Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]
Rindlerin Doğumu

Neyzen Tevfik

Recommended Posts

Hicivin üstadına selamlar olsun...

 

Anladın mı?

 

Hicran destanını kendinden oku,

Mecnun'dan duyup da rivayet etme.

Aşkın Leyla'sını gördünse söyle.

Söz temsili bulup hikayet etme.

 

Yüz bin Leyla doğar alemde her gün,

Senin aradığın zevk, sefa düğün.

Tutacağın işi önceden düşün;

Daha ilk adımda nedamet etme.

 

Sevdanın oduna pek güvenilmez,

Tutuşurşan eğer kolay sönülmez.

Bu yolun hükmüdür geri dönülmez,

Canına kıymazsan seyahat etme.

 

İyi bak kabına, olmasın delik,

Boşuna taşırsın ,gider gündelik.

Anında olmalı, ettiğin iyilik,

Alem duysun diye, inayet etme.

 

Kabe'den maksadın varmaktır yara,

Kör gibi tapınma, kara duvara,

Hızır'ı ararsan kendinde ara,

Bulamadım gibi rezalet etme.

 

Muhabbet herkesin aklını çelmez,

Gönül viranesi kolay düzelmez.

Alemden çekinme bir zarar gelmez,

Sen kendi kendine hıyanet etme.

 

Şen şatır gönlüne hicran dolmasın,

Gençliğin gülşeni gamla solmasın.

Neyzen gibi aklın yarda olmasın,

Özründen çok büyük kabahat etme.

 

 

Kabe'den maksadın varmaktır yara,

Kör gibi tapınma, kara duvara,

Hızır'ı ararsan kendinde ara,

Bulamadım gibi rezalet etme.

 

ilk okuduğum vakit '-ne oluyoruz' demiştim şimdi ise daha net anlıyorum, yaranın adı belli "MArka Müslümanlığı"

Share this post


Link to post
Share on other sites

neyzen tevfiki hiç sevmedim..bundan sonra da seveceğimi düşünmüyorum...onun okuduğum ilk şiiridir aşağıdaki şiir...bir daha da ciddiye alıp okumadım diğer şiirlerini....

 

 

 

 

 

Ne arasın ALLAH ile aramda..

Sen kimsin ki orucumu sorarsın..?

Hakikaten gözün yoksa haramda..

Başı açığa niye türban sorarsın..?

 

Rakı şarap içiyorsam sana ne..

Yoksa kimseye bi zararım içerim..

İkimizde gelsek kıldan köprüye..

Ben dürüstsem sarhoşkende geçerim..

 

Esir iken mümkünmüdür ibadet..?

Yatıp kalkıp ATATÜRK'e dua et..

senin gibi dürzülerin yüzünden

Dininden de soğuyacak bu millet.!!!!

 

İşgaldeki hali sakın unutma..

ATATÜRK'e dil uzatma sebepsiz.

Sen anandan gene çıkardın amma..

Baban kimdi bilemezdin Şerefsiz..

 

Neyzen TEVFİK

Share this post


Link to post
Share on other sites
Ne arasın ALLAH ile aramda..

Sen kimsin ki orucumu sorarsın..?

Hakikaten gözün yoksa haramda..

Başı açığa niye türban sorarsın..?

 

neyzen tevfiki hiç sevmedim..bundan sonra da seveceğimi düşünmüyorum...onun okuduğum ilk şiiridir aşağıdaki şiir...bir daha da ciddiye alıp okumadım diğer şiirlerini....

 

 

Rakı şarap içiyorsam sana ne..

Yoksa kimseye bi zararım içerim..

İkimizde gelsek kıldan köprüye..

Ben dürüstsem sarhoşkende geçerim..

 

Esir iken mümkünmüdür ibadet..?

Yatıp kalkıp ATATÜRK'e dua et..

senin gibi dürzülerin yüzünden

Dininden de soğuyacak bu millet.!!!!

 

İşgaldeki hali sakın unutma..

ATATÜRK'e dil uzatma sebepsiz.

Sen anandan gene çıkardın amma..

Baban kimdi bilemezdin Şerefsiz..

