Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
Miralay

Sizce Başbakan Adnan Menderes Gibi Hata Mı Yapıyor?

Recommended Posts

mecal... ''Açıklayamadığın...'' dediklerinin hepsi yukarıda var... Üstelik kaynakları ile birlikte var...

 

Ben de her şeyi yazdım... Senin yazdıkların da ortada, benim yazdıklarım da... Senin gösterdiğin kaynaklar da ortada, benim gösterdiğim kaynaklarda... Bütün bunlar ortada iken, bundan yazacaklarımız bu belgeler üzerine gelecek olan yorum farklarıdır veya yanlışta ısrardır... Yani bundan sonrası çıkmaz sokak...

 

Haaaa... Şimdi bırakalım, insanlar değerlendirsin...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ben son mesajımı yazarken, sen son cevabıma mesaj yazmışsın...

 

İşte bak... Benim verdiğim bilgiler güvenilir değil de, TTB'nin, İslam'a hakaretler savurmaktan çekinmeyen üyeleri olan bir kurumun bilgileri güvenilir mi? Yani sen onların verdiği bilgilere güveniyor musun???

 

Üsttede belirtmiştim eylemlerin meşruiyet sınırlarının dışına çıkmasının sebebi gün doğmadan yakılan çadırlardır

 

Bak ben bunun karşılığını vermişim zaten... İşte biri bu:Şimdi... Bu Taksim Gezi Parkı, ağaç meselesi filan değil... Bu, evet bu sandıkla deviremedikleri bir hükumeti böyle alaverelerle devirme kalkışmasıdır... Niye??? Ulan bu Taksim Projesi 2011'in işi... Yıl 2013... Şimdi aklın başına geldi de bir kaç ağaç için yollara mı yığıldın??? Yahu bir kaç ağaç yüzünden ülkeyi ne hale getirdiniz... Geçelim...

 

Diğeri de şu:Meselenin ilk anındaki tutum yanlış olabilir... Bu süreç içerisindeki yapılan yanlışları kabul ediyorum... Ama bak... İyi oku... Şimdi... oradaki, yani Taksim'deki ilk müdahalede hata olabilir... Burası tamam... Ama bütün bu olanların sebebi oradaki bir hata değil... Değil... Niye değil? Yahu bu tür hadiselerin olacağının istihbaratı 2/3 ay önceden alındı... Adamlar zaten bir kalkışma, bir isyan yapacaklardı, bu bekleniyordu, Başbakan bunu biliyordu... Evet, bir bahane gerekiyordu... Ve o bahaneyi buldular... İşte o Taksim'deki ilk müdahale bu işin bahanesi oldu... Buraya kadar anlaşıldı mı??? Peki, anlaşıldı kabul edelim... Ben diyorum ki, işin bahanesi ile uğraşmayın, çünkü bu iş o bahaneyi aştı... İşte oradan yani ilk müdahaleden yola çıkarak Erdoğan'ı suçlayamazsınız... Geçelim...

Erdoğan daha hadiselerin ilk saatlerinde polisin yaptığı bazı sertliklere karşı ki bunlar çok azdır, soruşturmaları açmıştır... Müfettişler görevlendirilmiştir... Adam daha ne yapsın???

Şimdi... Taksim'deki hadiseyi bahane edenlerden söz etmiştim... Marjinal sol örgütler bu ülkede bir tabana sahip olamadıkları için, yani seçimlerde yüzde 0,1 gibi bir ağırlığa sahipler... Neyse... Bu sol örgütler ülkede bir tabana sahip olamadıkları için, bunların işi gücü ellerine geçen her fırsatı istismar etmek, oradan kendilerine bir yol bulup hedeflerine ilerlemek... Bunlar sandık yolu ile hiçbir şey yapamazlar... Marjinal sol örgütlerin hiç bırakmadıkları bir huyu da, ellerine geçirdikleri her şeyin istismarını yapmak... Bu oyunu daha iyi anlamak için, Üstadın bazı kitaplarına bakın, mesela 'Vesikalar...' kitabına bakın... Bu adamlar İstiklal Savaşımızı ve sonrasında olan o bildik inkılapları bile istismar ettiler... O dönemki kadro ekibine bir bakın mesela...

 

TTB'yi de internetten biraz araştır kardeşim...

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sana ilk kez bazı konularda katılıyorum, marjinal sol örgütlerin bu tür hadiseleri istismar etmeye çalıştıkları görülemeyecek şey değil.

Şöyle birşey söyleyeyim o halde, belki bir benzerlik kurabilirsin. Biz bu sitede oturmuş tartışıyoruz ediyoruz, şu marjinal sol örgütlerden bir eleman da gelip olaya müdahil oluyor, biz burada marjinal sol örgüt mensubu mu oluyoruz?

Adını doğru koymakta yarar var bunların. Orada farklı amaçlarla (devrim vs gibi hayaller) toplanan o örgütler istediklerini de elde edemediler zaten, bunda esas eylemcilerin etkisi büyüktü.

 

Taraf olduğun için (ki belki ben de farkında olmadan taraflaşmışımdır) ilk günden beri başbakanın yaptığı şeylerin farkında değilsin sanırım. İnsanlar kendisinden yatıştırıcı sözler beklyorlarken o hadiseyi daha da alevlendirecek sözler kullanmayı tercih etti. Akp tabanı daha da kenetlendi, %50 oyumu pekiştireyim de varsın memlekette ne olursa olsun düşüncesi var. Bu iş bu kadar çirkefleşmemeli. Muhalefet partilerinin de (özellikle chp) Akp'den geri kalır yanı yok bu konuda onu da belirtmek gerek. Hani meselenin başındaki tutum yanlış olabilir diyorsun, benim de tam olarak söylemeye çalıştığım bu işin fitilini ateşleyenin bu yanlış tutum olması. Madem provakasyona açık bir ortam olduğunu görüyorsun buna fırsat verme kardeşim, neden provakatörlerin işini kolaylaştırıyorsun?

 

 

Bu tür hadiselerin olacağı önceden biliniyor mudur bilemem. Eğer bu tür hadiselerin olacağına dair istihbarat aldıysan ne diye sabahın bi vakti çadırları yakıp insanları tahrik ediyorsun demezler mi adama? Çadır meselesine çok taktım, farkındayım ama bir insan uyuduğu vakit tamamen korumasızdır, beni rahatsız eden şeylerden biri de bu korumasız insanlara saldırılmasıdır.

 

 

TTB meselesine gelirsek, bakanlık da ttb de aşırı uçlar bana göre, TTB'de bakanlık da, yani her ikisi de güven vermiyor şu durumda. Olayın sadece senin açından bakıldığı gibi olmadığını anlamana faydası olduysa ttb meselesinin mesafe katediyoruz demektir.

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

mecal...

 

Şöyle yazmışsın:Sana ilk kez bazı konularda katılıyorum, marjinal sol örgütlerin bu tür hadiseleri istismar etmeye çalıştıkları görülemeyecek şey değil.

Şöyle birşey söyleyeyim o halde, belki bir benzerlik kurabilirsin. Biz bu sitede oturmuş tartışıyoruz ediyoruz, şu marjinal sol örgütlerden bir eleman da gelip olaya müdahil oluyor, biz burada marjinal sol örgüt mensubu mu oluyoruz?

Adını doğru koymakta yarar var bunların. Orada farklı amaçlarla (devrim vs gibi hayaller) toplanan o örgütler istediklerini de elde edemediler zaten, bunda esas eylemcilerin etkisi büyüktü.

 

Bu sitede oturmuş tartışıyoruz, tartışma tamamen meşru sınırlar içinde devam ediyor... Öyle kabul edelim... İstismarcı geldi, hadiseyi provoke etti... İşte burada benim itirazım o istismarcılara... Ve Başbakanın da o sert kabul ettiğiniz üslubu bu istismarcılara karşı... Yine Başbakanın, demokratik talepler başım üstüne, demesi de, bu eylemlere hakikaten saf niyetle gelenlere dair bir söylemdi... Başkanın söylemlerini doğru okuyabilirsek, onun söylemlerinde marjinal gruplara yapılan eleştiri ve saf niyetlerle yapılan eylemcilere getirilen söylem ayrılabilir... Ben seni veya senin fikrinde olanları marjinal görmüyorum, bunu da hiç ima etmedim... Asla... şöyle yaklaşalım hadiseye... İkimiz tartışıyoruz... Biri geldi provoke etti... Sonra ben o istismarcıyı eleştirdim... Bu seni eleştirdiğim anlamına gelmez...

 

O örgütler istediklerini elde edemediler, doğru... Bir anlamda deşifre oldular... Peki ama bu ülkeye verdikleri zararlar hangi boyutlara ulaştı? Çok büyük...

 

Hadiselere şu açıdan yaklaştın:Taraf olduğun için (ki belki ben de farkında olmadan taraflaşmışımdır) ilk günden beri başbakanın yaptığı şeylerin farkında değilsin sanırım. İnsanlar kendisinden yatıştırıcı sözler beklyorlarken o hadiseyi daha da alevlendirecek sözler kullanmayı tercih etti. Akp tabanı daha da kenetlendi, %50 oyumu pekiştireyim de varsın memlekette ne olursa olsun düşüncesi var. Bu iş bu kadar çirkefleşmemeli. Muhalefet partilerinin de (özellikle chp) Akp'den geri kalır yanı yok bu konuda onu da belirtmek gerek. Hani meselenin başındaki tutum yanlış olabilir diyorsun, benim de tam olarak söylemeye çalıştığım bu işin fitilini ateşleyenin bu yanlış tutum olması. Madem provakasyona açık bir ortam olduğunu görüyorsun buna fırsat verme kardeşim, neden provakatörlerin işini kolaylaştırıyorsun?

