Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Mustafa Cilasun

* Mustafa Cilasun Şiirleri *

Recommended Posts

Ona uzanmak bir hayaldi!

 

 

Artık

Tahammülüm tükenmişti,

Gözyaşlarım kendiliğinden boşalıyordu.

 

Yıllar

İçinde derlediğim o sabır,

Kanaatin fevkinde demlediğim iki satır,

 

Çok

Dirensem de ve yinede

Düğümleniyordu ne hikmetse boğazıma.

 

Ne sevdayı,

Ve nede hasreti kavlince,

İçtenliğin tüm çeperleriyle yaşayamadım.

 

Aşkı anmak

Ve ona uzanmak hayaldi,

Fakirliğimin her yumağında çile yanımdaydı.

 

Fark

Edeceğiniz üzere ben,

Mali fakirlikten söz etmiyorum, kalbi sezişten.

 

Uyurken,

Kalbin hoş fevkinden,

Ruhun ikliminde ki suhuletli güzelliğin halinden,

 

Sevmeyi

Yar için hasretmekten,

Onun kristalliğinden söz ederken öteler dilinden,

 

Ülfetin,

Kadre misali sahifelerinden,

Sevmek adına, varlığından vazgeçmekten dersem,

 

Hamiyeti,

Zarafetin her şartını,

Nisa kimliğinde ki hilkatli yakarışı anlatırım derim.

 

Bu minval üzerine,

Kalbi fakirliğimi zikrederim,

Ayrık otu misali nefsimle ben her vakit dertliyim.

 

Meşveret için,

Hikmete ram olmak niçin,

Vuslat adımları kimin iradesiyle bir seçim dersem,

 

Halimin

Fakirliğine avdet ederken,

Ömrün kalan sahifelerinde ve takatsiz nefesimle…

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Nefesimle anlamlaşan an!

 

 

Şimdi

Yıllara sâri yorgunluğumu

Kime ve hangi gerekçelerle anlatmalıydım.

 

Açılacak

Sahifelerden ne ummalıydım

Dost kimliğinden o vefayı kime sormalıydım.

 

Bahaneler

İçinde yozlaşan muhabbeti

Kim için hangi kalbi itminanlıkta dilemeliyim.

 

Zaman

Her serzenişin hıncıyla akan,

İnsan kimliğinde gereğince anlaşılmayan o an,

 

Nice

Badı sabahlar geçti işte,

Hissedilmeyince, işitmenin hakkı bilinmeyince,

 

Görmek için,

Nefesler sahibinden arî ise

Kimliğin her rengi bir fark olarak addedilecekse,

 

İnsan,

Arzın sefilliğinde hederse,

Tahakküm edenlerin emrinde nefeslenen esirse,

 

Elden

Gelen için gayret edilmeyince,

Tıkınmak için türlü bahaneler göz önünü gelince,

 

Şimdi

Biz kime ne diyelim bir söyle,

Tesirin sahibi belliyse, niyet sadece avuntu içinse,

 

Kalp,

Sahibinden azade çileyse,

Ruh kendi insicamında mahkûm bir zavallı ahitse,

 

Kim kimin

Derdindedir haydi sen söyle,

Vakit gelince, nefesler tükenince, o an ürpertiyle,

 

Kaldım

Yine yalnızlığın çorak ikliminde

Hazan resmedince, rüzgâr sert esince titreme işte!

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Renklerinde eridiğim öğüt!

 

 

Yıllar hicranla

Ve ardı sıra acımadan geçerken

İçimde derlediğim bir iki kelam acı veriyor.

 

Ne kadar

Sorsam da sudur eden acıyı halime,

Kalbimin rikkatinde ki boşluk hüzün veriyor.

 

Ruhum

Bilinçsizliğin kadrinde çabalıyor,

Zihnim yozluğun ikliminden hamiyet diliyor,

 

Dillenen şefkat,

Nereye kadar hasbi deva oluyor,

Fırsat bu kadar mı acımasız kalbi ihata ediyor,

 

Kimliğin,

İnsan olmakta aranan haysiyetin,

Şeref adına hakikatin, ne kadar hükmü kalıyor,

 

Adam kimliği,

Kim için fevkalade kıstas oluyor,

Âdem olmak bizleri hangi mevzilerde suçluyor!

 

Mütemadiyen,

İlmi siyaset için mi nefesler tüketiliyor,

Yoksa dünya ve nimetleri için mi vazgeçiliyor!

 

İrfan,

Sadece ders mevzuumu ediliyor,

Yıllara sâri sohbetler kimi ne kadar adam ediyor?

 

Yok yok

Ben iyisi mi hiç söz etmeyeyim,

Kendi halime ve sessizliğime çekilerek içerleyim.

 

Hasret kaldığım,

Adını anmaktan dahi hicap ettiğim,

O gülün kokusunda ve renklerinde eridiğim öğüt!

 

Hangi iklimde,

Karineler açlık için bakın devrede,

Kim kimin derdinde ve her nefes kendi ekseninde!

 

Hani sevda,

Nerede kaldı kutlu olan mefkûre,

Hüccet içinde yoğrulan muallime, kimlerin derdinde!

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Düşlerimin temasıydın!

