Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Mustafa Cilasun

* Mustafa Cilasun Şiirleri *

Recommended Posts

Mustafa kardeşim Allah yar ve yardımcın olsun...yüreğine sağlık...Şiirleriniz huzur veriyor eşimede kızımada okuyorum kendilerininde selamları var teşekkür ediyorlar...yolunuz açık olsun can kardeşim...

Share this post


Link to post
Share on other sites
Mustafa kardeşim Allah yar ve yardımcın olsun...yüreğine sağlık...Şiirleriniz huzur veriyor eşimede kızımada okuyorum kendilerininde selamları var teşekkür ediyorlar...yolunuz açık olsun can kardeşim...

 

 

 

Ah aziz nefesli kardeşim...

En kalbi hislerimle müteşekkirim...

Sevgili kızınıza ve muhterem eşinize selam eğlerim...

Muhakkak ki gayretiniz ve hamiyetiniz için niyaz ederim efendim...

Bu manada kalbi umutlarınız ve cehti vuslatınız için sürur dilerim can kardeşim...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ne sözüm ne de özüm kaldı!

 

 

Kuytu bir kızıllığın kederindeyim

Neyi ne vakit düşüneceğimi dahi bilememekteyim

Neden hüzün içinde nefeslenmekteyim, hicran içinde umut etmekteyim

Ömrün göçen sahnesinde titremekteyim, vuslat için kalbime yöneleceğim

Her zaman üşüdüğümde sinemi açacağım ve sessiz çığlığımı da arza bırakacağım

 

Ey hak, adalet senin hükmündedir

Lakin masun gönüller hala hercümerç edilmektedir

Arz talan edilmektedir, vakit sinemde esaret için fevktir, ceht şevktir

Cemaatler neyi beklemektedir, tezkiyeler nefsime kederdir, izan nerdedir

Maslahatlar sergisi cihanşümuldur ve verilen fetvalar niçin tefekkür için ötelenir

 

Ayrışmalar acımasızca törpülenir

Ümmeti Muhammet neye teslim olacağında acizdir

Maksatlı fetvalar aşkı muhabbet için zillettir, muhabbet nerededir

Hukuk neden bizzat yargıçlar tarafından ihlal edilmektedir, güven yitmektedir

Kaybolmak insan kimliğinde züldür, zülüm ise hakkı gasp edenlere göre görevdir

 

Hani bir kuvvetler ayrılığı vardı

Mütemadiyen hakir görülenler neden dışlanmaktaydı

Toprağın kutsiyeti vatan için bayraktı, özgürlüğü alınan candan şimdi kaldı

İnancı yaşamak suç sayılmaktaydı, emir komuta efkârı umum için bir sultaydı

Saltanat ne kadar kaldırılmış olsa da, dikta edilen kepazelikler halimde efkârdı

 

Ey rabbim kalbimle iltica ederim

Neden mülteci kimliğimle hala hukukun peşindeyim

Ruhi andıçlarımı kimlerle istişare edeyim, şura şuurunun hasretini çekerim

Artık ne kelam edecek bir sözüm ve ne de kalbi sürur içinde hazzı özüm kaldı

Yalnızca sana nazlanırım, sızılarımla bedbin bir hicranım, sabır için sancılıyım

 

Ah tevdi edilen mühlet ne cömert

Rahmetin banisindedir yalnızca hareket ve kuvvet

Kim umut içinde ve muhabbetle aşkın hasretini yaşıyorsa, hayatı bir edep

İnsan için tasnif edilen nice anlamlı dert, bazen keder ve bazen de dirilişe sebep

Ne zaman hakkıyla düşünsem ve kalbi ahengimle yönelsem, rahmetin karşımda

 

Evet, kalbi fakirliğim işte ortada

Ömrümün kalanında her ne hicran varsa aşk tadında

Umutlarım bir tohum misali ufukların sürurunda, yakarışlarım elbette sana

Sahibimsin, sebebim sensin, ne beklediğini öğütlersin, mühleti onun için verensin

Muhakkak ki sen bizatihi aşkın banisisin, eşikler için vesileler halk eden Rabsin

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sen gittikten sonra!

 

 

Nereye baksam

Hangi iklimi solusam

Tefekkür yolculuğunda bulunsam

Gecelerin yorgunluğunda sayıklasam

Arzularımı saklasam, efkârımı anlatsam

Kalbim sayfalarında sancılı ve acıyla bağlantılı

 

Olmuyor işte

Vakit her neyi söylemişse

Hasretin ritimlerinde hüzün içimde

Hazan halime ikamet edince üşüyorum bende

Ne zaman seni ansam, naifliğini kuşanarak baksam

Muhteşem bir hazzın, zarifliğinle adımsın, çünkü manamsın

 

Şimdi başım önümde

Boynum özleminle bükülünce

Ne sesim ve ne de nefesim şevkin ikliminde

Edebi güzelliğin aklıma gelince hayıflanıyorum işte

Ne yaptım ve nasıl farkı anlayamadım ağlıyorum fakirliğime

Hasretin muvazenemi tarumar edince, hicranı yaşıyorum halimde

 