 

Başbakan eğer bu hadiselere, yani o istismarcılara, daha doğrusu ülkeye bu zararları verenlere sizin beklediğiniz gibi bir tavırda bulunsaydı, o zaman bu marjinal grupların bütün o yaptıkları işler haklı sayılacaktı medya organlarında... Marjinal gruplar, eylemi çalan gruplar hedeflerine ulaşacaktı ilk anda... Bu tavır, o marjinal gruplar ile eylemi bir yapacaktı... Hem Başbakan o beklenen yumuşaklığı gösterseydi de bunlar durmayacaktı, çünkü bunun istihbaratı daha 2/3 ay öncesinden alındı... Bunlar için Taksim, oradaki ağaçlar, ağaçlar için eylem yapanlar, o eyleme ilk müdahale önemli değil... Bu marjinaller bir istismar fitili arıyorlardı ve buldular... Başbakan buradaki oyunu gördü, o tepkisi işte bu oyuna idi... Yani burada hadiselerin başlangıç noktası, işte bu sebeplerden ağırlını kaybediyor...

 

Bir başka nokta... Bu ülke IMF'den yıllarca para aldı, büyük faizlerle geriye ödedi... Ama adamlar bize verdiği paraları nerede kullanabileceğimizi bile dikte etti... Mesela o paraları halka bölüştüremezsiniz, o paralarla yol, köprü, havaalanı gibi ülke ekonomisine katkı sağlayacak şeyler yapamazsınız... Bütün bu kararlar zamanının hükumetleri ile IMF yetkilileri arasında alınıyordu... Ama bu hükumet o işi bitirdi, IMF'ye yol gösterdi... Burada işin bir başka boyutu da şu: Imf'den alınan paralar şirketlerini, holdinglerini batıran, bankaları batıran çoğu TÜSİAD üyesi şahısların eline gidiyordu... IMF'den alınan o paralarla, işte bu malum zenginlerin borçları ödeniyordu ama o paralar geriye büyük vaizlerle halkın cebinden ödeniyordu... Yani adamların zararını da biz karşılıyorduk vergilerimizle... Lütfen Gezi Platformunun isteklerine bu gözle bakalım... Adamlar onu yapma bunu yapma diyorlar... Bunların IMF'nin isteklerinden ne farkı var?

 

Eylemde yakalananları serbest bırak diyor, hem de hiç sorgulamadan... Bunu kime diyorlar, hükumete... Peki o eylemcileri yakalayan kim, polis... O eylemcileri tutuklayan kim, yargı... Bu eylemciler nasıl serbest kalacak peki? Diktatörlükle suçlanan bir Başbakan yargıya müdahale ederse, bunun adı ne olacak? Burada hükumetin yargıya müdahale edilmesi isteniyor resmen... İşim bir başka boyutu ise, o tutuklananların büyük çoğunluğu serbest bırakıldı zaten... Bu aşırı eylemcilerin yaptıkları, bir eylem sırasında olmayıp, normal zamanlarda olsaydı, bu hadiseler adli suç kapsamına girerdi... Şimdi yargı bu adamları nasıl bıraksın...

 

isteklerde referanduma gidilmesin deniyor mesela... Bu demek? Bunun anlamı çok açık... Halka güvenmiyorlar...

 

Evet...

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bu arada... Hızlı yazdığım için bazı harflarin yanındaki harflere basıyorum... O yüzden bazı yanlış ifadeler çıkabilir... Benim düzeltme ayarlarım çalışmıyor... Bu genel bir durum mu acep?

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kafam almaz pek bu işleri,fakat şeytan ,ademoğlunu yine bir ağaçla kandırdı.Bir büyüğüm şöyle yazmış;davulculara bakın,oyuncuları tanırsınız

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yahu Hacegan gören de Tayyip'in yargıya hiç müdahale etmediğini sanır. Eğer şurada yazdıklarımızı samimiyetle yazıyorsak yargının hükümetin emrinde olduğunu itiraf etmemiz gerek zaten. Öyle olmasaydı şu pkk elebaşıyla görüşmelerden sonra kck dan tutuklananlar serbest bırakılmazdı değil mi? Hadi onu da geçelim, varsın tesadüf olsun. Peki bu başbakan değil miydi şu gezi parkı ile ilgili mahkemenin durdurma kararına rağmen biz buraya bunu yapacağız, ne yaparsanız yapın diyen? Yok yargıya müdahale ediyormuş görünümü verecek, yok bilmem ne, bunları geçelim.

 

Diyorsun ki başbakan göstericilerle şu marjinal gurupları ayırabiliyor. Hadi canım. O ayrımı yapan biri çıkıp ilk günden göstericilere eyvallah, gelsinler konuşalım ama şu şu şu guruplar şunları yapıyor, yaptıkları ettikleri şeyler bunlardır. Bu ayrımı yapıp, insanlara bunu gösterdikten sonra zaten orada ortada kalacak olanlar o marjinal guruplardır. Bu adam iki haftadır o marjinal guruplardan daha fazla provakatörlük yapıyor kusura bakma.

Kaldı ki polislerin çadırlarını yaktığı insanlar marjinal gruplar değildi, onlar henüz meydana inmemişlerdi, olayın farkında değillerdi. Önceki mesajımda da belirttiğim gibi hani böyle bir provokasyon olacağını biliyorsan malzeme verme arkadaş, niye malzeme veriyorsun? Kaldı ki ortalığı bulandırmaya çalışan o gurupları eylemciler ayıkladılar zaten, tıpkı Taksim'e giden pkklıların kuyruğuna teneke bağladıkları gibi.

 

Neymiş? "Başbakan göstericilerin dediklerini yapamazmış, bunun Imf'den ne farkı varmış" yahu arkadaş bunlar senin vatandaşların, seçmenin değillerse de vatandaşların, eğer sen tüm Türkiyenin başbakanıyım diyorsan isteklerini elbette ki gözönüne alacaksın. Bu istekleri gözönüne almayı yenilgi olarak algılayan zihniyete de ayrıca şaşırıyorum, ne bu yahu savaşta mıyız? Düşmana avantaj mı sağlamış oluyorsun göstericilerin taleplerini gözardı etmeyince? Partizanlığı bırakın, vatandaş olarak düşünün. Bireysel düşünceye sahip olmak gerek, partim bunu düşünüyor destekliyor ben de desteklerim gibi saçma bir yola girmemek gerek, bize yakışan duruş budur.

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yahu Hacegan gören de Tayyip'in yargıya hiç müdahale etmediğini sanır. Eğer şurada yazdıklarımızı samimiyetle yazıyorsak yargının hükümetin emrinde olduğunu itiraf etmemiz gerek zaten. Öyle olmasaydı şu pkk elebaşıyla görüşmelerden sonra kck dan tutuklananlar serbest bırakılmazdı değil mi? Hadi onu da geçelim, varsın tesadüf olsun. Peki bu başbakan değil miydi şu gezi parkı ile ilgili mahkemenin durdurma kararına rağmen biz buraya bunu yapacağız, ne yaparsanız yapın diyen? Yok yargıya müdahale ediyormuş görünümü verecek, yok bilmem ne, bunları geçelim.

 

Şimdi Başbakan Yargıya müdahale mi etsin, bunu mu istiyorsun?

 

Mecal... Taksim'e gel Taksim'e... Konuyu dağıtma... Gerçi ben seni o konularda da bir güzel haşlarım da, evvela şu Taksim olayını bitirelim... Ben bu taktikleri çok iyi bilirim, çıkmaz bir sokağa girdin mi, hemen mevzuları dal budak dağıtırsın...

 

Mecal... Seni yerle bir ettim, senin utanman sıkılman yok mu? Yalanlarını birbir ortaya çıkardım, hala saçmalıyorsun...

 

Yahu sen ne anlamaz herifsin... Yalancı...

 

Ay ben İçişleri Bakanlığın verdiği bilgilere güvenmem de... Ama TTB verilerine güveniyorsun, üstelik TTB bilgileri ile yabancı kaynaklar da birbirini tutuyor... TTB'nin bir şubesinin İslam'a hakaretlerini sen duymadın, okumadın herhalde... Bak burada seni çürüttüm, kaynağının ne olduğunu gözler önüne serdim...

 

Şey o taleplerin ilk iki maddesinin dışındakiler yalanmış, zaten orada altı madde varmış, hani 7 madde vardıydı da... Yahu sen okumuyor musun şuraya yazdıkları mı? Gösterdiğim 3 kaynak haberle senin nasıl bir yalancı olduğunu ortaya çıkardım... Sen akıllanmadın mı?

 

Neymiş? "Başbakan göstericilerin dediklerini yapamazmış, bunun Imf'den ne farkı varmış" yahu arkadaş bunlar senin vatandaşların, seçmenin değillerse de vatandaşların, eğer sen tüm Türkiyenin başbakanıyım diyorsan isteklerini elbette ki gözönüne alacaksın. Bu istekleri gözönüne almayı yenilgi olarak algılayan zihniyete de ayrıca şaşırıyorum, ne bu yahu savaşta mıyız? Düşmana avantaj mı sağlamış oluyorsun göstericilerin taleplerini gözardı etmeyince? Partizanlığı bırakın, vatandaş olarak düşünün. Bireysel düşünceye sahip olmak gerek, partim bunu düşünüyor destekliyor ben de desteklerim gibi saçma bir yola girmemek gerek, bize yakışan duruş budur.

 

Şu yukarıdaki yazılara bak... Yahu bu saçmalıkların neresine, ne yazayım??? ben sana yukarıda neler anlattım??? Sen o adamların taleplerini şuraya bir yazsana???

 

Taksim meydanındakilerin büyük çoğunluğu teröristtirler... Bu adamların talepleri ne olabilir ki???

