Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
nedamet..

Hizbullah

Recommended Posts

HİZBULLAH (LÜBNAN)

 

Hizbullah, (Arapça: حزب الله‎, Allah'ın partisi) Lübnan'da bulunan, hem sivil hem de askeri kanadı olan Şii inançlı siyasi bir partidir. 1982 yılında İsrail'i, o zamanlar işgal etmekte olduğu Güney Lübnan'dan çıkartmak amacıyla kurulmuştur. Hizbullah'ın şu andaki genel başkanı Hasan Nasrallah'dır.

 

Hizbullah 1982 yılında İran'daki İslam Devriminden esinlenerek kuruldu. Amacı İsrail'i işgal etmekte olduğu Güney Lübnan'dan atmaktı. Ayetullah Humeyni taraftarlarının İran'daki devrimini bölgede yayma amacı da taşıyordu.

 

Hizbullah siyasi ve silahlı mücadele kanatlarının yanısıra fakir Lübnan halkına yardım amacıyla birçok kurumlar da işletmektedir. Bunların arasında 4 hastane, 12 klinik, 12 okul ve 2 tane de tarım yardım derneği bulunmaktadır.

 

Genelde Arap ve Müslüman dünyasında yasal bir direniş örgütü olarak kabul edilen Hizbullah ABD, Kanada, İsrail ve Avustralya tarafından terörist ilan edilmiştir. Avrupa Konseyi ise bu konuda kesin bir tutum almamayı tercih etmiştir.

 

Kaynak: Wikipedia

 

(Hakkında bilgi sahibi olalım istedim.)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bu arada bizdeki Hizbullah örgütü ile bu anlatılan birbirinden farklı ( doğru biliyorsam eğer) belirtiyim dedim :)

Share this post


Link to post
Share on other sites

ve bizdeki hizbullah da tamamen farklı tamamen derin devletin bir taşeronu

Share this post


Link to post
Share on other sites

Türkiye'deki hizbullah terör örgütü 1983'te İstanbul Kasımpaşa'da kurulmuştur. Sözde 'İslami Hareket' olarak canlanmış, daha sonrada, ülkede kaos çıkarmaya yönelik eylemlerde bulunmuştu. Fişlemeler,listeler ve ardından ölümler.

 

Bu örgüt, tamamen dini motiflerle süslenmeye çalışılmış bir örgüttür. Bu ve benzeri yapılanmaların, bu şekilde ortaya çıkarılmasının sebebiyse, Dünya kamuoyu nezdinde, İslam'ı, Müslüman olanları terörist olarak lanse etmek, İslam'ın parlayan yüzünü karatmayı hedeflemektir. Bir Müslüman bir sivili asla öldüremez! Oysa bu örgüt,bir insanı gözünü kırpmadan katledebiliyor. Hem de Müslüman yaftasıyla! Amaç apaçık kendini belli ediyor zaten.

 

Lübnan'daki Hizbullah oluşumu hakkında pek bilgim yok.Fakat Türkiye'de zamanında bulunan Hizbullah örgütü terör örgütüydü.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Tarihi hayli geçmiş bir haber. Günlerdir televizyondan takip ediyorum. Bu güzel insanın yüzünü her görüşümde biraz daha heyecanlanıyorum. Sizlerinde yüreğini sızlatmak ve yaşananları unutmayan şuurlu birer Müslüman olmamızı istediğimden dolayı sizlerle paylaşmak istedim.

 

SEMİR KUNTAR KİMDİR?

 

İsrail’in elindeki en eski Lübnanlı esir Semir Kuntar, Hizbullah’la İsrail arasında yapılacak olan esir mübadelesi kapsamında serbest bırakılıyor.

İsrail’in Nehariya kentinde düzenlediği operasyonda yakalanan ve Lübnan’da “Esirlerin Komutanı” olarak adlandırılan Semir Kuntar, 20 Haziran 1962’de Lübnan’ın Dürzi bölgesi olan Cebel Lübnan’a bağlı “Aybe” köyünde dünyaya geldi.

 

Semir Kuntar, İsrail’e yönelik ilk eylemini Ürdün-İsrail sınırında düzenledi. İsrail’in elindeki Lübnanlı esirlerin serbest bırakılmasını sağlamak için Ürdün İsrail sınırında Filistin’in Kurtuluşu için Halk Cephesi’ne bağlı arkadaşlarıyla birlikte bir İsrail konvoyuna saldırı düzenleyen Kuntar, Ürdün güvenlik güçleri tarafından yakalandı.