 

Neyzen TEVFİK

 

İş bitmiş dosya kapanmıştır.

Neyzenin bir şapkası eksikmiş silindirli maymun demek için.

Share this post


Link to post
Share on other sites
neyzen tevfiki hiç sevmedim..bundan sonra da seveceğimi düşünmüyorum...onun okuduğum ilk şiiridir aşağıdaki şiir...bir daha da ciddiye alıp okumadım diğer şiirlerini....

 

 

 

 

 

Ne arasın ALLAH ile aramda..

Sen kimsin ki orucumu sorarsın..?

Hakikaten gözün yoksa haramda..

Başı açığa niye türban sorarsın..?

 

Rakı şarap içiyorsam sana ne..

Yoksa kimseye bi zararım içerim..

İkimizde gelsek kıldan köprüye..

Ben dürüstsem sarhoşkende geçerim..

 

Esir iken mümkünmüdür ibadet..?

Yatıp kalkıp ATATÜRK'e dua et..

senin gibi dürzülerin yüzünden

Dininden de soğuyacak bu millet.!!!!

 

İşgaldeki hali sakın unutma..

ATATÜRK'e dil uzatma sebepsiz.

Sen anandan gene çıkardın amma..

Baban kimdi bilemezdin Şerefsiz..

 

Neyzen TEVFİK

 

Merhabalar,

 

Fikirlerinize saygı duyuyorum. Lakin bir iki sorum olacak, Neyzenin hayatını biliyor musunuz(Biraz araştırın rica etsem, yanlışı muhakkak vardır fakat böyle kestirip atmak doğru mu sizce). İkincisi bu şiir onun değil bundan haberiniz var mıydı? (Azab-ı mukaddes onun tek şiir kitabı)..

 

Eğer şiirin mantığına karşı iseniz adım adım konuşalım, tartışalım fakat bu başlık altında değıl :)

(Şöyle bir mantık da yürütebilirsiniz NEyzen, heccav, şiirilerinde övmeye yer vermez)

Share this post


Link to post
Share on other sites
Merhabalar,

 

Fikirlerinize saygı duyuyorum. Lakin bir iki sorum olacak, Neyzenin hayatını biliyor musunuz(Biraz araştırın rica etsem, yanlışı muhakkak vardır fakat böyle kestirip atmak doğru mu sizce). İkincisi bu şiir onun değil bundan haberiniz var mıydı? (Azab-ı mukaddes onun tek şiir kitabı)..

 

Eğer şiirin mantığına karşı iseniz adım adım konuşalım, tartışalım fakat bu başlık altında değıl :)

(Şöyle bir mantık da yürütebilirsiniz NEyzen, heccav, şiirilerinde övmeye yer vermez)

 

neyzen tevfiki'in hayatı bohemlikten ibaret..yanlışım varsa düzeltirsen sevinirim...bu şiir her yerde neyzen tevfik'in olarak geçiyor...ben google'ın yalancısıyım:P

işin esprisi tabi ama bi çok kişiden de duydum bu şiiri neyzen tevfik'in diye...

yalnız bi araştırma yaptım...gerçekten de neyzen tevfik'e ait değil şiir..mutlu çelik adlı bir polis memuruna ait...yalnız bu kargaşanın yaşanmasının sebebi mutlu çelik'in bir olay üzerine bu şiiri neyzen tevfik imzasıyla dağıtmış olması...yalnız dediğim gibi bu şiiri bir çok kişi neyzen tevfik'in diye biliyor...ki mahkemelik olmuş bir şiir anladığım kadarıyla..

bu düzeltme için teşekkür ederim fakat yine de hayatı boş şeyler içinde geçmiş bir insanı sırf şiirleri için sevemem...tıpkı necip fazıl gibi..necip fazıl'ı necip fazıl yapan sadece eserleri değildir....

 

sanırım bir de tek kitabı azab-ı mukaddes, 1949 değil ..hiç, 1919 adlı bir kitabı daha varmış...