Ne heyecan yaşardım

Hasretinle aşk rıhtımına adımlardım

Doyasıya hayatı kuşanırdım, nereye baksam hazdım

Nazına meftun olan coşkuydum, okuduğum şiirlerde tattın

Sanki damarlarımda akan kandın, süruru halimde yaşatandın

Şimdi içimde bir sıkıntı var, her yanıma kar yağar, hasretin dağlar

 

İtiraf ediyorum korktum

Yolun sonsuzluğunda solgun yolcuydum

Bazen yolumu kaybettim ve bazen de halimde efkârlı demdin

Açan gülde nağmem, nefesin ziyadesinde çarem, sukutun matem oldu

Merakım yoruldu, meramım soluksuzdu ve yaşadığım aşk içimde kordu

Ne muradım kaldıysa ummana yolcuydu, kalbim sancılara gebe hancıydı

 

Belki vakti var derken

Ve sabır içinde demlenirken

Sevdayı kalp sahibine dava ederken yine yoksun

Sen ömür yolculuğumda asla unutulmayacak anımsın

Yazdığım satırlarda aranan, aşkın sultasında dağlayan aşkı nazsın

Hiçbir zaman görmesem de, sen sinemde her zaman var olacak bir aşksın

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Dikkat edilirse Mustafa Ağabey'in şiirleri sadece mana boyutunun farklılığıyla değil, biçim, yani form, yok daha münasibi şekilsel açıdan farklılığıyla da ön plana çıkıyor. Üstteki şiirdeki geometriye dikkat beyler. Ağabey yanlış anlama, şiir yazarak araba şekli çizebilir misin? Hani bazıları surat ve sair şekiller yapıyor. Sadece bir tecessüs..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ne söylesem boş...

Anlamak için akıl bazen bahane...

Kinaye etmek kişinin halete ruhiyesinde şahane...

Bahane aramak, misallerle hakikatten kaçmak kalp için sefilhane...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Söyleyemem derdimi!

 

 

Soğuk bir yağmur yağarken

Gözlerim hicran içinde kalbimden boşalırken

Umutlarım serap misali gönlümden göçerken sen yoksun

Melalim için bir mahzunsun, ayrılık sokağında çığlıksın çünkü nazsın

Sancılı günler dinmek bilmiyor, zihnim göçüyor, halim takatsizleşiyor bilesin

 

Ne içim içime sığıyor

Ve ne de vazgeçmek içimden bir türlü gelmiyor

Hasret çile çektiriyor, unutmak işime gelmiyor, ağlatıyor

Halimin perişanlığına kim nazar etse kınıyor, utanmayı ruhumda arıyor

Lakin sevmeyi bilmem ki ne kadar idrak ediyor, aşkın erişimlerinden gitmiyor

 

Aşk ne yaşın ve ne de aklındır

O kutsiyetten bahşedilen muazzam bir salkımdır

Nice akıllar bizar olur, hal ziyadesiyle başkalaşır, feda olmak yakışır

İrade manasından uzaklaşır, dalgalar andıçlaşır, gözler sessiz buğulanır

Ne sabrın hikmeti nazarlarda hakkıyla anlaşılır ve ne de ibret almak yakışır

 

İşte böyle ey yar sukut etsen de

Sen aşk ikliminde vesileyken, hal neylesin melali

Sarfı nazar edilen hikâyeleri, derlenen güfteleri çünkü sen zaten aşksın

Sevda namına ilk adımsın, muhayyilemde anlamlı tadımsın, sen bir harsın

Edebin mealinde naz, havsalamın kalanında baz, mefkureyi dairemde aşksın

 

Her ne söylersen söyle hazırım

Yeter ki sen kahretme ve bir yeis içinde nefeslenme

Biliyorsun akidemde tesadüflere itibar yer yoktur, çünkü fırsat olgudur

An ve hâsıl olan zaman bizzat aşkla anlamlıdır, çünkü kul ancak ona ramdır

Gayrisinde ne vardır, hesap muhabbet sağanağında aranandır aşk ilk adımdır

 

Nereye baksan onun süruru var

O her yanı kuşatan fevkalade inşirahtır ey yar

Düşünmenin tanımı, tefekkürün adımı, mukayesenin adağıdır vesselam

Kul bizzat mükellefse ve insan olmanın felahında neferse, aşksız yaşayamaz

Dilden fışkıran ve hevesleri kuşatan, gönülde manalaşan aşka yaban kalamaz

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ruhum kalbime ne söylüyor!

