Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Vakıf Ahmet

Sigarayı Kurtarın Sigarayı

Recommended Posts

Üstad'ın İman ve İslam Atlası adlı eserde, Edep adlı bölümde, Sigara başlığın altında şunları yazmıştır

 

SİGARA

 

Çocuklar içemez, delikanlılar büyüklerinin yanında tellendiremez, memur amirinin yanında dudağında taşıyamaz; derste, bazı toplantı yerlerinde, ciddiyet ve hürmet belirtici yerlerde kullanılamaz, bazı hallerde ayıp, umumiyetle de hafiflik belirtir bir nesne... Bu çok yaygın nesnenin dini hükmü nedir?

 

Ne haram, ne mekruh, sadece mübah, içilmesiyle içilmemesi arasında fark olmayan havai bir şey...

 

Sağlığe tesiri, kokusu, melekleri tacizi, israfa kaçtığı gibi indi kıyaslar yersiz... Sıhhate dokunmak derecesini hazakatli müslüman hekim ve içenin kendisi tayin eder, eğer dokunuyorsa bırakılması gerekir; böyle vaziyetlerde insana tuz ve su, şeker bile haram olmaya kadar gider. Dini hüküm ise emin kaynaklara dayanarak gösteriyor: Tütün zatiyle ve öz keyfiyetiyle mübahtır; ve gerisi ille yasak arayanların, kendilerini müçtehit sanmasından ibarettir. <<İçen mi, içmeyen mi makbul? >> denilse, elbette ki, selim akıl <<içmeyen makbul!>> hükmünü vermekte tereddüt etmez.

 

(İndi kıyaslar yapmanıza gerek yok, haram, mekruh vs. konularda son söz budur.)

Share this post


Link to post
Share on other sites
üstad'a sormuşlar:

-üstad neden sigara içiyorsun?

-yüksek dağların başı dumanlı olur...

 

Üstad işte :) Babamın veya annemin bu soruyu bana sormalarını bekleyecem artık. Of çok eğlenceli olacak.

Share this post


Link to post
Share on other sites

öncelikle s.a arkadaşlar foruma yeni üye oldum çok sevdiğim üstadın eserlerini ve onu burdan daha iyi takip edebilirim diye

adam kardeşim sigara haram demişsin

haram değil ben mekruh diye biliyordum ama üstad mübah demişse mübahtır

haram olsaydı koskoca mimar sinan hazretleri nargile içer miydi (süleymaniye mi tam emin değilim ama bi caminin akustiğini ölçmek için avluda nargile içmiş sorduklarında da bu cevabı vermiş ) üstelik nargile daha zararlı

sonuçta sigara uyuşturucu niteliği taşımadığından haram değildir kesinlikle

Share this post


Link to post
Share on other sites

sadece fikir yürüterek kimin doğru söylediğini savunmanız ne kadar doğru? kimse kendi kafasına göre haram demez Allah'tan korkar. Mimar Sinan'a gelince o büyük insan hakkındaki olayın bu şekilde akıllarda kalması üzücü. çünkü işin aslı şu akustik ölçmek için nargile kullandığı doğru lakin bilmeniz gereken nargilenin içindekinin su olduğu. evet su. hatta bu konuda Kanuni Sultan Süleyman ona kızdığında kendisinden şüphe uyandırılması için bu söylentilerin yayıldığı meydana çıkmıştır çünkü sultan ile mimarın arası çok iyidir ve bir takım insanlar hasetle mimarın işini yapmadığını üstelik mabedin inşasında yan gelip nargile tüttürdüğünü söylemişler ama işin aslı ortaya çıkmıştır. bilmeden kimseye birşey ithaf etmeyelim. bu arada Necip Fazıl ve Mimar Sinan hakkında küçümseme ve ithafta bulunmaktan haya ederim. şu da kesin ki Üstad dinini yaşama gayreti içerisinde soran danışan bir kimseydi örnek almamız duasıyla...

Share this post


Link to post
Share on other sites

E hadi hep beraber içelim :) Olacak şey değil... Üstadla anlaşamadığım tek konu bu herhalde... :)

Share this post


Link to post
Share on other sites
uyuşturcuularında katı olanlarını sarhoş etimycek kadar almak mubahtır....

 

Yönetim İstifa.Yönetim İstifa.Yönetim İstifa. :)

 

Babalarkulu, ezel kadar eski, ebed kadar yeni olan dinimize yenilik getiriyor (!) '' Çoğu sarhoşluk veren şeyin azı da haramdır. '' Başka söze ne hacet. Bu vesileyle içkiyle ilgili ulaşabildiğim Hadis ve Ayetleri vereyim.

