Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
serdengeçti

En Son Okuduğunuz Kitaplar?

Recommended Posts

Abdülkadir Geylani-Sırru'l Esrar

 

Ahmed Mahmud Ünlü-Hadislere İman

 

Ali Ulvi Hoca'nın Hatıralar'ını bir de

Share this post


Link to post
Share on other sites

Âh..! Âhım Günahımdır / Fatih Duman

 

Bilseydin elbet ki rüzgârlardan dinlerdin yanlızlığı.Onda mürekkebin siyahı, yalnızların eyvahı, aşıkların cana yazılmış âhı var.

 

...Kelimelerle değil de seslerle konuşmayı çok arzu ettim bir vakitler ama onlar yazmak kadar can vermedi ilhamıma.Söz uçtu lisanımdan ,köz uçtu yangınımdan ve âhımdan geriye bir tek ses kaldı onu dahi hoyrat bir yele kalbettim .

 

... Rüzgar her nevbaharda dostum olur benim .Sözlerimi sükût ile mühürleyip gerdanıma asarım,feryadımı ona yükler ismini dahi bilmediğim bir diyarda ,gözlerini görmediğim bir câna gönderirim.Herkes dosta yazar arzuhalini ben rüzgâra sırrımı veririm .(syf/ 122,123)

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Turgut Özal'ın daha önce kaleme almış olduğu fakat henüz yakın zamanlarda bir yayınevi tarafından piyasaya sürülmüş ''Tarih ve Miras'' isimli eseri okuyorum. Eserin dili fazla güncel ve sade bulunmaktadır. Özal'ın böyle bir dille kitap yazmayacağını bildiğim için yayınevinin esere azımsanmayacak bir müdahalede bulunduğu kanaatine kapıldım. Fakat içerisinde önemli bilgiler var, Eser, Truva umranından, Hazreti Fatih'e, Fatih'ten günümüz Cumhuriyetine kadar birçok mevzuyu işlemiş, önemli bahislere değinmiş ve Türk milleti olarak ne kadar geniş bir mirasın varisleri olduğumuzu ortaya koymuş. Malumunuz, Homeros'un İlyada'sından, Mevlana'nın Mesnevi'sinden, usta ozan Yunus Emre'ye, Mehmet Âkif ve onun Safahat'ına, Necip Fazıl'a, oradan da Cemil Meriç'e kadar büyük bir şahsiyet ve eser havuzu var bizim medeniyetimizde. Bunlara sıkı sıkı sarılmamız gerekmektedir. Kitabı bunun idrak edilmesi için faydalı buldum, tavsiye ediyorum.

Share this post


Link to post
Share on other sites

cengiz aytmatov'un gün olur asra bedel kitabını okuyan var mı?

varsa yorumlarını yazarlarsa sevinirim...

Share this post


Link to post
Share on other sites

cengiz aytmatov'un gün olur asra bedel kitabını okuyan var mı?

varsa yorumlarını yazarlarsa sevinirim...

 

Lise yıllarımda okumuştum, muazzam eserdir çok beğenmiştim. Derin izler bırakmıştı, şimdilerde hoş bir akis olarak kalmış. Kapsamlı anımsamıyorum. Aytmatov güzel yazar. bir kazak kadından rusya etkisinde kaldığı, onun propagandasını yaptığı şeklinde yorum duymuştum. Tam tersine o sistemi eleştiriyor gibi gelmişti bana. Hasılı dağıtmadan, okuyun derim kardeşim okumaktan zarar gelmez. "Elveda Gülsarı" hakeza güzel eserlerinden biridir. Cengizhan'a Küsen Bulut, Cemile.. Umarım yanlış anımsamıyorum bunlar da ona ait olmalı. Ha bir de "Toprak Ana"

 

Gogıldan destek almadan yazdım bu isimleri vallaha :wave:

Share this post


Link to post
Share on other sites

 