 

Bak... Adamın elinde BDP bayrağı var, hemen bir kaç metre uzağında bir başka eylemci Bozkurt işareti yapıyor... Taksim meydanında Öcalan resimleri, PKK bayrakları ile geziyorlar artık... Orada masum eylemciler pek kalmadı artık...

 

TGB'de o meydanda... TGB nedir, biliyor musun? Bu adamların yaptığı bir eylemde, bir eşeğe başörtüsü bağladılar... TGB İşçi Patisine organik bağı olan söz de gençlik örgütü... İslam ile ilişkileri ortada...

 

Bak o meydanda daha kimler var:

 

SDP

ESP

BDP

Söz Dergisi

SYKP

SKM

HKP

DEV-GENÇ

DEV-LİS

Halkevleri...

 

O meydanda bunların bayraklarından, flamalarından başka hiçbir bayrak ve flama yok, iyi mi? Eğer varsa, yaz şuraya, yaz da biz de bilelim... Yok ama...

 

Şimdi gelelim asıl meseleye... Bunların seçimlerdeki ağırlığı ne kadar? BDP'yi çıkar aradan, ağırlıkları ne kadar? Yüzde 1 değerini geçerler mi bilmem!!! Hadi yüzde 3 diyelim... Hani halk, nerede? Gören bana da göstersin, nerede??? Meydanlardaki flama ve bayrak çokluğu ile toplumsal yapının siyasi yelpazesi uyuşmuyor, peki oradakiler kimi temsil ediyor???

 

Bak... Bu adamların toplumsal tabanları yok... O yüzden bunlar meşru yollardan hedeflerine ulaşamazlar... E o zaman ne yapacaklar??? İstismar!!! CHP'deki bazı milletvekillerin kimlikleri ile bu yukarıda ismini verdiğim örgütlerin fikir yapısı vardır, eylem birlikleri vardır... Eğer meydan alanlarına bakarsan, o milletvekillerini görürsün... Bunlar CHP'nin hazır tabanına, sabit tabanına dayanmak istediler ve bunu belli ölçüde başardılar... CHP'nin bunların peşine takılması bundan işte... Bilmem ki, bunları sana nasıl anlatayım???

 

Bak bu ittifak Yargı için yapılan referandum sürecinde de aynı yerde buluştular, aynı dava uğruna bir oldular... O referandumun yapılma sebebi neydi, biliyor musun? Yargı üstünde kurulan vesayeti ortadan kaldırmak için yapıldı o referandum... Ey gidi akıl...

 

Şimdi şu yukarıdaki isimleri iyice oku, incele, internet nimetlerinden faydalan... Bak o isimlerin bayrakları filan Taksim anıtının üstünde asılı durdu günlerce, o öcü gibi binanın ön yüzünde arz-ı endam ettiler o bayraklar, iyi mi? Orada bunlardan başka bayrak var mıydı? Yoktu...

 

Erdoğan bunları mı dinleyecek? Sen bu derin solculara bu kadar iyimser nasıl yaklaşıyorsun, anlamıyorum???

 

Meydanlardaki dizi oyuncularını, şarkıcıları, genel anlamda sanatçıları görmedin mi? Kartel medyasında ne kadar dizi dönüyorsa, hepsinin oyuncuları orada boy gösterdiler, kafa çıkardılar... Bunlar 10 yıl boyunca sustular da, şimdi niye kafa çıkardılar, hiç düşündün mü? Eylemlerin ilk anlarında büyülendiler, Erdoğan'ın gideceğini, Erdoğan'ın bu selin önünde duramayacağını sandılar...

 

Yahu o dizi oyuncuların çok ama çok büyük çoğunluğunun orada olması biraz garip değil mi? İnsanlar sanatçı olabilmek için bir filtreden mi geçiriliyorlar da, bu oyuncular bir fabrika ayarına dönüp, Taksim meydanına indiler???

 

Bu oyuncuların oynadı diziler değil mi, bu ülkenin ahlaki yapısını yerle bir eden? Bunlar değil mi, toplumsal değerlerimize her bölümde küfreden, bunlar değil mi ecdat düşmanlığı yapan??? Peki milletin ahlakına saygısı olmadığını filmlerinde gösteren bu sanatçıların destek verdiği bir eylemden nasıl bir fayda beklenir, söyler misin? Mantık yürütülerek de bazı şeyler tahmin edilemez mi yani???

 

Yağma orada, lezbiyen gruplar orada, sidik kokuları orada... Bu toplumun ruh köküne ne kadar yabancı unsur varsa, hepsi birden Taksim meydanından resmi geçit yapıyor...

 

mecal... Sen laf anlamıyorsun, aynı konu etrafında patinaj yapıp duruyorsun... Sen kafana göre takıl...

 

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

Selamlar,

Arkadaşlar tartışmayı şahsileştirmemeniz gerektiği konusunda dikkatinizi çekmek istiyorum. Konular gergin konular, fakat birbirinizin şahsını hedef alan şeyler yazmamalısınız.

Saygı ve selamlarımla

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yahu Hacegan gören de Tayyip'in yargıya hiç müdahale etmediğini sanır. Eğer şurada yazdıklarımızı samimiyetle yazıyorsak yargının hükümetin emrinde olduğunu itiraf etmemiz gerek zaten. Öyle olmasaydı şu pkk elebaşıyla görüşmelerden sonra kck dan tutuklananlar serbest bırakılmazdı değil mi? Hadi onu da geçelim, varsın tesadüf olsun. Peki bu başbakan değil miydi şu gezi parkı ile ilgili mahkemenin durdurma kararına rağmen biz buraya bunu yapacağız, ne yaparsanız yapın diyen? Yok yargıya müdahale ediyormuş görünümü verecek, yok bilmem ne, bunları geçelim.

 

Diyorsun ki başbakan göstericilerle şu marjinal gurupları ayırabiliyor. Hadi canım. O ayrımı yapan biri çıkıp ilk günden göstericilere eyvallah, gelsinler konuşalım ama şu şu şu guruplar şunları yapıyor, yaptıkları ettikleri şeyler bunlardır. Bu ayrımı yapıp, insanlara bunu gösterdikten sonra zaten orada ortada kalacak olanlar o marjinal guruplardır. Bu adam iki haftadır o marjinal guruplardan daha fazla provakatörlük yapıyor kusura bakma.

Kaldı ki polislerin çadırlarını yaktığı insanlar marjinal gruplar değildi, onlar henüz meydana inmemişlerdi, olayın farkında değillerdi. Önceki mesajımda da belirttiğim gibi hani böyle bir provokasyon olacağını biliyorsan malzeme verme arkadaş, niye malzeme veriyorsun? Kaldı ki ortalığı bulandırmaya çalışan o gurupları eylemciler ayıkladılar zaten, tıpkı Taksim'e giden pkklıların kuyruğuna teneke bağladıkları gibi.

 

Neymiş? "Başbakan göstericilerin dediklerini yapamazmış, bunun Imf'den ne farkı varmış" yahu arkadaş bunlar senin vatandaşların, seçmenin değillerse de vatandaşların, eğer sen tüm Türkiyenin başbakanıyım diyorsan isteklerini elbette ki gözönüne alacaksın. Bu istekleri gözönüne almayı yenilgi olarak algılayan zihniyete de ayrıca şaşırıyorum, ne bu yahu savaşta mıyız? Düşmana avantaj mı sağlamış oluyorsun göstericilerin taleplerini gözardı etmeyince? Partizanlığı bırakın, vatandaş olarak düşünün. Bireysel düşünceye sahip olmak gerek, partim bunu düşünüyor destekliyor ben de desteklerim gibi saçma bir yola girmemek gerek, bize yakışan duruş budur.

 

Anlamadığım nokta şudur, bu eylemlere katılanların çoğu, eylemlere katılma nedenleri "Gezi Parkı" değil diyorlar, sen hala bunu gezi parkına bağlıyorsun.

Başbakan içkimizi yasakladı, 19 Mayıs törenlerini yasakladı, 23 Nisan törenlerini yasakladı, M.Kemal'a hakareti serbest bıraktı, yatak odasına karıştı v.b kendi ideolojileri doğrultusunda, bunun sadece fitili ateşlemek olduğunu söylüyorlar, bizim çok zeki kardeşimiz hala olayı gezi parkındaki müdahale ve ağaç savaşı sanıyor..

Destek veren kesimlerin yazarlarına, çizerlerine, bilimum düşünür geçinenlerire, internet sayfalarına bakarsan, konunun ağaçla falan alakasının olmadığını tamamiyle konunun ağaç bahanesiyle ideolojik boyuta taşındığını görürsünüz...

Gezi eylemlerinde bakarsan, beğen veya beğenme, ağızlardan kora halinde küfürler, duvarlara sprey boya ile küfürlü yazılar sadece "Başbakan" ı hedef alan ve inanılmaz küfürler içeren yazılar yazılıyor adam hala gezi parkı diyor...

Mesele geziparkı değil hala anlamadın mı?

Anladın ama bence konuyu birçokları gibi anlamamazlıktan geliyorsun...

Bana kimse şunu açıklayamaz, Türkiye'deki bir eylem, yurt içinde yaygın olsa bile, yabancı haber kanalları ve ajanslarının canlı olarak vermesini açıklayamaz....

Zaten olaya senin gibi ideolojik değil de, birazcık mantık ekseninde yaklaşanlar doğruyu ideolojik görüşü ne olursa olsun bulacaklardır,

Yeter ki, at gözlükleri takmasınlar!!!

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bakın bunu samimi bir şekilde düşünmeniz için veriyorum.

