Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Sign in to follow this  
isyanlı sükut

Kahraman Tazeoğlu

Recommended Posts

 

Yalnızm Çünkü Sen Varsın/Araz

 

“gel” desen gelirdim

Gittiğin uzakta bendim

Dağ gibi bir ihanetten düştüm

Bu kendime son gelişim

 

Ölümbaz öpüşler kusuyorum ceplerime

Kendimi suçüstü yakalıyorum

Ve kentsizliğimin isimsizliğini

Araz’a uyak düşüyorum

Gözlerime senden düşler sürüyorum

ıslak bileklerim kan bayramına yatıyor

Bana en büyük tehdit yine ben oluyorum

Sonra bir durağa yaslanıyorum

Sonra bir kente

Ve sen gidiyorsun

Ben kanıyorum

Diyorlar ki “kendini dinleme hiçbir şey söylemiyorsun”

Oysa “gel” desen gelirdim biliyorsun

 

Yorgun haliç’e biraz inat

Biraz ihanet bırakıyorum

Ellerinden bir tedirginliği bir tehdidi avuçluyorum

Aklıma düşüyorsun

Düşüyorum

Düşünce

Üşüyorum

Azgın hüzünlerle körlüğüme göçüyorum

Ayrılığın saati kaç geçiyor bilmiyorum

Yalanlarımla bir hiçlikteyim

Beni içinden kaç

 

Bu kentte her yağmur kendini ağlar

Aklıma düşsen yalnızlık oluyorum

Ağzımdaki uykudan öpmüyorsun nicedir

Nerde kimi üşüyorsun

Artık kendini yakan bir ateşim

Kendimize birbirimize düşler yapamıyoruz

Şimdi boş duraklara yaslanıyorum

Boş kentlere

Oysa “gel” desen gelecektim

 

Gün düşlerime dönüşlerimde

Bakışların içiyor beni gözlerimden

Gövdemi düşürüyorum güz yavrusu doruklara

UZAKLIĞINA UZANIYORUM

Sevdiğin sonbahar geçiyor üstümden

Ama artık hiçbir göğü içmiyorsun dudaklarımdan

Yıkılıyorum şarkılara

“kimseler biliyor”

Yalnızlık dostumdu

Şimdi korkum oluyor

Oysa “gel” desen gelecektim

 

Artık her şey kımıltısız bir geceye dönüşüyor

Güz artığı saçlarımda oynaşan sensizlik

Göz karana yenik düşüyor en korkak yanlarımdan

Kendimi yitirdikçe sana gidiyorum

Göbek çukurumda sobelere karanlık uyutuyorum

Düş satıcısı ispiyoncu bir ihtiyarın insafına kalıyorum

Uysal yalnızlıklar satın alıyorum

Gülüşümle ödeyerek

Ve içimde yalancı bir katil taşıyorum

Yeni utançlar biriktiriyorum eski günahlarıma

Cüzamlı ruhlar cehennemime gidiyorum ben

Kirli sözlerimi temize çekme

Oysa “gel” desen gelecektim

 

Gözlerim ihanete ihbar taşıyor

Kuşkulu bir cinayeti fısıldıyor kaşlarına

Sözü namluna sürmelisin şimdi

En yaralı yanımdan vurmalısın beni

Çünkü uçmak düşmeyi göze almaktır

 

Avlunda bıraktığım az kullanılmış ihbarları deniyorum

Ne vakit nikotinle ellerinden yola çıksam

Susuşuna kan döküyor gözlerim

Sen gözüne çiğ kaçtı sanıyorsun

Oysa bilmelisin araz’ım

Kimsenin içi görünmez

VE HİÇ BULAMADIKLARINI

ASLA YİTİREMEZSİN

Bak şimdi aramızda sessiz kalıyor

Söylenecek bütün sözler

 

Her sabah akşam oluyorsun

Alnından ellerine damlıyorsun

Yüzündeki yağmurla iniyorsun kente

İçine dert oluyorsun kentin

Dışına yağmur

Yüreğinde dağılıyor kristal şehirler

Duvarların kan öksürüyor

Ve sen

Başkalarının gözlerini

Yüzümde aramayı öğreniyorsun

Ben bir durağa yaslanıyorum

Beni bir kente gidiyorsun

Oysa “gel” desen gelecektim

 

