mehmet 15 Report post Posted March 25, 2008 Çocukluğumdaki hastalıklardan birinde, zekâ ve hassasiyetimin marazî çapa vardığı demlerde, başucumdaki anneme bakıp, insanların birbirine, birbirinin haline ne kadar uzak olduğunu düşünmüş; bir takım kelime ve klişe yakınlıklarına rağmen iki ten arasında ne korkunç bir uçurum, bir buud Çöreklendiğini hissetmiş ve kesik kesik sormuştum: - Anne, sen benim halimden anlıyor musun? - Anlamaz mıyım evlâdım, bilmez miyim? - Ne bileceksin anne; içimde değilsin ki... Hasta olan, benim!.. İşte iki insan arasında bazan irkilircesine duyduğumuz bu uzaklıktır ki, «Kuluma şahdamarından daha yakınım» diyen Allah'ın sırlarından bir işaret... Bütün itibarî yakınlıklar arasındaki uzaklığın ifadesi olarak, (Mopasan)ın «Yıldızların Bîkesliği» adındaki hikâyesine bir zamanlar bayıldığını söyleyen Peyami Safa, asıl Yunus Emre'ye bakmalıydı: Bir garip öldü diyeler, Üç günden sonra duyalar, Soğuk su ile yuyalar; Şöyle garip bencileyin. Meğer ki, gökte yıldızım Ola garip bencileyin Garibiz; her yerde, her şeyin içinde ve herkesin ortasında garibiz... Vatanımız burası sanmayın!.. Ve bu gurbet Allah hasretinden başka hiçbir şey değil... Her şeye ve herkese uzaklığın da aks-i dâvası o, Allah... Yakın olan o, ama biz farkında değiliz. Öyleyse bazan, hem de ezbere: - Bir Allah'ım bilir, bir de ben... Derken ne kadar doğruyu söylemiş oluyoruz. En doğrusunu Yalnız Allah bilir... Bu kadar!.. Benimki de, fertler arası bütün münasebet ve intikal vasıtalarını kaybetmenin, dipsiz bir kuyu içinde tek başıma kalmanın ve ilâhî azameti, birdenbire şahdamarında hissetmenin haliydi. Quote Share this post Link to post Share on other sites
asyam 6 Report post Posted March 25, 2008 Şu dişinden tırnağından kalıtımla geçen herşeyinden yani canından kopup geldiğimiz o müstahsen varlığın bile hakkaten anlayamadığı zamanlar olur. (benim için mesela bugün) Öyle ki anlamasını istediğin herkese, o içinde alev alev kaynayan mağmayı çıkarıp göstermek istersin "ne olur bir kez bak ve gör ve söyle anlıyor musun beni.. ne yapayım?" demek istersin... Böyle bir soru yok işte bir cevabı da yok olmayacak da! Kimsenin veremeyeceği cevapların adresine yönelmemiz de bundandır. O istediği için! Ve lütuftur ki çaresiz değiliz. Bazen zahiren öyle görünse bile.. Biliriz hikmetinden sual olunmaz. İşte; Elindeyken, evirip çevirirken kalplerimizi, "İşte ordayım evet sana abd'ım" dediğimde sıkıntıdan gözlerimi sıkıca kapadığımda açtığımda yardım et dediğimde, yardımı senden istemek ne güzel; yardım edeceğini bilmek çok güzel! Yaaa eller mantıklı cümleler kuruyor etiğe aykırı olmayan. Herşey normal, normal de benim içimde ki bu uzaklığa yine de....... Bu akşam bu konu acip bir tevafuk oluşturdu.. İhtiyacım varmış. Allah razı olsun Quote Share this post Link to post Share on other sites
heqqi 0 Report post Posted March 25, 2008 İnsanın, kendini yalnız(!) hissetiğinde düşünmesi gerekenleri yazmışsın kardeş. Evet, O (C.C) bize şahdamarımızdan daha yakınken neyin derdini dert ediyoruz ki? ALLAH razı olsun sizden "Din garip olarak başladı, garipliğe dönecektir. Ne mutlu gariplere." Hadis-i Şerif Quote Share this post Link to post Share on other sites
ranüna 5 Report post Posted March 25, 2008 Allah, kulunun madde ve mânâ âlemini daima terbiye etmekle, o kuluna onun nefsinden daha yakındır...!! Kul ise ancak belli sınırlar arasında iş görebilen noksan sıfatlarıyla, bütün sıfatları sonsuz olan Allah’ı hakkıyla anlamaktan çok uzak...! Quote Share this post Link to post Share on other sites
Ü.Y. 46 Report post Posted March 26, 2008 Bir takım kelime ve klişe yakınlıklar... "Korkma ben hep senin yanındayım...Seni anlıyorum" Nereye kadar ? :) "Garibiz; her yerde, her şeyin içinde ve herkesin ortasında garibiz..." Ve her zaman kendimizi kandırıyoruz...Yalnızız işte.. Yapayalnız. Eh o kadar da olsun değil mi... İmtihan dünyasındayız. Dua ile. Quote Share this post Link to post Share on other sites