Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
Muvazene

Osman Yüksel Serdengeçti'nin Özlediği Âlem

Recommended Posts

Bir âlem özlüyorum; Asrı saadet gibi ebedi faziletlerin, kavi İmanların, temiz vicdanların hüküm sürdüğü bir alem !.. Bu alemin sakinleri, kelimenin tam hakkı ve hakiki manasıyla insan olsun! İçleri huzur, dışları nur ile dolsun!.. Geceden başka karanlık, gök gürlemesinden başka gürültü görmesinler, duymasınlar...

 

 

Bir âlem özlüyorum ki; Orada kadınlar dıştan kızarmasın, boyanmasınlar. Yüzlerine bakınca kızlık ve gerçek kadınlığın kendine has o güzel edepli utancıyla içten kızarsınlar. Kadın sokakta yırtık yırtık dolaşmasın, erkeklerle dalaşmasın. Özlediğim âlemde kadın, sözde inkılâpçıların, sokakta kafeslemek için kafes arkasından kurtardıkları kadın, hayvani ihtirasların dindirildiği bir zevk aleti haline getirilmesin. Dairelerde kadın, zani bakışların, şehevi akışların istilasına uğramasın. Kadın evinin dairesinden çıkmasın. Yuvasının ışığı, evinin aşığı olsun. ‚'CENNET ANALARIN AYAKLARI ALTINDADIR .'' Sözünün sırrına erişsin; ana olsun!...

 

 

Bir âlem özlüyorum ki; Orada erkekler evinden başka hane bilmesin. Aileyi bir gaile, çocuklarını çekilmez bir dert gibi görmesin., bu hale getirmesin. ‚''EVLAT KOKUSU, CENNET KOKUSUDUR.'' Hadisi ile duygulansın. İçi cennet, dışı cennet olsun; cinnet olmasın. Erkek kendi karısından başka kadın, kadın kendi kocasından başka erkek tanımasın, sevmesin. Ailenin reisi olan erkek; ayarlı, kararlı, kavi, metin, vakarlı ve çalışkan olsun. Yuvanın kurucusu kadın; temiz, cefakâr, vefakâr, sabırlı, saygılı, sevimli olsun.

 

 

Bir âlem özlüyorum ki; Orda gençler, orda delikanlılar deli denizler gibi dalgalanıp coşanlar, Mukaddes bir davanın ardında, peşinde koşanlar olsunlar. Âlemlerin Rabbine inansınlar. Küçük dalgaları, dalga geçmeyi, kaldırım sevdasını bıraksınlar. İman cephelerinin sesi susturulmuş, gençlik korkunç bir boşluğa atılmış!.. Kimi kahvelerde zamanı öldürüyor, kimi hayatı rakı şişesinde görüyor, meyhanelerde varlığını kadeh kadeh içip, kendinden geçip, tükeniyor. Kimi sinema ve Tiyatroya düşkün!.. Kiminin aklı ayakta, ayak takımında yer almış. Heyecanı, kanaati bir topun arkasında yuvarlanıyor, bir ağa takılıyor... Böyle gençlik yok benim özlediğim alemde!.. Bet beniz sararmış, gözlerinin altı morarmış, sarsak, çarpık, titrek, başlamadan bitmiş, bitmeden tükenmiş gençler... Ağızları rakı, ayakları ter, donları pislik kokan gençler... Böyle gençler yok bizim alemimizde!..

 

 

Öyle bir âlem özlüyorum ki; Bu âlemde analar –KOCAKARI- babalar, MORUK, çocuklar, ZAMANE, olmasınlar. Nesiller birbirini tanısın, anlasın, sevsin ve saysınlar... Memurlar, amirler asliyetlerini maaşı aslilerine göre ayarlamasınlar. Hiç kimse aslını saklamasın. Bir santim yükselmek için bir metre eğilen başlar, baş olmaktan çıksın. Baş, yerini ayağa terk etmesin. Söz ayağa düşmesin. Dalkavukluğa, riyaya, putlaştırmaya giden bütün yollar kapansın. İsdimlerden, resimlerden, şekillerden el hazer (sakın,sakınınız)... Özlediğim alem, işte böyle bir alem!..

 

 

Öyle bir âlem istiyorum ki; Orada adalet, orada demokrasi, Hazreti Ömer’de tecelli ettiği gibi etsin. Kanunlar az fakat öz olsun. Yabacı memleketlerden roman terceme edilir gibi edilmesin. Yabancı ve yalancı yollardan gidilmesin. Halkın dininden, Halkın vicdanından, Halkın içinden çıksın. Kanunlar hak nizamına uygun olsun. Mahkemelerden ‚''Bu gün git yarın gel'' levhası kalksın!..

