstüme iyilik sağlık... Yahu kardeşim, bak sakin sakin yazıyorum, bu adamların, yani eylemcilerin hükumete verdikleri bilmem kaç maddeyi okumadın mı? Yok köprüyü yapma, onu yapma, bunu yapma... Ulan bunlar İngiliz ajanı mı, Alman, Fransız ajanı mı??? Yahu arkadaşlar, ben herhalde bu kişiyi yanlış mı anlıyorum ne??? Ya bu arkadaşa bir şeyler anlatın, ya bana... Arkadaş, bende mi bir gariplik var yahu!!! Anlatamıyorum... Hala onları da dinle diyor yahu...

 

Tek parti filan... Yahu sen ne tarih yoksunu bir kişi imişsin... Bu ne yahu!?

 

İçkiyi kim yasakladı? Allah aşkına şu içkiyi yasaklayanı bir söyle, bilelim şu kişiyi??? Arkadaşlar bu içkiyi kim yasakladı sahiden???

 

Seni de tanıdık...

 

 

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

Değerli yönetici kardeşim, bana bir kaç gün ceza verin de, şöyle dağlara çıkıp kafa dinleyeyim... Yahu yıllardır buradayım, ben böyle bir şey görmedim...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Haklısınız. Başbakanın üslubunda bir sorun yok. Aslında bir de şöyle bir şey var, biz rahatsız olmuyoruz fakat muhalif kesim çok rahatsız oluyor, onları da düşününce rahatsız olurlar tabii. Kıskananlar çatlasın diyorum.

 

Bu arada büyük başbakan geliyor. Uçak indi. Konuşma yapacak. Çok heyecanlandım.

 

Büyük bir kalabalık onu karşılamak için bekliyor. Kimse biraları içip içip ne cam indiriyor, ne polise taş atıyor, ne otobüs yakıyor. Binlerce kişi bayrağını eline almış bir şekilde havalimanına yürüyor. İşte halk budur. Türk milletine yakışan budur! Sarhoş bir şekilde polisini taşlayanlara, milletin otobüsünü yakanlara, sandıktan çıkan sonuca saygı duymayıp ordu göreve diyenlere Türk halkındandır denmesi insana dokunuyor! Allah başbakanımızı başımızdan eksik etmesin ve hakiki Türk milletini korusun inşallah! 41 kere maşallah!

 

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

basbakanin 'faiz lobisi' demesinden kasit nedir anlayamadim? Çok vakur konustu gece, beklediğim buydu benim. Umarım devam eder.

dipnot , hacegan bey abicim sizi sever fikirlerinize değer veririm. Rica ederim boyle nahos diyaloglara girmeyelim. Beni tanıdığıniz falan yok.sadece herkes tek sabun kalibi Olmak zorunda deil ayrıca ben karsi taraf da değillım. Kapatalim lutfen

Share this post


Link to post
Share on other sites

Tamam kardeşim... Seni üzdüysem kusuruma bakma... Yazdığım yazılarda gerçeklik payı aşikar... Üslubumu ise çok sert seçmemin sebebi, karşındaki insanın sana saldırması sonucu sende meydana getirdiği etkiyi göstermekti... Bak üzüldün... Bir de Başbakanı düşün, ona ve eşine yapılan yakası açılmamış küfürleri düşün... Başbakan ne yapsın bu şerefsizlere, o da insan, değil mi? Benim sana kullandığım bilinçli sert uslup yanında, Başbakanın kaç gündür maruz kaldığı o türlü terbiyesizlikleri düşün.

 

Neyse... Kardeşim, seni üzdüysem özür dilerim... Sana değer verdiğim için öyle yaptım... Senin fikirlerini genelde tuttuğum için öyle yaptım...

 

Ben kapattım...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Mümin kardeşim, faiz lobisi için de... Bu eylemciler tarafından hükumete verilen maddeleri oku, derim... Oralarda neler var, neler... O maddeler sanki bu ülkeyi işgal eden düşmanlar tarafından verilmiş gibi...

 

Faizden para kazananlar daha kazanamıyor, kardeşim... Dert başka...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yahu kusura bakmayın ama ben mi okuduğumu anlamakta sıkıntı çekiyorum, yoksa sizin bakış açınıza erişmek için çok çaba mı sarfetmem gerek inanın kestiremedim.