 

Ürdün’de 11 ay hapis yatan Kuntar, 25 Eylül 1978’de bir daha Ürdün’e girmemesi şartıyla serbest bırakıldı.

 

Semir Kuntar, 1979 yılında henüz 16 yaşındayken Filistin’in Kurtuluşu için Halk Cephesi’ne bağlı üç kişiyle bu kez İsrail’e sızarak bazı İsraillileri rehin aldı.

 

İsrail polisinin müdahalesi sonucu yaşanan çatışmada bir İsrailli polisle Semir Kuntar’la beraber olan Abdulmecid Aslan ve Mehna el-Muveyyid ölürken, Semir Kuntar ve arkadaşı Ahmed Abras yakalandı.

 

İsrail, rehin aldığı 5 İsrailliyi öldürdüğü bir İsrailliyi de yaraladığı iddiasıyla Semir Kuntar hakkında 47 yıl hapis cezası, ayrıca 4 kez de müebbet hapis cezası verdi.

 

Semir Kuntar’la birlikte yakalanan Ahmed Abras’ın, 21 Mayıs 1985’te Filistin’in Kurtuluşu için Halk Cephesi ile İsrail arasındaki bir esir mübadelesi kapsamında serbest bırakılmasına rağmen Semir Kuntar, halen İsrail’in “Hedarim” cezaevinde tutuluyor.

 

Hizbullah’ın, 2004 yılında yine Almanya’nın arabuluculuğunda İsrail’le yaptığı esir mübadelesinde Semir Kuntar’ın serbest bırakılmasını istemiş olmasına rağmen İsrail, bu teklifi reddetmiş, Kuntar’ın serbest bırakılmasına karşılık 1986 yılında Lübnan’da kaybolan İsrailli pilot Ron Arad hakkında bilgi verilmesi şartını ileri sürmüştü.

 

İsrail’de cezaevinde bulunduğu dönemde öğrenim faaliyetlerinden geri durmayan Semir Kuntar, Tel Aviv Üniversitesi’nin açık öğrenim bölümüne başvurarak tahsil hayatını sürdürdü ve 1998 yılında bu üniversitenin Edebiyat ve Sosyal Bilimler bölümünden lisans diploması almayı başardı.

 

Semir Kuntar, Hizbullah’la İsrail asında varılan esir değişimi anlaşması kapsamında 16 Temmuz 2008’de özgürlüğüne kavuştu.

Share this post


Link to post
Share on other sites

SEFER TURAN

 

 

Esirler Lübnan'ı birleştirdi!

 

 

 

Şimdiye kadar iç çatışmalar yaşayan Lübnan esir değişimi sonrasında yakın tarihinde görülmemiş bir şekilde birlik beraberlik görüntüsü verdi. Kuşkusuz bu, ulusal birlik hükümetinin çalışmalarına olumlu yansıyacaktır

 

2006 yılı Temmuz ayı Lübnan tarihinde çok önemli bir dönemdi. İsrail'in "Hizbullah'ı yok etmek" amaçlı 33 gün süren saldırısı sona erdiğinde Beyrut'un güneyi ve Lübnan'ın güneyindeki onlarca köy yerle bir olmuş, ama Hizbullah hem askeri hem de siyasi olarak daha da güçlenmişti.

 

Savaşın ardından, ikiye bölünmüş Lübnan siyasetinde saflar iyice belirginleşti ve zıtlaştı: Hizbullah, Emel örgütü ve en büyük Hıristiyan gurup olan General Micheal Awn'ın liderliğindeki "Tayyar vatani el Hur" / Özgür Ulusal Akımı, Dürzilerin Arslan gurubu, Lübnan Komünist Partisi vs... Parlamentodaki azınlığı temsil eden bu grubu İran ve Suriye destekliyor.

 

Saad Hariri'nin El Müstakbel Hareketi, Dürzi lider Velid Canbolat'ın İlerici Sosyalist Partisi, Hıristiyan liderlerden Semir Caca başta olmak üzere farklı siyasi akımların oluşturduğu parlamentodaki çoğunluk... Bunları ise Amerika ve Suudi Arabistan destekliyor..

 

Birbirlerine sert dille hitap eden, iç çatışmanın eşiğinden dönen bu iki grup Katar'ın arabuluculuğu ile Doha'da bir araya gelerek "Ulusal Birlik hükümeti" kurulması konusunda anlaştı... Micheal Süleyman Cumhurbaşkanı seçildi...Yeni hükümet ilan edildi.