 

 

Biliyorum,

Artık sen, sinemden dökülen ahın,

Yalnızlığa mahkûm bıraktığın hissedilen varlığınla,

 

Topraktan

Neşet eden her tohumun sancısıyla,

Ötelerden selam getiren rüzgârın hasret hıncıyla,

 

Semadan,

Süzülen mahur aşkın sağanağıyla,

Açık penceremden mütemadiyen derlediğim anla,

 

Tuval üzerine,

Hasretin çizgileriyle resmettiğim,

Hazan sarhoşluğunda kendimden geçtiğim o hazla,

 

Ne kadar,

Çırpınsam da, avazım çıktığı kadar,

Takatim yettiği kadar bağırsam da yoksun yanımda,

 

Olmak adına

Solmayı yaşatan hazin yalnızlığımda,

Serabın umuduyla, yutkunmalarımın elim hicranıyla,

 

Acıya ram olarak,

Çileyi dost bilerek, sabrı derleyerek,

Ummana açılan yolculuğumda, düşlerimin temasıydın,

 

Yaşamak adına,

Her ne varsa sen sevdam olmuştun,

Aşk dehlizinde kaybolmuştum, umut adına varlığımdın,

 

Anlatmak adına,

Kelamın kifayetsizliğini biliyorum,

Edebi olmak adına sanatın hükmünde yalın boşluktum,

 

Ram olmak

Bahtında solmadan hazza ulaşmak,

İnsan kimliğinde aşkın sahifelerinde nefesi sorgulamak,

 

Vuslatın ritminde,

Kalbin sahibiyle muhabbet için,

Kâinat hüviyetindeki ayetleri hıfz ederek koyları anmak,

 

Denizin güzelliğiyle,

Bulutların refakatiyle aşka uzanmak,

Aşk adına her ne varsa onun mesruriyetini senle yaşamak…

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sizi kelamınızı okumak!

 

 

Sizi

Dinlerken dinleniyorum,

Kalbimin seyrinde nefesleniyorum,

 

Düşünce ikliminin

Güzelliklerini buluyorum,

Büyük bir haz duyuyorum ve yoğruluyorum,

 

Anlaşılır

Olmak adına

Fevkalade bahtiyarlık duyuyorum,

 

Bir kahve

İçmeyi düşünüyorum

Ve her nedense içimden öyle diliyorum.

 

Sanki

Dağarcığınızda ki

Feveran eden güzellikleri bir çırpıda,

 

Kalbi

İtminanlığınızla ve sizin

Hislerinizi buğulayan hüznün burukluğuyla,

 

Halinize

Akıttığınız terennümler

Ve yutkunduğunuz hicranı hıçkırıklar,

 

Artık

Çıkmak istiyor

Ve sizi size bırakmıyor, öyle aksediyor.

 

Dost kimliğiniz

Fevkalade belirginleşiyor,

Muhabbete ramak kala tedirginliğiniz seziliyor,

 

Oysaki

Vefa her nefesi

İhata ederken ne hikmetse pek bilinmiyor.

 

Ötelerin

Serinliği zikredilirken,

Haşyet yanı başımızda fevkalade beliriyor,

 

Bu manada

Ve edebi yazım alanında

Sizinle kalbi müşterekliğimiz olduğu kanaatindeyim

 

Ve bunun için

İlk adımı ben atıyorum

Değerli düşüncelerinizi, edebi gayretinizi takdir ediyorum,

 

Selam

Ve muhabbetlerimi

Teslim ediyorum, latif yorumlarınız

Hiç eksilmesin diliyorum ve hassaten istirham ediyorum...

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sancılar kime kaldı?

 

 

Artık hiç bilmiyorum

Ne zaman bahar açacak merak etmiyorum

Ruhumun darlığında boğulmak üzere umut arıyorum

 

Kalbim çok yorgun

Zihnim bir karmaşanın içinde solgun,

Hazan yaprakları kanadı kırılan kuşun çığlıkları ne acı

 

Oysaki derdim yaşamaktı

Anlamak adına hayatı tanımak haktı,

İnsan kimliğinde, müsvette olmak fevkalade ızdırapdı

 

Sancılar kime kaldı

Husumet kimi suhuletli yaptı

Kin ve hınç her geçen güm pik yaparak erdemi solladı

 

Arz her zaman kime lazımdı,

Bahşedilmişlik bu kadar mı hazin afaktı,

Adamlık, varlığın kadrinde soluk alan bir zavallı farktı

 

Kim kimi aldattı,

Hak ve batıl insan için vardı,

Rekabet hak olan bir sünnetullahtı ama hiç anlaşılmadı

 

Ağlayan hep ağladı,

Ötelerden itibaren adanmış soluklardı,

Masumluk zaten, hak olan bir korumanın altında acıydı

 

Tevhidi haykırışlar,

Aşkı sabırlar, meşk içinde dostluklar,

Sanki mazi sayfalarında bahsi mevzuu edilen sancılardı

 

Varlığım heba oldu,

Mütemadiyen aldanmışlığın kadrinde boğuldu,

Kim kime neyi anlattı, hukuk adına ne kaldı bir dramdı

 

Ben haykıramıyorsam,

Bizzat haklılığımı savunamıyorsan,

Adliye kapılarında daha ziyade mağdur oluyorsam ne acı,

 

İşte o vakit bir yılgınlık,

Sökün ediyor halime, kalbimi kuşatıyor,

Hakka sığınmak ama bilinçsizliğimle ziyadesiyle daraltıyor

 

Heveslerimde ki dikkatim,

Zevklerimde ki ilk sırada ehemmiyet verdiğim,

Duyarlılığım beni aciz bırakıyor, soluğum mecalsiz kalıyor…

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Çok ilginç bir stil sizi tebrik ediyorum. Yüreğinize ve ellerinize sağlık.

Ancak ufak bir yapıcı eleştiride bulunmak istiyorum.