Lise yıllarımda okumuştum, muazzam eserdir çok beğenmiştim. Derin izler bırakmıştı, şimdilerde hoş bir akis olarak kalmış. Kapsamlı anımsamıyorum. Aytmatov güzel yazar. bir kazak kadından rusya etkisinde kaldığı, onun propagandasını yaptığı şeklinde yorum duymuştum. Tam tersine o sistemi eleştiriyor gibi gelmişti bana. Hasılı dağıtmadan, okuyun derim kardeşim okumaktan zarar gelmez. "Elveda Gülsarı" hakeza güzel eserlerinden biridir. Cengizhan'a Küsen Bulut, Cemile.. Umarım yanlış anımsamıyorum bunlar da ona ait olmalı. Ha bir de "Toprak Ana"

 

Gogıldan destek almadan yazdım bu isimleri vallaha :wave:

cengizhan'a küsen bulut gün olur asra bedel'in devamıymış hocamız öyle dedi... kitabı okumayı düşünüyorum sadece beğenme durumlarını bilmek istedim cevabın için teşekkür ederim sağol :)

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Nazan Bekiroğlu / Nar ağacı

 

...

 

Onun işte tam da şu sağ omuzunun arkasındaydım. Benim yerim orasıydı. Şefkatle gülümsedim. Suretim görünmese bile tam şu köşedeyim ben. Fotoğraftan içeri seslendim.

 

''Haberin yok, yanındayım''.

 

...

 

Hatırlamak ve tanımak kadar görmek de zaman işiydi besbelli.Onun da düğümü kaderde kilitliydi.

  • Like 2

Share this post


Link to post
Share on other sites

peki fikriniz nedir eser hakkında adıgüzel? Merak ettim.

 

Beni çok sarsmışti. Belki de fazla gençtim o yüzden.. Bir 'kuyucaklı yusuf' da aynı derecede güzeldi. Vaktiniz olursa bir solukta o da okunabilir.

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sabahattin Ali'nin okumuş olduğum ilk eserlerinden bir tanesidir. Aslında bu yıl sonuna kadar okumuş olduğum kitapları tekrar kıraat etme iştiyakı doğmuştu. Fakat programımı değiştirdim. Ve bu yıl sonuna kadar Sabahattin Ali'nin eserlerini kıraat edeceğim.

 

Esere bir solukta okuduğum eserler arasında yer alıyor. Akıcı üslubu ve entellektüel birikimini hissedebiliyorsunuz. Sabahattin Ali'nin üslubu ile Raif Efendinin teşhis ettiğim karakteri, bir çekmecede gizli duran defterin ifşa edilmesi ile çok farklı bir heyecana sebep oldu. Yer yer neden önce bu kitapları kıraat etmediğim konusunda eseri okurken pişmanlıkta yaşadım.Raif Efendinin kendini müdafaa edemeyecek, kendi halinde,kimseyle hasbihâl etmeyen, başta aile efradları olmak üzere herkesin istihfaf ettiği karakter yapısının ardındaki gizli sırlar deşifre olduğunda hayretler içerisinde kalmıştım.. Akıcı bir üslup ve insanın merak duygusunu törpüleyen usta bir kalemin elinde çıktığı bir gerçek. Kitap kıraat edildiğinde ve yanlış olan bir takım olgular süzüldüğünde ortaya çıkan ve benim hissettiğim sevgi ve vefa duygusudur. Bu duygunun izleri Raif Efendinin karakteri üzerinde muhteşem bir şekilde bina edilmiş..Kitabın sonuna doğru bu duyguları daha fazla hisediyorsunuz. Bir tarafta Kürk Mantolu Modanna için üzülürken, Raif Efendinin solan bedeni karşısında, vefanın yanında bir de suçluluk duygusu yer alıyor sanki. Fakat kitap içerisindeki hikayede değerlerime zıt bir yaşam tarzı da söz konusu, bu gerek Raif Efendi'nin hayatında gerekse de Sebahattin Ali'nin hayatında da görebiliyorum. Sebahattin Ali için teşbih ve tasvir üstadı olarak nitelendirebillmek yalnız bir sentez olmaz sanırım. Zira bir insanın biçimsel ve ruhsal yönüne o kadar güzel tesbit ve teşhis ediyor ki, o insanı tahayyül etmek hiç de zor değil. Filhakika, güzel ve gecemi süsleyen bir kitaptı :)

 

Şimdi, sizin de zikrettiğiniz Kuyucaklı Yusuf adlı kitabı kıraat edeceğim. Artık Türk Edebiyatına derinliklerine doğru yol alıyorum sanırım.