 

 

Öyle bir âlem özlüyorum ki; Orada serveti hiç kimse, hiç bir vesile ile şerre alet etmesin, edemesin. Paraya ve paralıya tanınan sonsuz imtiyaz kaldırılsın. Herkes alnının terini, elinin emeğini yesin. Sefaat ve sefalet yan yana yürümesin. Kimse mala mülke ebedi imiş gibi sarılmasın. Onun Allahın bir nimeti olduğunu bilsin, emaneti bu yolda sarf etsin...

 

 

Öyle bir âlem özlüyorum ki; Orada insanlar fani olduklarını bilsinler. Yolcular gibi olsunlar. Her türlü kötü ihtirasını bıraksınlar.'' Mal sahibi mülk sahibi/ Hani bunun ilk sahibi'' hakikatini anlasınlar. Her şeyin ilkini ve sonunu düşünsünler...

 

 

Öyle bir âlem özlüyorum ki; Orada maarif, orada mektepler, terbiye ve telkin müesseseleri olarak cemiyete insan yetiştirsinler. Diplomalı, vesikalı cahiller değil!.. Hocalar gerçek mürşit olsunlar‚'' Beşikten mezara kadar ilim, ilim senin kaybolmuş malındır, bana bir kelime öğretenin kırk yıl kölesi olurum.'' Sözlerinin kudsiyetini takdir etsinler...

 

 

Öyle bir âlem özlüyorum ki; Orada sudan, ayrandan başka bir şey içilmesin, kafa çekilmesin esrar çekilmesin, bıçak çekilmesin. Nutuk çekilmesin...

 

 

Öyle bir âlem özlüyorum ki; Orada neşriyat, Matbuat, kitap, hitap hakka, hakikate uygun olsun. Fertler değil, dertler konuşsun, yazılanlar, neşredilenler milletin alın yazısı, yürek sızısı olsun! Ağızlar ceplere bağlı olmasın. Cepler açılınca açılmasın! * HAKSIZLIK KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR.* Hadisinin yükü altında kimse kalmasın. Yazanlar, basanlar, yazanlar şeytan değil, insan olsunlar. Kâr hırsı, politika hırsıyla hareket etmesinler. Aşağılık duyguları gıcıklayıp, mideleri karıştırmasınlar. Hakka, halka dayansınlar. Baldır-bacak ticareti yapmasınlar, İkiyüzlü paraya tapmasınlar. Ruha ve kalbe hitap etsinler...

 

 

Öyle bir alem özlüyorum ki; Orada insanlar topraktan ayrılmasınlar, küçük ,temiz, mütevazi evlerde barınsınlar. Beton ve çelik kesafetinden, Bina ve zina medeniyetinden kurtulsunlar. Yiyecekleri sade, , giyecekleri sade olsun. Teferruat, merasim ve cali (uydurma) hareketlerle insan tabiatını bozmasınlar. Her şey kendiliğinden gelsin. Her şey kendiliğinden olsun...

 

 

Öyle bir âlem özlüyorum ki; O âlemde milletler, devletler gökteki yıldızlar gibi kendi mahreklerinde seyretsinler. Çatışmasın, çarpışmasın, dövüşmesinler. Ayrı ayrı milletler, renk renk ırklar, tıpkı güneşin ziyaları gibi, bir mihver, bir aşk, bir hakikat etrafında, Halikın (yaratanın) etrafında kendilerinden geçercesine dönsünler...(Newton çarkı gibi) Renkler, ırklar, milletler kaynaşsın. Devletler anlaşsınlar. Bir Allah, bir âlem ve bütün insanlar... Büyük ahenk, büyük din, büyük nizam!..

 

ÖZLEDİGİM ÂLEM BUDUR...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Allah bu yazıyı yazan sayın Osman yüksel' den ve bu yazının tarafımızdan okunmasına vesile olan reyhan kardeşimden de razı olsun. Ne kadar da güzel anlatmış Osman Yüksel Serdengeçti özlediği alemi.Tıpkı bizlerinde tasavvur ettiği gibi.Evet.

BÜYÜK DOĞU GENÇLİĞİ, BÜYÜK DOGU GENÇLERİ...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Selamlar,

 

"Bir kelimeyle bu yazının bütününü nitele" dense "harikulade"den başka kelime seçemem herhalde. Tek metin içerisinde kallavi bir ütopya kitabının ancak taşıyabileceği derin manayı yakalayabilmiş merhum Serdengeçti. Tespitlerin isabetine, yakalanan noktaların ehemmiyetine ve yüzyıllardır beklediğimiz, özlediğimiz toplumun insanlarına, özelliklerine dair ne varsa çerçevelenip muhteşem bir samimiyet ve harika bir ifade kabiliyeti ile bize sunuluşundaki muvaffakiyete karşı ne yapılabilir bilmiyorum. Haberdar olmadığım bu yazı sayesinde merhum gözümde bir kademe daha terfi etmiş bulunuyor (Ben kimsem :) ). Allah ona rahmet eylesin...

 

Saygı ve selamlarımla

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...