Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
buyukdogu

Üstad, Tek Parti Ideolojisi Ve Ideologları

Recommended Posts

Bizce Üstad' ın tüm hayatı boyunca mücadele ettiği, kafa patlattığı, zaman ve mekan tanımadan üstüne yürüdüğü tek parti ideolojisinin ve tek parti ideologlarının günümüz Türkiye'sinde karşılığı nedir, ne değildir, kimdir?

 

Biz bu ideolojiye ve ideologlara karşı fikri aksiyonumuzu sürdürebiliyormuyuz?

Share this post


Link to post
Share on other sites

Selamlar,

 

Tek Parti İdeolojisi, yüzyıllardan beri gelen çürüyüşümüzü ve tanzimat sonrasında batıya teslimiyetimizi en son raddeye vardıran cereyandır. Bu kuru taklit metoduyla batıya intisab etme sevdası yüzünden, binlerce yıllık bir kültürü kökten ortadan kaldırıp bizi kimliksiz bir yığın haline dönüştürmeyi amaçlayan bu cereyan, kültür hamurumuzu yoğurarak bizi biz yapan, en büyük hakikatleri sınırlarına hapseden ve tam bir coşkuyla bağlandığımızda bizleri hem dünya, hem ahiret saadetine erdirecek olan, insanlığın asıl ve yegâne kurtuluş reçetesi İslam dinine de, bu aşağılık kompleksi sebebiyle cephe almış ve pörsüyüşümüzün faturasını yegane mazlum olduğu halde mücerred İslam'a kesmiş olan, küfür diktatörlüğü zihniyetini temsil eder. Bugün, bağnazca o diktatörlük günlerinin hayallerini gören ve bizi tamamıyla batı istikametine çevirerek şahsiyetsizleştirmeyi hedefleyen, ve çağlarüstü İslam bütünlüğüne karşı yüz(lerce) yıl öncesinin pazarlamacılığını yapan hakiki hazımsız gericileri, onların aciz varisleri olarak görüyorum. İsim vermeye gerek yok, zira mücerred planda suretini resmettiğimiz tipe kimleri dahil görüyorsanız, onları "üstadın savaştığı tek parti zihniyeti"nin temsilcileri olarak kabul edebilirsiniz. Herşey bedihidir. Bu arada üstad tek parti zihniyeti dışındaki bazı cereyanlarla da mücadele etmiştir elbet, fakat sual bu şekilde geldiğinden bu kadarını resmetmeyi yeterli görüyorum.

 

Fikri aksiyonumuzu bir şekilde sürdürmeye çalışıyoruz bence, fakat başta üstad çapında bir liderin yokluğu hissediliyor. Fakat üstadın doğumu için çabaladığı o gençliğin temsilcileri sayesinde olsa gerek, eskiye nazaran daha pozitif bir durumda olduğumuza kaniyim. Mühim olan performansımızı fert fert arttırmak ve her zaman için azami bilinç seviyesinde daha iyiye ulaşmaya çalışmaktır. Zirveleri dahi yükseltmek... Gaye budur.

 

Saygı ve selamlarımla

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bugün geldiğimiz nokta göstermiştir ki: Büyük Doğu mektebinden çıkanların pek çoğu siyasi kimlik olarak Türk milliyetçiliğini benimsemiştir. Lakin Üstad'ı hususen ve muhabbetle okuyanlarca bilinir ki; O, Türk'ün ruh kökünden bahsederken, Son devrin din mazlumlarını yazarken, dikta-cunta-milli şef yayılmacılığını teşhir ederken milliyetçilik tabanlı bir aksiyon sergilememiştir.

 

Tanzimat'tan Cumhuriyet'e uzanan çürümeyi, İslam'a kuduz köpek gibi saldırmayı, mayamızı deşmeye kalkanları, Milli mücadelenin bile kurulu mekanda kazanıldığını yazarken hep ama öz ruhtan beslenmiş, Kemalizm'i millete şırıngayla veren sisteme başkaldırmıştır.