Susmak en inatçısı olmaktır yalnızlığın

En susmak ta neydi öle

Sen en dinlerken

Biliyorum araz’ım

İnsan kendini bulmamalı, hep aramalı

Gittiğin yerden başlıyorum öyleyse

Gece cinnetlerimi de alıp yanıma

 

Denize bakmayı bilmeyenler

Bir gün mutlaka boğulur

İşte bundandır gözlerinden kaçışlarım

 

Siz hiç yar şaçının bir telinden kendinize gurbet yaptınız mı

 

Ben şimdi gurbetim

İçimde taşıyorum

Heba olsa da senlerce yılım

Oysa “gel” desen gelecektim

 

Ömrümden düşürdüğüm sol anahtarlarına takılıyorum hep

Ve hayat yüklü kamyonlar geçiyor üstümden

Şairler ölüdür derler

İnanmıyorum

 

En karanlık ceketimi giyiyorum

Işığa kördüm çünkü

Şimdi ise güneşe ilerliyorum

Dirilmek için

 

Kimliği paslanıyor eski bir anarşistim

Gecenin kör gözünden utanıyorum

Hadi bana en militan kelimelerle saldır

Batır içime cümlelerini

Beyhude bir dehşet bırak

Hak ediyorum

 

Gizlilikten ölmek üzere olan bir akrep sızıyor içime

Can kaybından ölüyorum

Cenazemde namaz kılacağım

Zan altındayım

Yalanıma inanıyorum

 

Yorgun söylentiler kanıyor solgun yaralarımdan

Kırılır mı bilmem hüznümde taşıdığım kin

KİNİM KENDİME

SUSUŞUM SANA

KÜSÜŞÜM TÜM DÜNYAYA

 

Üstü kalsın ihanetimin

“gel” desen gelecektim

Yine bir tren geçiyor içimden

Sen kesiliyorum gülüşümün karşılığı

Saçların bir rüzgarın öyküsünü taşıyor

Görmüyorum söylemiyorsun kırılıyorum

Hiçliğimin etleri yolunuyor şizofrenlik bir gecede

Sana bir öykü çıkarıyorum ağzımdan

Süsle beni ey aşık

Geçtiğin yerleri öpüyorum

 

Yarısı yanık bir aşkın küllerini taşıyorum

Dişlerindeki nikotin tadı terkimde

Sesini peydahlıyorum kendimden ve kentimden

Islak ceplerimi buluyorum el yordamıyla

 

Yasadışıyım

Tutukla beni gözlerimden

 

Kalemim bitti yitirdi şiir şuur

Öldü kanımdaki mürekkep balığı

Solumdaki şişe intihar etti intiharlar

Bir aşkı kaça katlayabilirdi ki ezik bir yürek

Yaşamak için geç bir zaman

Ölmek için ise erken

 

Çok davullu bir senfoni sürçüyorum

Dikiş tutmaz ayrılığımda

Kirpiğinden yapılma bir darağacına

Geceyi asıyorum

Yoksun

Bu yağmurlar ıslatmıyor beni

Bir durağa yaslanıyorum sensiz

Gidişinin en sessiz harfinden yırtılıyorum

“gel” desen gelecektim oysa

 

Kulaklarımdan bordo denizler dökülüyor

Şimdi herkes biraz sen biraz acı

Göğsümde bir vagon

Fırtınalar çıkıyor üstüme

 

Şakağımda

İntihar acemisi bir şairin

Delilik provaları

Arkandan uluyan kapılardan

Söküyorum kokunu

Yokluğunu kokluyorum

Yokluğunu yokluyorum

 

Çöz gözlerimi senden hadi

Ücranda yak bakışımı

Gözlerine bekçi sevdam

Dünden ve senden kalmayım

 

İçine her düşen

kendi keşfi sanıyor seni

OYSA SEN MELEKLERİ BİLE KISKANDIRACAK KADAR KENDİNSİN

Kıpırdamadan duramayız bir aşk boyu

Hadi en kanadığımız yerden susalım

“gel” desen gelirdim

“git” dedin gittim

 

 

 

Aşka…

Rüzgara…

Ayrılığa..

Zamana…

Share this post


Link to post
Share on other sites

Beni susarken bölme!

 

 

Yüzünün hangi oylumuna takılsam

Uçsuz uçurumlara düşüyorum

Ağlayınca şişen göz kapaklarında

Hangi tankerleri yüzdürdün bu akşam?

