Muvazene 190 Report post Posted November 18, 2007 Küfür, varlık ve ruh hisarımızı baştanbaşa; taş taş yokladıktan sonra, bizi en zayıf bulduğu noktadan vurmak istiyor. O da, kendisini Müslüman sanan ve şuursuz bir şahadet kelimesi ve kalbin refakat etmediği beş vakit namazın sesi altında uyuyan insanları uyandırmak kabiliyetinde bir adam çıkınca, onu lekelemek, bu oyuna kolayca inandırmak; ve asırlar boyunca aldatılmış ve apıştırılmış olan bu kitleyi yine aldatıldığı vehmiyle dağıtmak, teker teker nefs deliğine kaçırmak, başsız ve rehbersiz bırakmak.. Anlıyor musunuz??? Allah rızası için bu hikmeti, anlayanlar anlamayanlara, bir kere, bin kere, milyon kere anlatsın ! Sizin anlayacağınız, “ Bu memlekette din serbesttir!” dedikleri şey, her ferdin, ikinci fertle bir irtibatı olmaksızın, kendisine benimsemekte güya hür olduğu o şuursuz şahadet kelimesiyle, kalbin ve idrakin refakat etmediği o beş vakit namazdan ibarettir. Böyle insanların ikisi, yirmi ikisi, yirmi iki bini veya yirmi iki milyonu da, iç halini bir yüz karası gibi gezdiren ve gizleyen bir tek fertten, tek fertçikten ibarettir. Hala mı anlamıyorsunuz??? ( Cinnet Mustatili’nden ) 1 Share this post Link to post Share on other sites
Mcht 3 Report post Posted November 30, 2007 eyvallah Allah razı olsun Share this post Link to post Share on other sites
outofplace 0 Report post Posted December 2, 2007 Allah razı olsun kardeşim .. Share this post Link to post Share on other sites
BDG 76 Report post Posted December 8, 2007 Küfür yine en sinsi oynunu, küfrü yıkmış,küfrün feveranından eser bırakmamış ve asırlar boyunca takva dolu gönüllerde bir meşale eşliğinde, çağını tenvir ederek yepyeni bir çehreyi insanlık alemine tanıtmış olan ve gayesi mücerret bir toprak davasının çok ötesindeki bir ruhu şimdi hıncını alırcasına, yaptıklarını ödettirircesine içinden vurmaktadır. Ümidimizin ve ümitsizliğimizin dengesini bir türlü yakalayamadığımız bu noktada şimdi bizlere önümüzü aydınlatacak bir ışık, bir şua,bir yıldız parıltısı "hala anlayamamamızdan" dolayı bedenimizin ruhumuza ihtiyacı gibi lüzumludur. Hala o son kıvılcım tanesini yani Anadolu'nun bilmediğimiz noktasında mevkilenen, anlayışı ve anlatışı ile bize bizlerin ilacını sunan,tahakkümsüzlüğümüzü zıttına inkılap ettirecek ve makus talihimize son verecek kahraman(lar)ını bekliyoruz. Tüm ümidimiz bu noktada kenetli. Devler içerisindeki küçüklerden olan Türkiyenin o devlerde dahil olmak üzere herkesin kurtuluş iksirini kendisinde saklaması misali, bizlerin yani Anadolu'nun kurtuluşu da yine devler arasında bulunan kemiyetçe küçük(kemiyetçe küçüklüğü keyfiyetçe büyüklüğündendir, lütfen yanlış anlaşılmasın) fakat keyfiyetçe en başta bulunan yüce anlayışta, Büyük Doğu'da. Ruhumuzun düzenli şekilde zehir verilen birisinde gözlenen yavaş ve etkili değişiklik gibi bozulduğuna şahitlik ettiğimiz şu hengamede iki seçeneğimizin olduğunu ya hep demek ya da hiç demekten başka çaremiz olmadığını bildirmek zorundayız. Arası olmaz, itidal ya hep de ya hiçdedir. Uyuşturulmuş,unutulmuş,unutturulmuş, benliğinden soyulmuş bedenlerimize yaratan şefaat versin. Ve üstadımızın çilesini çekip de yaşadığı ve de bir an bile olsa yaşatmaya,tattırmaya çalıştığı o anlayışı ve aksiyonu bizlere tattırsın Share this post Link to post Share on other sites
yunuscoskun 4 Report post Posted March 11, 2010 Bunu anlatmayı kendime gaye bilmek hayatımda bundan öte bir gaye bilmemek istiyorum...Nasip et ya rab!!! Share this post Link to post Share on other sites
turbix122333 4 Report post Posted March 11, 2010 bu milleti adam edeceğiz diyenler ,adam olması gereken milletten değil miş gibi reyhan arkadaşımızın yukarda yazmış olduğu yazıya muhatap değillermiş gibi,davranıyorlar...ayrıca üstattan birkaç yazı okuyoruz ve kendimizi O'na muhatap zannediyoruz...Yine O'nun tabiriyle ölüme başkalarında inanmanın hali...Allah ım bizi üstadın İslama nispetle olması gereken gençlik diye belirtttiği gençlik eyle.... Share this post Link to post Share on other sites
turbix122333 4 Report post Posted March 11, 2010 (yukarının devamı)...işte burdan yola çıkarak şunları söyleyeyim;üstadın anlıyor musunuz hitabını duyan adam arkasındakine dönüyor ve anlıyor musun diye ona hitap ediyor.(kendisinin ne anladığını bilmeden).bu millet adam olmalı hitabını duyan papağan gibi aynı şeyi tekrarlıyor.Üstadın çapına nispetle kendimize bakarsak benim hal izahım şu:.O nu anlamayı bırak ona muhatap olmanın şartları bile ne ağııır.peki ona muhatap olmanın ,anlamanın,anlayamıyorsan anlaşılmazlığı içerisimnde anlamanın metodu ne ? yani ben ne olmalıyım ki onu anlamanın eşiğine adım atayım ve muhatap olmanın ilk şartlarını gerçekleştir miş playım.burdan yola çıkarak şunu da ifade etmeliyim:Üstat bir yazısın da kim var diye sorunca sağına soluna bakmadan ben varım diyen bir gençlik arzusunu dile getiriyor.Allah ım beni "ben varsam bu dava var "diyen gençlikten bir gençlik eyle... Share this post Link to post Share on other sites
samyeli 1 Report post Posted March 11, 2010 Bunu anlatmayı kendime gaye bilmek hayatımda bundan öte bir gaye bilmemek istiyorum...Nasip et ya rab!!! Amin ecmain abi... Paylaşım için teşekürler Reyhan abla...Biz 21.yüzyılın esaretinde kalan gençlerede anlamayı nasip et ya Rab! Share this post Link to post Share on other sites