 

 

Gün doğuyor, güneş batıyor

Seherin ilk adımları ve gecenin pervazları

Düşünmek için zorluyor, bazen muştu ve bazen sancı veriyor

İdrakim ne kadar biliyor, izanım nerelerde geziyor, yüzüm kızarıyor

Ne kadar kalbimin farkındaysam, aşk babından kaçınsam da yine olmuyor

 

Ruhumu huzur kuşatıyor

Fevkaladelik neler söylüyor, hissettiriyor

Hiçbir ses ve titreşim duyulmuyor, sinem meşk hazzına eriyor

Sualler peş peşe zihnimde sıralanıyor, muvazenemde ahenk buluyor

Ne kadar kaçsam ve hatta nazlanarak saklansam kalbim hiç geçit vermiyor

 

Aşk vuslattır kul için

Sevda feda olmaktır hakikate durma seçin

İradeyi maslahat insanın hukukuna vasıl olmasıdır asliyetin

Siyaset politika değildir ve ilmi siyaset kalbi tanzim için berekettir

Kalbin derinliklerinde suhulet tadımdır letafet aşk yaşandıkça çok başkadır

 

Gördüğün aleve aldanma

Ateş, sadece düştüğü yeri yakar sanma

Aşkın gailesinden uzaklaşma, şayet hakkıyla kulsan usanma

Sabrın heyecanını yudumla, kanaatin ülfetinden yılma, umudun var ya

Ne kadar beklersen bekle katiyen solma ve direniş niye başkadır yaklaşsana

 

Ey edebine ram olduğum

Aşk zadeliğinde neden mahzunum söyle

Elin elime değmese de, nefesin hissiyatımda renklenmese de

Sen yinede halimin fakirliğini unutma, hasretin adımlarında soldurma

Ne kadar gözden ırak olsam, tahayyülümde sen varsın, halim içinde farksın

 

Hala esininle yazıyorum

Ve neler yazdığımı o an aşkla anıyorum

Yine sessizliğin sahnesinde aşkın süruruna adımlıyorum

Nereye gitsem hazzı hasretin kollarına bırakıyorum, öylece susuyorum

Çektiğim sancılar acıtmıyor, aksine kalbimde manalaşıyor, aşk coşturuyor

 

Anlıyorum ki cefa rahmettir

Ecir kulluğuma gerekçedir, şevk direniştir

Gönül aşkla delalettir, sevebilmek şefkatin kadridir, kul onu bilir

La derken reddiyeyi, illallah derken aşkı kabulü ihsan içinde yaşar ve anar

Yaşamanın niteliğine kanar, aşkı bu manada gönüller ikliminde farkını anlar

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Abi günde kaç tane şiir yazıyorsunuz.Maşallah Tebarekallah.Allah kem gözlerden muhafaza eylesin.Daha hiçbirini tam olarak bitiremedim ama şeklleri gerçekten ilgi çekici.Üstten alta doğru genişliyor

Share this post


Link to post
Share on other sites
Abi günde kaç tane şiir yazıyorsunuz.Maşallah Tebarekallah.Allah kem gözlerden muhafaza eylesin.Daha hiçbirini tam olarak bitiremedim ama şeklleri gerçekten ilgi çekici.Üstten alta doğru genişliyor

 

 

 

Amin efendim... Müteşekkirim...

Vakit elverdikçe, kalbim fakirliğinde...

Aramış olduğunuz nitelik ne gezer halimde...

Okumak, anlamaksa, yazmakta idrakin kavlinde...

Her ne kadar bazı kalem erbapları kinaye etselerde...

İşim olmaz onların edebi derinliklerinde, çünkü kalbim sığ iklimde...

Farklılık, şekliyeti öncelemez, melalim nasıl seriliyorsa mısralar anlamında ortada...

Share this post


Link to post
Share on other sites
Her ne kadar bazı kalem erbapları kinaye etselerde...

 

Bizden kaçmaz abi, bu laflar bana.. Üzdün, kırdın, darma duman ettin beni. Oysa ben, oysa... Dili yok kalbimin abi..

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kimseyi üzmek ve kırmak haddim değil...

Melalimi yazmak ve anlatmak kötü değil...

Kimseye bir sözüm yok, özüm hırs değil...

Edebi nefeslenmek aşksız ve acısız değil...

 

Kendi halimleyim, bir yarış içinde değilim...

Ademden maksat, adamlığa meylederim...

Kime ne söylerim, sessizce yazar giderim...

Ne şair ne yazar fakirliğime paha biçerim...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Derdimi Ummanlara döktüm!

 

 

Ne söyledimse

Ve işittiklerim hissiyatımla muvazenemde

Maksat muhabbete ram olmak için kadrin bereketinde

Dert insan içinse, elbette ki bir kulum bende acizliğin sefilliğinde

Bazen yâre seslensem de ve bazen kalbi hüznümü teslim etsem de demiyle

 

Hicran halimde

Ruhum her ne kadar sukut etse de kederde

Dilim kelimelerde, sinem yâd ellerde, hasrette içimde

Kime ne söyledimse kem sözler halime, övgülerde aziz nefeslere

Nerdeyim ve hangi hal içindeyim hiç bilmeseler de yazıyorum işte kalbimle

 

Dinlediğim tambur

Öyle elemli feryat ediyor ki hicran ahengiyle

Bestelediğim çileler güftelerimde, yazılan şiirler âlemde

Sarf ettiğim gayretim hamiyetin ellerinde, hissiyatım hüzün içinde

İşte mezar halimi meftun edince, ruhum kalbimi titretiyor aşkın nefesleriyle

 