 

Üzerinde durmamız gereken budur. Ne Sakarya Türküsü'ne yaslanmak, ne onu şiirden ibaret saymak, ne de Çile'yi ezbere bilmektir. Tek parti ideolojisine karşı yek vücud, yek fikir, yek yürek olmadıkça;

 

Üstad'ın, Sezai Karakoç'un özlemlediği Doğu dirilmeyecektir.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Yaşasaydı şayet:

 

Bugün düzenlenen ve manada İslam'a saldırmaktan başka bir gaye gütmeyen Cumhuriyet mitinglerine Öfke ve Hicv' in en muazzamını yazardı sanırım.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Zaten türk milliyetçiliği Almanyadaki ırkçılığın aksine kafatasçı değildir. Bir dönem hatırlarsan hitlerin "kavgam" adlı kitabının her yerde reklamı yapılmaktaydı. Bu kitapla, Türk Milliyetçiliği ile Alman ırkçılığı aynıymış gibi gösterilmek isteniyordu. sonrasını hatırlayalım: "birinci tehdit yükselen milliyetçilik." denildi daha sonra malum olaylar yaşandı. Türkiye'de alt kimlik üst kimlik saçmalığı ortaya çıktı. Sonrasında Osmanlının son döneminde ki gibi millet "TÜRK" kelimesinden korkar oldu. Daha neler neler.. Demek bunlar ülkemizde oynanan oyunlardı. TÜRK MİLLİYETÇİLERİ hiçbir zaman ırkçılık yapmamışlardır. Bu noktada milliyetçi otoritelerin hiçbiri ırkçılık üzerine konuşmamışlardır bilakis kucaklayıcı olmuşlardır. Bahsettiğiniz gruplar kendilerini ATATÜRK MİLLİYETÇİSİ OLARAK tanımlamışlardır. Ve çok tuhafdır bir dönem! meydanları kasıp kavuran bu kitle sonrasında yok olmuştur. Demek bunlar da birtakım oyunların kahramanlarıydı. TÜRK MİLLİYETÇİLERİ; islamın izin verdiği son noktaya kadar milliyetçi, vatanına, milletine, bayrağına yürekten bağlı, aksiyoner insanlardır. Necip Fazılın ülkücülerle ilgili tespitlerine dikkat!!!

selametle..

Share this post


Link to post
Share on other sites

TÜRK MİLLETİNE BEYANNAME

"MHP'nin lideri Alparslan Türkeş, 1977 seçimi eşiğinde nefsinin ve partisinin hesabını şöylece vermek mevkiindedir:

1 - Alparaslan Türkeş, yatalak bir idareye karşı, fikirsiz bir hareket saydığı 1960 ihtilâline, başta, sırf bir fikir yönü vermek ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin ihtilâli sömürmesine mâni olmak için katılmış fakat bu gidiş önlenemeyince uzak kalmış, Türk Milleti ve tarihinin ihtilâl kadrosuna biçtiği suçluluk dairesinin dışında kalmayı ve ibrasına nail olmayı şart bilmiştir.

2 - Alparslan Türkeş ve Parti'sinin dünya görüşü, ruhî muhtevaya bağlı milliyetçilik olarak metbûluğu (bağlı olunan) ruha ve tabiiliği milliyete veren bir anlayış içinde tek kelimeyle İslâm imanıdır.

3 - Alparaslan Türkeş ve Partisi, milliyetçiliği, içi kevserle dolu bir kâse şeklinde görür, ana kıymeti kâsede değil, kevserde bulur ve o kevserin nûrunu ışıldattığı nispette kâseye değer verir.

4 - Alparslan Türkeş ve Partisi, bugün en keskin bunalımını yaşayan insanlığa yol gösterici istikamet oklarını, Kâinatın Efendisi'nce getirilmiş ruh ve ahlâk ölçüleri olarak ilân eder ve tasarılarını, hasretlerini, her şeyini bu inanç mihrakında toplar.

5 - Dostluk ve düşmanlık kutuplarımızı tâyinde kıstaslarımız şudur ki: Ferd, zümre, sınıf ve makam olarak her kim ve her ne olursa olsun, Hakk'ın düşmanları düşmanımız, Hakk'ın dostları dostumuzdur.

Türk Milletinin maruz bulunduğu derin bunalımın tarihî gelişmesi bakımından yöneticilerin Türk Milletinin dert ve ızdıraplarının sebeplerini teşhis edemediklerini, tedbir ve çarelerde revizyona tabi tutamadıklarını ve taklitçi kaldıklarını görüyoruz.