 

vesselammm;)

Share this post


Link to post
Share on other sites

Birincisi, 'Ne ararsın Tanrıyla aramda' saçmalığı Neyzen'e değil, göbeğiyle düşünebilme konusu üzerinde ihtisas yapmış denyo bi polis memuruna ait; düzeltelim bunu.

 

İkincisi de, tarikat şeriatin içerisindeyken İslamiyet dahilindedir, unutulmasın! Ben içeyim dökeyim, sonra da gelip 'Bre zahit ne anlarsın sen' makamından kabadayı naaraları patlatayım, aşık olayım, eren olayım. Pardon ama, bürrsssstt! Kur'an sadece şeriatçilere inmedi, tarikatçilere de indi. Haşa, 'Bana yakınlaştıkça cıvıyıp yasaklarımı sallayın, bunlar size göre değil, ağaya beleş' diye bir cevaz var mı bu kitapta? Zahire bu kadar aykırı batın mı olur? Naz makamının ölçüsü bu değil, bildiğin isyan makamı bu. Hazret-i Peygamber bile, bir mevzu hariç, Kur'an'da belirtilen yasaklara harfiyyen uymuşken, 'Ben Allah'ı buldum' diyen komedyen kendinde şeriatı çiğneme selahiyetini hangi hakla görebiliyor, yahut bir insana bu hak nasıl yakıştırılabiliyor? Kim oluyorsun dayı sen?

 

Mevzu günah işlemek değil, asla! İnsandır, günahı işler, sonra da nedamet duyar, mağfiret diler en büyük kapıdan, eyvallah. Ama kalkıp da bu günahı aklamaya çalışmak ve yuyup yıkayıp güzel bi şeymiş gibi servis etmek, fazlasıyla bayat ve saçma sapan bir şark kurnazlığı. Söyliyim, öbür tarafta sökmez bunlar, çakarlar mevzuyu... Derseniz ki, 'Neyzen iyi adamdı, içerdi miçerdi ama inanırdı ve yasaklara saygısı vardı', kendi halinize bırakırız sizi, tek kelam etmeyiz. Derseniz ki 'Adam beş para etmezdi ama eserlerinden bazıları hakikaten kaliteli be abi, adam üfleyip yazmış, bu şirinde İslam'a ters bi şey de yoktur', eh ona da tam katılmamakla beraber eyvallah. Ama yok, 'Zahit ne anlar bizi, biz aştık gittik zaten de size çaktırmıyoruz (Miraca gittiler hazretler sanki), yer de içer de, sizi odun sofular sizi' tarzlı artık ziyadesiyle baymış, iğrendirmiş, birkaç yüzyılı devirmiş çürük bir seviyesizlik ve külhanbeyliği edebiyatıyla karşımıza gelip ayyaşlığı bile Allah aşkına verebiliyorsanız, oturun ve inandığınız dinin ne olduğunu bir sorgulayın, bu kadar da ciddi yazıyorum!

 

Baydınız artık şu serserilik medhiyelerinizle, kabak tadı verdiniz be birader! Yeter artık!

 

İyi valla, Allah aşkından kafayı çeken, Allah aşkından, haşa huzurdan, hatuna da gider.

 

Durun sizin beylik ağızdan bi nazire yapayım: Sizin olsun Neyzen'iniz, bize Peygamberimiz yeter!

Share this post


Link to post
Share on other sites

Neyzen'in içkiye helal dediğini iddia eden mi var? Git önce cevap verdiğin yazıyı ve yazının kime hitaben yazıldığını anla da gel küçük aslan parçası! Hadi sana muhattaplarla ilgili bi kıyak yapayım, iki tane şık veriyorum: A. Neyzen, B. Sen... İpucu: A şıkkı doğru değil. Bildin mi şimdi?