 

Eylemcilerin hükümetten istedikleri 7 şey:

 

 

- Gezi Parkı park olarak kalmalıdır. Gezi Parkı'na topçu kışlası veya başka bir yapı yapılmayacağının açıklanmasını,

- AKM'nin yıkımından vazgeçilmesini,

- Başta İstanbul, Ankara ve Hatay valileri ve emniyet müdürleri olmak üzere olayların yaşanmasına neden olan sorumluların görevden alınmasını,

- Gaz bombası ve benzeri materyallerin kullanımının yasaklanmasını,

- Gösterilere katılan ve gzaltına alınan kişilerin derhal serbest bırakılmasını,

- 1 Mayıs alanı olan Taksim ve Kızılay başta olmak üzere Tükiye'deki tüm meydanlarda toplantı, gösteri yasaklarına son verilmesini,

- İfade özgürlüğünün önündeki tüm engellerin kaldırılmasını talep ediyoruz.

 

 

Hani düşmanı bilmem ama normal bir vatandaşın istemeyeceği bir madde göremiyorum ben burada.

 

Gezi parkı, Akm, ve meydanlardaki gösteri yasağının kaldırılmasıyla işgal kuvvetleri pek ilgilenmez sanırım :)

Şahsen eğer orada bir yapı olacaksa, hani Topçu kışlasını inşa edip tarihi ihya etmek gibi bir uygulamaya gidilecekse, bunun otel yapılıp birilerine peşkeş çekilmesinden değil kütüphane vs gibi kamu kullanımına açılabilecek şekilde bir uygulamaya gidilmesini isterim. Hayır arkadaş kışla diyorsun, ihya edeceğim diyorsun da otel yapacaksan hakaret etmiş olmuyor musun?

 

 

E hani düşününce ben işgalci olsam gaz bombası kullanılmasının yasaklanmasını da istemem pek, nihayetinde burada bir sıkıntı olsa ona ilk baş vuracak olan ben olurum.

 

Valiler görev yaptıkları yerlerde insanların can güvenliğinden sorumlular, eğer o valilerin görev yerlerinde insanlar o valilerin emrindeki polislerin attıkları gaz bombalarıyla vs. ölüyorsa bunda valilerin de emniyet müdürlerinin de sorumluluğu vardır. Her ağzını açtığında benim valim, benim emniyet müdürüm diyen adam kendisi olanı kimseye vermez zaten o da ayrı mesele.

 

Gösterilere katılan kişiler sadece bu yüzden gözaltına alınmışlarsa zaten serbest bırakılmalılar, bunun tartışılması yersiz.

 

Son olarak ifade özgürlüğü kısıtlanan, düşüncelerini ifade ettiği için senelerce hapse mahkum edilen Üstad ile ilgili açılmış bu sitede ifade özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılması gerekliliğinden bahsetmek de yersiz olacaktır.

 

Velhasıl gönüldaşlar sadece desteklediğiniz oluşum açısından hadiseye bakmazsanız diğer insanların da neler istediklerini anlayacağınızı düşünüyorum.

 

 

Başbakan'ın tavırları hakkında da iki kelam etmek isterim. Eğer ben 76 milyonun başbakanıyım diye bir iddiada bulunuyorsa bir insan "ne yaparsanız yapın ben yapacağımı yaparım" veya "yüzde elliyi evde zor tutuyoruz" gibi bir söylemde bulunma hakkı yoktur. Eğer böyle bir söylemde bulunuyorsa haliyle insanlar bundan incinecektir. 76 milyonun başbakanıyım sözünün de bir anlamı kalmayacaktır haliyle.

 

 

 

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Selamlar,

Ben Üstad'la ilgili bir sitede ifade özgürlüğünün kısıtlanması eksenli yorumunuzdan dolayı birkaç satır yazmak istiyorum. Burada biz çok ileri gitmediği sürece yorumlara müdahale etmiyoruz. Bunun istisnası oldukça nadirdir ve genellikle birtakım dini hassasiyetleri alakadar eder, bu hakkımızın da yönetim olarak elimizde kalması gerektiğini düşünüyorum. Dolayısıyla belli çerçeveler içinde insanlar istediğini ifade edebilir ve diyalog akışına göre birbirini ikna etmeye çalışabilir.