Sığınağımıza kaçan birkaç damla yağmur

Gözyaşına mı karıştı yoksa?

Fazla değil mi bu sessizlik ikimize;

Beni susarken bölme!

 

 

Satır aralarındaki sızıntıdan kendimi ele veriyorum

Ben sana, seni gösteren bir aynaydım

Dökülseydi sırlarım sen de göremeyecektin

Ben ki kendimi yine sırlardım

Sen kendine yeni aynalar bakmasaydın

Buldun mu yüzüne en uygun olanını?

Ve ağrılarını saklayabildin mi, sırsız aynaların sırrına?

Kulaklarıma sağır sesler peydahladım

Beni susarken bölme!

 

 

Az daha doğduğumuz öykü de ayaküstü ölüverecektik;

Anamızdan emdiğimiz acılar burnumuzdan gelecekti az daha?

Dipsizliğinde dibi tutarmış sandık, sanma oyunlarımızda

Meğer suskunluğumun dibi karaymış

Ben kuyu sanmışım

Ben susarken bölme!

 

 

Merhemine biraz Ağrı sür biraz Toros

Yol ortasında adresim yutuluyor bırakma ellerimi

Duru durdurmaya duramıyor, durak sandığımda köprüleri

Oysa her şeyi birleştiren köprüler yine ayırdı bizi

Saçlarını sakladığın rüzgarı biraz savursan

Açılmayacaktı bu kıyı şeridinden

Zulamdaki sardunya suskuları

Beni susarken bölme!

 

 

Ellerin büyükken ellerimden

Hangi coğrafyama sakladın, mendilleşen parmaklarındaki yaşları?

Bana do minör bağırma

Uslu bir su kuşuyken bünyemde

Verdiğin geçici rahatsızlık için, ömür dilerim senden sadece!

Ben sana ne yaptımların kaldı bak

Bu ucube caddelerde

Susmanın onaylamak olduğunu hatırlattığın bir gecede

Beni susarken bölme!!!

Share this post


Link to post
Share on other sites

Şimdi ne desem kar yağıyor

 

 

Sana anlattıklarım neleri susuyor bir bilsen

Ve anlatmadıklarım neleri söylüyor??

 

Boğazımı yırtarcasına susuyorum

Ya verilmekten yıpranan cevaplardayım

Ya sorulmamaktan solan sorularda

Sen ıslatmasını bilmeyen bir yağmur oldun her akşam

Ben ıslanmasını bilmeyen ahmak

Bu yüzden aşık olamadık sırılsıklam

 

Pimi çekilmiş coğrafyalarda

Zaman ayarlı bir aşkın en tesirsiz parçasıydım

Ve ben günah şeridinde hatalı sonlanandım

 

Az gittim? uz bittim? hiç geldim!!!

 

Uyurken bile uykusuzluk akan gözlerinde

Kaçan trenlerin hesabını istasyonlara kesen

Kalabalıkta unutulmuş bir yalnızdım

Kendine kaçak yolcular bindiren?

Her yolcu da kendini ihbar eden!

 

Kalbime girmek tehlikeli ve yasaktırlarla

Yaşamamaya kalkışıyorsun hayata

Ve ben senden yırtılma bir yelkenle

Aynı yöne gittikçe aynı yere geldim

Sonumu baştan yazdım;

İçimde hala bana ilk aldığın acım!

Gece, sabahı da siyah kusuyor üstüme

Aklıma yaprakların dökülüyor

Bugün aklımda sen vardın;

Aklımı karıştırmadım!

Artık biliyorum?

Aşk bir intihar saldırısıdır; yalnızca iki kişinin öldüğü!

Aşka nişan alıp ayrılığı ıskalayan acemi

Hala gözlerinde kalp kapaklarım

 

?Seni almadan içimden nasıl giderim??

 

Ve sen kaç kez bu hırsla sevildin

Koca koca kışları;

Kısa kısa şubatları biriktirdin?

Susku sınanmamış bir ustura gibidir

Susardın?

İç denizine sığınmış gemileri yakan bir limandın

Bak şimdi gönülsüz gittiler senden;

Gönlünü çaldıkların !!!