 

Şeytan, şarap ve kumar yoluyla ancak aranıza düşmanlık sokmak; sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık (bunlardan) vazgeçtiniz değil mi? (Maide, 90)

 

Şarhoşluk veren her şey içkidir ve her içki de haramdır. (Müslim, Eşribe, 75. (Hadis no: 2303) )

 

Allah'a ve Ahiret gününe inanan, içki bulunan sofraya oturmasın. ( Tirmizi, Edeb, 43 (Hadis No: 2801) )

 

Çoğu sarhoşluk veren şeyin azı da haramdır. Ebu Davud, Eşribe, 5. (Hadis No:3681). Tirmizi, Eşribe, 3 (Hadis No: 1865)

 

İçkiden sakının. Çünkü içki, bütün kötülüklerin anasıdır. (Neseî, Eşribe, 44.)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Lütfen provokasyonlara yönelmeyelim, halkı kışkırtmayalım

Share this post


Link to post
Share on other sites

Sigaraya haram diyen bir alim gösterin yada bir eren, gönül eri. Ama gösteremezsiniz, mekruhdur sigara.

 

Haaa birde siz sigarayla uğraşmayında resulullah'ın bile üstünde çokca durduğu gıybetten kurtulun bununla uğraşın!

9999999 tane haram bitti 1 tane sigara kaldı başınızda değil mi?

E bu vesvese değilde nedir?

Share this post


Link to post
Share on other sites
Yönetim İstifa.Yönetim İstifa.Yönetim İstifa. :unsure:

 

Babalarkulu, ezel kadar eski, ebed kadar yeni olan dinimize yenilik getiriyor (!) '' Çoğu sarhoşluk veren şeyin azı da haramdır. '' Başka söze ne hacet. Bu vesileyle içkiyle ilgili ulaşabildiğim Hadis ve Ayetleri vereyim.

 

Şeytan, şarap ve kumar yoluyla ancak aranıza düşmanlık sokmak; sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık (bunlardan) vazgeçtiniz değil mi? (Maide, 90)

 

Şarhoşluk veren her şey içkidir ve her içki de haramdır. (Müslim, Eşribe, 75. (Hadis no: 2303) )

 

Allah'a ve Ahiret gününe inanan, içki bulunan sofraya oturmasın. ( Tirmizi, Edeb, 43 (Hadis No: 2801) )

 

Çoğu sarhoşluk veren şeyin azı da haramdır. Ebu Davud, Eşribe, 5. (Hadis No:3681). Tirmizi, Eşribe, 3 (Hadis No: 1865)

 

İçkiden sakının. Çünkü içki, bütün kötülüklerin anasıdır. (Neseî, Eşribe, 44.)

Arkadaşlar din hakkında konuşurken lütfen çok dikkatli olalım.Söylediğimiz her sözün yarın hesabının sorulacağını düşünerek konuşalım.Ayeti kerimelerden,hadisi şeriflerden anlam çıkarmak biz gibilerin işi değildir.Muteber fıkıh kitabı ve ilmihallerden nakil yapmak gerekir.Yukarıda bir arkadaş bir cümle söyleyip açık bırakmış.Bununda vebali olur.Ona cevap vereyim derken arkadaş farkında olmadan fetva makamına oturmuş

 

babalarkulu şöyle demiş:

uyuşturcuularında katı olanlarını sarhoş etimycek kadar almak mubahtır....

 

Açıklaması aşağıdaki gibidir.dinimizislam.com dan alıntıladım.

Dürr-ül-muhtar 3. cilt, 166.sayfada, (Benc veya Ban otu denilen uyuşturucu otu yemek mubahtır. Çünkü ottur. Bununla sarhoş olmak haramdır) diyor. İbni Abidin hazretleri bunu açıklarken buyuruyor ki:

(İmam-ı Muhammede göre, çoğu sarhoş edenin azı da haram olması, sıvı olan içkiler içindir. Böyle olmasaydı, safran, anber gibi, fazlası sarhoş eden birçok katı maddelerin az miktarını yemek de haram olurdu. Bunlara haram diyen hiçbir âlim yoktur. Ban otu ve benzeri zehirli otların necis olduğunu hiçbir âlim bildirmedi. Ban otunun ilaç olarak kullanılması caizdir. Aklı giderip keyif verici olarak kullanılması caiz değildir. İmam-ı Muhammedin sözü sıvı haldeki içkiler içindir. Ban otu ve benzerleri, katı oldukları için, ancak sarhoş olmak için kullanılmaları haram olur. Bu da, çok miktarda kullanılmaları haram olur demektir. Az miktarda kullanılmaları haram olmaz. Mesela, Amber ve benzerlerini koku için ve Skamonya denilen zehirli mahmude otunu müshil olarak kullanmak ve diğer katı zehirli ilaçları az miktarda kullanmak haram olmaz. Caiz olur. Zarar veren çok miktarlarını kullanmak haramdır.) [Redd-ül muhtar]

 

 

bu açıklamayı birilerini zan altında bırakmak için yazmadık.tek derdimiz nakle itibar olunmasıdır.Allahü Teala'ya emanet olunuz.

 

 

 

esselamu aleyküm

Share this post


Link to post
Share on other sites
Arkadaşlar din hakkında konuşurken lütfen çok dikkatli olalım.Söylediğimiz her sözün yarın hesabının sorulacağını düşünerek konuşalım.Ayeti kerimelerden,hadisi şeriflerden anlam çıkarmak biz gibilerin işi değildir.Muteber fıkıh kitabı ve ilmihallerden nakil yapmak gerekir.Yukarıda bir arkadaş bir cümle söyleyip açık bırakmış.Bununda vebali olur.Ona cevap vereyim derken arkadaş farkında olmadan fetva makamına oturmuş

 

babalarkulu şöyle demiş:

uyuşturcuularında katı olanlarını sarhoş etimycek kadar almak mubahtır....

 

Açıklaması aşağıdaki gibidir.dinimizislam.com dan alıntıladım.

Dürr-ül-muhtar 3. cilt, 166.sayfada, (Benc veya Ban otu denilen uyuşturucu otu yemek mubahtır. Çünkü ottur. Bununla sarhoş olmak haramdır) diyor. İbni Abidin hazretleri bunu açıklarken buyuruyor ki:

(İmam-ı Muhammede göre, çoğu sarhoş edenin azı da haram olması, sıvı olan içkiler içindir. Böyle olmasaydı, safran, anber gibi, fazlası sarhoş eden birçok katı maddelerin az miktarını yemek de haram olurdu. Bunlara haram diyen hiçbir âlim yoktur. Ban otu ve benzeri zehirli otların necis olduğunu hiçbir âlim bildirmedi. Ban otunun ilaç olarak kullanılması caizdir. Aklı giderip keyif verici olarak kullanılması caiz değildir. İmam-ı Muhammedin sözü sıvı haldeki içkiler içindir. Ban otu ve benzerleri, katı oldukları için, ancak sarhoş olmak için kullanılmaları haram olur. Bu da, çok miktarda kullanılmaları haram olur demektir. Az miktarda kullanılmaları haram olmaz. Mesela, Amber ve benzerlerini koku için ve Skamonya denilen zehirli mahmude otunu müshil olarak kullanmak ve diğer katı zehirli ilaçları az miktarda kullanmak haram olmaz. Caiz olur. Zarar veren çok miktarlarını kullanmak haramdır.) [Redd-ül muhtar]

 

 

bu açıklamayı birilerini zan altında bırakmak için yazmadık.tek derdimiz nakle itibar olunmasıdır.Allahü Teala'ya emanet olunuz.

 

 

 

esselamu aleyküm

 

Ve Aleyküm Selam.Allah razı olsun, Abdülhakim. Hakikati anlatan her nakle itibarımız namütenahi sonsuzdur, bu hususta İbni Abidin Hazretleri'nden aktardıklarınıza da öyle.

 

Efendim, Hadis'i anlamak ayrı şerh etmek ayrıdır. Her selim akılın anlayacağını, anladım kanaatindeyim. Siz bana şerh ettiğimi itham etmişsiniz. Öyle birşey yoktur, lütfen kısa yazımı dikkatle okuyunuz.

 

''Babalarkulu, ezel kadar eski, ebed kadar yeni olan dinimize yenilik getiriyor (!) '' Çoğu sarhoşluk veren şeyin azı da haramdır. '' Başka söze ne hacet. Bu vesileyle içkiyle ilgili ulaşabildiğim Hadis ve Ayetleri vereyim.''