Ayrıca "Üstad'la alakalı bir sitede..." şeklinde başlayan cümleler diğer bakış açısından bakıldığında daha rahat kurulabilir gibi duruyor. "Üstad'la alakalı bir sitede CHP'nin destek verdiği eylemlere sıcak bakılmamalı", "gerektiğinde güç kullanmayı tavsiye eden Üstad'ın sitesinde insanlar nasıl böyle konuşabiliyor" veya "Üstad'ın Menderes ve darbeciler hakkında yazdıkları ortadayken tekrarlanmaya çalışılan 28 şubat yaygarasına çanak tutanlara alet olanlar burada savunulmamalı" gibi ardı arkası kesilmeyecek ve pratik belirlerken hiçbirini dikkate almayacağımız cümleler de kurulabilir. Dolayısyıla göndermeler yaparken sitenin Üstad'la ilgili olmasına iki tarafın da temas etmemesi bizce daha uygundur.

Saygı ve selamlarımla

 

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Mecal kaçak hareket etme... O maddeler senin oraya yazdığın hali ile birlikte felaket...

 

Ama sen oraya o 'isteklerin' hepsini yaz... Niye yazmıyorsun???

 

Polisin müdahalesi ile ölüm yok... O ölümleri şuraya net bir şekilde yaz, niye yazmıyorsun???

 

O göz altına alınanlar hiç sorgulanmadan serbest bırakılacakmış... Sen dağ başında mı yaşıyorsun???

 

Sen bırak o Taksim'e şunlar yapılacak, bunlar olacak falan filan... Sen gerçek niyete gel...

 

Yalan şeyler yazma şuraya.... Sen daha 0 maddeleri tam metni ile bile şuraya yazamıyorsun...

Share this post


Link to post
Share on other sites

 

Eylemcilerin hükümetten istedikleri 7 şey:

- Gezi Parkı park olarak kalmalıdır. Gezi Parkı'na topçu kışlası veya başka bir yapı yapılmayacağının açıklanmasını,

- AKM'nin yıkımından vazgeçilmesini,

- Başta İstanbul, Ankara ve Hatay valileri ve emniyet müdürleri olmak üzere olayların yaşanmasına neden olan sorumluların görevden alınmasını,

- Gaz bombası ve benzeri materyallerin kullanımının yasaklanmasını,

- Gösterilere katılan ve gzaltına alınan kişilerin derhal serbest bırakılmasını,

- 1 Mayıs alanı olan Taksim ve Kızılay başta olmak üzere Tükiye'deki tüm meydanlarda toplantı, gösteri yasaklarına son verilmesini,

- İfade özgürlüğünün önündeki tüm engellerin kaldırılmasını talep ediyoruz.

 

Komedya. Kesinlikle tam bir komedya. Normal bir vatandaşın istemeyeceği bir madde görememek mi? Düpedüz çapulcu kardeşlerimiz hükümete meydan okumuş, bu maddelerle. Bir tanesine bile kulak asılsa var olan ve olması gereken tüm otorite, saygınlık ayaklar altına alınır. Kendi içimizi geçtim, salyalarını akıtarak baştan beri tüm olayları noktasına virgülüne takip eden dış basına ve mecranın da ekmeğine yağ sürmüş oluruz. Rezillik cabası. O sokaklara dökülen eylemcilerin, tek dertlerinin bu 7 madde olduğuna inanıyor musunuz Allah aşkına? Ben inanmıyorum. Safsata hepsi. Bu maddeler yerine getirilmeye kalksa, alacakları güçle 'Oligarşi mezara halk iktidara' naraları atmaya başlamayacak mı sevgili kardeşlerimiz? Durun ya zaten buna benzer bir şeylerin çığırtkanlığını yapıyorlardı de mi? Bu kadar masumca sebeplerden ötürü yakıp yıkmaları, halk darbesi ayaklarıyla ellerinde tencere tava gezmeleri 7 tanecik maddenin önemini bir kez daha vurguluyor. Yersen!

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...