 

Yazmadıklarından korkarsın en çok yaşadığın hiçbir şey de

Ve adın gibi bilirsin;

Aramayı unutan bulmayı öğrenemez

Bugünler dünlerinden utanıyorsa

Hiç yarın olamayacaklar

Şimdi ne bugünsün ne de yarın

Olsa olsa sadece bir yarım;

Ya da eksilen yanım!

An kaybından ölen zaman

Senden daha katilini bulamadı kendine

Gelseydin eğer kendimi bile kovardım yanımdan

Gelmedin yine kendimsiz kaldım ardından?

Dünyanın bütün dillerinde sustum ve bir şair bıraktım geride

Ekmeğini aşktan çıkaran!

 

?Sustalı bir aşk senin ki

Sesinle çıplaklaşıp suskunluğumla giyiniyorum?

 

Korunak sandığım tüm senlerde

İçimde yoktan başka bir şey kalmadı

Ruh ölünce cesedi beden taşıyor sırtında

İki büklüm acılarla ?

Patlasam her yere acı sıçrayacak biliyorum

Patlamamaya hazır bir bomba oluyorum

Ben mi çok yorgundum sen mi çok dinç?

Bende mi eksikti sen de mi fazlaydı sevinç?

Dilsizler yalan söyleyemez anladım,

Ya ben konuşamadım ya sen sağırdın!

 

Her şeye rağmen bana öyle çok sığdın ki

İçimde kimseye yer bırakmadın

Bildiğim; Ağaç misali toprağa bağlandıkça gökyüzüne uzamak

Çelişkim; Giden bir tren de kalanların şarkısını haykırmak

Hangi dil kendini kandırabilir ki?

Aşk bir suç değil mi ;

Her defasında kendini ihbar edip yakalatan.

Ve en saf ihanet, kendi ihanetine kanan

Senin gibiler vakitsiz susan aşkı severler

Seni bu kör kuyulardan salan neyin şarkısıysa

Gözlerinin kahvesinden içtiğimde oydu

 

?Şimdi eksilen her yanıma adını verdim

Bu yüzden güzelim ben??

 

Dudağını düğümlediğim fırtınaları kopardım sonunda bir bardak su da

Ben hancı sen soncu

Sana dayanamadı bıçak kemiğe dayandığı kadar

Elbette unuturum sonunda

En fazla bir mevsim ağlarım

Alışırım yalancı baharlara ama;

Ama yine de biri beni kandırsın yokluğunda

Sen bu şiiri okurken ben başka bir şiir de olacam

Başkasının kollarında da senin yollarını adımlamak varmış meğer

Sana anlattıklarım ne çok şey susuyor

Ve sustuklarım neler söylüyor

 

?Gittin değil mi?

Şimdi ne desem kar yağıyor??

Share this post


Link to post
Share on other sites

Binmediğim hiç bir otobüs

Beklemediğim hiç bir durak kalmadı bu şehirde

Gittikçe azalıyor hayat

Neyi erken yaşadıysam

Hep ona geç kalıyorum

Sana göçüyorum her sonbahar

Yolların çıkmıyor aşkıma

Unuttuğun yağmurların adı saklımda

Seni içimden terk ediyorum

 

Susmaktan yoruldum

Kuşlar ve şarkılar bu şehri terk edeli beri

Efkar demliyorum gözlerimde

yaşlarımı, yanağıma varmadan öldürüyorum

Tam sancağımdan yaralıyorum kendimi

Alnını yüreğime dayadığın güne bakıp

Seni içimden terkediyorum

 

Ne unutacak kadar nefret ettin

Ne hatırlayacak kadar sevdin

Yıkık bir duvar kadar bile pişman değilsin biliyorum

Beni hep bulmamak için aradın

Yanılgımdın

Yandığımdın

Yangındın

 

Sensizliğe yenilmek

Sana yenilmekten zor olsada

Ardımda bir sürü "belki"ler bırakarak

Seni içimden terk ediyorum

 

Şimdi

İçimde öldürecek bir anı bile bulamayan

İki yarım kaldık

Tamamlayamadık bizi

Elinden tutamadık yanlızlığımın

Saçlarımıda uzaklarına gömdün

 

İçimin mavisi senin okyanusundandı

Al! geri veriyorum.