 

Gördüğünüz gibi burada şerh etmek mevzubahis değil. Babalarkulu'nun yazdıklarına cevap verilmesi gerekiyordu ve bu hususla alakalı ulaşabildiğim Ayet ve Hadisleri verdim. Hadis'i açıklama cehdinde bulunmadım, sizin de söylediğiniz gibi ''açık bıraktığı'' cümlenin menfiliğine atıfta bulundum. Takdir etmeniz gerekir ki bu fetva değildir. Bana fetva vermek gibi haksız ithamlarda bulunmayın. Sayenizde bu hususta malumat sahibi olduk, İbni Abidin Hazretler'inden aktardıklarınız için teşekkür ediyor ve Allah razı olsun diyorum.

Share this post


Link to post
Share on other sites
Ve Aleyküm Selam.Allah razı olsun, Abdülhakim. Hakikati anlatan her nakle itibarımız namütenahi sonsuzdur, bu hususta İbni Abidin Hazretleri'nden aktardıklarınıza da öyle.

 

Efendim, Hadis'i anlamak ayrı şerh etmek ayrıdır. Her selim akılın anlayacağını, anladım kanaatindeyim. Siz bana şerh ettiğimi itham etmişsiniz. Öyle birşey yoktur, lütfen kısa yazımı dikkatle okuyunuz.

 

''Babalarkulu, ezel kadar eski, ebed kadar yeni olan dinimize yenilik getiriyor (!) '' Çoğu sarhoşluk veren şeyin azı da haramdır. '' Başka söze ne hacet. Bu vesileyle içkiyle ilgili ulaşabildiğim Hadis ve Ayetleri vereyim.''

 

Gördüğünüz gibi burada şerh etmek mevzubahis değil. Babalarkulu'nun yazdıklarına cevap verilmesi gerekiyordu ve bu hususla alakalı ulaşabildiğim Ayet ve Hadisleri verdim. Hadis'i açıklama cehdinde bulunmadım, sizin de söylediğiniz gibi ''açık bıraktığı'' cümlenin menfiliğine atıfta bulundum. Takdir etmeniz gerekir ki bu fetva değildir. Bana fetva vermek gibi haksız ithamlarda bulunmayın. Sayenizde bu hususta malumat sahibi olduk, İbni Abidin Hazretler'inden aktardıklarınız için teşekkür ediyor ve Allah razı olsun diyorum.

Allahü teala cümlemizden razı olsun.Hakikati kabul eden,nakle itibar eden siz değerli kardeşlerimizin başımızın üstünde yeriniz olduğunu bildiririm.

 

Yanlış anlaşılmışım kardeşim.Haddimiz olmayarak,din kardeşiniz olarak ikaz etmek istediğim nokta o söze;ayet ve hadisle değil nakille cevap verilmesiydi.

 

Çünkü İmamı Muhammede göre o hadis sıvı içkiler içindir.Diğer arkadaş "katı"tabirini kullanmış. Takdir edersiniz ki naklettiğimiz fetva da o yönde.Hassasiyetimi mazur göreceğinizi umuyorum.

 

Anlayışınız için teşekkür ediyor.Hatamız olduysa helallik istiyorum.

 

Allahü Teala'ya emanet olunuz

Share this post


Link to post
Share on other sites

Her mümin hakikate itibar etmekle mükelleftir. ''Haddimiz olmayarak'' demişsiniz, estağfirullah efendim hadsizlik falan yok. Hakkım varsa helal olsun. Siz de Allah'a emanet olun.

Share this post


Link to post
Share on other sites

:) Harika ya...

Müthiş bir espiri anlayışı müthiş.

Paylaşım için sağol.

Share this post


Link to post
Share on other sites

her insanın zaafları vardır.Bir insanı seviyorsak bu zaaflarıyla beraber kabul edip sevmek en güzelidir. :)

Share this post


Link to post
Share on other sites

tabiki seviyorum sigara iciyor diye sevmiyorum anlamında söylemedim.sizinde söylediğiniz gibi her insann zaafları vardır elbet.ama ben sevdiğim insanlarn sigara icmelerine dayanamıyorum. tabi Ustadı sigarayla görmedim görsem daha cok üzülürdüm olmus bitmis birsey sonucta

Share this post


Link to post
Share on other sites

Vakıf eksik kalmasın, açtığın konunun muhataplarından birisi olan sayın Şener'in bir sözünü aktarayım buraya:

 

Şarapın tadını bilmem ama, iyi şaraptan anlarım smile.gif Bu söze bizim memlekette iyi bir laf ederler ama neyse, sizin Yozgat'ta ne derler söylesene hele?