 

Melamet hakkında bilgi sahibiyim merak etme, melametin haram işlemekle olacak bir iş olmadığını da biliyorum. Halktan kendini gizlemek veya halini çaktırmamak için kafayı çekmenin meşru olabileceğini mi sanıyorsunuz siz? Tasavvuf şeriat dairesi içerisinde olmalıdır derken kastettiğim bundan başkası değildi. Ben kendimi gizlemek için kafayı çekemem, aşıksam zaten geçerim kendimden; demlenme selahiyetine kimse sahip değil; misal hastalıklarda bile alkolsüz ilaç alternatifi yoksa mecburiyet halinde ancak alkol kullanılabilir. Haramı işleyip bir de bunu melami-meşrepliğe, tasavvufa, Allah aşkına, babalığa, emmiliğe, kulluğa, köleliğe, kalenderliğe, carta curta vermek; hem haramı işlemek, hem de mukaddes bir mefhumu istismar etmektir (bu hal, savunan için de geçerli). İki kere rezalet, çifte kavrulmuş pişkinlik, Allah'a karşı duble aymazlık... Sadece zahitler değil; Müslüman olan hiçkimse bu haramî melameti kabul edemez. Tersten bir yobazlıktır bu; melamet perdesi altında şeriatı delenlerle zekatın çoğunu hülleyle iç eden yobaz arasındaki tek fark, ayyaş melaminin, artık bayatlamaktan da öte, küflenmiş bulunan 'pis zahitler benim sevdamı ne anlar' namelerini okutan bir yalancı nefs emniyetini haiz oluşudur.

 

İlk mesajda da yazmıştım, fakat bir kısmımız belki okurken kafası güzel olduğundan anlamamıştır diye toparlayayım, anlaşılmamış zaten: İçki içilir, hatadır, haramdır, ayrı mevzu. Sonra tövbe edersin, bunun yanlış olduğunu bilirsin, hicap duyarsın, nedamet hissedersin de belki bu tövbe vasıtasıyla pek çok âbid'e tur bindirirsin, Allah bilir. Fakat bu hali melamimeşrepliğe vermek, tasavvufa yamamak, Allah aşkıyla ilişkilendirmeye çalışmak nefs güdümlü bir yalandan başkası değil, artık bu zırvalarla beyin dövmeyin efendiler, baydınız yahu! Bohemliğiyle, içtiği için eleştirilen bir adamı mutasavvıflıkla savunmayın; değil kargalar, börtü böcek bile güler buna be!

Share this post


Link to post
Share on other sites

Haha süper süper. Introduction to Sufism dersindeyiz. Mesele enfes bi yere geldi. Mevlana olsun, Hacı Bayram-ı Veli olsun; şarap, meyhane, zevk etmek filan derken hep bunu kastediyordu aslında. Hatta bunak İlhan bile haklıymış da haberimiz yokmuş (Bu ve bu).

 

Neyse inelim hele detaylara. Evvela sarhoşların içinde müstedid olanların var olduğunu zaten söylemiştik, hatta bi kere yetmedi, ikinci defa söyledik. 'Ettekrar-ı ahsen ve lev kane yüzseksen' parolasıyla geliyorsanız işimiz var demektir, vallahi o kadar söyleyemem, işim gücüm var. Üçüncü seferde anlaşılabilmiştir inşallah. Umut fakirin ekmeği... Eldeki malzeme... Neyse:)

 

Definenin yolu Allah aşkından içmek midir, nokta burası. İçip de 'Ben Allah aşkından yapıyorum bunu' diyemez kimse, kimsenin içişini buna yoramazsınız. Allah'ın istemediği bir işle onunla meşk mi edilir? Yahu ona en yakın olan kişi, yani Risaletpenah efendimiz bile kendisinde bu selahiyeti görmezken ve bunu kimseye vermezken, O'nun yanında pislik kadar değeri olmayan Neyzen mi bunu yapmaya izinli? İnandığınız din başkaysa bilemem, oraların doktoru ben değilim, oraya ben bakmıyorum. Yapılan tahlillere karşı alakalı alakasız bir beyitle cevap vermeye kasmayın, tutmaz, yenmez. Defineye malik nice viraneler vardır ama, hiçbir define maliği, zıt gidişini aşkıyla peçeleyecek kadar saygısız değildir. Bu define tövbe toprağının altında saklıdır, haramilik camının arkasında değil! Define sahibi nedamet duyandır, bile bile demlenen ve bunu Allah aşkıyla açıklayarak hem kendini, hem dışarıdakileri, bilhassa da Allah'ı kandırdığını zanneden şaklaban değil...