Kilitleri hep yanlış kapılara vurdun

Devrilmiş vagonlara dönerken gözlerim

Sana bensizliği terkediyorum

 

"Yârime uzanmayan bütün dallarım kırılsın" demiştin

Aşk içinde doğmuşsa nereye kaçabilirdi?

 

Ne tuaf değil mi?

İçimi acıtanda sendin

Acımı dindirecek olanda

"Ya öldür beni"dedim

Ya da git benden

İçi bulanık bir sevdanın ucunda

Seni kaybettim

Aldırmadın aldırmalarıma

Bir gecede yakıp yârini

Şafaklara sattın ihanetini

Küllerime basanlar bile utandı yaptığından

İşte soluk bir ömrün son nefesi

 

Benden

İçimden

Terkediyorum

 

 

Kahraman Tazeoğlu

Share this post


Link to post
Share on other sites

En Fazla İçimde Ölürsün

 

 

En fazla içimde ölürsün

Cesedini sürüklerim gittiğim her yere

Kızıl sonbaharım

Hangi aşk kendi fırtınasına dayanabildi

 

Ellerimde çoğul bir gölge kuşu

Adının arkasına basmadan yürüdüm

Alnımda birikti çizikler

Adımdan çıkardım aklımı

Aklımsız kaldım

Neylersin

İnsanız

Ne yapsak eksiğiz işte

Ölüme ayarlı saatiz

 

En fazla içimde ölürsün

Sorarım

Şiir papirüslerinin hangi köşesine karaladın beni?

Hangi hare’mden yakaladın da çiğnemeden yuttun gözlerimi?

Kekeme repliklerin ezber bozduran kuşu

Hangi rüzgârlara sattın da Saçlarını!

Devrik cümlelerimin öznesi oldun?

 

İçindeki kötü senaryoların kahramanı olmak istemezdim

Dağıldı bak derlenip toplanmış dağılmalarım

 

En fazla içimde ölürsün

Nasılsa yokluk rehin bırakılıyor kalana

Kalan gidene denk neyi varsa susuyor.

Ve susmak inceltiyor her yarayı

Ve susmak bakmak oluyor

Gitmediğin her yere

 

Kim tutuklanmış yalnızlıktan

Gizin içine gizlenen kim

Söyle beni nerene sakladın

Ki şimdi bu kadar sokaktayım

 

En fazla içimde ölürsün

Karla karışık yağarsın yara Bereme

Karma karışık kalırsın cinnet şeridinde

Kaldırımların kaldıramadığı her neyse işte

Bulamadığın her ne varsa büyük yıkımların izinde

Sana borcum olsun

Hiç yazılmayacak bir şiirin içinde

 

En fazla içimde ölürsün

Yanağında yanar avucum

Avucumda imlası bozuk bir şiir kalır

Gözlerinin namlusu döner, yakar kirpiklerimi

Kulağımda bir tepenin rüzgârı uğuldar

Gırtlağıma kadar aşka batarım

Yeteri yok. Eksiği fazla.

 

Neyin kaldı eksilenlerden arta

İçeri doğru kapanan bir kapıydın

Saçlarından geçtim önce

Ve kendimden öylece

Neyim yoksa var bildim

Eğildim

Eksildim

Eridim

Bir seni bitirmedim

 

Hangi rüzgarlara sattın da saçlarını

Uğultusuna tutunamadın

 

Ömürden nefes çalarak ne kadar yaşarsa insan

Öyle yaşadım gözlerini

Tenimde itiş kakış

Cebimde depremlerin

Esrarlı gece ayinleri

Volkanik şiirler

Usul usul giymedim mi sözlerini

Yalnızlığın tiradını kapamadım mı her sefer

Sensizlik seni anlattı en çok

Vazgeçmeler vazgeçmekten vazgeçti

Söyle saçlarında öldüğüm

Bir geri gidiş kaç günde gelirdi?

 

En fazla içimde ölürsün

Cesedini sürüklerim gittiğim her yere

Tenimin yırtıldığı yerden mi girdin içeri

Açar gibi yaparak açık bir kapıyı

Beni ikiye böldün

Hadi içimi kendine aldın da

Beni nerde bıraktın

Hangisini seçerdin benim için

Ve hangisinden vazgeçerdin kendin için

 

Ben yarama çoktan sen bastım

Yaşım kadar gencim

Adın çabuk diye geçti

Ardında aç köpekleri bırakarak

Ezberimden geçtim.