Sakın ha, bundan da bir art niyet çıkarmayınız,

Akşam üzeri Başbakan gezi parkı ile ilgili temsilcilerle görüşme yapıyor, malumunuz üzere bizim medyamızda bolca haber konusu oluyor.

Ama kimsede şunu demiyor, bizim medyamızda haber olan bir görüşme yabancı ve popüler iki haber kanalının sitesinde manşetten, ilk ve flaş haber olarak niçin verilir demiyor???

Bunu bana Allah aşkına birisi anlatsın???

p30tk.jpg

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bir çok tarafın hata yaptığı doğrudur. Zaten bu mevzular, hatalı olanlar, Başbakan'ın giderek sertleşen üslubu falan filan bahsedildi defalarca.

 

Burada mevzu bahis olan bir başka olay daha var. Eylemci gençler de Akp'li gençler de aynı hata içerisindeler. Bir taraf değerlere çok rahatlıkla saldırıp küfredebiliyor. Diğer taraftan daha sükunetli olmaları beklenen Akp gençleri "Anıtkabir'i yıkacağız" tarzında söylemlerinden vazgeçmiyorlar.

 

Zihniyet aynı kısacası. Asıl sorun da bu zaten. Hükümete yakın olanlar da aynı zihniyette eylemciler de.

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yok arkadaş yok hakikatten anlama konusunda sıkıntıların var, bundan eminim. Ben sana diyorum ki başbakan zaten yargıyı sallamıyor, sen gelmiş diyorsun ki başbakan yargıya müdahale mi etsin, bıdı bıdı bıdı, söylediğim şey çok mu zor anlaşılacak birşey yahu anlamıyorum? Yoksa sıkışınca mahalle aralarındakilerin yaptıkları gibi hadiseyi bireyselleştirip sıyrılmayı mı tercih ediyorsun? Nedir bu anlama kıtlığı görünümlü çarpıtma merakı anlamadım yahu.

 

Bir daha beni yerle bir ederken bana da haber ver hacım :)

 

Ben diyorum ki Arınç'a 7 madde sunuldu, sen gelmiş diyorsun ki e bunlar bunu da istemiyor, yahu kardeşim hayati ihtiyaçlarını bu kapasiteyle bu nasıl sürdürüyor acep diye düşünmeye sevkettin açıkçası. Bir dediğimi de doğru anla be arkadaş, bi kere yanılt da diyelim ki standart insanmış bu da. Arınç'a sunulan maddeleri git tekrar oku, bak hükümete resmen iletilen talepleri diyorum, iyi oku tekrar tekrar oku anlamadıysan, anla ve sonra nasıl üfürdüğünün farkına var.

 

 

Bak canım abicim, haşa sana gerizekalı diyor değilim ama gerizekalılara anlatır gibi anlatayım birde.

 

Eylemciler geçen hafta Bülent Arınç'ın yanına çıkıp Bülent Arınç'a 7 maddelik bir talep listesi ilettiler. Senin gevelediğin hükümet projelerine (hes, havaalanı, köprü vs.) karşı olma meselesi Bülent Arınç'a sunulan maddeler arasında yer almıyor, neymiş? Yer ALMIYORMUŞ.

 

 

İyi bak hacı abi, mevzu yargıya müdahale, ben de sana hükümetin yargıya müdahale ettiğine dair hadiseler gösterdim. Sen bunu mevzuyu taksimden başka bir mevzuya çekme olarak nasıl algılayabiliyorsun? Bu nasıl bir bakış açısıdır arkadaş söyle de bir de biz deneyelim.

 

 

TTB meselesine gelirsek, bakanlık da ttb de aşırı uçlar bana göre, TTB'de bakanlık da, yani her ikisi de güven vermiyor şu durumda. Olayın sadece senin açından bakıldığı gibi olmadığını anlamana faydası olduysa ttb meselesinin mesafe katediyoruz demektir.

Sen bundan ne anlarsın ey hacegan, normal bir insanın bunu okuduğunda her iki tarafa da güven olmayacağını belirttiğimi anlaması gerekiyor. Sen ne anlıyorsun Allah aşkına? İftiracı, yalancının tekisin, bu çok açık. Ay ile başlayan cümleler kurup da beni karalamadan önce yazdıklarımı iyi oku, tekrar tekrar okuyup anla.

 

 

Yahu onu bunu geç sen bana kaç tane başörtülü TGB üyesi gösterebilirsin? Orada taraftar gruplarından tut da meslek gruplarına kadar her kesimden, her oluşumdan insan var. Yok efendim TGB bayrağı varmış da yok bilmem ne, örnek veriyoruz da anlatamıyoruz. Onların orada olması oradaki tüm insanları TGB'li yapmaz.

Apo posteri cart curt, yahu kör müsün, sağır mı? Oradaki pkklıların kuyruğuna teneke bağlandığını görmedin mi? Görmek mi istemiyorsun? Bdp dersen senin başbakanının en iyi anlaştığı siyasi partidir, bundan şikayet edecek son kitle Akp taraftarlarıdır.

 

 

Kartel medyası deme yahu şu zamanda, tamamı hükümetin emrinde hareket eden kurumlar. Hükümet çıkıp açıklama yapana kadar şu protestolardan neredeyse bahsetmediler. Neyin karteli?

 

 

Hadi dizi oyuncularının oynadıkları diziler toplum ahlakını bozuyor, bu herkesin malumu. E bunu yayınlayan hükümet emrindeki kanallara ne demeli? Hırsızın hiç mi suçu yok arkadaş?

 

Elde sermaye kalmayınca hep beraber sidiğe dışkıya sardınız, tuvalet koyuldu da yapmadılar mı? Oraya o kadar gün tuvalet koymayanların sidiğe sarılması ne komik değil mi?

 

Geçelim bunları, birilerinin tabiriyle tencere tava bunlar hep hava :)

 

Yok efendim referandum yapılmış da yargı üzerinden vesayet kaldırılmış, şimdi yok değil mi? Yahu adamlar istedikleri zaman istediklerini tutup, istediklerini salıyorlar diyoruz, hala vesayet cık cık cık.

 

 

Miralay:

Sanırım çok farklı noktadayız, eylemler Gezi parkı eylemleri olmaktan polisler eylemcilerin çadırlarını yaktıkları gün çıktı zaten. Aksini kimse iddia edemez herhalde. Evet başta insanlar Tayyip'in tabiriyle üç beş ağaç için toplanmışlardı, sonrasında kendi canlarına kastedildiği için, zorbaca muameleye maruz kaldıkları için toplanmaya devam ettiler. Sen gelip benim canıma kastedersen kusura bakma ama elimdeki tüm imkanlarla sana karşı koyarım. O insanların da yaptıkları şey o idi.

 

 

İdeoloji mi? Akp'nin ideolojisi mi varmış? Bu sitede toplanan bizlerin ideolojisinden bahsetmeye gerek var mı?

 

Bir siyasi partinin icraatlarını onaylamama olayını ideolojiyle karıştırmayalım. Şurada bir çerçeve çizersek neredeyse hepimizin aynı ideolojiye sahip olduğunu görürüz.

 

 

Son mesajına karşılık, Akp'yi öven dış kaynaklı haberler göstermemi ister misin?

 

http://webarsiv.hurriyet.com.tr/2004/09/02/515570.asp

 

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/6873839.asp

 

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=104127

 

 

Senin mantığınla hareket ettiğimizde demek ki bu haberler Akp'nin haberde geçenlere çalıştığını gösteriyor.

Share this post


Link to post
Share on other sites

mecal...

 

Sana da bir film sahnesi anlatayım...

 

Adam arkadaşının yanına geliyor ve soruyor:

-Sen filan ustanın evini niye yıktırdın?

Arkadaşı yıktırmadığını söylüyor... Adam arkadaşına söylüyor:

-Tamam anladım da, sen filan ustanın evini niye yıktırdın???

Adamın arkaşı sabırla yıktırmadığını söylüyor... Adam yine bildiğini okuyor ve diyor ki:

-Tamam anladım, sen filan ustanın evini yıktırmadın da, e o zaman sen filan ustanın evini niye yıktırdın???

 

mecal bu sahne sana gelsin...

 

Derwish seni de işin gerçek boyutuna davet ediyorum...

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

Mecal ve yazılarını bir kenara bırakıp, kendi fikirlerimi yazayım...

 

Bir kez daha hadise benim pencereden size aktarayım...

 

2011 seçimlerinden önce Ak Parti projelerini sundu, seçim vadi olarak gündeme getirdi... Bu projeler sadece İstanbul için değil, bir çok şehir için geçerli idi... Mesela Trabzon'da bu projelerinin bir kısmını hayata geçirdi, bir kısmının çalışmaları da sürüyor...

 

Taksim meydanında yapacaklarının son halini bir animasyon ile halka gösterdi, Ak Parti... Sonra seçimler oldu, Ak Parti kazandı... Ak Parti seçimden önce söz verdiği projelerini hayata geçirebilmek için girişimlerde bulundu zira bu girişimleri yapmasaydı, popülizm siyaseti Ak Parti'nin boynuna asılırdı, haliyle seçimlerden önce verdiği sözü yerine getirmek, bu partinin görevidir. İBB meclisi diyelim, bu Taksim projesi için oylama yaptı ve oradan oy birliği ile karar çıktı ki, o mecliste CHP milletvekilleri de vardı... Buraya kadar her şey normal seyrinde gelişti...

 

Her şey normal seyrinde gelişirken, Taksim'de, parkta bir kaç kişiden oluşan grup çadır kurdu, eylemlerini yapmaya başladılar ki; bu hal bir kaç gün devam etti...

 

Hulasa edersek, 2011 seçimlerinden önce başlayan bir süreç, parktaki eylem... Eyleme ilk müdahaleye kadar böyle...