Türk'ün ruh köküne inmeyen ve bağlanmayan her tedbirin temelsiz kalacağı inancındayız.

1977 seçimlerinin eşiğinde, başta milliyetçi, mukaddesatçı Türk gençliği bulunmak üzere, Alparslan Türkeş ve Partisinin hüviyeti bu satırların ifade ettiği derin mânalardan ibarettir."

 

ALPARSLAN TÜRKEŞ

MHP GENEL BAŞKANI

 

 

Onu da benim beyannamem takip etti:

 

BEYANNAME

M.H.P. Genel Başkanı Alparslan Türkeş'in "Türk Milletine Beyannamesi"ni okudum.

Pılı-pırtı odalarının raflarında dizili, kapağı arkasına devrik ve içi boş, hattâ süprüntü dolu teneke konserve kutuları halindeki partiler arasında, bugünden itibaren MHP, nazarımda bambaşka bir mâna ve hüviyet sahibidir. Onu, müslümanlık ve Türklüğün gerçek hakkını vermeye namzet bir topluluk olarak anıyor ve canımın içinden selâmlıyorum.

Bu beyanname, tâ Cava'daki mü'minle Amerika'daki zenci müslümana kadar bütün İslâm âlemini ihtizaza getirecek ve oluş dâvasını temellendirecek kıymette tarihî bir hâdisedir. İdeal yumağımızın her lifini içinde saklayan bir tohum... İslâm âleminin Türkiye'den beklediği zuhur ve tecellinin tohumu...

Türkeş beyannamesinde dört ana esası, bir binanın dört direği halinde vazetmektedir:

1 - 1960 gece baskınının sorumluları arasında değildir.

2 - Posa ve kabuk milliyetçiliğinden uzak ve ruhî muhtevâya tâbi mânada milliyetçidir.

3 - Başını dayadığı tek ruhî muhtevâ, yine tek kelimeyle ve bütün ölçüleriyle İSLÂM'dır.

4 - Son 150 yıllık taklit devremizin bütün sahtekârlıklarını tezgâhlayacak ve gerçek oluşu billûrlaştıracak bir tarih (revizyon)una taliptir.

Ne Mebus, ne Senatör, ne Bakan, ne şu, ne bu !.. Allah'ın bana biçtiği manevî makam ve memuriyeti bunlardan hiçbiri tercüme edemez. Bu bakımdan en canhıraş ihlâs ve hasbîlik kürsüsünden haykırıyorum: 40 yıllık mücadele ve yepyeni bir gençlik inşası hayatımda, bugün, bu beyannameden, bu beyannamenin sahibine ve partisine taktığı şeref ve mesuliyet bâzubendinden sonra, artık, emin olmaya yakın bir ümid nefesi alabilirim.

150 yıldır hergün biraz daha artıcı bir hasretle kurtarıcısını bekleyen Türk Milletine "beklediğin geliyor!" müjdesini vermenin ilk ümid günü bu tarihî ândır.

"Emin olmaya yakın ümid" ışığının çaktığını gördüğüme ve bu ışığı nice defa hayâl edip de karanlıklara düştüğüme göre, bundan böyle yeni inkisarlara tahammülü kalmıyan yanık yüreğimi, dâva yolunda en küçük istikamet hatasına razı olmaz bir hassasiyetle bu beyannamenin halkaladığı sıcak avuçlara bırakıyor ve 40 yıllık emeğimin semeresini bu çevrenin aksiyoncu ruhundan bekliyor ve istiyorum!

İçi alev alev müslüman, dışı pırıl pırıl Türk ve içi dışına hâkim, dışı içine köle, yeni Türk neslinin maya çanağı olmak ehliyeti hangi topluluktaysa ben oradayım.

Allah'ın inayeti ve Resûlünün ruhaniyeti bu yoldakilerin üzerinde olsun!..

 

NECİP FAZIL

Share this post


Link to post
Share on other sites

idea: düşünce

logy: bilim

 

ideoloji: düşünce bilimi

 

 

Kur'an-ı Kerim:İslam inancının kutsal kitabı

Share this post


Link to post
Share on other sites

Pek çoğumuzun malumudur. Geçenlerde Ak Parti milletvekili Anayasa Profesörü Zafer Üskül bir beyanat verdi. Anayasadan ideolojik tanımları ve ideolojik renkleri çıkaralım diye. Hemen tek parti ideolojisinin ideologları atıldı:

 

Bunun adı laik düzeni yıkmaktır, İran'a dönmektir vs vs. Halbuki bu olması gereken bir şeydir, olmalıdır. Bir partinin temel tüzüğü, aynı zamanda bir devletin anayasasının temelini teşkil etmemelidir. Bu sadece Kuzey Kore'de ve İran'da vardır.

