Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
nedmanün

“osmanlı’yı Yeniden Keşfetmek”

Recommended Posts

İLBER ORTAYLI...

Yeni kitabı “Osmanlı’yı Yeniden Keşfetmek” ile dikkatleri bir kere daha Osmanlı tarihi ve medeniyeti üzerine çeken Ortaylı, “İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı”, “Osmanlı Barışı”, “Gelenekten Geleceğe”, “Osmanlı Toplumunda Aile”, “Osmanlı İmparatorluğu’nda Alman Nüfuzu”, “İstanbul’dan Sayfalar”, “Türkiye İdare Tarihine Giriş” vb. gibi eserleriyle okuyucularını yeni bir tarih okuma macerasına götürüyor. Prof. Ortaylı, Osmanlı’nın tarih sahnesine çıktığı 13. asırdan bu yana geçirdiği evrelerin çok iyi bilinmesi gerektiğini söylüyor. Osmanlı’nın menşeinin Oğuz Han’a kadar götürülebileceğini belirtiyor ve “Oğuz Han önemli bir hükümdardır; başka milletlerin tarihinde de böyleleri vardır. Mesela Fransa hükümdarları için bu Boyemont’tur, İran kralları için Feridun’dur. Fakat pozitivist tarihçi gözüyle, Osman Gazi’nin babası Ertuğrul’un Gündüzalp olduğu söyleniyor. Hatta Söğüt’teki türbenin bile ismini tashih ettiler. Ondan evvelki fasıl da Süleyman Şah’tır. Rivayete göre, Fırat üzerinde boğulduğu için orada Caber Kalesi yapılmış ve Türk mezarı inşa edilmiştir. Zamanla mezarın taşları numaralanarak değişse de orası bir Türk mezarıdır. Şimdi Suriye toprakları içindedir. O da oraya defnedilmiştir” diyor.

 

Fahreddin Paşa’ya dikkat

Birçok şeyi aynı anda düşünmek zorunda olduğumuzu belirten Prof. Ortaylı, Osmanlı’yı, tarihi değeri olan şehirleri beş-on dakika içinde teslim eden milletlerden ayrı tutmak gerektiğini söylüyor. Ortaylı, “Çünkü bir yeri savunmasız biçimde teslim edip çıkmak ayıptır. Selanik’i böyle teslim ettik diye Tahsin Paşa’nın kendisi de dahil yedi sülalesi karalandı. Türkler şehri nasıl teslim eder; Medine müdafaasına bakmak yeterli. Muahededen evvel mütareke yapılmış. Mondros Mütarekesi imzalanmış ama asker daha beş aya yakın muhafaza ediyor şehri. Fahreddin Paşa, Araplar ve İngilizler’e karşı bir avuç askeriyle şehri korumaya çalışıyor ve arada bütün Mukaddes Emanetleri demiryolunu kullanarak kaçırıyorlar. Şimdi bizim Topkapı Sarayı’ndaki eserler bunlardır. Yiyecek bitiyor, yiyecek bitince çekirge emirnamesi çıkıyor. Fahreddin Paşa’nın Çekirge Emirnamesi şudur: “Kıtaata, zabitan ve neferlere... Çekirge gayet leziz bir ettir. Hem de makbüldür. Hem de peygamberimiz ve eshab-ı kiram yemiştir. Siz de yiyin.” İsterlerse yemesinler çünkü çekirgeden başka yiyecek bir şey yok. Çekirgenin kahvesi de oluyor diyor. Yeyin çekirgeyi, Medine’yi savunun diyor. Kudüs de bırakılıyor ama o kadar kolay değil. Çünkü surların içi Alman müttefiklerin kontrolünde. Şehir bombalanmasın diye Araplar, El-Nebi diye söyledikleri Allenbe’yi alkışlarla karşılıyorlar. Arap düşmanlığı yapmayalım ama bu gerçekleri bilmekte fayda var. Türkler oralardan hemen çekilmedi. Oradaki Türk mezarlarını İngilizler korudu çünkü onların mezarlığı da oraya yapılmıştı. İsimleri iyi tespit edememişler ama şehitlerimizi bırakarak çekildik” diyor.