 

Bu arada eş zamanlı olarak bu eylem üzerine inşa edilmeye çalışılan bazı giydirmelerin hazırlıklarını da gözden ırak tutmamak lazım... Bunlar nelerdir??? Yabancı medya kuruluşları eylemlerden önce bütün hazırlıklarını yapmış, İstanbul'a konuşlanmışlar... M.ALİ Alabora adlı kişi de eylemlerden önce sahnelediği bir oyun ile sanki bütün bu olanların provasını yapmıştı ki, o haberler piyasaya çıkınca bu kişi ortalıktan kayboldu... Bunun yanında hadiselerin başladığı ilk günden itibaren, üstelik çok çabuk bir şekilde bütün şehirlere yayılan organize eylemler de bu işlerin önceden planlandığını çok açık bir şekilde gösteriyordu... Büyük şirketlerin yatırımlarını hadiselerden önce çekmesi gibi ekonomik durumları hiç yazmaya gerek bile yok. Bir de hadiselerin ilk anlarında ortalığa yayılan türlü yalanlar tek bir merkezden çıkma izlemini veriyordu. Bütün bunlara başbakanın da belirttiği gibi bu hadiselerden 2 ay önceden istihbaratların alınmış olmasını da eklersek, vaziyet biraz daha gün yüzüne çıkmış olur ki, burada alınan birtakım istihbaratın gerçekleşmesi için bir kıvılcım gerekli idi... Hükumet bu kıvılcımın Taksim olacağını göremedi... Şimdi eş zamanlı olarak bir kaç gün içerisinde gerçekleşen bu kadar hadise ile birlikte bir şey daha vardı. O da işte bu taksim'de başlayan bir kaç kişilik eylem... Naçizane görüşüm, orada toplanan bu bir kaç kişinin de oraya çevre hassasiyeti ile geldiklerine inanmak istemiyorum. Bu müdahaleden önceki eylemlerinde bu oyunun bir parçası olarak görüyorum. Bu görüşümün gerekçesi de, o eylemcileri samimi bulmuyorum... Bir kaç ağaç için oraya toplananlar, asıl ağaç katliamlarında ses çıkaramamışlardır...

 

Şimdi başa dönelim ve hadiseleri ilk müdahale esnasında okumaya çalışalım... Evet, burada, ilk müdahale sırasında bir yanlışlık olabilir... Bunun soruşturması da yapılıyor zaten, daha ilk günden itibaren... Ama bu ilk müdahale sonrası vuku bulan hadiseler, o ana kadar yapılan hazırlıkların işe koşulmasına yaramaktan başka bir şeye yaramadı, o müdahaleler soruşturma mevzusu yapılmışken, bütün yetkililer tarafından o ilk müdahalenin yanlışlığı ortaya serilmişken, bazı odaklar tarafından iş şirazesinden çıkarıldı... Birden Türkiye geneline sıçrayan bu hadiseler, hazırlıkları yapılan bir planın devamı niteliğindeydi, Taksim'deki eylem de işte bu planın bahanesi oldu...

 

Hadiselerin başladığı ilk anlarda bazı yayın kuruluşları da üzerlerine düşen görevlerini yerine getiriyordu... Mesela Hak TV ile Ulusal TV ortalığa yaydıkları yalan haberlerle bilgi kirliliği oluşturdular, sosyal paylaşım ağlarıyla provokatörlük yapıldı... İşte tam bu sıralarda ekranlara çıkan bazı tipler, hükumetin bu dalgaya dayanamayacaklarını, hükumetin düşeceğini, devrimin geldiğini halkın sokaklara düştüğünü söylüyorlardı... Malum Alabora da ' mesele ağaç meselesi değil, anlamadın mı?' kıvamında bir şeyler paylaşıyordu... Artık halkın bu hükumeti istemediği, onun için yollara, sokaklara döküldüğünü söylüyorlardı... Açık ve net bir şekilde devrimden söz ediyorlardı...

 

Bu arada yabancı kanallar bütün bu hadiseleri olduğundan farklı göstererek veriyorlardı... Sanki Taksim meydanını Tahrir meydanı gibi veriyorlardı, hadiselerin ismini de çoktan koymuşlardı: Türk Baharı... Erdoğan'ı Esat ile bir tutuyorlardı, Ortadoğu diktatörleri ile bir tutuyorlardı, Erdoğan'ı... üstelik bu yabancılar, Esat'ın katliamlarını kör idiler... Bunun yanında bizim polisin müdahalesini çok sert gösteriyorlardı ama kendi ülkelerindeki polis müdahalelerine göre bizim polislerin melek gibi kaldıklarını gizliyorlardı...

 

Şimdi dönelim Taksim meydanına... İlk günlerde takım taraftarları vardı... Ama bunlar sonradan çekildi o alandan, Trabzonspor resmi sitesinden açıklama yaptı ve oradaki taraftarların Trabzon'u temsil etmediğini çok net bir şekilde dile getirdi...

 

Polisin son müdahalesinde anıttan ve malum binadan kimlerin bayraklarını ve flamalarını indirdiği ortada... Bunları daha önceki yazımda verdim... İşte o müdahaleler bittikten sonra bile BDP bayrağı o alanda dalgalanıyordu...

 

Bu eylem istismar edildi... Buradan yola çıkarak hükumeti devirmeye kalktılar, devrim yapmaya kalktılar ama yemedi...

 

Derwish kardeşim... Verdiğin örnek çok basit kalıyor... Oradaki Anıtkabir tutumunu benimseyecek kişilerin aşırı uç kesimler olacağını ve onların da temsil yönlerinin olmayacağını sen çok iyi bilirsin... Kaldı ki, eylemcilerin yaptığı o rezillikler karşısında bu söylem devede kulak kalır, zaten bu söylemi yapan kişinin haddi de bildirildi... Hüseyin Üzmez'in yüzünden Necip Fazıl'ın çektiği sıkıntılar belli... Üzmez'in tavrı Necip Fazıl'ı bağlamaz... O Anıtkabir söyleminden başka şöyle dişe dokunur bir söylem yoktur... Olsa da bunları kabul etmemiz imkansız zaten... Mesela bir kadına çocuğu ile birlikte yapılanlarla, bu Anıtkabir söylemi karşılaştırılamaz... Veya o kadın ile çocuğunun başına gelenlerle neyi karşılaştırmalı vereceksin bu tarafta??? O yıkılan yakılan arabalar, sokaklar, binalar, o rezillikler, o eşkiyalıklar ile neyi karşılaştıracağız bu taraftan???

 

Derwis kardeşim... Sen beni çok şaşırttın...

 

 

 

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

Miralay:

Sanırım çok farklı noktadayız, eylemler Gezi parkı eylemleri olmaktan polisler eylemcilerin çadırlarını yaktıkları gün çıktı zaten. Aksini kimse iddia edemez herhalde. Evet başta insanlar Tayyip'in tabiriyle üç beş ağaç için toplanmışlardı, sonrasında kendi canlarına kastedildiği için, zorbaca muameleye maruz kaldıkları için toplanmaya devam ettiler. Sen gelip benim canıma kastedersen kusura bakma ama elimdeki tüm imkanlarla sana karşı koyarım. O insanların da yaptıkları şey o idi.

 

 

İdeoloji mi? Akp'nin ideolojisi mi varmış? Bu sitede toplanan bizlerin ideolojisinden bahsetmeye gerek var mı?

 

Bir siyasi partinin icraatlarını onaylamama olayını ideolojiyle karıştırmayalım. Şurada bir çerçeve çizersek neredeyse hepimizin aynı ideolojiye sahip olduğunu görürüz.

 

 

Son mesajına karşılık, Akp'yi öven dış kaynaklı haberler göstermemi ister misin?

 

http://webarsiv.hurriyet.com.tr/2004/09/02/515570.asp

 

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/6873839.asp

 

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=104127

 

 

Senin mantığınla hareket ettiğimizde demek ki bu haberler Akp'nin haberde geçenlere çalıştığını gösteriyor.

 

Bir insan idraktan bu kadar yoksun olursa ancak bu kadar saçmalayabilir.

Bu tip haberler her dönemde her zaman çıkabilecek, cinsten haberlerdir.

İkisi birbirleriyle çok çok alakalı değildir.

Diğelim, hükümet ile ilgili hükümeti öven bir haber çıkmıştır, onu küçük bir şekilde basına vermek ayrı konudur.

10-15 tane muhabirini oraya yollayıp, sanki ülkede bir iç savaş varmış izlenimi varmış gibi, 7/24 canlı yayın yapmak ayrı konudur.

Bunu Fatih Altaylı gibi insanlar bile belirtiyor ama, sizler idraktan yoksun olduğunuz için, bu faltaşı gibi önünüzde duran gerçeği görmek istemiyorsunuz..

İdeoloji insanların gerçeği bile görmesini engelliyor.

Bu yazıyı yazarken bile, Cnn İnternational sitesine bakarsan, normalde haber değeri vardır, fakat manşetten verilmeyecek bir haberin, günlerce canlı yayınlarla, savaş muhabirleriye verildiğini görürsün...

Tamam protesto gösterileri haber niteliği taşıyabilir fakat, bu şekilde sanki bir iç savaş çıkmış gibi yayın yapmaları bile bu işin dış bağlantılarını net bir şekilde gösteriyor...

Ama dediğim gibi, bazıları internetten de okuduğum kadarıyla, bunları bütün Türkiye ve bütün Dünya bu protesto gösterilerini destekliyor olarak algılıyor..

Bu da algıda seçicilik, malesef ülkemizde de, algıyı belirleyen en büyük etken de saplantılı bir şekilde bağlı olunan ideolojidir.

Share this post


Link to post
Share on other sites

@Hâcegân öncelikle w ile değil v ile. Dervish yani :)

 

Olayları çok yönlü tahlil ediyoruz, gerçeklerden ayrılmayı Allah nasip etmesin.