Edited by buyukdogu

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ali abi yazını yeni gördüm. Kusura bakma.

 

Bizim orda sanırım şöyle derler. 'Hemi gapıyo hemi de guveriyo.' :) Yani hem kapıyor, hem de güveriyor. Şarapı hem kapıp sahipleniyor, hem de güveriyor, yani yolluyor.

 

Bizim orda güvermek; yollamak, uğurlamak, göndermek gibi manalarda kullanılır. Başka memlekette 'güvermek' fiili kullanılıyor mu bilmiyorum.

Share this post


Link to post
Share on other sites
Hayrettin Karaman'a da bakacak olursak haram(Ve H.K ile A.Ş. aynı bünyeye yakın kişilerdir.). Fakat biz tamamen üstadın bağlı olduğu yol ve o yolun görüşlerini kabul ediyor ve inanıyoruz. Diğerlerine yanlış demiyoruz. Ama bizler için o yolun söylediklerinden önce gelen bir kabul yoktur. Ve kabulümüz bu minvaldedir. Bu pencereden bakarak heralde işi daha netleştirebiliriz.

 

 

saygılarımızla

 

 

necip fazıl din alimi değildi...din hakkından fetva veremez ki.ama siz her şeyini doğru kabul etmeye kadar varmışsınız.ayrıca sigaranın en azından mekruh olduğu bir çok farklı fetvada belirtilmiştir, yalnızca hayrettin karaman, fethullah gülen değil aynı zamanda mısırdaki din üniversitelerinde de mekruh veya haram olduğu belirtilmiştir.

 

 

 

Fakat biz tamamen üstadın bağlı olduğu yol ve o yolun görüşlerini kabul ediyor ve inanıyoruz.

 

demişsiniz.hocam sizin yol gerçekten çok yanlış bir yol.bu artık tazim duymaya, şeyh ne derse onu sorgulamadan yapmaya varmış, işte bu tür şeyler yobazlık oluyor.

 

ben necip fazılın bir çok kitabını okudum, o devirdeki dik duruşuna imrendim, üstad gibi birinin şimdi de olmasını diledim ama siz bu fikirlerle üstadı temsil ediyorsanız, bence üstadın fikirlerine ters düşüyorsunuz.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Efendim sizin iyi niyetli yaklaştığınızı görüyoruz. Bu yüzden cevaben şöyle demeliyiz. Bizde yobazlık asla yoktur. Hayata dair herşey sorgulanır. Sorgulanmayan hiçbir şey yoktur. İlk başta kendimiz olmak üzere hayatın hakikatini anlama, kavrama ve ne olduğunu öğrenmeye çalışma gayretini kendimize düstur ediniyor sonrasında var olan hiçbir şeye kayıtsız kalmamak düsturuyla, herşeyi sorgulamamızın mantığını da ortaya koymuş oluyoruz. Üstadı kabul edişimiz kuru kuruya bir kabulleniş değil aksine ondan ilk öğrendimiz, işin "nasıl" ve "niçin" tarafı olduğundan onun belirttiği görüşleri de niçin ve nasıl'la sorgulayarak kabul ediyoruz. Fakat burada önemli iki husus var. İlki kabullenişimiz. Ortaya konulan kaideleri benimsememizdir. Ki siz buraya bakarak bize ithamda bulunmuşsunuz. Ama ikincisi yani "sorgulayış"ımızın her dem olduğunu artık söylemeye hacet duymadığımızdan bu kısma dikkat edememişsiniz, burayı gözden kaçırmışsınız. Üstadın söylediklerini doğru kabul ederken neye binaen doğru ve niçin doğru diye sorgulayıp anladıktan sonra kabulleniş olduğundan diğer hususumuza "sorgulama" diyoruz. Yani işin hikmetini kavrama, sorgulama vardır. Ayrıca yol ile kastımızın ne olduğunu biraz açalım. Bu yol üstadın kendi çizdiği yol değil altun silsile'nin kutlu yoludur. Daha anlaşılır dil ile hazreti Ebubekir efendimizle başlayan ve üstadın efendisi de olan Abdulhakim Arvasi hazretleriyle devam eden bir silsilenin yolunu kabul ediyoruz. Yineleyelim, bu kabulleniş kuru kuruya değil. Hikmetle ve sır dolu bir kabulleniş.