 

Hatırlar mısınız bilmem. Sizin tavsiyeniz ile, ruhumda var olan ümitsizlik girdabından kurtulmak için eser tavsiye etmenizi rica etmiştim. Üstâdın eserlerinin ümitsizliğe çare olabilir mi diye bir soru yöneltmiştim. Siz de üstâdın bir takım eserlerinin ümitsizlikten kurtulmak için bir ilaç hükmünde var olduğunu ifade etmişsiniz. Samimiyetinizde zerre şüphe duymadığım şahsiyetiniz, üstadın eserleri benim ümitsizlikten kurtulmama vesile olacak şifayı sunmadı..

 

Saygılarımla

  • Like 3

Share this post


Link to post
Share on other sites

önceden dile getirmiş olmaliyim, kitap muhabbetinden keyif aldığım kadar hiçbir seyden mutluluk duymam. Sizinle bahsetmek de keyif verici. Yalnız şu an telefondan giriyorum ve istediğim işlevsellik söz konusu değil. Inşallah bir mania çıkmazsa değerlendirmemi pazartesi pcden yapayim olur mu..

 

ümitsizlik buhrani üzerine de düşüneceğim.

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

kıymetli gönüldaşim çok özür dilerim ama uzadiya bir değerlendirmede bulunmayacağım pazartesi günü de dahil.

 

Dün bugün anladım ki benim kendim

olmam farklı telakki ediliyor.

 

Size iyi okumalar dilerim.

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Teşekkür ederim gönüldaşım. Müsait olduğunuz bir vakit aralığında uzun uzadıya değerlendirmede bulunup, analiz edebiliriz okumuş olduğumuz eserleri.

 

Sağlıcakla kalınız.

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

bir çeşit mürşid-mürid ilişkisi var ortada. öğütler, nefs terbiye metodları da..

 

İfade ettiğine göre "sadece tekamül yok" o zaman (veya tevhidi tercih)... İslam treninin kalkacağı garı bilip, görüp, gişeye yürüyüp, bileti almaya cüret var fakat trene binme nasibi mi gerçekleşmiyor? E bunada Üstad Sezai Karakoç'un "ve son sözü hep alınyazısı söyler" deyişini anımsatıyor desek yanılmış olmayız sanırım.

 

Tabi Batı aklı "aklının taşkınlığını" dizginlemiş olsaydı, ayrıca bir aydınlanma gerçekleşebilirdi.

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites

Turgut Özal'ın daha önce kaleme almış olduğu fakat henüz yakın zamanlarda bir yayınevi tarafından piyasaya sürülmüş ''Tarih ve Miras'' isimli eseri okuyorum. Eserin dili fazla güncel ve sade bulunmaktadır. Özal'ın böyle bir dille kitap yazmayacağını bildiğim için yayınevinin esere azımsanmayacak bir müdahalede bulunduğu kanaatine kapıldım. Fakat içerisinde önemli bilgiler var, Eser, Truva umranından, Hazreti Fatih'e, Fatih'ten günümüz Cumhuriyetine kadar birçok mevzuyu işlemiş, önemli bahislere değinmiş ve Türk milleti olarak ne kadar geniş bir mirasın varisleri olduğumuzu ortaya koymuş. Malumunuz, Homeros'un İlyada'sından, Mevlana'nın Mesnevi'sinden, usta ozan Yunus Emre'ye, Mehmet Âkif ve onun Safahat'ına, Necip Fazıl'a, oradan da Cemil Meriç'e kadar büyük bir şahsiyet ve eser havuzu var bizim medeniyetimizde. Bunlara sıkı sıkı sarılmamız gerekmektedir. Kitabı bunun idrak edilmesi için faydalı buldum, tavsiye ediyorum.