 

Değindiğim mevzu Akp'nin büyük bir tabanında maalesef yıllardır olan -ne yazık ki- bir mevzu. Daha önce de yanlış hatırlamıyorsam bir il başkanı ya da ilçe başkanı benzer bir dallamalıkta bulunmuştu. Evet, aynen öyle. DALLAMALIK.

 

Ateşe benzin dökersen sen de yanarsın. Zaten mevzilerinde açık verilmesini bekleyen "beyaz teröristler" var. Onların çanaklarına yağ tutmayı da iyi beceriyor dallama sıfatına haiz Ak partililer.

 

Efendim, iki büyük miting yapılacak bildiğiniz üzere. Bu dallamalara nasıl hâkim olunacak, tereddütlerimiz hâd safhada. "Gezi parkındakilerini öldürmeye geleceğiz, Anıtkabir'i yıkacağız, vs." sloganlarıyla yürürmelerine engel olabilmek gerekiyor. Kendi hassasiyetlerimizi korumaya uğraşırken Efendimizin öğrettiği çerçevenin dışına çıkmamalıyız. Terazi ortada, ölçü belli.

 

Papağan gibi öğrenilen iki sloganı hayat amacı haline getirmiş insanlara karşı bir şeyler verme çabasındaysak, öncelikle kendimizi bilmemiz gerekiyor.

 

Görüyorsunuz işte AP'nin yaptığını, dış basının ettiğini. Korkuyorlar, korkmaları da gerekiyor ama bilinen bir gerçek var ki korkunun ecele faydası yok :)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Dervish, bu w nereden girdiği oraya ben de anlamadım... Senin simin her nasılsa öyle kalmış aklımda, bunda bir kasıt yok yani... Kusura bakma...

 

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

"Devrimci Müslümanlar" diye bir oluşum mevcut, bilirsiniz. Onları da takip etmeye çalışıyorum. İçlerinden biri şu yazıyı yazmış. Ön yargısız olarak, saldırgan bir bakışla değil de, Kendini Müslüman olarak tanımlayan ve bu tanımlama ile üstüne düşen vazifeleri yerine getirmeye çalıştığına inanan bir kimsenin yazısı olarak bakın. Yanıldığı veya haklı olduğu noktalar mevcut.

 

O yazı:

 

 

başbakan!

sayın veya başbakanım diyerek başlayamıyorum yazacaklarıma, fark etmezsiniz diye belirtmek istedim zira ne sayılacak bir yanınız kaldı artık ne de elde tutulur bir tarafınız.

ben taaa refah partisi dönemlerinden beri sizi bilen, ailesinin bir çok üyesi o zamanlarda mgv içinde aktif olan, ardından ak parti süreci ile size destek sağlayan, vizyonunuzu ve misyonunuzu ifade etmeye çalışan bir temelden gelmekteyim. sizin tabirinizle ak gençlik… yesinler o gençliği!..

ama gelinen şu noktada sizinle aynı adı taşımaktan bile utanç duyma noktasına geldim. hatta ne tesadüftür ki daha gezi parkı olayları başlamadan 1-2 gün önce resmi hesabınıza “adını değiştir tayyip, orada recep olmasın” gibi bir tweet bile atmıştım.

son olarak 2 gündür sizi televizyondan izlemeye çalışıyorum ama inanın 5 dakika bile sabredemiyorum size. siz bu açıklamarı bırakın da bu topluluk 11 yıl nasıl sabretti de böyle patlamadı siz onu düşünün bence.

biz size oy verirken “2. sınıf muamelesi gören vatandaş olmaktan” sıkıldığımız için oy vermiştik! bugün siz bize yapılan zülmu size muhalif olanlara uyguluyorsunuz. bacılarımız baş örtüleriyle rahatça okusunlar ve çalışsınlar diye oy verdik bugün siz siyasi düşünce farkı olan gençleri okullarında bile rahat bırakmıyorsunuz. biz namaz kıldığımız için fişlenmeyelim, ibadet özgürlüğümüz olsun diye size oy verdik bugün siz sivil polisleriniz ve cemaatçi kadrolarınız ile size oy veren ailelerin gençlerini bile fişleyecek kadar ileri gittiniz. biz zulme maruz kalmamak için size oy vermiştik, siz bugün zulmü uygulayan oldunuz. biz askerden eziyet çektik, analarımız bacılarımız yemin törenlerimize giremiyordu diye size oy verdik, bugün siz ülkeyi polis egemenliğinde bir devlete çevirdiniz sokakta yürümeye korkar hale geldik.

biz kendi hayatımızı özgürce yaşamak için size oy verdik. siz sizden olmayan herkesin özgürlüğünü hiçe saydınız!..

başbakan! siz diyorsunuz ki ben de meydanlara halkı indiririm! kimi indireceksiniz? yaşı itibariyle bilgisayar ve internet kullanamayan ve dolayısıyla reyhanlı’da yaşananları bilmeyen, gezi parkı’nda sergilediğiniz faşizan tavrı görmemiş olan evladına ekmek yetiştirmek için didinen 40-50 yaş ve üzerindeki insanları mı? farkında olmadığınız şeyi söyleyeyim. o ana babaların evlatları da sokaktaydı. hatta size oy veren insanlar bile sokaktaydı tayyip efendi… ha ileri gidip çıkartmış oldunuz diyelim. büyük hata ederdiniz. zira açık söyleyim sizin goril polisinize, biber gazlarına, plasik mermilerinize, toma’larınıza direnen bu topluluk sizin o içi geçmiş seçmenlerinizi çiğ çiğ yerdi.

bugün ben ve ben gibiler namaz kılarken yanımızda sizin “marjinal grup” dedikleriniz başımda nöbet bekleyip bana zarar gelmesin diye bekliyorsa, daha şundan birkaç hafta öncesinde taraftarı öldürülen fb ile gs takımlarının grupları bir araya geliyorsa solcusu, sağcısı, dindarı, laik’i bir araya gelmişse…

siz bugün siyasi kariyerinizi sona erdirdiniz tayyip erdoğan. siz bugün siyasi olarak intihar ettiğinizin farkında dahi değilsiniz. sizin gençten yana yanınızda sadece paraya, güce ve verdiğiniz emirlere tapan bir avuç putperestten başkası yok. ve tayyip bey… putperestin imanı nasıl mekke fethedilene kadar ise, sizin yanınızdakilerin son kullanma tarihi’de sizin gücünüzün bittiği yerde bitecek. ve tayyip bey, merak etmeyin… sizin gücünüz bugünden itibaren düşüşe geçerek bitecek. anap örneğindeki gibi.

ben inançlı olmaktan da tayyip istifa diye bağırmaktan da vazgeçmeyeceğim! neden mi? sizin gibi kendisini “dindar” diye tanıtıp kendini en büyük put haline getirmişlerin varlığıyla özgürlüklerimi elde etmektense zulme uğramayı hatta zulüm altında işkence görmeyi dahi yeğlerim. gördüğüm her zulmün karşılığını allah(cc) ahirette verir lakin sizin lanetli gücünüze güç katmaya devam edersek ahirette ne cevap verebileceğimizi hiç bilmiyorum.

siz gitseniz, o dün yaşadığımız zulüm günlerine dönsek bile yine bir gün gelir, bir direniş ve devrim daha yaşar bu ülke, biz kendi zincirlerimizi yine kırar özgürlüğümüzü kazanırız; ama sizin gibi mücahid görünümlü müteahhitler yüzünden bu vatanın düşüncesi ne olursa olsun hiçbir evladının zulme uğramasına seyirci kalamayız. bir müslüman olarak ben seyirci kalamıyorum en azından… zira ben allah(cc)'a tapıyorum ve peygamber efendimiz'in hadisinde buyurduğu gibi "zulme uğrasam dahi zulmedemem" hz. ali (ra)'nın dediği gibi " zulmetmek, zalimliktir. bin zulme uğrasanda bir zulüm yapma. zaten sende maruz kaldığın zulümlere zulümle karşılık verirsen zalimlerden ne farkın kalır ki."ve ben "zulmetmekten ve zulme uğramaktan allah(cc)'a sığınıyorum"

gezi parkı’nda ne olduğunuzu ve halk olarak bizim ne olduğumuzu bizlere iyice gösterdiğiniz için teşekkür ederiz tayyip bey. biliyorum bu mektup ile karşılaştığınızda “provakatörlerin işi” diyeceksinizdir. kendinizi kandıracaksınızdır. şakşakçılarınızın size kattığı kibir sizin kişiliğinizin bile üzerinize çıkmışken başkası beklenemez! lakin mezara sizi alkışlayanlarla değil yalnız gireceksiniz ve aldığınız kul haklarının hiç birinin hesabını veremeyeceksiniz…

biz artık alevisi, sünnisi, sağcısı, solcusu, dindarı, laik'i bir araya gelebildik. toplum mühendislerinizin yıllarca çabaladığı nefret tohumlarıyla ördüğünüz dikensi duvarları tek hamleyle yıktık. biz kenetlendik. siz ve sizin gibi koltuğuna yapışmış, gezi parkı direnişi sırasında "halkını ve seçmenini satan" meclisteki diğer kodamanlaradır sözüm. artık nefret siyasetiniz işe yaramayacak efendiler... biliniz.

recep kaya

neûzü billâhi minel-fakrı ve minel-kılleti ve minez-zilleti ve en ezlime ev uzleme... (gönülce)fakirlikten,(iyi amelce)azlıktan,zilletten,zulmetmekten ve zulme uğramaktan allah’a sığınırız."

 

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Başbakan İsraillilere kızmıştı Tevrat'tan alıntı yaparak: Öldürmeyeceksin...

