tugra 6 Report post Posted May 4, 2010 Olayı okurken gözümde canlanan ortam, gayet samimi bir aile sofrası. Buna kadar her şey normalken, bir müslümanın evinde hiçbir şekilde o zıkkım bulunamazken, Üstad'ın sofrasında yahut evinde nasıl olur da içki şişesi bulunur? "Mantığım" almıyor dostlar :D "Mantığım" kabullenemezken böyle bir olayı, ben de "misafirliktelerdir" cevabını veriyorum kendi kendime :D Quote Share this post Link to post Share on other sites
tugra 6 Report post Posted May 4, 2010 bir yahudi kadının dahi verdiği keçiyi yiyebilen, sahabelerin kafirlerin verdikleri taslardan su içtikleri, ikram ettikleri yiyeceklerden almaları..... Yiyecek hiçbir şeyin olmadığı duruma maruz kalan biri için; ölmemek, açlığını bastırması adına hınzır eti yemesi caiz olan bir dine mensubuz. Zaruri durumlarda haram-helal değişebildiğini biliyoruz. Bu durum da onlardan bi tanesiydi. Ayrıca bu konu intiharın ucundan-kıyısından dinde olmadığını da vurguluyor! Quote Share this post Link to post Share on other sites
Kureyşi 61 Report post Posted May 4, 2010 Zaruret halinin; haramı helal yaptığını elbette biliyoruz. Lakin sahabelerin; kafirlerin bardağından ikram almaları anınında bir zaruret olmadığını da biliyoruz. Bir diğer kardeşimizin verdiği örnekler de pek bir havada. 5 vakit namaz kılan kardeşimizin davranışı bize ifrat gibi gelemez; çünkü farz. Şems ve Mevlana Hazretlerinin arasındaki mesele de; zaten onların makamının kaldırabileceği bir durumdur. İnşaalla Rabbim bu konuyu en doğru şekli ile kalbime sokar... Quote Share this post Link to post Share on other sites
turbix122333 4 Report post Posted May 4, 2010 ibniss kardeş ben acizane şunları belirteyim uzatmadan...İmam azam hz lerinin elbisesine namaz kılmasına engel olmayacak kadar küçük bir kiri çıkarmak niçin ne yaptığını ve bunu gören birisinin niçin böyle yaptığını ve fetvasını hatırlatınca o fetve bu takva deyişini sizde biliyorsunuzdur...ayrıca müminler arasında dereceleme var ve bu dereceleme olmasaydı biz sahabelere müslüman deseydik kendimize ne dememiz lazım dı yok bize müslüman deseydik onlara ne dememiz lazımdı..bu noktadan hareketle şunu söyleyebiliriz Bazı zatlara ruh mertebelerinden dolayı farz olan şeyler avam insanı için farz olmyışı göz önünde bulundurulunca Üstadın ruh seviyesi itibari ile böyle demesini ifrat diye değerlendirmnin yanlış olacağını düşünüyorum...zaten üstad avam insanı gibi yaşasaydı ,asıl o zaman tereddüt etmeliydik...hatamız varsa affola ve düzeltile... Quote Share this post Link to post Share on other sites
Kureyşi 61 Report post Posted May 4, 2010 Bazı zatlara ruh mertebelerinden dolayı farz olan şeyler avam insanı için farz olmyışı göz önünde bulundurulunca Üstadın ruh seviyesi itibari ile böyle demesini ifrat diye değerlendirmnin yanlış olacağını düşünüyorum Allah razı olsun.. sık sık kullandığım bir lafız idi yazdığınız; ama kalbime üstadla beraber yerleşememişti... Quote Share this post Link to post Share on other sites
Muvazene 190 Report post Posted July 7, 2010 Seyyid Abdulhakim Arvasi hazretlerinin buyurdukları hikmetli sözlerinden biri, Üstad'ın bu hatırası ile muhteşem bir paralellik arz ediyor. "Efendi hazretleri buyurdular ki: Hassas, nâzik ruhlu kimse, fabrikadan yeni çıkmış ve anbalajından kendisinin ayırdığı bir çocuk oturağı içine yemek koyup yiyemez. Onun benzerlerine necâset konulduğunu hâtırlayarak tiksinir. Küfür alâmeti olan şeyleri kullanmak da böyledir. İmanı kuvvetli, dinine hassas olan, nasıl övülürse övülsün, onları kullanamaz." (Süleyman Kuku-Son Halkalar ve Seyyid Abdülhakîm Arvâsî'nin Külliyatı-1.Cilt - s.299) Quote Share this post Link to post Share on other sites