 

Bu arada dikkatinizi çekerim, daha ıstılahla gündelik manayı karıştırmanıza, İbrahim Hakkı Hz.'nin nasıl bir hayat sürdüğüne ve fikirlerinin bütününün hangi eksende seyrettiğine filan doğru dürüst girmedim bile.

 

Kısacık bir alıntıyla mevzuyu hallettiğini sanan, onca tahlile karşı başkasına ait bir çift mısrayla mesele neticelendirmeye çalışan sığ insanlara bitiyorum. Bari suçunuza alet etmeyin bu insanları, bari onların sözlerini istediğiniz yere çekmeyin! Derdiniz vebal altında kalmaksa, kendi vebaliniz size yeter zaten.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Ya kardeş, olay şurda bu insanlar(neyzen Tevfik gibiler) alkole müptela olmuş, ama dinide sayıyorlar, Neyzen Tevfik doğru yolda değildi bu kabul fakat dine saygısı vardı benim anlatmağa çalıştığım adam içiyor diye herşeyine yanlış denmez, demek istediğim bu yoksa bu şarap içenlerde biz Allah aşığıyız bize helaldir dememiştir.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Bunu başta deseydiniz problem olmayacaktı. :) Olaya 'Zahitler anlamaz Melami Neyzenimizi' lafıyla girince, sanki Neyzen'in Allah aşkını kafayı çekerek yaşamayı kasten seçmiş bir tasavvuf eri olduğu ve sizin de zahitlerin onun bu yönünü görmezden geldiği düşüncesini taşıdığınız, kendisini sahiplendiğiniz anlaşılıyordu, tepkiyi bunun üzerine gösterdim ben. Zira malum, özellikle Bektaşiliğin son halinde içip içip bunu pişkince hoş göstermeye kasan kafirden beter armutlar gani. İçki içişini meşrulaştırma gayreti meşhur nüktelere bakılırsa Neyzen'de de var, ama en azından Allah inancı olduğu doğrudur. Benim adamım değildir. Burası ayrı. Neyzen benim ilgi alanıma pek girmez, şahsen pek haz da etmem; fakat dediğim gibi tepkiyi göstermeme sebep olan davranışınız; bohemliğiyle eleştirilen birisini, bohemlerce istismarı çok kolay olan melamilikle özdeşleştirmeniz ve Neyzenin bohemliğinin(ayyaşlığının) bir tasavvuf telakkisinden ileri geldiğini sezdiren bir cümle kurmanızdı. Şu halde, en azından tepkiyi göstermeme sebep olan noktada hemfikriz. Tamamdır.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Neyzen Tevfik ve son dönem Bektaşiliğinde Melametin yanlış anlasılmasından ötürü ayyaşlık bir felsefe halini almıştır.Yoksa Esrar dahi haramdı helaldi tartışmaları olmuş ama Alkolü tüm inananlar haram kabul etmiştir.Tekkelerinin kurucuları Osmanlının ilk zamanlarında Horasandan gelmiş Melami erenleri olan ama zamanla Melamiliği yanlış anlamaları ve Şah İsmail ve Şah Abbas zamanındaki Batıni Şiilik(Yani şuanki Alevilik-Kızılbaşlık) içlerine girmeleri sebebiyle sapıtan bazı tarikatların mensupları(en ünlüsü Bektaşi tarikatıdır, ama daha çok tarikatlar vardır) alkole müptela olmuşlardır.Yani olay bir tasavvuf telakkisinin yanlış yorumlanmasıdır.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Olay bir tasavvuf telakkisinin, yanlış yorumlanmaktan da öte, katledilmesidir. Yanlışları sahiplenmemenin lüzumunda hemfikriz sanırım. Şeriat dairesi dahilinde kalan melametin yeri, başımızın üstüdür. Ayyaşları en azından mutasavvıflık kimliğiyle sahiplenmemeli.

 

 

...

yürü be...

Evet abicim, mümkünse sırtını dönüp şöyle bir ömür kadar yürüsün biraz.