 

 

İlk ve tek eseri, buna da vakti zamanında başladım. Dehşet tarih bilgisi, bilgiler dizini. Ama malesef bu da yarım kalanlardan..Hayli hacimliydi. Ya vaktim yok vaktim.

 

Mantıktan adını bile söyleyemediğim poriforyus mudur nedir (biliyorum böyle yazılmıyor) isagoci diye bir şey yazmış, sonra beş tümel, al bir adet de İbn Sina. Cins, tür, ayrım, hassa, ilinti. Ahan sadece bunları anladım o eserden.

 

Gel de kitap oku sonra. Bir nefes alsam ahh.

Share this post


Link to post
Share on other sites

TEMEL KONUŞMA TEKNİKLERİ VE DİKSİYON /SIRRI ER

 

VE BU KİTAPTA OKUDUĞUM BİR MEVLANA SÖZÜNÜ PAYLAŞMK İSTİYORUM

 

Dil,tencerenin kapağına benzer.

Kıpırdayıp da kokusu duyuldu mu ne pişiyor anlarsın.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Şu an Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar adlı romanını okuyorum.Biraz zor bir dili olmasına rağmen okunabilir nitelikte bir kitap olduğunu düşünüyorum.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yalan Söyleyen Tarih Utansın - Mustafa Müftüoğlu

 

Yaklaşık üç ay evvel başladığımız yolculukta, on iki ciltlik uzun bir serüven oldu; yer yer katıldığım, yer yer ise şiddetle tenkît ettiğim yerler mevcuttu. İsminin çarpıcılığı apayrı bir bahis zaten. Sokollu'nun haîn gibi gösterilmesi, artık çürümüş bir ırkçı yalanıdır, buna nasıl inandı Mustafa hoca merhûm, bilemiyorum. İlmî açıdan pek öyle kıymetli bir eser değil, onu baştan söyleyeyim. Genelde birtakım eserlerden/hatıratlardan alınan derlemelerle doldurulmuş; Müftüoğlu'nun bizatihi kendi yazdığı yerler, şahsî yorumları ve aktardığı tarihî portreler. Kaynaklar nadîren belirtilmiş.

 

Ciddî mânâda "tarih ilmi"ne ait bir kitap olmasa da, pek çok doğruyu ihtivâ eden ve tarih okumaları için hızlı, ser'i bir başlangıç. En azından ne idüğü belli.

 

Buddenbrooklar - Thomas Mann

 

XX. yüzyılın en büyük yazarlarından biri -kuşkusuz!- Mann'dır. Büyülü Dağ ile başlayan okur-yazar ilişkimiz, bu kitabının okunuşuyla külliyatının tamamlanmasına sebep oldu. 1929 Nobel Ödülü'nü aldığı kitabı neden en sona aldım bilmiyorum; 666 sayfalık, bir destan gibi geldiği için sürekli olarak gözümü korkuttu.

 

Bir ailenin üç kuşak boyunca çöküş öyküsünü anlatan bu harika yapıtı okurken, romanın Mann'ın ilk eseri olduğuna ve henüz 25 yaşında yazdığına inanmak oldukça güç... Özellikle gerçekçi üslûbu ve net betimlemeleriyle çok kaliteli bir eser olmuş, modern klasiklerimiz arasında yer edinmiş.

 

Watt - Samuel Beckett

 

İlk defa Beckett okudum. Joyce'dan ve Musil'den bilinçaltı tekniğine idmanlı olduğum için pek kasmadı. Ancak kara mizahına yer yer katılarak güldüğüm dahi oldu. Olay yok, karakter yok, bol bol saçmalama var, 216 sayfalık bir kafa şişirmece... Eğlenerek okudum.

 

Ve tabi, kitabın sonuna kadar tüm bu anlayamadığım şeylere "imge" dedim ve "vardır bir manası" diyerek geçiştirdim. Kitabın son cümlesi de şuydu:

 

"Yazdıklarımda simgesel anlam arayanların boynu altında kalsın"

 

Keşke kitabın arka yazısını okusaydım, orada da yazıyormuş.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...