Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
gardenya

Sevgi

Recommended Posts

Bazıları [[ben Allah'ı severim; ondan korkmam! ]] der. Bilmez ki, korku, sevginin ta merkezine yerleştirilmiştir. Sevgi korkunçtur. Dağın tepesini seven, uçurumdan nasıl korkmaz! ..

 

Necip Fazıl

Share this post


Link to post
Share on other sites

Necib Fâzıl anlatıyor:

Remzi efendi isimli bir Mevlevî Şeyhini tanımıştım. Gâyet zarif edâlı bir kimse idi. Birgün rastlaştığımızda, bana Efendi hazretleri ile alâkalı şu hikâyeyi anlattı:

İlâhiyyât fakültesinde tasavvuf imtihanı vardı. Dersin hocası ben idim. Abdülhakîm efendi hazretleri mümeyyiz seçilip gönderilmişti. Huzurlarında imtihan başladı. Talebenin birine bir sual sordum. Sualim şu idi:

 

“Tarîkatler arasındaki fârıka ve hususiyyetler nelerdir?”

 

Çocuk: “Hârika ve kerâmette Kâdirîlik, aşk ve muhabbette Mevlevîlik, zühd ve takvâda Nakşîlik” cevabını verdi.

 

"Sen bunlardan birini tercih durumunda olsan, hangisini seçerdin?” diye sordum. Talebe, herhalde, hocasının mevlevî olduğunu düşünmüş olacak ki, bir cemîle yaptı ve:

“Mevlevîliği seçerdim, efendim” dedi. Sormak, talebenin tercih ölçüsünü kurcalamak lâzımdı.

“Niçin Mevlevîliği seçerdin, oğlum?” dedim.

Hemen cevap verip: “Aşk ve muhabbete herşey dâhildir” dedi.

Bu söz üzerine, Efendi hazretleri, çocuğa, “Aferin!” dediler. İmtihan bitti. Çıktık, Efendi hazretleri ile yanyana yürürken, kendilerine:

“Efendim, çocuk hocasının tarîkat olan Mevlevîliği seçti, düşüncesini söyledi ve siz onu, âferin ile takdîr buyurdunuz. Halbuki siz Nakşîsiniz. Sebebini süâl edebilir miyim?” dedim.

İşte o zaman, Efendi hazretleri bana, insan oğlunun elinin, idrâkinin erişemiyeceği şu ince ma’nâyı ikrâm edip:

 

“Çocuk doğru söyledi. Aşk ve muhabbete herşey dâhildir. Şu var ki, Nakşîlerin zühd ve takvâsı, bu aşk ve muhabbeti örtmeğe perde olmaktadır. Çocuk doğruyu söyledi. Zühd ve takvâ ile örtülü aşk ve muhabbeti ayırd edecek kadar derine inemezdi.” Buyurdu

Share this post


Link to post
Share on other sites

sevgi ve korku ayrılmaz bir bütündür üstadın dediği gibi insan sevdiğine layık olmak için elinden geleni yapar yapamayacağım diyede herzaman içinde bir korku vardır.bu isterse ilahi bir sevgi olsun isterse anneye babaya eşe duyulan sevgi olsun sonuçta insan en çok sevdiklerini kırmaktan korkar.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bazıları [[ben Allah'ı severim; ondan korkmam! ]] der. Bilmez ki, korku, sevginin ta merkezine yerleştirilmiştir. Sevgi korkunçtur. Dağın tepesini seven, uçurumdan nasıl korkmaz! ..

 

Necip Fazıl

 

 

İnsan korktuğu şeylerden kaçar, Korktukça yaklaştığı tek Allah-u Teala'dır. korktukça O'na yanaşır insan...

üstad'ın da dediği gibi, korku sevginin merkezindedir.. Gerçekten çok güzel.. Bizimle paylaştığınız için Teşekkür ederiz.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bu yazıyı üstadın kitaplarından birinde okumuştum ama hangisiydi hatırlamıyorum,çok ince bir mevzuudur bu.Benim Nakşî büyüklerinde en çok dikkatimi çeken aşk ve muhabbeti zirvede yaşamaları onları içtimaî hayattan koparmamış hiçbir zaman ve içlerindeki bu aşk ve muhabbet büyük bir feraset ve tahkikî imanla yoğrulmuş akılla dengelenmiş,gerçekten tasavvufta erişilmesi gereken olgunluk budur işte ve en güzel örneği de Allah Rasulü (s.a.v.),zahiriyle de batınıyla da insanlara en güzel örnek olarak gönderilen sevgili Peygamber(s.a.v.),Allah şefaatlerine nail eylesin.

Share this post


Link to post
Share on other sites

selamlar,

 

yukaridaki alintilar ustadin -o ve ben- adli sahaserinden, bende simdi cok etkilendigim bir olayi buraya alinti yapmak istiyorum,

 

HAS iSiM

 

varligin tacina dair,zonguldak'ta yazdigim yazi soyle basliyor:

-Ya (M........!)

noktali yerde O'nun ismi,has ismi.. Mukaddes has isim... Yani mukaddes isme,nida siygasiyle hitap ediyordum.

--Onu cikar oradan buyurdular; Allahin Resulune,has ismiyle ve nida siygasiyle hitap olunmaz.--

-nicin efendim?

--Haya meselesi!... Allah bile Kuraninda,Sevgilisine,has ismiyle nida ederek hitap etmedi--

Buyuk sir karsisinda yandim kül oldum.Bizzat Allahin haya gosterdigi sir...

-Kuranin hic bir yerinde boyle bir hitap yokmu?

kisa ve sert:

--hic bir yerinde!--

gercekten 'de ki' manasina gelen 'gul' kelimesiyle baslayan bir cok ayette,bu hitaptan sonra isim gelmedigi,gozumun onunden geciverdi.buna karsilik, bircok tefsircinin ''de ki ya M........'' diye kullandiklari kliselerdeki kabalik icimi butkuttu.

nfk.

Share this post


Link to post
Share on other sites
gercekten 'de ki' manasina gelen 'gul' kelimesiyle baslayan bir cok ayette

 

ufak bir ayrıntı..arapçada "g"harfi yoktur. dolayısiyle 'gul'diye bir tabir de olamaz.'kul', yani de ki...bizim imamların bazısı da bu şekilde okuduğu vakitler oluyor,resmen harf katliamı yapıyorlar..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...