Ben, nasıl ki ekmek yokken pasta yenmezse rahatımız yokkende rahatta yaşanılacak bazı şeylerin yazılmaması taraftarıyım. Lafımı açarsam sizden dileğim İslam davası kokan şiirlerinizin çoğalmasıdır.

Bu aslında tüm müslüman şairler için geçerli. öylesine bir edebiyat doğuralım ki İlhanlar,Nazımovlar ve daha niceleri boğulup gitsin. (yarım eleştiriyi yarım kafiye ile bitirelim :) )

Allah başarınızı daim etsin.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sen fevkalade bir farksın!

 

 

Ne kadar içlensem de,

Hiç söylenmeden halime dönsem de,

Senin hamiyetinin karşısında kar misali eriyorum.

 

Nefeslerinde soluyor,

Her ah çekmende bizar oluyorum,

Varlığım beş para etmez biliyorum aciz kalıyorum.

 

Ulvi hasletin güzelliği,

Metanetin dirliğinde ki hikmeti,

Sabrın karşısında, azimeti hissettikçe yoruluyorum.

 

Nasıl bu kadar eminsin,

Halin güzelliğinde kokan bir gülsün,

Ruhi zenginliğinle aşiyanı olan muhabbetli bülbülsün.

 

Bu minval üzerine hürsün,

Kalbi lekelerinden arî olan suhuletsin,

Edep zaviyesinden fevkalade zengin olan bir nefessin.

 

Hukukunu bilen mürebbiyesin,

Ve hatta hedefine aşkla uzanan bir öndersin,

Adamlık kimliğinde erkekliğe taş çıkartan net kimliksin.

 

Solgun nefesler için üzülen,

Yorgun yürekler için şefkati önceleyen,

Hayatını hizmet yoluna vakfeden nisa adına şahanesisin.

 

Hilkatin zenginliğine uzanan,

Aidiyetini ülfetle anlatan, ruhi aksın,

İnsan kimliğinde fevkalade bir farksın, nefsini tanıyansın.

 

Hiddet adına ne varsa dışlayan,

Nedamet içinde konuşmayan cansın,

Sabrın bir sanat olduğunu söyleyen çok engin kanaatsin.

 

Zamanı saadet addeden,

Evrensel beyan karşısında hicapla nefeslenen,

Gülün zarafeti ve renklerinde aşkın öteler için sezgisiyle,

 

Toprağın muhlis tevazusunda,

Semadan sudur eden sağanak karşısında,

Gecenin en mübariz gerdanında huzura avdet için koşardın.

 

İnsan olmasına insandım ama

Sende bulunan hasletlerden çok mahrumdum,

Kalbi fakirliğimle solurdum gözlerimin kuruluğuna yanardım.

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Nazarında eriyen bir nefestim!

 

 

Kim ne derse desin,

İsterse ölümün adresini göstersin,

Her bir dost terk etsin lakin sen benim kaderimsin.

 

Hicran alıp götürsün,

Hüzün kapımda nöbette dursun,

İsterse ruhum, kendi serencamında sukutu yaşasın.

 

Kalbim an’a yaklaşsın,

Hayatımın her anı hazanla anlamlaşsın,

Yalnızlık kaderimden sahifelerde bir bir haykırsın.

 

Lakin sen derdimsin,

Muvazenem için vazgeçilmeyensin,

Halin derinliğinde, dilin sessizliğinde bir şevkimsin.

 

Yıllardır sabrettim,

Mütemadiyen çekindim söz etmedim,

Gözyaşlarım arkadaşım oldu, gece sığınağıma kondu,

 

Sen üzülmeyesin diye,

Bir maraz halini kuşatmasın hissiyle,

Kalbimin titremeleriyle ve ruhumun solgun haliyle,

 

Sana yaklaşmak,

Halimin perişanlığını anlatmak,

Yüreğimin hıçkırıklarını bırakmak için çok bekledim,

 

Hiç üzülmeni istemedim,

Çünkü sen müstesna bir derdimdin,

Kimseye söz etmedim, aşkını sinemde düğümledim,

 

Artık biliyorum ki tükendim,

Her şeyi göze alacağıma söz verdim,

Senin halini bilendim, nazarında eriyen bir nefestim.

 

Nelere direnmedim ki,

Diyarların hikâyelerinde nefeslendim,

Yıllardır çileyi demledim sabırda kemaliyeti keşfettim.

 

Adamlık kimliği için azmettim,

Âdemi beşerliğimle sürekli iftihar ettim,

Ölümle barışıklığımı biledim, tefekkürde aşkı hissettim,

 

Suhulete seninle eriştim,

Ülfeti idrak ettim, hamiyeti bildim,

Aşkın sahifelerinde mütemadiyen nefeslenerek geldim…

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites
Çok ilginç bir stil sizi tebrik ediyorum. Yüreğinize ve ellerinize sağlık.

Ancak ufak bir yapıcı eleştiride bulunmak istiyorum.

Ben, nasıl ki ekmek yokken pasta yenmezse rahatımız yokkende rahatta yaşanılacak bazı şeylerin yazılmaması taraftarıyım. Lafımı açarsam sizden dileğim İslam davası kokan şiirlerinizin çoğalmasıdır.

Bu aslında tüm müslüman şairler için geçerli. öylesine bir edebiyat doğuralım ki İlhanlar,Nazımovlar ve daha niceleri boğulup gitsin. (yarım eleştiriyi yarım kafiye ile bitirelim :) )

Allah başarınızı daim etsin.

 

 

Eyvallah,

Şayet takip etme imkanınız olduysa,

genel bir çalışma olarak ve her kesim için olduğunu hissedeceksinizdir:)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sen benim kaderim değilsin!