Belki susmam gerekiyor

Ne kadar yazsam da yanmak içimden geliyor

Melalim devran ediyor, ruhum sema halinde meşk ediyor

Derdim halime sürur bahşediyor, sabır aşkta dur durak bilmiyor

Baht sendeleniyor, zihnim feveran ediyor, lakin aşk ziyadesiyle esin veriyor

 

Aşinayım hilali yâre

Ey çilem artık ne bekliyorsun aşk feri ile halde

Sevda harıyla haz veriyor kalbime, aşk nidasıyla sancılar içinde

Ne kadar çektiğim elem varsa yalnızlığımda, hasret kilim oldu nazıyla

Ey şark, beklide garp sakinleri anlayın artık aşkı sahibinin izniyle kalbimde

 

Ne badı sabahlar

Ve kalbimden fırlayan umutlar halime acı veriyor

Gözlerim boşaldıkça ruhum kadre eriyor, dil coşku içinde dönüyor

Ruhumun sancakları atiden neler bekliyor, mazi mütemadiyen derliyor

Kim ne söylerse elbet hesabı biliyor, ölüm vaat edilen dirilişle ahenkleşiyor

 

Yağmur nur olarak iniyor

Kar letafetiyle sukutun ziyadesini aşk ile müjdeliyor

Kalbim sürurun mefkûresinden hamiyet bekliyor, gülün şevkine eriyor

Melalim bu vakit durmuyor, hissiyat ahenge bürünüyor, kalbim zikrediyor

Dil şad olunca kalp aşkın lisanına erişiyor ve huzur ruhuma refakat ediyor

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Pişman olursan bir gün!

 

 

Sarf ettiğin nefesin nedametinde

Hissiyatın sağanağında boynun bükülmüşse

Hasret sineni hicran deminde dağlayan kederse yinede üzülme

Henüz zaman geçmiş değil, ömür sayfaları bitmiş değil, gönül sönmüş değil

Halimde kalmışsa bir heyecan, ram olacaktır ona sevdalı can, aşk şevkine inan

 

Ey süzülen hüzün halimde fevksin

Ne kadar nida etsem de, sükûtumla bütünsün

Neden içimde feyizsin, tefekkürümde ülfetsin, muvazenemdesin

Aşk suhuletinde iffetsin, edebin senasında serinsin, bahtın bahsinde badesin

Terennüm ettiğim yudumlar, gözlerden boşalan yaşlar henüz geçmediğini söyler

 

Nasıl bir sevdadır bu ey yarabbi

Her deminde sen varsın, ilkbahar misali nazsın

Aşk ferahlığında davamsın, ruhun adımlarında var olan aşksın

Umman için serapsın, umudun kavlinde farksın, sen biçare gönlün sağanısın

Kim dönerse, kalbin derinliğinden eğlediğim mukabelemle hüzünle anılan ramsın

 

Ruhum göçebeliğinde mahzun

Kalbim aşkın letafetiyle şimdilerde hazza doygun

Attığım adımlar ve sarf ettiğim soluklar mefkûrem için solgun

Aklım kifayet etmiyor, iradem zafiyet içinde çöküyor, idrak kalbime aşk diyor

Lakin gözlerim fersiz dizlerim takatsiz sözlerim edep için kifayetsiz vakit istiyor

 

Ah ederek halini her anışımda

Bir âşık misali her yanışımda gözyaşlarım dinmiyor

Yıllar unutturamadı, edebin kalbime sürur kattı, hasretim kat be kat arttı

Hali kuşatan sevdan neleri hatırlattı, aşk kalbin sağanağında ölümle arkadaştı

Issız sokaklar ufkumda seninle arkadaştı, sakin köşeler düşüncelerime seni anlattı

 

Ömrün kalanında bahar şevktir

Vaktin müddetinde umutlar sürur ilkiyle letafettir

Bahtım senin sessizliğinde fevkalade gariptir, aşk kutsiyeti kalbime şereftir

Kime ne anlatsam elbette ki sancı çekilecektir, lakin aşkı ancak yaşayan bilecektir

Ömür bitse de, kalbim inlese de, şayet aşk ruhuma refakat etmeyince kabrim fakirdir

 

Yıllara borçluluğum aşk acısıdır

Hasretin sılasına yolculuğum hep kalbimde sancıdır

Nihayetinde ne bir kış ve ne de bir naaş kalacaktır, insan aşkla bir başkadır

Kim darda koyuyorsa, kulun halini anlamadan nara atıyorsa, aşka muhtaçtır

Aşk, kulluk letafetinde fevkalade farktır ve tensellik bakımından hayli bir uzaktır

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Es-Selamun Aleyküm...

 

Sayın NFK-Fan, Cilasun Beyin büyük bir problemi var. Siteye ne zaman girse, bazı forumlarda üye olmayanların sadece forum kuralları başlığını gördükleri gibi Cilasun Bey de bu siteye girince sadece Kendi Yazdıklarınız'ı görüyor. Müdahale etmek icap ediyor sanırım. Yoksa Üstad Hazretleriyle ilgili açılmış forumu kendi blog'u zannedip böyle kullanmaz herhalde... Yardımcı olalım Cilasun Bey'e.

 

Selametle...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kırdın ümidimi, yıktın şu gönül lânesini!

