Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
cihat

Karacaoğlan

Recommended Posts

İncecikten Bir Kar Yağar

 

 

İncecikten bir kar yağar

Tozar Elif Elif diye

Deli gönül abdal olmuş

Gezer Elif Elif diye

 

Elif'in uğru nakışlı

Yavru balaban bakışlı

Yayla çiçeği kokuşlu

Kokar Elif Elif diye

 

Elif kaşlarını çatar

Gamzesi sineme batar

Ak elleri kalem tutar

Yazar Elif Elif diye

 

Evlerinin önü çardak

Elif'in elinde bardak

Sanki yeşil başlı ördek

Yüzer Elif Elif diye

 

Karac'oğlan eğmelerin

Gönül vermez değmelerin

İliklemiş düğmelerin

Çözer Elif Elif diye

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bitti M'ola, Şam İlinin Hurması

 

Bitti m'ola, Şam ilinin hurması

Gitti m'ola ala gözün sürmesi

Hama'nın, Humus'un telli turnası

Turna, yârin selâm saldı, gel diye

 

Bitti m'ola Şam ilinin gülleri

Aştı m'ola siyecinden dalları

Şu sefil Yakub'un şirin dilleri

Turna, yârin selâm saldı, gel diye

 

Bir ağaçta biter kırk yanal alma

Birinden gayriye elini sunma

Irak, yakın diye eğlenip kalma

Turna, yârin selâm saldı, gel diye

 

Aşına da Karac'oğlan aşına

Yeni girmiş on üç, on dört yaşına

Irak değil, ak pınarın başına

Turna, yârin selâm saldı, gel diye

Share this post


Link to post
Share on other sites

Değirmenden gelirim beygirim yüklü

Şu kızı görenin del olur aklı

On beş yaşında kırk beş belikli

Bir kız bana emmi dedi neyleyim

 

Bizim ilde üzüm olur alc olur

Sızılaşır bozkurtları aç olur

Bir yiğide emmi demek güç olur

Bir kız bana emmi dedi neyleyim

 

Birem birem toplayayım odunu

Bilem dedim bilemedim adını

Elbistan yanaklı Kürdler kadını

Bir kız bana emmi dedi neyleyim

 

Karacoğlan der ki noldum nolayım

Akar sularınan bende geleyim

Sakal seni makkabınan yolayım

Bir kız bana emmi dedi neyleyim

 

Ahahaaha, fena içerlemiş Karacaoğlan...

Share this post


Link to post
Share on other sites

KARACAOĞLAN

 

Yunus Emre, Pir Sultan Abdal gibi, şiirimizin büyük ustalarından birisi de Karacaoğlan'dır. Büyük ustamızın on yedinci yüzyılda yaşadığı sanılıyor.Kökünün daha derinlerde olduğu gerçek. Epope'den Dede Korkut'a; Dede Korkut'tan koşmaya ne zaman geçilmişse, Karacaoğlan o zamandan beri sürüp gelen bir havadır; bir söyleyiş, bir duyuş biçimidir. Onun ne zaman doğduğu, yaşadığı da işte bu yüzden önemli değildir. İptida Karacaoğlan bir büyük kişilikti. Bu bilinen bir gerçektir. Sonra, yüzyıllar geçtikçe halk onun yöresini yeni şiirlerle, yeni yeni ozanlarla, daha da ileri giderek, yetiştirdiği yeni Karacaoğlan adlı şairlerle ördü. Benim gençliğimde Çukurova'da Karacaoğlan adıyla şiirler söyleyen dört tane Karacaoğlan vardı. Karacaoğlan gibi, onun havasında şiirler söylüyorlardı. Halk da -buna çok rastladım türkü derlemeleri yaparken- sevdiği tüm şiirleri Karacaoğlan'a malediyordu. Bir kişiliğin yöresinde böyle yoğun bir oluşma, şaşırtıcı bir şeydi. Bir de Karacaoğlan'ın şiirlerine bakarsak, daha halkın dilinde yaşayan, ya da derlenmiş şiirlerine, bugün de Çukurova köylüsünün dünya karşısındaki tekmil tavırlarını görürüz. Bu belki tekmil doğa karşısındaki insanın insanca davranışıdır, evrenseldir. Belki değil düpedüz evrenseldir. Halkın içinde yaşamış büyük kişilikler, halkın dili olmaktan başka çare bulamamıştlar, böyle olunca da halk onların yöresini daha da, zaman geçtikçe gür bir toprak gibi gittikçe yeşertmiş, ona yeni yeni güzellikler, çiçekler eklemiştir. Ve Karacaoğlan'ın şiiri binlerce yıl akarsular dibinde yıkanmış çakıltaşları gibi dilden dile geçerekten incelmiş, güzelleşmiş, arınmış, zenginleşmiştir.