 

Necip Fazıl zaten din alimi değil. Fetva da vermiş değil. O sadece fetvaları aktarmış birisidir. İmamı Rabbani, İmam-ı Gazali vs... Lakin birçok İslam alimi diye bilinen kişiden hayli fazla bilgiye sahip olduğunu ise biliyoruz. Sizlerin belirttiği üniversite mensublarının hangi mezhebe bağlı olduğuna bakarak hareket edersek bizler inandıklarımızın çoğunu değiştirmemiz gerekecek. Fakat bizler referans olarak oraları almıyoruz. Ehl-i sünnetin büyük alimlerinin görüşü bizlerin kabulüdür. Bu ise üstadın izinde gittiği yoldur.

 

Açıklamamızın yeterli olmuştur inşallah.

 

Saygılarımızla...

Share this post


Link to post
Share on other sites
Efendim sizin iyi niyetli yaklaştığınızı görüyoruz. Bu yüzden cevaben şöyle demeliyiz. Bizde yobazlık asla yoktur. Hayata dair herşey sorgulanır. Sorgulanmayan hiçbir şey yoktur. İlk başta kendimiz olmak üzere hayatın hakikatini anlama, kavrama ve ne olduğunu öğrenmeye çalışma gayretini kendimize düstur ediniyor sonrasında var olan hiçbir şeye kayıtsız kalmamak düsturuyla, herşeyi sorgulamamızın mantığını da ortaya koymuş oluyoruz. Üstadı kabul edişimiz kuru kuruya bir kabulleniş değil aksine ondan ilk öğrendimiz, işin "nasıl" ve "niçin" tarafı olduğundan onun belirttiği görüşleri de niçin ve nasıl'la sorgulayarak kabul ediyoruz. Fakat burada önemli iki husus var. İlki kabullenişimiz. Ortaya konulan kaideleri benimsememizdir. Ki siz buraya bakarak bize ithamda bulunmuşsunuz. Ama ikincisi yani "sorgulayış"ımızın her dem olduğunu artık söylemeye hacet duymadığımızdan bu kısma dikkat edememişsiniz, burayı gözden kaçırmışsınız. Üstadın söylediklerini doğru kabul ederken neye binaen doğru ve niçin doğru diye sorgulayıp anladıktan sonra kabulleniş olduğundan diğer hususumuza "sorgulama" diyoruz. Yani işin hikmetini kavrama, sorgulama vardır. Ayrıca yol ile kastımızın ne olduğunu biraz açalım. Bu yol üstadın kendi çizdiği yol değil altun silsile'nin kutlu yoludur. Daha anlaşılır dil ile hazreti Ebubekir efendimizle başlayan ve üstadın efendisi de olan Abdulhakim Arvasi hazretleriyle devam eden bir silsilenin yolunu kabul ediyoruz. Yineleyelim, bu kabulleniş kuru kuruya değil. Hikmetle ve sır dolu bir kabulleniş.

 

Necip Fazıl zaten din alimi değil. Fetva da vermiş değil. O sadece fetvaları aktarmış birisidir. İmamı Rabbani, İmam-ı Gazali vs... Lakin birçok İslam alimi diye bilinen kişiden hayli fazla bilgiye sahip olduğunu ise biliyoruz. Sizlerin belirttiği üniversite mensublarının hangi mezhebe bağlı olduğuna bakarak hareket edersek bizler inandıklarımızın çoğunu değiştirmemiz gerekecek. Fakat bizler referans olarak oraları almıyoruz. Ehl-i sünnetin büyük alimlerinin görüşü bizlerin kabulüdür. Bu ise üstadın izinde gittiği yoldur.

 

Açıklamamızın yeterli olmuştur inşallah.

 

Saygılarımızla...

 

 

 

sorgulama diye bahsettiğiniz şey sizin de dediğiniz gibi önce kabul edip sonra düşünmenizden geliyor.işte burası yanlış bir nokta din konusunda, çünkü necip fazıl bir din alimi değil o yüzden bu konudaki fikirleri eksiksiz doğru diye kabul edilemez.ayrıca üstadın da fetva vermediğini yalnızca naklettiğini belirtmişsiniz.tamam da naklettiği kişilerin yanlış bakış açıları veya fetvaları olamaz mı?sonuçta dinimizde mutlak doğru diye kabul edeceğimiz şeyler Kuran-ı Kerim ve Peygamberimiz sünneti ve sahih hadislerdir, bunlardan başkası herşey islam kıstaslarına göre tartışmaya açıktır ve yanlış olma ihtimalleri vardır.

