Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
Miralay

Cemaat Nasıl Inanıyor Ya Da Inanmıyor?

Recommended Posts

Pazar günü yazdığım yazıdan sonra, sanırım son dönemlerde aldığım en yoğun tepkiyi aldım okurlarımdan. Sayısız Tweet ve maillerle, özellikle Cemaat üyeleri yoğun tepki gösterdiler yazıma. Hatırlarsınız 'Dinle Ey Şakirt' diyerek Cemaat üyeleriyle iletişim kurmaya çalışmış ve birtakım sorular sormuştum.


Aslında gelen yoğun tepkilerden son derece memnunum. Her ne kadar hakaret ve seviyesi düşük mesajlar olsa da, bir kısmı yine de Cemaat üyelerinin olaylar karşısında ne düşündüğünü aşağı yukarı bana anlatmış oldu.


Gelen tepkileri ve mesajları okuduğumda vardığım ana sonuç şudur: Cemaatin büyük kitlesi kendileri hakkında hiçbir eleştiriye ve suçlamaya inanmıyor. Dinlemeden tutun paralel yapılanmaya, gizli soruşturma dosyası hazırlamaktan İsrail ile ilişkilere kadar ne söylerseniz söyleyin, Cemaatlerinin ve liderlerinin böyle şeyler yaptıklarına kesinlikle inanmıyorlar. Bunların ispatı olmayan suçlamalar ve iftiralar olduğunu düşünüyorlar sürekli. Yeminler etmemi isteyen, karşılıklı lanetleşmeye davet eden o kadar çok kişi oldu ki.


Bu kesimin Cemaatin en geniş katmanı olduğunu, daha çok eğitim, öğretim ve yardım alanlarında çalışan kişiler olduğunu düşünüyorum. Bu kişilerin samimiyetlerinden şüphe etmiyorum. Bazı okurlarım da bu insanlara yumuşak ve safça davrandığımı söyleyerek tepki göstermiş. Yine de en geniş katmanın samimi, dürüst ama gerçekleri göremeyecek kadar duygusal bağla Cemaate aidiyet hissettiklerine inanıyorum. Bu kişiler, 'abiler' ve 'ablalar' ne derse inanan ve emirleri yerine getiren halk kesimidir. Siyasi bilinçleri az ve yapılanları sorgulamıyorlar.


İkinci kesim, yapılanları reddetmeyen, siyasi bilinci yüksek, neler olduğunu bilen ve hükümet çevrelerine yöneltilen tüm suçlamaların doğru olduğunu düşünen sayıları az ama etkin bir gruptan oluşuyor. Bunlar hükümetin yolsuzluğa battığına, bakan çocuklarının rüşvet yediğine, çetelerin olduğuna, İran ajanlarının hükümete nüfuz ettiğine inanıyor. Bu kişiler daha eğitimli, sosyal medya ve bulundukları yerlerde çevresini yönlendiren, savunan, itham eden Cemaat piramidinin orta kuşak abileri ve ablaları oluyor. Evlerde düzenli toplantılar yapan, algı oluşturma ekipleri tarafından hazırlanmış materyalleri kullanan ve yaygınlaştıran bu ekibin tartışmasız bir Cemaat bağı ve aidiyeti vardır.


Üçünü kesim ise benim yazımı pek muhatap almayan asıl beyin takımı. Bunlar il imamları, medya imamları, sözcüler, yazarlar ve benzeri üst düzey yönetici elit. Bu kişiler kurmay ekip olarak olayların gidişatını yönlendiren, strateji ve kurgu belirleyen insanlardır. Bir kısmını tanısam da çoğunun kim olduğunu bilmiyorum.


Aslında merak ettiğim ve anlamaya çalıştığım şey bu kadar büyük bir yapının nasıl olur da neredeyse aynı cümleler, kelimelerle reddiye ve hücumlarını yapıyor olmaları. Hakkari'deki abla da, İstanbul'daki esnaf da, yazar ve tv yorumcusu da bir günde aynı dili ve argümanları kullanabiliyor. Şaşırtıcı ve ürkütücü.


Kanaatimce 'inanç' kavramı burada kilit bir görev görüyor. Bir Cemaat mensubunun zihni melekesinin inanç temelli çalıştığını düşünüyorum. Yani bilgi, mantık, yorum, hesap, ölçme, karşılaştırma, sorgulama gibi zihinsel fonksiyonlar yerine, sadece 'inanmak ya da inanmamak' şekilde çalışan bir zihin düşünün. Başbakan Erdoğan'ın 'hırsızlık yaptığına' inanmak ya da inanmamak... Nasıl yaptığına, delillerin ne olduğuna, montaj olup olmadığına, kurguda mantığa aykırı şeylerin olup olmadığına bakmadan, sorgulamadan inanmak. Tersi olarak da Başbakan'ın 'Hocaefendi' hakkında söylediği her şeyin iftira olduğuna inanmak.


Peki neye inanacaklarına nasıl karar veriyorlar? İşte burada emir komuta zinciri işliyor. Abiler ve ablalara imamlar, imamlara daha üst kadrolar onlara da Hocaefendi talimat veriyor ve böylece herkes aynı şeye inanıyor.


Hizmet Camiası, liderlerinin söylediklerine inanmayı imanın bir cüzü sayıyor anladığım kadarıyla. Eğer söylenenlere inanmıyorsan imanından şüphe edilebilir, Allah korusun bu da dinden çıkmak anlamına gelir.


Peki Hocaefendi yanlış bir şey söylemiş olamaz mı, hata yapmış olamaz mı? Cemaat buna 'evet hata yapabilir tabii' diyor. Hocaefendi hata yapabilir, yanılabilir ama şimdiye kadar bunun tek bir örneğini bilen yok. Masumiyet inancı böyle bir şey olsa gerek.


Bence Cemaat içinde 'inanmak' duygu temelli bir eylemdir bu yüzden değiştirmek çok zordur.



Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...