 

İşte Karacaoğlan'ın türkülerine yaklaştıran havalar da böyledir. Karacaoğlan havası dediklerinden, Karacaoğlan çağlarından ne kalmıştır? Acaba Karacaoğlan bu havaları böylesine tıpatıp mı söylemiştir? Yukarıda söylediğim Karacaoğlan türkülerini halk nasıl örmüş oluşturmuşsa havalarını da tıpkı öyle örmüş oluşturmuştur. Her büyük usta ona bir ses, bir güzellik katmıştır.

 

İşte çağımızın usta, bilinçli sesi Ruhi Su da bize yeni, usta bir Karacaoğlan getiriyor. Onun bitip tükenmez çabalarının, Çukurova'da Karacaoğlan havaları üstüne halk arasında bitip tükenmez uğraşlarının tanığıyım. Karacaoğlan'ın hemşerisi bu büyük usta da Karacaoğlan havalarını kendi kişiliğinde yuğurarak, biraz daha oluşturarak belki de en gerçek biçimde yaratarak bize yeni bir Karacaoğlan getiriyor. Ruhi Su'nun sesinde bütün insanca duyguları, ölümü, ayrılığı, sevdayı, zulmü, doğa güzelliklerini halkımızla birlikte yeniden yaratılarak bulacağız. Ruhi'nin Karacaoğlan'ı yeni, erişilmez bir mutluluğumuz olacak.

 

 

 

Karacaoğlan ne demiş:

 

Arılar da konmaz oldu pürene

Şükür olsun bu sevdayı verene

 

Şükür olsun Karacaoğlanlara, Ruhi'lere.

 

 

Yaşar KEMAL

Share this post


Link to post
Share on other sites

KARA DEĞİL Mİ?

 

 

Bana kara diyen dilber

Gözlerin kara değil mi

Yüzünü sevdiren gelin

Kaşların kara değil mi

 

Güzel, ben seni isterim

Seni koynumda beslerim

Yüzünü, güzel, göreyim

Zülüfün kara değil mi

 

Boyun uzun, belin ince

Yanakların olmuş gonca

Salıverirsin kolunca

Beliğin kara değil mi

 

Utanırım akar terim

Güzellikte yok benzerin

En sevgili makbul yerin

Saçların kara değil mi

 

Beni kara diye yerme

Mevlâ'm yaratmış, hor görme

Ala göze siyah sürme

Çekilir, kara değil mi

 

Hind'den, Yemen'den çekilir

İner Bağdad'a dökülür

Türlü taama ekilir

Biber de kara değil mi

 

Göllerde kuğular olur

Göğüs ak, kara benlidir

Mısır'da çok zengin vardır

Kölesi kara değil mi

 

Pınara konan kuğunun

Kanadı beyaz çoğunun

Çöldeki Arab beyinin

Çadırı kara değil mi

 

İller de konup göçerler

Lâle sünbülü biçerler

Ağalar, beyler içerler

Kahve de kara değil mi

 

Evlerinde sular akar

Güzelleri göze bakar

Hublar yanağına sokar

Sünbül de kara değil mi

 

Karac'oğlan der, inşallah

Görenler desin maşallah

Kara donlu Beytullah

Örtüsü kara değil mi

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bir Ayrılık Bir Yoksulluk

 

Vara vara vardım ol kara taşa

Hasret ettin beni kavim kardaşa

Sebep ne gözden akan kanlı yaşa

Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm

 

Nice sultanları tahttan indirdi

Nicesinin gül benzini soldurdu

Nicelerin gelmez yola gönderdi

Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm

 

Karacoğlan der ki kondum göçülmez

Acıdır ecel şerbeti içilmez

Üç derdim var birbirinden seçilmez

Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm

 

Karacaoğlan

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...