 

ayrıca bir yola girdiğinizden bahsediyorsunuz ve bunu doğru kabul ettiğinizi belirtiyorsunuz.bir tür yol kabul etme mezhep kavramında olur , mesela insan hanefidir mezhep imamı zamanında ne demişse ona göre davranır hakeza diğer mezhepler de öyle fakat bu büyük imamların mezheplerinde bile tehlikeler vardır mesela osmanlı ve iranın zamanında birbirlerini kafir ilan etmeleri gibi.yani bunlar da bile herşey mutlak doğru kabul edilemez.mesela bir müslüman bir çok konuda hanefi mezhebine uyar, bir konuda da takvasına göre, fikrine göre şafi mezhebine uyar, yani mezhepte de olay gene insanın inancına kalmıştır.

 

necip fazıl bir mezhep kurmadığına göre, bir din alimi olmadığına göre din konusunda o ne derse ona uymak saçmadır.şu özel konuda sigara konusunda da mübahtır diye bir fetva verme durumunun olmuş olduğunu gördüm, işte bu üstadın hatalarından biridir, fakat sonuçta üstadın benim gözümde değeri değişmez sonuçta herkes hata yapabilir, önemli olan üstaddan yararlanmak isteyenlerin onun kitaplarını okuması , okurken de herşeyi mutlak doğru olarak kabul etmeyip okuduğunu sorgulaması ve bazen de işte burası yanlış veya bu noktada katılmıyorum diyebilmesidir.

 

lütfen üstadı tabulaştırmayın, her yaptığı işi fevkalade iyi görmeyin, çünkü bu bakış açışı sizi yalnızca koyun mertebesine sokar.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Mesele şimdi anlaşıldı. Size göre üstadın sigara konusundaki fikri yanlış ve bu fetvayı vermeye varan da üstad. Siz hala burayı anlamamışsınız. Bunu üstad nakletmiştir. Kendi fetva vermemiştir. Zira üstadın bu konulardaki hassasiyetini onun kitaplarını okuduğunuza göre bilmeniz lazım ama maalesef sizde göremiyoruz. Üstadın çeşitli kitaplarında defalarca sigara bahsinin detayı geçer ve üstadın yazdığı İslam ve İman Atlası adlı eserinde de bu konu yinelenir. Ki bu eserin herkes tarafından kabul edilip ödül dahi kazanmasını, eserdeki muhtevanın mükemmelliğine bağlayabilirsiniz. Sizin dediğinize göre bir insan din alimi ve mezhep kurucusu değilse ona uymak saçmadır. Bu nasıl bir zihniyet anlamak mümkün değil. Size göre alimin ölçüsü ne olmalıdır, şunu biliyorsa alim, Mısır'da okuyor ve diploma alıyorsa otoriter aksi takdirde kim olduğu önemli olmaksızın alim değilse peşinden gitmek saçma böyle mi. Biz sizin dediklerinizi doğru bulmuyoruz. Hakikati söyleyen alim de olsa doğrudur çoban da olsa doğrudur. Bu anlamda Necip Fazıl zamanımızın en ileri mütefekkiri olarak onun hakikatler üzerine kurduğu muhayyile, kavrayış ve anlatış, sizlerin bahsettiği orta ve aşağı tabaka liyakatine sahip şahıs tiplemesinin çok ötesindedir. Sizin dediklerinizi kpss'ye girip imamlığı kazanan veya açıköğretimden iki yıllık ilahiyat okunanlar için ancak söylenebilir. (İlahiyatta okuyan veya imamlık vazifesini ifa eden kardeşlerimiz yanlış anlamasınlar.) Üstad içinse muhaldir. Öncede dediğimiz gibi Necip Fazıl alim değil lakin birçok alimden daha da ustadır, üsttedir.

 

Bizlerde üstadı olağanüstü görmek hatta onu tabulaştırmak diye birşey yoktur. Bizler üstadı üstad olarak görürken şu noktadan yaklaşmışızdır: Söyledikleri doğru olduğu için ve bu doğruları inanılmaz bir ahengle birbirine bağladığı için Necip Fazıl'ı üstad kabul ediyoruz. Ona Necip Fazıl diye baktığımızdan dolayı dediklerinin hepsini doğru kabul etmiyoruz. Zira o söylenenleri başka birisi söyleseydi aynı muhabbeti başkasına da gösterebilirdik. Önemli olan şahıs değildir hakikattir. Fakat bu hakikati yansıtan kişiyi de vesile olarak kabul ettiğimizden şahsına karşı fevkalade duygular beslemekteyiz... Bizler ise hakikate bağlanmaktan başka birşey yapmıyoruz. Üstad Necip Fazıl'ı ise değerlendirirken herşeyi mutlak doğrudur diye bakmıyoruz. Kendisinin de hatalı hareketlerinin olduğunu biliyoruz. Sizler kitabını okuduğuna göre bunları bilmelisiniz herhalde.