 

 

Çok geçte olsa

Anladım ki artık sen

Benim, ne kaderimsin ve ne de dert hanemsin

 

Her ne kadar

Yılları sana hasretsem de

Yüreğimin burukluğuyla nefeslenip tükenmişsem,

 

Yetti artık,

Ne gözyaşlarıma,

Ve nede yılgın umutlarıma bir kapı aralamayacağım.

 

Ömür boyu

Sukutu hayal yaşamayacağım,

Nazarlarımı senden saklayacağım, kalbi burkacağım.

 

Diyarları arşınlayıp,

Solgun nefesleri arayacağım,

Sinemde bıraktığın uhdeleri hazine gibi saklayacağım.

 

Kimsenin sevdasında,

Kalbi kanamaların sancısıyla,

Hicran sağanağında kalmasına tahammül edemeyeceğim,

 

Mütemadiyen gideceğim,

Öteler için nefeslenip hamd edeceğim,

Zülfüyâr için, hüznü nefeslenmek olmayacak benim işim,

 

Aşk kimin nasibi

Kalbi vuslat, tahkikin hakkı değil mi?

Azimete ne demeli, çileyle nefeslenmeyi haz edebilmeli.

 

Her yağmur damlasında,

Yağan karın beyazlığında berivanın,

Suhuletini, kanaat içinde ki meşkini, o sabrın hikmetiyle,

 

Derlenmeyi,

Muvazene için birliği,

Aklın en zaruri refakatini, eren kimliğinde ki mefkûreyle,

 

Nefiste eriyerek,

Meclisin meşkinde nefeslenerek,

Keramete asla tevessül etmeyerek, terk etmeli mukallitliği,

 

Halin serinliğinde,

Aşkın bir dem olan güzelliğinde,

Müddeti nefes tefekkürüyle, ölümün müstesna iklimine şek ile…

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Gizlediğin hıçkırıkların!

 

 

Aslında hissettiğim

Ne bir sevdanın başlangıcı

Ve ne de bir hicranın sancısıydı sadece bildiğim hazdı.

 

Uzak diyarlardan,

Serdettiğiniz kelamın karşısında,

Ne kadar yüreğim yansa da, lakin kuşandığın hicranla,

 

Lütfediyordunuz,

Kalbi kanaatinizi sevk ediyordunuz,

Sevgi adına halinizi hasrederek şevk bahşediyordunuz,

 

Okuduğum,

Satırlarınız karşısında,

Ne kadar hicrana yaslansam da içim hayli kabarıyordu.

 

Sinemden,

Seni daha yakinen tanımak,

Haline ram olmak, yaren ikliminde solumak istiyordum.

 

Çünkü biliyordum,

O kadar çok yutkunduğun,

Hıçkırıkların vardı ki, vakıf oldukça içim çok burkuluyordu.

 

Yaşadığın şarlar,

Çok acımasızdı, teslim olmak vardı,

Hayatın baharında, çilenin yumaklarıyla arkadaş olmuştun.

 

Melalinde demlediğin,

Ne kadar uhde varsa çaresizdi,

Suskunluğun karşısında anlaşılır olmak adına aşk bir seraptı

 

Mütemadiyen

Başarmaktan söz etseler de,

Hissiyat adına, kalbi yakarış sevdasıyla kuraklık karşındaydı,

 

İçinden geçirdiğin,

Sığınacağım iyi ki sabır var demen dahi

Zamanın girdabında ve yokuşun sancılarında pek yetmiyordu.

 

Düşlediğin her şey,

Solgunluğa maruz kalıyordu,

Umut adına, hasretin tavında kelam etmek dahi kifayetsizdi.

 

En bariz ihtiyacın,

Samimiyetle ve bakir hislerle sevilmekti,

Çünkü insan olmak yeterli bir sebepti, lakin aşk kimin derdiydi…

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hicran sökün edince!

 

 

Artık

Filizlenmiyor sinemde şevk,

Sen hicran içinde gözyaşlarınla nefeslenince.

 

Hadsiz

Yüküm artıyor söz etmesem de,

Kalbim çok titriyor her ne kadar sabretsem de.

 

Nihayet,

Bende anladım çok geçse de,

Sevgi yüreğe nakşedince, elden gelmiyor işte.

 

O vakit,

Hıçkırıklar sökün etse de,

Ruhum dirliğinden vazgeçse de, hüzün benimle.

 

Gel yaralım,

Bahtı karalı sevdalım,

Vazgeçelim bu tutkudan desem de sakın inanma.

 

Kendimi

Avutuyorum işte acizliğimle,

Yüreğim her ne kadar nedamet etse de sessizce,

 

Ne zamana,

Ve ne de nasipteki kadere,

İradem seninle lakin yinede olmuyor her nedense,

 

Aramızda

Çok engeller var sıralı,

Ben sana nasıl anlatırım ey bahtı karalı olan sevdalı,

 

Kalbim

Seninle, ama kiminle davalı,

Ömrün kalanıyla bu hicran nesillere çok anlatılmalı,

 

Yazılan,

Mısralar gözyaşlarıyla okunmalı,

Sahifeler sukut içinde harman olmalı ve canı yakmalı,

 

İbret

İçinde nefesler tutulmalı,

Aşk, hakkıyla anılmalı, ruhi olduğu hassaten anlaşılmalı,

 

Düşlerin,

Kuruntusuyla anılmamalı,

Zevkin girdabında boğulmamalı, ulviliği hakça solunmalı…

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Seni nasıl anabilirdim!

 

 

Evet

Ne kadar hasreti yaşasam da,

Solgun bakışlarının karşısında yıkılıyordum.