 

 

İbretine ram olduğum gönül ne ummanmış

Ruhumun vecdinne sunulan korkular, halimde hicranmış

Ah, kalbi bitaplığımda ümitlerim hazanlaşmış, nefesin şevki kalmamış

Melalim sükutun burukluğunda sessizliğin rengiyle boyanmış, merak uzaklaşmış

 

Günler aylar geçsede sancılar ruhuma akmış

Seherin masumluğu kutlu sevdaların hüznüyle şakımış

Ha gün kararmış veya geceler kalbime hicranın elemini sakinde bırakmış

Ölüm henüz yaşarken sinemde başlamış, mavera haşyeti kalbimde çok başkaymış

 

Ey ömrümün baharında ducar olduğum gam

Hani nerede meşkin süruruyla abat olacağım beklediğim sabah akşan

Bu hicranın sancısına ne dayanır, hasret bahtım için son duraktır acım haktır

Derdim için sığındığım, titreyen kalbimin yegane sahibi yüce haktır, aşka muhtaçtır

 

Kırılan ümitlerim düşlerin eşiğinde yaşıyor

Halimin fakirliği fevkalade boynumu bükerek, hesapla yüzleştiriyor

Ruhuma beklediğim esinti kar etmiyor, dilim susuyor, kalbim hüznü yaşıyor

Ne kadar bekleyen çilem var ise nöbette ruhumla bedelleşiyor, sürur yinede gelmiyor

 

Yöneliyorum sessizliğin derinliğindeki sese

Vicdanım haşyetin titretmesiyle nefesimi kesede gözlerim durmuyor

Boşalan yaşlar sanki ıstırabımı ummana boşaltıyor, içim biran rahatlıyor

Zihnim duruluyor, sine-i sesim halimi burkuyor, beklenen aşkı hasret ses vermiyor

 

Gözlerim uzakların özlemiyle durmuyor

Melalim içime akarak sancılarımı katlıyor, hazan halimi yansıtıyor

Sessiz çığlığım ufkun müsamahasından hamiyet diliyor, hüzün sökün ediyor

Çiseleyen yağmur umuduma neler söylüyor, sular durularak huzur kalbime giriyor

 

Ne kadar müptela olsam da hesap var

Hasretin bağrında mütemadiyen sancılar yaşasam da hakkaniyet ar

Çıkmaz sokaklar, kuytu köşeler, sönmüş yürekler ancak umutla şevke ererler

Sessizliğin mukadderatında el hak ölümle yüzleşip atisi için rahmeti hep beklerler

 

Gönül için neler söylense aşka duçardır

Yaşamak bunun için insaniyet bakımından sanattır nefesin vecdi vardır

Sabır çilenin yoldaşı, sevda harın arkadaşı, aşkın sağanağında işaret taşıdır

Niyetin halisliği, gayretin ihsanla ahengi, ihlâsın beklenen fedayı edebi aşk içindir

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

CUMANIZ MÜBAREK OLSUN CAN KARDEŞİM YİNE MEST ETTİNİZ BİZİ ALLAH C.C RAZI OLSUN FEYZİN TÜKENMESİN BAKİ MUHABETLE....

Share this post


Link to post
Share on other sites

Amin can kardeşim...

Bu kadar sessiz bir ortamda...

Yalnızlığın solgun bırakan ferahlığında...

Sesiniz ve aziz nefesinizle sürur bahşediyorsunuz...

Böyle manidar kelamınızla kalbi hazzı ülfetle yudumluyorum...

Elbette ki fakirliğim muvacehesince niyaz ediyorum ve selamlıyorum...Hürmet ve muhabbetlerimle efendim...

Share this post


Link to post
Share on other sites

İrşada muhtaç kalbim ne hazan!

 

 

Bahara ermeyen nefesimle

Sine-i melalimde derlediğim hicranın sesiyle

Ruhumun muhtaç olduğu ulviyetin payesiyle neden hüzne akarım

Ah yine başlıyor hali fakirliğimde dinmeyen efkârım, sefilliğe açılan ağıtlarım

 

 

Hali iklimimde güz var

Umutlarım kalbi sürura ne kadar hasret yaşar

Dile gelen sevda ruhum için letafetiyle ne ülfetli bahar, aşk bir ar

Artık çalma kapımı, nazarlarımda uçsuz bucaksız mezarın haşyeti har ey yar

 

 

Neyleyim bahtın edebiyim

Sabır içinde boynumu bükerek nefesi sevk eğlerim

Hamiyete muhtaç olan solgun gönül kafesim, lal olan bu dilim

Umman için derlediğim ve güftelediğim hüzzam nağmelerim hasreti ilzam eder

 

 

Vurgun vaktin bekçisiyim

Ne fark eder, gece ve gündüzümle ne çok hali fakirim

Niteliği ne bilirim, idrakten uzak bu elemli nefesim, ah kederim

Dinlediğim nağmenin, acemaşiran sükûnetinde başlıyor o bırakmayan kederim

 

 