 

Ulusal Birlik hükümetinin resmi fotoğrafı çektirerek iş başı yaptığı 16 Temmuz Çarşamba günü, Lübnan açısından çok önemli bir gün olarak tarihe geçti. Çünkü o gün Hizbullah ve İsrail arasında esir değişimi gerçekleşti.. İsrail iki askerini aldı karşılığında Lübnanlı 5 esiri serbest bıraktı, yüzden fazla kişinin de cenazelerini verdi. Peki, bu esir değişimi nasıl gerçekleşti ve nasıl sonuçları olacak? İşte madde madde Ortadoğu'nun önemli gelişmesinin tüm ayrıntıları:

 

ESİR TAKASININ AYRINTILARI

 

İsrail ve Hizbullah arasında Alman bir istihbaratçı arabuluculuğu ile yapılan pazarlık, olağanüstü bir gizlilik içinde yürütüldü. Nitekim İsrail, 2006 Temmuz ayında Hizbullah tarafından esir alınan iki askerinin ölü mü diri mi olduklarını bilmiyordu. Yani bunca süre içinde askerlerinin akıbetleri hakkında hiç bir bilgi alamadı. Bu durum İsrail kamuoyunda tepki ile karşılandı. Hükümeti "Askerlerimizin akıbetini bile bilmiyoruz" diyerek eleştirenler oldu. Takas günü iki askeri taşıyan araç Nakura sınır kasabasına getirildi. Uluslararası Kızılhaç yetkililerine teslim edilmek için Hizbullah üyeleri tarafından araçtan iki tabutun indirilmesi üze-rine tüm dünya askerlerin akıbetini o zaman öğrendi. Sonradan ortaya çıktı ki, aslında iki asker esir alındıkları sırasında çıkan çatışma sırasında ölmüşler.

 

Hizbullah'ın, İsrail ile pazarlığı, Hizbullah üyeleri ile sınırlı kalmadı. Teslim alınan yüzden fazla ceset arasında Hizbullah üyeleri olduğu gibi Lübnan'daki diğer siyasi gruplara mensuplar, Filistinliler ve diğer Arap ülkelerinin vatandaşlarının da cesetleri var. Üstelik bu değişimin en önemli maddesi göz ardı edildi: O da şu. Hizbullah ve İsrail arasında yapılan anlaşmaya göre İsrail yaklaşık bir ay içerisinde Filistinli bir grup esiri de serbest bırakacak. Bunun takip işini BM Genel Sekreteri yapacak ve kaç kişinin de serbest bırakılacağını o belirleyecek. O gece kalabalıklara hitap eden Hasan Nasrallah, Genel Sekreter Ban Ki Mon'a hitap ederek "önceliğin kadın ve çocuk esirlere" verilmesini istedi.

 

Esir değişimi sırasında Hizbullah, Lübnanlı 5 esiri teslim aldı. Ancak içlerinden biri vardı ki diğer dördünden farklıydı. Adı Semir Kuntar! Semir Kuntar, Araplar için sembol bir isim. Üç arkadaşıyla 1979'da İsrail içlerinde düzenlediği bir operasyon sırasında esir düştü. İsrail, hakkında 5 kere müebbet cezası verdi. Yani tam 542 yıl! Tam 30 yıl hapishanede kaldı. Araplar onun için "İsrail hapishanelerindeki Arap esirlerinin en kıdemlisi" derdi. Araplarla İsrail arasındaki her esir değişiminde adı geçer, ancak İsrail her defasında serbest bırakılmasını reddederdi. 2004'deki değişim sırasında Hizbullah Kuntar'ı da istedi, Ancak İsrail buna şiddetle karşı çıktı. Böylece Kuntar İsrail ve Araplar arasındaki savaşta çok önemli bir psikolojik sembol haline geldi. Son esir değişiminde ise Hasan Nasrallah Kuntar'da ısrar etti ve birkaç hafta önce Beyrut'ta yaptığı konuşmasında "Semir Kuntar yakında aranızda olacak" dedi ve öyle de oldu. Böylece Kuntar'ın serbest bırakılması, İsrail ve Hizbullah arasındaki psikolojik savaşı Hizbullah'ın kazanması olarak değerlendirildi. Hâlbuki Dürzi olan Kuntar'ın Hizbullah'la bir ilişkisi yok.