 

Çare adına

Her neyi arasam yoruluyorum,

Ben sanırım sadece derdimi anlatamıyorum.

 

Hissetmeden,

Tefekküre yönelmeden,

Demin kıvamına ermeden sana gelmiyordum.

 

Sevdanın

Derinliğinde ki meşkini,

Feda olmakta, gösterdiğin yüceliği iyi bilirim,

 

İşte

O vakit ben çok sefilim,

Sana ram olmak adına fevkalade kifayetsizim.

 

Aşk için,

Nefeslenmeyi öncelerim,

Lakin kalbi lekelerimle çok çaresiz bir nefesim.

 

Ruhum için,

Mefkûre bilmem kimin,

Haysiyet için, elbette ki kul olmakta bir seçim.

 

İdrak,

Kimin için bilelim,

Aşkın halde bir dem olduğunu nasıl hissedelim.

 

Acizliğimle,

Şimdi kime ne deyim,

Nefsi marazlarımla ben çok çileliyim fark ederim.

 

Kalbi,

Nizama erişmeden,

Ruhi eminliği hissetmeden, seni nasıl anabilirdim.

 

Halinde,

Sudur eden o güzelliği,

İçselliğimde terennüm etikçe, fakirliğimi anıyorum.

 

Sana asla,

Layık olmadığımı biliyorum,

O bakımdan, sessizliğimle suhuletini yâd ediyorum.

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ecrin kadrinde yoğrulmak!

 

 

Bilir misin?

Sevdada kaybolmayı,

Ve ruhi muvazeneye ram olarak nefes almayı.

 

Hüccetin,

Gerekçelerinde solumayı,

Aşk için yanmayı yorgunluk hissettirmeyen anı.

 

Nefesin,

Kalan sayfalarını anlamayı,

Ömrün baharında sabrı kuşanmayı ve yılmamayı.

 

Önüne,

Serilen çilelerde coşmayı,

Nasibin halinde kanaati solumayı ve vefayı anmayı.

 

Hak adına,

Azimetle yol almayı,

Ecrin kadrinde yoğrulmayı kalbi itminanlığı bulmayı.

 

Yüreğin,

Çırpınırken durmayı,

Hissiyatın sağanağında keşkelere geçit vermeyen kanı.

 

Ne deyim,

Şimdi ki ben sana,

Var olan kıt aklımla, ziyadesiyle saflığımla hayırlar ola.

 

Öncelikle,

Şevkle hisset ve serinle,

Sakın ola sen hiç aldırma derinliğin var olacak girdabına.

 

Zaman,

Üzülme zaten ekendi yolunda,

Ruhun, asla değil iptidai bir harmanla nasip olmayacaksa.

 

Aşk,

Senin halinde nur olunca,

Aklın acizliği çıkacak karşına, nefsin hizmet sual olacaksa,

 

Aldırma,

O vakit asla kaygı yaşama,

Zira ruhi eminlik arkanda, enaniyet hurdalığın paslarında,

 

İnsan,

Kamil olarak anılacaksa,

Kalp bunun için varlıksa, işte aşk mütemadiyen yakınında.

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kalbi olmayınca!

 

 

Biliyorum,

Bazen söz anlatmanın zorluğunu,

Kalbi duyarlılık olmayınca, ruh bizarlığı soluyunca!

 

İşte o vakit,

Kelam etmek şart olduysa,

Hüznün burukluğu kalbi yoruyorsa hissederek söyle!

 

Zihni

Bulanıklık karşısında,

Halin sahibi çaresizliğe gark olunca sen var git yoluna!

 

Sesler

Mütemadiyen duyulsa da,

Göz bakmaktan kamaşsa da neye yarar kalbi olmayınca!

 

Bazen,

Sahibince karıştırılıyor işte,

Yürekle kalp aynı kefeye konuyor bilinmeyince nedense!

 

Bu zaviyeden,

Nazar edilince, hissedilse de,

Akıl sahibine nefsi tuhaflığıyla marazlar geçit vermez yine!

 

Dil aşk dese,

Yürek mütemadiyen ritme girse,

Ruh, kendi ikliminde solgun ise, ötelerde idrak edilmeyince!

 

Bir düşün,

Şart olan muvazene nerede,

İnsan kimliğinde, hislerin renkleriyle ve zevkin keyfiliğiyle!

 

Kul olmak,

Lisanen zikredilse bile,

İnkişaf kim ile aşkın mefkûresiyle, kalbi inşirah serinliğiyle!

 

O zaman,

Ruhi serencamın tiziyle,

Her bir yanından nedamet sökün etse de, kalbin dirliğinde!

 

Her şeyi,

Merak etme, gereğince,

Nefeslerin müddetince, aklın bilgiyle, idrakin ise tecrübeyle!

 

Kitabı celil,

Evrensel bir beyan ise,

Kul olmak nasibin hükmüyse, sabır ve kanaat benim nefesimse!

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sinemden bir hüzün akar!

 

 

Sensiz

Ne kadar hicrana gark olsam da,

Mütemadiyen hıçkırıklarımla baş başa kalsam da,

 

Gecenin,

Hüznüyle sabahlasam,

Günün ayazıyla soluklansam da yalnız tek başıma!

 

Ne dinlediğim şarkıda,

Ve nede solgun umutlarımda,

Ömrün hazanını yudumluyorum, son kalan anıyla!

 

Hani,

Son yazdığın name var ya,

Beni benden alan ve hicranın kollarına atan sızıyla!

 

Her ne kadar,

Pişmanlığın acısıyla baş başa,

Açziyetimi yaşayarak satırlarla haykırsam da yoksun!