Bunun Üzerine...

Kılıçdaroğlu da Başbakana laf yetiştirdi, Kur'an kaynaklı:Kul hakkı yemeyeceksin...

 

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

Pekâlâ yazayım bana göre doğru noktaları: 2. sınıf vatandaş meselesinde az da olsa haklılık payı yok değil. Cemaat'in -Başbakan'dan haberli veya habersiz- fişleme yaptıkları açık ve net. Kendi dosyamı görme imkânı elde ettim de, neler neler yazmışlar. Yazıcı meleklerle yarışmaya niyetliler diye düşündüm.

 

Ve bir diğer nokta, başörtülülere yapılan zulmü bugün (marjinal gruplar dâhi olsa) bazı öğrencilere uyguluyorlar. Ya onu geçtim Eskişehir'de Cemaat'in rektörünün emriyle yemekhaneyi protesto eden öğrencilere güvenlikçilerin nasıl jopla darp ettiklerini, kelepçe taktıklarını gördük. Artık en ufak bir sesi bile duymak istemeyen bir yönetim anlayışı hâkim olmuştu. Tamam muhalefet edecek bir parti yok anladık, ama ortada her görüşten insanların yığıldığı bir park mevcut. Salı günü açıklayacağız camii'deki görüntüleri dediler, Cuma günü bile geride kaldı. Hani nerede o görüntüler? Soruyorum! Gözden mi kaçırdım yoksa ben?

 

Polislerin çok fazla güç kazandığı, âdeta eski ordunun yerini aldığını görüyoruz. Olayların ilk başladığı güne geri dönelim; o eylemcilere nereden emir aldıkları belli olmayan polisler çok sert davranandılar. Ortak bir kanaat var ki o da emiri cemaatten aldıkları yönde. Delili, ispatı yok. En azından halkta yok.

 

Hatırlarsınız. Mit Müsteşarını almaya çalışanlar da bellidir. Başbakanımız o olayda oldukça dik durdu, vermedi ama olayların bu noktaya gelmesinde, bu cemaatin bu kadar güçlenmesinde önemli bir etki de kendisidir.

 

Yazıdaki şu kısmı aynen kopyalıyorum: "bugün ben ve ben gibiler namaz kılarken yanımızda sizin “marjinal grup” dedikleriniz başımda nöbet bekleyip bana zarar gelmesin diye bekliyorsa, daha şundan birkaç hafta öncesinde taraftarı öldürülen fb ile gs takımlarının grupları bir araya geliyorsa solcusu, sağcısı, dindarı, laik’i bir araya gelmişse…"
Bunlar güzel şeyler, birliktelik duygusu yani. Ötekileştirmeye gerek yok. Madem ki güçlenmeye çabalıyoruz, bir olmalıyız. Her türlü fikri ve siyasi ayrılıklarımıza saygı duymalı, ortak paydamızın farkına varmalıyız. O da büyük çoğunluğun sahip olduğu Müslümanlık kimliğidir. Boşnakları Türk diye öldürdüler, aynı soydan gelen Sırplar. Neden? Bu üst kimlik yüzünden.
Muhafazakarların lideriyim diyen Erdoğan, muhafazakarları bile kızdıracak işleri yapmaktan geri durmuyor. Tamam, elbetteki herkesi memnun edemezsin fakat hassasiyetlere dikkat etmek zorunda olduğunun farkına varmak gerekir.

 

Hani yeni anayasa? Bu meclisin seçilmesinin ana sebebi yeni anayasa değil miydi? Yetmez ama evetçiler de o meydanda şimdi. Bu meclis yeni anayasa filan yapamaz. Yine kandırıldık.

 

Koltuk farklı bir mevzu, güç bambaşka bir arzu. Davutoğlu gibi vizyon sahibi yeni birinin liderimiz olması gerekiyor artık. Erdoğan gerçekten de müthiş hizmetler yaptı, ellerini saygıyla öperim. Ama değişim gerekiyor, maalesef

 

Share this post


Link to post
Share on other sites

Fişleme hadiselerini çok iyi biliriz Dervish... Kokoreççileri satanları bile fişlemişlerdi bir zamanlar... O okul yıllarından ben de geçtim, üstelik zaman 28 Şubat zamanlarından başladı, ekonomik krizle bitti... Yaaa... Yaşadıklarımı anlatsam yol olur...

 

İddiana göre seni fişlemişler ve sen bu hakkında tutulan kanunsuz dosyayı gördün... Seni fişleyenler de malum kişiler, değil mi? Bak ben sana bir şey anlatayım: Üstad Necip Fazıl B.D dergilerinde Türkiye'deki masonları ifşa etmişti ki, bu masonlar arasında Süleyman Demirel de vardı... Süleyman Demirel mason olmadığını kanıtlamak için mason localarından mason olmadığına dair bir belge aldı ve o zaman medyaya göstermişti. Bunun üzerine necip fazıl şu enfes açıklamayı yapmıştı:“Sizin Mason olmadığınıza dair Mason Kulübü’nden belge almanız, iffetli bir kadının randevu evinden, orayla münasebeti olmadığına dair vesika almasından farksızdır; ve masonlukla münasebetiniz olmadığına değil, aksine, tam ve kurmayca bir alakanız bulunduğuna delildir!”

 

Dervish şu yukarıdaki yazıyı senin bu fişlenme dosyana uyarlayabiliriz, değil mi?

 

Polisler eski ordunun yerini alıyor da, eski ordu neydi, biliyor musun? Polis nasıl olur da eski ordu seviyesinde değerlendirilir? Birisi armut, diğeri elma... Sen eski polis ile yeni polis arasındaki o muazzam farkı anlatsana, bu daha iyi olur?

 

Bu ülkede ne oluyorsa, emirler cemaatten alınıyor zaten... F:Bahçe'ye şike operasyonu yapıldı ya, bunlar onun arkasından da Cemaati aradı... O Ergenekon, Balyoz gibi darbe operasyonlarının ardında da cemaat var zaten... O değil de, hatta ve hatta bizim yola taş koydular, takıldım, düşüyordum... Kesin cemaatin işidir, dedim... Biraz paranoyak bir durum oldu...

 

İlk müdahalelerin emri cemaatten gelmiş, polise... Yahu bu iddiayı en azılı solculardan bile duymadım bu süreçte... Fetullah Gülen'in bu hadiseler hakkındaki yatıştırıcı açıklamaları neydi o zaman? Yoksa Fethullah Hoca bu cemaatten değil mi?

 

Bak kardeşim, ben polis olabilmek için sınavlara girdim... Hani lisans mezunlarını bir hak tanındı ya, işte oradan yararlanalım da polis olalım dedim... Ama bütün sınavları geçtim, polis olamadım. Niye? sağlık durumlarım engel oldu. O sınavlarda, mülakatlarda geçilen bütün aşamaları bilirim... O sınavlara bütün hak sahipleri girebiliyor, cemaatçiler de giremesin mi? Önüne gelen girsin de, bu cemaatçiler giremesin mi? Sen de hazırlan gir, sana engel olan mı var???

 

İlk müdahalelere emri cemaat vermiş izlemi oluşmuş belli çevrelerde... Aman dervish sen o çevrelerden hemen uzaklaş... Ya bu iddiaya hiçbir şey yazmıyorum, çünkü saçma bir iddia, olmayan bir şey üzerine tartışmaya girmem, böyle şeylerle zaman öldürmem...

 

Erdoğan'ı kimler Ermeni yaptıysa kitaplarında, Gül'ü kimler Yahudi yaptıysa işte bunlardır senin bu fikirlere kaynak teşkil edenler... Cumhuriyet gazetesinin baş tarafında, Cumhuriyet yazan kısmında yani, işte o Cumhuriyet yazsının her iki tarafında ağlayan Fethullah hoca resimleri, yine bu resimlerde hocanın başında Amerikan şapkası... Sen Cumhuriyet gazetesini bu vaziyette gördün mü? İstersen arşivlerden bir kaç gün geri git de gör, sadece bir kaç gün... Burada Fethullah Gülen'in muhtemelen Peygamberimizi anlattığı anda ağlarkenki resminin üzerine bir çalışma ile, Fethullah hocanın başına Amerikan şapkası geçirdiler... Şimdi bu alçaklık değil mi? Bu hainlik değil mi? Bu yalancılık(oldu mu üstad?) değil mi? İşte bunlar değil mi, senin şu iddialarının kaynağı???

 

PKKlılar da alternatif cuma namazları kılmıştı güya... Peki Taksim'deki Cuma Namazları ne oluyor? Bu bölücülük değil mi? Niye bir camiye gitmeyip, o meydanda kıldılar namazlarını? Ne mesajı verdiler millete???

Cuma nazının cemaatini gördün mü? Orası insan kaynıyorken, cuma cemaati bir avuç insandan oluştu... Bu durum oranın nasıl bir ağırlığa sahip olduğunu göstermiyor mu? Belki bin erkek var orada, ama cuma cemaati 30 kişiyi geçmiyor neredeyse... Bu oranın nasıl bir ağırlığa sahip olduğunu çok net bir şekilde gösteriyor... Sen hangi birliktelikten söz ediyorsun? Bu aşırı solcuların yanına gidince birlik mi olunuyormuş??? Bizim buralarda cuma vaktinde dışarıda neredeyse erkek kalmaz... İstanbul'da bu durum tam tersi herhalde... Taksim'de de neredeyse cemaat bulamıyorsun herhalde... Hadi güç bela bir cemaat oluşturuldu... Güzel... İyi ama neydi o namaz kılanların hali öyle??? Adam rükuya giderken bileklerine kavrıyor, bir diğeri etrafı seyrediyor, bir başkası da kıyamda kolları ile vücudunu sarmalıyor... Cemaatin içinde kendini Mehdi ilan eden uzun saçlı bir dam da var, namazın vakitlerini kendine göre ayarlayan adam da... Sen bunları görmüyor musun?