 

Kuntar ve arkadaşları serbest bırakıldıktan sonra askeri elbise giyerek kame-ralar karşısına çıktılar ve psikolojik savaşta "direnişe devam" mesajı verdiler. 17 yaşında hapse giren, 30 yıl hapiste kalan, orada üniversite okuyan Kuntar çıktıktan sonraki konuşmasında "direnişe devam edeceğini" söyledi. Hizbullah'ın mahallesi Güney Beyrut'ta düzenlenen törende ise "Filistin'e yeniden dönmek için buradayım" derken doğum yeri Dürzilerin mahallesi Lübnan dağında daha açık konuştu: "Bu sabah duyduğuma göre İsrail beni öldürme kararı almış. Onlara sesleniyorum. Dün aranızdaydım. Bugün ailem arasındayım. Bundan sonra sizinle karşılaşmayı ben daha fazla istiyorum." Kuntar giydiği direniş elbisesini de çıkarmayacağını belirtti.

 

İsrail medyası ise Kuntar'ın 1979'daki operasyon sırasında 4 yaşındaki küçük bir çocuğu öldürdüğü iddiasını ileri sürdü. Lübnan ve Filistin tarafı bunu kesinlikle reddediyor. Hatta Semir Kuntar o günleri anlatırken, operasyon sırasında kaçırmaya çalıştıkları İsrailli Dan Haran adlı atom profesörünün küçük çocuğunun çatışma sırasında, nereden geldiğini bilmediği bir mermi ile öldüğünü belirtiyor ve "Soruşturma sırasında İsrailliler, çocuğun öldürülmesini üstlenmemi söylediler. Ben de onlara, 'yaptığım her şeyi üstlenmeye hazırım. Ama yapmadığım bir şeyi asla üstlenmem' dedim" diyerek suçlamaları reddeder. Her şeye rağmen bu konu önceki gece (18 Temmuz) El Cezire Mubaşer'de gündeme geldi. Semir Kuntar'ın hapishane arkadaşı ve bugünlerde İnsan hakları alanında çalışan Cebir Veşah (Cebir Veşah'ın annesi Ümmü Cebir ise hapishanede iken Semir'i evlatlık edinir) İsraillilere seslenerek "Cesaretiniz varsa Semir Kuntar'ın dosyasını açıklayın. Semir o çocuğu asla öldürmemiştir" diyerek İsrail'e meydan okudu. Semir'i evlatlık edinen 78 yaşındaki Ümmü Cebir ise "Semir asla o çocuğu öldürmemiştir. Eğer öldürdüğünü ispat edebilirlerse gelsinler beni içeri alsınlar. Semir'in yerine ömür boyu hapis yatmaya hazırım" dedi. Yani İsrail'in iddiası, Arap tarafında doğru olarak kabul edilmiyor.

 

Psikolojik savaşın bir ilginç boyutu da yaşandı o gün. Esirlerin serbest bırakıldığı gün (16 Temmuz Çarşamba) haber televizyonları gün boyu canlı yayın yaptı. El Cezire televiz-yonuna konuşan İsrail askeri sözcüsü, Hasan Nasrullah'ı eleştirirken "halkın arasına çıkamıyor" şeklinde bir ifade kullandı. O gece Güney Beyrut'ta da düzenlenen tören sırasında taraftarlarını selamlayan Nasrallah, adeta İsrailli yetkiliye cevap veriyordu.

 

BU, LÜBNAN'IN ZAFERİ

 

Hizbullah, esir değişiminin Lübnan'da oluşturduğu zafer havasıyla ilgili olarak "kendi siyasi kazanımımız olarak görmüyoruz" mesajını verdi. Tören alanlarında, yollarda Hizbullah bayrakları kadar Lübnan bayrakları ve Lübnanlı diğer grupların bayrakları da vardı. Hasan Nasrallah da o gece yaptığı konuşmada zaferin, Hizbullah'ın değil, tüm Lübnan'ın zaferi olduğunu belirtti.

 

Hizbullah halk desteğini bu sayede daha da arttırdı...

 