 

Solgun,

Bir gül misali boynu bükük,

Nefesinde nemi kalbinde burukluğu bırakmayacaksın!

 

Biliyorum,

Her vakit nedametle anacaksın,

Kalbi haykırışlarını aşk için yılgınlığını hep anlatacaksın!

 

İnsan kimliğinde,

Kalbi duyarsızlığın ikliminde,

Vefanın her sahifesinde halimin perişanlığını anacaksın!

 

Haklısın,

Ben ne deyim şimdi sana,

Nasıl anlatırdım bir kader olmayacaksa, hüznüm var ya!

 

Sevda,

Sinemde harlaşacaksa,

Aşk, sahipsiz kapıları çalacaksa, umut halinde solgunsa!

 

Aranmak,

Kavrularak yanmak,

Anlaşılmadan nedamet içinde ömrü sonlandırmak ne acı!

 

Ey hancı,

Artık herkes bana yabancı,

İçimde dinmeyen sancı, ruhum insicamında ne çok arandı!

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Âdem olmaktır tek hevesim!

 

 

Söyleyemem,

Has kelamınızla boy ölçülemem,

Edebin sevdasıyla ve kelamın anlamıyla yürüyemem.

 

Ne sazendeyim,

Ve ne de meşk âleminde nefesim,

Ben tasavvufu nerden bilirim, fakirliğimden eminim!

 

Gecesinde uyuyan,

Gün içinde pek zorlanan âdemim,

Hizmet bendinde çok sefilim, nefsimle pek dertliyim!

 

Elbette ki,

Âdem olmaktır tek hevesim,

Tefekkürü mevti ben nereden bilirim, ben ahenksizim!

 

Enaniyet,

İçinde nefeslenen bilinçsizim,

Hadsizliğin sahifelerinde gezinirim çünkü çok idraksizim!

 

Ne mezarda,

Ve nede hazanda hissedenim,

Zevki uğruna varlığını gark eden bir nefesim neyi bilirim!

 

Kalbi duyuşlardan,

Ruhi algılamalardan nasipsizim,

Günümü gün eder, hezeyan içinde kelam eder gezinirim!

 

Düşünmeyi özlerim,

Lakin bilgisizliğimle acz içindeyim,

Muhabbeti yarenlik için öncelerim, dostluğa evet hasretim!

 

Sanki

Bir boşluğun kadrindeyim,

Elbette dost nefesleri hissederim, lakin bilirim ben fakirim!

 

Ancak,

Sizinle hamiyeti müşahede ederim,

Suhuletli halinizde şefkati görürüm onun için şevk içindeyim.

 

Ötelerin,

Ruhi iklimde ki her nefesin,

Mezar içinde bekleyen mevtin, haşyet içinde ki düşüncelerim,

 

Bir bir sıralanıyor,

Acımasızca karşıma çıkıyor,

Kalbim o vakit fevkalade titriyor, ruhum çok daralmalar yaşıyor!

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Mahzun nefesler!

 

 

Neyleyim,

Emri bil maruf sorgulanacaksa,

Yaşamak adına her ne varsa işte her biryanımda,

 

Ruhum

Mütemadiyen bizar olacaksa,

Kalbim, solgunluğun kadrinde şevksiz kalacaksa,

 

Nefsim,

Ayrık otu misali hali kuşatacaksa,

Ömrüm hazanı hissetmeden yaşayacaksa sancıyla,

 

Hüzün,

Yoldaşım olarak anlamlaşacaksa,

Dünya nimetlerinde keyfin şartı aşk için bir adımsa,

 

Toprak,

Bereketinden çok uzaklaşacaksa,

Su, semanın hıçkırıkları olmaktan bigane kalacaksa,

 

Hasret,

Yokluğuyla terennüm edilen hicransa,

Sevda, mefkûre zindeliğinde olmayan bir kavramsa,

 

Aşk

Her yanımda pervasız anılacaksa,

Sırnaşık nefesler arzı kokutacaksa sen var gir yoluna,

 

Yaşamak,

Her ne kadar murat olsa da,

An manadan mahrum kalınca, hissiyat kimin umurunda,

 

Vaktiyle

Kul olmak nasip olmayacaksa,

Hidayet her zerremi kuşatmayacaksa, ömrüm hurdalıkta,

 

Böylece,

Mütemadiyen nefes alsam da,

Sen asla bir hikmete mebni letafet arama bakma ardı sıra,

 

Mahzun nefesler,

Cihanın her yanında hıçkırınca,

Dünya varmış, yar yokmuş sen bir söyle kimin umurunda!

 

Ömür,

Haysiyet için anılan sanatsa,

Vicdan, bunun için müstesna olacak bir donanımsa rahatla,

 

Şimdi,

Sen hayırla kalk git yoluna,

Her yanında nedamet solunsa da, hiç aldırma sabır yanında!

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sinede yangın umutların acısı!

 

 

O kadar kolay mı?

Akşamdan sabaha bir aşk var mı?

Zaman anlatacak mı, nedametler başlayacak mı?

 

Kim kimi anar?

Yürekte dinmeyen hazin sancılar,

Aklar ve karalar, bir bir tükeniyor solgun umutlar!

 

Kimler, hangi nefesler

Geçmedi söyler misin bu yoldan,

Şayet sende aranan bir soluksan, korkuyla umutlan!

 

Ruhi lekelere,

Kalbi serzenişlerin hecelerine,

Dinmeyen gözyaşlarında ki enginliğe sadece hüzünle!

