mütereddid 254 Report post Posted October 5, 2014 Mahmud Derviş'in kendi sesinden "Ey Eğreti Sözcükler Arasında Yürüyenler!" şiirinin tamamı ve tercümesi: Ey Eğreti Sözcükler Arasında Yürüyenler!IEy yürüyenlerEğreti sözcükler arasında!Sırtlanın isimlerinizi, çekip gidinSaatlerinizi çekin zamanımızdan, çekip gidinDenizin maviliğini, belleğin kumlarınıÇalın dilediğinizce çalınDilediğinizce fotoğraf çekin ki anlayınAnlayamayacağınızıToprağımızdaki bir taşınNasıl öreceğini göğün çatısını...IIEy yürüyenlerEğreti sözcükler arasında!Sizden kılıç, bizden kanSizden çelik ve ateş, bizden et ve canSizden yeni bir tank, bizden taşSizden gaz bombası, bizden yağmurBizim üstümüzde de sizinki gibi gök ve havaHissenizi alın kanımızdan, çekip gidinDanslı yemekli bir akşam partisine gidinBize düşen korumaktır şehitler gülünüBize düşen yaşamaktır dilediğimizceIIIEy yürüyenlerEğreti sözcükler arasında!İğrenç tozlar gibi dilediğiniz yerden geçin amaUçan haşarat gibi dolaşmayın aramızda!Yapılacak işlerimiz var toprağımızdaBuğdayımız var yetiştireceğimizBedenimizin teriyle sulayacağımızSizi hoşnut kılmayacak şeylerimiz var burada:Bir taş ya da bir keklikAlın maziyi, dilerseniz çıkarın elma pazarınaDilerseniz sedef bir sini içindeMabed-i Süleyman’ı geri verin Hüdhüd’eBizimdir sizi hoşnut kılmayacak şeyler: Bizimdir yarınlarYapılacak işlerimiz var toprağımızdaIVEy yürüyenler!Eğreti sözcükler arasında!Yığın kuruntularınızı boş bir çukura, çekip gidinAyarlayın akrebini zamanınKutsal buzağının meşruiyetineYa da tabanca müziğinin vaktine!Bizimdir sizi hoşnut kılmayacak şeyler, çekip gidinBizimdir sizde olmayanlar: Halkı kan ağlatan bir vatanNisyâna ya da belleğe yaraşan bir vatanEy yürüyenler!Eğreti sözcükler arasında!Nerede isterseniz orada oturunAma oturmayın aramızda.Geldi artık çekip gitme zamanınızNerede isterseniz orada ölün ama ölmeyin aramızdaYapılacak işlerimiz var toprağımızdaBurada bizimdir maziBizimdir hayatın ilk sesiBizimdir bugün, bizimdir gelecekBurada bizimdir dünya ve ahiretÇıkıp gidin toprağımızdanDenizimizden, karamızdanBuğdayımızdan, tuzumuzdan, taşımızdanDefolun her şeyimizden!DefolunBelleğimizdeki anılardanEy yürüyenler eğreti sözcükler arasında!Mahmud Derviş Share this post Link to post Share on other sites
hafakan 195 Report post Posted October 8, 2014 “Başkalarını düşün: kahvaltını hazırlarken düşün başkalarını. Güvercinlere yem vermeyi unutma. Başkalarını düşün savaşırken, barış isteyen ötekileri. Su faturanı öderken, düşün sadece bulutlardan su içenleri. Eve giderken, kendi evine, çadırda yaşayanları düşün. Uyurken ve gezegenleri sayarken baş koyacak bir yastığı olmayanları. İmgelerle özgürleşirken sen, konuşma hakkı gasp edilenleri düşün ve uzaktaki ötekini düşünürken kendini düşün ve de ki: Keşke bir mum olabilsem şu karanlıkta… Share this post Link to post Share on other sites
mütereddid 254 Report post Posted October 13, 2014 FİLİSTİNLİ SEVGİLİGözlerin bir dikenyüreğe saplanmış,çıldırasıya sevilen,işkencesine dayanılamayan.Gözlerin bir diken,rüzgârdan koruduğum,ötesinde acıların, gecelerin,derinlere sapladığım.Kandiller yanar ışığınla,geceler dönüşür sabaha.Bense unuturum birden,– göz rastlar rastlamaz göze-,yaşadığımız bir vakitlerkapının ardındayanyana.*Şakırdın sanki konuşurken.İsterdim konuşmak ben de.Dudaklarda hayır mı kalmıştı ki,O bahar gibi dudaklarda!Sözleringüvercin gibiyuvamdanuçtu gitti.Kapımız,sonbahar kadar sarıbasamakları ardındanfırladı gitticanının çektiği yere.Aynalar oldu paramparça,yığıldı içimizeacı üstüne acı.Topladık sesin küllerinigetirdik bir araya.Böylece söyler oldukacılı türküsünü yurdumuzun.Hep birlikte sazın bağrınaektik bu türküyü,evlerin damlarına taş fırlatır gibifırlattık attık bu türküyü,alın, dedik,sancıdan kıvranan kalplere.Oysa her şeyi unuttum ben şimdi.Ya sen, ya sen, sevgili,sesini kimselerin bilmediği!Belki de gidişindir seninya da susmandırsazı paslandıran.