Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
nedmanün

İslamiyette Ilim Ve Amel Münâsebeti

Recommended Posts

İslamiyette ilim ve amel münâsebeti

 

Dünkü makâlemizde, “İstediğiniz kadar okuyun, bildiğinizle amel etmedikçe, Allah size mükâfât vermez” ve “Kim bildiği ile amel ederse, Allah ona bilmediklerini de öğretir” [diğer bir rivâyette: “Bilmediği ilme onu vâris kılar”] hadîs-i şerîflerini zikretmiştik. Ayrıca insanın diğer varlıklardan daha mümtâz olmasının îmân, ilim, ahlâk ve takvâ ile olduğunu da belirttik. Allahü teâlâ, bu konuyla ilgili olarak Beyyine sûresinin 6-8. âyetlerinde buyuruyor ki:

 

“Kitâp ehlinden ve müşriklerden inkâra sapanlar var ya, onlar elbette, içinde devâmlı kalacakları Cehennem’dedirler. İşte onlar, yaratılanların en kötüleridirler. İmân edip iyi amellerde bulunanlar ise, işte onlar, yaratılanların en iyileridirler. Onların elbette ki Rableri yanında mükâfâtı, altlarından ırmaklar akan, içinde devâmlı kalacakları Adn Cennetleri’dir. Allah onlardan râzî, onlar da Allah’tan râzîdırlar. İşte bu (mükâfât ve rızâ mertebesi), Rabbinden korkanlara mahsûstur.”

 

Yüce kitâbımız Kur’ân-ı kerîmde, ilme değer verildiği kadar ilim ile âmil olmaya da değer verilmiştir. Kur’ân-ı kerîmde amelin lüzûmu defalarca beyân buyurulmuştur. Nitekim amel hususunda 135 kadar âyet-i kerîme vardır. Bunlardan 25’inde “amel-i sâlih” adı verilen her türlü iyi işden bahsedilmekte, aynı zamanda iyi ve kötü işlerin nelerden ibâret olduğu beyân edilmektedir.

 

O hâlde insanın ilk vazîfesi, Kur’ân-ı kerîmin ve Peygamber Efendimizin talîm ettikleri esâsları öğrenmek ve onlara uygun olarak “amel-i sâlih”te bulunmaktır. İmân ve İslâm esâslarını bilip tatbîk edecek, ibâdet yapacak kadar ilim öğrenmek her Müslüman için zarûrîdir; âkıl ve bâliğ, kadın ve erkek her Müslüman üzerine farz-ı ayındır. Nitekim hadîs-i şerîfte: “İlim öğrenmek erkek ve kadın her Müslümana farzdır” buyurulmuştur.

 

İlim öğrenmek için çalışmak gerekir. İlme başlayan her kimse, zamanında okunması âdet olan ilimleri okumuştur. Zâten hadîs-i şerîfte de: “İlim, ancak teallüm iledir” buyurulmuştur. Bütün İslâm târihi boyunca, ilim öğrenmek için, İslâm âleminin her tarafındaki meşhûr ilim merkezlerine ve şöhretli âlimlerin huzûrlarına gitmek, önemli bir şart olarak görülmüştür. Cenâb-ı Hak, ilmi isteyene, malı ise istediğine vermektedir. Mal ve mülk, herhangi bir kimsenin eline, çalışmadığı halde, meselâ mîrâs yoluyla geçebilir, ama ilim böyle değildir.

 

Cenâb-ı Hak, Kur’ân-ı kerîminde, kendisine (yani Allah’a) îmândan sonra sâlih ameli zikrederek onun önemini açıkça belirtmiştir. Bu konudaki birçok âyet-i kerîmeden bazılarını şöyle sıralayabiliriz:

 

“İmân eden iyi amel (ve hareket)lerde bulunan, namazı dosdoğru kılan, bir de zekâtı veren kimselerin Rableri indinde mükâfâtları vardır.” (Bakara, 277)

 

“Kim Allah’a ve âhiret gününe îmân edip de iyi amelde bulunursa, artık onların üzerine hiçbir korku yoktur. Onlar mahzûn da olacak değillerdir.” (Mâide, 69)

 

“Kim de erkek olsun kadın olsun, (fakat) mü’min olarak iyi amelde bulunursa, işte onlar, içinde hesâpsız rızıklara kavuşturulmak üzere, Cennete girerler.” (Mü’min, 40)

 

“Kim Rabbine kavuşmayı arzû ediyorsa iyi iş yapsın ve Rabbine yaptığı ibâdette hiç kimseyi ortak koşmasın.” (Kehf, 10)

 

“İnanan ve iyi işler yapanlar da halkın en hayırlılarıdır.” (Beyyine, 7)

 

“Asra yemîn olsun ki, insan ziyân içindedir. Ancak inanıp iyi işler yapanlar, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka (onlar ziyândan kurtulmuşlardır).” (Asr, 1-3)

 

Şurası bir hakîkattir ki, okuyan ve okumasından istifâde edebilen insanlar, dâimâ tekâmül kaydederler.

 

Okuma aklî ve fikrî gelişmeyi temîn eder. Burada şunu tebârüz ettirmek gerekir ki, okumak, ilim öğrenmek sadece mekteplerde olmaz. Herkesçe bilindiği gibi, mekteplerde talebeye sadece birer anahtar verilir. Bu anahtarı alan öğrenciler, içerisinde ilim hazînesi bulunan kapıları açtıkları takdîrde, ilim öğrenebilirler. Aksi hâlde, sâdece etiket elde edilmiş ve diploma hammâllığı yapılmış olur. “İlim öğrenmek erkek ve kadın her Müslümana farzdır” hadîs-i şerîfine burada tekrâr dikkatleri çekmek lâzım. Bu hadîste falan okulu bitirmek, filan diplomayı elde etmek farzdır denilmiyor, ilim öğrenmekten bahsediliyor. Binâenaleyh ilim sadece mektepte değil, dışarıda da öğrenilebilir. Zâten mektebi bitirdiği hâlde, ilim tahsiline husûsî olarak, şahsî çalışmalarıyla devâm etmeyen insanlar, boş kalmaya mahkûmdurlar. Kâinâtın Efendisi olan Peygamberimiz:

 

“İki gününü birbirine müsâvî tutan aldanmıştır” buyururlar. Biz, ilim yönünden de iki günümüzü birbirine eşit tutmamalıyız ki, zarar ve ziyândan, hüsrân ve helâktan kurtulmuş olabilelim.

Müslümanın ilmiyle amel etmesiyle ilgili birçok hadîs-i şerîf vardır. Bunlardan birkaç tanesini şöylece sıralamamız mümkündür:

 

“Ey Müslümanlar, ilim öğrenin, ilim öğrenin, öğrendiğiniz zaman onunla (ilimle) amel edin.” (Dârimî, Mukaddime, 24)

 

“Ey âlimler topluluğu, ilimle amel edin, zira âlim bildikleriyle amel eden ve ilmi ameline uyan kişidir.” (Dârimî, Mukaddime, 34)

 

“İlimden istediğinizi öğrenin, fakat bildiklerinizle amel etmedikçe ilmin size hiçbir menfaatı olmayacaktır.”

 

“Dilediğiniz ilmi öğrenin. (Ancak) öğrendiklerinizle amel edinceye kadar Allah sizi mükâfâtlandırmaz.”

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...