Üstada Cevap

[ARIYORUM 1]

Üstad Necip Fazıl’a Cevap (bu yazıdan sadece bir bölümdür)

Mehmet Şevket Eygi (Milli Gazete)

 

18.12.2005

SANIRIM yıl 1970’ti. Avrupa’da sürgünde bulunuyordum. Bir gün İstanbul’dan bir mektup geldi. Ekinde Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in bir yazısı bulunuyordu. Bu yazıda bendenizi tenkit ediyor, serzenişte bulunuyordu.

O tarihte sahibi bulunduğum Bugün Gazetesi çıkıyordu. Bir yazı kaleme aldım, bunda kendimi müdafaa etmedim, Üstada şu mealde bir cevap verdim:

“İslâm büyüklerinden Süleyman Dârânî Hazretleri şöyle buyurmuştur: “Bütün dünya halkı beni kötülemek hususunda bir araya gelseler, benim kendimi kötülediğim kadar kötüleyemezler...” Ben de bu büyük zatın sözüne uyarak tenkitleri kabul ediyorum.”

Merhum Necip Fazıl Kısakürek benim büyüğüm ve üstadımdı. Yaşça büyüktü, makam ve mevkice büyük. Biz onun yazılarını okuyarak yetişmiştik. Bendenizi tenkit ediyor diye, üzerimdeki bunca hakkını inkâr ederek terbiyesizlik mi edecektim? Tenkitler ve serzenişler doğru veya yanlış olsun, bir üstada cevap vermek doğru kaçmazdı.

Bu hadiseyi anlatmakla, kemal sahibi olduğumu iddia etmiyorum. Kâmil olmadığımı bilecek, anlayacak ve idrak edecek kadar aklım vardır.

Ben görmedim ama Üstad benim yazımı okuyunca memnun olmuş, “Aferin!” demiş.

İslâmî ahlâkın ve bilgeliğin temel ilkelerinden biri de “Büyüklere hürmet etmek, küçüklere şefkat beslemektir.” Peygamberimiz “Büyüklerimize saygı göstermeyen, küçüklerimize şefkat ve merhametle muamele etmeyen bizden değildir” buyurmaktadır.

 

Mehmet Şevket EYGİ yazılarına buradan ulaşabilirsiniz

 

Selametle...

[Cile54 23]

Evet, sahip olunması gereken edeb , ahlak hakkında güzel bir fikir vermiş bize Mehmet Şevki.

 

Bu konu ile ilgili aklıma gelen bir olayı sizinle paylaşmak istiyorum.

İstanbul'un Manevi Fatihi Akşemseddin Hazretleri, Büyük Veli Hacı Bayram Hazretlerine talebelik için gelir. Fakat herkes kazma ve kürek ile çalışmaktadır. Kimse Akşemseddin'i dikkate almaz, çünkü hocaları Hacı Bayram hiç bir tepki göstermemiştir. Bunun üzerine Akşemseddin hazretleri orayı terketmemiş, o da eline kazma alarak başlamıştır çalışmaya. Yemek vakti geldiğinde herkese Hacı Bayram Hz herkese bir tas yemek dağıtmıştır fakat Akşemseddin Hz. ne tabak vermemiştir. Daha sonra son tas yemeği de köpeğin önüne koyan Hacı Bayram Hazretleri kendi tabağını almış ve köşesine geçmiştir. Bunun üzerine Akşemseddin, Ey nefis, sen bu tabaktan yemeğe layıksın der ve köpeğin tabağına meylettiğinde Hacı Bayram-ı Veli, "Gel, Gönlümüze girdin, benim soframa gel der."

Buradaki olaydaki gibi, büyüklerin hallerinden, sözlerinden sual olunmaz, diyorlar ise, yapıyorlar ise vardır elbet bir bildikleri.

 

Selametle...

[ARIYORUM 1]

Allah razı olsun

Çok güzeldi

[NFK-Fan 285]

Selamlar,

 

Mehmet Şevket Eygi burada en akıllıcasını yapmış, eğer cevap verseydi Üstad'dan unutulmaz bir tokat yiyebilirdi. Malum, polemiklerde son sözü daima Üstad söyler ve dillere destan bir bitiş olur bu.

 

Diğer yandan bu yazıda bahsedilen noktaya riayet edilmesi de hakşinaslıktır.

 

Gerekeni yapmış M.Ş.Eygi, yapması gerekeni yapmış...

 

Saygı ve selamlarımla

[gardenya 11]

“Büyüklerimize saygı göstermeyen, küçüklerimize şefkat ve merhametle muamele etmeyen bizden değildir”

İslam ölçüleri ne güzel koymuş,bu ölçüler sayesindedir ki evlerimizde güven içinde oturabiliyoruz.Bu ölçüler sayesindedir ki birbirimizle arkadaşlık edebiliyoruz ve güvenecek ,acıları ve sevinçleri paylaşacak birilerini bulabiliyoruz.İslam'dan nasibini almamışların hali de ne acıdır ki İslam'ın sunduğu bu güzelliklerden mahrum kalarak sefil bir hayat yaşıyorlar.İçinde bulunduğumuz nimetin bir farkına varabilsek,ne mutlu müslüman olana!

Müminin her hali hayırdır ,ne mutlu!

İslam terbiyesi almış insanlar -yukarıdaki hikayede anlattıklarınz gibi-insan olmanın asıl manasını anlatıyor bize ve İslam 'da insanın gerçek manasiyle insan olacağını.Elinize sağlık arkadaşlar.