Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
BDG

33. Serdengeçti'den Bir Hatıra

Recommended Posts

33. Serdengeçti'den Bir Hatıra

 

.

.

.

.

 

Osman ağabeyde zaman mefhumu da yoktu. Birgün kendisinden pastırma istemiştim. "Bekle, şimdi alıp getireceğim" demişti.

Tam bir yıl sonraki pastırma mevsiminde getirdi. Kambersiz düğün olmazdı. Her sağcı hareketin içinde onun parmağını araştırırlardı.

Bizim olayda da öyle olmuştu. ilk defa onun kapısını çalmışlardı. Bunu ancak 10 sene sonra, Serdengeçti'nin 33'üncü sayısında yazdı. "Malatya Hadisesi ve Bir Hatıra" başlığı altında şunları anlatıyordu:

 

"1952 yılının sonlarına doğru, Malatya'da bazı gençler tarafından Ahmet Emin'e bir suikast yapılmış, gazetelerin kopardığı yaygara, yaptıklan sistemli, kasıtlı neşriyat üzerine, bu hadise ile zerre kadar alakası olmayan birçok vatandaşların ederinde aramalar yapılmış, yazıhaneleri, idarehaneleri basılmış, bu arada 25-30 kişi de tevkif olunmuştu. Tevkif olunanlar arasında şu satırların garip yazarı da bulunuyordu.

Esasen nerede bir hadise çıksa, isterse bu hadise Kaf Dağı'nın arkasında olsun, mutlaka gelirler, beni bulurlar. Eksik olmasınlar, her devrin iktidarı ve onun emrinde çalışan savcılar, emniyet mensupları bizi hatırdan hiç çıkartmazlar. işte o zaman da böyle oldu. iki defa yazıhanemize baskın yapıldı. Arama!.. Neyi arıyorlardı, arayacaklardı? ... Malatya Suikastı ile benim alakarnı tesbit edeceklerdi.

Suç unsuru, suç aleti arıyorlar. çünkü gazeteler Allah'ın günü, Saidi Nursı'den, Necip Fazıl'dan, benden bahsediyorlardı. Birgün dört sivil polis, bir komiser yazıhaneme geldiler. 'Serdengeçti, arama yapacağız' dediler. Buyrun!.. Komiser, 'Evvela üzerinizi' dedi.

 

- Hayhay... Buyrun!..

Başladı aramaya... Yan ceplerimi, iç ceplerimi ve sonra pantalonumun ceplerini... pantalonumun cebine elini sokunca, komisere dedim ki:

- Komser Bey, biraz daha elini ileriye sokarsan, suç aleti eline geçecek!..

Komiser evvela bir tuhaf oldu. Sonra hep birlikte güldük. Aramaya devam olunuyordu. Dosyalar, kitaplar. her yer hallaç pamuğu gibi atılıyordu Derken bizim Necip Fazıl kaşını gözünü oynatarak çıkagelmesin mi? Manzarayı görünce hemen durakladı ve hemen makinalı tüfekten kurşun boşalırcasına, şunları söyledi:

 

- Ağzının içini, burnunun deliklerini, saçlarının arasını iyice aramışlarsa, dışarıya çık, seninle görüşeceğimı..

 

Bu cümleyi o kadar sert ve şiddetli söyledi ki, ağzımın içini aramamış olan bu adamların cümlesinin ağızları açık kaldı.

 

- Kim bu?...

 

- Necip Fazıl..

 

- Necip Fazıl mı? Vayanasını!..

 

Ben hemen dışarı çıktım. Komiser yanındaki gence, sarışın, göğsÜnde Hukuk Fakültesi rozeti bulunan polise göz işareti yaptı. 'Dışarı çık da dinle, ne konuşacaklar' demek istiyordu. Necip FazIl hayret ve dehşet içinde '... 'Nedir bu 7... Malatya Hadisesi ile senin, benim ne alakamız olabilir? Hayret!.. Şimdi istanbul'da bizim evi de basmış olmasınlar. Ben şimdi derhal Kemal Aygün 'e gidiyorum. Durumu anlatacağım ve protesto edeceğim. (Kemal Aygün o sıralarda Emniyet Umum Müdürü idi) ve gitti. Fakat ortalıkta şaşkınlık hala devam ediyordu. Ne adam be!.. Bu nasıl adam gibilerinden.

 

 

Hüseyin Üzmez/Malatya Suikasti sf: 212-213-214 (Timaş Y. 4. Baskı)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...