ToKSiN 6 Report post Posted July 22, 2005 ÖRÜMCEK AĞI Duvara, bir titiz örümcek gibi, İnce dertlerimle işledim bir ağ. Ruhum gün boyunca sönecek gibi, Şimdiden ediyor hayata veda. Kalbim, yırtılıyor her nefesinde, Kulağım, ruhumun kanat sesinde; Eserim duvarın bir köşesinde; Çıkamaz göğsümden başka bir seda... S.A. Üstadın yeni tanıştığım bir şiiri. Özellikle şu sıralar geleceğimi belirleme stresi içindeyim. Tam da beni anlatıyor... Ruhum gün boyunca sönecek gibi, Şimdiden ediyor hayata veda. Geleceği belirlerken geleceğimizden olacağız bu gidişle :) Selametle... Quote Share this post Link to post Share on other sites
NFK-Fan 285 Report post Posted March 15, 2006 Selamlar, Üstadın ilk şiirlerinden. 1925'te yayınlanan ilk şiir kitabına verdiği isim. Yine derinlik, yine kelimelerle oyun oynayan bir sanatkarın varlığının yoğun hissi... Buhran halini anlatan güzel kıtalardan... Saygı ve selamlarımla Quote Share this post Link to post Share on other sites
mewt 0 Report post Posted July 10, 2007 Örümcek Ağı Duvara, bir titiz örümcek gibi, İnce dertlerimle işledim bir ağ. Ruhum gün doğunca sönecek gibi, Şimdiden ediyor hayata veda. Kalbim, yırtılıyor her nefesinde, Kulağım, ruhumun kanat sesinde; Eserim duvarın bir köşesinde; Çıkamaz göğsümden başka bir seda... 1922 1925 basım örümcek ağı kitabına ismini veren eser.Eserde bir çaresizlik bir umutsuzluk seziliyor ya içindeki fırtınanın dışa yansıması ya da ne aradığını bilemediğinde ortaya çıkan bir sonuç ...... fakat ne olursa olsun üstad muhteşem bir üslup , düşünce yoğunluğu ve kelimelerin kullanımı, hiçbir üstad şiiri birbirinden ayrılamaz çünkü herbirinin apayrı güzelliği var fakat bu şiir bana kelimelerin nekadar aciz olursa olsun eşsiz bir yetenekle bir araya gelip çok manalı bir hale gelebildiğini gösteriyor...... (Konu önceden verildiği için birleştirilmiştir./BDG) Quote Share this post Link to post Share on other sites
NFK-Fan 285 Report post Posted July 17, 2007 Selamlar, "...Necip Fazıl da tamamen hece ölçüsüne sarıldı. Fakat onda, beklenen, klasikleşmiş, âdetâ çağrışımla gelen kafiye yerine, beklenmeyen ve şaşırtıcı cinsten bir kafiyeyle karşılaştılar. Ayrıca mısralarda sesi de ustalıkla kullanmasını bilen Necip Fazıl'a, çoktan sanatının ve şöhretin zirvesinde bulunan Ahmet Haşim bile "Çocuk, bu sesi nereden buldun sen?" diye üstatça takdirlerini söyler. Gerçekten bu şiirde ses, ilk mısralarda bir nefes sessizliğiyle başlayıp, son mısrada bir çığlık olmaktadır. "Örümcek Ağı'nın daha ilk mısralarında insanın trajik varlığı dikkati çeker. Dış dünyada, ehemmiyetsiz görünen bir objeden (burada örümcek ağı) hareket eden mısra, birden bire bir derinlik kazanarak iç âleme yöneliyor. Sonraları Necip Fazıl'in Poetika'da "teşhisten tecride" doğru giden dil olarak anlattığı ifade budur. Şiirde örümcek ağını teşkil eden şey, dertlerdir. Üçüncü ve dördüncü mısralardaki müphem Ölüm duygusu bu trajik atmosferi tamamlar: Ruhum, gün doğunca sönecek gibiŞimdiden hayata ediyor veda mısralarında gündüzün gerçeğinden kaçıp geceye sığınan ezelî mustaripler kafilesinin bir ferdiyle karşılaşırız. Bu motif, daha sonra Kaldırımlar'da: Aman sabah olmasın bu karanlık sokakta.Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum mısralarıyla bir daha gelecektir. Orhan Okay, Portreler dizisi - Necip Fazıl Kısakürek, Şule Yayınları, 3.Baskı, s.33 Saygı ve selamlarımla Quote Share this post Link to post Share on other sites
akrep 0 Report post Posted November 6, 2007 GERÇEKTEN ÇOK HOŞ BİR ŞİİR. BU ŞİİR'İ İLK DEFA ŞİMDİ BURDA OKUDUM. PAYLAŞTIĞIN İÇİN SAĞOL. HAYRANIM ÜSTAD'A. ALLAHA EMANET OLUN. Quote Share this post Link to post Share on other sites
Guest feri Report post Posted December 3, 2018 ince dertlerimle yazar burada ince dert derken neyi kasediyor? Quote Share this post Link to post Share on other sites