 

İşte Üstad bu sıkıntıyı, bu meseleyi yıllar önce yazmış, anlatmış ve bunun uğrunda eziyetler çekmiştir.

 

Bir partinin ideolojisi, bir devletin ideolojisi olmamalıdır. Bir partinin kurucu tüzüğü, bir anayasanın temelini teşkil etmemelidir. Bilmiyorum sizler ne dersiniz?

Share this post


Link to post
Share on other sites

Üstad'ın Son Devrin Din Mazlumları adlı kitabında anlatılanlar tartıştığımız konuyla bağlantılıdır. Cumhuriyet'in kurulmasından sonra başlayan ve tek parti ideolojisinin bir enjekte misali Anadolu halkına şırınga edilmesi; Türkiye'de ortaya çıkan etnik sorunların tetikleyicisi olmuştur. (Şeyh Said olayı, Dersim faciası v.b.)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Evvela konunun açılışı vesilesi ile şunu dile getirmek lazım: Başlığa bakarak yorumlarımızı sadece başlığın çerçevesine sığdırıp kurtuluşu tek partiye zihniyetindekilere karşı mücadelede görmek şahsi fikrim olarak müsbet bir yanıt olmayacağıdır.Bu yüzden genel bir değerlendirme yapmayı uygun gördüm.

 

Üstadın bir bahsi vardır, boru sesi diye, yazıda, çalan boru sesiyle uyanan insanların etraftaki herşeyi nizamına uygun bulmakta.Beklenilen nizamın pırıltıları nefislerinde bile yaşamaktalar. Burada üstadımız düzelmemizi resmetmiş ve boru sesinin öncesi bilindik manzaralar iken boru sesinden sonrası ise beklediğimiz nizam ölçüsünde olmuştur. Ama oradaki mucize, boru sesidir. Netice itibariyle gerçeklerle yüzleşip yorumlarımızı yaparsak şöyle dememiz mümkündür: Üstadın yazısındaki gibi ani bir değişikliği bizlerin görmesi imkansız gibi.işe şuradan bakarsak daha net anlayabiliriz: Mucize 610 yılında alemlerin efendisi ile geldi.Ve değişiklik jilet keskinliğinde oldu.Bundan sonra ise yüzyıllar geçti ve heryüzyıl bizlerin çürümesi için geçiyor halde idi.Ve 1950lerde ise tek parti ile bunu yukarıda belirtildiği gibi ayyuka, zirveye çıkardı.cemiyet planındaki çürümemizden tutunda aklımıza gelen tüm sahalarda bizler en sefih hale düştük ve berbatlığın mahkumu olduk.Fakat 1950 sonrasından günümüze kadarki devirde ise, 1950'den 610'a bantı geri sardığımızda, düzelmenin sarmadan önceki(610dan 1950 ye gelirkenki) bozulma hızına yakın olduğunu söyleyebiliriz. günümüzü şöyle resmedersek yerinde olur: Bir uçağının az bir tohumu,( o tohumun, tarlanın yüzde birlk bir kısmına yeteceğini bilerek) tarlaya serper ve tarlada ara ara çıkan tomurcuklar da ileride ağaç olup bir günde tarlayı kaplayacaktır, şu anda da zaman mevhumu vatanımızın üzerine tohumu serpmiştir fakat birisi doğuda, diğeri kuzeyde bu tomurcukların. İş bunları toparlamakta.İnşallah o günde gelip birlik olunup istediğimiz nizamın net adımları atılacaktır.