Esir değişimi Lübnanlıları birleştirdi. Lübnan yakın tarihinde görülmemiş bir şekilde birlik beraberlik görüntüsü verdi. Esirleri Güney'de Hizbullah teslim aldı. Orada bir tören yapıldı, ardından helikopterlerle Beyrut Havaalanı'na götürüldü. Resmi törene Cumhurbaşkanı Micheal Süleyman başta olmak üzere Lübnanlı bütün grupların liderleri veya temsilcileri katıldı. Başbakan Fuad Sinyora daha birkaç gün önce ağır dille eleştirdiği Hizbullah'ın ikinci adamı Şeyh Naim Kasım'la yan yana durdu. O gün tüm Lübnanlı liderler birlik beraberlik mesajı verdi. Taraflar birbirle-rine son derece saygılı kelimeler kullanarak hitap etti. Esirlerin tüm Lübnanlılar tarafından karşılanması Lübnan için "gerçek bir zafer" olarak yorumlandı. Hizbullah'ın en büyük rakiplerinden olan Dürzi lider Velid Canbolat, hem el Cezire televizyonundaki canlı yayında, hem de Semir Kuntar için Lübnan Dağı'nda yapılan karşılama töreninde yaptığı konuşmasında direnişe tam destek verdi! Dürzi bölgesi olan Lübnan Dağı'ndaki törene katılarak Velid Canbolat'ın yanına oturan Çalışma Bakanı Hizbullah'lı Muhammed Fitiş, Dürzilerle ortak mücadele tarihine de gönderme yaparak Velid Canbolat'a "birlikte hareket etme çağrısı" yaptı. Böylece belki de uzun süreden beri ilk kez Hizbullahlı bir yetkili Dürzilerin bölgesini ziyaret etmiş oluyordu! Üstelik esir değişim günü tüm Lübnan'da tatil günü ilan edildi. Ülke genelinde bayram havası estirildi. Yani; Lübnanlı esirler, Lübnan'a birlik beraberlik getirdi!

 

Kuşkusuz, Lübnan'daki bu birlik beraberlik atmosferi Lübnanlı bütün siyasi grupların katıldığı Ulusal Birlik hükümetinin çalışmalarına olumlu yansıyacaktır. Böylece Lübnanlılar, özlemini çektikleri başarılı bir hükümeti görmek için fırsat yakalamış oldular!

 

Her şeye rağmen Lübnan'ın konjonktürel bir ülke olduğunu hatırlayarak komşu ülkelerin ve uluslararası güçlerin Lübnan içerisindeki etkisini gözönüne alarak, ileride olup bitecekler hakkındaki rollerini hiçbir zaman gözardı etmemek gerekir.

 

FİLİSTİNLİ ESİRLERİN AKIBETİ

 

Esirlerin serbest bırakılması ile sevinen Arap dünyası bayram etti.

 

İsrail tarafında ise tam bir matem havası vardı. İki askerin defin törenleri sırasında aileler gözyaşı döktü. Kamuoyunda, Hizbullah'ı güçlendirdiği gerekçesiyle Hizbullah'la yapılan anlaşma eleştirildi. İsrail basını, İsrail'in Semir Kuntar'ı öldüreceğini yazdı.

 

Bu takas Filistinlileri de cesaretlendirdi. Çünkü Hamas'ın elinde de bir esir asker var. İsrail ile yapılan görüşmeler sonuç vermedi. Filistinliler daha şimdiden "Hizbullah çıtayı yükseltti" diyerek pazarlığı ona göre yapmaya hazırlanıyorlar. Hatta bir Hamaslı yetkili aynı Alman arabulucuyu isteyebileceklerini söyledi.

 

Bu takas ve akabinde yaşananlar İsrail hapishanelerindeki 11 binden fazla Filistinli esirler konusunu yeniden gündeme taşıyacak gibi. Nasrallah, "esirlerin kurtarılmasında tercihimiz, direniş metodu. Arap ülkeleri hükümetleri de siyasi yolları denesinler ve birlikte Filistinli esirleri kurtaralım" diyerek topu hükümetlere attı.

 

YENİ ŞAFAK

Share this post


Link to post
Share on other sites

''Öyle ki, Amerikalı bir kuruluşun Arap ülkelerinde yaptırdığı bir anket sonucuna göre, Seyyid Nasrallah'ın Arap dünyasının en sevilen kişisi olduğu da ortaya çıkmıştı. Seyyid Nasrallah sadece İslam ümmetinin ve Arap dünyasının değil, hristiyanların ve hatta Yahudilerin en çok güvendiği bir liderdi; zira 33 gün savaşı sırasında İsrailliler “Nasrallah ne dediyse yaptı, ama bizim yöneticilerimizin hiç bir sözüne güven olmaz” deme durumunda kalmışlardı''

 

Bunu da eklemeden olmazdı. Nurettin Şirin'den alıntıdır.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Hizbullah -Allah'ın Asker(ler)i-

 

Hizb; toplum, grup, parti yada Kur'an-ı Kerim'in bir Cüz'ünün dörtte birlik kısmı.

 

Bu kelimenin anlamını bilmeyenlerde kendilerine Hizbullah diyorlar ya helal olsun.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...