Share this post


Link to post
Share on other sites

Neyzen Tevfiğin öğrencisi ikinci ney hocamdır..Bugün kendi ağzından duydum,aktarıyorum. 'O alkolü sever ve içerdi,ben sevmez ve içmezdim.Bir araya geldiğimizde mezvusu olmaz,ney imizle meşgul olup eserlerimizi icra ederdik. Ben cerrahilerle de bulundum,Halvetilerle de.. İşimiz ney ise neyzenliğiyle ilgilenelim yok işimiz özel hayatsa ki bu magazine girer,zira bizim işimiz bununla değildir.. Alkol alması beni ilgilendirmemekle beraber kimseyi ilgilendirmez.. Koyun-bacak mevzuu.. Herkes işini yapsın..'

 

Bence de herkes işini yapsın.Alkol alıyormuş da içki sofrasına oturuyormuş da sonra kalkıp şiir yazıp bunu alenen belirtip kötü örnek oluyormuş..Eğer neyzenliğiyle ilgilenip yorum yapacaksanız amenna. Beğenir ya da beğenmezsiniz,buna da amenna.. Bi Neyzen Tevfik midir alkol alan? Bi O mudur böyle şiirler yazan? Ben O'nu savunmuyorum,taraftarı filan da değilim ama bırakalım bence bu işleri..

 

Ney gibi bir ensturmanı rakı sofralarına indiren zat.. mış.. Bi O mu Allah aşkına?Ney i rakı sofrasına indirmemiş ama öyle ...... neyzenler tanıyorum ki.. Ve hepimizin bildiği,dinlerken belki farklı alemlere götürdüğü.. Her doğruyu herkes bilmiyor arkadaşlar..

 

vesselam

Share this post


Link to post
Share on other sites

koyun -bacak mevzusuyla ilgili bir şey söyleyeceğim sadece....

 

Her koyun kendi bacağından asılır diye bir şey yok. Asılsa da kokusu herkesi rahatsız eder. Kötülüğe göz yumulamaz artan kötülükten herkes sorumludur.

 

Müslüman, iyiliği emredecek, kötülükten sakındıracak, iyiliğe çağıracak, iyi örnek olacak ve tebliğ görevini yerine getirecektir. (Baknz: Al -i İmran: 104 - 110 - 114)

 

:)

 

not:şimdi buraya böyle yazıyorum diye denilebilir ki yaw kardeşim sen çok mu doğrusun??vs...

elbette değilim...elbette hatalarım elbette kusurlarım elbette etrafa yaydığım kokular var...malesef....

ancak bütün mevzularda her koyun kendi bacağından asılır diyip işin içinden çıkmak olmaz....

Share this post


Link to post
Share on other sites

Koyun-bacak meselesinde Deniz Mavidir Behlül Hz.'ne ithaf edilen bir nükteyle mevzuya noktayı koymuş. Her koyun kendi bacağından asılır, neticede günahın bedelini çekecek olan faildir; fakat emr-i bil mağruf ve nehy-i anil münkerin gereğini bilirsiniz. Her aleni günahın içtimaî bir yanı da var. Günah ne kadar popüler olursa, günahı millete ne kadar gösterirseniz başkalarını da o miktarda tesir altına alırsınız. Hele hele bir sanatçıysanız ve bu hususta patlattığınız nüktelerle meşhurlaşmışsanız, içen insanların eline koz, diline söz, kalbine itminan, bbeynine argüman vermişseniz, o bacak sizin boğazınıza da dolanır. Ayıpları örtme emrindeki hikmet, bu noktayı da kapsıyor olmalıdır bence. Özel hayat-magazin mevzuu da bununla biraz ilgili. 'Özel hayata bakmayalım' filan diyoruz da bu o kadar kolay bir şey değil. Ben Üstad'ın zevklerini yaşamayı severim mesela, bana ayrı bir tad verir gündelik hayatta onun gibi davranmak. İdolü iyi belirlemek ve farkında olmadan yaşayacağımız etkilenmeler için de, haramilere karşı biraz daha dikkatli olmak lazım... Biraz zor; biraz nasip işi...