Yazık, yazık ki şu ömrüm

Şiddetle özlemini duyduğum lakin koklayamadım gülün

Nefesin deryasında andığım ve meftun olduğum bülbülün aşkında sökünün

Feryadımın içselliğimde şakıyan ve anlamı hakikat olan sancı yaşatan öğüdün

 

 

Girdabında fevkalade esirim

Feda olmadığım müddetçe, aşkın narını teneffüs etmedikçe

Müşkülü sevdanın yelpazesinde esin duymadığım bir hakikatse ne bizarım

Figan olan ve kalbi cenahımda hesabın mutlak olan acısını sunan aşka niyazım

 

 

Gel eyleme, sevgini engelleme

Bir tebessümün dahi bahşettiği süruru ne olur hakir görme

Vaktin anında, nazarın hazanında, umudun solgunluğunda hamiyeti esirgeme

Bakir olan muhabbeti, teslimiyet için edebi, kalbin şad olacak sesini hiç unutma

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Kalbi sürur ruhuma ne söylüyor!

 

 

Güneş aşkı letafetle çekiliyordu

Aydınlık adına her ne varsa çaresiz etrafa bakıyordu

Sine yanıyor, dil susuyor, yürek burkularak vaktin ilhamını yudumluyordu

Ruhumun hicranı yeniden başlayarak, haşyetin kollarında yalnızlığına ağlıyordu

 

 

Elbette ki tevdi edilen ne varsa

Merak haddizatında ihsan edilen akılla idrake açılsa

İnşirah kalbi ihata ederek saadetin süruruyla mavera dirliğini aşkla sunsa

Gönül mahzunluk yaşamasa, aşk hasretiyle yüreğimi burkmasa, gözyaşları dursa

 

 

Düşünmek niye kifayet etmiyor

İrşadın gerekçesi niye gayret ve izzette gizlenip gidiyor

Ruhum kalbim için aklıma müracaat ediyor, iradem zafiyete imrenip eriyor

Umutlarım hazan içinde neyi bekliyor, vücudum titriyor, takatim tükenip göçüyor

 

 

Gittiğim yerde kal gelme boş yere

Her neye kefalet ettimse yine başım bin bir dert içinde

Vicdanım ruhuma refakat edince, saflığım her zaman kalsın hüzünlü halimde

Aldatan olmayayım, alalanarak nefesimi arza bırakmayım, fakirliğimde kalayım

 

 

İnsan buya sual mi olur kullukta

Her neye tanzim ederek sin-i hasrettiğim aşk olmayınca

Hırçın sancılar kalbime temayüz ederek hakikatin sayfasını ruhuma anlatınca

Sessiz soluğum ve terennüm ettiğim inayet boşluğum, muvazenemi alaşağı ediyor

 

 

İşte o vakit ne yârin sesi duyuluyor

Ne suskun melalin çığlığı hakkıyla ruhuma ilhak oluyor

Nidam duyulmuyor, yüreğim ebedin yolculuğunda haşyeti titreyerek yaşıyor

Sinem daralıyor, gözyaşlarım durmuyor, nefesim etkisiz, gözler fersiz aşk diliyor

 

 

Ne vakit duyulur ve hissedilir meram

Haydi, bak yine içine alıyor ruhumu bu hüzünlü akşam

Nerde Şam, orda akşam diyen sineyi yâd ediyorum yaşadığım korku hardan

Rabbim gönlümü aç, kalbime inşirahın sürurunu kat, ihsan hazzını ruhumda yaşat

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Vurdu yine gönlümü şu mahzun hazan!

 

 

Bin kızıl çöl çöktü yine gönlüme, akşamdan beri

Ülfetin naifliğine alıp götürüyor o sazın aşkı teli

Serdedilen güftenin zarafeti, mısraların aşkın seli

Değmesin göğsüme artık hüznün kuşatan esenliği

 

 

Neyleyim ki garibim yine gönül hanemde hasretim

Özlemin bahtından esen nidaların sükûnunda erim

Hali fakirliğime çaresiz boyun bükerim, ah inleyim

Duyulsun artık, şu sinemi dağlayan elemde nefesim

 

 

Ne bekleyen narın korkusu ve ne de yolculuk argını

Yüreğimi dağlayan hasretin kuşattığı o aşkı hicranı

Ram olduğum hazanın o sessiz şarkısı akan gözyaşı

Deva sunmuyor baharım kutlu umudu, aşkı muştusu

 

 

Yine gönlüm virane, geceler haşyetiyle aşkı merdane

Ruhum amadedir mizan içinde bekleyen her haşyete

Sine-i solgunluğum geçit vermiyor sevda meşalesine

Ne söyleyim artık zırha bürünen ses vermeyen o yâre

 

 

Durgun suların anlattığı ve misali hakikatte kadere

Yazgımın hasrettiği her sahifesinde yaşattığı kedere

Muhtacım kalbimin hicranında buutlaşan her nefese

Mahkûm olduğum elemli esarete, hasretim kutlu sese

 

 

Ne kaldı artık ömrü baharımda hazan hüzünle akar

Sessiz çığlığım yıllardır sinemi acılarıyla çok dağlar

Çekildiğim ıssız sokaklarda yüreğimi hicranla yakar

Ne anam ağlar, kalbim suhuletin bağrında aşk yaşar

 

 

Yalnızlığıma refakat ediyor hissiyatımla o mısralar

Kuytu köşemde nicedir bekleyen, solgundur umutlar

Kabir için kaldı artık alınan sessiz hüzünlü soluklar

Yüreğimi buğulayan yaşadığım o korkular ve ağıtlar

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ey badı sabah için hıçkıran gönül!

