Jump to content
Necip Fazıl Kısakürek [N-F-K.com Forum]

Recommended Posts

YOLUMUZ

 

• Rabbim, bize ne güzel bir yol nasib ettin! Şöyle bir yol: Efsanevî bir levha halinde, sislere

batmış bir dağbaşına doğru ilerleyen kıvrım kıvrım bir patika örgüsü… Bu patika vaktiyle

dünyanın en muazzam caddesiymis; sonra gelen bozmuş, giden harab etmiş, en son gelenler

ve gidenler de onu büsbütün tıkayıp üstünden geçilmesin diye sivriliğine cam kırıklariyle

döşemiş… Sislere batmış dağ başında, insanoğluna yekpare ebedîlik ânını ve gerçek oluş

saadetini tekeffül eden bir saray var… Fakat bizim gözümüze böyle görünen saray, yolu cam

kırıklariyle döşeyenlerin gözünde, dünya saadet ve nimetine, eseklik hürriyet ve meziyetine

mâni bir zindandır. Onlar, biz dünyaya bu zindanı musallat etmiyelim diye yolumuzu

keserken, biz de dünyayı bu felâketten kurtarmak için yolu o saraya doğru açmaya

çalışıyoruz. Bu “yeni”lerin en yenisine, ezel noktasını ebed noktasına iliştiren mutlak ve nihaî

“yeni” ye malik olduğumuz halde, bu “yeni”nin mâziye ait bayat ve yanlış tatbikatından, eski

olmakla suçlandırılıyor ve bu yüzden tek kelimesi dinlenmez “kokmus kafalar” ve vahşi

yobazlar telâkki ediliyoruz. Halbuki bizi böyle telâkki edenler, sahte kemiyet yeniliklerinin

aldatıcı kabukları içinde donmuş, mutlak ve şifasız küfür yobazları… Donmuş kafa asıl

onlarınkidir; ve o kadar kokmuşlardır ki, kokmuşluğu bile dondurmuşlar ve tefehssühlerini

konserve kutusunda ebedîleştirmişlerdir. Bunların, gerçekten, ebedîleştirebildiği tek sey,

bizzat ve binnefs kokmuşluktur.

• İste bu yüzden, kimsenin anlamadığı, kuş diline benzer bir muamma lisanı konuşuyoruz.

Bizi, ne bizden olduğunu sananlar, ne de bizden olmayanlar anlayabiliyor. Bizi anlayabilmek

istidadı, ancak Allah ve Resûlünün sırları yolunda kafasını berhava etmis yüksek çile ehli

müslümanlardadır. Onların da bu devirde sayısını tesbit edebilmek çok zor… Korkarız ki,

“kaç kişisiniz?” diye sorulsa “milyonları aşkınız!” diye cevab verildikten sonra “öyleyse

buyurun zehirle pismis ası yemeye!.” Der demez, tıpkı Hacı Bayram-ı Velî’nin müritleri gibi

birbuçuk kişiye inmesinler!..

• İşte arkamızdaki bu birbuçuk kişi, sivriliğine cam kırıklariyle döşeli yolda, topuklarımızdan

saçlarımıza kadar kan içinde, ilerlemeye çalışıyoruz biz!. Yürünmez yolda, anlaşılmaz dille,

asılmaz mânialara rağmen mesafe aldığımızı görenler, bununla da kalmıyorlar! Dağların ve

kırların, köpek, çakal, sırtlan, karga, fare, domuz, ne kadar mundar hayvanı varsa üzerimize

musallat ediyorlar! Ayrıca kanunî yol bekçileri, ellerinde ceza makbuzları, memnu

mıntıkalara girmiş olmanın suçunu ha bire kaydedip duruyorlar. Bu kadariyle de dolmuyor

çile… Arkamızdaki bir buçuk kişinin çeyreği, bizden aldığı tefekkür dersini, davaya en zıt

yollara saparak, bir nevi istiklâl ilânına kadar gidiyor ve İslâm cephesine âdetâ “Tavâif-i

Mülûk” manzarası veriyor ve küfür ejderhası tarafından kolayca yutulmamıza çalısıyor, asıl

bu manzara karsısında cam kırıkları topuğumuzdan ciğerimize kadar batıyor, köpekler

havlıyor, mukayyitler yazıyor, dönekler çark ediyor; ve şu âna kadar bahsettiğimiz en korkunç

zümre, bugün belki bütün cihana hâkim Yahudiler ve Yahudilik müessiseleri, bütün

şubeleriyle perde arkasından bu vaziyete bakıyor. Cam kırıklarını onlar dösetiyor, köpekleri

onlar besliyor, mukayyitlere onlar talimat veriyor ve dönekleri vasıtalı vasıtasız, onlar idare

ediyor.

• Ve biz her seye rağmen yüzbinleri asan kadromuzla yürüyoruz; her seye rağmen yürüyoruz,

yürüyeceğiz ve güzel isimleri arasında “Galip” isminin sahibi Allah adına ve aşkına

yürümekten vazgeçmeyeceğiz!

•Rabbim, Rabbim; bize ne güzel bir yol nasib ettin! Sırlarının ve nimetlerinin hazinesi olan

saraya, elbette ki, bundan daha kolay şartlarla gidilemezdi. Mademki zorluk bu kadar müthiş,

o halde tam yolun üzerindeyiz; ve mademki tam yolun üzerindeyiz, o halde yürüyeceğiz ve

erişeceğiz! Çünkü biz, herhangi bedavacılık ve lüpçülükten uzak, senden, nimetinle mütenasip

ebedî devleti istiyoruz; o halde her çileyi çekeceğiz ve sonunda –yalnız senin dilemen

şartıyla- bu devleti kazanacağız! Mademki ıstırap bu kadar büyük, mazhariyet ve devlet de o

nisbette azîm olacaktır.

Share this post


Link to post
Share on other sites

"evet malesef yolumuz uzun çileli ve çetin

 

bir yerde kendini gül bahçesinde sananları saplanmış oldukları bataklıktan çıkarmanın

çıkarırken hem onlarla hemde asıl o bataklığı kardeşlerimiz batsın diye oraya kuran ve ona gül bahçesi görünümünü veren sözde demokrasi ve özgürlükçülerle onların tüm haksızlıklarına rağmen haklı olduklarına inandırdıkları dünya ile mücadelenin yolu

yorucu kırıcı aşındırıcı önemlisi ZOR bir yol

ZOR ve MÜBAREK...

 

üstadın dediği gibi

"KOLAYMI KAF DAĞINI ÇEVİRMEK DOLAY DOLAY!

VAROL EY ULVİ ZORLUK YERE BAY SEFİL KOLAY"

 

RABBİM bu yolda yar ve yardımcımız olsun

Share this post


Link to post
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

Loading...

×
×
  • Create New...