BDG 76 Report post Posted February 3, 2008 Nüfus kontrolü... Son zamanlarda sefil bir moda çıktı; Nüfus kontrolü... Nüfus fazla geliyor bize, ona ekmek yetiştiremiyoruz. Birkaç yazı yazdım buna aid... Bunu kimler, nasıl, hangi fikrî ve resmî plânda meydana çıkardılar, bilmiyorum. Bu bir milletin, kendisini "Ben iflâs ettim!" diye cihana teşhir edişinden başka ne mânaya gelir?.. Bugün kilometrekare başına 200 kişi düşen Almanya'da, insan maliyeti hâlâ en kârlı bir kıymet halinde bulunuyor da kilometrekareye 50 kişi düşen Türkiye'de insan gücü ihracını müdafaa edenler sahte ilim yapıyorlar, onu da bilmiyorlar. Bu meseleyi ilk defa Avrupa'da meydana çıkaran Malthus (Maltüs) isimli bir doktordur, İngiliz... Onu kepaze ettiler sonra... Öyle kaldı bu ekol!.. Şimdi netice şuraya varıyor: Değil insan gibi mahlûkatların eşrefi olan bir varlık, bir kedi bile cemiyete getirdiği şeylerle, götürdüğü şeyler arasında lehine bir fark arzeder. Bazı mikroplar bile böyledir. Mikrobun hayat hakkı vardır da üremeye, insanın hakkı yok mudur? Tabiî, insana kendi zemini üzerinde faaliyeti vermezsen, bir kuru kalabalık dünyası meydana gelir ve (aksiyon) da sıfıra inince, o kuru kalabalığı besliyemezsin! Bir kilometrekarede 35 kişi bulunandan, 6 misli kalabalık bir millet: "Benim adama ihtiyacım var, sende insan lüzumsuzdur!" der, insan kiralar ve onların elinden kazanç devşirirse, adam kiralayan milletin vaziyeti ve itirafı şu olur: "- Ben, fertlerini ne ruhta, ne de maddede besleyebilecek bir idare ve irâdeye mâlik değilim!" Quote Share this post Link to post Share on other sites
Muvazene 190 Report post Posted February 3, 2008 İslam güneşini kendi cebinin astarında kaybettikten sonra, patlamış Batı ampulüne ram olan sözde inkılâpçılar, aydınlar, batıcılar asırlardır İslam’a ve onu kabul edenlere karşı küçümseyici nazarlarını, törpüleyici ve ezici davranışlarını, zulüm teknesinde yoğrulan icraatlarını eksik etmemişlerdir. Her toplumun kendi içinde, kendi çizgilerine mahsus olarak tekâmül ettirdiği ve buna bağlı olarak da dünya nizamında özel bir köşeye oturan her insan kadrosu, içinde tek tek yetişen her ferdin ruh zeminine müteveccih yapılan her faaliyetin neticesinde ya kuru kalabalık yahut her biri bir nesil sonraya kendinden daha ileride bir ferd yetiştirecek keyfiyetteki bir cemiyetin mimarıdırlar. Mahut güruhun ise nasıl bir cemiyet imal ettikleri ortada... Bu durumda maksat, müşahhasa kuru kemiyet kesafeti yüklemek değil, müşahhası mücerette yoğuracak ve hem kemiyette hem keyfiyette faziletlerin çerağı olacak olan kadroyu teşkil etmektir. Quote Share this post Link to post Share on other sites