 

 

Vaat edilen umut niye aman vermiyor

Salıverdiğim nefesler hicranımla hesapla bedelleşiyor

Ruhumun azadeliği yüreğimi burkarak, sineme hasreti yağdırıyor

Dilim susuyor, kalbim konuşuyor, gözlerim mecalsiz bir şekilde ufka bakıyor

 

 

Her attığım adımda gözüm kararıyor

Göçtüğüm mekânlar artık nefesimi bırakarak ağlıyor

Bilmem ki geriye ne kalıyor, ne bir ses ve ne de bir eser bağlıyor

Ruhumun bizarlığı niye halimi korkutuyor, hesap kalbimde bir başkalaşıyor

 

 

Yalnızlığıma avdet eden yârin sesi

Ruhuma şevk bahşeden busesi, edebiyle o aziz nefesi

Sanki kalbime vuslatın payesiydi, fakirliğime hamiyeti eğledi

İşte sineme sudur eden süruru ve nefesin ilzamında ki kutlu nuru anlamıştım

 

 

Çekildiğim sessizliğimle onu andım

Bağrımın yangınlığında ve hıçkıran umutlarımla ağladım

O an ve geçmeyen aşkı zamanda bilmem ki ne kadar dağlandım

Çok dalgındım, görmediğim dalgaların serencamında hicranımı yudumladım

 

 

Hüznün feyziyle ellerimi öyle açtım

Ağladım, durmadan yüreğimi açarak yangında adımladım

Acizliğimle ve dilimin sefilliğinde halimin fakirliğini Rabbime anlattım

Gönlümü aç, çilede inkişafı ruhuma kat nefesimi sürurla ve edeple halime tat

 

 

Dinmiyor elemin furyası kalbimde

Bilmem ki daha ne kadar refakat edecek bu sefil halime

Hani o iştiyakla bıraktığım kutlu umutlarım hala nasibi hak seferinde

Ömür sahifemde, nefesin göçü haşyetiyle elemle demde, mizan hazin halimde

 

 

Bir nazar eğleme artık nefes bitti

Sürur kalmayınca kalbimde şevk tükendi ve sessiz gitti

Beyan edemediğim meramım ve mısralara yazdığım yangınlığım hissedildi

Gönül ummana yöneldi, derdi gamını hicranıyla ve nefesin kalanıyla ona döktü

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bin hüzün güftesiyle sinemi dağlarım!

 

 

 

Bülbülün sesin ülfetiyle feryat diyor

Mahzun kuşlar kanatlarını çırparak umuda yöneliyor

Nasip bahtı felah için çiyli serdediyor, içim gidiyor, gönlüm ağlıyor

Göçüp giden şu virane gönlüm sessizliğe gömülüyor, uzletin aşkıyla nefesleniyor

 

 

Ne vakit bir musalla taşını görsem

Çıktığım ve ram olduğum efkârın süruruyla ağlasam

Yüreğimin yangınlığını hiçbir gönle aktarmadan çığlığımı yudumlasam

Hiç uyumadan seherin ahengini ruhuma taşısam ve aşkın vecdiyle hasrete kansam

 

 

Nereye yaslansam sinem bir avare

Sevda dilim için sanki edebi bir bahane, aşktan azade

Başlıyor yine serabın ülfetine yakışan ve yağarak anlamlaşan her kadre

Ruhum bigane, halim divan, zihnim merdane, nefesin hicranı duyulmuyor ah paye

 

 

Bin hüzün çökse de bu fakir gönlüme

Haykırdığım melalim çaresiz çekiliyor acı sessizliğine

Hani takat ve şevk nerede, sürur kalbimden arî derinliğinde ve kederiyle

Ruhumdan sadır olan ve sinemi daraltan yalnızlığımla abat olarak göçer giderim

 

 

Sine-i sürurumdan kopan yaprakları

Ruhumun baki olan hicran damlalarını terennüm ederim

Bir yudum suya hasret nefes gibi kuytu derinliğe meylederim, çile benim

Ne kaldıysa ve bıraktığım çaresiz nefesimle, hali fakirliğimde uçuk bir sazendeyim

 

 

Kim hangi cüretle nazar edebilirim

Kalbi çöküntüleri ayan olan ve fevkalade biçare sefilim

Kalmayan gücüm, fersizleşen ve boşluğu anan iki gözüm ve edepten arî dilim

Bu viraneliğimde aşkın namütenahi dirliğini ve birliğini nasıl deruhte ederek giderim

 

 

Ben hali fakirliğimde ikamet edenim

Adamlığın adımlarında metanetini koruyanlara gıpta ederim

Ah biganeleşen hüzünlü nefesim, ömür sahifesini tüketen hicrani defterim

Sessizliğime çekilerek, aziz nefesler için niyaz ederim, selamı önceleyip sürur dilerim

 

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Mağrur gözyaşların sinemi dağlıyor!