 

Ne dalganın,

Ve nede denizde ki sağanağın,

Akşamın kızıl ışıklarının, sinede yangın umutların acısı!

 

Şafak eğer varsa,

Kalbin için fevkalade inşirahsa,

Nasibin halkasında, halde demlenen umutla ve hayrola!

 

Her nefesin anı,

Gençliğin devranında nükseden baharı,

Sabır toprağındaki bereketlenen ufki sancıları bir düşün!

 

Hayıflanmanın,

Kime ne faydası olmuş sanki sökün,

Her halin sahibi belliyse ve nasibince şekillenecekse sevin!

 

Kaçamakların,

Letafetlerinden bahsederler lakin

Kalbin sahibinden habersiz nefesler bir hüccet değil sefiller!

 

Emanetin rüknünken,

Kalbi itminanlıktaki güzellikten azadeler,

Ne kadar serilseler, bir o kadarda geğirseler yinede hederler!

 

Çünkü nedensizler,

Sadakatten fevkalade habersizler,

Sadece sosyallikten söz ederler, oysaki ne kadar çok fakirler!

 

Ne hazindir ki,

Saçılmayı marifet telakki ederler,

Utanmayı öteleyerek birde hilkatlerinde değişikliğe giderler!

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sessizliğim benimle!

 

 

Artık

Ne kelamın anlamı,

Ve nede meramın açılan sayfaları rahatlatıyordu.

 

İç sızım,

Ötelerden sudur ediyordu,

Hüzün her vakit yanı başımda ruhumu dinliyordu.

 

Kalbimin ritmine,

Dilimin düğümüne aldırmıyordum işte,

Halimde nefesime iştirak eden keman nağmesiyle!

 

Açılıyordum öylesine,

Sessizliğimin tüm serzenişleriyle,

Kopan yaprağın hicranı ve denizin hırçın çığlığıyla!

 

Hasrete uzanan,

Sinede uhde olarak kalan sancılar,

Dur durak bilmeyen acılar, neme lazımcı duyarsızlar!

 

Ah kalbim,

Ne kadar hıçkırsan da biliyorum ki,

Seni bir duyan, ruhi itminanlığa uzanan kim olacaktır!

 

Yutkun öylesine,

Dramın her halinde ki sesiyle,

Hicranın kalesinde ki enginliğe ve hüznün nefesleriyle!

 

Bazen soruyorum,

Her ne hikmetse kendi kendime,

Mahzun nefesler, çileli çareler, sabırla demlenmek niye!

 

Yaşamak,

Umut adına fevkalade değerse,

O vakit söyle fakirliğim niye, çaresizliğim kimin kadrinde!

 

Zerreyi düşünmek,

Nefesin hükmünce tefekküre yönelmek,

Hevesleri dürmek, zevkten emin olarak sabretmeyi bilmek!

 

Aşkı bilmeden,

Ona vakıf olmaya yönelmeden,

İdrak içinde nefeslenmeden sevda için gözyaşları dökmeden!

 

Uykunun nefesiyle,

Hissiyatın renklerinde anlamlaşan izle,

Kalbin feveran edişiyle ve her zaman ki sessizliğim benimle!

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kalbi hissedişlerin uzağında!

 

 

Sesler duyuyordum,

Belli belirsiz ve ahenksiz haliyle,

Biliyordum epey zamandır zihnim bir karmaşa içinde!

 

Kime meylettiysem,

Derdi sahibine havale etmediysem,

Bilinmeyenler içinde nefeslendiysem başım ağrıyordu!

 

Ruhumda,

Fevkalade bir daralma yaşıyordum,

Kalbi duyarlılığım azalıyor ve hasletlerim acizleşiyordu!

 

Varlığın asliyeti,

Teneffüs edilen nefesin müddeti vardı!

Lakin idrak adına o kadar elim bir fark vardı ki sancıydı!

 

Her şey aşikârken,

O gerçeği görememenin acısıyla,

Yaşamak adına türlü savurganlığa çözüm bulamıyordum!

 

Sadece bakmakla,

Kalbi hissedişlerin çok uzağında,

Bu anlamda şayet yaşamak bir muratsa fakirliğim karşımda!

 

Anlatmak için,

Yanmadan yazmayı başarmak için,

Edepten arî edebiyatta, sorarım nedense nedir benim işim!

 

Oysaki yıllarca,

Dur durak bilmeden mücadele etmiştim,

Edebin toprağında şevkle nefeslenmiştim, şimdi çok acizim!

 

Takatim azalıyor bilirim,

Kalbim fevkalade daralıyor hissederim,

Ruhum kendi cenahında ve yalnız başına anı bekliyor eminim!

 

Bu minval üzerine,

Siz söyleyin ben şimdi kim ne derim,

İklimlerin güzelliğinde bahşedilen ömrü hüznüyle nefeslenirim!

 

Tesirin sahibiyleyim,

Kalbi hıçkırıkların eşiğinde acizim,

Gerektiğinde sukutu erdem bilirim ve tefekkür dirliğinde sefilim!

 

Gülün kokusunu özlerim,

Renklerinde ruhi inkişafın hedefindeyim,

Aşk için sabrederim, meşk için divane bir nefes olduğumu bilirim!

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

İşte o vakit!

 

 

Biliyorum

Hissedileni anlatmak için,

Ne kıtanın uzaklığı ve nede varlığın azlığı bir sancıdır.

 

Sevmek,

Şayet muratsa o ilgadır,

Cezbeden hazdır, yaşamak adına hardır, an için şarttır.

 

Nasip haktır,

Aramak hak adına vuslattır,

Rekabet niye vardır, kalpler ancak sahibiyle anlamlıdır.