 

İmanın tam olduğu yerde ispat yoktur. Bu hakikati anlatmaya gerek yok. Anlamayan şimdi de anlamaz. Bizler bu yüzden önce kabul ederiz, kabul etmeden sorgularsak bu olmaz. Yanlıştır. Yoksa haşa size sorsak yaratanın varlığını nerden biliyorsunuz, ispatını gördünüz mü, kendisini biliyor musunuz da ona inanıyorsunuz desek aynı çıkmazın kör karanlığına girersiniz. Halbuki bu meseleler iman meselesidir. İnsandaki iman ile insanı softalığa götürecek ince çizgi ise yine bu hakikatlerin detayında gizli. Bizler ise bunu farkeden insanlarız. Bu yüzden sizin dediklerinizden müberrayız. Hacı Bayram Veli'nin yanında Akşemseddin'in manevi ilerleyişini önce kabul sonra hikmetini anlama gayretinden geldiğini görmüyor musunuz?

 

Şimdi biraz daha ileri gitmiş ve diyorsunuz ki Necip Fazıl'ın bağlandığı bu insanlarda hatalar yok mu, onların yanlış fetvaları yok mu diyorsunuz? O insanlar ehli sünnet inancının insanları ve her biri zamanının en büyüklerindendir. Kimisi ise kutuplarından. Onların yanlışı var mı yok mu bu bizlerin zatına düşen işler değildir, olsaydı zaten merak etmeyiniz herkes bas bas bağırırdı. Eğer hata yapsalardı hiç kafanızı yormayınız, mesela sırf İmam-ı Rabbani'nin üzerinden geçinmek için, onun hatasını buldum. Burda şöyle şöyle diyor derlerdi... Zira yine bu büyük insanları değerlendirirken yukarıda dediğimiz gibi ilahiyattan mezun bir insanı değerlendirmiyorsunuz, onlar hal ehli insanlar, sizler hayatı akıl ve mantık dairesinde kabul ederken onların göremediğini görüyor değilsiniz. Onlar, hayatı en şahika noktasından yakalayıp değerlendirirken hiç bir delile, ispata dayanmadan "onların dediğinin hepsi doğru olamaz çünkü mutlak doğru sınırlı ve Kuran ile sünnet içindedir" gibisinden beylik bir yaklaşımla sofistik bir mantıkla hayatın her kaidesini matematiğe irca edici bir yafta vuruşunuz kabul edilmez. Sınırlı akıl sınırını bilmeli çizgisini aşmamalıdır. Neymiş yanlışları bilelim o zaman gösterin. Sigaraya verdikleri fetva mı yanlışmış? Lütfen. Aklınıza geldiği gibi yazmayınız. Bizler ise onların verdiği fetvaları kabul ederken örneğin sigara hususunda, sigaraya haram diyenlerin fetvalarına yanlış demiyoruz sadece bu fetvalar bizim için referans değildir çünkü biz kaynak olarak orayı değil burayı alıyoruz diyoruz. Ama dikkat! Sigaraya haram diyene yanlış dedi demiyoruz...

 

Son olarak da bizlerin yola girdiğini söylediğimizi söylemişsiniz. Bizlerin yolu ancak hakikatin yoludur. Saydığımız büyükleri kabul ve hörmet ederiz fakat onların tariklerine bağlanmış veya yoluna girmiş değiliz... Mezhep konusu ise başlıbaşına bir meseledir. Vermiş olduğunuz mezhep mevzusunu ise tutarsızlığından ötürü değerlendirmeye almıyoruz. Lütfen bu konuda da hassas olmayı deneyiniz...

 

Saygılarımızla...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Daha tütüne helal değince kuduruyor mutassıb damarlarınız Ariflerin Kelamını açsam asarsınız herhalde bizi.Boşuna Dememiş Hazret:Erenler sırrını cahile açma! diye Pendnâmesinde...

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...