 

4. Murad bir dâhi idi

Prof. Ortaylı, Hayfa’nın bırakılmasını da böyle anlatıyor ve “İngiliz general Rolls Royce’uyla büyük bir gösterilerle şehre giriyor ama savunma karşısında neredeyse gerisin geri uçarak gidiyor, terk ediyor şehri. Çünkü Yüzbaşı Bilal Bey, 180 kişilik askeriyle o mevzileri o kadar iyi tutmuş ki, şehri savunuyor üç gün boyunca” diye devam ediyor.

Türkler’in asker bir millet olduğunu belirten Prof. Dr. İlber Ortaylı, şöyle konuşuyor:

“Osmanlı padişahları, savaşçı bir zümrenin mensubu ve başbuğu olmak durumundaydı. Bu onların yetişmesinde çok önemli bir meseledir. Ona göre yetiştirirler. Bu bir tesadüf değildir. Hanedanın ilk dokuz padişahı büyük mareşallerdir. Askeri tarih bakımından hiç tartışılmayacak şekilde. Sultan II. Bayezid hiç sefere filan çıkmadı ama ilk dokuz padişah askeri tarih bakımından ilk büyük mareşallerdir. Hiç umulmadık şeyler olmuştur. Askeri eğitim görmediği ve sancağa çıkmadığı halde Sultan 4. Murad gibi bir dâhi vardır. 17. yüzyılın en büyük mareşalidir. Dikkat ederseniz en büyük Osmanlı mareşali falan demiyorum en büyük mareşaldir diyorum. 17. yüzyılda dünya üzerinde ona denk düşecek biri deha yoktur. Bu işleri başardığında yaşı 24’tür. Topkapı Sarayı’nda kapalı yetişmişti yani askeri eğitim alması da mümkün değildi. 12 yaşına kadar orada diğer şehzadelerle birlikte büyümüştü. O yaşa kadar 4. Murad’ın neler öğrendiğini söylüyorum şimdi: Din, Kur’an-ı Kerim, okuma-yazma, siyer, hüsn-ü hat, güzel yazı, edebiyat dersleri... Onu alıp at binip araziye çıkarmadılar, askeri eğitim vermediler. En fazla Enderun avlusunda öyle birkaç kere diğerleri ile birlikte ata binmiştir. 12 yaşında tahta çıkan bu genç adam 19’unda devlete hakim oldu. 28 yaşında da öldü. O vakte kadar da Bağdat ve Erivan fatihi olarak adını tarihe yazdırdı. Ordunun başında o kocaman coğrafyalarda fetihler yaptı, yani mareşallik o kadar kolay bir iş değil.”

 

Anlayışımız çok garip

Sultan 4. Murad’ın karşısındaki ordunun İranlılar olduğunu belirten Prof. Ortaylı, İran ordusunun okul kitaplarında öğretildiği gibi döküntü adamlar olmadığının iyi bilinmesi gerektiğini belirtiyor. “Türklerin, özellikle ortaokul hocalarının garip bir tarih anlayışı vardır. İranlıysa acem palavrası filan derler. Öyle değil. İranlılar iyi askerdir. Esas olarak onlar da Türkmen’dir. İran devletini idare edenler Akkoyunlular, Karakoyunlular, daha evvel Timur ve çocukları, Safeviler ve nihayet Acarlar ve ta 1930’lara kadar hasbe has Türklerin yönetiminde bilhassa ordunun Türkler’den oluştuğu bir memlekettir” diye ekliyor.