 

Ondan uzaklaşmak,

Kuraklığın kadrinde nefes almaktır,

Rahmet adına ne vardır muhabbet ancak aşk için olandır.

 

Fevri sevdalar,

Anlamsız lafazanlıklar ne aşktır,

Ve nede kalbi inşirahtır hak adına olmayan bir hezeyandır.

 

İşte o vakit,

Aldanmak ve aldatmak vardır,

Vefa sorgulanmayan anlamdır, sadakat kim için şart olandır.

 

Ecir nerede aranacaktır,

Kalp kim için bağışlanan fütuhattır,

Ruhun bizarlığı kim için hakikati hazandır, o an şaşılacaktır.

 

Aşk kendi ikliminde,

Zaman bir düşün kimin kadrinde,

İdrakin eşiğinde, toprağın bereketiyle, yağmur serinliğinde!

 

Oysaki ne dağlar,

Ve nede eşsiz yamaçlar geçit vermez,

Halin devranında nefeslenmeyeni istemez ve asla haz etmez!

 

Zerredeki kuvvetin,

Aşkın hüviyetinde ki muazzam uzletin,

Ömrün her sahifesine nakşedecek fetretin engin nefesleriyle!

 

Nazar edilen güzelliğe,

Keşke lerden yarar gelmeyen özelliğe,

Akıl var niye, düşünmek bir gaye ise, gerekçeler şimdi önünde!

 

Bilinir hak kiminle,

Ezelde verilmiş bir söz vardı niye,

Ömür hasat için bir sahifeyse, şimdi dareyn için kim neyi bekliye!

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Anlatmak hisleri okşamak!

 

 

Artık

Ne anneme ve nede gülüme,

Ve hatta gönlümde demlenen yâre söz etmeyeceğim.

 

Bir yılgınlık adına,

Sinemde harlanan bir hicrana,

Hazin gözyaşlarım aksa da, aldırmayacağım nasıl olsa.

 

Yıllardır

Husule gelen suskunluğumu,

Heveslerimdeki solgunluğumu anlamak adına korkumu,

 

Çaresiz ötelemiştim,

Dertten azade bir kimlikle nefeslendim,

Kulağıma ilişenlere meyletmedim zira ben sebebiydim.

 

Nereden bilirim,

Bir kadını en büyük hasmının,

Yine bir kadın olabileceğini hiçbir zaman akledemezdim.

 

Çekişmelerin arasında,

Nedametlerin furyasında kalamazdım,

Geçte olsa anlamıştım lakin onlara bir şey anlatamazdım.

 

Bir hıncın içinde,

Rekabetin ağır bedeliyle kararamazdım,

Birini yekdiğerine bahis konusu yapamazdım sancılıydım!

 

Oysaki her ikisi de,

Zaman devran ettikçe yaşıyorlardı,

Lakin anlamak adına tefekkürle yoğrulmuyorlardı, acıydı!

 

Doldur boşalt,

Muvazene için dinlediklerin ne kadar şart,

Akıl hakkıyla kullanılmazsa, idrakle kuşanmazsa onu da at!

 

Ne annem rahat,

Ve nede dirliğimde bulunur şevki hayat,

Birlik için düşünmek, lüzumu halinde feragati seçmek şart!

 

Lakin anlatmak,

Anlamak için hisleri okşamak,

Duyarlılığa kapı aralamak ve hayatı zindan etmeden yaşamak!

 

Hak nerede vasıl olmak,

Nefesin sahibinde muhabbetle ayılmak,

Ruhun gideceği ikimi hiç kurutmadan, muvazeneyle buluşmak!

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ağlama!

 

 

Evet sen,

Ne kadar haklı olsan da,

Haklarının gaspıyla karşılaşsan da,

Ne olursun gözyaşlarını akıtma, umudunu karatma.

 

Senin,

O aziz nefesin var ya,

Unutma ki bir gün çıkacak darlığında,

Her ne kadar yeis varsa da, sen ne olursun aldırma.

 

Sana,

Ben şimdi ne deyim,

Biliyorum ki pek çok sefil bir nefesim,

Hakikat nerede ben nereden bilirim, kalbinde acizim.

 

Ne yıllar,

Tükendi ve nede gasplar,

Hep siz mi olacaksınız eziyet yaşayanlar,

Hak adına takla atanlar utanmadan şarlatanlık yaparlar.

 

Senin

Mahzun halini düşündükçe,

Her ne kadar nefesimde takatsizse,

Kalbim titremelerde, ruhum bir girdabın hüznüyle sende!

 

Aslında,

Bir insanın mayası bozuksa,

Hicranda eğer başucumda duracaksa,

Serabın solgunluğunda, umuda açılmak hak olmazsa inanma!

 

Ömür,

Mütemadiyen böyle yaşanacaksa,

Gasp edenler arlanmadan hep cirit atacaksa,

Ruhum prangalarda İsanın hikâyesini yaşayacaksa sen ayıkla!

 

Akidemim,

Münhal yozluğunda,

Maslahatların sağanağında nefes alınacaksa,

Azimet kimin umurunda, mağfiretin hakikati anlaşılmayınca!

 

Korkmak

Uzvi değil kalbi olmalıdır,

O kalp sahibinden arî nefes almamalıdır,

Hak her yanımı kuşatmalıdır kelam o vakit anlamını bulmalıdır.

 

Gitmeler nihaidir,

Beklemeler fecrin zindeliğindedir,

Şafak, umutların nefesinde aşikâr olan gerçektir.

Kim neyi bilir, hikmet nerede gizlidir, o sabır benin terazimdir.

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...