 

 

Ülfetin bağrından serdettiğin nefesin

Sessizliğin tüm katrelerinde yüreğinde demlediğin elemin

Ah sine-i melalinde mütemadiyen çıkmayan o hazin sesin, aşkı kederim

Şimdi başımı döndüren hasretin, suya hasreti kuşanan viraneyim şevki neyleyim

 

 

Âlemi hakikate açılan kutsi düşlerin

Çile için hasrettiğin inayetli suhuletin, hali fakirliğim elim

Sinemi dağlayan özleminle hazin sancılar içinde ne sefilim yine şükrederim

Ram olduğum hasretinle, haz duyduğum uzletin seyrinde biganeleşen aşk feriyim

 

 

Bin hüzünle dinlediğim efkârlı neyin

Meşkinde avareleşen divaneyim, düşen yaprağın ibretindeyim

Tefekkür için niyaz ederim, içselliğimin feyziyle kelam eden buruk zadeyim

Şimdi kime ne söylerim, hicranın süruruyla nefesin kadrini bekler, hüzne giderim

 

 

Çaldığım kapılardan artık umut yok

Bahtı fütuhatımda sevda için kuruntu ne çok, ümidim sanki ok

Mızrabın sesinde, mağdurluğum halimin bendinde kederiyle çıkıyor sefere

Her ne kelam etsem de kalbim, sahibinin izniyle vuslat için umut feyziyle demde

 

 

Temaşa ettiğim yürekler ayrı âlemde

Dilim sukutun idrakiyle şevkin baharından hazla söz etmeyince

Sine-i melalim hazanın sükûn bulan sahnesinde, kalan nefesim aşk içinse

Sevdanın rahlesinde, merakın her katresinde hicranın haşmetiyle idrak kalbimde

 

 

Ne akşamın ve ne de ihtişamlı şadın

Anılarına şimdi çok muhtacım, lakin aşksız hamiyeti ne yapayım

Bıraktığım her nefeste aşka ihtiyaçlığım ve hakikatin şümulünde hancıyım

Ölüm için tasalanmayan ne garip bir yabancıyım, müddetinde nereye varacağım

 

Bekleme artık badı sabah bir hicran

Abat olacağım yolun hüznü sine-i efkârımda pek dehşetli yaman

El aman ey yar el aman, nefesin ülfetinde, ruhun izzetinde kalbim ne hicran

Sarf ettiğim her kelam, duyan ve hisseden için letafeti bağrında taşıyan hüzzam

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bir sır gibi sakladım yıllarca esinini!

 

 

 

Hani yüreğe merakı salan

Halin ikliminde süruru sessizliğin hazzıyla akıtan

Vahaların sultasında ihtişamıyla aşkın kutsiyetini anlatan sükûtsa

Sevda kalbimi ihata ediyor harıyla, meşkûk halim kanatlanıyor aşkın narıyla

 

 

Ne cenneti ve ne de cehennemi

Kalbi manada terennüm edemediğim kutsi hakikati

İnşiraha ramak kalan eşiği, sinemi dağlayan seyri tevafuk hevesleri

Kaybolduğum iradeyi saadet zafiyetlerimi, hesap ettikçe sefilleştiğim nağmeyi

 

 

Ne sen sor ve ne de beni acıya koy

Dağların ihtişamından şakıyan engin bir aşkı sor

Nazarların ilzamında, yüreğin her çalkanışında sevda arif için bir oy

Hakkın nağmesinde, ayetlerin derinliğinden sudur eden hikmetin aşkına ram ol

 

 

Bülbül niye şakıyor hiç bilir misin

Sesin titreşiminde nefesin müddetine erişen ülfet misin

Sen bir vakti saadetsin, ölümle iç içe olan ziyadesin, tefekkürle şevksin

Mavera yolculuğunda payesin ve aşkı hakikat için hevesleri derdest eden arifsin

 

 

Hani nerde kaldı mazi iştiyakı

Etrafı kuşatan sekilerliğin şatafatlığı, ağlatan ıstırabı

Bir gül misali saklanan kalbi fütuhatı, edebin naifliğinde nükseden adımı

Kime sorayım, nereye edebi nazarla bakayım, ibretin sürurunu hasretle anayım

 

 

Gönlün hülyasında şevke kanayım

Yâd ettiğim kutsiyetimi manidar bir nazara koyayım

Attığım adımların girdabında, kalan takatsiz nefes darlığında ne yapayım

Titreyen kalbimi, aşkın feyzine bırakıp, çilenin efkârıyla vuslat için yakarayım

 

 

Bırakma sinemde artık mahzunluğu

Sine-i payemde yaşadığım anlamlı mağdurluğu çek al

Ne kaldıysa ömürde ve müddeti zaman saadetinde aşkın feyzine durma sal

Çığlığımın duyulduğu yüreklere idrakin iştiyakını sal, ibret için çilede sevda ar

 

 

Mustafa CİLASUN

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...