*Dün seni limanda gördüm,yapayalnız, yolluksuz yolcu.Bir yetim gibi sana doğru koşuyordum,arıyordum sanki yaşlı anamı.Nasıl, nasıl, yemyeşil bir portakal ağacıkapanır bir hücreye ya da bir limana,nasıl saklanır gurbet eldeve yemyeşil kalır?Yazıyorum not defterime:Limanda durakaldım…En dondurucu kış kadar soğuk gözler gibiydi dünya,doluydu portakal kabuklarıyla ellerimiz.Ve hep çöl, ve hep çöl, ve hep çöldü ardım.*Seni yalçın dağlarda gördüm,kuzularınla, kovalanan çoban kızı.Sen benim bahçemdin,yıkıntılar ortasında.Bendim o yabancı, bendim kapını vuran.Ey gönül! Ey gönül!Kapı kalbimin üzerinde yükseliyordu,pencere, taşlar ve çimentoKalbimin üzerinde.*Seni su testilerinde gördüm,buğday başaklarında,yıkık dökük, parça parça, unufak.Hizmet ederken gördüm gece kulüplerinde,sancıların şimşeklerinde gördüm ve yaralarda.Bağrımdan koparılmış ciğer parçası sensin.Dudaklarıma ses olacak yel sen.Ateş ve akarsu sensin.Gördüm seni bir mağaranın ağzındayetimlerinin çamaşırlarını iplere asarken.Gördüm sokaklarda seni ve ateş ocaklarında,kaynayan kanında güneşin.Ve ahırlarda…Ve bütün tuzlarında denizin.Ve kumlarda…Toprak gibi güzel,yasemin gibi,ve çocuklar gibi.*Ve ant içerim ki,bir mendil işleyeceğim yarına kadar,gözlerine sunduğum şiirlerle süslüve bir tümceyle, baldan ve öpücüklerden tatlı:“Bir Filistin vardı,bir Filistin gene var!”*Gözleriyle Filistin,kollardaki, göğüslerdeki dövmelerle Filistin,adıyla sanıyla Filistin.Düşlerin Filistin’i ve acıların,ayakların, bedenlerin ve mendillerin Filistin’i,sözcüklerin ve sessizliğin Filistin’ive çığlıkların.Ölümün ve doğumun Filistin’i,taşıdım seni eski defterlerimdeşiirlerimin ateşi gibi.Kumanya gibi taşıdım seni gezilerimde.Koyaklarda çağırdım seni bağıra bağıra,inlettim senin adına koyakları:Sakının heykayaları döve döve şarkımı koparan şimşekten!Benim gençliğin yüreği!Benim beyaz kanatlı atlı!Benim yıkan putları!Kartalları tepeleyen şiirleri benim ekentüm sınırlarına Suriye’nin!Zalim düşmana bağırdım, ey Filistin, senin adına:“Ölürsem, ey böcekler, vücudumu didik didik edin!”Karınca yumurtasından kartal çıkmaz hiçbir vakit,yalnız yılan çıkar zehirli yılanlardan!Ben barbarların atlarını iyi bilirim.Bir ben dururum onların karşısında,bir ben,gençliğin yüreğiyim her daim,yüreğiyim beyaz kanatlı atlıların.Mahmud DERVİŞErdoğan, Filistin'li Büyük Elçiler Konferansı'nda bir kısmını okumuştu:https://www.youtube.com/watch?v=qP8ZJjfL1O0 Share this post Link to post Share on other sites
mütereddid 254 Report post Posted February 3, 2015 KİMLİK KARTIKaydet!ArabımKartımın numarası ellibinÇocuklarımın sayısı sekizDokuzuncusu da yoldayaz sonunda burda!Kızıyor musun?Kaydet!ArabımTaş ocağında çalışıyorum emekçi yoldaşlarımlaÇocuklarımın sayısı sekizEkmeklerinitaştan çıkarıyorumgiysilerini ve defterlerini!Sadaka dilenecek değilim kapındaKonağının girişi önündeküçük düşürecek değilim kendimi!Kızıyor musun? Kaydet!ArabımAdım var yalnız, yoktur soyadımÖfkeden köpürerek yaşayanen sabırlı insanıyım bu diyarınZamanın doğuşundanyılların başlamasındanselvilerden, zeytinlerdenotların yeşermesindendaha eskiye uzanır köklerim!Karasaban süren bir ailedendir babamsoylu efendilerden değilVe dedem bir çiftçiydine nesebi vardı ne de şeceresi!Kitap okumaktan evvelgüneşin yükselişiydi bana öğrettiğiEvim bir korucu kulübesidallardan ve kamışlardanRahatlatıyor mu seni bu durumum?Adım var yalnız, yoktur soyadımKaydet!ArabımSaç rengi: KömürkarasıGözler: KahverengiAyırıcı niteliklerim:Başımda kefiye üstünde bir siyah çemberAyalarım adeta sert bir kayatırmalar kim dokunsaAdresim:Sokakları adsızunutulmuş bir köydenim, silahsızTaş ocağındadır, tarladadır tüm erkekleriKızıyor musun?Kaydet!ArabımSen yağmaladın bağlarını atalarımınBenim ve tüm çocuklarımınsürdüğü toprağı sen yağmaladınBana ve torunlarımahiç bir şey bırakmadınşu kayalıklardan başka!Söylendiğine göre hükümetinizbunları da alacakmış, öyle mi?Madem öyle!Kaydet!Kaydet ilk sayfanın ta en başınaNefret etmem insanlardanHiç kimseye saldırmam!Ama aç kalıncatoprağımı gaspedeni çiğ çiğ yerim!Kolla kendini, kork benim açlığımdanKork benim öfkemden!Kolla kendini! Share this post Link to post Share on other sites