 

Fakat buradaki meselemiz tek parti zihniyeti değildir, onlar bu işin bugünkü temsilcileri konumundadır, mesele ise perde gerisindekilerdir. Onu yıkmak lazım.Aynı zamanda kaba softa ham yobaz anlayışı yine bunun yanında yapılacaklardandır. FAkat düşman saflarında olan çoktur, mesele ise düşmanlara saldırmak değildir, düşmana saldırmakla bitmez(şartlar ise burada belirleyicidir) mesele doğru olan işi yapmaktır.Fikrimizi ve zikrimizi bir tutup birlikte olmaya gayret göstermek.En basit ifade ile çalışmak.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bunun sebebi, 'laiklik onlarda var, bizde neden olmasın?' düşüncesinden kaynağını alan aşağılık kompleksi aksesuarlı sümüklü bir öykünüştür. Acaba ismindeki konuda bu meseleye değinmiş arkadaşlar, güzel bir başlık olmuş.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Açıkçası pek bir umudum yok, geçen yıl Ferhat Sarıkaya'yı insanlıktan attılar bir iddianame hazırladı diye. Zafer Üskül ne dediğine bakılmadan linç edildi keza Atilla Yayla'da öyle, bugün ise Hayrunnisa Gül'ün başörtüsü Sophia Loren tarzı mı olsun başka bir türlü mü olsun saçmalığını tartışıyoruz. Bu saçma-sapan yargıyla bilim yerine zulüm üreten YÖK'le ve bu basınla birşey değişmez diyorum ama içimde hep bir umut var az olsa da. Bir gün mutlaka biz de özgür, müreffeh bir ülke olacağız birgün mutlaka ama o günü ben görürmüyüm işte o muamma.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Mümtaz arkadaşım tam olarak ifade etmesede; bürokratik oligarşiye değinmiş aslında. Bu oligarşi bazen olağan yasamaya, bazen yürütmeye, hatta yargıya-hukuka rağmen yetki alanını aşıyor.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Aslında çürümenin Kanuni sonrasında başladığı aşikâr. İktidarın, dinin pratiğine müdahalesi, onu şekillendirmesi o zaman başladı.

Share this post


Link to post
Share on other sites

kardeşlerim asıl mevzuu geçmişe bakıp onu hırpalamaya çalışmak böylece çocuksu avuntular elde etmek değildir.ki yaptığımız tam da budur.mevzumuz Üstad'ın ifade ettiği gibi Türkü hayat özüne kavuşturmaktır.Üstad'ın ifade ettiği ve kendisinde topladığı "aksiyon adamı" kimliğinin gereği budur.sizler tek partinin,türkün,cumhuriyetin,demokrasinin,laikliğin vs. ne olduğunu bilen ve bu bilinçle yetişmiş insanlarsınız. kanaatim eski defterlerle vakit kaybet değil,türkün tarihine şanlı sayfalar eklemek olmalıdır idealimiz.Üstad'ın düşünü gördüğü gençliğin fertleri olmaktır.bunun için ince işçilik örneği taktik ve strateji lazımdır.ne yapabiliriz?

 

 

not:aranıza yeni katılmış biri olarak sürç-ü lisan af ola.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Şimdi Fatih kardaşım demiş ki: "Kardeşlerim asıl mevzuu geçmişe bakıp onu hırpalamaya çalışmak böylece çocuksu avuntular elde etmek değildir ki". Elbette geçmişi kurcalamak bir avuntu ve boş hayaldir. Fakat Üstad'ın ve onun aksiyonun oluş sebebi, gelişimi ve açılımı bizim için ana tohumdur.

 

Biz onun aksiyonu dahilinde ve şahsi düşüncelerimizi yoğurarak birşeyler üretmeye çalışıyoruz.

Share this post


Link to post
Share on other sites

eğer böyle düşünüyorsanız size diyecek birşeyim yok.Üstadın aksiyonunun sebebi,gelişmiş bir şekilde karşımızda dururken onun aksiyonunu ögrenmeyle ilgilenen bir gençlik.kabul etmeliyiz ki üstadın oluşturduğu iklim bize mücadelede pozitif katkı yapması gerekirken hepimize ilginç bir tatmin ve esas olanı SARHOŞLUK vermektedir.kendi aksiyonumuza baktığımızda üstadın "marka müslümanlığı" tabiri üzerinde düşünmemiz gerekir.zira üstad kendi kuşağını ve önceki kuşakları bu kavramla suçlamıştır ki doğru olduğuna hiç şüphe yok.üstad,mücadelede kendini geride bırakmış bir gençlik hayal etmiştir.esası "HAK RIZASI"dır ayrı dava.ayrıca ilk iletide sorduğum soruya cevap alamadım.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...