Hızla biten aşk şarkılarından geçtim

Senden bir şey eksiltmeden sana çok şey bırakmaktı aşk

Bildim

 

Biz dalkavuk bir aydınlığın yerine

Onurlu bir karanlığı seçtik

Ve bir öyküden ağlarcasına geçtik

Cesurduk çünkü

Kendimizi kendi düşlerimizden kovacak kadar

 

Ömrüne yüz çevirmiş iki masalcıyız

Gerisi hiçlik

Gerisi yokluk

 

Sensizliğin anlattığı ne vardı senden başka

Bir hayatın tüm yanılgılarını

Saçlarında çözdüm

Şimdi beni hangi yanımdan susacaksın

Sessizlikte bir dildir

Çoğul susulur

Pusulur

Şimdi beni hangi yanımdan kusacaksın

 

Yıkık şehrimin izbesi

En fazla içimde ölürsün

En çok

Gözlerime gömülürsün.

Gözlerimi kaparım

Vasiyetimi yazarım

Share this post


Link to post
Share on other sites

Aslında ben Kahraman Tazeoğlu'nun şiirlerini pek okumuyorum daha çok kendi sesinden dinlemek hoşuma gidiyor. Fakat 4-5 tane kitabını okumuşluğum var :D Anlatmak istediği duyguyu okuyucuya çok yoğun yaşatan birisi.

Share this post


Link to post
Share on other sites

SUSSAM YALNIZLIK KONUŞSAM AYRILIK

 

 

Yıkılmış ve geç kalınmış viraneleriz

şimdi ne senin gözlerinde harranın suya hasret yangınları var

nede benim gözlerimde şiir

yaz dedin oysa kışlar yaşıyorum her mevsim

açmak üzereyken papatyalar yeni karlar yağıyor üstüne

üşüyorum evet hala üşüyor ellerim

hüzün kapımızı çalalı beri

bin günü aştı

bin ömür bin soluk

bin yıkılış yaşadım

ömrümün arka sayfalarında altı çizilmiş satırlarımı okumaya başladım

sığınışlarını susuşlarını ve haykırışlarını işittim mavi adadan

korunaklı bir liman olamadım sana

ve arkama bakmadan giderken haykırışlarını duymamak için kapattım yüreğimin kulaklarını

şimdi bin ömür geçmiş ömrümden

ben bir rüyadan uyanmak istercesine çırpınıyorum

hani zaman ilacı olurdu herşeyin

hani zamana bırakmalıydık

atalar yine yanıldı

bir günün sonunda binlerce tükenişle ölürken ben

zaman zehrini içerken yudum yudum

artık bitsin istiyorum

ataların ilaç dedikleri yoksuzlugun bitsin

bitmezlerin bilincinde diyorum yne

yıkılmış ve geç kalınmış viraneleriz

şimdi ne senin gözlerinde harranın suya hasret yangınları var

nede benim gözlerimde şiir

şimdi kendini yok edişlerini dinliyorum

susuyorum

susuşlarımın öznesi sen oluyorsun hep

şehrine gidiyorum

yokluğun açıyor kapıları

yıkılan şehirler arası bir otobüs terminalinde ayak izlerimiz duruyor

halâ haklısın

kokun sinmiş soğuk duvarlarına şehrin

herkezin gözünde seni arıyorum yoksun

yokluğunu salıp gitmişsin

gidişle bırakıldığın bu kentte

susuşlarına bile yandıgın soğuk dağlarımın eşkiyası

bağışlama dilemiyorum

gel demiyorum

sev demiyorum

haykırışların yankılanıp boşlukta kaybolmadı bilesin

sığındığın mavi adada yaktığın ateşi göm

yanaştırabilirsem gemilerimi tutucam ellerinden

şimdi yanıyorum kanıyorum ve yıkılışların altında tekrar eziliyor bedenim

geç kalınmış bir solukmu bir günün sonunda

yoksa çaresizliklerimin son çırpınışlarımı bilmiyorum

kayıp adresten yazıyorum son kez

sussam yalnızlık konuşsam ayrılık

dönsem yıkılış dönmesem yok oluş

şimdi ben susuyorum yalnızlığa talip

sende sus bana

sus ki bir daha ölmeyeyim.

 

Kahraman Tazeoğlu

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...
Sign in to follow this  

×
×
  • Create New...