 

'Herkes işine baksın' gibi bir sözün pek kıymeti yok bu arada, Herkesin kendi işiyle ilgilenme lüzumu, dışarıyla ilgili sorumluluklardan ve insanlar hakkında fikir bildirmekten bizi alıkoymaz.

 

Mevzu neyzenlikse ve bu adam iyi çalıyorsa, kendisinin yanlışlarının farkında olup sadece bu açıdan takip edilmesinde bir beis olmasa gerek, çoğumuz severek yabancı müzik dinliyor, o adamların da Neyzen'den pek iyi olduğunu söyleyemeyiz. Aralarındaki fark, Neyzen'in biraz daha bizden olması hasebiyle menfi tesirinin daha dikkate değer oluşudur denebilir belki. Ayrıca denildiği gibi Neyzen'in sadece ayyaşlığıyla ele alınarak ona kesinlikle uzak durulması gereken bir insan gözüyle bakılması da pek doğru değil, tamamen yoksayılması gerekecek kadar azılı bir kafir filan değil Neyzen. Müslüman kimliğini öne çıkararak yazdığı güzel yazıları da var bu adamın. Meşru olan her güzellikten istifade etmeli. Yalnız cemiyetin bu kadar önünde olan böyle bir şahsın haramını alenileştirmesini ve -hakkındaki nükteler doğruysa- yaptığı haram güzellemelerini tasvip etmemizi de kimse beklemesin. Melamet meselesinden filan uzun uzadıya bahsedilmişti zaten.

 

Neyi rakı sofrasına indirmeyen fakat Tevfik'ten kat-be-kat şerefsiz olan Neyzen'ler de var, divan durup günde beş vakit sövün adamlara, öyle yani. Ama burada konu Neyzen ve bir haramı aleniştirmesini eleştiriyoruz, ondan daha kötüleri var diye Neyzen Tevfik'i atlamak da doğru olmasa gerek. Mevzular farklı yani. He, neyi rakı sofrasına indirdi itirazına bu cevabınız iyi gitmiş aslına bakılırsa..

Share this post


Link to post
Share on other sites
''

ey zahit saraba eyle ihtiram

insan ol cihanda bu dunya fani

ehline helaldir na ehle haram

biz iceriz bize yoktur vebali

 

''

 

yürü be...

Bu şiir son dönem Bektaşilerinden Edip Harabinindir Neyzenin değil...

  • Like 1

Share this post


Link to post
Share on other sites
Bu şiir son dönem Bektaşilerinden Edip Harabinindir Neyzenin değil...

 

 

şiirin neyzene ait olduğuna dair bir işarette bulunmadık efendim.

 

maksat tartışma kızışsın, kalem ehli kelimeleri damıtsın, fıçılasın, mahzende bekletsin; biz de münazara şarabından keyifle demlenelim, aşk deryasını boylayalım, mevlamıza yakınlaşalım...

 

ar ü namus şişesini taşa çaldık, kime ne

Share this post


Link to post
Share on other sites
not:şimdi buraya böyle yazıyorum diye denilebilir ki yaw kardeşim sen çok mu doğrusun??vs...

elbette değilim...elbette hatalarım elbette kusurlarım elbette etrafa yaydığım kokular var...malesef....

ancak bütün mevzularda her koyun kendi bacağından asılır diyip işin içinden çıkmak olmaz....

 

 

İşte herkes böyle diyor maalesef :) Bizlerin sorumlulukları var fakat biz de hata yapıyoruz.. E biz kuluz,hata yapıp doğruyu bulacağız..İmtihandayız zaten..En basitinden yolda gördüğünüz birini uyardınız mı hiç? Ya da uyardıktan sonra nasıl bir tepkiyle karşılaştınız? Ben tesettürlü olmam konusunda uyarı aldım mesela :D Hangimiz çıkıp bu yaptığın yanlış,doğrusu bu diyebildik?

 

Vel hasıl kelam dinleyenler dinlesin,dinlemeyen de zaten dinlemez..Böyle bi adam gelmiş,yaşamış,yaşaması gerekiyomuş..Doğru da yapmış yanlış da..Artık ruhuna fatiha okumaktan başka diyeceğim bişey yok :P

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...