 

Bizim marjinal dediklerimiz cemaatin başında nöbet tutmuşlar... O zaman madem bu adamlar nöbet tutmuş, siz de iadeyi itibar yapın, kaldırım taşlarını sökün polise, esnafa atın... Araçları yakın, binaları yıkın, bir kadının üstüne işeyin, camiye ayakkabılarınızla girin... Ben marjinal deyince bunları kastediyorum zira burayı da bir türlü anlatamadım kaç gündür yahu!!!

 

Bir de İhsan Eliacık Cumayı kıldırıyor, bir gerizekalı da cemaatin önüne oturmuş, hocaya mikrofon tutuyor... Yani görüntüye bak!!!

 

Başbakanın değişmesini istiyorsun... Bak Zaman gazetesi yazarı ateist şahin Alpay da Taksim hadiselerinden sonra yazdığı bir köşe yazsının başlığını ne koymuş: Başbakan değişmeli... Biz bu türden fikirlere şerbetliyiz... Varsa adamla bir sıkıntınız, seçimleri beklersiniz... Madem muhafazakar kesim de bıktı bu adamdan, o zaman 7 ay sonra görüşürüz...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Fişleme hadiselerini çok iyi biliriz Dervish... Kokoreççileri satanları bile fişlemişlerdi bir zamanlar... O okul yıllarından ben de geçtim, üstelik zaman 28 Şubat zamanlarından başladı, ekonomik krizle bitti... Yaaa... Yaşadıklarımı anlatsam yol olur...

 

İddiana göre seni fişlemişler ve sen bu hakkında tutulan kanunsuz dosyayı gördün... Seni fişleyenler de malum kişiler, değil mi? Bak ben sana bir şey anlatayım: Üstad Necip Fazıl B.D dergilerinde Türkiye'deki masonları ifşa etmişti ki, bu masonlar arasında Süleyman Demirel de vardı... Süleyman Demirel mason olmadığını kanıtlamak için mason localarından mason olmadığına dair bir belge aldı ve o zaman medyaya göstermişti. Bunun üzerine necip fazıl şu enfes açıklamayı yapmıştı:“Sizin Mason olmadığınıza dair Mason Kulübü’nden belge almanız, iffetli bir kadının randevu evinden, orayla münasebeti olmadığına dair vesika almasından farksızdır; ve masonlukla münasebetiniz olmadığına değil, aksine, tam ve kurmayca bir alakanız bulunduğuna delildir!”

 

Dervish şu yukarıdaki yazıyı senin bu fişlenme dosyana uyarlayabiliriz, değil mi?

 

Polisler eski ordunun yerini alıyor da, eski ordu neydi, biliyor musun? Polis nasıl olur da eski ordu seviyesinde değerlendirilir? Birisi armut, diğeri elma... Sen eski polis ile yeni polis arasındaki o muazzam farkı anlatsana, bu daha iyi olur?

 

Bu ülkede ne oluyorsa, emirler cemaatten alınıyor zaten... F:Bahçe'ye şike operasyonu yapıldı ya, bunlar onun arkasından da Cemaati aradı... O Ergenekon, Balyoz gibi darbe operasyonlarının ardında da cemaat var zaten... O değil de, hatta ve hatta bizim yola taş koydular, takıldım, düşüyordum... Kesin cemaatin işidir, dedim... Biraz paranoyak bir durum oldu...

 

İlk müdahalelerin emri cemaatten gelmiş, polise... Yahu bu iddiayı en azılı solculardan bile duymadım bu süreçte... Fetullah Gülen'in bu hadiseler hakkındaki yatıştırıcı açıklamaları neydi o zaman? Yoksa Fethullah Hoca bu cemaatten değil mi?

 

Bak kardeşim, ben polis olabilmek için sınavlara girdim... Hani lisans mezunlarını bir hak tanındı ya, işte oradan yararlanalım da polis olalım dedim... Ama bütün sınavları geçtim, polis olamadım. Niye? sağlık durumlarım engel oldu. O sınavlarda, mülakatlarda geçilen bütün aşamaları bilirim... O sınavlara bütün hak sahipleri girebiliyor, cemaatçiler de giremesin mi? Önüne gelen girsin de, bu cemaatçiler giremesin mi? Sen de hazırlan gir, sana engel olan mı var???

 

İlk müdahalelere emri cemaat vermiş izlemi oluşmuş belli çevrelerde... Aman dervish sen o çevrelerden hemen uzaklaş... Ya bu iddiaya hiçbir şey yazmıyorum, çünkü saçma bir iddia, olmayan bir şey üzerine tartışmaya girmem, böyle şeylerle zaman öldürmem...

 

Erdoğan'ı kimler Ermeni yaptıysa kitaplarında, Gül'ü kimler Yahudi yaptıysa işte bunlardır senin bu fikirlere kaynak teşkil edenler... Cumhuriyet gazetesinin baş tarafında, Cumhuriyet yazan kısmında yani, işte o Cumhuriyet yazsının her iki tarafında ağlayan Fethullah hoca resimleri, yine bu resimlerde hocanın başında Amerikan şapkası... Sen Cumhuriyet gazetesini bu vaziyette gördün mü? İstersen arşivlerden bir kaç gün geri git de gör, sadece bir kaç gün... Burada Fethullah Gülen'in muhtemelen Peygamberimizi anlattığı anda ağlarkenki resminin üzerine bir çalışma ile, Fethullah hocanın başına Amerikan şapkası geçirdiler... Şimdi bu alçaklık değil mi? Bu hainlik değil mi? Bu yalancılık(oldu mu üstad?) değil mi? İşte bunlar değil mi, senin şu iddialarının kaynağı???

 

PKKlılar da alternatif cuma namazları kılmıştı güya... Peki Taksim'deki Cuma Namazları ne oluyor? Bu bölücülük değil mi? Niye bir camiye gitmeyip, o meydanda kıldılar namazlarını? Ne mesajı verdiler millete???

Cuma nazının cemaatini gördün mü? Orası insan kaynıyorken, cuma cemaati bir avuç insandan oluştu... Bu durum oranın nasıl bir ağırlığa sahip olduğunu göstermiyor mu? Belki bin erkek var orada, ama cuma cemaati 30 kişiyi geçmiyor neredeyse... Bu oranın nasıl bir ağırlığa sahip olduğunu çok net bir şekilde gösteriyor... Sen hangi birliktelikten söz ediyorsun? Bu aşırı solcuların yanına gidince birlik mi olunuyormuş??? Bizim buralarda cuma vaktinde dışarıda neredeyse erkek kalmaz... İstanbul'da bu durum tam tersi herhalde... Taksim'de de neredeyse cemaat bulamıyorsun herhalde... Hadi güç bela bir cemaat oluşturuldu... Güzel... İyi ama neydi o namaz kılanların hali öyle??? Adam rükuya giderken bileklerine kavrıyor, bir diğeri etrafı seyrediyor, bir başkası da kıyamda kolları ile vücudunu sarmalıyor... Cemaatin içinde kendini Mehdi ilan eden uzun saçlı bir dam da var, namazın vakitlerini kendine göre ayarlayan adam da... Sen bunları görmüyor musun?

 

Bizim marjinal dediklerimiz cemaatin başında nöbet tutmuşlar... O zaman madem bu adamlar nöbet tutmuş, siz de iadeyi itibar yapın, kaldırım taşlarını sökün polise, esnafa atın... Araçları yakın, binaları yıkın, bir kadının üstüne işeyin, camiye ayakkabılarınızla girin... Ben marjinal deyince bunları kastediyorum zira burayı da bir türlü anlatamadım kaç gündür yahu!!!

 

Bir de İhsan Eliacık Cumayı kıldırıyor, bir gerizekalı da cemaatin önüne oturmuş, hocaya mikrofon tutuyor... Yani görüntüye bak!!!

 

Başbakanın değişmesini istiyorsun... Bak Zaman gazetesi yazarı ateist şahin Alpay da Taksim hadiselerinden sonra yazdığı bir köşe yazsının başlığını ne koymuş: Başbakan değişmeli... Biz bu türden fikirlere şerbetliyiz... Varsa adamla bir sıkıntınız, seçimleri beklersiniz... Madem muhafazakar kesim de bıktı bu adamdan, o zaman 7 ay sonra görüşürüz...

Bu adamlar tam komedi, bunları takip et, bir söylediği kesinlikle bir söylediğini tutmaz...

 

tweety_2551.jpg

 

kandil_1530.jpg

 

Hala bu adamları kaale alanlar var mı merak ediyorum.

Üstad her zaman ne derdi, "Reformacı inandığından şüphe edendir"

Bunlarda öyle tiplerdir...

Bunlarla vakit kaybetmemek gerekir, insanı sinir etmekten başka hiçbir şeye yaramaz...

Bunlarda reformacıların bir şubesini oluştururlar.

Reformacı der ki, "Allah'a Peygambere evet, Şeriate hayır", yani güneşe evet ışığa hayır gibi saçma birşey çıkıyor ortaya...

Reformacı, ne türlüsü olursa olsun, İslâmı harap bir bina farz edip onu dışından payandalamak, ahşap evlere dışardan çimento püskürtürcesine, onu dışından desteklemek, onu yardıma muhtaç bilip bu yardımı dışından tedariklemek gayretinde bir fikir haini ve iman yoksunudur.
Birinci hüküm, İslâm inkılâbı bunlarla olamaz!

Bunları Üstad ne güzel tarif etmiş değil mi?

Fazla kaale alınmaya değmez...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...