Avrupa tarihinde de durumun pek farklı olmadığını belirten Ortaylı, “Mohaç örneğine iyi bakmak gerekir. ‘Osmanlılar kılıç-kalkanı bastı, Macar ordusunu perişan etti’ derler. Halbuki durum hiç de öyle değildir. Böyle bir palavrayı söylemek ayıptır. Çünkü Macarlar da çok iyi kılıç-kalkan kullanıyorlardı. Resmi tarihlerin dışında Mohaç’ı araştırdığınızda göreceksiniz ki, fevkalade az sayıda şehitle tamamlanmıştır. Bin değil yüzlerle ifade edilen bir şehit sayısıyla koskoca ordu tarumar edilmiştir. Bu zafer çok kısa bir gün içinde başarılıyor ve bunu söyleyenler de Türk tarihçiler değildir. O zamanki Macaristan Orta Avrupa’da çok hakim bir krallık. Polonya, Slovakya, Ukrayna’nın bir bölümü, Hırvatistan, Sırbistan ve Romanya’nın büyük bir bölümü ona dahil. Adriyatik’e inen büyük bir devlet. Diğer Avrupa devletlerinde olmayan merkezi ordusu var ve bu ordu Türk topçusu karşısında çaresiz kalıyor. Mohaç savaşını kazanan insan Rönesans’ın büyük bir mareşalidir; o da etrafındaki erkanıyla birlikte genç Kanuni Sultan Süleyman’dır. Genç bir hükümdardır.”

 

Türkler asker millettir!

Bu kadar mareşal yetiştiren bir Osmanlı hükümdarı tipinin iyi araştırılması gerektiğini belirten Prof. Ortaylı’ya göre bunun sırrı, çok eski ve askeri geleneği çok kuvvetli bir millet olmasıdır. Osmanlı padişahlarının ekseriyetle asker olarak yetiştirildiğini kaydediyor ve ekliyor:

“İlk eğitimlerini askeri eğitim olarak alıyorlar. İkincisi mutlaka yazı, din bilgisi gibi şeyler de öğretiliyor. Üçüncüsü ise, garip bir şekilde Osmanlı padişahlarının bir zenaatı var. Avrupa’da böyler bir şey yoktur. Mesela 16. Lui’nin önemli bir saatçi olmasının dışında bu tip adamlar pek görülmez. Yine Avrupa monarkları içinde 2. Katerina bir eğitimci ve tarihçi olarak geçmiştir. Yazıları filan vardır. Hatta ömrü yetse bir Rusya tarihi yazacaktı. Bu isimler dışında meslek sahibi hükümdar pek görülmez. Osmanlı padişahı dışarıda para kazanabilecek şekilde bir zenaatı bilir ve aynı zamanda mareşaldir. Sonuna kadar da devam etmiştir bu durum. Saltanat yıkıldıktan sonra kalan şehzadelerin içinde çok iyi asker olanları vardır. Mesela Osman Fuad Efendi, Süveyş cephesinde çok büyük yararlılık gösterdi. Harp jurnalinde resmi çıkması gerekiyordu ama Enver Paşa kıskanç olduğu için buna mani oldu. Osman Fuad Efendi aynı zamanda iyi bir pilottu. Birinci Cihan Harbi’ndeki hava kuvvetlerimizin istisnai mensuplarından birisiydi.”

Share this post


Link to post
Share on other sites

Çok teşekkür ederiz,İlber Ortaylı'nın tarih bilgisini ve tarihi ele alış biçimini çok severim,mümkünse kitabın devamını da beklerim...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Galiba savaş idare etmek zevki bizim genetiğimiz olmuş :pc: Eğer kitap okumuyorsam veya benzeri bir meşgale peşinde değilsem ve bilgisayardaysam strateji oynuyorum:)

Share this post


Link to post
Share on other sites

gercek Tarih okumak isteyen İlber Ortaylıya bakmalı muhakkak...Osmanlıyı İlber Ortaylının kitaplarıyla tanıdım diyebilirim...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...